16 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

16 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

larda çocukl Bir yere davetli olursunuz. Orada ye- nilir, içilir. Yemekten sonra dans edilmesi teklif olunur ve... Yaşını başmı almış olan insan. | ların da bazan çocukluğu tutar. Bu çocukluk hevesi arada sırada ani 4 dir surette kendisini gösterir. Kay- dr hayat şartile ondan kurtulamı - Yanlar da vardır. Çocukluk hevesinin bir garabe- ti de vardır: O hiç bir zaman tek bir insana | Münhasır değilidr, pek istisnai ah- İ Yalde şahsi bir marız olarak teza- hür eder. Yoksa bütün çocukluk inin kısmı azamı ayni tarz -İ da ve şekilde bir çok kimseler ta- | tafından bilinir, sevilir ve onlar- Adan çekinilir. Çocukluk hevesinin ne demek olduğunu size misallerile anlata- Yım; Bir yere davetli olursunuz. Ora- | da yenilir, içilir. Yemekten sonra dansedilmesi teklif olunur, Dansın hararetli taraftarları hemen salon- daki masaları ve sandalyaları bir j a çekerek ortada dansedile- “ek bir yer hazırlarlar, Birdenbire 'akarsınız ki davetlilerden birisi | | Slâdan parlıyan perkeli zemini i | Srür görmez, kendisini tutamıya- | | Tak durduğu yerden karşı tarafa | g kayarak geçiverir. Bunu yaptığın. | dan dolayı büyük bir keyif duyar. Syle bir hareketin ayıp olduğu “atına bile gelmez... Bu itiyat çocukluktan kalmıştır. 1 Kar yağdığı zaman nasıl kızakla | “e ayakla sokakta kayılıyorsa, bir | Mlonun cilâlı parkesi üzerinde de : “ylace kayılabileceği o zannedilir, | Bu heves o gibi insanların içlerin- *| den doğar. Onu öldürmek kabil İ değildir. İ Bu gibi çocukluk hevesleri çok | İââmmüm etmiştir. Beşeriyetin e j zeli zevklerinden olan böyle bir heves ister çocuk, ister büyük, is- | ter ciddi, ister şakacı bir insan ol- “un, aşağı yukarı herkes bir defa olsun kapılmak ihtiyacını duyar. Bu çocukluk hevesi daha bir çok İırsatlardı kendini gösterir. Tram- Yayda giderken bermutat içeride Yer bulamadığnız için dışarıda | platformda durursunuz. Platfor- Mun zemininde bir demir düğme vardır. Ona basarsanız Tramvay arabasının çanı bir kerre (dan) di- Ye vurur. O çan düğmesine karşı | bir çok insanların zaaf eseri gör | terdiklerini mükerreren gördüğü Yâkidir. Çan meraklıları bir kerre | “raflarını bakarlar, (kimsenin İ #örmediğine kanaat getirdikten | Yonra o düğmeye bir kaç defa a- Yaklarile basarlar. Kim bilir o es- Dâdı çan ne kadar tatlı bir sada ile (dan, dan, dan) diyordur ki Yaslı başlı adamlar bile memnu “duğunu bildikleri o hareketi yap Maktan kendilerini. alamıyorlar. Hiç manası olmıyan böyle bir ha- **kette bulunmak ta çocukluk he- esi değil de nedir? j Bir de bir doktorun muayene- | She gidersiniz, Bekleme odasında- | ki masanın üzerinde duran eski karışıtırmağa başlar- Ven, Herkes tarafından ellene el- Se kirlenen ve her hastadan bir | p kaparak birer mikrop yu-| aşını başını almışinsan- ! kadar keyiflenirsiniz. Bu da bir / arkadaşınız karnın: parmaklık si- | uk hevesleri vası halini alan o eski mecmuala- rm nasıl olup ta bir doktor muaye- nehanesinde bulunabildiğine hay- ret ederken bakarsınız ki bütün o mecmu-ları karıştırdığınız. halde muayene sırası daha size gelmemiş bunun üzerine kalkıp bekleme o- dasında dolaşmağa başlarsınız. Bir etajerin üzerinde küçük bir heykel görürsünüz. Kafasmı do- | kunduğunuz zaman, başını bir| müddet sağa sola doğru oynatan heykellerden biri, Hemen etrafı. nıza bakarsınız, kimsenin dikkat | etmediğini görür görmez eliniz | gayri ihtiyari o heykelin başına doğru gider, Parmağınızla o başı bir kerre salladınız mı, artık ne çocukluk«hevesi değil mi? Sonra sık sık tesadüf edilen ço- cukluk heveslerinden birisi de şu- dur: Bir kaç arkadaş misafirliğe gi- dersiniz, Apartımanm üçüncü ka- tında oturan bir aileyi ziyaret et- tikten sonra vedalaşarak çıkarsı- nız, bakarsınz ki ilk veda eden perine dayamış, bir çocuk yibi i- kinci kata ve oradan ca birinci ka- ta doğru kayıyor. Otuzunu geçmis olan bir adamın çocuklara mahsus olan bu hareketi hayretinizi mucip olur. Bu hareket te bir çocukluk hevesi değil de nedir? Bunlar gibi daha ne kadar çok çocukluk hevesleri ve çocukluktan kalma itiyatlar vardır. Bunlar, bi- ver birer saymak kabil değildir. | Onların bazıları da hiç tathik edi- lemiyeceği için yalnız bir hevese münhasır kalır. Meselâ bir adamın gazetesini boydan boya açıp oku: duğunu görürsünüz, E'inizde tut tuğunuz SİZATAYI gazetenin arka- sından yaklaştırarak onu tam or- tasındın yakmak için sizde şid- detli bir arzu uyanır, fakat kimse tarafından görülmeden ve okuyu cuya farkettirmeden bunu yapa» mıyacağınızı bildiğniz için kevesi- nizi tatmin etmekten vazgeçmeğe mecbur olursunuz. İ Bilmem bu yazdıklarımın doğ- | ruluğu tasdik edilir mi? Yoksa ben mi herkesten fazla çocuk hevesine | kapılan bir insanım? Dedikoducu m Fransadaki şimendifer kazası Paris, (A.A.) — Meclis bu sa- bah Lagny şimendifer kazası tak- rirlerini münak-şa etmiştir. Bir çok mebuslar gayri mesul makinist ile ateşçinin keyfi tevkiflerine, i- şaretlerin fena işlemesine, yolcula. rm emniyeti için tehlikeli bir şey olan memurların tazyik altında bu lundurulmasına karşı protesto et- mişlerdir. — " İzmir rıhtım şirketi İzmir, 15 (A.A.) — Gayri men kulleri, tramvayları, İzmir liman ve körfez şirketi ile milli emlâk ve gümrük idarelerine devrolunmak suretile şehrimiz rıhtım idaresinin Eski çarlık ailesi nasıl yaşıyor ? 5 VAKIT * “18 MART 184 — Prenses Nataşa bir Amerikan kumpanyasile mukavele film çevirmeye başlıyor yaptı, Londra gazetelerinin verdikleri haberlere göre eski Rus çarlık ai- lesine mensup firari prensler Ve prenseslerin büyük bir kısmı Lon- dra, Paris ve Nevyorkta yaşamık- ta ve muhtelif sanatlarla meşgul olmaktadırlar, Bunların başı olan ve Rus lacının varisi olarak geçi" nen Grandük Kiril Fransada Saint — Briac'dı yaşamaktadır. Kiril zengindir. Gazinoya sık sık gel mekte ve sosyetelere devam etmek tedir. Granduşes Marya ve Prens Georgiy Amerikxda bulunmakta - dırlar. Prens Georgiy bir aralık Londrada tezyinat mağazaların - dan birinde hizmet etmişti. Bun- dan evvel de büyük bir tuhafiye mağazısında saticılık yapıyordu. Prens Vasiliy ve o Çabçavce| Nevyorkta yaşamaktadırlar, bun * | lardan biri levantalar satmakta diğeri de “Kunard,, vapur şirket - tinde memur olarak çalışmaktadır. Perns Ksenya Amerikalı milyoner- | lerden V. Lids namında biriyle ev | lenmiş ve bir kıç sene geçtikten | sonra boşanmıştır. Prenses Nataşa Grandüşes, Zya ve Naca Lon- dradı yaşamaktadırlar. o Bunlar- dan Zya Harold Verner namında çok zengin bir İngilizle evlenmiş, diğeri İngiliz kralının amcazadesi Lord Milford'a varmıştır. Prenses Marya Baryatinsko ve valdesi Londranın büyük (moda müesseselerinden birinde işlemek- bir antikacı dükkânı açmış bulu- nuyor. Rasputin'i öldüren” prens Yusupov'un kız kardeşi, İngiliz kralının Vindzor Park'tı valdesine hediye ettiği bir çiftlikte yaşamak- tadır. Prens Nikita'nm O Pariste bir moda dükkân: vardır. Prens Dimitri ise Pariste borsa cimsar- lığı yapmaktadır. © Çar hanedanından bakikt bir prens gibi yaşıyan yalnız Grandük Dimitridir. Bu da karısı olan İngi- lizin serveti sayesindedir. © Bunlar arasında en dikkate şa- yan sima Çar Nikolanın kardeş kızı Grandüşes Nataşa'dır. Vaktile Pariste moda kralı di- ye anılan Lelonge ile evlenmiş ve bir müddet sonra ayrılmıştı. Ga- yet mütevazi bir hayat yaşıyan bu Prenses son günlerde bir Amerika sinema kumpanyası ile mukavele aktederek film artisi (o olmuştur. Prenses Nataşa çok zarif, çok gü- zel sihirkâr bir kadm olduğundan | filmde muvaffak olacağı zannedi- | tedirler. Prens Vladimir Galitsin | liyor. Altı yüz çocuk birden kısırlaştırılacak Almanyadan sonra Norveç ve Danimarka hükümetleri de kısırlaştırma kanununu tatbik etmiye başlıyorlar Hitler hükümeti kısırlıtma ka- nununu şiddet ve hararetle tatbik etmektedir. Alman gazetelerinde | okunduğuna göre oAlmanyanm Rein vilâyetinde 600 çocuğun kr sırlaştırılması icap etmektedir. Bu çocuklar, Rein vilâyetinin umumi harpten sonra Fransız or- dusu tarafından istilâ edildiği za- man Alman kadınları ile Afrika| zenci askerleri ve Tunuslu efrat a- rasında vukubulan nikâhsız müna- sebetlerin mahsulüdür. Alman gazeteleri, ekserisi 15-16 yaşma basmış olan bu çocukların az zaman sonra cinsi münasebatta bulunabilecek hale geleceklerini ve bu suretle Alman ırkını boza- | Bir kaç gün evvel, genç bir Fransız, elinde küçük bir sandıkla Londraya vardı. Bu dört köşe sandık, İngilterenin gümrük daire- sinden kolaylıkla geçemedi. Çün- kü gümrük memurları onun ne ol: duğunu tayin edemediler. i Gramofon değildi, radyo de - ğildi. Başka hiç bir şeye benzemi- yordu. Nihayet sandığın o sahibi anlattı; — Bunlar sesli kurdelâlardır. Bu Fransız yolcunun ismi Rene | Nublat'dır. Kendisi keşfini Lond- ra gazetecilerine izah etmiş ve gös- termiştir, M. Rene gramofilm namı verdi- ği bu yeni aleti tekemmül ettirmek | için 120.000; sterlin harcetmis bu- İunuyor. Gromofilm, plâksiz, iğnesiz, caklarını söyliyerek derhal kısır- laştırılmalarını istemektedirler. Alman gazetelerine göre Nor- veç ve Danimarka hükümetleri de kısırlaştırma kanununu tatbik et- meği düşünmektedirler. Norveç kabinesi son içtimala- rmdan birinde bu hususta hazırla” nan kanun projesini tetkik elmiş- tir. Buna göre ırsen illetli doğmuş olanlardan biri tarafmdan © talep vaki olduğu takdirde ve Dr. lar ce- miyeti reisi tarafından teklif ya * pılmak şartile kısırlatma ameliyatı yapılır. Deliler ve tedavisi kabil olmıyan illetliler, doğrudan doğ - ruya cebren kısırlatılacıktır. Danimarka içtimai muavenet nazırı Dr. Ştayrke de, yakında na- çalgı çalan bir alettir. Ortada hareket eden bir ince- cik şerit ile onun üzerine akseden bir ışıktan başka bir şey yoktur. Şerit harekete başlıyınca musiki de başlıyor. Bu ince filmin imali son derece ucuza mal oluyor, Fiati, plâkların fiati yanımda bir hiçtir. Bu filmin bir cok meziyetleri vardır. Kırık maz, yanmaz, binlerce defa çalım- dığı halde eskimez. Bu gramofilmin doğuşu bir hi- kâyeye dayanıyor; Rene Nublat harpten bir kaç sene sonra henüz 18 yaşımda oldu- ! gu halde cebine 18 bin frank koyn- | rak Holivuda gitti. Maksadı, bir rejisör olmaktı. Fakat buna muvaffak olamamış zırlar meclisine verilecek olan bir kısırlaştırma kanunu hazırlamak - tadır. Bu projeyle ruhan ve cismen tedavisi kabil olmıyan hastalıklar- dan biriyle illetli olanların cebren kısırlaştırılması derpiş olunmakta- dır. Bu bapta lâzım gelen hüküm- leri vermek üzere bir hâkim, bir mütehassıs doktor ve bir de içti - mai muavenet nezareti murahha- sından mürekep bir mahkeme teş- kil olunacaktır. Bu mahkeme ta- rafmdan verilecek kararlar içli- mai muavenet nazırının tasdikine iktiran ettikten sonra tatbik oluna" cak ve 18 yaşım ikmal etmemiş 0- lanlar hiç bir suretle kısırlaştırıla- mıyacaktır. ve bir sinemada 4 dolar haftalık ile çalışmıya mecbur olmuştur. Rene bir aralık bu işten de çr- karılmış ve bir stüdyoda hademe- lik etmiş ve bu işten başlıyarak re- jisörlüğe yükselmiştir. Bir gün Rene bir gramofonu iş» letirken gramofon iğnelerinden bi- ri eline batmış, ve bu yüzden gra- mofon iğnesine kin bağlıyarak o- nu mahvetmiye karar vermiştir. i — Gramefilmi doğuran bu kindir. i o Rene, Amerikada kazandığı | bütün parayı gramofilmi tekem- İ mül ettirmek için harcetmiş bulu" İ muyor. Kendisi bu yeni aletle İ gramofonu öldüreceğine kanidir. Halihazırda Fransada tesis et- | tiği lâboratuvarda seksen kişi ©- nun nam ve hesabıma çalışmıkta" dır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: