14 Aralık 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

14 Aralık 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Denizci Hikâyesi : e ne m alma Kızıl ışıklar // Küçük yelkenli Karadenize gi- | kasına gelir... Şimdi ne yapacağız, | |NNM1SINIrıZ ? HMI | decekti. Yükünü, ve Kabataş önle. rinden demirini de alınca pupa yel | ken açılmıya başladı. Gideceği yol çok uzundu. Kara- denizin ta en son iskelesine çimen to götürmekti, l Küçük yelkenliyi belki siz de | #ilnae istanbul Kabataş önlerinde gördünüz.. Ko- | yor ve herçatırtı Ali reisin kalbini | yu mavi renkte boyalı, arka tara - fında ufak bir kaptan kamarası o- lan güzel, şık bir gemidir. | Fakat, kaptanı Ali reisin bu son | hafta içinde öyle büyük kederi yardır ki.. Bir senedenberi hasta olan ka- | rısı iki gün evvel ölmüş, ve 12 yaş- larında bir çocuğunu da öksüz bı - rakmıştı. Ali reisım odünyada hiç kimsesi olmadığı için çocuğunu da hem (annesinin acısını unutsun) ve hem de (İstikbal hakkında dü - şünecek vakit kalsın) diye beraber almıştı, » .. Küçük Ahmet, geminin baş ta- rafında avazı çıktığı kadar bağı: rıyor ve bu seyahatten memnun ol- duğunu gösteriyordu. Babası da oğ unun sevinci karşısında kederini unutuyordu. Karadenizin açıkların daydı. Hava yavaş yavaş bozmı » ya başladı. Çok geçmeden şiddetli bir rüzgâr dalgaları kudurttu. Ahmet kamarada gözleri dön- müş avazı çıktığı kadar bağrıyor - du. Fakat neşesinden değil kor - kusundan haykırıyordu. Dalgalar gittikçe kuduruyor ve esasen harap olan geminin tekne- si de her dalga çarptıkça çatırdı - yarak artık dayanamıyacağını am latıyordu. ».. Ali reis kahraman bir denizciy- İ gibi yanıyor.. di. Fakat bu kadar şiddetli bir de- Müthiş trhmadü büyük nize şimdiye kadar hiç raslama - mıştı. 20 sene evvel bir kere böyle bir fırtına olmuş, fakat liman ya- kın olduğu için oraya sığımmıştı. Şimdi, sahiie yüzlerce mil var. dı.. Esasen İnebolu açıklarında bu- | larında bir yelkenli yanmış ve mü- lunuyorlardı. Sahile bile gitseler diye başını döğüyor. — Keşke, küçüğü getirmesey - dim.. diye üzülüyordu. Böyle 24 saat kadar kara yüzü| görmeden deniz üzerinde çalkandı lar. Her dalga yedikçe gemi çatırdı- Gemi büyük bir neş'e Limanından ayrılmıştı... koparıp atıyordu. »—» — Reis, reis, baştan ateş çıktı.. Ali reis, 24 saattır gözüne uyku İ girmediği için biraz yatmak iste « mişti. Ahmetse 24 saattir baygın halde uyuyordu. in Ali reis deli gibi dışarı fırladı. Bir de ne görsün. Baş taraf olduğu Yelkenler de tutuş - muş.. Dalgalar da, bu feci vaziyet i karşısında büsbütün şahlanmış ge- İmiyi döğüyorlardı. Ali reis daha fazla düşüneme- di.. Yangın birdenbire bütün ge - miyi sarıyordu. İlk evvel oğlu ak - la geldi. Onu yatağından kaptı, sandala koştu. Fakat sandal, ipler yandığı için denize düşmüş ve sw ların içine batmıştı. Sandalı müthiş dalgaların ara - sında görünce çok sevindi. Hemen çocuğuyla birlikte denize atladı. Sandalı yakaladı. Gemisinin kızıl gemiler bile batmıştı.. ışıkları arasında sularını boşalttı. | ».. İki gün sonra İstanbulda çıkan gazeteler şu havadisi yazdılar. “Müthiş fırtınada İnebolu açık- rettebatından hiç kimse kurtula - liman olmadığı için felâket başgös | mamıştır. terecekti. Ali reis bir taraftan gemiyı, di- Yalnız bu gemiden olduğu an - laşılan bir erkek ve bir de erkek ço #er taraftan da oğlunu düşünü - | cuk cesedi İnebolu sahillerinde bu- yor: — Ah.. Belâ gelince birbiri ar lunmuştur. , Masalcı Neden ve nasıl Yazın güneşin altına girince 1s1- İ nırız. Sonra gölgede gene ısınırız. | Fakat güneşteki kadar kuvvetli o - lamaz. Kışın neye güneş olduğu halde üşürüz. Ve yaz kadar sıcak bula » | mayız. Bunun iki sebebi vardır; biri gü- neşten, diğeri havadan. Dünya yuvarlaktır. Duruşu da | biraz meyillidir. Güneş doğrudan doğruya ancak temmuz, ağustos, aylarında dünyamıza ışık gönde - rir, Kışın bize gelen ışıkların va: yeti uzun olduğu için bize tesirli | | gelmez. Güneş de kuvvetli olamaz. | Nasıl ısınırız: Biz havadan ısmırız. Hava ufak ufak göze görünmiyen habbecik - lerdir. Bu habbeciklerin çok sık oldu- ğu yerler alçaklardadır. o Yüksek! yerlerde bu zerreler çok azalir. Ne- tekim yüksek dağlarda insan zor İlukla nefes alır. Halbuki büyük şe- hirlerde engin yerlerde hava çok| sıkıdır. | o Güneşin sıcaklığı gelince evve - İlâ bu hava zerreleri ısınır. Zerre - ler çok olduğu için hep birden ısı- nan bu zerreler bizi de ısitır. Demek ki biz kendimizi ısıtmak için evvelâ havayı ısıtmalıyız. İş « te bunun için odada mangal, soba J yakmak suretiyle havayı sıtırız. I Bunun havasından da istifade e - deriz. Yaz — Kış Yazım güneş kuvvetli olduğu i- | Fakat alçak yerlerde, enginlerde hava çok sicak olur. Bunun için böyle yerlerde yazın sıcaktan boğu lacak kadar şikâyet ederiz.. Buna mukabil yüksek yerlerde | hava zerreleri az olduğu için ora - larda sıcaklık daha azdır. Yani se- rinlik vardır. İşte bunun için zenginler yazın i şehirlerden kırlara ve yüksek yer- olurlar. Elbet, siz de bunu tecrübe et - mışsınızdır. Ama siz, deniz kenar- larına gideriz diyeceksiniz. O baş; | ka.. Biz o zaman denizin ılık su « rinlemek isteriz. mış ve demiştik ki: — Her hayvan gibi balıklar da hisseder. Ancak onların beyni kü - çük olduğu için his merkezleri az- Bir küçük okuyucumuz bunun Yazısız Hi rini ; çin hava zerreleri çok çabuk ısınır. | Balıklar hissederler mi?' Geçen perşembe günü, balıklar | di elceğiziyle yakaladığı bir balık / at getirdim ama, bir kere hissederler mi?. diye bir yazı yaz: | üzerinde şöyle bir tecrübe yapmış, | kere de bir hayvana eziyet | Bunları YMNNARNNNNNN ! UMUM Biliyormusunuz | | | izmitte Foto Fahri Beyin Kerimesi Nesrin Hanım Güzel ve NARA çocuk müsabakasına kaydedilmi: AK am 9 34 (gi Gürbüz Çocuk müs müsabaka 1933 senesi başında tüzel ve ve gürbüz çocuk müsabakası) açmış, İ birçok güzel yavrular tanımıştık. ! Bundan başka güzel ve gürbüz | İ yeviülarn Hediyeler de vermiştik. “1934 senesi (o güzel ve gürbüz çocuk müsabakası,, na da gelecek Si haftadan itibaren başlıyacağız. Okuyucularımızın buna şimdi « den hazırlanmaları için şu şartla - rımıza dikkat etmelerini rica ede - riz: 1 — Yavrularımızın son resimle» rini çıkarınız. 2 — Bu resimler kartpostal bü- | yüklüğünde olacaktır. 3 | yavrusu olduğunu okunaklı Yi Resimlerin arkasına kir” caksınız. gi 4 — Bu resimleri (VAKIT €”, sayıfası muharrirliğine) gönd ceksiniz. ; Memleketin her tarafındaf” | tün müsabakaya ünderileii simler gazetemizde basılacakt Bundan sonra yapılacak sef şeklini gelecek perşembe günle” de ilân edeceğiz. Şimdiden çocuklarınızın f9 rafını hazırlayınız. LL e KL in İN İN | m a ii BİLM Bu haftaki bilmecemiz bambaş- kadır. Bu 5 tane rakamdır. Rakamla - rnt yekânu hepimizi alâkadar &de- | cek bir tarih ortaya çıkaracaktır. Burlarm yazı ile yazılırken ilk harfleri ve son harfleri de konul « | muştur. Aradaki boşlukları doldu - | İ runuz. lere çıkarlar. Bu suretle serinlemiş ! 5- DAT | Doğru halledenlerden 150 oku- | doğru olup olmadığını öğrenmek | hevesine düşmüş ve denizden ken: bize onu bir mektupla anlatıyor: “<< — Canlı balığı küçük havuzun içine attım. Uzun bir iğneyle üze- rine hafifçe dokundum. Balık, öyle kıvrandı öyle kıv - randı ki... Tekrar iğne batırdım, ECE. 150 Oküydeğiuzi hediye veriyor postal hediye edeceğiz. a9 — İsimlermizi ve adresle okunaklı yazınız,. ç — Hal varakalarırır (VAKİT cuk sayıfası) muharririne gön“ larına girip yıkanmak suretile se - İ yucumuza şeker ,bisküi, kitap, kart | niz. | ray yy Uyg "yö e © > ap gene öyle.. Birkaç dakika yaptım. Balığın hissettiğine ğim için muazzep oldum. pi Eğer bunun fenalığı va" bain Ne yapayım. Siz bem” rak hissimi ayaklandırdını?”. d Küçük okuyucumuzun * - ilâve edecek sözümüz yok" UN yy yg yy My a yy T Cabi efendinin başından ge#€ ———u— ee

Bu sayıdan diğer sayfalar: