15 Nisan 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

15 Nisan 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i i 4 b. k © Bi i ; 4 ş Ni Pan e Yeni ikramiyeli “ Dahili istıkrazımız hakkında Eski iktısat vekili Mustafa Şeref Beyin dünkü konferansı Eski Iktisat Vekili ve Burdur mebusu Şeref Bey dün Halkevin- de yeni ikramiyeli dahili istikraz hakkında çok kıymetli bir konfe - rans vermiştir. Konferansta bir çok şahsiyetler ile büyük bir halk kit lesi vardı. Bilhas- sa gençler büyük bir ekseriyet teş - kil ediyordu. Mustafa Şeref B. konferansa şöy le başlamıştır: “* — Huzurunu Mustafa Şeref B. 78 memleketi alâ- ve çok mühim bir meseleyi konuş- S mak üzere çıktım. Bu mesele hü - kümetimizin bu ay içinde yapmak . istediği dahili ikramiyeli istikraz- dır.,, Şeref Bey bundan sonra böyle mühim memleket meselelerinin İ- topluluk arasında görüşmeği ni - çin tercih ettiğini hülâsa ederek dedi ki: — Toplulukla memleket me - selelerini görüşmek vatandaşların zati menfaatleri üzerinde de daha iyi anlaşmayı istilzam eder. Bu - günkü konuşmamızın mevzuu iti“ barile vatandaşların menfaatine daha yakından alâkası vardır. Nihayet vatandaşın memleketin hüyük bir imar işine parası ile iş - tiraki mevzuubahistir, Fakat bu iş- tirakte vatandaşın menfaati de a - zami derecede mevzuubahistir.,, demiştir. Bundan sonra impara- ; torluğun memleketin ümran işle - rine bakamadığını söyliyerek se - » beplerini şöyle izah etmiştir: — Harpler, dahili ihtilâller, » bünyesindekı marazi seyyiat ile uğraşırken imparatörlük memleke tin ümranı yolunda kuvvetli teşeb- o büsata girişemiyordu. Umumiharp vatanı büsbütün harap etti. Cüm - huriyet hükümetine bu noktai na- - zardan büyük bir ümran vazifesi de terettüp ediyordu. Cümhuriyet - hükümeti biliyorsunuz ki, Akde - © mizi Karadenize bağlamak sureti - — İe bu işi pek şaşaalı surette Oba - “ sarmıya başiamıştır. Fevzi Paşa — Diyarıbekir, Fil-| oyos — Kızılırmak pek yakında bi- - ribirine bağlanacaktır. Fevzi Pa - şa — Diyarıbekir, hattı ötedenbe- - ri memleketin büyük bir servetini — teşkil eden hazinenin işlemesine de yardım edecektir, Bu hazine de . Ergani bakır madenleridir. Bu hat üzerinde şefkatli istas - yonundan Erganiye yapılacak yol | — senelerce el değmemiş olan Ergani : madenlerini dünya piyasasına çı - © karmış olacaktır. Ergani maden - — lerini işletmek başka madenleri iş letmeğe benzemez. Zira hâsılatı - hin Sp 75 ni devlet hazinesine ve- — recektir. Devlet bütçesi şimdiye Okadar vergi ve resimlerle beslenmektey- — ken Ergani madenlerinin işleme- “sinden sonra bu suretle de yüksel- © miye ve kabarmiya (başlamıştır. Bundan başka ticari müvazenemiz “de de esaslı bir unsura malik ol- “muş olacaktır. | kadar eden esaslı | e Hükümet bu gibi esaslı sebep - İ leri nazarı dikkate alarak Şefkat - li — Ergani hattını yapmıya karar vermişlerdir. Hükümet bu hat - tı istikraza müracaat etmeden 'de yapabilirdi. Biraz evvel güzergâhları söy: | lediğim hatlar için hükümet 200 milyondan fazla para sarfetmiş- tir. Fakat, devlet bu hattı tasar- rufumuzdan ve el emeği olarak a- yırdığımız parayla yapmağı dü- şündü.. Bu da yeni bir oinkılâba yol açmak içindir.,, Şeref Bey bundan sonra tasar - ruf hakkındaki fikirlerini söyle -| | unu böyle mütehavvil gelire bağ - miş, demiştir ki: — Bir memlekette tasarruf fik - ri ilerlemiş olabilir. Tasarruf pa - rayı toplayıp kapamak şeklinde olursa faydası olmaz. Tasarruf; toplanan parayı harekete koy- mak demektir. Türkün tâbiatmda tasarruf, her milletten fazladır. Zati itibarile (Efendi) olan Türk son dört sene içinde de bunu ispat etmiştir. Nitekim bankalarda 40 — 50 milyon liralık mevduat toplandı. İradenin terbiyesi en çok za- man istiyen hususlardandır. Fa- kat 4 senelik tecrübe Türkün had- dızatmda tasarrufa ve iktısada fevkalâde riayetkâr olduğunu is- pat etti. Türkçede bir darbımesel var - dır “Mal canın yongasıdır,, derler. Yongamızı harekete geçirmek için emniyet lâzımdır. Bu olursa her vatandaş asri şekillere uygun şekilde parasını verir. Bunun yanında, parayı işlete - ceğine teşebbüs ve verimli ol- malıdır. Bune verecektir? İs - dır? Çıkacak mıdır? Bunun ve- timinin müstekar olması temin e - dildikten sonra harekete doğru ileriler. Üçüncü şart ta; tasarrufumuzu koyduğumuz teşebbüsün zaman - la itibarı artacak mıdır?. İnecek midir? Bunlardan başka tasarru - fumuza mukabil alacağımız sene - din satılabilmesi her zaman isti - fade edilebilmesi. Dördüncü şartta; paramızı ya - tırdığımız yerde gene istifade e - debilmek (Oimkânmı (bulmaktır. Nihayet koyduğumuz teşebbüste mürakaba teminidir. Gelirin te - minidir. Tasarrufumuzu koyacağımız tikbali ne olacaktır?. Artacak mı - Dünkü konferansı dinliyenlerden bir grup mi? Şeref Bey bunları uzun uzadı - ya izahelmiş ve nihayet demiştir ki: — “Gayri menkule konan para ağır merasime tabidir. Çünkü bun- lar için bir borsa yoktur. Men- kul kıymetlerden : mütehavvil ge- Tirli olanların kıymeleri müte - madiyen değişeceği ve © çalışma tarzının sonuna bağlanacağı için çok büyük bir şekilde bağlanıla- maz. Bilhassa doktor, tüccar, avu * kat, ve saire gibi aile geçindirmi - ye mecbur insanların tasarru - laması bazan çok iyi o neticeler vermez. o Vatandaşların ihtiyat paraları için tavsiye edilecek en iyi şekil bilhassa muhtelif meslek sahipleri, tacirler, (o fabrikatörler, çiftçiler için sabit gelirli kıymet - lerdir. Buların içinde deen mü- himmi, devletin ve hükümetin çıkardığı istikrazlardır. Bilhassa Devlet; müesseseler içinde ye- gâne daimilik vaziyetini gös - teren bir müessesedir. Hattâ lâye- mut bir müessesedir, diyebiliriz. Bilhassa bu defa hükümetimi « zin Şefkatli — Ergani arasındaki hattı yaptırmak için çıkardığı is - tikraz en emniyetli ve randmanlı olanıdır. Yüzde beşten faizi çıkmaktadır. Gerek ikramiye, ge - rek resülmale, gerek faize ait bü - tün tediyat bilümum tekâliften müstesna olduğu gibi bu tahviller devlet teahhütlerinde (başa baş teminat olarak kabul edilecektir. Herp zamanındaki dahili istik- razın bugünkü kıymetini bulması» nın başlıca sebebi de bu hüküme- tino istikraz tahvillerini başa- baş teminat olarak kabul etme - sidir. Bir istikraz hakiki kıymetinin Se 10 una düştükten sonra büyük şefler devlet sözünü yerine ge- tireceğiz diye bunu 100 de yüze çıkarmışlardır. Bu, yüksek ahlâ- kımızı gösteren güzel bir tavlo- dur.,, “Şiddetli alkışlar.,, Mustafa Şerek Bey Osmanlı borçları meselesinde gösterdiği - miz dürüstlüğe işaretle: — “Hukukta bir söz vardır. Gayri mümkün karşısında kimse teahhüt altına konamaz,, o muka « vele bizim tediye kabiliyetimizden hangi kıymet olmalıdır. Gayri | yüksekti. Onu ödenecek bir hale menkule mi, menkul kıymetlere | geliriniz; ödiyeceğiz, dedik. Bu « ğ ; klikelndi'ci mn ga bim mmm rma pimli mill ii vardır. | yağ edilerek Berlinden getirtilecek Ikramiyesile bu miktar Ge 8 e | fenni aletlerle teçhiz sedilecektir. Jr! halinden kurtarılması (Baş tarafı birinci sayıfada) beri üzerine bir bu alâkadar zat - la görüştük. Bize anlattıklarını aynen yazıyoruz. Bu zat Viyanada tahsil görmüş Alâettin Yusuf Beydir. Ve iddia - sma göre Galata kulesine asan - sör konmasını kendisi tam on bir sene evvel düşünmüş ve bir çok projeler hazırlamıştır. Alâettin Yusuf Bey diyor ki: “.— Evvelâ şunu söyliyeyim, ki belediyeyi protesto etmek üzere - yim. Çünkü, belediye Galata ku - lesine tasarruf iddiasındadır. Böy- le iddia mevzuu babis değilken ben, burada yapacağım tesisat hakkında hazırladığım projeleri hükümete arzettim. 30,000 lira sermaye ile işe giriştim. Asarı ati- ka kamisyonile ve daha diğer alâ- | kadar makamlarla yapacağım te- sisat hakkında mukaveleler ak - tettim.,, Alâettin Yusuf Beyin iddiasına göre Galata kulesi hazineye aittir. Belediyenin tasarruf iddia etmesi kat'iyyen varit olamaz. Bunun i- çin ileri sürülecek hukuki deliller de vardır: 1 — İstanbul fethedildiği va- kit belediye teşkilâtı yoktu ve ku- le hükümete kalmıştı. Binaenaleyh hazinenin emlâki milliyenindir. 2 — Mevcut asari âtika nizam- namesine göre, asari âtikadan ma- dut her şey hükümetin, hazinenin” dir. Bu kanun, tadil edilmiş değil- dir. Alâettin Yusuf Bey, kulede ya- pacağı tesisat hakkında şu izahatı vermiştir: — Belediye ( senelerdir bir Taynborg (vakit küresi) tesis ede. mediği kuleyi, tarihi kıymetini muhafaza ederek modern bir şek- le koyacaktım. Bugün bir seyyah, kapıdan girinei; ilk karşılaştığı şey, bir saniyede genzine işliyen pisliktir. Kedi büyüklüğünde fa - relere tesadüf edilir. Elli metre merdivenleri tırmanmaksa çekil- mez bir işkencedir. Bu yüzden ku- leye çıkamıyan seyyahlar çoktur.,, Tasavvurlar çok... Kulenin birinci katı kazino o- lacak, yaz kış burada oturulacak, İkinci kat, rasathane haline if- | Bu meyanda konulacak son sistem teleskoplar meselâ Adalarda dola- şan bir adamı, hattâ bir (kediyi net olarak üç metre yakında gibi gösterecek ve onların resimleri de alınabilecek. Şehrin her tarafını görebilmek için de daire şeklinde müteharrik dürbünler konacaktır. Ayrıca otomatik bir makine ile zi- yaretçilerin fotografları almabile - cektir. Üçüncü kat, ilâve edilecektir. | Dört metre kadar olacak bu ilâve | yangın haber verenlere tahsis edi- | lecektir. Ve bunlar icabında kule- | nin bütün tesisatından istifade e- decekler ve kendileri için de mü- PA nu Osmanlı imparatorluğunun di - ğer varislerinden hiç birisi (o yap - mamıştır. Bir memlekette istikraz ortaya | atılırken bunu da (düşünmeli ve yüksek ahlâk nümunesini de en büyük teminat olarak kabul et - mek lâzımdır. Koşunuz, birân ev - vel yazılınız.,, demiştir. Demiştir. Konferans alkışlar a - rasında bitmiştir. kemmel dürbünler konacaktif* Alâettin Yusuf Bey bunla! lattıktan sonra diyor ki: yi — Bütün bunlardan son#”. dakikada en üst kata çıkabile” iki asansör yapılacaktır. Bu yi sat kat'iyyen kulenin tarihi kW” tine halel getirmiyecektir. idaresi bize ayrıca kulenin " , vemetini temin için ahşap kısı” rı beton olarak inşa etmemizi 7 di, Tahmil edilen bu yükü de ; bul ettik. Bunun için de beş bi ra ayırdık. Vakıt küresine gelince: Bu” i da Belediyenin tesis etmek ise diği şeklin hayret edilecek der” de mantıksız olduğunu söyle isterim. Buna göre, saat 12 de” re düşecek ve herkes saatini edecektir, İnsaf edilisn, Daire” de çalışan bir memur, kuleyi mek için çatılara mı tırmaâf Köprü başma mı koşsun? Benim projem Alâettin Bey burada dur. dı. Acı acı güldükten sonra: — Hükümetten müsaade dıktan sonra bütün gayretle! rağmen tesisata başlıyamadi Ve görüyorsunuz ki Belediye küresini hâlâ yapamadı. Doğ! su söylemek isteminyorum. Alâettin Bey projesini söy! miyordu. Diyordu ki belediy€" sefer bunu tatbika temayül € cek. ğ İsrarlarımız karşısında bunu” izah etti: f — Dediğim gibi kürenin döf mesi bütün bir şehir için fayda” min etmez. Küre düştükten s0” top atılsa da, Bunun işim neden temdit edilecek kablo! yapılacak masraf ta . füzuli Fennin her kısmında tatbik edi otomotik teşkilât harikalar yi tıyor. Otomatik telefonu görüy” sunuz, Kulede yapılacak otomatik olacak. Evvelâ ayd8 dakika bile şaşmaz kronom€ lâzımdır, Buna ilâveten rasath için iki telefon ayrılır, Grenovisii muntazam saat ayarı temin &f Ve otomatik makine tam saat de bütün şehrin duyabileceği düğünü öttürür.,, Alâstitin Bey bütün enerji sarfettiği bu uğurda çok fede olduğunu, tesisattan sonra beş sene kârın yüzde otuz hazineye bıraktığını, 35 sene *X rada bütün tesisatı hükümete redeceğini ve bu şekilde muk* le yaptığını söylemiştir. Alâettin Beyin son sözleri lardır: — Memleketimizde fenni sat mevzuu bahsolduğu vakit. reddüt görüyoruz. Bu tel Cümhuriyet devrinde olamıy' tır. Projemi güzel san'atlar misi mimari profesörü Egl d€ dir etmiştir. Beraber kuleyi dik. Çalışacağım, — uğrı fetihten evvel, kurbanlar ne j len “İsa kulesi,, ni altı asır € halinden kurtaracağım. | menem ie Aİ Zonguldak Halkevi”. ZONGULDAK, 14 (A.A) Zonguldak Halkevinin müt sergi, halk dershaneleri ve K* lar şubeleri idare komi is” habatı bütün Halkevi men gi nın huzuru ile yapılmış ve ” retle Zonguldak Halkevini? şubesinin teşkilâtı biti gi Halkevi orkestresi parlak bi" samere vermiştir. j

Bu sayıdan diğer sayfalar: