4 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

4 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ww —— Ayrupa şampiyonasında gü m Vİ Diğ 7 VAKIT 4 MaRr 1934 — ME ÜLEN ÇILİ Ea Şark vilâyetlerimizden “Gaa Bip Aker © | Teneke Mektepli Sporcular Kimleri beyenirler, neleri İsmail Beyi İstikl;i Jisesinde bir teneffüs arası bahçede yaka- ay Kararımı söyleyince gül- ü: — Evvelâ benden mi başlıyor- Sünuz, bu haksızlık olmaz mı? .. Diyecek kadar tevazü gösterdi. Ben sordum: — Spora ne vakit başladınız ? O söyledi: —(6) sene evvel (o Gönende başladım. Sporu bilhassa futbolu küçüklüğümden beri severdim. O Zamanlar Gönendeki spor idare- cilerinden çok teşvik © ve yardım Bördüm. Bilhassa, beni elimden tutup maç sahasına ayağımı bastı- Tan o zamanki ( (İdman yurdu) kaptanı Nusret Beye müteşekki- rim. Bunu bir borç bilir, sayğıyla anarım. — Futbolda kimleri takdir e- dersiniz?. — Başta Zeki, Cevat, Niyazi, Nihadı takdir eder ve severim.. — Güreşte... — Abbas, Mel > — Atletizm ve meselâ. Çok nazik olan İsmail Bey (burada sözümü kesti. Bir şey söylemek Cl Sonra vaz geğmiş görün- lü: — Atletizm işin bir“ şey söyli- yem'yezeğim, dedi. © Ber sorgularıma devam ettim: Saim ve Çoban teşc İcrimizden ümitli misiniz 7. — Spor şubelerimiz içinde Memicketimizi en iyi bir şekilde temsil eden ş*mpiyonlarımızdan ve bilhassa Saimden ümitvarım .. — Galatasarayın bu seneki va- ziyetini nasıl buluyorsunuz?. ,— Galatasıray geçen sene li- kin soruna, hattâ ikinci kümeye İnecek kadar zaaf gösterdi. Buna sebep Galatasarıyın içi- ne düşen anlaşamamazlıktı.. Ga- İatasarıy bu sene gene eski kuv * vetini bulur gibi oldu. Buna bir- likle çalışmanın eseridir diyebili- Fiz. severler ? m ismail Bey — Bu sene hangi takımın şam- Piyon olıcağını tahmin ediyorsu- nuz?, — Liğin sonlarına doğru başta giden Fenerbahçe Beşiktaşa yeti- şince vaziyet merak edilir bir $e- kil aldı. Fakat ben “Fenerbahçe,, diyorum. — Ülkünüz nedir?. “Ben bu suali sordum. Amma.. geri aldım.. o Çünkü bunu herkes gençlere sordu. Biraz da sorma » dıklarımıza o cevap alayım, de- dim.! — Yeni stadyomun çabuk ya" pılması lâzım değil midir?, — Elbet... Tabii., Fakat Muhid- din Beyin gönlü ne zaman olacak “İ Bilmiyorum.. Hem biliyor musu - nuz, ben stadın yerini de beğen- miyorum. “Yenibahçe,, şehrin en kıyı, en sapa bir yerinde.. — Hükemlerden.... — Kemal Rifat, Kemal Halim Beyler... — Son bir sorgu.. o (VAKIT) gençlik sayfasının bu anketine ne dersiniz?. Dez Güzel düşünülmüş. Gençleri biribirine tanıtmak ve hakiki kıy» metleri meydana çıkarmak için böyle bir şey lâzımdı. Ismail Beyi bir teneffüs yordu- : Fakat İngiltereden getirdik- | gum için teşekkür ettim. leri antrenörüde unutmamalıyız. Ateş Ok Faydalı Bilgiler : Cümhuriyet Gençler Mahfelinde Daima yükseklere Üç Rus âliminin Stratosphere- de tetkikatta — bulunmak © üzere 20600 metre irtifaa yükseldikten sonra düşüp öldüklerini okumuş” sunuzdur. mek fikri ilk defa 1871 de mev- zuu bahsedilmişti, Eridon isminde bir Fransız bu çıkışı yapacak bi- rinci balonun projesini teklif et mişti. Son asrın (o başlangıcında Almanlardan Zuring ve Bergdon Strotoephere'ye kadar yükselebil- diler. 31 temmuz 1901 de Potş- damdan kalkarak açık sepetli bir balonla o 10800 metre irtifaa vasıl olmuşlardı, 25 sene sonra Kaptau Grey is- minde bir Amerikalı 12944 metre irtifas yükseldi. Sonra Stratos- Phereye çıkışlar bir müddet dur. du. 1530 da meşhur o Profesör Piccxsd'mn bir teşebbüsü — şiddeli bir fuğma ile yarım kalıyordu. Se- İkiz ay sonra Piccard 25 dakikada "İl metreye vasıl oldu. Son çı- Stratoshere | yüksek Geçen cuma günü Cümhuriyet gençler mahfeli bu senenin doku- zuncu âza temsiline gene Beyoğ- lu Halk fırkası kaza merkezinde- ki müsamere salonunda vermiş tir. Müsamerede Ali Zühtü Be- yin (Bir izdivaç) komedisi Baha ve Mücteba eylerin (Köprü altı gocukları) eserleri oynanmıştır. Her iki eserde rol alan gençler muvaffak olmuşlardır. rek yeni bir irtifa rekoru verdi. nu tarafından kırıldı. Bunun bul- duğu irtifa 19300 metre idi. İkinci Sovyet balonu Massovokhim, o 31 ikinci teşrinde yerden ayrıldı. 20600 metreye iki buçuk saatte çıkmağa muvaffak olmuştu. Bu balonun düştükten sonra sağlam kalan aletleriyle veni bir (takım keşifler tespit edilmiştir. Bu gi- disle kamere kalar yükseldiğini ilme yakındır. HZ. Tenkit Köşesi : “ (Baş tarafı 4 inci sayıfada) Bu suya sen de ye mi döner. Bunun neti- ve cesi olarak ceviziçi gibi bazı mah- eğil ” hakkında sullerin ei eriş tüccar bun Ülkü kitaphanesinin neşrettiği | dan zarar eder; Ceviz kütüğü M. Esat Bey isimli bir gençin getirmiş olanlar da bunları sahile şiirlerini ihtiva eden “Bu SsuYa| kadar taşıdıktan sonra vapura ko- sen de iğil,, ismindeki kitap YENİ | yamayınca tekrar deniz korkusun- bir istidadı gençliğe ve edebiyat | dan geri çeker, her bir ton kütük A e ———— kışında da 16300 metreye yüksele- Bu rekor Sovyetlerin birinci balo | müntesiplerine tanıtmaktadır . Kitap nihayet 2,55 formalık küçük bir eserdir. Fakat içindeki ! yazıların olgunluğu, özlülüğü iti bariyle kıymetini | keyfiyetinde toplamış bir şiir mecmuasıdır. Kitabın baş şiirinin ilk mısra ları, son mısralarmın “kuvvetinde | değildir. Fakat şiir gittikçe lirik| bir mahiyet almakta ve çok sw mimi bir ithafla nihayetlenmekte- dir. Kitabın diğer yazıları arasında bazı şiirler varki cidden takdire lâyık bir zevk ve heyecanla ya" zılmışlardır: Hatıra ismindeki bir şiirin: “Hani gül kokuları, bülbül ses leri nerede?,, “Rüzgârda sesim erir, bakışım gecelerde....,, Mısraları, bilhassa ikinci mısra ne kadar kuvvetlidir.. i Gene “Akşam ve duygular, ismindeki şiir baştan başa sembo- lik mistik satırlarla örtülmüştür: “Ufuklarda ağlıyan, solan göz izleri var.,, “İzleri bana yakın, gözleri ben- den uzak.,, Kitabm “Dalgalar, kısmın- dan gene iki mısra alıyorum: “Dalga içli bir teldir, yalnız bir nâğmesi var.,, Rüzgârlar onu gerer, sahiller o- nu çalar.,, İnsanları (o kastetmiş o olduğu hissini veren “Dalgalar,, şiiri baş- tan aşağı böyle hissi mânası dar derin parçalarla doludur. Şair, kitıbmda: Hatıra, Ak- şam ve Duygular, Kadın, Hs, Yalnızlık isimli şiirlerde çok mu- vaffak olmuştur. Yalnız “Akşam ve Sen, şii- rinde: “Gece siyah gözlerle seni seçiyor artık,” “Geceler yudum Yudum seni içi- yor artık,” “Akşam geçiyor artık...” Mısralarında, kâfiyeleri redife kaptırmak suretiyle, © yaptığını zannettiğim, bir kafiye (o hatası var: “içiyor, seçiyor, kafiyesi... Son şiiri olan yalnızlığın, son iki parçası şajirin muvaffakıyeti- ni isbat edecek bir mahiyettedir. Kendisini tebrik ederken henüz bir istidat halinde kabul edebile- ceğimiz bu şairin ileride şahsiye- tini daha bariz ve şiirlerini daha çok pürüzsüz gösterecek eserleri» ni beklediğimizi de ilâve edelim. Nihat Erdoğan Malyan klübünde bir müsamere Geçen cuma günü İtalyan klü- bünde bir müsamere verilmiştir. Müsxmereye istiklâl marşiyle baş- lanmış ve sırasiyle program tat- bik edilmiştir. Proğramda iki ve üç esas üzerine korolar, münferit ve triyo konserler verilmiş ve ni- hayet OMahmut Yesari OBeyin (Has bahçe) komedisi oynanmış- tır. Bilhassa temsilde ve korolarda İ çok muvaffak olan musevi vatan- için beş on lira masraf yapar, Sonra deniz yolları işletme ida» resinin tarifesi de mantıksız şekil- de ağır görülmektedir. Meselâ bir ton ceviz kötüğü için istenilen navlun sekiz liradır. Fakat ceviz kütüğü bir tondan fazla olursa be- her iki yüz elli kilo için iki buçuk lira zam edilmektedir ki bu usu- tün neticesi olarak 3 tonluk bir kü- tüğe seksen dört lira nakliye ücre- ti vermek lâzım gelmektedir. Hal- buki — Tüccarın ifadesine göre — ecnebi gemilerinde bu tarzda usul mevcut değildir. Onun için tüc- car ecnebi vapurlarma müracaat etmek üzeredir. Bundan başka bir şikâyet mev- zuu daha vardır ki o da Hopa is- kelesinden getirilen öküz ve koyun gibi kasaplık hayvanlarına aittir. MM (baş tarafı 1 nel sayfada) ler kendisini karşılayamamışlar- dır. meşgul olmuştur. Hikmet Bey ü- niversite rektörü Neşet Ömer Bey ve fakülte reisleriyle üniversitenin yeni ihtiyaçları hakkında görüş müştür. Vekil Bey bugün saat 17 de me- rasimle açılacak olan İnkılâp ens- titüsünde ilk konferansını vere » cektir. Konferansın mevzuu inkılâp ta- rihidir. Açılma resmi için bütün hazırlıklar yapılmıştır. Üniversite ye hoparlör de konulmuştur. Üniversite yangın tehlikesi geçirmedi Dünkü (sabah gazetelerinden birinde Üniversitenin büyük bir yangın tehlikesi atlattığı yazılıy- dr. Bu hususta Üniversite rektörü GM” bna tarafı 1 inci sayfamızda) şahitler dinlenilecektir. Heyet çar- şamba günü Pireye vasıl olacak ve orada 25 gün kadar kalacak- tır. Mahkeme Pireden o Atinaya geçecek, Atinada Devlet Şürası salonlarında toplanarak şahit din- liyecektir. Atinadan Selâniğe gidilecek, —7ğ daşlarımız o pürüzsüz bir Türkçe ile mükemmelen oynamışlardır. Temsil grupunun rejisörlüğünü yapan şehir tiyatrosundan Sami Bey eseri bir çok (o mizansenlerle süslemiş ve rol sahipleri üzerinde fazla meşgul olmuştur. Temsilde rol alan musevi genç vatandaşlarımızı tebrik ederiz. Men Vekil bey öğleden sonra Üni- | versiteye gelmiş, geç vakte kadar koyun getirenler Evvelce beher öküz için vapur sü- yarilerine elli kuruş, beher koyun için de on kuruş verilirmiş. O za- man vapur süvarileri bu hayvan- lara iyi bakarlarmış. Deniz yolları işletme idaresi bu sene bu usulü kaldırmıştır. Ev- velce vapur süvarilerine verilen parayı kendi navluhuna ilâve et- miştir. Fakat yeni usülden sonra süvariler öküz ve koyun gibi ka- saplık hayvanlar ile aslâ alâkadar olmamağa başlamışlar meselâ hay vanlara su veya yem verilmemek gibi hâdiseler çoğalmıştır. bun- dan hayvan sahipleri pek çok zarar görmektedir. Şark vilâyet- lerindeki hayvanlar yok pahasına Rusyaya satılmaktadır. Hopaya varan gemilerin süvarileri hiç bir sebep olmasa hava bozdu diye ha- reket emri vermekte ve hayvanla- rı iskelede bırakmaktadır. Bir hafta için bu gibi hayvanlarm (Hopa) da kalması malın yarı ya- rıya ölmesi demektir. Çünkü bu havalide ot ve saire olmadığından hayvanlar beslenememekte ve sü- rüler kirılıp gitmektedir. Inkılâp enstitüsü bugün merasimle açılıyor ile görüştük. Bize şunları söyledi: “— Dün bir gazetenin yazdığı gibi üniversite bir yangın tehlikesi geçirmiş değildir. Yangın Ünivers siteye yüz metre uzakta Vezneci- ler kapısı yanındaki metrük oda- dan çıkmıştır. Bu odaya tamirat münasebetiyle talaş ve yongalar konulmuştu. Bu yongalar ayda bir toplanarak yakılırdı. Bu sefer de yonga ve talaş alınmış, fakat nasılsa odanın kapısı açık kalmış- tır. Buradan geçen yolcular tara- fından atılan bir sigara yonga ve talaş parçalarının tutuşmasına se- bep olmuş ve kesif bir duman çık- mıştır. o Bunugören Oo üniversite müstahdemleri pek fazla heyeca- na düşmüşlerdir. İtfaiyeye haber verilmiş, fakat daha gelmeden a- teş, yangın söndürme (cihazları vasıtasiyle 15 dakikada söndürül- müştür. Zaten bu odadan çıkacak bir yangının üniversite binasına hiç bir tesiri yoktur.,, Türk-Yunan mahkemesi sonra İstanbula dönülecektir. Mah kemenin bir buçuk ay sürecek 0- lan bu seyahatinde < dinliyeceği şahitlerin sayısı üç yüze yakındır, Umumi ajan Emin Âli Bey dün bir muharririmize bu seyahat hak- kında şunları söylemiştir: “.— Mahkeme on yedi davada muhakeme gidişi icabı memleket haricindeki şahitlerin istimama lüzum gördü. Lozan ahitnamesinin maddei mahsusasma göre mahke- me, asıl merkezi haricinde de lâ- zım geldiği kadar celse aktine mezundur, 300 e yakm şahidi İs- tanbula getirmedense mahkeme hariçte celseler aktine lüzum gör- dü. Bu seyahat bir buçuk ay ka“ dar sürecektir.,, | 3

Bu sayıdan diğer sayfalar: