8 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

8 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ayr eanA 6 Otuz üç kişinin boğulması ile neticelenen kaza tahkikatı dün de ! Heybeliadada devam etmiştir. den Nurettin Bey, dün sabah saat onda Heybeliadaya gitmiş, Füru- zan şilebi birinci kaptanı Hüsnü Beyle ikinci kaptan Mustafa Bey | ve motör sahibi Faik Efendiyi is- ticvap etmiştir. Nurettin Bey sa- at altı buçuğa kadar bu tahkikatla meşgul olmuşur. Kazaya sebep olan Füruzan şi- lebi dün sabah stat sekizde başka bir kaptan tarafından tahrik edi- lerek götürülmüştür. Haber aldığımıza göre, üç ki- şiden mürekkep bir ehli vukuf da dün Heybeliadada, kazaya uğra- yanların ifadelerini tetkik ederek hadise hakkındaki raporunu ba - zırlamıştır. Hadise hakkında verilecek râ- porun, kaza vukua gelen mahal- de, ayni şilep ve ayni motörün, kazanın vuku bulduğu saatte tah- rik edilerek keşif yapıldıktan sori- ra verileceği söylenmekte idi. Fa» kat alman ifadelerin inkişafı bu- na lüzum hissettirmemiş, ifadele- rin kaza hakkında kâfi miktarda kanaat verebileceği üç mütehas - sıs ehli vukuf tarafndan, alınan ifadeler tetkik edilerek rapor ha- zırlanmıştır. Hadise mahkemeye intikal et- mediğinden, bu rapor hakkında alâkadarlar çok ketum davran - maktadırlar. Söylendiğine göre, ehli vukuf mesuliyetin hangi tarafa raci ol- duğu noktası etrafında tetkikatta bulunmuştur. Busrada motör sa- hibi Faik Efendinin vaziyeti ve ehliyeti, Füruzan şilebinin düdük öttürüp öttürmediği, yardıma kaç dakika sonra yetişildiği cihetleri de bilhassa göz önünde tutulmuş- tur, Şilebin birinei kaptanı Hüsnü, ikinci kaptanı Mustafa Beylerle motör sahibi evvelki geceyi Hey- beliadada (o geçirmişler, (bütün gün de Heybeliada polis karako - tonda bulunmuşlardır. FAİK EFENDİ NE DİYOR? Motör sahibi Faik Efendi, dün kendisiyle görüşen bir muharriri- | mize, hâdise etrafmda bazı ga- zetelerde çıkan sözlerinin doğru olmadığını, kaptanın sözlerinin de aslı esası olmadığını söylemiş» | tri. Faik fendi diyor ki: İ — Kaptan Bey, benim renkli | ışik bulundurmadığımı söylüyor. Eğer bulundursaydım çarpmıya - cak miydı?. Sonra motöre bağir kayığın nizamname mucibince motörden yüz metre uzakta bu - lanması lâzım imiş. Fakat kap- tan motördeki ışığı gördüğü hal - de gene bindirdi. Kıçtaki baba ile sereni kırdı. Eğer motöre bindir- meseydi, söyledikleri belki haklı olabilirdi. Sonra yolcuların hep- sini vapur kurtarmış. Budadoğ- ru deği. Ekserisini ben kurtar - dım. Yalnız hepsi ıslaktı, titriyor- lardı. Vapur yaklaştığı vakit, bâ- ri soğuktan ölmesinler diye vapu- ra çıkardım. Vapur, yolcuları al- 'dıktan sonra Kartala doğru yol aldı.,, İKİNCİ KAPTANIN SÖYLE» DİKLERİ Diğer taraftan Füruzan vapu - runun ikinci kaptanı Mustafa Bey bir muharririmize cok dikkate de- v0 Og vu an Heybeliada Açıklarındaki Facianın Son T ğer sözler söylemiştir. Mustafa Bey diyor ki: — Vapuru, liman dahilinde Hadisenin tahkikatı ile meşgul | vapurun süvarisi kullanır. Bina - olan müddeitumumi muavinlerin -! enaleyh dümende Hüsnü Beyin bulunması lâzımdı, ki o bulunu - yordu. Ben, kazanın vukua gel- diği andan itibaren rihayetine ka- dar bir saniye durmadan çalıştım. Hadise katiyen motör sahibinin söylediği gibi değildir. Evvelâ kayığı biz, ancak 20 — 25 metre yaklaştığımız vakit gördük. Ni- zamname : mucibince (direğinde renkli ışığı yoktu. Bundan ms - ada, yakmakta olduğu ışığıda İ motörün ön tarafına, eşyaların a- rasma koymuştu. Bir defa ışığa hiç bir heil bulunmaması lâzımdı. Bu ihmal edilmiş, bir çok denkler ışığın önüne yığılmıştır. Eğer bir | sandık veya küfe daha koysalardı ışık tamamiyle kapanacak ve biz yalnız kayığı değil, motörü de parçalamış bulunacaktır. Sonra, biz motörü görür gör - mez derhal tornistân yaparak tor- nistan düdüğü öttürdük. Fakat mesafe, dediğim gibi, gayet az ok duğundan başka bir imkân bula» madık, Çarpışmayı müteakip, va- puru durdurduk ve bizzat ben alt- mış adet can kurtaran yeleği de- nize atım. Kazadan sonra bunla- tın on tanesini denizden topladık. İlk iş olarak yaptığımız bu ameli- yeden sonra, motöre bağlı bulu- nan kayığın kat kat fevkinde bir mukavemetteki can kurtaran san- dalını denize indirdik. bu esna- da imdat düdüğü de çalmıştık. Düdüğün, etrafımızda bulunduğu söylenen donanma tarafından du- yulup duyulmadığı ciheti hakkım- da benim #öyliyecek hiç bir sözüm yoktur. Biz vazifemizi yaptık. O esnada mütemadiyen düdük öt- türmekten evvel, boğulmakta o - lanları kurtarmak için çalışmak mevkiinde idik. Boğulmak üzere olanları kur - tardiktan sonra bize daha yakın ölün ve esasen yolumuz üzerinde bulunan Kartala hareket ettik. Bu esnada kazadan kurtulanlara çay pişirterek içirdim ve hepsinin ay- rı ayrı isimlerini, mensup olduk- ları kaza ve köyleri tesbit ettim. Bundan başka yirmi üş kişinin imzasını havi ve onları ben kur - tardığımı yazan bir zabit varakası imzalattırdım. Ortada bir mes - uliyet vardı. Otuz üç kisi boğul - muştu. Hiç şüphesiz ilk nazarda kazaya bizim sebebiyet verdiği- miz de ileri sürülecekti. Bunları düşündüğüm için kurtulanlara kendilerini vapurun kurtardığını bildirir kâğıdı imzalattırdım. Sonra, en mühim mesele; gör- mek ve kazaya sebebiyet verme - mek cibetidir. Motör s#bibi bizim görmediğimizi iddia ediyor. Hal- buki vapurumuzun renkli ışıkla- rından maada muhtelif kısımla - rında çok uzaktan görülecek ışık- ları vardı. Evvelâ motörün gör - mesi lâzım gelmez miydi?,, MESULİYET KİMİN? Alâkadar bir zat, kaza hakkın- da söylenenlerin tahmin ve riva- yet kabilinden ileri gitmemekte olduğunu, meselenin ehemmiye- ti, uzun tahkiklere ihtiyaç göster“ diğini söylemiştir. Mesuliyetin hangi tarafa raci olduğu, ancak tahkikatın tekem- mülünden sonra anlaşılacaktır. Kaptan ve motör sahibinin id- dialarının da ne derece hakikate yakın olduğu,-bütün şahitlerin i - fadelerinin tesbitinden sonra an- laşılacaktır. Kaza vuku bulduğu dakikadan itibaren bir vapurun elli beş kişiyi kaç dakikada ve ne gibi vamtalarla kurtarabileceği noktası ds tahkikat esnasında göz önünde - tutulacak noktalardan- dır. Söylendiğine göre, bu şekilde bir çarpışmada elli beş kişinin toplu bir halde denize gömülme - lerini müteakip yapılacık kurtar- ma ameliyesi ancak yapılan şekil- de olur. Cünkü kazayı müteakip gerçi kayık on beş dakika kadar su üstünde kalmıştır. Fakat bün- dan sonra herkes birbirlerini yaka layarak adeta bir en evvel boğul- malarmı tesri etmişlerdir. Bütün ileri sürülen bu mütale- alar, dediğimiz gibi, ancak ehli vukuf raporunun tetkikinden son- ra aydınlanacaktır. Diğer taraftan motör sahibi Faik Efendinin ehliyetsiz olduğu noktası ile ehliyetsiz olduğu hal - de, müsaade almadan ne suretle motörcülük yaptığı, noktası da tahkikat sırasmdadır. Dün Fa'k Efendiden, Yalova- da kimin tarafından mürakabe e- dildikleri sorulmuştur. Faik Efen- di, Yalovada liman reisi bulun- madığını, bu gibi işlere gümrük kâtibinin karıştığını söylemiştir. Bu nokta da ayrıca tahkik edile - cektir. SERBEST BIRAKILDILAR Kazayı müteakip nezaret altı- na alınan Füruzan birinci kaptanı Hüsnü Beyle ikinci kaptan Mus - tafa Bey, dün gece ikametgâha raptedilerek serbest bırakılmış - lardır, Motör sahibi Faik Efendi, dün gece Heybeliadada nezaret altın- da kalmıştır. Faik Efendi hak » kında tevkif müzekkeresi kesil - memiştir. Kanunen yirmi dört sa- at olan .nezaret altında bulun - durma müddeti, tahkikatın alaca- ğı vaziyet üzerine bu müddet da- ha temdit edilebileceği için Faik Efendinin nezaret altında bulun - durulma müddeti uzatılmıştır. KOMİSER HASAN BEY Hadiseye el koymuş olan müd- deiumumi muavinlerinden Nuret - tin Bey, bugün Heybeliadadaki tahkikatla meşgul olmıyacaktır. Evrakın noksan kalan tarafları, başka alınacak ifadeler, Heybeli- adanın çalışkan ve değerli komise- ri Hasân Bey târafından bugün tamamlanmış olacaktır. Esasen müddetumumi muavini Bey hadi- seye el koymadan evvelki ilk tah- kikatın yapılmasmda, Füruzan vapuruntun bulunmasımda Heybe- TUR BANKA Boğulan! yet cüzdanı doğumlu ve ru tarafında Dünkü vakte kadar rayanların nalradada bir ceset Ceset, düne kadar !” miyan kadındı. bulunan © akşam biri, kazaya uğ rakolu önünde aç s8 İ diğini yazmakta idi | tamamiyle asılsızdır: | Hasan Beyin emrile r rahatları temin edilme dan başka Heybelia9*! mer şubesi tarafındaf akşam yemeği verilmiğğ. rilmiştir. Kaza günü vapurla, işlerinin b kazazedeler, ayrıl! af i li komiseri Hasan © metli mesaisi ge BIR CESET BUK” ardan Ür Salih o8” mindedir. Ceset bütü, n muây© müddeiumumi beyde; saade üzerine adada © tir. Dün geç vakte © ceset çıkmamıştır. KAZAZEDELE AÇ MADİ Heybeli karako rine karşı gösterilen teşekkür etmişlerdir. A KK BiRİKTiREN RAHAT-EDE' ! A

Bu sayıdan diğer sayfalar: