10 Ağustos 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

10 Ağustos 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

0 © Kıymetli ve faydalı bir müessesemizi ziyaret Bursadaki ipekçilik enstitüsüne bu sene yeni bir şekil vdriliyor Bursa, (Hususi) — Eski ismi Harir darüttalimi olan, şimdi de ipekçilik enstitüsü diye anılan Bur sa ipekçilik mektebi pek faydalı milli müesseselerimizden biridir. Gittim, gezdim. Memeleket ik tisadiyatında mühim yer tutan ipekçiliğimize teknik bir iktisat vermeğe çalışan bu müessesenin neler yaptığını ve bundan sonra alacağı şekli öğrendim.. Kısa bir zamanda en fazla para kazandı - ran böcekçiliğimizin vaziyeti itiba riyle burasını vatan gençlerine de tanıtmayı lüzumlu gördüm. Evvelce koza rüsumu Düyunu | umumiyeye aitti.. Koza borsaları. nı kontrol, tohum muayenesi ve saire gibi bütün muamelât Düyunu umumiye tarafından idare edili - yordu. Düyunu umumiye idaresi teessüsünden sonra koza mahsulü nün ıslahı, çoğaltılması ve bu su- retle varidatım artması için bir kaç sene aramış, bazı ipekçilere mü- racaat etmiş, bu meyanda o za- man böcek hastalıklarının mikrop ları üzerinde çalışan Pastör mües sesesine de bir mektup yazarak Türkiyeye bir mütehassıs gönderil mesini istemiş. Fransadan gönderilen memu - run verdiği rapordan sonra o za- mana kadar Avrupadan gelmekte olan böcek tohumlarınm fenni u- sullerle istihsalini öğretmek mak: sadiyle Bursada bir mektep kurul ması kararlaştırılarak 1888 de mek tep açılmıştır. 4 — 5 sene Setba- şında, bir evde tedrisat yapan mek tep için bir bina inşasına teşebbüs edilerek şimdiki bina vücude ge- tirlmiştir. Bursanın Temenye atlı yüksek bir yerinde geniş bir sahayi kap- hyan mektebe buğün verilen ehem miyet, memlekette böcekçilik ve ipek sanayiinin kökleşeceği ümit ve kanaatini verecek mahiyettedir. Enstitü müdür muavini Aziz Bey bize bütün odaları açmış ve tefer ruata varıncıya kadar izahat ver- miştir. Çam ve sanevber ağaçlariyle küçük bir orman manzarasını ve- ren bahçenin ortasında zarif ve temiz binanın ilk girdiğimiz odası ipek telinin tetkikine mahsus bir lâboratuvardır. Burada bulunan hassas makinalarla ipek telinin mukavemeti, büküm, elâstikiyet, iltisak ve rutubet dereceleri tesbit edilir.. Diğer bir lâboratuvar böcek hastalıklarının tetkikine tahsis e - dilmiştir.. Böceğin istihale ve ke- lebek devrelerinde maruz kaldığı hastalıklar üzerinde tetkikat yap- mak istiyenler burada kâfi miktar ad vasait bulabilirler, Memleket- te böcek besliyen ve besliyecek mıntakalara yarıyacak böcek cins lerini bulmak ta bu lâboratuvarda yapacak işlerdendir. Laboratu - varın bir tarafında Almanca, İtal- yanca ve Fransızca eserlerle dolu bir kütüphane vardır. Bu kitap - ların böcekçilik ve ipekçilik sana iyiine müteallik teknoloji eserleri olduğunu bilmem ilâveye lüzum var mı?. Mektebin müze kısmı, yillarca sarfedilen emeklerle meydana ge- tirilmiş zengin muhteviyatlı bir dairedir. Burada böceğin büyük cesamette dahili azalarının müces sem modelleri, dut yaprağı kol - leksiyonu, koza cinsleri, her yılın koza rekoltesini gösteren grafik - ler, kozadan ipek istihsal eden “Flature,, makinasının küçük bir modeli, ve daha bir çok şeyler mev / cutlur.. Bina inşa edilirken üst katın yapılmıştır... Bu salonlar böceğin yumurladan inficarından yumurta bırakmcıya kadar geçen hayat devrelerinde tabii bir şekilde ya- şamasını temin edecek tertibatı havidir.. Havasını yenileştirecek menfezler ve kalorifer tertibatını ihtiva eden bu salonlarda yetişti - rilen böceklerden türlü renkte ko- za alınmıştır. Avrupa sarısı, Çin iyeşili, beyazı, sarısı atlarını taşı- yan bu kozalar memleketimizde çok iyi bir halde yetişen Bağdat cinsinden daha küçük fakat daha parlak ve ince nesiçlidir. Enstitünün kymetli müdür mu- avini Aziz Bey, şimdi bunlardan yeni cinsler meydana getirmekle meşguldür. Mektebin dershane - sindeki sadeliğin hatıra getirdiği noksanları laboratuvarlar telâfi et mektedir.. Mektebin bundan sonra gördü- ğümüz kısmı bir kışlaktır. Otuz bin lira kadar para sarfedilerek vücude getirilen bu modern bina mektebin büyük bir noksanıni ik- mal ediyor.. makine daireleri işgal etmektedir. Üst katı da tohumlarm saklana - cağı odalar athsis edilmiştir. To- i bum dairelerinin bütün duvarları iki kattır. Odaların sühunet de- recelerini sabit tulmağa yarıyan bu katların arası boştur.. odaların bu tertibatı alttaki makinelerden sevkedilecek soğuk hava ile beş altı ay sühuneti bir derece bile ediğtirmiyecek mahiyettedir. Bursada ihtihsal edilecek tohum lar bundan sonra münhasıran bu kışlakta saklanacak, ancak fışkır- ma zamanı yaklaşınca çıkarılacak tır. ni olmadığından sühunet derecele rinin tahavvülü ile tohumları boz- mak tehlikesine maruz bırakan hu susi kışlaklar artık kullanılmıya - caktır.. Mektebin bu kısmı, enstitüyü modern bir müessese haline getir mek için hükümetin gösterdiği ilk hamlenin eseridir. Mektep yarım asır içinde sadece tohum istihsali salâhiyetini haiz talebe yetiştir - mekten başka br şey yapmamıştır. Binlerce mezun talebe içinde bu- | gün bu işle uğraşanlarm sayısı da yüzü geçmiyor.. Buna sebep te bu raya devam eden talebenin hakiki iki büyük odası böcekhane olarak | Binanın alt kısmını | Bu surştle kâfi derecede fen- | alâkası olmıyan heveskârlar olma sıdır.. Halbuki :neselâ bir lise talebe- si için buraya devamda bir fayda varsa da bir gaye yoktur, Ziraat Vekâletinin şimdi mektebe vermek üzere bulunduğu yeni şekil ile iş göre, mek'ep #ki kısım olacaktır.. Tohumculuz mektebi ile enstitü kısmı... Eski teşkilâtı demek olan tohum culuk kısmında gene teknik usul- lerle ve bittabi eskiden çok farklı bir randmanla tohum müstahsili yetiştirecektir. Tetkikata göre, bu günkü müstahsillerin çıkardıkları tohumların sağlamlığı ancak yüz- de 80 derecesine o varabilmiştir. Yüzde 20 si ise noksan değil bir zarar teşkil etmez mi?. Tohumculuk mektebinin iki ay ilk baharda ve iki ay da son ba- harda olmak üzere iki devrelik tedrisatı vardır. Yeni teşkil eldilmekte olan ens- titü kısmına gelince; Burada tahsil »örecek talebenin derece ve salâ- hiyetleri henüz tesbit edilmediği için şimdilik hazırlıkla meşguldür. Maamafih enstitünün de iki kısım oması, birincisine yüksek ziraat memzunları alınarak mütehassıs yetiştirilmesi ve diğer kısma da bilgilerini artırmak üzere yüksek tahsil mezunları alınması muhte - meldir., Enstitü müdürü Halit ve mua- vini Aziz Beyler gibi mesleğinin aşığı değerli genç mütehassısların idaresinde bulunan bu müessese - inin pek yakmda memleket için son8uz faydalar temin edeceği mu hakkaktır. Onun için diyorum ki: Kısa bir zamanda ve az masrafla çok iyi ve eğlenceli bir kazanç yo- Ilu olan böcekçilik heveskârları bu müesseseyi tanımalıdır. Adana futbolcuları Yakında Antakyada bir maç yapacaklar Antalyada çıkan ( Yeni Gün) gazetesinde okuduğumuza göre Adana futbol takımı Antakya genç spor futbolcuları bir mü- sabaka için Adanaya davet etmişlerdir. e Antakya gençleri bu daveti kabul etmişlerse de pasaport muamelesinde görülen güçlük yüzünden Adanaya git mekten vazgeçerek Adanalıları Antakyaya davet etmişlerdir. Adana futbolcularının bu daveti kabul edecekleri kuvvetle umuk maktadır. emme Akrep sokarak öldü köyünde 30 yaşlarında bir genci uyurken akrep sokmuş, adam- cağız 24 saat içinde ölmüştür. yar değişiyor. Taka'rür eden projeye | Trabzonda Yumranın Kalanka İ grama a berleri My i ZONGULDAK'TA Maden ocakları işçileri Amele birliğ den daha fazla ZONGULDAK, (Hususi) — | Bugünkü medeni ve müterakki dünya madenciliğine bizim bir müstahsil olmaktan ziyade başka çok ocaklarımızda henüz kazma | şık bir hale gelmiş olan mektepler talebesiyle bu işle pek küpek gibi iptidai şerait ve vasıta» | Mesini az görenler, bilmem | larla didişip duran on binlerce a - melenin ve bu yüzden geçinen yüz binlerce insan kalabalığının yar - dım beklediği amele birliği bu yurttaşların tutüm ve geçim dert - lerile alâkadar olmıyor. Zonguldak kömür havzası sa - ! kinlerinin ve madencilerin bütün dileklerinin saymak zordur. Önümüzdeki içtima devresinde ! Millet Meclisimizden çıkacağı ü « mit edilen iş kanununun Türkiye işçilik âleminde ve Türk işçilik ha- I yatında yapacağı fevkalâde deği - işiklik, yenilik havzamız işçilerinin i bugünkü ihtiyaçlarını karşılamı - ya kâfi geleceğini umuyoruz. Bu büyük ve şümullü kanunun j kabulü gecikse dahi esasen havza- mız amele kanunu vardır. Amele i kanununun ihtiva ettiği yollar ü - zerinde Zonguldak havzası amele birliğini teşkil etmiştir. Bu birlik faaliyetinin ve varidatının en ç0- ğu işçilerin iktisadi ve içtimai dert lerine hasretmiş olsa : Zonguldak için geni iş kanununa o. kadar. .da ihtiyaç olmıyabilir . Yeni iş kanununun da ihtiva e deceği hükümlerden havza işçileri ve madencilerin de bütün Türkiye işçi ve sanayi erbabr gibi istifade edecekleri muhakkaktır. Fakat bu- günlük amele birliğinden umduk - ları yardım hepsinin her şeyden evveldir , üstünde ve Havza amele kanununa tev - fikan işçilerin ve işçiler hesabına müessese sahiplerinin vermekte ol İ dukları mecburi aidattan doğup bü yüyen, yaşıyan amele birliğinin a» meleye olan alâka ve ihtimamının İ artmasını istemiyor. Amele birliğinin, havzanın muh telif mıntakalarında tesis ettiği dispanserler ve amele teavün san- dıklarının mevcudiyet ve faaliyet. lerine nazaran bu müşküllerin bek lenilen gayeleri temin ettiğine ve ya etmekte olduğuna kanaat eden- ler de bulunabilir, Bunda gösteriş ve kanaatten zi- yade realiteye ve bilfiil ( yapılan işlere atfı nazar edilse ileri sürülen VAKIT neşri | Suana'lı alâka bekliyor müsbet veya menfi fikirler de daha çabuk e Amele birliğinin eski ki n ur , evvel kabul ve tamim edi talimatnameyi nasıl buluy9” İ Benim yaptığım tahkikat İ kikata göre elerleçi havza amelesinin daimi #* lerini mucip olan mevzuu ki talimatname yeni ile rılınca aradaki fark çok rak kendisini göstermekte! i kalmıyor. Fakat bu fark umulduğu ğildir. Yeni talimatnamed€ bir iki madde © vardır ki nâzaran daha faydalı Diğer maddeler aksini hemf” tıracak kadar daralmıştır. * amele birliğinin (en fazla 7" i belli başlı muavenetler, ha' le kanununun hükümlerin” İlarak müessese sahipleri 18! dan yapılan © ve yapılmakt” kısımlardır. / Meselâ hasta olan amele! ailelerini tedavi ettirmek, lara ve kazazedelere ti vermek ve saire (oamele ,nan müesseselere aittir, Mi yerine bu vazifeyi (o yapanf) birliği dispanserleri varsa "ların mesarifatı belediyeler fından birliğe ödenmektedir" Bunlar haricinde birliğin makta olduğu muavenetler” kadar fazla değildir. Amel ğinin, işsiz kalan işçilerini tirmek için en küçük bir 1 na bugüne kadar tesadüf dik. Çalışan unsurlardan ? rini alan birlik iş bulam da yerleştirmeğe ve binneti !birliği kazandırmağa mı?, Deniz dernek işçilerini" siyle beraber amele birliği” 4 kada 400 bin küsur lirası ” muş yalıyor, i Binbir ihtiyaçlarla müc* 4) i den havza amelesinin alın * / çoğaltılan bu paranın bir * buraadki yaşama © zorlu”” £ filetmeğe çalışılırsa içind * dığımız buhran günlerinde ket evlâtlarına ebediyen “5 maz yüksek hizmetle ifa © caklarına emin olabilirler, yatı | Fevkalâde heyecanb bir rom4”fi münkir Asrımızın en meşhur ediplerinden Gerhart Haupls eseridir. Bir papazın fevkalâde heyecanlı, meraklı, aşkını, san'atkârane bir şekilde anlatır. X Tevzi Yeri: Ankara Caddesinde Inkılâp Kütüp”” Fiatı 25 kuruş.

Bu sayıdan diğer sayfalar: