7 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

7 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E: © hi MİNE we $ — VARIT “ Y EYLÜL 1914 Sovyet bilgini Mesçani- İstanbul, 6 (A.A.) — Bir mu- . harririmiz Çiçerin vapuru ile Mos- kovaya hareket etmiş olan Sovyet âlimlerinden profesör Samoiloviç ile Meşçaninofu ziyaret ederek buradaki duygularmı Türk oku - yucularına yetiştirmek üzere ken- dilerinden bir mülâkat istemiştir. Muharririmiz, profesör Samoi - loviçin daha evvel Türk matbua - tma beyanatta bulunduğunu na - zarı dikkate alarak daha ziyade M. Meşçaninof ile konuşmuş ve fakat konuşmada hazır bulunan M. Samoiloviç te ozaman zaman muhayereye karışarak kıymettar fikirlerini bildirmiştir. Muharririmizin, kurultay hak- kındaki intibalarmın neden - baret olduğu sualine cevaben M. Meşçaninof demiştir ki: — Bu ikinci dil kurultayı çok büyük bir tesir bırakmıştır. Çün- kü, iki kurultay arasındaki mesai- yi hulâsa ettiği gibi, önümüzdeki kurultaya kadar da cemiyetin me- sai plânmı kurmuştur. Bu çalış- ma plânımı nazari ve ameli olarak iki kısma ayırabiliriz. Nazari o- larak herkesin ayrı ayrı ve yekdi- ğerinden haberdar olmıyarak ça - İşması doğru olmadığı için mesat birliğini teminen bir metot kurul- ması muvafık görülmüştür ki bu- nun İstinat ettiği noktalar dört kıs- ma ayrılabilir: 1 — Metot formel lisan teşek- külü hakkımda tam bir fikir vere- mez. Çünkü onu, bugünkü vazi- yeti itibariyle ve sabit bir tarzda tetkik eder. Bu, eski lisaniyat e- “kol — ecole — üdür. N 2 — Lisan tetkikatında o lisa- nin tarihi tekâmülünü de — tetkik zarureti vardır. nofa göre.. E oikincidil kurultayından alınan neticeler mevcut olduğu halde, sonradan terkedilen kelimeleri Türk asılla- riyle yapılan © yeni kelimelerden mürekkep sözler teşkil ediyorsu Düz, Lisanınızın bunlarla yavaş ya - vaş kuvvetleneceğinde şüphe yok- tur. Ben, < bu tuttuğunuz yolu pek muvafık buluyorum.,, Profesör M. Meşçaninof, Tür- kiyedeki tarih cereyanı hakkında da şu mütaleada bulunmuştur: “ — Bugün sabit © olmuştur ki, Türkiye hariç olarak (Akdeniz milletleri tarihinin tetkikine im - kân yoktur. Türk tarihi ise şüp - he yok ki, Osmanlı devriyle baş - lamaz. Bunu, Hititlere, Sumer - lere kadar çıkarmak zarureti var- dır. Türk tarih cemiyetinin bu husustaki mesaisini bütün Sovyet âlimleri hürmetle karşılıyorlar.,, Bundan sonra muharririmiz, Türk lisaniyle Hindu Avrupat li - sanlar arasındaki münasebata da- ir ileri sürülen nazariyeler hakkın- da mütaleasımı sormuş ve Sovyet âlimi şu cevabı vermiştir: — Türk dili ile semitik, Ural- Altaik ve İndo « Öropeen lisanla - rının birlikte tetkiki lâzım gelece- ği hususundaki mütaleat ile hem - fikrim. Türk diliyle diğerleri ara» sındaki fark, nisbi bir merhale - vidir. Menşelerinde bu farkı gör- mek kabil olamaz, Muharririmiz, veda ederken, bir de Türk ve Sovyet ilim bera» || berliği hakkında profesörün reyi - ni-almak istemiş ve bu hususta en Kızılordu YA (baş baran 1 inci sayıtada) Bu tatbikatı gördükten sonra Kı- zıl Ordunun bütün bu meziyetlere malik bulunduğuna kani oldum. | Kızıl ordu bir harp vukuu halinde, vazifesini parlak bir surette ifaya muktedir olduğunu gösterecektir. İşte evvelemirde kayıt ve işaret etmek istediğim şey (budur. Bir kaç gündür Sovyet Ukranyasında bulunuyoruz. Bu memleketin zen- gin şehir ve köylerini ve Kolkoz tarlalarının bol mahsullerini gör“ dük. Diğer taraftan en ziyade na- zarı dikkatimizi celbeden şey hal- kın Kızıl Orduya, onun efrat ve kumandanlarına karşı gösterdiği hudutsuz aşktır. Krıtaatın geçtiği yerlerde, halk ordularını o büyük bir heyecanla karşılamıştır. Askeri talim ve terbiye teşkilât ve idaresi de dikkate lâyiktır, Bü- tün idare edenleri ve onların mu- avinleri şeraiti tamamen bilerek, tatbikatta tam bir müessirlik te- min ettiler, bu bir kaç gün zarfın- da harbiye komiseri M. Voroşilo- fun faaliyetini de gördük. Şunu söylemeliyim ki, Kızıl Ordu, rei- siyle iftihar edebilir. M. Voroşi- lofun modern orduların en büyük cenerallerinden biri olduğunu te- yit ederim. Türk heyeti murah- hasası bu fırsattan bilistifade Sovyet — Türk dostluğunun kuv- vetlenmekten hali kalmadığı bir kere daha kaydederim.,, VAKIT Gündelik, Siyasi Gazete Istanbul Ankara caddesi, (VAKIT) yurdu TELEFON NUMARALARI: Yaz İşleri telefonu: 24370 | Idare telefonu : 4810 | dusunun Telgraf mdresi; İstanbul — (VAKIT) büyük salâhiyet (— sahibi olan ve İ Sovyet fen akademisi reisi bulu - || nan M. Samoiloviç şu cevabı ver || miştir: İ Porta kutum No. © ABONE BEDELLERİ: Türkiye ww Kr, © Zen tetkiki kâfi değildir. Onunla İ nız tarih ve dil © — sizler, bir taraftan edebiyat lisa- 1 » 3 — Lisan tetkikatı, içtimai va- — Geçen sene Türkiyeden av - | ww. ziyetlerdeki tekâmül tetkik edil - | det ederken fen akademisinde ra - 1 porumu okuduğum vakit, beni çok alkışladılar. Fakat bu rapor yal» hareketlerinden münasebeti ve akrabalığı olan li « ! bahistir. Diğer atraftan botanik, sanlarla muvazi şekilde tetkiki | jeoloji gibi fünun erbabr, kendile - © zaruridir. rinin hariç bırakılmasına mütees - 8 Plân ameli kısmı ise önümüz- | sir oldular. Türkiye ile yapıla « deki iki sene zarfında tetkik edile- | cak ilim sahasındaki teşriki mesa - çek muhtelif meselelerin tespit ©- | inin daha geniş tutulmasını istedi - dilmiş olmasıdır. .Daha tetkik ve | ler. Buraya gelince ( konuştum. intaça muhtaç bir çok © meseleler | Bizim fikrimizce teşriki mesai şu vardır ki, uzun tetebbuata ihtiyaç | Beş suretle olabilir: gösterir. Bunlar, ilmi bir suret - 1 — Kitap, elyazısı ve müze» te ortaya: atılıp teşriki mcanl sure - | terde mevcut eşya mübadelesi. tiyle halledilmiye çalışılınca müs- © pet neticeler elde edilmesi kabil Biz, geçen sene Altay Türk- olabilir lerine dair 600 parçadan mürek - i. B : fikrim, bu yolda nazari kep etnografik bir koleksiyon gön- Ye ameli esaslar dahilinde çalış « derdik ki, bugün Ankara müze - © © mann muvafık olacağı merkezin: | »indedir. rl dedir. Çünkü, nazariyata istinat 2 — İlmi kongrelere iştirak. Biz, dil kurultayma geldik, etmeden yalnız ameli Obirtarzda| o Bi : bir kimyager Türk hanımı da bi- çalışmanın faydası yoktur. Bui-| © aya, i #ibarla kurultay çok müfit bir ça- | Zimle Leningraddaki. kimya kon- gresine hareket ediyor. © Olşma yolu tutmuştur.,, Muharririmiz, ikinci sual ola- 3 — İlmi taharriyat için gönde- meden'icra edilemez. 4 — Her lisanın yalnız münferi- i rak, umumi dil hareketimiz hak - | rilecek heyetlerle teşriki mesai. kmda ne düşündüğünü sormuş ve | 4— İlmi tetkiklerde teşriki me- © M. Meşçaninef, bu yolun Türkiye | saf. © için pek muvafık bir yol olduğu- Biz, bu sene tarihe sit iki tez : nu söyledikten sonra demiştir ki: | verdik. ie” “— Arkadaşım M, Samoilevi- A) Osmanlı devletinin ilktımadi © çin bu husustaki beyanatı, benim | tarihi, B) Osmanlı devleti ile çarlık Rusyanm on altıncı asırdan itiba ren siyasi ve iktisadi münasebet - lerine dair olup evrak mahzenin - de bulunan evrakın neşri. 5 — Türk ve Rus gençlerinin ds düşündüklerime tamamiyle te- vafuk eder, Yeni hareketinizle © minrzda olmayıp ta halk arasında konuşulan, diğer taraftan osman- hendan eski oOTürk eserlerinde si LAN UORETLERİ; Ticari ffnlarm ilân sayrfalarmds Büyük, fazla, devamlı ân verenlere alt ayrı tenzilit vardır , Resimli iHAnlarm bir satırı 10 kuruştur. KÜÇÜK İLANLAR: Bir defası 30, Iki dener 50, Uç defne 65, Göz Hekimi Dr. Süleyman Şükrü Babıali, Ankara caddesi No. 60 Telefon, 92565 yekdiğerinin memleketinde ikma- | Ni tahsil etmeleri.,, Muharririmiz, profesörlere teşekkür ederek yanlarından ay- rılırken, M. Meşçaninof şu mü- taleayı ilâve etmiştir: — Dil tetkikatmda en mühim İ bir muvaffakıyet sebebi, bunun yalnız lisan âlimlerine hasredil » memiş olmasındadır. kurultayda dil mütehassıslarımdan başka, e - debiyat ve pedagoji mütehassisla- rida vardır. Saha, eskisi gibi dar değildir. Bir de evelce olduğu gibi tetkikat yalnız edebiyat lisa nına hasredilmiyor. Demokratik metotlarla balk lisanı, folklor ve saire de tetkik olunuyor. Bence, bunlar muvaffakıyetin birer amil- leridir.,, Golç Paşa Harbiye mektebine ve harbe ait Çeviren: A. C. mumun Yazı No.sı 7 Hakikat halde Türkiye şarki Rumeliyi muhafaza edebilirdi. Bulgaristanın büyük devletlerden hiçbirisine istinat etmediği anla - şılmıştı. Hatta Rusya bile prens Aleksandr'm hareketini taşvip et- miyordu. Türkiye arki Ru- melinin (O Bulgaristanla (bir » leşmesine mani olsaydı, o za- man Berlin muahedesinin bekçisi olduğunu da Avrupaya karşı is » pat ediyordu. Hem askerlik nok- tai nazardan muvaffak olması ümitleri kat'iydi. Çünkü Bulga- ristan, Sırbistan tarafmdan vaki olabilecek bir tecavüzü hesaba katmiya mecburdu. Halbuki Abdülhamit mesele - nin hallini büyük devletlere ha - vale etmişti. Bu, haklarından ih « tiyarile vazgeçtiğine delâlet eden bir hareketti. Münaziünfih olan mesele o suretle halledilmişti ki vilâyetin umumi valisi padişah ta- rafından tayin edilecek, (fakat şarki Rumeli Bulgaristan gayri müfarik eczasından addolunacak- tr. Golç paşa işin böyle bir netice almasına razı değildi. Türkiyenin seref ve haysiyeti için çok mühim olan bu meselede aldığı tavır ve hareketin Türk zabitan heyetinin münevver kısmı tarafından tak - dir edilmesi Golç pasayı bir dere- ceye kadar tatmin etmişti. Bu va - ziyet karşisında herkesi istilâ e « den bedbinlik Golç paşaya sirayet etmiyordu. O Türkiyeye Türk or- kuvvetlendirilmesine yardım etmek için gönderilmişti. Bu, Bismark politikasınm esasla- rmdan birisini teşkil ediyordu, de mek ki Alman menafii de bunu i- cap ettiriyordu. Onun için Golç paşa bütün mevcudiyetini o işe hasretmekte devam eyliyordu. Bu esnada Bulgaristan prensi Aleksander'in, araya bir adam ko- yarak Golç paşaya harbiye nazırı olarak Bulgaristana gelmesini tek Nif emtesi şayanı dikkatti. Golç paşa bu meseleye dair hatırat def- terine şunları yazmıştı: e “Tabii benim bu teklifi kabul etmemden evvel Babrâli ile Bulgaristan ara- sında çikan ihtilâfın her iki tara- fr memnun edecek bir surette hal: ! ledilmesi lâzımdır. Ondan sonra böyle bir sey mümkün olabilirdi. Çünkü O Bulgaristanla (o Türkiye Rusyaya karşı müşterek hasım ©- larak gayet tabii bir surette bir as raya getirilebilirdi. Burada harice karşr sefil, dahile karşı zalim olan ,! bir hükümetten ziyade genç ve dinç bir prense ve millete hizmet etmek istediğimden dolayı kimse beni tahtie edemez. Orada insan bir iş görebilir. Halbuki burada bir şey yapmak kabil değil.,, Devletler şarki Rumeli mesele- sinin halline giriştikleri zaman Avrupa gazeteleri oraya tayin e - dilecek olan validen bahsederler » ken sık sık Golç paşanın da ismi- ni zikrediyorlardı. Bulgarlarm o hareketinden hâ- sıl olan endişe uzun müddet de » vam etmişti. İtalya Trabulus işga- le niyetleniyordu, Yunanistan da hudut tashihi istiyordu. Onun | - çin Türkiye, memleketi muhafaza etmek için 1885 - 1886 kışında fazla miktarda asker tahşit etme- | ğe mecbur olmuştu. Tabii bu bir > Türkiyed pe Ri e hatıralar... nümayişten ibaretti. Padişah or * dusunu harp için kullanmayı dü şünmüyordu. Bununla beraber, Abdülhami' aldığı bu askeri tedbirle vâşi mik yasta bir seferberlik tecrübesin* paravan oluyordu. Bu (hareke! Golç paşaya Türk ordu teşkilâtı * nın zayıf taraflarını ve fakat o te! kilâtın ihtiva ettiği kuvvetli taraf larmı öğretmeye vesile olmuştu. Teşkilâtın kuvvetli tarafı Türkle re has olan ibda kabiliyeti idi. Bi kabiliyet sayesinde, çürümüş olaf devlet idaresi umumi bit hayret W yandıracak kadar (kudret eseri göstermişti. Devletin kasaları bo" | tu. Harbe hazır kıt'alar teşkili çin yapılan hazırlıklar ancak kö ğıt üzreinde, bu da pek gayri kâfi derecede görülebiliyordu. — Bun i rağmen binnispe kısa bir zaman * da yalnız Avrupa vilâyetlerind€ beş yüz bin kişilik bir ordu vücu” da getirilmişti. Askerler hem de iyi giydirilmiş ve teçhiz edilmişti: İşin en fena tarafı yüksek kumam dada idi. Abdülhamit bu ordu i* çin son muharebelerde kendileri * ni gösteren Osman, Muhtar ve Fu” at paşalar gibi kumandanları de“ gil o zamana kadar hiç tanılma mış ve binaenaleyh henüz tehliket li olmıyan adamları tayin etmiştir İ (Devamı var) | Tevfik Rüştü Bey dün Cenevrey gitt yar mi azalığına namzetliğini koy" muştur. Türkiyenin on seneden * beri sulh yolunda yaptığı gayret * ler malümdur. Bütün devletleri# ve hassatan komşularımızla olaf münasebetlerimiz gayet iyidir. E "| İ melimiz, meclis dahilinde de ay 4 İ ni gayretimize ve mesaimize de * vam eylemektir, (Baş Larali 1 incişayılada) Türkiyenin namzetliğini koy 4 duğu azalık Çinden inhilâl eder azalıktır. Malüm olduğu (o üzer€ Çine 1931 de bu azalık verilmif olup müddeti önümüzdeki içtim? devresinde tamam olacaktır. Türkiye filhakika bir Avrup# devletidir. Fakat diğer taraftar” azalıklarm kıtalar arasında tak * simi hiç bir hukuki esasa istinst etmemekte ve cemiyetin misakıf” da böyle bir şey bulunmamakt#" | dır. Bu yalnız şimdiye (okade” zımnen kabul olunmuş bir m dür. Maamafih Türkiyenin bü” yük bir kısım arazisinin Asyad” bulunduğu da ayrıca bir hakikat” tir. Türkiye namzetliğini bu mü” lâhazalara istinaden koymuştur: Ayni azalığa namzetliğini ko” muş bulunan İran hükümeti de Türkiye lehine olarak namzetliği” ni geriye almıştır. Yunanistan, Milletler cem yetine girmemizi istiyor Atina, 6 (Hususi) — Yun”. Başvekili bugün Adliye ve Hafi” ciye nazırlariyle uzun bir içtim* yapmıştır. Bu içtima Türkiye W© rafından milletler meclisi mezdif” deki daimi olmiyan azalık İSİ”. konulmuş olan namzetliğin YW” nanistan tarafından terviç ve MÜ dafaasına karar verilmiştir. — |

Bu sayıdan diğer sayfalar: