24 Şubat 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

24 Şubat 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ti Yazan : Dedikoducu i Aman sokağa çıkarken çıngıraklarını takmayı unutma.. Yoksa kalabalıkta. | 150 sen6 SOnra kadın Mühim bir mesele: 9—VAKIT 24 ŞUBAT 1934 m Çocuk bakımı “Biz çocuğu nekadar sık görürsek onun hastalanması veölüm tehlikesi o kadar azdır. ,, İstanbul üniversitesi Tıp fakül- —“ Tabii gittim, yavrum, hem , neşrolunan “Âlem,, gazetesi idi. | tesi profesörlerinden Ihsan Hik © koku konserlerini “ kokladım, | hem de tahayyül! salonunu ziya» kago) şehrinde Tet ettim. Insan tabayyülât salo-! ön beş dakika zarfında dünyanın nunda ng isterse, Neyi yaşamak ar- | her tarafında okunmağa başlıyor- zusunda bulunursa onları görüyor ! du, Erkek gazeteyi eline alarak o- Ve yaşıyor: Ya hissi telkihlere ne | kumağa başlamıştı: dersin?, —- “Bakalım, dünyada neler 0- —— “Ben onu bilmiyorum, Anlat | İn kalay telkihler. dairesinde 4 Jar ayrı ayrı hücrelere konu- ui Her hücrede bir balon var, bu balon ihsana en mutena, en ul- vi hialeri telli ediyor, Bazan hararetli ve yorgun vücu- ir inşirah verici deniz dalga - lart içine daldığını zannediyorsun, bazan uzun seneler zindanda kal - dıktan sonra kapıların açılıp gü- Dz ziyasile karşılaştığını yaşıyor - sun, bir aralık sevgilin ile büyüleş- miş gibi bir his içinde çalkanıyor- sun, onden sonra pek yüksek ve â- ii hislere kapılıyor gibi oluyorsun, islersen ağır bir hastalıktan kurtul duktan sonra nekahat devrine gir- diğini zanneder gibi oluyorsun, bazan da pek istıraplı bir hayat ge | girdikten sonra artık refaha ve sulh ye sükünete vardığını duyma- ğa başlıyorsun. Bu güzel seyleri işiten erkek ârzdan seyretmek için yeni dür- ların yemek pşirdiklerini bile göre bilecekmiş. Şu Merih insanları da ama geri kalmışlar! Orada her ev talarımız da öyle yaparlarmış. taviski rezaleti A” aş tarafı 1 imei mayıfamızda) Görünüşe nazaran bu dinlenme den maksat, birinci Staviski re- zaleti çıktığı zaman meselenin mahkemeye tevdi edilmesine ma- ni olan polis raporunun : ne gibi şartlar dairesinde tanzim olundu” ğunu tespit idi. Maktulün ailesi bu dinlenmeyi bizzat M. Prensin istediğini ve bi- tinci dinlenmeyi müteakip kendi- sine tehdit mektupları geldiğini beyan etmektedir. Maktulün cenazesi üzerinde ölü açma ameliyatı yapılmış ve tren raylarının üzerine (bırakılmadan evvel ölmüş bulunduğu sabit ol- muştur. Fakat maktulün © vücu- Maktulün validesi hasta değil- dir. Oğlunun üzerinde bazı mü- him evrak ve vesaik taşıdığmı söy lemektedir. Zebrla tarafından bulunan bir el çantası içimde yalnız ehemmiyet ten âri bir mektup çıkmıştır. Maktulün Dijon istasyonunda katiller tarafmdan karşılandığı ve yeyin yidüa a, aldiktan sonra si vvetle tahmin olun Bura gazeteleri M. Prensin kat- li dolayısiyle büyük bir - heyecan re katlin icrasındaki şüpheli ahval ve şartlar bu fiilin, M. Prensin ifadatımdan korkan bazı alâkadar- lar tarafından yaptırıldığı kanaa- i tini ve: ir, Bu hâdise Staviskinin intihar Di ve ettirildiğini, daha açık el ii e ikm ma, çalışmaktan artık fena halde | edenlere hak verecek mahiyette. çöktü. Güzellik namma onda hiç | dir pe ye bir şey kalmadı. İnsan bu kadar u- zun zaman bir arada yaşarsa, hiç iyi değil, çünkü sonra ayrılmak ne de olsa biraz &üçleşiyor. Onun için sık sık değiştirmek daha iyi, daha kolay olacak! Gariptir, ka. dınlar değiğikliğe bizden daha az meyyal görünüyorlar, Benimki ba- na henüz benden bılkmadığını söy. lâyor, Fakat ben ondan artık bek. & raresine alan güzel kıza tek e yaşt gelirsem Ona Azıcık iltifat sdeceğinier > / sız mektuplar halinde ve telefon- Köşünrirken odanın içine duvarda- £ ia bu hâdise hakkında bir çok ihbarat vaki olmaktadır. müdüriyeti bu gibi ihbaratı etraf- lıca tetkik etmektedir. Fakat hâ- VA bir ip Eka va — “Öyle ise ben de oraya gide- yim!) demişti. Karısı olan doktor d ise: — “Gözlüksüz gören adamı da ziyaret etmeği Whütma!,, sözlerini | ilâve etmişti. l —“Gözlüksüz mü görüyor? İm- kânı yok, buna inanmam!,, — “Evet, gözlüksüz görüyor, o- kuyor ye Yazıyor. Fakat ben artık gidiyorum. Geç kaldım. Oğlumu- za söyle tarih kitabında “Merih yıldızında oturan ilk adamlar!,, kısmını okusun.,, 5 — 'Aman sokağa çıkarken çın: gıraklarını takmağı unutma. Yok- sa kalabalık arasında ezilip'kalır- sın!,, -—- “Yok merak etme, bir şey ol- mam, ama hatırın için haydi çın- gırakları takayım. Sokaklarda kö- şüşan insanlar gittikçe azalıyor, bütün gidip gelmeler hep havada yapılıyor. kasan uç:rken karşılaş- tığı izdihamdan adet korkuyor. Doktor hanım bu sözleri söyle- dikten #önra çıkıp gitmişti. Koca- sı evde yalnız kalmecâ kendi ken- dine düşünmeğe başlamıştı: Polis müdürlüğüne imzasız mektuplar Paris, 23 (Hususi) — Hakim M. Albert Prens'in katil hadisesi henüz tenvir edilememiştir. M. seyahat ettiği trendeki kötrol memuru M. Fouma yol- culuk esnasında M, Prens'in karşı- sında bir adam oturduğunu miş ve hareket istasyonu da vaka günü yalnız bir kişiye gitmek ve Bi söylemiştir. vs “Alem,, gazetesi Amerikanm (S$i- mi Bey “Çocuk korumanın ehem- ve | miyeti,, mevzulü (o bir makale Yazmışlır. Günün mühim mese lelerinden birisini etrafile izah €- den bu makaleyi iki kısmı ayıra Tak neşrediyoruz: Gerçi zamanı kadimde müdev- yoktu. a fedilmiş! İnsan arz üze. | evvele sit olmrak Mısırda bulunan | Z ii ie keşi Merihteki insan. | Papyros Ebres' © debilen risalede bırakmak bilhassa ilk devirlerde oldukça mütekâmil bir me“cudi- ! yet gösterir. Buna mukabil insan yavrusu bu tekamül hallerinden | uzak bir seviyede kalmıştır. ! Doğduğu zamanki halile son: İ raki derecei | tekâmülü arasında pek bariz farklar gösteren, tabiri İ diğerler tekâmül sahasında pek | uzak ve uzun mes-feler katmet-! | itiyor. Merih yıldızı kürei | ven olarak etfal namiyle bir ilim | meğe mecbur olan bir tek canlı | layor, bitiyor. küre Fakat - Milâttan 15 asır | vardır, ve o da insandır. Böyle âciz bir mahlüku başı boş bile çocuklara dair bir takım is- | insanlık ile telif edilemediği gibi titratlar bulunmuştur; eski yahu- / dilerin, Çinlilerin, Hintlilerin, Ro- lümata tesadüf edilmiştir. Bu sıralarda Türk hekimlerin: ! yıcaklar, yani dahili ve harici bir İ den Razi ve İbnisinanın bilhassa” çok müessirata karşr müdafaa e- | «| ri yaptırmak, çorba vermek, tatil. | perhizlerden, çiçek ve kızamığın j teşhisi tefrikinden bahseden ki- İ taplırı tâ orta devre kadar gelmiş jves zamanda da muteber tutul- i muştu; çünkü orta devirde her şe- ye olduğu gibi tababete de bir ta- vakkuf arız olmuştur. Ancak 15 inci asrın nihayetle- rine doğru tababetin icadı bir kaç yeni kitap neşrine vesile olmuş- İ tur. 17 ve 18 inci asırda Glisson ta- rafından yazılan etfal kitıbı bazı cihetlerde şimdi bile muteber sa- yılabilir. | Termometrenin, mik- i roskopun icadı, ortaya teşrihi marazinin girmesi, hastalıklırın daha fenni bir surette -mütaleala- Emrazı etfalin asriliği Fransiz ihtilâli ile başlar. O ibtilâlin kan- İk zemini üzerinde (o etfal ilmi de büyümeğe başlamıştır. Yazılan kitaplır (o Şittikçe ço- ğalmış, O kitapları mecmualar (1793 te ilki) takip etmis ve ar- tik tüberkülin, difteri seromu, kızamuk ve poliomyelite serom- lar, rahitis esbap ve tedavideki yeni malümat, vitaminler Ve saire gibi yepyeni (— meseleler ortaya çıkarak etfal ilmini hem tenvir et- i miş hem de zengileştirmiştir. Bu sırada hocam Czerny'nin o vakte kadar muhtelif tarzda orta- ya çıkmış ve içinden de ayrı ayrı baplarda mütalea edilen mide — bağırsak bozukluklarını ve bün- yei nethaviyeyi — birer ayrı bahis olarak zikre değer. İşte böyle etfal ilmi “Modern, bir tarzda ortaya çıkmış ve içinde j de ayrı ayrı tali bir kaç (şubeye ayrılmıştır: o Süt çocukluğu, fer di çocuk hıfztasıhati, içtimai püe- rikültür bu cümledendir.İnsan yav rTuşunun adına çocuk denir.Bu bir devreyi ihtiva eder ki, doğumdan büluğa kadar olan zamana tahsis : olunmuştur. Doğduğu vakit 60 santim bo- kat füzuliydi. yunda ve ancak 3 kile ağırlığın. İ müdahale etti, i | i i i gülenler oluyor. Fakat beri taraf kabil de değildir. O halde çocuk vesıyete muhtaçtır. Onun vasi- Bunlar onu büyüte- sıcaktan, soğuktan ve bastalıklardan koru- deceklerdir. Çocukluğun, yeni doğmuş ço- cuk, süt çocuğu, küçük çocuk, o- yun çocuğu ve mektep cocuğu gi- bi adlarla anılan belli başlı devir lerinde bu bakim yalnız anı ve baba tarafından evde yapılmakla kalmayıp, bunlarla berber mü- rebbi, muallim, hekim gibi başka insanlar tarafından tamamlanır, Demek ki, çocuk k3kımında onun terbiyesi, tahsili, talimi, onu has- talıklardan koruma, hastalıkları savma da dahildir. (o Zaten taba- betin her şubesinde (olduğu gibi gocuk hekimliğinin de iki cephesi vardır: Koruma, savma.. Nitekim, çocuk doğar doğmaz Cred& yâpmak, öna BCG tatbik kendi yemeğini pişiriyor. Bizim a. manm, Yunanm meşhur hekimle- | leri onsen yakm olan anasrile etmek, onu çiçeğe karşı aşılamak, | rinin eserlerinde de tedavi ve â- babasıdır. (Devamı var) | raz kabilinden etfıla ait bazı ma- ! cekler, besliyecekler, lüzumunda takim edilmiş süt ver- mek, küçük çocukların oynaması için bahçelerde yerler ayırmak, kardeşleri hasta olunca onu ayır» mak, mekteplerde diş muayenele- lerde seyahatler (o tertip etmek, kamplar kurmak bu cümledendir. (Devami ver) Dünkü maçın hülâsası (Baştaralı Günci sayı'ada | Galatasarıylı müdafi Tevfik ko- şarak geliyor ve Fikreti belinden yakalıyarak iki adım öteye götür- mek istiyor. Belli ki maksadı iyidir, iki o- yuncuyu döyüşmekten menetmek istiyor. Hattâ o kadar ki hâdiseye | bu hareketi nedense muvafık bul: / muyor. . Bir saniye içinde orası aa » Tekme, yumruk, sil- | e fu. İşe zabıta O müdahale ediyor, bir taraftan halkı sahaya çıkmak- tan menediyor, diğer taraftan kav ga edenleri ayırmıya uğraşıyor.. Kavga : ılmış gibidir. Hâ- kem kararını verecek, belki kavga edenleri o dışarı atacak ve oyun başlayacaktır. (Fakat kalesini bırakarak hâdise yerine koşüp g&- len ve en hararetli kavgacı olarak görünen Fener kalecisini rel etmek mümkün değil.. Kendisini zorla tutan polislerin elinden kur- tularak tekrar hücuma kalkışıyor. Ve bu sefer kapının yınmda du- rarak Galatasaray © oyuncularımı içeri çekmiye uğraşan, o Galata- ray antrenörü Mister Pödifuta ar- kadan bir yumruk indiriyor. Hay- | di bir karışma ve feci bir dövüş- me daha... Maç böylece kalıyor. Gürültüden sonra bir yan hâke- mine soruyorum: — Kanaatiniz?, — Feci bir hâdise... İki taraf da kabahatli. © Fakat Fenerliler | daha sert oynadılar, Tevfiğin ha- yeketi bir hüsnüniyet eseriydi, fa- Sonra hâkem işe Vöziyeti hallet- “a da olan bu (o mahlâk büluğu ta- | mek üzereydi. Fakat Hüsametti- 'mamladığı zaman boyunu 3 mis- söyle- line ve ağırlığını ise 15 misline | lendürmesi ve hâdise ile alâkasi | olmıyan bir ecnebi antrenöre yum çıkarmıştır. Yer yüzünde yaşıyan canlı- gelmek için birtek bilet kesildiği. ' larm en başında bulunup onlar hepsine boyun (o eğdiren insanm Paris polis müdürlüğüne imza- yavrusu diğer hayvan yavrularma nazaran geri olarak doğ'r. Her Polis kan hayvan yavrusu doğduğun oynuyordu. İli taraf da verdiğim dan hemen şonra annesi, hemcin- sonraki hayatma ait hareketlerle — Daha cezri hareket edemez miydiniz?, — Bir çok (oyunculara ihtar vermiştim. Bir daha sert hareket ederlerse sahadan çıkıracaktım. Hadiseden sonra Duyduğumuza göre hâdise maç esnasında hazır bulunan teşkilât mepsupları üzerinde çok fena bir tesir bırakmıştır. | Bunlar hâdi- seye sebep olanları daa ce- zalındırmak için gul ölacak- bide | i yemi Dövüşmeden sonra (oOGalatasa. raylı oyunculardan dördü hasla- haheye götürülerek tedavi edil mişlerdir. Galatasaray klübünün protestosu . Gene - duyduğumuza göre Gas latasary klübü hâdiseyi * protesto etmiye karar vermiştir. Galatasa- yay antrenörü Mister Pödifatun> da kendisine yumruk © vüran Fe- ner kalecisi aleyhine şahsi bir da- va açacağı söylenmektedir. Vuru- lan yumruğa mükabele * etmiyen antrenöfün hâdiseden sonra şun- ları söylediğini de işittik: a — Garip bir hâdise, Bununla başıma gelen hâdiselerin bu, ü- çüncüsüdür. Bir o kere İskoçyada koluma bir şişe vurmuşlardı. Fa- kat bunlar oyuncu değildi. Bence bir oyuncu kimseye yumruk “ât- maz. Arkamı dönüp te bana yumruk vuranın bir oyuncu oldu- ğunu görünce şaştım.,, ii Kadıköyünde Kadıköy sahasında ki hâdiseye gelince, Taksimde bulunduğumuz mizle görmedik. Burada Beşişktaşla Süleymani. ye karşılaşıyorlardı. 2—1 Süley. maniye aleyhine biten bu maçta si gibi sezer, yürür, yüzer, hulâsa İ ediyorlardı. duyduğumuza göre Beşiktaş sol açığı Eşref, Süleymaniyeden Bur- han isimli oyuncuya bir tekme ate mış, hâdiseye polis vaz'iyet ede rek bir zabıt tutulmuştur, Bu hâdise neticesinde Süleymaniyeli Oyuncunun ayağı kırıldığı söylem- mel Ir, nin füzuli olara: işi tekrar alev- ruk vurması işi büsbütün çığırın- dan çıkardı. Mç hâkemi Nuri Beye soruyo- rum: Hepiniz gördünüz, diyor, ». * İşte dünkü cezal-ra karşı sert © sözlerle, el ve kol hareketleriyle © mukabele

Bu sayıdan diğer sayfalar: