27 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

27 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.. 7 Mart 1933. serer resime serer SEREN “RAYODA Edirnenin kara günü için İrfan Emin Beyin verdiği konferans Saygı değer dinleyiciler, Bu gece, yirmi bir yel evvel bu gece, Edirne İstihkâmlarmın topları, can veren bir babayiğitin son nefesleri gi- bi son dumanların: dağıtarak ve son güllelerini savurarak sustu. Yirmi bir yıl evvel bu gece, Edirne den başlıyarak Türk dünyasma yayr | Tan siyah bir matem bulutu her tara» fı bürüdü; bütün memleket, bütün bir Türklük âlemi can evinden yaralandı. ğını, mukaddes bir şeyin göğ; koparıldı duydu, hiç bir yeniden and içti E şeye © ra yalnız çaresizliğe, yalnız imki - Miğa karşı hareketsiz kaldı ve yurt kardeşlerinden, kan kardeşlerinden yardım istedi e rkaliki k ve Vererek din gölgeler altmda Yı y nan boş kafası en den birini yapmıştı; görünmek için Savaş başlad Edirne, anenk hazari vaziyetin icaha- rlanmıştı. Beş on çete. cinin çılgın, vahşi arzularına va bir takım politik cile ar, bügünkü Miiperone bir takım nillerinde sayılan | le savurdu. Beri taraf usuzluğu, cansız» Iğı öte tarafın cüretini arttırmıstı; bir zamanlar ayni tarihi birliğe bağlı olan İnsanlar, biribirlerini boğazladı - lar. Zinde kuvvetlerini kendilerine Yar olmıyacak bir diyarda harcıyan - lar. kahraman Edirneyi ana vatanm #öğsünden koparmak, Türk Avrupası- nt ele geçirmek serdasma kapıldı. . ne ufukları , ölüm saçan gülle. | sterlinler top ir gürled İmre ETTE Muhteşem Edirne, zorlu bir imtihan ö mastıran bir kahra- gösterdi. Nihayet.. . Son kursu « itıktan ve bi - O zamanki bu işal, bu muvakkat İşgal bugün onu gene tekrar etme! Üyenlerin gülünç hayali kadar hakiki Bulgar menfaatinin zıddı idi, Ci - Yetinden şüphe edilmiyen bug i hilgar dostluğuna rağmen ara sıra duyulan çeteci edebiyatma cevap ola- Tak bu istilânm ferdasmdaki Ak'beti Atırlatmak, hem hakkım hem de bor- oturan Şükrü, Cemal - yaralanmıştır... Poliste Boş otomobil yürüyünce .. Şoför kendi arabasının altında kaldı Şöför Artin dün 1424 numara- lı otomobilini tamir için Kazancı yokuşunda bir kaynakçmın dük - kânının önüne bırakmış, akşam üstü almıya gitmiştir. Artin motör | kolunu çevirirken otomobil ansı - “| zın yürümüş ve üzerinden geçmiş- | tir. Artin muhtelif yerlerinden ya - İ ralanmıştır. Tabancayı çekti ama Usküdarda Vealde camiinde | bakkal Kadrile Hâkimiyeti milli- İ ye caddesinde manav Burhan ara- sında alacak yüzünden kavga çık- mış, Kadri tabancasını çekerek bir el ateş etmiştir. Burhan hemen ye" re yattığı için kurşun isabet etme- miş, Kadri yakalanmıştır. Bileği kesildi Beşiktaşta Çiğdem sokağında Efendinin kahvesine giderken cama dayan - mış, kırmıştır. Camın kırılmasından Şükrü E - fendinin bileği kesilmiş; kendi Beyoğlu hastahanesine kaldırı! - mıştır, Araba ile kamyonet arasında Şoför Nikonun kamyoneti Bo - montide Cavidin idaresindeki a - rabaya çarpmış; Cavit ayağından Bir çift çorap çalmış Mahmutpaşada seyyar çorapçı Ahmedin işportasından bir çift çorap çalan sabıkalı Şükrü yaka - lanmıştır. Sebepsiz Sirkecide Yeni Türkiye hanımda saraç Faik Efendi zabıtaya müra- catla ayni handaki Zeki Rıza Bey atelyesinde çalışan İlgar tarafım « *umdur. Emin ol isteriz ki kendi Yatandaşlarınm boz yere akıtılan kan- İarına ve onların da kalan baş Yuvalarma bakarak doğruyu benimsi- | Yenler ve düştinenler yanında beriki- r bir sıfır olup kalacaklardır. Bul - Bar münevverlerinin samimi ve haki- İ mümessili ola kü Bulgar hükümetinin aldığı açık ve dürüst pie karşısında böyle bizim kadar, dünkü kavgacı komşumuza da şeref | erir. Evet, 21 yıl evvel hagün Edirne düşmüştü. ,. Fakat bu düşmek ölmek değildi, olamazdı. Dünyadaki ilk ada- | Men ilk cocuklarmdan olün Türkün | *ahip olduğu ezeliyetin İcabatından | *lan bir ebediyet hakkı da vardı.. Bir Yün bile esnret acısı duymıyan bu yü- t€ nesil, içinden dakralandı ve bu dal. Ea, bir sün Edir» Ak ve berrak “lan Türkiye haritası içine ald* İşgal altı Edirne, her zaman- ki kadar Türktü; onun şahlanan Abi- *leri, düşman akmerlarına tepeleri Üstünden bu hakikati bağırıyordu. Cü- Beleşen müstev , muahedelerdeki teti imzaya rağmen, gördükleri rü - ya eminim ki kendileri de İnanama- 1 Şt, Geçirdiği serancamlardan sonra da Bene Edirne yalçm bir âbide kalmış ve Türk vatanmın bir kalesi olmaktan ii geçmemiştir. Siyasi muahedeler, "dirneyi silâhtan tecrit etti, onu gay- Kd İİ askeri bir şehir haline koydu; fakat “irne silâherz kalmadı: Onun Türki- ve lâyrk olan ruhunda en harap © ağ lalara bedel manevi bir silâh Timaş bir O, nsker elbisesinden sıy - bir kahraman sıfatını hâlâ mu- Kami Bilmiyenler öğrensin - Edirne her zamankinden dan sebepsiz olarak çekıyla sap - landığımı bildirmiştir. Zabıta tah- kikata başlamıştır. Bıçak taşıyormuş Galatada Karaoğlan sokağın- da dolaşan Yusufun üzerinde bü- yük bir biçak bulunmuş ve kendi- si yakalanmıştır. .. gene yabancı kuvvetlere mukaddes Edirnenin başma ikinci bir felâket ge- tirdiler. Bu in tecrübelerin 80» nuncusu idi. Türk Avrüpasımda Edir. ne ve Türk Asyasında İzmir düştü; fakat bir millet ayaklandı. Dört tara- İm: kuşatan sürülere karşı bir mille - tin; kendi ruhuma, kendi iman ve kur- yetine dayanan bir milletin nasıl bir mucize yaratacağını dünyaya gösler - di. Asıl düşmanlardan biri de içimiz- de idi; kendinden başkıasma güvenen- ler Türk vatanda kalamazdı; bun- Jar atıldı, eski çürük Osmanlı devleti kılarak yepyeni bir Türkiye kurul- u Dünyanm en mükemmel inkrlâbmi yapan yeni Türkiye muasır gârp me deniyetinin ön saflarma geçti ve mil- X hareketlerin kıymetini yeni baştan si've Gazi Türkiye vatanın her parça- sı gibi Edirneyi srms'w kucakladı, göğsüne bastı. Radyo mevcelerinin vasil olamadığı ufuklara kadar dostlara, düşmanlara haykırarak diyorum ki Türkün Edir. nes; ve Edirneleri yalnız kendisinin - nie birimdir ve ona hiç bir e yabancı bir el dokunamıyacak- KE Eğimeyi yakan ateş nihayet bir dünyayı tutuşturdu ve mütareke- İmzaların samimiyetine İnanan arm Türkiyesi bir ikinci defa air; bur sefer başka hir komşu da- *ma sahip olmak sevdasına kapıldı. yabancı imzalara inananlar, n dir; onun yalçm 4bidelerine, çetin yumruklarma çarpanların vay hali nel, Edirne istihkâmlarında yirmi bir senedenberi yatan kahramanlar, aç « Trktan ağaçları kemirmeğe mecbur kalmasma rağmen boyun eğmiye razı olamyarak erkekçe can veren yiğit. ler, müttefik silâhlara karşı evlerinin . Ze di bütüm dünyaya öğretti. Gazi Türkiye | Sorguya çekilenler Şark şimendiferlerindeki sui istimal Şark şimendüferleri idaresinde | ki suiistimal günden güne ehem - miyetleşmektedir. İkinci şubece! dün yeniden dört kişi sorguya çe- kilmiştir. Bunlar idarenin kontrol müdürü Kohen Efendi, müfettiş| Refet Bey, Saim ve Alçi Efendi -| lerdir. İdarenin kişesinde yapılan sui»! istimalin bir kişi tarafından de - şebeke tarafından yapıl «| dığı ihtimali gittikçe kuvvetlen - mektedir. Bugün de Şark şimendiferleri| memurlarından bir kaçmın daha! ifadeleri alınacaktır. Alçi Efendinin isticvabmda bir hakikat daha ortaya çıkmıştır. O da, bu zatın 926 da hükümetçe şir ketten çıkarıldığı halde tekrar şir-| kete almarak çalıştırılmasıdır. Verilen malümata göre, Şark şi- mendiferleri idaresinin dosyala - rında esasli tahrifat yapıldığı ve bazı evrakın büsbütün ortadan kaldırıldığı da anlaşılmıştır. Çok! eskiden bu idare de yapılmış olan 12000 liralık ihtilâsm da son za »| manlardaki swiistimali yapan $e - beke tarafmdan yapıldığı da zan- nedilmektedir. Refet Bey dünkü isticvabımda | “Suüstimali tetkiklerimle anlıya «| madım. Kontrol dairesi de beni ikaz etmediği cihetle alelâde tef. tişi yapıp raporları verdim,, de « i miştir, Halit Şazi için Dişçi mektebinin müessislerin - den merhum Halit Şazi B. için dün Eyüpte bir ihtifal yapılmış -! tır. Dişçi mektebi muallim ve talebe lerinden ve merhümun dostların - j dan kalabalık bir kafile Halit Şa- i İzi merhumun Eyüpteki kabri ba « İşına giderek nutuklar söylemişler, merhumun mezayasından ve mem lekete yaptığı iyiliklerden bahset mişlerdir. Halit Şazi merhumun hatırası - na hürmeten dün diş tababeti mektebinde dersler verilmemi El çatıları yılalır, yakılırken cür'etlerin. den bir zerresini kaybetmiyen kadın, erkek, genç, ihtiyar Türk ailesinin ey- latları katlandıkları bik; ıstırabın vardığı büyük neticeye ak fera - gatlerinin hiç te hedrolmadöm! gör. mekle edebiyen iftihar etmek hakkını haixdirler. Edirne için can verenleri, çin en coşkun bir hisle atla ni Edirne ile beraber Türk şeref ve na- musunu kurtaranları takdis için bırn. kenız bütün sıcak duygularımla eği Teyim, Yirmi bir yıl evvel Edirne ve bütün Türk dünyası böyle bir zaman simei. yah bir yas gecesi yaşadı; Edirne is- tihkâmlarınm topları can veren em - salsiz bir kahramanın son nefesleri gibi son dumanlarmı dağılarak, son güllelerini savurarak sustu.. Fa kat... i o geceden &onra gelen haşmetli bir gün doğuşunun ışıkları i altımda gözler kamaşryor ve muzaffer bir memleketin, galip bir neslin çelik teraneleri duyulayor. Kahraman Edirne şimdi ayakta dimdik duruyor ve Türkiyenin çelikten bir imanla ku- şatılmış bir kalesi hnlinde hudut boy- İarmda kahramanca nüöbetçilik yapı « Azir Edirneliler!.. Aziz Edirne!... Yirmi bir sene sonra bir kere da geçmiş olsün... Şimdi gördüğün gün doğusundan saçılan rşıklaria yalmz ana vatan değil, bütün bir medeniyet dünuyası aydmlanacaktır. AM İ celendikten sonra, | madığını Adliyede Kadriye Hanımın davası Hikmet Beyin yeniden muhakemesi, Çarşamba sabahı başlıyor Bir kaç sene evel Kadriye Ha - nwmla başka bazı kimseler aley - binde, bir suikast hazırladıkları İ noktasından açılan ve neticede beraetle neticelenen davanın tah - kikatım: müstantik sıfatile Hik - met Bey yapmıştı. Bu dava neti - Kadriye H., Hikmet B. aleyhine dava açmış, tabkikat sırasmda kendisine karşı yakışık almıyacak sözler söyledi - ğini iddia etmişti. İstanbul ağır ceza mahkemesin- de görülen bu muhakemede, Hik- met B., iddianm katiyen aslı ol - söylemiş, sahit dinlenilmesi safhasma gel - meden, Kadriye H. davasından vaz geçmiş, mahkeme, davanın düşmesine karar vermişti. Müddeiumumilik düşme kara « rmı temyiz etmesi üzerine, dava dosyası, temyiz mahkemesine gön derilmiş, son safhada temyiz u mumi heyeti, kararı Bozma, yakışık almıyacak sözler söylenildiği iddiasınm, Beyin müstantik srfatile yaptığı zamana tesadüf e'tiği nok tasındandır. Bu itibarla, davacı vaz geçte de, muhakeme vam etmesi lâzım geldiğ' ileri sü rülmüştür. Muhakeme, önümüzdeki dei: zar * samba sabahr İstanbul ağır ceza! mahkemesinde yeniden baslıya * ! caktır. Hikmet Bey, bir müddet evel Bandırma ağır ceza mahkemesi reisliğinde bulunurken, hâkimi:k » ten istifa etmişti. Şimdi avukatlık yapmaktadır. Yangın çıkarmak davası Geçen Haziranda Marpuççular- da Panayot Efendinin dükkânın dan yangın çıkmış, sigorta parası için dükkânm ateşe verildiği şüp- hesi uyanmıştı. Bundan dolayı İstanbul ağır ce- | za mahkemesinde muhakeme edi- len Panayot Efendinin muhake - mesi, dün neticelenmiştir. Müddei umumilik ceza istemiş, fakat, mahkeme, kasti olarak yangın çı- karıldığını sabit görmemiş, bera - et kararı vermiştir. Kimsesizler yurdu için Galatada açılacak yurt için dün Vali ve Belediye reisi Muhittin Beyin riyaseti altında mütehassıs- lar komisyonu ikinci toplantısmı | yapmıştır. Toplantıda Maarif mü- fettişlerinden Hilmi Beyin hazır lâdığı rapor okunmuştur. Komis - yon yakında tekrar toplanarak yurt talimatnamesini kat'i surette hazırlıyacaktır. eli Yüksek muallim mektebi) talebesinin eğlencesi Yüksek muallim emktebi talebe- leri dün sant beşte Halkevinde, muallimleri ile talebe arkadaşları şerefine bir danslı çay tertip et » mişlerdir. Danslı çay çok eğlen * celi geçmiş, geç vakite kadar eğ * Tenilmiştir. muhakeme, | bozmuştu. ! Hilrmet vazife | Tay Sayılar 9 la k m aaa SOHBETLER ğ Dur. Ne zaman yolda, bir deri bir i kemik kalmış kedi, tüyleri dökük dj İ müş köpek görsem; ne zaman yük İ çeken bir beygirin kaburgalarına indirilen sopanm küt! eden sesini i duysam, hatırma muhakkak Hi- | mayci hayvanat cemiyeti gelir. Manav dükkânlarında, hevenk hevenk asılı duran, ibikleri kanlı bıldırcınlar, tepe aşağı sarkıtılmış İ tavşanlar; yumurtacılarda, iç yağ- # i ları dışma çıkarılmış tavuklar, © kuyrukları yelpaze gibi gerilmiş hindiler; kasaplarda çengele vu » rulmuş koyunlar, kuzular, danalar » bele onlar, hele onlar - bana hep Himayei hayvanat cemiyetini ba » tırlatır. # » 4 Bugün, Himayei hayvanat ce - miyetini hatırlayışım başka bir se- bepten oldu. Gazetelerden birinde “Hayvanlar için,, başlıklı bir yazı | okudum. Cemiyet, bir hayvan me- zarlığı yapacakmış. Mezarlık için münasip bir yer aranıyormuş. Üs- küdar yönünde olması uygun gö- rülüyormuş. Bunları okurken aklıma meşhur fıkra geliverdi. Üsküdarda, bir kaç arkadaş toplantı yapmışlar. Söz korkma - ğa, korkmamağa geçmiş. İçlerinden biri: — Ben korku nedir bilmem, de- gece yarısı gi- dip Karaca Ahmet mezarlığının İ orta yerinde helva pişireyim! Yaparsın, yapamazsın, derken iş büyümüş, Bir ziyafetine bahse tutuşmuşlar. Helvayı pişiririm diyen tence- reyi, şekeri, irmiği alıp yola çık - mış, Mezarlığa girmiş, ateşi yak - mış, başlamış helvayı pişirmeğe, Kıvamma (gelip gelmediğini anlamak için, kepçeyi daldırmış ve tam ağzma götüreceği sırada, yanı başındaki mezarın içinden bir el uzanmış tutmuş. Adam hiç oralı olmamış: — Dur!... demiş, evvelâ diriler, sonra ölüler!.. # İ miş, isterseniz size, i adamm kolunu 5 : Ben Belediyenin yerinde olsam, Himayei hayvanat cemiyetine: — Dur... derim, evvelâ insan - lar, sonra hayvanlar! Filvaki, İstanbul halkına düz - gün bir mezarlık yapılmadan ev - İ vel, hayvanlara mezarlık yapılır » sa, tuhaf olmaz mı dersiniz? Selâmi izzet Çocuğunu satacakmış! Beşiktaşta Dikilitaşta oturan Hatiçe H. isminde bir kadm Se - miha ismindeki küçük çocuğunu İ satmıya karar vermiştir. Buna da İ | sebep beş küçük çocuk sahibi olan İ Hatiçe H. kocasının iki ay evel öl- | mesile kimsesiz ve sefil kalması ive çocuklarına bakamamasıdır. | Hatiçe H. yedi aylık olan Semiha / ismindeki çocuğunu 100 — 150 li- İraya isteyene vereceğini söyle mektedir. ——am— Şehir meclisi toplanıyor Şehir Meclisi 1 Nisan cumartesi günü tekrar açılacaktır. Meclisin bu toplantısında Haliç şirketinin zarar etmemesi icap eden ted- birlerin alınması, belediye müs - tahdemler talimatnamesinin dör düncü maddesine bir frkra ilâve - si meseleleri ile konservatuvar, şe- hir tiyatrosu, Kara ağaç ve Derü « lâcezenin hesabı kat'ilerine dair daimi encümen mazbatası okuna- cak ve müzakere edilecektir. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: