30 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

30 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Iki kamat vuruşu ile Resmi görünce: Adam sen de)| insan bir kuştan korkar mı?. der- siniz. Fakat hiç de öyle değil.. Orman muhafaza memurluğu yaptığım günlerden birinde yalnız başıma dağlarda dolaşıyordum. Tüfeğimi doldurmuş sigaramı yakmış, hafif hafif şarkı söyliye- | rek tepeden tepeye (geçiyordum. Bekçi bulunduğum dağ silsile- si saatlerce devam eden < şekilde büyüktü, Sıkı orman olduğu için | ancak iki saat mesafede üç evli bir köye tesadüf edebiliyorduk. ' Bunu bildiğim icin akşam gidece- ğim köyü tasarlıyor, ona göre bir plân hazırlıyordum. — Akşama.. diyordum.. Aktaş köyünde yatarım.. Yarın da Kurt girmez dağlarını dolaşırım. Saatime baktığım zaman henüz çok erkendi. Köy nihayet bir saat- lik yoldaydı. Vazifemi bitirdiğim | için müsterih, yüksek bir çamın | gölgesine uzandım. Yüksek sesle | şarkı söyledim. Elma hanımefendi, gözlerini sü- zerek bakıyor. Elma bey de hid - Güzel ve gürbüz çocuk müsabakasında en çok reyi Mersinde avukat Kemal Beyin kızı Nemide Hanım ka- zandı. Nemide Ha- nıma rey verenle- rin isimlerini ve müsabaka tafsilâtını cumartesi günü okuyunuz. “Kendiniz Yapınız beni yere yuvarladı | Hafif hafif esen rüzgâr tatlı bir gevşeklik verdi. Yorgun oldu- ğum için göz kapaklarım ağırlaş- | tı. Tüfeğimi başımın altına çeke - | rek uyumıya başladım.. | — Küt. küt.. — Ah omuzum.. of sırtım.. Gözlerimi açtığım zaman deli gibi oldum. Benim bir misliyı bü- yüklüğünde koskoca bir kuş kanat larını açmış.. Ağzı açık.. Gözleri kanlı.. Üzerime çullanmış kafama | omuzlarıma ve sırtıma vuruyordu. | Yerimden nasıl fırladığımı kuşun gırtlağına nasıl atladığımı hatırlı yamıyorum. Lâkin kuş iki kanat vuruşuyla' beni yuvarladı. Bereket versin, cebimdeki sövri:5 bıçağımı süratle çıkardım ve boğazma da - yadım.. Biraz sonra kuş çırpma » rak yere yuvarlandı. Fakat de de kuvvet bitmiş, takatim ke silmişti. Eğer biraz daha geç ha - reket edip bıçağı çıkarmasaydım, ben çoktan ahret yolcuları arasına gi- recektim. Masalcı İ yapamayız. O ihtiyacımız T Samat sah İns Demirci İnsanlar yalnız başma (değil, toplu olarak yaşarlar. Bunun se »| bebi insanların kendilerine lâzım olan yiyecek, içecek, ve giyecek gibi ihtiyaçlarını kendileri temin edememesidir. Bunun için insan - lar arasında (Iş bölümü) vardır. Iş bölümünde kendisine vazife a- | lan herkes çalıştıkça çok saygılı ve çok işe yarar insanlardır. Onla» rı takdir etmek bizim borcumuz - dur. Çünkü onlar olmasa biz o işi| yarım kalır, İşte iş bölümünde vazife alan- larin en mühimlerinden birisi de demircilerdir. Bugün, sağınıza, so lunuza bakınız, oturduğunuz ev - den, gezdiğiniz sokaktan nereye bakarsanız bakınız muhakkak de- mircinin işlerini görürsünüz. Tarlada kazmadan tutunuz da şehirlerde yapılan koskoca beton arme apartımanlara kadar her şey demirci sayesinde yapılır. Eğer de | mirci olmazsa hepimiz aç kalırız. Tabit.. nasıl sürülür. Buğday arpa başak- ları nasıl ezilir. Değirmenin de * mir dişleri arasında nasıl un olur. Eskiden altın çok makbul bir madendi. Fakat şimdi (Demir) çok makbuldür. Çünkü altın ma - deninde çalışmak için bile demire lüzum yardır. Demircileri alkışla- yınız. Onlar insanlığın ve medeni yetin temelini kurdular. sapan demiri olmasa tarla detli.. Bunları yapmak çok kolay-| dır. Masanın üstüne iki bardak | koyunuz. Peçetenin birisi düz be- yaz, diğeri de kırmızı yollu olsun. | Elmanın üstüne az boya ile ağız burun göz yapınız. Bu elmayı bir! beyaz peçeteye yüzü.çıkacak şekil de sararak bardağın üstüne resim- deki gibi koyunuz. Bu elma ha -| rım olur. Elma beyi de hanıme »| fendi gibi oturtursunuz. Uzağa çe- kildiğiniz zaman dikkatle bakar - sanız, beyefendile hanımefendinin ciddi olarak oturduğunu görürsü- nüz. Anneniz, babanız görürse bu- na çok güler. İ sonra inanınız. ığruz. 1 nisanda balık yutmayınız Nisanın ilk günü yalan söyle - mek frenklerde âdettir. Eskiden de arap aylarının / ilki olan mu- harremin birinci günü küçük ço - cuklar annelerine, büyük anneleri- ne veya akrabalarına bir şey 8öy- liyerek para alırlardı. Bu para be- reket sayılırdı. Halbuki nisan balığı doğrudan doğruya yalandır. Fakat bu yala- nın içinde balık olması lâzımdır. Lâkin son senelerde bu yalan genişledi. Herkes bir şekilde ya - lan söylüyor. Hele gazetelerde ya- lan için yarış yapıyorlar. | Cumartesi, nisan balığının gü -| nüdür. O gün okuduğunuza, dinle- | diğinize çok dikkat ediniz. Balık yutmadığınıza kanaat getirdikten | Bilmecede kazananlar Mart bilmecesinde kazanan - ların isimlerini 10 nisan pazar - || tesi günkü gazetemizde okuya - caksınız. Pek yakında Hepinizi alâkadar edecek çok mühim bir müsabaka hazırlıyo- sele çok basittir. rı öyle cemediniz ki yekün 9999 çıksın. Ve bir rakam ikinci defa ya zılmasın. Bu da şöyle yapılır. Sayıfa: 7 ormusunuz? l Mü ithiş hesap ?? doğru birçok kitaplar dizilmişti. Bir böcek günde 4 yaprak ve bir kitap kabı yemek şartile (birinci cildin Birinci sayıfasından "ikindi cildin beş yüzüncü sayıfasına ka- Bir kütüphaneye sağdan sola | kaç| dar gitmiştir. Acaba bu işi günde yapmıştır?. Ne müthiş hesap değil mi? Ce- vabını verelim. Birinci cilt ikinci cildin sağım- | da olduğu için birinci sayıfayla i- kinci cildin beş yüzüncü sayıfası arasında yalnız iki kapak vardır. Böcek bu iki kabı iki günde yemiş ve birinci cildin birinci sayıfasın- dan ikinci cildi : an ikinci cildin beş yüzüncü $a -| İİ Göldiğimi “bir * Hremileliziii yıfasna kadar gitmiştir. eledi içinde kaldım. Ağaçlar Bir sual daha! yapraklanmış.. Fındık ve badem — Bir bardağımız var. İçerisi- ide dal var. Ceviz ve kirazla erik ne bir buçuk bardak su koyuyo -| ağaçlarında dal yok. Gördüğüm İ adamlar hep yüz elli dişli, Gala- ruz.Sonra bir bardak su içiyoruz. | İçtikten sonra yarım bardak su i- | ta köprüsünden büyük, | İstanbul | boğazına sığmaz, fakat her za - lâve ediyoruz. Acaba bardakta ne man fındık kabuğuna sığar halde | Seyyah soruyor ? kadar su var?. — Yarım bardak. — Neden?. — Çünkü bir bardak; ancak bir bardak su alır. Yarım bardak artar. Onu koyunca bardakta ya: rım bardak su olur. Garip tesadüf!.. | Galata tarafları köprüden elbette Birden dokuza kadar olan ade-|, z da al il | büyüktür. İstanbul şehri de elbet idi. Şaşırdım kaldım. Bu nasıl memlekettir. Önüme gelene soru « yorum. Cevap alamıyorum. Siz cevap veriniz. — Fındık ve bademde (d) var ceviz ve kirazda (d) yoktur.'İn - sanların da el, yüzü, dişi vardır. künu (yüz) olsun. boğaza sığmaz. Fakat fındık ken- İlk bakışta çok zor gelen bu me / di kabuğuna girer. Bundan daha kolay ne olabi » 9X84746454443 |lir?. 4241100 9999 nasıl çıkar? | if Resimlerinizi gönderiniz Bu Çocuk sayıfası okuyucu » Birden sekize kadar rakamla - 'İ jarnı biribirine tanıtmak için açtığımız sütunda bütün okuyu- cularımızın resimlerini basaca gğız. Bize hemen fotoğraf gön - 1234 deriniz. Ne büyüklükte olursa 8765 9999

Bu sayıdan diğer sayfalar: