29 Nisan 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

29 Nisan 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— İngilizlerin Mısırdaki gam? Bizde ve dünyada ae | | Keyif Verici Zehirler .i——— Kaçakçılığı —— Silâh kaçakçılığı yapan Nafiin bü yük kazançları ve harp s seneleri Bu sırada Türkiye - İtalya har- bi devam ediyordu. En mühim ve en kârlı iş silâh kaçakçılığı idi. Nafi, dakika fevtetmeden bu işe a- tıldı. Anlatıldığına göre kendisi bu sırada büyük bir servet kazanmıya © muvaffak olmuş, hudut memurla - rını kâh iğfal ederek, kâh bunlara rüşvet vererek, kâh tanıdığı yük - » o sek şahsiyetlerden istifade ederek silâh kaçakçılığı işini başarmış ve bu sırada Mısırın bilhassa bü - yük adamlarından birinin itimadı- nı kazanarak faaliyetini ilerletmiş tir. “Nafi,, in bu işte kazandığı mu- vaffakiyeti, dikkatle takip eden © mahafilin biri, İngilterenin Mısır- daki fevkalâde komiserliğiydi. İn- giliz fevkalâde komiserliği, Nafii kara listeye sokmuştu. Çünkü silâh kaçırıyordu. Silâh o kaçırmak ise, vaziyetini müşkülleştirecek işti. : Nafi, gerçi bu sırada başkaları hesabına silâh kaçırıyordu, fakat yarın Mısırlılar hesabına, Mısır milliyetperverleri hesabına silâh kaçıracak olursa vaziyet büsbütün değişir, Nafi İngiltere imparator - i vapurları ile kaçakçılık işini da- ha muvaffakıyetle idare etmek, zabıta kuvvetlerini daha çok yor- mak, şaşırtmak ve işini yürütmek ti, Bilhassa onun adını taşıyan va- pur, en çok şüphe edilen vapurdu. Nafi bu işte de muvaffak ol -| muş ve kaçakçılık işini, Mısırın içinde de, dışında da tanzim et- mişti, Vapurları ona hariçten muhtaç olduğu her şeyi getiriyor, memle- ket içindeki şebekesi, vapurların getirdiği her malı kolaylıkla da - ğıtıyordu. Nafi 1928 senesine kadar tam bir kaçakçılar kralı idi. Zabıta bir kere bile onu pençesine düşüreme mişti, Mısırın zabıta kuvvetleri o- nu takip ettiği halde, onun bir izi- ni bulmak, yahut onun kaçırdığı gayri meşru maddelerden bir şey senesine kadar tam bir kaçakçı - lar kıralıydı. Zabıta bir kere bile onu pençesine düşürememişti. Mı sırın zabıta kuvvetleri onu takip ttiği halde, onun bir izini bulmak, yahut onun kaçırdığı gâyrimesru luğunun menafiini tehdit eden bir | maddelerden bir şey yakalamak - şahsiyet olurdu. © Onun için, “Nafi,, İngilizlerin Kara listesine girmiş, ve İngilizler » onun hareketlerini sıkı fıkı bir su ç rette takibe başlamışlardır. Bu takibat, umumi harp başla- © dığı zaman semeresini verdi. Umumi harp başlar başlamaz Mısırda İngiliz makamatı, Nafii hemen yakalamış, ve Maltaya “ göndermişti. Onun umumi harbi, Mısırlılar lehine istismar etmesi © bekleniyordu. v Nafi, bütün harp senelerini > Maltada geçirdi. Harp bittikten “sonrada bırakılmadı. Başkaları > tahliye olunduğu halde Nafi tahli- — ye olunmuyordu. Başkaları 1918 de serbest bırakıldığı halde Nafi “ancak 1920 de serbest bırakıldı. Nafi 1920 de serbest bırakılma- sı üzerine yeniden işe başladı ve birkaç klüp açtı. Hususi klüpler, birer kumarha- — neydi. Nafiin bütün müşterileri bu orada toplanıyor, hem keyif sürü - or, hem de kumar oynanıyor ken- a de bu yüzden pek mühim meb- olâğlar kazanıyordu. © Fakat Nafiin zaafı, kendisinin de kumara müptelâ olmasıydı. Ka: n kazandığı büyük ser - vetleri, kumar mütemadiyen eriti- yordu. © Nefiin bu hususi klüpleri, ya - hut kumarhaneleri uzun bir müd - det idareye muvaffak olması, za- — bıta tarafından o görülemediğine, > yahut zabıtanın faaliyetine göz umduğuna delâlet eder. Demek ki Nafiin servetini eri « ten menbaların biri de bu idi. Nafi “bir taraftan bu klüpleri işleterek para kazanıyorken bir taraftan da Mısır Seyrisefain şirketi namında “bir şirket de vücuda getirerek va- “purlar satın almış, bu vapurlar - mümkün olmamıştı. Bu sırada Mısırda vaziyet de - ğişmişti. Umumi harpten sonra Mı- sırda, esrar tiryakiliğinden başka kokain eroin tiryakiliği de baş göstermiş, bu yeni keyifğ Mısırm her sınıfını bir salgın gibi istilâiya başlamıştı. Nafi, bu fırsatı da kaçırmamış yüz binlerce müşteri bulan bu yeni işi, gene meharetle idare etmişti. Vaziyet 1928 de Mısır hülküme- ti yeni bir kanun neşrederek keyif verici zehirler kaçakçılarmı şiddet le takibe başladı. 1928 kanununun çıkmasına rağ- men eskisi gibi kaçakçılığa de - vam eden ve ele geçmiyen Nafi, ancak geçen senenin şubatında cid diyetle takip olundu. Mısır zabıtasının aldığı malü - mat Nafiin Kahireden biraz uzak olan Matariye o sayfiyesinde bir köşkü vardı. Kendisi ,keyif verici zehirleri bu köşkte saklıyordu. Bu köşkü bulmak lâzımdı. Zabıta ancak uzun taharriler - den sonra bu köşkü bulmuş, köş - kün çöle çok yakın olduğunu, ka - çakçılrk için son derece elverişli bulunduğu anlaşılmıştı. Köşk bulunduktan sonra taras- sut altına alınmış, ondan sonra köşkün basılması takarrür etmiş - ti, Karar icra olunmuş köşkün her tarafı taharri edilmiş, fakat keyif verici zehirlerden bir şey buluna» mamiştı. Köşkün kaçak bir çok eşyayı | muhtevi olduğu muhakkak olmak- la beraber içinde bir şey buluna maması akıllara hayret verecek bir şeydi. Nafiin kendisi evinde hiç bir şey bulunmadığını söylüyor, yapı - lan taharriyat da onun sözünü te- n 5000 tonluk birinin adını da | yit ediyordu. “Nafi,, koymuştu. Maksadı kendi (Devamı var) | e eli Vakıt Dolar: “Yaşasın Türk lirası!,, i “Vakıt,, ın bir yazısından bahseden Kariadâ gazetesi! Amerika bankaları için mora” | toryum ilân edildiği ve bir müd- det için Amerikadan dışarı mem - leketlerde “Dolar” m kıymeti tah:| min edilememesi yüzünden Ame- rikalı seyyahların bir hayli tered- düde düştüğü zamanlarda gazete- | miz muharriri Sadri Etem Bey. | deki tomarla dolara rağmen pa- rasız bir vaziyette kaldığını” an- latan bir fantezi yazı (o yazmıştı. | Bu yazı, bilhassa Kanada gazete- lerinin dikkatini (o uyandırmıştır. Bunlar arasında son postayla ge- len “The Vancouver Sun” gazete- | si, gazetemiz muharriri tem Bey ve onun yazısmm ingi- lizceye nakline delâlet eden yine i bu Kanada gazetesinde çalışm bir Türk yurtdaşımız Mehmet Salâ- hattin Beyden bahsederek şöyle diyor: “Bu beklenilmeyen hâdise w- zak memleketlerde muhtelif cep- belerden bir hayli alâka uyandır- mış ve bilhassa İstanbul, bunun adeta bir edebiyatını yapmıştır. “The Vancouver Sun” tevzi daire- sinin canlı telsizi Mehmet Salâ- hattin Bey İstanbulda çıkan “Va- kıt” gazetesi (o muharrirlerinden Sadri Etem Beyin bu vâdide gü- zel bir yazısını nakletmiştir. Bu yazı ile, cebi; o ande sar» fedilemeyen para ile dolu müte- kebbir Amerikalı seyyahın uyan» | dırdığı tesiri anlatıyor...” Gazete, bundan sönra gazete- mizin yazısını nakletmekte ve bilhassa şu satırlarını siyah harf- lerle tesbit etmektedir: “Yaşasın Türk lirası! Haşmet- İ lâ Dolar hazretlerinin bir günlük i paniği Amerikalı seyyaha en aşa- ğı iki Türk kelimesi öğretmiştir: (Türk Hrası')...” Amerika ve borçluları Londra, 28 (A. A.) — Reuter ajansı, M. Ruzvelt'in Fransa, 15 birinci Kânun 1932 taksitini tedi - ye etmiye muvafakat eylediği tak. dirde 15 Haziran 1933 taksitleri için bir moratoryom ilân Oetmek salâhiyetini bahşetmesini kongre - Amerikalı seyyahların “ceplerin: | i Sadri E- (18 den talep edeceği haberini teyit e - decek vaziyette bulunmaktadır. Beyaz sarayda M. Ruzveltin 15 Haziran taksitlerinin tehiri için, İ hiç bir itilâf yapmamış ve borçlar meselesinin umumi surette halline müteallik hiç bir plân tevdi etme - miş olduğu beyan edilmektedir. Yalnız umumi hal suretinin cihan iktisat konferansmın o sonlarında münakaşa edilebileceği ihsas edil- miş ve bu borçlularla yapılacak yeni mükâlemelerden sonra 15 Haziran taksitlerinde bazı tadilât -| vücuda getirilebileceği ilâve olun- muştur. Mümessiller meclisi reisi, borç « lar için moratoryom ilânma şah - san muhalif olduğunu, fakat M. Ruzveltin her türlü teklifini kabul edeceğini söylemiştir. yn” Sli Ağrka vd eğ md vü Mükemmel bir bayıltma ildei Ameliyatta bayıltmak için yeni Bayıltılanları rahatsız etmiyor, | j dakikada uyutuyor; 45 dakika sürü” Bükreş Darülfünunu Tıp fakül- tesi reisi ve kadın (hastalıkları! e profesörü M. Yor giyefin Tıp fa- İ| kültesini ziyare- ti esnasmda kıy- metli (o doktorla- rımızdan Tıp İfa- i| kültesi kadın hastalıkları odo- gum (profesörü Kenan Tevfik beyin, Avrupa da yeni keşfedi- len yeni bir uyut- “ mailâcının tec- rübelerini yaptığını yazmış ve Ke- nan Tevfik beyin ilâcı tatbik ve ameliyatı muvaffakıyetle yapma - sından dolayı profesör Yorgiyef tarafından tebrik edildiğini bil dirmiştik. Bir arkadaşımız Kenan Tevfik beyi Fakültede ziyaret etmiş, ye- ni bulunan uyutma ilâcı hakkında malümet istemiştir. Kenan Tevfik bey bu hususta demiştir ki: “Fakültenin sömestr tatili esna- sında Avusturya, Almanya ve İ- taylanm fakültelerini ve muhte- lif seririyatlarını gezdim. Avus- turyada İnsburg cerrahi seririya- bir usul | 2 (| 'j di unda hastayı uyutmak için bir ilâç kullandıklarını “. Bu ilâcın ismi Evipandır. veride zerkedilmektedir V€ kika zarfında hastayi uy” tadır. Seyahatten (| dö" fakülte seririyatındâ tim. Çok iyi neticeler al — Diğer uyutucu Dİ farkı nedir? — Hasta ameliyattan | morfin ve buna benzer ” hazırlanmıyor, hattâ aç kılmıyor. Sonra gayet i uyunuyor. Hasta ameliyatt8” vel ve sonra kusmuyor, ayr i manda kalp ve teneffüs muzır hiç bir tesiri olmadıği diye kadar yapılan ai anlaşılmıştır. Hasta uyu! man ağırlıkta duymamak Bu bir çok (serif 1200 vak'a (üzerinde bik edilmiş ve çok iyi i alınmıştır. Narkozin der deti vasati olarak 40 el kadır ve bu müddet zarfındi > istenen ameliyat £ yapılabi ilâç ağrısız doğum ya; j de kullanılır. Son zams” r. 250 doğum vak'ası üzerinde | bik edilmiştir.,, / Şamda sükündan eser yok | Kl abadan z ” Meclisin açılması üzeri şiddetli protestolar Ermeniler bile dükkânlarını kapamışlar. Şam©| h damlardan taşlar atılarak polislerin başı yarılı9” HALEP, 24 — Suriye meclisi- nin açılışı münasebetile cumarte- si günü bütün şehirlerde dükkân- lar kapanmış, halk tarafından nü- mayişler yapılarak meclisin . fes- hi istemiştir. Burada dükkânların kapanması şimdiye kadar görül- memiş bir şekil almıştır. Bugüne kadar Arapların hiç bir hareketi- ne iştirak etmemiş olan Ermeni- ler bile dükkânlarını kapatmışlar- dır. Kahvehaneler, hamamlar, fr rınlar, lokantalar elhasıl tem ma- nasile bir protesto hareketi yapr- labilmiştir. Bittabi bu vaziyet kar- şısmda Fransızlar da tedbir al- maktan geri kalmamışlardır. Miğ- ferli polis kollarmdan maada Fran sız jandarmaları da (sokaklarda dolaşmış, bilâistisna bugün soka- ğa çıkan her askerin müsellâh ol- duğu görülmüştür. Polisler cadde- İezi dolduran halkın toplanması- na mani olmak üzere en küçük ha- reketi bile hemen bastırıyor ve da- ğıtıyordu. Bir aralık 4 adet zırhlı otomobil caddelerde dolaşarak bir nümayiş yapmış, Cemiliyede ba- zı evlerin damlarına makineli tü- fek yerleştirilmiştir. Bütün Suri- ye şehirleri arasında telefon mu baberatı da kesilmiştir. Bununla beraber gün taman:en vukuatsız geçmiş ve protesto hare- keti medeni bir seviye arzetmiştir. Şamda, Hamada, Humusta ufak tefek çarpışmalar olmuşsa da şa- yanı kayıt değildir. Yalnız Şamda halkın attığı taşlar'!a 3 polisin baş- ana ali ları yarılmıştır. Bura çar kinci gün hemen kâmilen lardır. Fakat öğleye doğru him Hananu Beyin Şamds * duğu şeklinde çıkarılan ye haber fikirleri o bulandırm* bir kısım dükkânların nı intaç etmişse de yalan anlaşılmış ve halk (o sük muştur, | Alhan kışlası denilen den kaleye yerleştirilen aöf Cezair süvarileri bugün bir ! | yiş resmigeçidiyle caddeler? if şarak eski mevkilerine © lerdir. Vatani Vezirlerin istifale”” # rafında bir çok dedikodu yi pılmakta ise de henüz eti bir hüküm vermek doğru “4 Meclis perşembe günü ei içtima edecektir. İlk cel i meb'us içlimaa iştirak et” Bittabi Vataniler de bu sd“ hildirler, iyi Hükümet, takip ettiği tin, Vatanilerin uyanı sında iflâs etmesinden çok gi” ye | essir görünüyorlar. Müstüfi Vezirler, yeni teşkil edilinceye kadar başından ayrılmıyacaklı ahaza © aradan bir hafi# halde bu istifalarm reisi tarafından kabul edi! henüz hiç Sir işaret gö den Vezirlerin tekrar rülmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: