27 Nisan 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

27 Nisan 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tr MR EEE Sayfa 6... yp arge gag ER Bizde ve dünyads İ Keyif Verici Zehirler ——— Kaçakçılığı Mini me Eyüpteki fabrikanın baş müşterisi: Za- bıtamızın takibinden kurtulamıyanlar Onun bu şirketle anlaşmasının sebebi, onun hudut üzerinde ta - harri olunmıyan kapalı bir takım vagonları da sevkedebilmesiydi. Eyüpte “Etkim,, o fabrikasmmn en bellibaşlı müşterisi Pariste ika- met eden “Lui Liyon,, du. Bu ada" mın Nevyorkta, Tiyençinde, Şang- hayda birçok müşterileri vardı. Eyüp fabrikası müdürü Mişiler, sevkiyat işini Ebu Ishaka bırak - mış, bu adarı da fabrikanın mal - larmı Amerika ve Çindeki müşte- rilerine götürmeyi deruhte etmiş - ti. Milletler cemiyeti tam bu sıra * larda Triyeste limanına uyuşturu - cu maddeler sevki için gönderil - diğini haber almış, bunun üzerine tetkikat yapılmış, Şanghaya gön - derilen siparişler ele geçirilmişti. Eyüp fabrikasının baş müşte - risi Lui Liyon Şanghayda uyuştu- rucu maddeler yakalanması, (İs - tras - Lorenzo) şebekesinin ihba- rına atfetmişti. Biraz yukarda söy- lediğimiz gibi İstras ile Lorenzo şurada, burada uyuşturucu madde ler bulunduğunu haber (o vererek mükâfatlara konmak yolunu tut- muşlardı. Fakat (Lui Liyon) un bu kanaati yanlıştı. Bunlar onu ik- naa çalışmışlar ve göndereceği malların bir daha hiç bir müma - naata uğramıyacağını temin et - mişlerdi. Diğer taraftan Lorenzo ile İs - tras kendilerine milletler cemiye- ti ajanı süsü vererek ve milletler cemiyetinin kendilerine itimat et- tiğini ileri sürerek şunu bunu kor- kutmıya muvaffak oldukları için gayri meşru işler görmek istiyen - ler onlara yaklaşıyor, onların yar- dımmı diliyor ve bu suretle bun - “Jar iki yüzlü iş görmiye devam e- diyorlardı. Fakat vaziyetin bu şekilde de - vam etmiyeceği belliydi. Çünkü çok geçmeden bunlarm bütün ha- reketleri meydana çıkmış hüviyet- leri anlaşılmış, ve bunlar gözden gizli kalamıyacak hale gelmişler - idi. i O kadar ki İstras o Parisin bir — köşesine çekilmiye, kimseye gö- rTünmemeğe başlamıştı. Yunanis - tan hükümetinin bu adamı sahte - - kârlıkla itham ederek teslimini is- - temesi onun vaziyetini büsbütün müşkülleştirmiş, fakat Fransa hü- » kümeti Yunan hükümetinin bu ta- lebini reddetmişti. (İstras) ın şeriki olan Lorenzo- ya gelince onun da mahiyeti anla- — şılmış, Türkiye cümhuriyeti bu ada “mı memleketinden sürmüş, öbür v > taraftan İstanbulda çalışan Roman © OZaharla Ebu İshak da Türkiye za- | -bıtası tarafından şiddetli bir ta - » kibe uğrıyarak hiçbir şey yapa - © mıyacak hale gelmişler, İstanbul - daki arkadaşları da sefil olmuş - lardı. Bunların içinde yakayı kurta - ran ve Fransa hükümetinden u - © yuşturucu maddeler için ruhsatna- » me alabilen biri, Divinyo idi. “cu maddelere karşı müsaadekâr - davrandığı sırada, bilhassa 1928 de Amerika piyasalarını ele geçir- miye uğraşan bilhassa iki şebeke bulunuyordu. Bunların birincisi Nivman şe - bekesi ki başlıca omümessili de Grasyo idi. Grasyo Diviniyonun müessesesi ile muamele ederek A- merika piyasasında hüküm sürü - yordu. İkincisi Spenzer ve Flişman şe- bekesidir. Bu da Pariste ikamet e- den Albert Taranto ile iş görmek- teydi. Bu Taranto daha sonra İs- tanbulda Eyüpte tesis olunan fab- rikada da ortak olmuştu. Amerikaya uyuşturucu madde- leri kaçırmak için türlü türlü hile- lere müracaat olunuyordu. Lui Liyonla Nivmanm Ameri - kada kaçakçılık yapmak için bir diplomattan istifade edilmiş ve bu diplomat £ vasıtasile altı defa kaçakçılık yapılmıştır. Her defa sında gönderilen morfin miktarı | 150 kilodan fazla idi. Nihayet bu | diplomat Amerikanm en meşhur haydutlarmdan Jan Dayamont ile birleşmiş ve onun vasıtasile de ka- zançlar temin etmiştir. Fakat eroin kaçakçılığınm en müthiş sahası, Çin diyarıdır. 1917 “senesindenberi Avrupanın her ta- rafından Çine eroin yağdırılıyor ve Çinliler gönderilen eroini istih- lâk ediyorlardı. Bir aralık Japonyada piyasaya girmek için atılmış Japonların Av rupaya gönderdikleri mütehassıs - lar bu beyaz maddelerin nasıl ya- pıldığını öğrenmiş, Japonlar Av - rupalı kaçakçılarla mükemmel bir surette rekabete başlamışlardı. Japonların işe girişmeleri üze - rine fiatlar düşmüş, 1929 senesin- de eroinin kilosu 60 altına varmış- tı. Halbuki daha evvel bu fiatın iki misli ile satılıyordu. Avrupada bu gayri meşru tica- ret kayıt altma almdıktan sonra Çin diyarında morfin, eroin kıtlı- ğı duyulmuş, Fransadan ber ay 400, 600 arasında gönderilen u - yuşturucu maddelerin ansızın ke- silmesi üzerine Çinde işler bozul- muş, fakat bu İstanbulda açılan fabrikalar derhal faaliyete girişe- rek her ay 1200, 1500 kilo arasın- da morfinve eroin göndermiye başlamıştır. Türkiye hükümetinin bu gayri meşru tacirlerle mücadele etmesi Çinde fabrikalar yapılmasına, bu fabrikaların yerli afyon kullanma- sına saik oldu. Çinde teessüs eden bu yerli fabrikalar Japonya ile re- kabet etmektedir. Bundan böyle yapılacak iş, bu fabrikaların sed- dine çalışmak olacaktır. Çünkü bu fabrikalar kapanmadığı takdirde Çin ve Japonya keyif verici zehir kaçakçılığı menbar olacaktır. Hali hazırda Avrupa ve yakm — Avusturya Londrada Türki eni Macaristan | den kaçmış bir dansö? Yeniden birleşiyor) Ismi lovka Haci olan bu düzenbi/ mahlük parlak bir masal ayi > Italya başvekili bunun için Avusturya başvekiline söz vermiş Deyli Telgraf gazetesinin Paris- ten aldığı malümata göre Avustur- ya başvekili Doktor Dollfuss A- yusturya ile Macaristanm yeniden birleşmeleri için Sinyor Musolini- nin muvafakatini elde etmeğe mu- vaffak olmuştur. Iki müttehit dev- letin başında, Prens Otto Kral ola- rak bulunacaktır. Bu haberi ilk ortaya atan gaze- te Çekoslovakya hükümetinin na- şiri efkârı olan Narodni Tisti ga- zetesidir. Bu gazetenin neşriyatına göre Prens Otto senenin altı ayını Vi- yanada, altı ayını Budapeşlede ge- çirecektir. Bu işi başarmak için Prag, Belgrat, Varşova ve Bükreş ile müzakereler vuku bulacak ve bu projenin muvaffakıyeti için ça- İrş:lacaktır. Verilen malümata göre Maca- ristan naip saltanatı Amiral Aort- by ile fırkası bu projenin lehinde- dir. Yalnız Macar sosyalistleri a- leytedirler, Prens Otto 1912 de doğmuştur. Kendisi müteveffa (o Avusturya - Macaristan İmparator Şarlın en büyük oğludur. ye hükümeti tarafından hudut ha- ricine atılmış, bunlar kendilerine başka bir faaliyet sahası aramıya başlamışlardır. Bu yeni saha Bul- garistandır. Bulgaristanda yapılan tahkikat neticesinde şu malümat elde edil- miştir: — Bulgaristanda tesis olunan fab- rikalar apaçık çalışmakta olduğu için bunlara dair malümat almek son derece kolay olmuştur. Bu fabrikaları (işletenler, en maruf omorfincilerdir. da biri Lehistan Raskindir, Biri Liyonof Goldstien- dir. Bunlarla beraber çalışanlar a- rasında Lazar Halfon, Kirkor Çü- rükçiyan bulunuyor. Bunların hepsi de eski şebeke - nin azasındandır. Ötekiler mey - dana çıkınca, bunlar ileri sürül « müşlerdir. Halihazırda Bulgaristanda do - şark için en mühim tehlike men - bar Bulgaristanda tecessüs eden fabrikalardır. —6 Türkiye hükümetinin keyif ve- rici zehirler kaçakçılığını şiddetle takip etmesi Türkiyedeki o bütün zehir fabrikalarınm seddine sebep olmuştu. Bu fabrikaların kapan - masile fabrika sahipleri de Türki- kuz fabrika tesis edilmiş bulunu - yor. Bunların dördü Sofya civa - rındaki Radomirdedir. Radomir fabrikalarmın sahibi “Metodi Lazof,, tur. Kendisi Bul - gradır, ve Sofyada mevki sahibi - dir. Çünkü Bulgaristan hükümeti- nin yüksek memurlarından birisi- nin akrabasıdır. (Devamı var) Bunların | musevilerinden | Londra gazetelerinde biri bir Türk kızı olduğunu söyliyen, fa- kat adının İovka Haci olduğunu iddia eden bir rakkasenin Türkiye de haremden nasıl kaçtığını anla» tan bir yazısını neşretmektedir. lovka Haci Hanım, Karadeniz üzerinde, kendi anlatışına göre Derminyik kasabasında doğmuş, şimdi yirmi dört yaşında imiş! On iki yaşına vardığı zaman babası onu Abdülşeyh namında birine satmış! Genç hanım mükellef bir arabaya bindirilerek, uzun bir se- yahattan sonra büyük bir konağa götürülmüş, ve bu konakta aylar- ca raks dersi aldıktan sonra hare- me girmiş, ve “Abdülşeyh”in hu- zuruna girmiş!. Jovka Haci Hanım daha sonra: sını şöylece anlatıyor: “Abd yhin ayağına eğildim. Başım ayağma değdi, ve bu suret- le evlenmiş olduk! Hayatımın üç senesini burada geç Şeyh tarafından kabul olunuyor, sair vakitlerimi kendi o dairemde serbest geçiriyordum. Şeyhin ha- remindeki en genç kızdım. Kaç- mayı tasarladım. Köye gidersem tekrar yakalanırdım. Ele geçirile- miyeceğim bir yere gitmek gerek- ti. Şeyhin hareminde üç sene ge- çirdikten sonra bir gün bahçede dolaşıyordum. Bahçıvanm bana baktığına dikkat ettim. Bahçıvan ermeni idi. Bana yaklasarak ask. tan bahsetmeğe başladı. Ben onun madım, Fakat onun ba a aşk ilân etmesinde halâs ça- ini buldum. Plânımızı hazırla- gece birlikte kaçtık. Kasımpaşada kağında Snumaralı evde dün gece bir dayak hâdisesi olmuş, bütün mahalleli ayağa kalkmıştır. Bu evde İbrahim isminde bir a- dam ile metresi' Nadide Hanım o - | turmaktadır. İki seneden beri be- raber yaşıyan bu kadınla, erkek son günlerde sık, sık kavgaya baş- lamışlr.dır, Kavganın sebebi, İb - rahimin bazı geceler uğramaması» dır, Nadide, dün gece saat ikiye kadar dostunu pencerede: — Ha şimdi gelir, diye saatler- ce beklemiş, vaktin gece yarısını da geçtiğini görünce yatağına u - zanmıştır. Yarım saat sonra kapı çalımmış, derin bir uykuya dalmış olan Nadide yatağından fırlıya - rak pencereden başını Ouzatmış- tır. Kafayı tütsülemiş olan İbra - him hemen: — Ne bekletiyorsun. İşte ben geldim. Aç kapıyı diye seslenmiş biraz sonra da içeri girmiştir. Uy- ku sersemi olan Nadide biraz ile - ri geri söylenecek olmuş, araların- da gene şiddetli bir kavga başla - mıştır. İbrahim, metresini kapının arkasına sıkıştırmış tabanca ve bı çağını çekerek üzerine atılmış; — Senden bıktım artık. Temiz- liyeyim de kurtulayım demiş, ta - bancanın namlusunu kadının şa - kağına dayamıştır. Ölüm saatinin yaklaştığını gören Nadide: — Amanın dostlar yetişin. Bu herif beni öldürüyor. oFeryadını dim. Ara sıra| Yeni çeşme 80 - | Harem hayatımdan kurtü Bütün gece yol aldık. Ertesi * ertesi gece yolumuza devâ Beni kaçıran bahçıval zaman meftul bulundu. zun maceralardan sonr vardım. Bunları anlatmaki8” Kendisine Türk dansözü süsü” lovkn Haci dan geçenleri nakle. mam, Çünkü (bunlar gi bir kitap doldurur. ç zi kaydetmek isterim ki, uğ fi betbahtlıklar bir çok defala” yi harem hayatmı arattı. dansöz olarak muvaffak ve sonra sefalet ve felâketten dum.,, “İovka Haci,, Hanımın sı budur. Hikâyenin mi onun o reklâm mabiy' ve tamamile uydurma vi laşılıyor. Cünkü fava keli hard dranın tiyatrolarından birini yantal danslar yapmaktadıf” ten, İovka'nın adından baş bütün macerasında hakikat9 da hiç bir şey yoktur. ir gece kavgasi #* koparmıştır. İbrahim, kadın! # turmıya çalışmış, bir oyan tabanca kabzası ile dövmiY* lamıştır. Tabancanın bir yet yere düştüğü sırada Nadi disini sokağa atmış, ö ölümde! tulmuştur. İbrahim yetişet eo ler tarafından yakalanmıştı” Hâlâ eroin satıyorl?” 4 Galata Mumhane endde çörekçi fırını sahibi Şakir © fırınmda mukim Rizeli Har” « lu Eşref eroin satarken yakalı. mıştır, Eşrefin para çanta$' pi” den çıkararak yere attığı yeli ket eroin musadere edilmişti” e Otomobil kaza! Dün gece saat yirmi bug” för Alinin idaresindeki maralr otomobil Hatice mahallesi sakinlerinden 52 rında Hatice Hanıma seyi başımdan mecruhiyetine Ma vermiştir. Yaralı Haseki sine kaldırılmış şoför Yi tır. eml Küçükler kavgaf N Ördek kasap ei laca sokakta oynıyan Necati ile 11 yaşında ve Reşat kavga etmişler, 4 taş atarak başından yâ! dır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: