18 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

18 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i i : Bir Rus vapuru da yandı Harbi amamide meşhur Alman tayyareeisi Yolcular buz üsüne *in Hatıraları çıkarıldı li Mike in üs Mir MOSKOVA, 17 (AA) resi , sonra tekrar düşüyor - | rovak'dan bildiriliyor: pppacak sey, fotoğraf ne Mlz zaman dört bin | vapurunda 12 tarihinde yangın çık iyot görünen geyler | ere kadar irtifada idim. Bütün | mıştır. Sakhalin'den sahire ve di- çe almır za iri #| maddi ve manevi (o kuvvetlerimi | ğer emtia yükliyen vapur mezkür Miyan, a ei gitti de -| toplıyarak: i limanda 60 mil mesafede pain 7 Mekki — — Muhakkak görmem lâzım! | yordu. Vapurdan alınan bir telsize imi i ekseri zaman | (Diye düşündüm ve birdenbire | nazaran yangın üst güyerteyi tah- mehbeme aecburiyetinde gözlerimde beyaz ve siyah nok - | rip etmiştir. Yolcular buz pee üümkün mertebe bun | talar peyda oldu. Tekrar görmi- | çıkarılmıştır. Smolennk vapuru im kayik dar. Zira, bazan bir | ye başlıyordum. Güneşe bakabili- | dada koşmuştur. Vladivostoktan fotoğraf lağımı sağlam olarak yordum. Lâkin gayet kalın göz - da yeni bir buzkıran hareket et - muhafaza etmek, bir düşman tay- | Jükler arkasından gibi görünüyor, | miştir. Yaresini düşürmekten daha çok gözlerimi kamaştırmıyordu. ye yi faydalı olabilir. > yi İlk evvelâ, bulunduğum yük - Seyyahlar ıçın Keşif tayyareciliği çok güztür.. sekliği anlamak üzere önümdeki Türkiye Turing Klübü Anka » Bilhassa Garp agyr dereceli âletlere baktım. Sekiz | raya bilhassa çe leket dahilin - Yapmak hiç te yüz metrede idim. Fakat nerede | den daha fazla miktarda seyyah bir iş değildir. olduğumu bir türlü bilmiyordum. | ve ziyaretçi gidebilmesini temin Yaralandım Tekrar motörü harekete getirdim | maksadile teşebbüslere girişmiş - ve bu suretle inmiye (o başladım. | tir. Klüp bu seyyahlar için tren | Aşağıda büyük bir orman görün- | ücretlerinde tenzilât yapılması Me aşa yapay >) ai Batlama içinde ol- | da düşünmektedir. Ankara valisi duğumu anlıyarak sevindim. E - | Nevzat Beyin reisliği altnda bu- ğer İngiliz beni takip etmiş ol - | lunan Ankara Turing klüp heyeti düm. Düşman, hatlarımızı geçmek | saydı, muhakkak © mahvolmuşt - Ez Ünite Mem eee istiyordu. Filhakika | hatlarım zl tum. Fakat arkadaşlar, niçin düş- | başlamıştır. doğru geldiler, fakat bizi görünce | tüğümü anlıyamamakla beraber, Turing klübün geri döndüler. Düşmanın bizden | beni muhafaza etmişlerdi. i varidatı şekindiğini börünce, ben de bir) | Önce, belki bayılırım diye, Turing Klübün varidatı son za» hile yaptım ve geri döndüm. Bu - | derhal bir yere inmek istiyor - i manlarda azalmıştır. Diğer taraf- nunla beraber dikkatle hareketle «| dum. Elli metre kadar yere yak - |... klübün üzerine aldığı vazife - rini takip ediyordum. Biraz sonra, | aştım. Fakat bir sürü (çukurlar, | |, çö. geçtikçe çoğalmaktadır. yaptığım hileye aldanan düşman, | yere konmama mâni olacaklardı. stanbul bele diyesi bunü © nazarı tekrar hatlarımızı geçmiye teşeb - | Tekrar uçmıya başladım. Fakat | S5). alarak yeni sene bütçesin- büs ediyordu. yavaş yavaş kuvvetim tükenmi - dö'üyrMeeii öl miktar tahsisatla Rüzgâr bize müsait olmadığı | ye başladı, gözlerim kararıyordu. | klübâ yardim esmeğe Karar ver i için, düşman tayyarelerinin bir| Hemen yere indim, birkaç elek - hayli ilerlemelerine müsaade et | trik ve telefon teli kopardım ama, tim. sonra, arkalarma düserek yol- | bu kadar zararın da ehemmiyeti larını kestim. Düşman tyyaröleri yoktu. Yere konar konmaz kalk» 6 temmuz 1917 de, filotillâmla dum. Bir aralık, cephenin öte tara fında bir düşman filotillâsı gör - Kalp durmasından relerini yakalamak için bir - hayli | tüm, öylece kaldım. ; güçlük çektik. Oldukça da yüksek- e kuleyi harbi çağ te rdum. müşler ve nemi ta - ağla düşman tayyarele » | nımışlardı. Hemen koşuştular, rinden birisine o kadar yaklaştım | Askerler kendi bağlarile yaramı ki, nasıl hücum edebileceğimi a - | sardılar. Üst tarafını pek müp - Ili” tasarlıyabildim. Ar -| hem bir surette | hatırlıyorum, dan Volf, birisile tutuş-| Tamamen kendimi mea Muştu bile, Benim hasmım da geri | tim ama, ne olduğunu adam, dönmüştü, Harbi kabul etmişti a-| Iı farkedemiyordum. Ma, bek uzaktan o döğüşüyordu.) | Bir yol kenarında ye nk Daha henüz mitralyözümü doldur | olduğum için, hemen Mi Mamıştım ki, düşmanın rasıdr ate- | bir hastane arabasma bin lara ie başlamıştı. Her halde sinirli i-| ve beni, ese de zak pi t Aldırış etmeden, ateş etmesi- | neye naklettiler. De! , ora * Ca ilüsande ettim. pl havada, | ya gelir gelmez, derhal ameliyat ÜÇ Yüz metreden uzak bir mesafe- yaptılar. en iyi nişancının bir netice al- Başımda bir kurşun vardı. On ması kabil değildir. Düşman üze | santimetre uzunluğunda bir yara. rime doğru geliyordu. Ben, ilk| Bi, yerde, kemik meydana çık - Şarjörünü boşalttığı zaman arka - mıştı. Rihthofen ailesine mahsus dan yetişip e:.3 edeceğimi ümit | dayanıklı kafam, kurşuna muka- ediyordum, Fakat birdenbire ba * | yömet etmişti. Uzun günler, ku - #ımda bir sansıntı duydum. Vu * | jaklarımda vnlamalar oldu, fena rulmuştum. Bir an hareketsiz kal- halde rahatsız etti. dim. Kollarım ve ayaklarım sark- Ortalığa yayılan şayiada, ba - tı. Kurşun göz damarlarımdan bi- şımdan ve karnımdan ağır suret- risine isabet ettiği için göremi «| ,. yaralandığım söyleniyordu. Fa | memiştir. yordum da, Kör olmuştum. Müt- iyordum. Vatikanda vaftizin gizli olarak kat aldırış etmiyo: a hiş bir şey bu! Tayyarem düşü » Asıl merak ettiğim nokta kar: | yapıldığı ve kraliçenin malâmatı yordu. Birdenbire rüşündüm: deşimle benden hangimizin daha | olmadığını söylemektedirler. — Düşüyorum. Birkaç saniye evvel iyileşip tekrar tayyareleri - —— Apdülmecit Efendi treriden çıkar- ken üzerine birdenbire bir fenalık gelmiş, düşüp ölmüştür. yenede Apdülmecit Ef. nin kalp durmasından öldüğü anlaşılmış - tır. — Bir bıçak oyunu Çenberli taşta köprülü medrese- sinde oturan sebzeci Bedri ileArap kirli Veysel alacak yüzünden kav- ga etmişler, Bedri biçakla Veyseli sol bacağından yaralamıştır. Ya - ralı hastahaneye kaldırılmıştır. Bulgar Kralının çocuğu ve Vatikan VATİKAN, 17 (A.A.) — Bul. gar kralı Boris Hz.kızının ortodoks âyinile vaftiz edilmesi, burada e- lim bir intiba tevlit etmiştir. Bazı Bulgar gazeteleri Papa - nın Sofyadaki vekilinin geri ça - ğırılacağından bahsetmektedirler. Maamafih bu haber teeyyüt et - sonra öleceğim, mize bineceğimizdi. İkimiz de, da Tepsiy i satın En büyük red “ İ ha evvel o kalkamıyacağımızdan alacakken .. mm kopması idi. Ta; “İ endişe ediyorduk. Kasımpasada Mustafanın kah - nizdim, fakat bayılmamıştım, Bir | “010 <0" Kn A Li sakin Celâl dün Karabaş müddet sonra, kollarımı ve ba - ———— e mahallesinde yeni bakır “ tepsiler emer am. Mimarları davet | yatarken Arap Hüseyin isminde Fakat bütün bunlar o boşunaydı. | Güzel Sanatlar Birliği mimarşu- e zama ikisini ali , Hiçbir sey göremiyordum. Göz - | besinden: 20-1-933 Cuma günü se- e İN kederle kizbeye hap lüklerim düşmüştü. Güneşi bile | nelik kongremiz olacağından mi - b il lil asır - mar arkadaşların saat on beşte bir ee lar gibi geliyordu. Mütemadiyen | liğe — Alay köşküne — teşrifleri | sabıkalı önün halk tarafın düşüyordum. rica olunur, eh “öidü:1- “ Sf tersem ve me derece yiçdanlı bir Doktor tarafından yapılan mua | © Evlenmek istiyen Erkekler :) — 18 - Yazan: Matmazel Kler klavnat ilânların Hem de iki slav tarafından ka- İ dim Yunandaki (Fedr) efsanesi nin Pariste tekrar temsil olunma: sı pek de hoş bir hâdise teşkil et- miyordu. Aleksandra sütçü dükkâ nı açmak için müsait bir o mubit bulursam haber vereceğimi söyli - yerek kendisini baştan © savmayı tercih ettim. . 5 ; İlânlarımın verdiği netice bu ol: muştu.Müracaat edenlerin herbiri neticesi çamaşır yıkayınız, evin yemeğin pişiriniz diyecek olursam dünya ' nm en fena, en kaba adamı telâk ki edileceğim. Bir ahçı istiyeceksi: niz. Kışın kürklü mantonuz olma: sını, sık sık tiyatroya © gitmenizi şart tutacaksınız. Velhasıl bugün bir milyonerin bile düşünerek ya: şadığı şeyleri siz yüz elli bin fran: kınızla elde etmek hevesine düşe- ceksiniz.Böyle bir vaziyet karşısın da ben ne yapacağım? Size vazi - kendince hayalâta kapılıyor. Be - | yeti anlatmak istesem (şüphesiz nim paramı işletmeyi değil, ancak / kendilerini düştükleri güçlükten kurtarmayı düşünüyorlardı. Son olarak aldığımız şu garip mektu - bu da okuyuculara takdim eder - j sem yaptığım işi tamamlamış ola- cağım: “Matmazel sizinle görüş - mek isterdim. Fakat kaybedecek çok zamanım olmadığından size şu satırları yazarak ilânlar hak - kında düşündüklerini bildirmeği daha münasip gördüm. Siz yüz el. li bin frank trahomanız olduğunu- taliplerinize bildiriyorsunuz. Çok büzel bir tebşir. o Farzediniz ki, sizinle evlenerek bu © paranızı tenmiye hevesine düşelim. Sizin ar zunuz bu değil mi ya! Fakat düşü- nünüz ki, hali hazırda en büyük buhranlardan birini geçiriyoruz. Herhangi bir işe teşebbüs etmek, o işe tahsis edilen sermayeyi tehli- keye koymak demektir. Bugünkü günde ne kadar fedakârlık, ne ka- dar basiret, ne kadar dikkat gös - adam böyle bir hâdise karşısında asla müteessir olmaz omuz silke - rek: “Ne yapayım! güzelim ben elimden geleni yaptım.Eğer kader yardım etmediyse kabahat bende değil ya! Var keyfine bak !,, der ve sonunda sizi atlatır. Ben ise pren- sip sahibi bir adamım. Kendi ta- biatımı bilirim. Eğer sizin serveti- nizi harap edersem sizi ömrünüzün sonuna kadar refah içinde besle - mek mecburiyetinde kalırım. Bu ise benim işime gelmez. Şu za - manda hayat o kadar pahalıdır ki, insan kendi boğazını zor doyuru - yor değil ki, başkalarının yükünü de omuzlarına alam!... Diğer bir çare daha mevcut.. Sizin trahoma- nızı ticarette işleteceğime meselâ yüzde dört buçuk getiren bir hü - kümet eshamı alarak emin bir ye re koyalım. Böylece sizin yüz elli bin frangınız bana senede ancak altı bin frank getirir. Senede altı bin frank, ayda beş yüz frank de- kalkışmak doğrusu akıllı kârı değildir. Halbuki” siz yüz elli bin frank sahibi olduğu - nuzu düşünecek ve hayatı harpten evvelki hayatla mukayese edecek: seniz, bendn birçok şeyler istiye - cksiniz. Sohra &iz bir mağazada, yahut bir yazıhanede çalışarak a- ile hayatına yardım etmenizi iste- sem yüzünüz ekşiyecek. Evde bile elinize bir iş almak istemiyeceksi- yecksiniz. Sizin kafanızda bu pa dinlemiyeceksiniz. Kendimi faz * la zorlamakta ne mana var? Hem ne kadar zorlasam yüz elli bin frank trahoma getirmiş olan bir kadının gözünü acaba doyurmak - lığım mümkün olacakmı? İşte matmazel ilânınızı okuyunca bun ları düşündüm vaziyeti tarttım. Teklifiniz ilk görünüşte pek cazip» se de esası aranacak olursa insa « nı bir çıkmaza sürükliyecek mahi- yettedir. Sizin gibi yüz elli bin frank trahoma getiren ve bunun yarın öbür gün hesabımı mubak - kak soracak olan bir para sahibi « ni almaktansa beş parasız fakat ça lışkan ve aile hayatma yardım « decek halde bir kızla evlenmesini kat kat tercih ederim. Böyle bir kız. İ süyle müşterek ailenin bütçesine i ayda sekiz dokuz yüz frank bir. para temin eder ve ayni zamanda elbiselerini ve şapkalarını kendisi imal edeceğinden hadsiz hesapsız. terzi parası vermiye beni mecbur i etmez. Tatil günlerinde tahtayr si“ ler, çamaşır yıkar. Ayda'bir defa” velhasıl her noktai nazardan beni mes'ut eder. Sizin yüz elli bin. frangınız kuşları tutmak için kul- landıkları aynalar gibi bir şeydir. Ahmaklar onun ışığına kap sizin peşinize düşebilirler. tali ve düşünceli bir adam sıfatr ile böyle bozuk ve tehlikeli bir işe girmiye asla gönlüm yoktur. Adi- yö matmazel. Bu sözlerimi asla u-. nutmayınız. Ve eğer evlenmek is * tiyorsanız yüz elli bin ngınızt ut olabilirsiniz.,, Tuhaf değil mi, bu son bun sahibile bir defa © görü i isterdim. Fakat o da, bana acımış olan adam gibi adresini yazma - nı tekmillemiştir. « çiğ Bu vesileyle, bir Alman gazete si, bu ingiliz siyasisinin o Versay muahedesinin yapılmasında n i. him rol oynadığını, kendisinin muahedeyi imzalıyanlar meyanui da bulunduğunu kaydettikten son» ra, şu mütaleada bulunuyor: ketti ve son zamanlara kadar hassa tamirat ve Almanyanın si « lâhlarının tahdidi bahislerinde tas dilât yapılması icap ettiğini nu

Bu sayıdan diğer sayfalar: