9 Kasım 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

9 Kasım 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ve a, “mi uzatmak istemiyordu. AA Hademenin uzattığı ismi okuyunca, Şevket bey: karttaki — Evet, dedi, kocamla ben... Öğrenmek istediğimiz şey bu gen — Meşgul dersiniz. İşim var | cin şimdiki vaziyeti nedir? İstik- şimdi. Kabul edemem. — Söyledim efendim ama, 18 -| rar ediyor. — Sana meşgulüm dedim, anla | madın mi? Ve Şevket bey bu sözleri müt- Tüş bir bakışla tekit etti, yazıha- neşinin “üzerini dolduran dosya - terdun baylar lm Dal | istikbale teslim edemeyiz. Büy dakika sonra Kapı ikrar | açılarak hademe çekingen bir ta- vrla başmı uzattı ve: — Beyefendi, diye mmıldandı. | “O hanm.. —'Defol haydi, git.. — Bu sefer başka bir kart gön- derdi de.. — Nedir 6? Wer bakayım. Şevket bey hademenin uzat * tiği 'kartı aldı, deminki Azize Ru hi isminin çizilmiş, alıma Azize Sabri yazılmış olduğunu görün - ce: — Azize Sabri, diye mırıldan - dı, Azize Sabri! “3 Sonra hademeye, yüksek ses - — Buyursun! Dedi. Hademe dışarı çikar çik- maz Şevket bey kalktı. Bir para- vana arkasında duran aynaya gi- derek kıravatını düzeltti, Saçları» na bir fıraç vurdu, gelip tekrar yerine oturdu. Tam bu esnada da kapı açılmış Azize içeriye gir - müşti, — Buyurunuz hanımefendi. Şevket bey gözlerile Azizeye bir koltuk işaret ediyor, ona eli- Şimdi karşısında güçlükle tanıyabildiği bir sima duruyordu. Bu #imayı, fabrika müdürü Şevket bey, ha - tırlıyordu. Bundan yirmi beş se- ne evveldi. Azizenin şimdi be - yaz lan saçları o zaman simsi - ya ve şimdi altın çerçiveli o- an gözlükleri, bağ idi. Fakat hiç değişmemiş olan sesi ile “est, İleri ve edası idi. — Sizi rahatsız ettim, dedi, fa- kat ziyaretimin sebebini öğrenir » seniz mazur görürsünüz efen - dim. Şevket bey, şimdi ona “hanı - mefendi,, diye hitap ettiğinden pek mahcup olmuştu. Hatasını örtmek için: — Rica ederim Azize, Dedi. Bu söz, onu doğrudan doğruya küçük ismile çağrışını, a- ralarındaki soğuk, buzlu camı kırmıştı. Şimdi artık serbestçe ko- nuşuyorlardı. Azize: bali var mı? — Yani eğer çok para kazanı- yor ve ilerde de daha fazla ka - zanmak ihtimali olursa O kızmızı vereceksiniz, değil mi? Ya aksi takdirde?.. — Aksi takdirde.. Vaziyet ma Tüm. Doğrusu kızımızı meçhul bir Şevket bey sesini çıkarma - dan kalktı, Bir dolap açarak me- | murin dosyasını çıkardı. Açtı, baktı ve Azizeye: — İşte, dedi, çalışkan bir ço - cuk. Fakat henüz genç ve işe da- | ha yeni başlamış. Terfi için sıra- Amı beklemesi lâzım. Aylığı 90 li- ra kadar tutuyor. Şimdilik istik - bali hakkında bir şey söyliye - .mem.. — Kâfi azizim, kâfi, Zaten bende böyle olacağını hissetmiş - tim. Herhangi küçük bir memur - dan farkı yok demek. —Eve&, öyle ama, kimbilir. Belki hirkaç sene sonra?.. — Aman Şevket, beni aldat - mıya kalkışma, Artık öğreneceği- mi öğrendim, ve kararımı ver - dim. — Demek 'kararmız reddede - ceksiniz? — Evet, Selmanın bir delilik yapmasına müsaade etmiyece - ğim... Sizi Tazla rahatsız etmek de istemem, bana bir eski dost sı- fatile verdiğiniz malümata teşek- kür ederim. — Ne malümatı,. oYanlışınız var Azize.. Hem otur beni dinle.. Bir malümat almak istiyorsan sa- na küçük bir hikâye şeklinde an- latayım.. Vaktile bundan yirmi beş sene kadar evvel fakir bir mü | hendis vardı. B : mühendis gü- zel, fakat ne yazık ki çok mantı- ki bir zekâya sahip olan bir kız seviyordu. Mühendis, kızın bu ha lini biliyor ve onun ebeveyninin müsaadesi olmadan evlenmiyece- ğini de biliyordu, Nihayet bir gün gitti, kızı annesinden istedi. An « nesi ona ne kazandığını sordu, ve rilen cevaplardan imcannun olma- dı ve genç mühendise, bu işi u - nutmasını rica etti. Genç mühen- dis sevgilisine geldi. Yalvardı, yakardı. Kız da onu çok seviyor - du ama, zekâsı kalbine bâkim ol- du ve annesinin müsaadesi olma- dan evlenmiyeceğini söyledi, ve bir başka zengin adamla evlendi. Acaba mes'ut oldu mu? Her hal- — Şevket, dedi, sizin memur - Sli pe Genç we lar arasında Emin Sırrı isminde dım ekti, zengin oldu, re gi bir mühendis varmış po e Mi eri geçmişti. Bununla beraber ev- e e «9. ve İl münderi Hekim: vişiyorlar. 0 seye tattırmak İstemedi. e a — Şevket. ağ semen a — İşte Azize, yavrum, bu kü - — Yan Dönek ie kanmaz an, | 5 ve elele bir Milyem, Şe e VA İ raz etme, bir söz söyleme. Sel Şevket beyin sesi boğuklaşı - ma bu gençle evlenebilirler. O. yordu. Fakat kendini zaptederek | von! bizzet ben meşgul olacağım ve kendime hususi kâtip alaca - — Neyse, dedi, mesele bu de - > 5 il, ey kazınla sevişiyorlar de , | Erm. Şimdi oldu mu? mek! amana anan irani Bn hem de evlenmek is - Bir ziyaret ve tazimat tiyorlar. Bu gencin sizin fabrika- Yeni Italyan elçisi M. Vincen- nızda çalıştığını öğrenince gelip | 20 Lojacoso evvelki sabah Pa- sizden malümat almıya karar ver | panın Türkiye mümessili mon- dik! senyor Margolti'yi ziyaretle arzı Azize gene” by Mig arar e , iye bak bir selen. 'Berini 7: set etmiştir siz) | | Birmütefekkir İntihal davasından kurtuldu İngilterenin en meşhur mubar- rir ve mütefekkirlerinden Wells aleyhinde, Kanadalı muhurrire Mis Deeks tarafından bir intihal davası açılmıştı. Kanadalı Misin iddiasma göre kendisi (o senelerce (omukaddem Makmilan neşriyat şiketine bir e- serini göndermiş, mister Wells bu eseri intihal ederek onu yazdığı tarihe geçirmiş. Kanadalı muharrire bunun üze- rine Mister Wells ile Makmilan şirketini dava eder ve tazminat ister. Dava yedi sene sürüklenir ve mahkemeden mahkemeye gi- der, durur. Nihayet Mister Wells davayı kazanır, fakat davayı ka- zanması ona 3000 ingiliz lirasına malolur. Wellsin kenidisi geçirdiği ma- cerayı şu şekilde anlatıyor: “— Aleyhimde dava açan ze- vallı kadına acıyorum. Fakat ken di namıma da müteessirim. Çün- kü Mis Deeks'in aleyhimde açiı- ğı dava bana 3000 isterline mal oldu. Bu paraları (o muhakeme masarifi olarak harcettim. Dava- yı kazandığım için bu paralar bana iade edilecektir. “Dava üç mahkemede rüyet e- dildi. Tabii bu yüzden bir hayli ziyanlarım var. Bu ziyanların en mübimmi şöhretimin uğradığı za- rardır. Bir insana atılan çamur - lar belki temizlenir, fakat bunlar iz de bırakabilir. o Çönkü bütün dünya matbualı, bu davadan ve alyhimdeki iddiadan bahsetti, Heryerde dedikodular oldu. Hal- buki bu iddianm aslr astarı yok- tu. Böyle bir davanm açılmaması daha doğru idi. Ontaris mahke - mei âliyesi reisi de 1930 da ayni e EM fikirde olduğunu söylemişti. Mister Wells aleyhindeki iddi- ayı en son rüyet eden mahkeme, imparatorluk mahkemei mahsu- sasıdır. Mahkeme reisi Lord Atkim verdiği hükümde davayı evvelce rüyet eden mahkemelerin, dava- yı veddetmekle isabet ettiklerini imparatorluk mahkemesinin mis- ter Wellsin intihal yapmadığına kani olduğunu söylemiştir.,, Mahkâm olan ider Londra, 8 (A.A.) — İşsiz ame- lenin geçenlerde yaptığı yürüyüş hareketinin başma geçen Han- nington, 3 ay hapse mahlüm edil- iie ii Romen Hariciye nazırmın mülâkatı Bükreş, 8 (A.A.) — Hariciye nazırı M. Titulesco, Fransız se- firi ile Lehistan maslahatgüzarı- firi ile Lehistan maslahatgüzarı- ru kabul etmiştir. — Italya'da affı umumi Roma, 8 (A.A) — Evvelce haber vermiş olduğumuz veçhile af umumi tedbirleri pek geniş olacaktır. 1,056 siyasi mahkümdan 423 ü tam bir affı umumiden müstefit o'acak, 204ünün ceza'annın 3 senesi, 12 kişinin de cezalarının 5 senesi affolunacaktır. Faşist aleyhtarı 1,086 menfi- den 585i serbest bırakılacaktır. Hukuku umumiye mücrimlerin- den 15,000 ilâ 20,000 ve aftan iniiinde edâcektir. İ lar yerlerini Ruslara — Rusyada da görülenler Hudutta la Gnerimizdeki ii nebi paralarını aldılaf Fakat çıkarken istirdat edilmek fiz” Getirdiğinizden fazla çıkar: Zürih darülfünunu Politekni - sien talebesile ahiren Rusyada tetkik seyahatine çıkan mühendis Mark Dügerdi ihtisasatını şöyle naklediyor: Berlinde Sovyet ( sefaretinde pasaportlarımızın vizesi oOuzun muamelelere tâbi tutuldu. Sovyet hükümetinin gizli polis teşkilâtı hakkımızda derin talikikat yap - tr. Herbirimizin ikişer fotoğrafı alındı. Hükümetin siyasetine mu- ! halif hiçbir fırkaya mensup olma- İ dığımıza dair bir çok beyanna - meler imzalaârk. Bu suretle işi - miz tamam oldu. Yola düzüldük. Pozen tarikile Varşovaya gel- dik. Buradan tekrar hareket et - tik. Tren muazzam, ucu bucağı gözükmiyen Polonya yaylâlarını ve sonra buriların müntehi oldu - ğu vâsi ormanlardan gecti. Bura- ları Rusya toprağına çok benzi - yordu. Bilâhare gümrük (omemurları geldi. Eşya ve o pasaportlarımızı yokladı. Tam hudut noktasında Polonya cihetine karşı asılmış. büyük harflerle şu yazılar var. “Bütün dünya işçilerine se - lâm.,, Rusya cihetine bakan isti - kamette ise şunlar görülüyordu: “Komünistlik bülün o hudutları kaldıracak.,, 7 om genişliği üç (metreden ibaret olan vitaraf mıntakanın ö- nünde durdu. Burada Polonyalı - terkettiler. Bu muntakanın sol tarafı Baltık ve sağ tarafı Karadeniz istika - metine gider. Bitaraf mıntaka tel örgülerle muntazam bir şekilde i çevrilmiştir. Örgüler o kadar sık- tır ki bir kedi bile deliklerden ge- çemez, Buna rağmen hayatını teh likede gören bir çok Ruslar bu * radan kaçabilmişlerdir. Örgülerin her tarafında elli metrelik bir sahada kesilmiş ağaç- lardan müteşekkil bir nevi istih - kâmlar vardır ki, orada bir çok mitralyozlar gizlenmiştir. Gümrük #nemurları ayaklarına dizlerini geçen uzun çizmeler ma vi pantolon üzerine haki bir ce - ket giymişlerdi. Bellerinde taban calarını tutan bir kayış, başların- da sadece bir kasket vardı. Rus- yayı artık önümüzde olanca vüs- atile görüyoruz. Kumsal toprak - lar üzerine döşenmiş şimendifer hattı yüzlerce kilometre imtidat eden çam ormanlarını kat'edi - yor, Nadiren köylere tesadüf e ; diyoruz. Sovyet gümrük idaresine ge - lince herkes valizi ve eşyaları e - linde trenden iniyor. Valizler, eş- yalar, kitaplar, hatta gramofon plâkları kontrol ediliyor. Gümrük memurlarının hoşuna gitmiyen eş yalar alınıyor ve ya kırılıyor. Ke- za üzerimizde bulunan ecnebi pa- raları da istirdet edildi. Bütün bunlara mukabil Rusyadan dö - nerken iadeleri talep edilmek ü - zere birer makbuz verildi. Çün - kü oradan avdet ederken getirdi- ğiniz paradan fazla para çıkar - mak yasaktır. Memurlar umumi * yet itibarile terbiyeli ve iemizdir. | o Şu bale gör isi yi ler, 9 Teşrinisani Z 1 selknmdiliz Senilasda İ görülen işlerin istatistikleri ç geniştir. Burada diğer | memleketlerde (o olduğu gibi. mevki vardır. Biz üçüncü > de idik. Vagon gayet iyi bif rette temizlenmişti, (fakat ralar yolcunun yatabilmesi!? sait ve çok geniş. Bunlardi” kompartımanda sekiz tane | Bir şehirden diğer şehre ken trende 25 ilâ 30 saatte la kalınmadığına göre tarz!” sistemi çok güzel. Müşahedi bizi Rus malzeme ve işçiliği! artık temasa getirmiye b | Herkes şef trenden bir a yorgan ve bir yastık alıyor. 1 lar haricen hakikaten çok Fakat hepsinde çok tahtabiti”” Bizi bütün seyahat esi hatsız edecek. Leningrada cek trene binmek üzere te! ceğimiz ve yalnız Moskova diyostok hattında işliyen bulunduğumuz yemekli tahammülfersa derecede s1 luyor. İnsan sıcaklıktan müşkülâtla yiyor. Bundan trenin süratile hat güzergâh” kalkan tozlar pencerelerde ri giriyor. Berlinden tikten kırk beş saat sonra grada vâsıl olduk. İngiitered İşsizler 2,5 milş çıkıyor! Londra, 8 (A.A) — My Donald, işsizliğe ait müzakf 4 münasebetile irat elmiş uzum bir nutukta ziraatin “5 AN M. terenin milli sanayiinin unsur olması İazim ve fakat bizzat kendi seli temine devam etmesi icaP diğini söylemiştir. Londra 8 (AA) — karşı sigorta komisyonur”” | gün neşredilen raporu sig“ | | muavenetten ibaret mazafi?” i | sistemi ve işsizlerin hayat ”l ları hakkında anket ye | devam ve rereret merdin tişari mahiyette ai sıhhiye komisyonu teşkilin. siye etmektedir. av karşı sigorta kanunu ili rn usullerinde ind y pılmasını da teklif ey! Londra 8 (AA) — logi 24 Teşrinevel tarihinde İ # wiktanı 2,747,006 kişiye bölunuyordu. 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: