23 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

23 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TÜRK DİLİ HAKKINDA bir fikir Geçen günkü (Vakıt) te muhte- rem doktor Reşit Galip Beyefen- dinin çok kıymetli makalelerini o- kuduktan sonra aynı ciheti göste- ren eski bir vesikayı neşre karar verdim. Bu çok kıymetli makale- ye hiç bir satır ilâve etmek iste- mem. Çünkü o kıymetli (tetkike bir şey ilâvesine imkân yoktur. Bu yazımda Hunlar hakkında pek mühim malümat veren meş- hur bir müverrihin bu dil hakkın- daki sözlerini kaydetmek isterim. Benim bildiğime göre Türkdili hakkımda malümat veren en eski ecnebi müverrih budur. 527 senelerinde yaşıyan ve Kont rütbesini ihraz eden Mar- celli Nus “Chronicon,, adlı yazmış olduğu çok kıymetli eserinde bu Türklerin diline dair de bazı ka- yıtlarda bulunmuştur. Marcelli- nus İllyria'da doğmuş olup hü - kümdar Jüstinian'nın yaşamış bir âlimdi İşte Türk diline dair en eski mütaleayr serdeden bu müverrih şu sözleri kitabına yazmıştır: İpsi flexilogui, eorumgue sermo ple- nuş metaphoris et obscuruş erat.,, Bu cümledeki floxloguus kelime - sini Jügatler şu suretle tercüme et mektedirler: “gui se pröte â plu- sieurs sens.,, Ben Fr. Noel'in lügatini kullan- dım.. O halde bu lâtince ibareyi şu suretle tercüme edebiliriz: On- ların dilleri çok manaya delâlet e- den ve istiarelerle dolu müphem bir dildir. Şurası da muhakkaktır ki Mar- cellinuş Türkeçeye vakıf değildi, Fakat gerek eserinin delâlet etti gibi ve gerek yüksek mevkii icabı bir çok Türklerle temas etmiş, bunların dili hakkında bir fikir edinebilmiştir. Türk dilinin ne kadar istiare ve sarayında mecazlarla dolu olduğunu göste- | ren bu mühim vesikada yalnız şu- rasmı da izah etmek icap ederi Türk dili Marcellinus'un söylediği | gibi müphem değildir.. Çok muhterem Samih © Rifat beyefendinin — söyledikleri gibi Türk dilinin her ne tarafına ba- kılırsa en ince teferrüatına kadar bir kaideye merbut olduğunu gö- rebiliriz: Misal olmak üzere aza isimlerini alalım. Türkçede aza isimlerinin büyük bir kısmı Ak e datile nihayet bulur. Ayak, par - mak, tırnak, yanak, kursak, ba - ğırsak, kulak ve saire gibi.. Böyle bir kaidenin dünyada hiç bir dil de mevcut olmadığını söyledik - ten sonra bu kaideleri tetkik eden Prof. Nâmth'in bundan çıkar. dığı şu kıymetli neticeyi arzede - lim: Ayak kelimesindeki — di - ğer kelimelerde olduğu gibi — kök Ay'dır. Binaenaleyh bu keli- me de adım atmak manasına ge len Aymak kökünden gelir. Bi - zim kullandığımız adım da ay- ni köktendir. Tırnak kelimesinde ki ak edatmı da atarsak kök olan Tırnamak filinin diğer Türk leh- çelerinde Tırmalamak manası - pa geldiğini görürüz. Uygur, Koy bal, Şor ve saire Türk lehçelerin- de göz'ün karak şeklinde kulla - nıldığını biliyoruz. Buradaki Ak edatını da atarsak Karmak yani görmek kökünü bulabiliriz. Bu birkaç misalden şu netice çıkabi- lir ki, türkçede Ak ile nihayetle - nen aza isimleri bir fiilden teşek kül etmiştir. Ayni kaideyi ele a- larak diğer kelimeleri de araştı- rabiliriz. Fakat bunların bazıla - rında güçlüklere tesadüf etmek azam Hüseyin Namık teyiz. Meselâ kulak kelimesini e- İle alırsak türkçede işitmek mana- sına gelen kulmak fiilinin mevcut olmadığını görüyoruz. Lâkin buf kelime ayni manada Fincede mev İ cuttur. ği İşte bu kısa izahat türk dili « nin ne kadar ince kaidelere mer- but olduğunu gösterdiği gibi al - tıncı asırda eser yazan Marcelli - Dus'un da bunu sezmiş olması dik kate şayandır. Başka bir yazım - da Milâttan evvelki Türk dili ya- digârlarmdan bahsedeceğim. | Söz Kitab Turk Dili Anadoluda kulla- i elimeler nıianbazı kelimel Türk di tetkikleri o yapdırken “Söz kitabı,, unvanı altında Anado - luda kullanılan bazı kelimelerin top- landığını yazmıştık. Bu kitaptan di - ğer bazı kelimeler naklediyoru: ARTIKLAĞI: Tefazti, fazla. Füin şe » yin artı u.. Her şeyden artıklağı bir de kötü siz İş k, ARUT: Marsık, Mazırık, Kömür arutlu çikti. AF NA: Bez & n dişizi, ARZUMAN (Osmancık Maksutlu köyü) Şiddetli iatek, umut. Şeker suya dalmasın Düşman mürat n'masın Soyun da gir koynuma Aramanın kalmasın, SAL (Burdur): Bilme ASALAK (Siva) satarken ete âve etikleri kötü pörçelar; 2 — Tufeyli, davetlinin yanımra davetsiz 0 Iarak giden kimse, eğti. ASARMAK Odalatya): Besleyip mek, takayyüt ve #htimam etmek. ASI: Çok büyümüş, Bizim buğday ast, daha evvel Yetişti ASTDAN (Teka): Erigmiş, olğun. ABTM SUYU: İç w bulgur yakut pi - | rinç atılmak için afişe konar | tsnceredeki büyüt gok Azem muyu ocakta Jkaldr. ÜZÜMÜ (Denizti): Heve (Safranbolu) : “Topel Teke): 'Tanccüp Iade eder. Ay! nk AS ASMA ( Yemek, çorba, 2 — Aşure A. Naşa köyü): Diz kapağı AŞAM (Van): Harman mahallinde açı - İp saçılmış ekin sapları. Halden fazla, tti, aşar: adar. AŞIRT: Sirt geri, Tepelerin, yamaçin » rm arkası. Bizim bağ şu aşırttadır. AŞDAMI (İsparta, Teke): Mutfak, AŞIKRAŞI 'riy: Atm arka İnciğin. Ş GİTMEK: 1 — Sırt üstü gitmek, baymak (Niğde); 2:— Mae, İleri gitmek. Haddi tecaviz etmek. AŞIRLAMA: Bir nevi aşırdarak dikilen dikiş. i AŞIRMA: Bakından © yapılmış, kuyudan | si iye yarar bir kap. Kovanın küçüğü (Kırşehir). Bakraç. çöğridir). Ağıryon hel ke, ŞIRTMAÇ:; 1 — Bemerii ve kürtünlü hayvanlarda kuskunu tutmak için sağrıdan #iilarak kuskuna bağlanan ip, fitü, keçe ve saire, Hayvanm aşırmacı koplu. 3 — Dağın aşılacak yeri (Ankara). AŞKABAĞI: Bakızkabağı, yemek yapı - lan kabak. pi AŞKAR (Niğde, Çorum, Avşar): 1 — Şekli, muret, biçim, güzellik, kususl vasıf Yitirdiğim atm aşkarmı haber vereyim de izi tarife p AŞKIÇURUĞ! Oklava, AŞLAMAK ÇYabanova): Yamalamak, AŞIK (Çangırı): 1 z kulak ol. AÇKIÇUBUĞU Gize): | (Malatya): Kadınlar bazı yemek yüklülük © dolayısile mek. ATA (Cerit oymağı) yollarına giti mi? ASTI, ANA ATA Terbiye, görgü yeri. Ana ola büy n mi? Oğlan atadan öğrenir sofra açmayı Kız nnadan öğrenir biçki biçmeyi, ATACAK, ATACA (Bolu): 1 — Hallaç ların pamuk attığı tokmak. Atrmer t &w 2 — Dağm tepesinden Kütükleri yu - variadıkları y Ecdat, Ata dede SOFRASI; soleasında Amma slârsız adamsın ha, Atar yok yü- reğinde. ATAŞ TAVASI (Arkara) Ateş küreği, köz tavası, deki aşıkta bulunan şişlik, aşığına endirmiğ | Yeni Talim ve terbiyeye ait bir Film 13/3 Mektepli Genç Kızlar Filimler N Hiç bir erkeğin iştirak etmediği ve yalnız mektepli kızların çevirdiği bu büyük filme sid malümatı dün yazmıştık.Almanyanın bu meşhur filmine ait mevzuu da bugün neşredi; Bir kız mektebinde reultlerden biri oend” | mevcut bütün tslebeleri maddi ve bir tesiri hürmetkâr ile idare etmekti, Kızlar buna kargı masumane bir sürette merbutturlar. o Hattâ içlerinden öketiz ve im bir Kizcağız, uğruna terki büyats bile bis ediyor. ş bir alnemacmm bu kadar rakik ve gayri h li Maas ruhiyatı ne kadar müş- külâtla filme almahileceğini elbetta takdir edersiniz, İşte Vü filmde buna mülkemmelen muvaf- fak olüntmuş ve mektepli genç kızlar filmi birinci derecede bir filim olarak meydana manevi | tir. Bize kalırsa bu kikmetin sirri bir roman- cmm işe başlamazdan evvel cep defterine almmış notlar gibi gayet doğru ve derin tet kikatın zaptedi olmasından ileri gelnek- tedir. Fihakika bu etütler ve tetkikler derin- lik hususunda şimdiye kadar gördüğümüz filmlerin ekserisindeki pelkolojidan ileri git- miştir. Bilsaasa bir kadının eseri olan bu müstesna filmi meydana getiren Madam (eontin Sagam) ın kudreti sayesinde gözü- müzün önünde bugünkü ahlâk asil ve ha- kikatile kümilen tecessim ettikten başka munhasırar (Mektepli genç kızlar) filminizi bumusiyetini teşkil eden ruhlarına tahlili ve nefs ermarenin tetkik keyfiyetlerinin & ilara bâyret verecek bir Larzda vücude gelmiş olmasa: şayan: kayıttır. Vazn sahne, henliz tebelttir ve inkişafa ce seret bulamıyan genç talebelerin fikir ve terini henüz tersim eden asıl arzularını m telâffuz etmediği dti- bize kis ve idrak ettirmiştir. Denilebilir ki şimdiye kadar sinema Ale- mi insan ruhunu bu kadar bariz bir tarzda açıp göstermemiştir. o İşte bu sebepten (Glektepli genç Kızlar) bu senenin yalnız en güzel #itimlerinden biri değil belki sahne vazılarımın şimdiye kadar meydana getire -)| bilmiş olduğu on barikanfima sinema romam larından biridir. Filmin mevzuuna esan olan eserin baz: sayfalarını Aynen derçediyoruz; Manusela Von Müyinbardisin ruznamesin- den: 3 — TEŞRİNİEVVEL : Olan oldu, Po- basla kaz yatı meğtebinin eğer Mapa uzun 'söneler için arkamdan kapandı. Şimdi ndan ir iftirakm dil. saz acdarmı ö Azan yârsbbi bu müessese De soğuk ne bazin bir yer. İçinde yan ettirici çıplak Mir temizlik görülen yataldanelerile ucu bu Baş FON öyzeyaği mektepli haz cağı gelmiyen ve ancak kendi ayaklarınızm şamalasından büşka hiç bir son sada duyul- zuryan medfen faa koridorinrile ne bâşyet verici bir mahal, Bittahi ilk evvel midire- ye takdim edildim, istihfafiçâr ve mağruruna kiküm ve nüfuzu beni ürkürtü. Bir düşman karşısında bulunduğumu he- wen hissettim. Ve bütin vücudum ttreme- den &ö odasına girehileceğimi me 66 kori- daorlarda kerşdagahileceğimi şimdiden &nla- dım. 4 — TEŞRİNİFVVEL : Benimbir ök- süz zahit Kız olduğumu öğrenmelerinden mi- dir, yoksa muhteris ve korkak ballerimi gö- ri seçip bazılarından nefret et. | rürce buraya girdikleri zamanki kallerini hatırladıklarından mıdır r? Her küçük arkadaşlarım bana karşı çok ve Iâlüfkâr bulundular. halde amzik en bu gece pek az İçinde mehtabın sert ve uzun gölgeler Bi geniş yatakhanade gözlerim fal taşı duğu halde. mnneeliğimi kaybettiğir Kadar geçen şen ve mesut çocuklu. vi geçitlerini seyrettim. Bu pan mis bir yer olmasına mani olan bir ciheti de günün her saatinde askeri bo- İ mazel (DOBRENBURG) ismi dolaşıp | madığını sordu. Ancak gu osvabt j &m Doğrusunu söylemek lâzım gelirse bütün | ruların velvele endaz olduğu bir kışlanın karşısmda bulunması ve bizim Mayatımızn bitmez, tükenmez hazin ve elim enatlerinin güya ba boru seslerle tahdit edilmiş gibi görünmesidir. Tamam sitr sene yanli einni ya kadar bu mahpeste kal- mâk mecburiyetini düşündükçe aklım zivans sından çıkacak giti oluyor... 5 — TEŞRİNİRVVEL : o Yatakhanedeki arkadaşlarımın telâşiı bir muhnverelerine ku Jak misafiri oldum: Hepsinin Ağzmda mat- du- ruyor. Matmazel (DOBRENBURÇ) un kim olduğunu merak ettim. Meğer bitün tale- besinin perestiş etmekte bulunduğu hir genç wide imiş. Bütün müstebit ve osfakâr meslektaşlarının içinde yalnız tu kız mer - hamet ve göfkat hizlerile mütehalli.. Bizler gibi nüvaziş ve hüsnü muamelelerden uzak kalan genç kızlara valide muzmelesi eden yeşkar rahim ve gelik İnsan... tayım.. Hiç bir noktasında şaşırmak'ı; bil değil... 31 TEŞRİBVVEL : OBimem neler du.. Bir iki snattenberi bu berbat heat? yatağınds yatmaktayım. Yanımda kim yok... Her tarafta derin ve elim bir Ruzname defterimi üzerimde buldum, FE hatıratım perişan. Evet gimdi hatıriry0" Oyun fevkalâde muvaffakıyelle hitamf di; Şiller'in lâyercut gilrleri beni giri ;ka leme nakletmişti. Derken punçl” güdr.. Hatırrma geliyor: Çok keskin bü a ki idL., Bana tatlı bir beş dönmesi veri gimden gelen bir ateg gayri kabili m Yet bir meyli tabit matmazele kargı cia3 deti muhabbeti haykırarak ildma., Ve Zİ a Mektebi ziyarete gelecekleri istikbal için bazırlık 4 — TEŞRİNİNVVEL : "Dün akşam Matmazal (DÖBRENBURG) a büyük mer. divenin üstünde rest geldi: Bilmem arka- dağlarının bana kendisinden hararetle bah- setmiş gimalarınlan mıdır, lâyetenahi bilmü yelkatla dölü mavi gözlerime Mr türlü vera arak p F oldum... e mine geçmek İstiyormuş gibi mütebessim ve teşvikkâr nazarlarin bana baktığını görür görmez gözlerimi önüme in- dirdim... 9 — 'TEŞRİNİEVVEL : Metmazelin tari finde arkadaşlarım çok haklı imişler. LAtIr, munis, mukni bir gahsiyet, Dün bana elini uzattı... Ax kaldı ayaklarına kapanacaktım.. Hicap diye tavsif edeceğim manasız bir kor. ku buna mani oldu. Kendisini tanıyalı henüz Uç gün olduğu halda kubimde ona karşı ni- hayetsiz bir sevgi himeddiyorum,. Şabamda kısmen zavallı anneciğim bulmuşum gibi oluyorum. Bilhassa alışamları yatağımıza | yalarken karyolamıza yaklaşıpta tepkt bir | anne gibi almlarımıza birer busi yefkat| Kondurduktan sonra sârit ve sakit bir ba- | yali gefik gibi sessizçe kapıyı kapayarak çıkıp gilmeni tarif ve tavsife sığar gey gildir.. 11 — TEŞRİNİRVVEL: Ben ne bahtiya- rım. Bu akşam mutat kurmaz yorduk.. Benim #iram geldiği vakit gözlerini © bana dikmiş olduğu halde gördüm. o Berre yavaş yavaş yanıma geldi ve bâştm: iki « İlnin arasına alarak alnıma medid bir. bus kondurdu. Bu bünenin" altımda eridiğim! biz. setim... Evveih rüya görüyerüm zerneyledim, fa- kat arkadaşlarımın nazarlarımı görünce ba- kikat olduğunu idrak ettim, Matmazel Pal bepsinden fazla seviyor. Amma bütün ar kadaşlarımdan.... Anladınız mı? Yarabbi Be bahtiyarım.. Sevincimden hem gülmek, hem oynamak, sıçramak İstiyorum. em de ağ- yaeağım geliyor.. 12 — TEŞRİNİEVVEL : Bugün zest- mezel beni azarladı. Anlaşılan müdiremiz bakkımâa kendisine ihtarstta bulunretış, embel buluyormuş. Saatlerce çalıştı gım halde bana tembel diyorlar. Ne yapa - yin, elimde değil Dersimi su gibi ezber bil- diğim halde matmezelin karşısına çılmes ilim tutuluyor, kelimeleri kaybeğiyorum.... Birdenbire hafızam duruyor! İşte o vakit hicap ve hidetimden çatlıyacak ve nerede ise kırıklara gark olucak gibi oluyorum. Mar mazel halimi anladı ve bir sıktım olup ol. “Sizin yanmızda oldukça asia, bu co- vabm onu mütesllim etti, o eenada odssında bulunuyorduk. Çamaşırım yama içinde oldu- İ ğundan gömleklerinden birini bana vererek yerime gönderdi, 20 — TEŞRİNİNVVEL : Bugün mekte- bimizin yortuşu var. Her sene bugün talebe bir oyun verir ve arknamdan bir içkidağı- lr İmiş. Bu sene Şiller'in “Don Earlom, W oynanacak. Bevincim lâyetenahi.. Don Kar- 1os rolünü bana verdiler. Der pantalonile şapkasını giyince pek pehdirnne bir hal alı- yormuşum.. Rolümü pek güzel bülyorum.. İki haftağanberi şimâiye kadar meçhulüm olan bir gayret ve emniyetle tekrarlamak» versbil- | fetiş olduğu gömelği çıkarıp gösteri beni sevketti. Hatırma (geliyor ki o 89 bütün gülüşmeler vu konuşmalar birde durdu ve zemini bastonlla döven midi, sert ve kahhar sesi ortinığı çınlattı? ge” er tatığır mayt ver ere pepee 21— TEŞRİNİEVVEL * İşte tama gün oluyor ki buradayım: Henüz biç ve yanıma gelmedi, Yemek #antleri geline? hizmetçi kadın bir tabak yemek getirip Takıyor ve bir kelime telâffuz etmeden © kilip gidiyor. Anladığıma göre int mennedilmişim.. o Yanıma gelmek berf kelime bile söylemek yazsak olmuş. Ya mâzel?, O'da asin görünmedi! Acaba ns yaptım?. Günahım nedir ki 5 — TEŞRİNİKVVEL : Artık her # “hiti. Bir rüfetiğ, kiyarelinden isi, 30 ederek basta” toden kağtırm ve wi #imi metmaseli durna attım » *İ Fakat heybati Tanıdığım o si ruhlu rahim ve b fik kadının ye” büsbütün yahu, benden o uzak, buz gibi soğuğ z mahiğk buldun? * seyhude yere (kollarının sr #ilarâk (Oki ellerini —oOgös yasal karışık buselerimle kapladım. Oo Yalv wi yakardım.. Fakat anlıyamıyorum, ne Üy migtem ki beni terk ve feda etmemesi 4 Umasen bütün mevcudiyetimden kopi sayhai cahhraşa mukabili sanki vee we derinden gelen öunük ve soluk bir, Mİ İlme İle beni süküna dave! başın bil &abele görmedim!.. Bana kendinine ettiğimi söyledi, o Acaba me gibi bir ik?! Rozaletten bahsetti. Acaba ne gi İ rezalet?, Sevilen bir kimseye izharı MÜ og Bet eylemek tu derece vÜYük bir günü ye dır ki, Kendisini ziyadesile sevdiğimi, vi rant olduğumu haykırmak a bir Gi” mnildir?, Kalbimden mebeân ede masumaneyi meydana verdiğim için 9 ammâye mi mazhar olüyorum?.. Düşü” rum, düşünüyorum da zaatmazel için Dİ bepten yeodarı havli haşyet olduğu. arkadaşlarım için reden geçtiğim yeri kingen nazarları ve arkılmış ruslar” şi İ günrncnk şüpheli bir kimse halini İ kir türlü amlıyamıyoruma?. si s4. Bir daha soruyorum. Ben de ve) Niyaz ve İstirbam ederim, kabahati”. y# söylesinler... Zira daha wzun müddet, ef daşlırımın nazarlarmda elemnak tari”? kuyacak ve matmazelin, ah evet, Vi | matmazelin, bana asla tevetni hitap gf sizin ker gün önümden geçip girisi cekocm bir an evvel bu gayri kati İç # mül ahvale hitam vermeyi tercih eder vet, bitam vermeliyim. Evet bite İşte bu büyük ve nadide eser Bi taki ve oheyecunir fasdlarin gf Binemacılık âleminde vücuda geliri le fevkalâde bir oneri Istanbula den dolayı Mağik sineması tebrii

Bu sayıdan diğer sayfalar: