2 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

2 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mer ma Sayıfa z “Kurultayda İl Beşinci gün (Baş tarafi / inci sayfada) daha âz zengin olmadığını, yapı- lacak ilk işin muhtelif Türk lehçe İerindeki kelimeleri bir araya top lamak olduğunu söyliyerek bunu müracaat edilecek menbaları say dı. 1 — Yazılı, basılı eserler, 2 — Halkın canlı dili. Fuat Raif bey, asıl dilimize kavuşmak için bu menbaları iyi - ce kariştırmak ve her şeyden ev- vel büyük bir kamus yapmak i icap | ettiği fikrindedir. Yazılı, basılı eserler az değil- dir. Konferanıçı, 40 — 50 kadar kitap ismi zikretti, Fakat bunların ne kıymette olursa olsun halk di- linden üstün olamıyacağımı bilhas sa ıstılahlar için halk dilinin zen- gin bir hazine olduğunu izah etti. | Coğrafyaya, ziraate hatta hesap | linde yaşıyan bir çok güzel keli - meler vardır. Bunlardan bazı mi- saller veren Fuat Bey, muallim - lere, münevverlere, gençlere dü - şen başlıca vazifelerden birisinin | halk arasında ve köylerde dolaşa | ii rak derleme faaliyetine canla baş | samanın amaa a mama ea a AREA EA RAE İEEE ARAŞ TAŞ EE DEN AENE SAA MAM german sez Ni Yunan cümhuriyeti tehlikede değil / Atina, 1 ( Hususi ) — Kıraliyet fırkası reisi M. Çaldaris, Reisi cümbura gönderdiği bir mektupta cümburiyet rejimine dokunmıyaca- ğıma dair evvelce şifahen vermiş olduğu temi- patı tahriren teyit etmiş, ve kendi fırkasının bu kararını tastik eylemekte bulunduğunu ilâve eylemiştir. Ağlebi ihtimal bugün reisi cümbur Yunan milletine hitaben neşredeceği bir beyannamede şekli hükümet meselesini şayanı memnuniyet bir şekilde bel ve fasıl eylediğini i tebliğ edecektir. i Askeri mahafilde, bummalı bir faaliyet i hüküm sürüyor, askeri cemiyet rüesasından # cenersl Matetas ile ceneral Olunews, reisi # cümhuru ziyaret ederek yeni teşkil edilecek / Yunanistatnda siyasi ve hendeseye ait olarak halk di » | İ ğ Atina, 1 (A.A) — M. Çaldaris, halkçıların & cümburiyet rejimini kayitsiz ve şartsız tanıdık- larına dair M. Zaimiz'e bir mektup gönder miştir. Halkçılar, bu mesele halledildikten sonra i kendilerinin iktidar mevkiine gelmesine bir mani kalımıyacağı fikrinde bulunmaktadırlar. # Fakat siyasi mahafil, halkçıların liberallerle Kıral taraftarları cü sadık kalmak vadini verdiler İ İ mhuriyete olan Kabinede harbiye ve bahriye nezaretleri- nin cemiyetin emniyet ve itimadını haiz zeyata verilmesini talep etmişler ve bunda israr gös- termişlerdir. Zabitamn bu talebini öğrenen kiraliyet fırkası erkâm, bu talebin şayanı kabul olmadığını beyan eylemektedir. Ağlebi ihtimal bu ret cevabı, kabine meselesinin hal ve faslını işkâl edecektir. Kıraliyet fırkası reisi, bütün siyasi fırkalar rüesasının iştirakile bir temerküz kabinesinin teşkilini de reddetmektedir. Diğer fırkalar rü- esası, bütün siyasi fırkaların iştirakile bir te- merküz kabinesinin teşkili ve memleketin bu günkü iktısadi bubrandan kurtarılması için sarf edilecek mesaiye Venizelistlerin iştiraki lâzım geldiğini bildirmektedir. vaziyet ne olacak! birlikte çalışmağı kabul etmemelerinden do'ayı yaşamak kabiliyetini haiz bir hükümet teşkiline muktedir olamıyacaklarım zannetmektedir. Etvcs gazetesinin aldığı bir habere göre askeri cemiyet, halkçıların iktidar mevkiine gelmeleri halinde, dabiliye veharbiye nezaret- lerinin ordunun itimadını kazanmış . kimselere - verilmesini istemiştir. eat ezEeiirie ar raid GAREEEE AAA AEEEERİEE EZ GEERT TETRA SEEr ELER de işittiği öz türkçeyi 2 Teşrinievvel 2 Başvekil Hz. Diyaribekirde Diyanbekir, 1 (A.A) — Baş vekil İsmet Pş. Hz., Urfadan dün şehrimize muvasalat etmiş” İ tir. İsmet Pş. Hz., mülhakattan akın, akın gelen köylüler v8 tekmil) Diyarıbekirliler tarafından i em$alsız tezahüratla karşılanmış ve şiddetle alkışlanmıştır." Paşa Hz. , gösterilen samimi tezahü- rattan mütehassis olarak kikt mütemadiyen selâmlemışlardır. Bugün hükümet konağında bir kabul resmi yapılacak ve Hal" kevinde şereflerine bir konser verilecektir. Belediye, Ismet Pş. Hz. şere- fine bu akşam büyük bir ziyafet | verecektir. söyledi. Bundan sonra Rumeli ve Anado » lu Türklerinin bu günkü kullan - dıkları lisanları izah etti, Namık Beyin sözleri Şeref beyin hitabesinden son ra tarih muallimlerinden Hüseyin Namık bey söz aldı. . — Ulu Gazi.. Muhterem arka * $ | daşlar.. Hitabile başladığı sözün- de Türk dili ile tarihin münasebet la karışmak olduğunu, özlediği - Br. arama zanaat amanısinımızaıama a ina SEDDAR RAN AZI miz ve gözlediğimiz Türk lügeti - nin bu suretle ihtimal bir yıl için- de hazırlanabileceğini rak: “Türk ne maddi ne manevi bo- yunduruk kabul edenlerden değil dir. Istılahların öz dilimizde kar gılığı bulunmak ve bilinmek lâ - | zımdır,, dedi. Fuat Raif Bey, Almanlar, Si - lavlar, hatta Japonların da böyle © yaptıklarını hatırlattı, Ancak bu- nunla da işin bitmiyeceğini, gar- “bin belli başlı her mefhumuna bir karşılık bulunmak icap edeceğini diğer dillerden kelimeler alınma- sina da muarız olmadığını, yalnız bunları şivemizle kalıplayıp, zev- kimize uydurarak almak muvafık | olacağını izahtan sonra, bir taraf “tan da gramer yapılması ve bil - hassa dilin gramerden değil, gra- merin dilden çıktığını gözönünde tutmak lüzumunu (söyledi. Fuat i Raif bey, gramerin nasıl hazırla» nacağı üzerinde tevakkuf ederek, l sarf ve nahiv itibarile Hint - Av- rupa dillerile Türkçemiz arasında ki ayrılıklara temas etti, Türkçe- de köklerle takı (yani lâhika) la- rın ehemmiyet ve bolluğu, bilhas sa sar lâhikalarındaki basitlik ve İ istisnasızlığı tahlil ettikten sonra Çiştikakça zenginlik ve sarfça kı - | İyasilik itibarile türkçemizin diğer dillerden çok üstün olduğunu söy ledi. Celse 10 dakika için tatil edil- di. ikinci celse © İkinci celse başında maarif ve kili ve kurultay reis vekili Reşit Galip bey reislik kürsüsünü işgal Cetmişti, Kâtiplik mevkiinde ve Müştak beyle Refik Ahmet bey| bulunuyordu. Gazi Hazretleri de | Kâzım paşa, eski maarif vekili E- int beylerle localarında oturmuş - Me aza yerli yerine otur in Reşit Galip- beyin Çe gür olan sesi büyük salonu! “doldurdu: ij — günkü toplanışımızm | i celsesi açılmıştır. Söz Ap - tullah Battal beyindir.,, © Aptullah Battal bey kürsüye yi “Kıpçak lehçesinden ol - anlat «| | olursa bunun affedilmesini,, söy - İ ledi. Ve nihayet dedi ki — Bundan sonra Gazinin him İ meti ve yüce teşebbüsü sayesinde daha iyi anlaşır ve dertleşiriz.,, Battal bey Divanı Lügatittürk- ten ve'diğer bir çok kitaplardan | bahsederek Koman ve Kıpçak leh çelerinde yazılmış türkçenin eski liğine ait kitapları da söyledi. Bundan sonra âcemceyi tahlil e - derek bir çok kelimelerin acem - cede mukabili olmadığını ilâve et ti ve birçok misaller getirdi. Türkçedeki fillerin vaziyeti - İni, lâhikaları uzun uzadıya izah İ ettikten sonra türkçedeki kelime- İ lerin acemceden çok olduğunu is | pat etti; İ© Battal beyden sonra söz lal | muallim Bedros Zeki bey kürsüye | gelince sesinin bütün kuvvetile an latmıya başladı: — Ey ulu Türk yurdunun bü- yük Gazisi. Senin huzurunda söz i söylemek ne şan, ne şeref bana.. “40 sene türkçeye çalıştım. 40 sene türkçe öğrettim, 40 sene türk çe yazdırdım. Bugün bunun mü - i kâfatını aldım. Huzurunuzda söz söylemiye nail oldum. “Yaşasın Türk Gazisi., “Acizleri birkaç lisan öğren - dim. Arapça öğrenmek için da « yak yedim. Fransızca için daha ii Almanca için ise daha çok. Dayak yedim. Fakat türkçeyi bir ! tokat yemeden öğrendim, Bu es - nada bütün aza Bedros beyi alkış lamıya başladılar. o Alkışlayınca bir gün evvel konferans vermiş o- lan Artin Cebelyan efendinin sesi yükseldii: — Üstadım.. Zatınızdan arap- ça dersinde çok sıfır almışım? | Bedros bey alkışları ve nihayet bu | sözleri duyunca coştu. Ve anlatmı ya başladı: — Namık Kemal, Mithat, Ter fik Fikret ve Ahmet Rasimlerin yanımda öğrendim. Orlar bana: | “Bu lisan yaşıyacak ötekiler çı « kacak,, dediler. İnanıtım.. Çalışı rım.. öğrendim.. türkçe kadar zen gin ve kolay bir lisan göremedim. Bu gün o güzel lisan daha çok ; güzelleşiyor. İçimden bir ses: —Gito büyük Türkün elleri» | 2 öp eyer de iile ra Büyük Gaziye hitaben yazdığı bir şiiri okudu. Bedros Bey ok heyecanlı olduğu için ayni sözü tekrar tekrar söylüyordu. Bedros beyin şiiri bitince reis Reşit Galip bey; — 10 dakika sonra tekrar bir- leşmek üzere toplanışımıza aralık veriyorum.,, dedi ve ikinci .celse tatil edildi. ücüncü celse Üçüncü celsede riyaset kürsü » sünü tekrar Kâzım paşa işgal et- mişti, Kâtiplik mevkilerinde ise bulunuyordu, Kâzım paşa celseyi açınca: | o — Söz Yusuf Ziya beyin. de di. Yusuf Ziya bey büyük bir heye can içinde kürsüye geldi. Birinici celsede söz söyliyen Raif Paşaza- de Fuat beyin konferansında mi * sal olarak getirdiği bir kelimeden bahsederek dedi ki: — Raif paşazade Fuat bey bu kürsüde iştikak yapanlara karşı otoriter bir eda ile nasihatte bu- lundu. Nasihati yaparken misal aldı. Türkçedeki bir kelimeyi kul landı, Sonra çam devirmiş gibi ka ba bir lisan kullandı. Ben bu kür süde iştikak yapmadım. o Ecnebi dillerle mukayese yapmadım. Bu sebepten bu sözleri doğrudan doğ ruya ben alınmamalıyım. Fakat bu çığırı iptida ben Açtığım için taşın benim bahçeme düştüğünü zannettim. Onun için söylüyorum. Eğer biz iştikak yapsaydık Fuat bey gibi yapmaz şöyle yapardık. Evvelâ (tekmil) kelimesi k, m, | harflerinden gibi bu (tevekkün) i lâfzımın iştikakını ele alırdk, te - İ vekkün; kemal kemali tam mana İ smadır. (k, g) olur. Ve ekseriya edat (T) olur. Binaenaleyh tilat, tul - fat olurdu. Yani kemal tam olur du. 1“ Tiflâyfse eski kealların unva: nidır, Diğer lisanlarda ise tiflat o- larak kullanılmıştır. Asur kelimelerinde (Tiflat Ba lasar) da kullanılır. Bu (Kıralza- de) demektir. eee çok defa , ler). A SEREDERDENLEE222 28222, Refik Ahmet ve Muzaffer beyler | EEE SEREZ rinin feyzi tam halinde olmasında verilen isimdir. İşte biz iştikak yaparsak böyle | Yaparız.,, Dedi ve kürsüden indi. Bir cevap Yusuf Ziya beyin şiddetli ce- vabı üzerine Raif paşazade Fuat Bey söz istedi. ez Bir nok Malan nokta tavzih edilmi ştir.. Deyince Fuat bey: — Müdafasyâ hakkım yok mu dur? Müsande buyurun.. Dedi ve kürsüye çıktı.” Fuat bey söz söylerken Yuşuf Ziya beyden daha ziyade heye - canlı idi: — Hanımlar beyler.. Ben kim seye dokunmak istemedim. İsim güne kadar yapılmıştır. Misal ge tirmedim. Kemseye de ders ver - mek istemedim. Bu gün ilmi bir mevzu üzerinde konuşuyoruz. Mu kayesenin nasıl olduğuna dair e- serler de okuduğum icin bu bü * yük zevatın kitaplarındaki aldı - ğım fikirlerle bir misal getirdim. Misalin kaba olduğunu okendim de itiraf ettim. “Bunun için söylenen bu sözler benim için değildir. Bu mukaye - selerde ilmi olması için lâaletta - yin kelimeleri almak kâfi değil « dir. Ben söylediğim sözlerde mu- kayeselerin nasıl şuruta tâbi oldu ğunu anlattım, Fazla değil. İlmi meselelerde benzeyişlere, zahiri münasebetlere inanmak doğru de ğildir. İşte bir kelime., — yamyam.. Ben uydurmak istersem (yam) yemekten (yam) olmuştur. (Yam yam) yemekten olduğuna göre şiddetlendirerek , insan yiyen o - lur. Desem bu oldu mu? Hayır. Çünkü yamyam (niyam niyam) dan alınmıştır. Sözüm yanlış anlaşıldı ise, e - ğer bir kimseyi bilmiyerek. incit timse af buyursunlar, Geri alacak bir şeyim yaktur.,, Fuat beyin sözleri sürekle al- kışlandı. Bundan sonra söz alan Edirne meb'usu Şeref bey: çime dilinin tar olduğunu söyledi. Ve (Türk - lük âlemini yakından alâkadar e- | decek pek mühim bir ilim haberi" ni vereceğim) dedi. — (Türk) kelimesinin şimdi- © ye kadar bazı âlimler tarafından milâttan 6 — 7 inci asra kadar # zannediyorlardı. â Çinlilerin en eski kitapların * — kan Hünlerin ecdadıma, (Türk) namı veriyorlardı. (Tük) kelime- sinin aslı Türktür, a Avrupa âlimlerinin kabul etti" ği esasa göre Çinliler (R) harfini söyliyemezler, Nitekim (Amerika ya) (Yamiyika) (Afrikaya) Ya - fiyika) derler.,, Topaların ve Siyentilerin türk © i çe kullandıklarını anlattı ve niha- © tanımıyorum, Mukayeseler de bu | yet: — Büyük Gazinin elinde Türkel lisanı mazisinden daha nurlu ve * şerefli bir yola doğru gidecektir.,, Dedi, Namık beyin konferansı bi- tince reis Kâzım paşa şunları söy” ledi: edi — İkinci maddeye ait tezler söylenmiştir. Zakir Kadiri beyin | tezi vardı. Bu madde hakkında | şimdiye kadar haylice söz söylen j diği için Zakir beyin ve diğer z€ 2 vatın sözlerini encümene arzede- ceğiz.,, j Bundan sonra söz alan Ruşen | Eşref bey: Tezleri olan zevatın tezlerini 5) kâtibi umumiliğe verirlerse dahs “| vi çabuk tetkik edileceğini söyledir 1 Ve bugünkü içtima için de şunlar! ilâve etti: — Yarm Faik Âli, Hüseyin Ca hit, Halit Ziya, Abdülhak Hümit, * Samipaşazade Sezai, Cevat ve A Canip beyler söz söyliyeceklerdir. Celse tatil edildi. 3 Bugünkü içtima Kurultayın bu günkü toplant!” sında edebiyatı cedidenin tanm * mış şahsiyetleri Faik Ali, Hüse * || yin Cahit, Halit Ziya, Abdülhak Hümit, Samipaşazade Sezai, bey” | lerle cemiyet namına da Cevat vE Ali Canip beyler fikirlerini “m ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: