20 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

20 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

in — Sayfa 8 HARIKULADE AŞK ve MACERA ROMANI VAKIT N.8 —— Kadınlara Hâkim Doktor, Ferdiye, Madam Juani-| ta de Torgaya verilmiş olan uyuş- | turucu ilâç hakkında, sefire söy iediklerini tekrar etti. Ferdi, bun ları defterine kaydettikten sonra: — Madamla, dedi, miyim?, Doktor: görüşebilir — Hayır, dedi, tabii şekilde u- yanmadan evvel, görüşmeniz doğ-| çi bir darbe ru olmaz.. Zira, asabi kendisi için fena tesirler yapabi -| de F lir, — Uyanması çok nediyorsunuz?, — Ben kendi hesabıma ne ka - dar uzun sürerse o kadar iyi ola - cağını bildiğim için, uzamasını te- menni ediyorum... Ferdi kaşlarını çattı: — Hiç olmazsa uyurken şöyle bir görebilir miyim?, ii Sefir, doktora baktı. kabul etti: — Şu şartla ki, gürültü edip u Dokto yandırmamağa dikkat etmeniz lâ-| zım.. i — Müsterih olunuz. Mösyö de Ton mamla karı Aaptsını açtr.. Üçü birden ayak farmın uçlarına basarak içeriye girdiler.. Bu tedbire ihtiyaç yok « iu, zira, yerlerde kalın halılar, yü- a, n. yatak rürken ses çıkmasma mâni oluyor | lardı,. Güzel kadın el'ân uyuyordu. Ferdi yatağa yaklaştı, bu güzel, fakat mustarip çehreyi seyretti .. Rengi solmuş olan bu | yüzde, mermer bir başın esrleti vardı. A- ğız mükemmeldi. butrundu.. Kirpikler o kadar uzun- du ki, yatağınm baş ucunda ya nan küçük bir lâmbanın ziyasi ile gözlerinin *ltında gölgeler yapı - yordu.. Ferdi, kadınm'alama uzun u : zun baktı.. Bu alnın içinde ne €3 - rar vardı?. Zira, muhakkak ki bu işin içinde büyül rdı ve Burun asil bir lar © bu kadın; onlara vakıf olmuştu . . | Juanita, her halde, Perepalâstaki balodan, bir aşk macerası peşin - de giderek kaykolmanıştı.. Yara- dılışı ve milliyeti itikarile haris olmakla beraber, Juanitanın â kı olarak hiç kimse yoktu; iyi bi» zevceydi. (Selma Hanım için de ileri sürülen ani bir hafıza gaybu-' beti ihtimali de olamazdı. Bina - enaleyh.. Doktor, sefire iğilmiş, kulağı - © ma fısıldıyarak tembih ediyordu: — Perdeleri, kadar, hattâ uyandıktan sonra da açma « smlar.. Ferdi, bu fısıltılarla ndi . Yavaşça yanlarına sokularak sor du: — Bu sabah gazetelerini dunuz mu?. -— Hayır!. — O halde haber Tam karınızı size kaçırıldığı gibi €srarengiz bir surette iade ettik - leri dakikada.. Fakat daha iyisi a- Imız da okuyunuz... Sefirle döller, bakıyorlardı. Ferdi devam etti: . dakikada, Darülbe - dayiden Selma Hanım ortadan kayboluyordu. O aralık, Juanita'nın yatağın- © da titredeği cakmış gibi ağzının açıldığı, fa - kat hemen kapandığı görüldü. Fakat uyumakta devam ediyordu. uyanana oku- vereyim. ve sanki, sürer mi zan-!y bin bir ihti «| odasının | -İdam de Tonganm kaçırılışı hak - şaşkın şaşkın | haykıra -| Nakleden — fa. iks ae sıldadı, uyurken bile rahatsız olu- yor. — Juanita'nın yaptığı bir ba - reketle | mış, yorganm bir kısmı açıl - genç kadının göğsü meydana çıkmıştı. | Doktor, onun soyularak yatağa yatırılmasını istemişti.. Bunun i- ç kadın çıplaktı. A ie Tonga, bir elin- ı gazetede, karı- ilerledi, nek üzere gazeteyi ya” ndaki du ve usulca yorganı çekerek ört- tü, Sonra, doktorla Ferdiyi alarak gökte ride unuttuğunu o zaman farket - ti... ü örtmek için saya koy - dışarı Ancak, gazeteyi içe- Neys rip onü rahatsız etmektense, bir Fakat siz bi- mısınız?, dedi, tekrar içeri gi tane daha aldırırız.. ze anlatamaz Ferdi cevap verdi: — Verebilirim amma, şimdi ga- zetede bütün tafsilât ile okursu » benim vaktim yok.. Derhal müdüriyete dönmem lâzım. Yal nız gitmeden evvel, sizden, ma- kında biraz malümat almak ister - dim. Doktor sordu: Siz Madam de Tonga'nın ka çırıldığını mı zannediyorsunuz ?. — Hayır, bir şey zannetmiyo * Yalnız, hakikati öğrenene | Ve bu kayboluşa başka ediğim içini; öyle rum, kadar.. | bir'mâtia ver emiş bulu Ki. Fe çıkararak: Ji,cebinden bir not defteri | dedi, o zamanlar $i-| | — Şimdi, i olan, Süleymanın $ Bakınız, bir Jek le yeri falan varsa tamamlıya- (ım... İ Sefir, Ferdiye yer göstererek: — Hay, bay, d rum... izi dinliyo- Evvelâ şu noktayı tavzih e - i delim. Madam de Tonga harciye vekilinin verdiği balo başlarken P ından bahsederek eve istedi, değil mi?. vet , ziyafette merasim iti- barile en başta bulunmak ve ve - kille konuşmak mecburiyetinde de oldu »z için, kendisinin yal- i diniz değil — Evet., — Madam de Tonga, başkâti xapıya kadar gitti, otomo' | bile bindi değil mi?, — Evet... — İşte hâdise burada başlıyor. | Şoförünüze : nazaran, © otomobil Perapalâstan ayrıldı, Tepebaşın * İdan, Ga alatasaraya çıktı, Taksime gelirken, büyük Kabristan sokağı | | başmda, madam soföre durmasını | bu sokaktan, Srraselvilere yürüye: | İrek gideceğini, başı ağırdığı için hava almak istediğini söyledi. O zama, şoför, bu sokağın karanlık ve tenha oluşundan bahsederek, bu arzunun pek yerinde olmadığı» | Madam kabul etti ve böylece, otomobille evin kapısına kadar geldi.. evin kapısını, çantasından çıkar - dığı anahtarla açtı ve içeri girdi . O akşam, geç, geleceğiniz için, nı söyledi. Orada, madam indi, | “Shaw,, namı İzel bir Lavrens Meşhur casus yeni maceralar peşinde! İngilterenin meşhur casusu mi - ralay senelrdenberi İngiltere tayyare kuvvetlerinde nefer ola - Lâvrens altında vak çalışıyordu. Bir kaç sene evel Efganistan) sı- nırı üzerinde bulunduğu ve orada bir takım fırıldaklar çevirdiği anla şılmış, oradan İngiltereye alınmış tr, Lâvrens, son günlerde tayyare- cili onun (Hindistan - k hizmetinden çekilmek istedi- ni Miğemie ve i nezareti if ni vermiş” onun r, Göz pan mühim bir nokta Lâvrensin is istifasına sebep göstermemesidir. Londranın Deyliekspres muhar- görerek rirlerinden biri Lâvrensi hakkında malümat iste - tut - şeyden istifası miş, Lâvrens İstifasını gizli mak istiyerek bir haberi olmadığını, kendisinin he- nüz vazifesine devam ettiğini, va- böyle zifeyi terkettikten sonra serbest serbest konuşabileceğini, henüz ilerisi hakkında bir karar vermedi- ğini, bir şey söyliyemiyeceğini an » latmıştır. Miralay Lâvrens 1927 senesinde adını değiştirmiş ve Shaw adımı takmıştı. Kendisi halihazırda kırk beş yaşındadır. Lâvrensin umumi harp - günle- İrindeki sergüzeştlerini herkes bi- lir, Lâvrens o zaman Arapları ba- şma toplıyarak onları Osmanlı dev leti aleyhinde harekete geçirmiş, onların başında Şama girmişti. Umumi harpten sonra Lâvrens, Ross nümi altında tayyare kuvvet lerine iltihak .etmiş. Fakat hüviye ti kolaylıkla keşfolunduğu için bu adını da değiştirmiş ve Shaw ismi ni seçmişti. », Lâvrens tayyare kolunda . tam yedi senedenberi hizmet etmekte ve nefer olarak kalmayı mekte idi. Rütbesini terfi iç ku bulan teklifleri reddetmiştir. Lâvrensin hizmet müddeti önü - İ müzdeki yaz mevsiminde nihayet | bulmaktadır. Kendisinin tayyare- cilikten çıkarak yeni maceralar pe sinde koşması bekleniyor. iki konferans Kadınlar birliğince konferanslardan be hukuk fakültesi müderrislerinden Ahmet Reşit Bey tarafından dün Halke - vinde verilmiştir. Ahmet Reşit Bey, milletler ce - miyelinin insanı yollarda ve bilhas sa kadın ve çocukların himay yolundaki çalışmasından bahset - si miştir, Konferanstan sonra nan Hilmi Beyler tarafından gü - alaturka konser verilmiş - tir, lonu tamamen hanımlarla dolmuş tu. Halkevinde bugün saat darülfünün müderrislerinden İsma il Hakkı Bey tarafından gençlik ve cemiyet mevzulu bir konferans ve rilecektir, Konferans tıp talebe ce ip serbestçe girebileceği bu vans alâkalı olacaktır. tembih — Evet..., miyeti te etmiştir. konfe - etmiştiniz değil mi?. — Sonra, şoför, işi bittiği için, tekrar Perapalâsa dönmüştü. — Evet.. Karımın gidişinden on beş dakika sonra, şoför dön - metçilere sizi eklemeleri | için N (Devamı var) gi daki tertip edilen düğünü bana haber verdirmişti. ; İ kiyeye gelince burada hiç şüphe - : | kat çocuk hâlâ kıristi MISYONERLER Mü lamatlm nasıl birisi tiyan ettiler ve ediyorlar? Muharrirleri Peskapos Linton beni müslü «| mandan dönme bir anne kıza takdim etti, ve bir Bunların ikisini de hıristiyan oldukları için koca - ları boşamış. Küçüğün kocası altı yaşındaki kızını almış, Ona müs- lüman duaları okutuyormuş. Fa - yan olduğu - iddia ediyormuş.,, l Bütün bunları okuduktan son - ra şöyle bir hatıra Bua: damlarda komşu memleketlerde «| muvaffakiyetleri abit fakat Tür - düşüncenin gelmesi pek muht« ki faaliyet ve kendi raporlar siz bu kadar aleni ve küstahça ça « lışamazlar. Zira memleketimizde dini tedrisat kat'iyyen memnu ol - duğu gibi bu gibi hükümetimiz tarafından gayet $ı “| kı kontrol ve takyitlere tabidirler. Hattâ bu takyit çenberinin sene - ler geçtikçe darlaştığı da iddia o - lunabilir. İlk nazarda gayet ma - kul gibi görünen bu mütalealar ne müesseselerde yazıktır ki, hakikate hiç te uygun ! değildir. (Missionary Herald) neşredilen aylık bir misyöner mec- muasının İslâm dünyasına hasret - tiği bir sayısının mukaddemesin - de aynen şunlar yazılıdır: (Kânu- nusani 1926 Sayıfa 329) “Bu sayımız umumiyetle müs lüman ölkelerine yapılan hırısli - yanlık propağandasına ait maka leler, mektuplar, resimler ve na killere tahsis edilmiştir. Önümüz deki son habar İslâm âlemi ve hı ristiyanlık dünyasının ona karşı vazifeleri kursuna devam edecek istifadeli ol- masını temenni ettiğimiz muhte - viyatının mühim bir kısım itiba rile Türkiye hakkında olmasi se bepsiz değildir. Bu diyarda bu susi fırsatlarla karşılaştığımız gi bi mektep ve içtimat hizmetleri miz de ancak burada takdire maz- har olmaktadır. namilz okuyucularımız icin “Türkiyede misyönerlerin hu- susi fırsatlarla karşılaştığını,, kay - deden bu ni sayınm 353 üncü sa ıfasında “Başka bir şey okumazsanız dahi nu okuyunuz,, başlığı altında İ “İhtilal içinde İslâm âlemi,, isim - irfan! “| Hanım ile Şekip Memduh ve Ad - Dün Halkevinin konferans sa -| altıda Herkesin | | yan misyör li Wilson Cash'ın şu yazıları var - dır: “Türkiyeye gelince o da yeni - sini inşa maksadile kendi evini kendi yıkmaktadır. Her hangi bir eznebi müdahalesine karşı çok hassas olan bu memleket hıristi - yan misyönerliğinden şüphelen - mektedir. Türk münevverleri mazideki mis - yöner tahsil ve terbiyesine pek çok borçludurlar. Bugün mevcudiye - tini karşılığın er geç yatışacağı, daha geniş bir hür- riyet mefhumu altında tahsilin ar- gördüğümüz tasağı ve terakki arzusile hıristi- »rİerinin bugün karşı - laştıkları mânilerin zail olacağı muhakkaktır. Bu suretle asırlar - ibareden sonra ay “| | Maamafih - bugünkü | ca hıristiyan imanına karşı konu - | İ lan ve muakipleri katledilen bu ülkede yeni bir gün doğacaktır. “Bugün telmizlerimi: mik - tarının gittikçe arttığı görülmekte- dir. Bu adamlar hayatta İsa va - sıtasile el ümit bulma. imani iş İl ün ek İMİZ iz : Mu ittin Abdurrahman ve (decdu Sait nekledelim.,, Bu kısımda Ormanlı hüküme larından birile görüşen bif r o zatın İncile âşina ol“f nu öğreniyor, Kitabı mukad” 3 hakkında mübahasade bulu” r. Paşa kendisi gibi dahtf meelerin İncil ile ülfet Şi Bir kağ gün sonra bir çok müslüman ka” »ları da İncili okuduklarını v8 man ettiklerini gelip ikrar e* leri olduğunu söylüyor. sözüne (devamla ilinlenlezi ilâve edi or: iyet henüz pek geni olduğu için istikbali hakkında birğ." Maamafih bu is” rsa olsun şu son $e şey söylenem tikbal ne nelerin tahsil ve terbiyesinin kay” bolması imkânsızdır. Millet dahiğe'& geniş bir hürriyete yürümek me a buriyetirdedir. Bu hal ise Türk | tebaasını kendilerine din * intiha “| bmda, yani istedikleri takdirde a Hiristiyan olmakta serbest bıra", kacaktır.,, 1 Bundan başka gene Missionar? Herald'ın 1926 Şubat sayısının 49 inci sayfasında İstanbulda bir kaf gün kalan Bisliop Rennie Macin *$ nös isimli Kudüs misyonerlerindef| birisinin Türkiyede cereyan edefi son tevkaladb, hayran olduğu yazılıdır. Ona göre Türkiye bir inükal devresindedi! Bu halin misyonerler için büyü bir fırsat olduğunu söyliyen bu a daneler” la Türkün kalbine nüfuz edebile ceğini ilâve ediyor. Ayni mecmu * anın Kânunusani 1926 On altıncı sayfasında (Niçin Tür * kiyede kalıyoruz) serlevhalı Lor * rin A. Shephard'in uzun bir maka”! lesinden de şu cümleleri iktibaf etmeden geşemiyeceğiz: “Bir çok misyonerler başka s8” halarda cazibeli vazifeler bulduk” lari halde hepsi Türkiyede kalms” Bugünkü vaziyetin hepimizin bu” rada kalarak bu memleket ahali * sine hizmet etmemizi icap ettirdi" ğine kaniiz. Bu kanaatimiz sathi bir nikbinlik veya kaybedilmiş bif neticesi değildir. Şahsi menfasi telâkkileri ile de hiç alâkası yok” ariz amik tetkikine ve Türkiyed€ senelerce yaşımış bir çok kimsel©* rin olgun muhakemelerine istinat fl etmektedir.,, “Türkiyedeki misyonerler hal* kın kendilerine karşı gösterdiği 16“ veccüh ve yapmağa çalıştıkları i$ * lerden dolayı ümitvardırlar.,, “Son iki sene zarfında Türk hü” kümetinin batıl itikatları ve tas” | Mi subu yıkma siyasetini müşahedi k etmekle ümitvarız “Mahreklerimi ğunu bildiğimizden dolayı, Tü kiyede misyonerlerin müstakb* meşailerinden ümitvarız.,, “Biz orada İsayı öyle bir * da temsil ve tasvir icin bulunü: ruz ki Türkiye ahalisi akilâne bir | muhakeme ile onu kabul veya * | i demi kabulde muhtar olacaktir”! (Devamı v9? "| bi, Ah t ar”

Bu sayıdan diğer sayfalar: