19 Eylül 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

19 Eylül 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni Belediye sreeseranearrsanssensmma nakis mi8 4E88 BEKA BAUN AAAEE ERA Neler yapmak yasaktır talimatnamesi Evvelâ geceleri bağırıp çağırmak, halkı rahatsız Yeni zabrtai belediye talimatna mesinin bir komisyon tarafından hazırlandığını ve şehir meclisinin teşrinievel toplantısında müzakere edileceğini yazmıştık. Talimatna- me basılmaktadır. Şimdiye kadar üç forması bitmiştir. Talimatna- menin başında esbabı mucibe rapo ru vardır. Talimatname 17 faslı ihtiva etmektedir. Birinci fasıl u- mumi hükümleri, ikinci fasıl umu- ma mahsus yerlerde gözetilecek noktaları, üçüncü fasıl seyrüsefer işlerini, dördüncü fasıl yapı işleri- ni, beşinci fasıl alış veriş, kira, narh, tarifelerini muhtevidir. Diğer maddelerde kullanılmış eşya, nakliyecilik, patlayıcı madde “halkı tiksindirecek, etmek yasak! incitecek şeyler yapmak ve umumi adaba uymıyan sözler söylemek yasaktır. 4 — Umuma mahsuz olan yer. lere ve nakil vasıtalarına girilip nırken itişip kakışmak, sıra bekle- meyip öne geçmek için başkalarını rahatsız etmek yasaktır. 5 — Umuma mahsus olan yer- lere ve nakil vasrtalarma kirli veya kokulu iş elbisesiyle veya iğrenile- cek bir kıyafetle girmek yasaktır. 6 — Herkes, süprüntüsünü sızın- tı ve koku yapmıyacak kapalı ma. deni bir kap içinde biriktirip kapı- ler, i müesseseleri, türcüman lar, müstehdemler, mezbaha hay van ahırları hakkında birçok yeni maddeleri havidir. bı mucibesinin sonuna tatbikata ait düşünceler başlığı altında bir fıkra ilâve etmiştir. Burada deni- liyor ki: -— Tatbikat sahasında icap © den tedbirler alınmadığı veya alı- namadığı takdirde talimatname - den beklenen faydaların büsbütün yok hükmünde olacağı veya ehem miyetli surette azalacağını kabul etmek lâzımdır. Aşağıdaki mülâ- hazaları ilâve etmeyi faydalı bul - duk. | 1 — Talimatnameyi alâkadar| memurlara harfiyen denil, setmek lâzımdır. Bu polis mekte. binde temin edileceği gibi zaman arabasına boşalttıracaktır. 7 — Yollarda, meydanlarda ve ya umumi nakil vasıtalarında ve umumun girip çıkabileceği her yer de yerlere tükürmek, sümkürmek, ve saire gibi halkı iğrendirecek ve sıhhate dokunacak pis şeyler yap- mak yasaktır, 8 — Her bina sahibi, yağmur sularını ve soba borularında olan damlaları yerlere ve gelip geçenle rin üzerine damlatmamak için ya. pılması lâzım olan ber şeyi yapmı» ya ve bu gibi suları yaya kaldırım- larına akıtmayıp mecrası olan yer. lerde oraya kadar kapalı olarak gö türmiye mecburdurlar. 9 — Yol üzerindeki binalarm yüzlerine konulan levha, bayrak e düşmiyecek derecede sağlam olarak bağlanmış bulunma ları şarttır. Binaların bu yüzleri- ve afişlerle bunlara benzer asılı “| Yarın Sofyaya gidiyör . utandıracak, | çıkılırken veya gişelerde bilet alı-| sı önünden geçecek olan temizlik | Ismet Paşa Hz. | (Baş tarafı 1 İnel sayıfımızda) bilhassa, Türk ricalinin Sofyaya seyahatini nazarı dikkate alarak bu ehemmiyetin bir kat daha arttı- ını ilâve edip diyor ki: İki memleketin hudutlarını müş- terek müdafaaya karar vermiş ol- maları yalnız bizim için mühimdir. | Nöyi muahedesi bize Akdenizde bir mahreç veriyor. Şimdiye ka- dar bu mahreci elde edemedik ve bunun etrafında bir müzakerat ta olmadı. Yeni misakbu iktisadi mahreci elde edilemiyecek bir şek- le mi sokmuştur? Bu mesele bizi elbette telâşlandırır. Siyasi görüşmelerde tek mümes- sil bulundurulacağı keyfiyeti, belki de Dualist bir cümhuriyet teşekkül | etmekte olduğunun o habercisidir. Bunu da lâzım gelen süküt ve cid- diyetle karşılamak lâzımdır. Fa. kat bizi istikbalde Yugoslavya ile ayni kombinezona sokmak gayesi- ne de matufsa, cenubu şarki Avru- pa ittihadına gidiliyorsa gözümüzü açmalıyız. Milli meselelerle zehir. lenmiş olan Yugoslav — Bulgar münasebatı, daha ziyade iktisadi olan Türk — Yunan münasebatın- dan tamamiyle ayrıdır. Bulgar — Yugoslav dostluğunu temin için her şeyden evel haksız- lıkların önüne geçmek lâzımdır. Bu haksızlık sulh muahedenamele. riyle yapılmıştır. Makedonyadaki akalliyetlere yapılan muamele hak sızlıktır. Meseleye bu cepheden bakar- sak, İsmet Paşanın Sofyayı ziya- reti mühimdir. Türk — Bulgar ti. caret muahedesinin müzakeresi te- hir edilmiştir. Bu itibarla M. Mu- ikba . Türk — ekilimizin siyasetine bir darbe telâkki edili. yor, *»*.. 7 — — VAKIT 19 Eylül 1933 . Bir istatistik karşısında İİ Viyanada 150 bin kadın kocasız mı kalacak? Yapılan araştırmalar, şehirde erkeğe nisbetle kadının fazla olduğunu gösteriyormuş. Fakat, bir taraftanda boşanmalar arttığından ortada mesele yokmuş ! Viyanada erkeklere nispetle 150.000 kadın fazla imiş. Şaka de- gil eğer Viyanadaki bütün kadın - larm Viyanadaki erkeklerle evlen- miş olmaları icap etse, 150.000 ka- dın koca bulamıyacak.. Çünkü, er- kekler kadınlardan bu kadar ek - sik!, Bu vaziyet şaka olmamakla be- raber, şaka yollu bir takım mülâ - hazalara yol açıyor. Bundan bah- seden bir Avusturya gazetesi, “her şeyden evvel düşünülecek şey, bu kadınları kocasız o olmaları iti - bariyle geçinmelerini kendilerinin temin etmeleri lâzım geldiğidir . Onlar,. bu vaziyette kalmalarını, geçinmek için hariçte iş görmele - rini ihtimal esefle karşılıyarak , evli kadınların oOhayatma gıpta ederler, Hiç değilse içlerinden bir kısmı... halbuki, bir taraftan da evli kadınlardan bir kısmı, onla - rm böyle yalnız başına, kendi reylerine sahip olarak yaşayışları- na gıpta etmekten kendilerini a - lamıyorlar., Zaten dünyada her zaman her hususta böyle değil midir?. Kimse kimsenin yaşayışındaki güçlükleri sezemez, herkes herkesin değilse bile, her halde çok kişi çok kişi - nin yaşayışını gıpta ile gözler. Kendi reyine sahip olarak hariç te meslek sahasmda çalışan kadı - nın yaşayışına imrenen zengin ko- calı, rahat, fakat kocasına bağlı , kadının hoşuna giden son moda bir şapkayı, kocasından para iste- mek vaziyetinde kalmaksızın, ken di parasiyle alabilmesi, ne büyük saadet!,, o Buna karşı meslek sa - hasında çalışan, kendi kazanciyle geçinen, müstakil hareket eden ka. dın da “ah,, der “bir kadına, ho « şuna giden son moda bir şapkayı kocasının hediye edivermesi ne iyi şey. o Satmaldığı her şeyin kaç saatlik emeğin bedeli olan kazan- cından arttırılan para ile almdığı: nı düşünmek lüzumunu hissetme « yiş, ne büyük saadet!,, Ne ise işte, bi, işin bir safbast,. İ Bunu bir tarafa bırakalım da ko - | casız kalan 150.000 kadının koca bulması için ne yapmaları icap et- tiğini şöyle bir araştıralım. Ta -: bii mutlaka evlenmek istedikleri takdirde.... Yoksa kendilerini bu « nun için zorliyan yok! Fakat, ...... bunu araştırmak da boşuna külfete katlanmak olacak, Telâşlanmağa ne hacet var?. Ko- casız kalan 150.000 kadın, hep ay- ni kadınlar değil ki..... Öyleya, bir taraftan evli bazı kadınlar boşan- dıkça, kocasız kadınlar karısız ka- lan erkeklerle evleniverirler. Son zamanlarda da Viyanada geçim - sizik yüzünden boşanmalar hayli çoğaldı. Şu halde, mesele kalmadı, de - mektir. Rakam hep 150.000 kalsa da hep ayni kadınlar bu yekünün sırasına göre onun arzusuna uy - | içinde kalmıyacaklar. Kocalı ve mak çaresizliğiyle karşılaşan ka» | kocasızlar, devamlı olarak yer de- BAZete* | dın, kendi kendine “ah,, der “bir giştirecekler mükemmel!, . seruessss0os0s00001s0sssas0snpssrsaan0n00s1s00aausevensns00ssosssssssuamenasnseu eee zaman memurlar için kurslar aç -| nin her neresine olursa ölsun kuş mak lâzımdır. kafesi, çiçek saksısı gibi şeyler kon 2 — Talimatnameyi halka öğret | ması yasaktır. Nasyonal - Liberal partisinin na şiri efkârı “Nezavisimest,, si diyor ki; mek lâzımdır. Talimatnameyi fa- sıl, fasıl bastırarak halka ucuzca satmalıdır. 3 — Gazetelere sık, sık ilânlar konarak mühim emir ve yasaklar | üzerine umumun dikkati celbedil. melidir. 4 — Konferanslar sinema ve tiyatrolardan geniş mik- yasta müessir bir şekilde isti- fade etmelidir. # — Mekteplerde temizliğe ve seyrüsefer emniyetine dair çocuk- lara malümat vermelidir. 6 — Teftişe fevkalâde bir ehem miyet verilmelidir. 7 -- Avrupadan mütehassıs ge“ tirmok ve Avrupaya yetişmek üze- re memur yollamak faydalıdır. Yeni zabıtai belediye talimat- vamesinin birinci kısmındaki ya- sak ve memnuiyetleri sirasiyle ya- Zıygruz: 1 — Halkın buzur ve rahatini kaçttacak şeyleri yapmak memnu- dur. Bilhassa geçe yarısından sa- ım sekizine kadar olan uyku ve istirahat zamanında (sokaklarda Veya bina içlerinde hoşmutsuzluğa ve sızıltıya meydan verecek derece de bağırıp çağırmak ve her ne su- retle olursa olsun gürültü patırdı etmek gibi şeyler bu yasağın başın da gelir, 2 — Yollarda, meydanlarda, #azino ve kahvelerle umumi nakil Vasıtalarında seyyar çalgıcılık ya- *aktır. 3 — Yollar, meydanlar, sinema- lar, gazinolar, nakil vasıtaları gi- İ umuma mahsus olan yerlerde verilmeli, ula iii gi mündim Halde kadc' ağ ve. ad İİ e me liye 10 — Binaların sokak üzerinde ki yüzlerine pencefeleri silmek için yolu ve yoldan geçenleri kirletmi. yecek ve silici ile aşağıdan geçe- cekleri koruyacak tedbirler almak şarttır. 11 — Dükkânların ve binaların sokak üzerindeki yüzleri yollarda şidip gelişin azaldığı zamanlarda ve kalabalık caddelerde ancak ge- ce yarısından sonra yıkanabilir. 12 — Dükkânlarda ve binalar- da sokağa duman ve koku çıkart - mak yasaktır. ( Tallmatenmenin diğer madde- lerini de koyacağız) Dil faaliyeti İ Kırk muallim Üniver- isitede çalışmağa başladı | İstanbul, 18 (AA) —T.D.T. Cemiyeti umumi kâtipliğinden : T. D. T. Cemiyeti umumi mer - İ kez heyeti bugün riyaseti cümhur umumi kâtibi Hikmet Beyefendi- nin reisliği altında (Dolmabahçe sarayında toplanarak ankete ge - len karşılıklar üzerine tetkikatına devam etmiştir. | Umumi mer - kez heyeti yarın gene toplanacak- tır. 120.000 derleme (fişi, Uygur metinleri, Orhon âbidelerindeki i metinler ve Kodatkobilikten çıkan kelimelerle eski Türk eserlerin - den toplanmış ıstılahların Osman- lıca mukabilleri itibariyle alfabe - tik sıraya konması için 40 kadar edebiyat ve Türkçe muallimi Ü - niversitede faaliyete geçmiştir. M. Çaldarisin Ankaraya gitme- | yin oynadığı çok mühim ve çetin si, İsmet Paşa ile Tevfik Rüştü Be- | roller, maalesef bizde yalnız bir yin Sofyayı ziyaretleri, bülün dün- gezinti, ziyaret ve gürültü telâkki yanın nazarlarını Ankaraya çevir. ! olunduğu için lehimize bir netice di. Ankara ricali beynelmilel sa-| vermedi. Türkler Bulgaristandan hada ehemmiyetli bir rol oynamak | bir şey çikmıyacağını anlayınca istiyorlar. Rusya ile dostturlar, | Yunanistana müracaat etti ki; on- Yunanistanla dostluklarını bütün | lar bu teşebbüsü büyük avanslar âleme ilân ettiler, şimdi de Bul-| ile karşıladılar ve yapılan Trakya garistana geliyorlar, hudut emniyeti misakiyle Bulgaris- Bulgar milleti, Türklere dost - | tanın, Nöyi muahedesiyle veril. tur. Türkler tarafından biraz hüs-| miş olan Akdeniz mahreci mesele nü niyet gösterilirse, Türk — Bul-| si akamete yakın muaddal bir ma- gar dostluğu elde edilir, hiyet almaktadır. Aleyhimize ol- Ancak, hiç bir Bulgar devlet a- damı yoktur ki Akdenize mahreç talebinden sarfınazar etsin. Ümit ederiz, ki Bulgar dostları böyle bir teklifte bulunmazlar, ss İsmet Paşanın Sofya seyahati etrafında “Pobeda,, gazetesi yazı- yor: Aylardır beklenilen bu seyahat, çok ehemmiyetli bir vakadan do- layı bazı mahafilce parlaklığını kaybetmiştir. Bugünler Ankarada bulunmakta olan başvekil M. Çal. daris ile hariciye nazırı M. Maksi- mos iki devletin Trakyadaki hu: dutlarma dair bir misak imza et. mişlerdir. Tarafeynin beynelmi- lel konferanslarda O müttehit bir grup halinde temsili ve iki hükü- metin Trakyadaki müşterek hudut larını tahtı emniyete almaları ha- disesi bizim idarecilerimizi düşün- dürmelidir. Türkiye, uzun seneler bizim dostluğumuzu aradı bu suret le şark siyasetine temayülümüzü is tedi. Bu sahada Tevfik Rüştü Be. duğuna şüphe olmıyan bu ittifak diplamatlarımızın batact ve karar. sızlığı neticesidir. Bundan başka bir havadise gö- re Türkiye — Yunanistan dostlu- ğu, eski Avusturya — Macaristan imparatorluğuna mümasil nilmedik bir vüsat ve mahiyet al- makta bulunduğu cihetle Türk ida recileri ile Sofya ziyaretinde mev. zuu bahsedilecek siyasi meseleler Bulgaristan için gayri müsait bir safhaya girmiş ve Tevfik Rüştü Beyin vesatatiyle (o şimalden ve garplan Bulgaristana © vadolunan müsaadekârlıklar kaybedilmiştir. Görülüyor ki büyük roller oyna- mak istidadında bulunan Türk dip lomatlarının Sofya ziyareti bizim için sade ziyafet ve gezinti şeklini almaktadır. Maamafih bizimdi. ğer komşularımızla olan münase- betimizin tenevvür ve tashihini, fa aliyeti çerçevesine sokmuş olan Türk zımamdarlarının ziyaret ve orzularını; zımamdarlarımızın bu defa ne suretle karşılıyacaklarını bekle. | I merakla bekliyoruz. Sofya 17 — İsmet Paşa Sofyayı ziyaretinde Bulgaristanın ve ayni zamanda Romanyanın da Türk — Yunan misakına iştirak etmelerini istiyecektir. Bulgar başvekili M. Muşanof Türk — Yunan misakının nasıl kar şılandığı sualine: — Sükünet ve sabır dedikten sonra: — Bu, zekânm iki kelimesidir. İki yüzlülük ve haykırmak yerine işler zekâ ile daha iyi tanzim edi - lir, demiştir. Yunan başvekili M. Çaldaris Bul- gar elçisi M. Gospodin Antonofun sualine de: «— Misakın maksadı yalnız Türk — Yunan dostluk münaseba- tımın takviyesinden ibarettir. Ve | hiç bir zaman bu misak üçüncü bir hükümete muhalif değildir.,, ceva. bını vermiştir. Telsiz telefoncular Berlin, 18 (A.A.) — Birkaç ay evel muhtelif telsiz telefon şirket- lerinin işleri hakkında başlanan İ tahkikat neticesinde Berlin, Leizig, Breslau ve Kolonya telsiz istasyon- larının eski idaresinde sui istimal tahakkuk etmiş olan Alman telsiz telefon şirketi sabık müdürü Mag- nus ile sabık Berlin telsiz telefon levazım müdürü Flesch ve sabık kâ tip Braun Berlin civarındaki Ora- ienburg kampından Berlin hapisa- nesine nakledilmiştir. Silizya sa- bık telsiz telefon müdürleri de tev- kif edilmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: