23 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

23 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A A A hr biyatma toplu bir bakış tag, Min son neşrettiği eserdir. Si mek rel bana uzaktan sadâce “kita, kitabı, hatti bir Bakalorya Kileri yapmıştı. o Okudukça idim, değiştiğini evtelâ söyli - ei yi bu mütevazi İddiâimi A tertip, di kendini, takip ettiği üsul heak kabyy yle yeni bir kıymet 6 - Vel; ettiren ör her şeyden &v- karşın, Vi birleştirmiş olduğu halde ja çikiyor, 2 Usul ve İyi bir tasnif. Bizg, Bol vesika, İs yazı Sdebiyata dair bir çök gey - Kia etin. Fakat ve yazık kö, bu Ha, Bad ki Soğu $u yukarida saydığım Sarte bir e aray, * türlü yanyana getirmeğe " Poly imeşlârdr. #İ “biye “© ilmi kültürden mâhrum ei Mn için, Meraklıları, bir çök vesikala- f| ir eser diye de tavsiye | * ay b Mein ün İrilmiş olmasıdır. Türk | ki, dıkları halde tasnif ve ter- İ “nay sondaki moküanlârı eserleri - My, Bilmaz ve istifadesiz kalması- Bu, olmuştur. ia 2, 8 mütetebbilerin cücrlerine “nd, 0” İslâm medeniyet devre - e Mügyi,ek tesadüf edilir. Tezkere Myig alleri bunların tipik mümnü - e kalin İezkerecilik devri gö- Min; raş Yor. Fakat © Bügün tezkere Hiyan bir çok öderler vardır Srvirlerinir, hâlâ sağlığına ve ili genin mederliğine rağmen 6 2 Beki, lüfen yanyana getirilmiş nişi Yİe eklenmemiş parçâlerdân Ka usulden Bah bek seden eserler içe 02 olduğu, hattâ Bulunma İN ng cine eserlerin okaanla - Rösteredek değiliz. > eş #serlerin de en tehlikeli “aş Mi felsefi ve ilmi esaslara is» diği halde © vesikalardan Şe âdeti havada kal- ve Alinin eöeri bu bakımdan uzdur, iy gesi İelsefi ve mantıki kültüre sâ- iç kia Ali'nin eserini hir € - Niye plağa kadar usul bah- ki İ “an ikinci hususiyeti son sene - biyat tarihine dair ya - #terin belkemiğini Os- Kons Yatı teşkil ederdi, Baştiz Menirdi, medeniyet tarihi anlat - bir kaç senedir. bü usulden Sul yerine büütn Türk 106 mevzu sayan cser- lerde ti hi, Az olanlarda da müthiş Mstini verin taraflar var - 4 el 0, Ni by haki bütün Türklerin edebi- İDE gene yama halinde “ğramlarının yasağını Yenal, Pİ bir bakışta bur rnü bi, yk Baby Şarpmıyor. e atina töplü bakışın tel Yar; Ün “lârıp, © “Tekke, halk, divan - a öt Ni e kağ, oÖliYâk Birinci cildin Nİ an sina kalması ye- Man cildin henüz or - Sadri Etem ma Çıktı. Fakat bu eser - | e i malümatın kita - | İ Dehrt Efön- Şok uizayor. Küçük kizını denize âtarak böğmaktan suçlu Ayşe höntmm muhakemesine Odünağır ceza m&hkemesinde devâm edilmiştir. Dürikü muhakemede âdi tibbın râpörü okünmüştür. Bu raporda Ağşe halimin akli vaziyetinde hiç bir bozüklük olmadığı bildiril - mekte idi; Rapor, me hadiseden evvel, ne de hadiseden sonra ve ne de hadise esnasmda Ayşe ha- nımın şuurunu kaybetmediğini bildiriyordu. Rapor okunduktan sonra vâka etrafında malümatları olan şahit- ler dinlendi. Kadıköy polis memurlarmdan paşada âdını bilmediği bit Kâdi - nm verdiğini söyledi. Çocuğu ni- çin attığını sorduğumuz vakit: “Denize at. Sana bir mesuliyet gelmez. Annesi benim!,, dediği - ni ilâve etti. Biz, Kasımpaşadaki kadının adresini #öylemesini iste- dik. Bilmediğini, terebileceğini söyledi. Öbür gün berabör Kasımpaşaya gittik; Her kinci gün tektâr ârdamaya devam ettik, göne bulamadı. Sönta: “Ben yalan söyledimi.. Çocuk be - İ nimdi.,, dedi. Başka bir malüma- İ tım yaktur.,, Bundan sonra Mehmet Efendi Kerim Efendi şunları söyledi: -- Ayşe hanım, hiç tanımadı - önmiz bir zat tarafitidan karakola getirildi. Bu Zat bize bu hanımın | söşledi. Ayşe hanım, çocuğun kendisine ait olmadığını, Kasım - Yümânistanlâ | ticaretimiz Yunan Iktısat nazıri Perşembe günü geliyör Türkiye ile Yutanistan ârasın- da aktedilecek olan İ muahedesi müzakerelerinde bu - lunmak üzere, Ankaraya gidecek olan Yunan iktisat nazırı M. Pes- mazoğlunun önümüzdeki perşem- be veya cuma günü İstanbula ge- leceği haber alınmıştır. Yunan na- zırı Cumhuriyet bayramında An- karada bulunacaktır. Yunan * malümata göre, en mühim mesele- ler iki Hükümet arasında halledil- miştir. Ankarada yalnız teferrüat üzerinde görüşülecektir. Bu atada, Yunanistana ithal e- lerini bono ile ödemek hususunda her iki tarafça anlaşma hasıl ol- muştur, Şimdiye kadar Yütitülilâr ithal ettikleri mallatii bedellerine mur | * kabil yüzde 50 nisbetinde bono verijorlardı. Hâlbuki bonelârm kıymetli tedricen düştüğü için İ Türk ticaretini mutazarrır edebi- lecek bir vaziyet hasıl omaktaydı. Ankarada bu mesele de görüşüle- | yeni ticaret ! £ mahafilinden alınan | gelmediğinden ifadesi okundu. Evrakta Mehmet Efendinin Ayşe Hanma: — Sön göcuğünü denize ât; ben çocuğunü denize atmış olduğunu ; #önü âlıfim. Dediği yâzılı idi. MâelmetE- fendi ifadesinde; böyle bir şey: | da bildirilecektir. Cümhüriyet bay- ramı hazırlıkları taklârdâni biri, Yapılmasına bağlatlân yön dün söfi toplânilismit bölediye felg Miüavihi Hâmit Beyin reisliği altında yapmıştır. $ehirini her tarafinda hâzirlık- İara devâm ediliyot. Taksiğide abidenin etrafıma göçön sene ya - pılan kuleler dikilmekte, Köprü üzerindeki sütun boyânmakta, şehrin bir çök yerlerinde taklar yapilmaktadr. Geçit resmine iştirak edecek tal&be cektir. çiz. Melle “Tasdik — deri intilâfi bunlardah biri ve belki en tazesi... Mâarif giüdürlüğü dün bütün , .... Evvelâ bir mühakaşadır koptu. İ Söhra mesele dikkati çekti, düşünül. | dü. Şimdi de fapor yazıldı, yazılıyor dü; tâşmildı ve bit kömi&#ona havale | diye Yâzıp durüyorsutuz.., edildi... giderse gös - | tarafı aradık, evi gösteremedi. İ - | İ ,| rada bâtmak üzöre bulunan Ga - i | , e MA MM <> ME MANN AŞA : İnılmâz bir hal ali © öinada 29 Teşrinievvel Cumhuriyet | gelmekte olan Güldömâl Vapürütis ; bayramını kutlulama programı | dan itidat istemiştir. dilecek bir takim &mtöanın bödel- | hazırlamak üzefe seğilen köküs - u boğan ananın muhakemesi Aklının yerinde oldüğü ânlaşılâan Ayşe evvelâ çocuğu ketidisirs başka bir kadiri verdiğini söylemiş!. den haberdar olmadığını söylü - yordu. Ayşe Hanima, bu isimde biri - ni tanıyip tanrmadığı soruldu: — Tanımıyorum. Cevabını verdi. Reis sordu: — Diklettlesi İâzım olân bü- tün şahitleri dinledik. Tahkikatin genişlemesini istiyor musunuz? Ayşe: — Hayır, istemiyotum. | Cevabıüt verdi. Müddeiumumüi Kâşif Bey, vak- | tin göç olihasından iddianameyi söylemek için vakit kalmadığını, başka bir gühe bırakılmasını iste- di. Mahiköme heyeti isteği Mu - vafik görerek iddishamiönin söy - lenmesini önümüzdeki çarşâmbü - ya bıtâkti. O gün Kâşif Bey iddidnartiesi- ni söyliyecek; vakit kalırsa karar Kâtâdehizdeki fırtına Gülecmal Gazal vapurunu batmaktan kurtardı İki üç gündenberi Karadeniz- | e devam eden fırtına dün biraz dinmiştir. Evvelki gün gelmesi icap eden Gülcemal vapuru dün | saat on ikide İlmantmıza gelmiş- tir. Vapur yolcularının anlattık - | larına göre, Gülcemal vapuru bü - yük tehlikeler geçirmiş ve bu a- gal vâpütünü küttarmiştır. Gazal vapuru Ayancıkta ke « reste yüklenmiş, gelirken fırtı: naya tutulmuştur. Vapur İnebolu açıklarına gelince, tehlike sakı - Gülcemal derhal imdadına ko- şarak batmak üzere olan Gazal vapurunu Bordağına almı$, yüklü bulunduğu (o keresteleri (o denize döktürârek vapuru Sinöp limaâhi - na kadar götürmüştür. mekteplerden geçit resmine iş rak edecek talebenin miktarını is- temiştir. Geçit reâmine eceribi ve ekak liyet mektepleri tal&besi de iştirak li s... Komisyon dinledi, dolaştı, gör- | | gösterir. Ra — VAKİT 73 Teştinlevel 1934 sems : Türk mimarları Biri Çankâya sırtlarında, biri Ha riciye Vekilliği karşısında, (Ankara şehri, iki Türk mimarınım eserine ka- vuştu. Güzel sanatlar arasmda Türk gençliği, en çabuk, mimarlıkta ilerle « miştir, Ankata şehrinde omedörh mi - mürinin ilk #serini kürmuş olan Sihhi. ye Vekili Döktör Refik Beyle (o milli müdafaa yapıları için gene bir mima- riyi tercih eden Recep Beye teşekkür etmeliyiz. Eski sakat cami ve han tak- litlerine yihayet veren Avrupalı mi » marlar, yeni kültürü güzel sanatlar mektebinde de hâkim kıldılar. Artık mimatlârimiz olduğunu söyliyebili - riz: Modern teknik içine Türklük ö - zünü koyârak, mâririyi müllileştirecek, onu iklim; muhit, ve bütün memleket hususiyetlerine uyduracak olanlar on- lardır, İyi başlıyan iş iyi devam edebilmek için bazı esasları tetbit etmeğe ihti « yat var. Çünkü mimarlık, Kazanç pa - yi öldükça mühim olan ve tahhütlerle karıştığı vakit, suiistimallere müsait ola bir meslektir. Tesbit edilecek esaslar şunlar ola- bilir: Türkiyede plânsız hiç bir yapı yaptırılmaz. Plân ancak bir mimarın elinden çıkar, Büyük binalar mutlaka müsabakâya kohür. Abide &hemmiye- tihde olârilâr içini bu müsabaka böyndi- mülel ölür. lüşa işlerindeki iş bölümü bizde he nüz iyi anlaşılmamıştır. Yapumimarı olduğu gibi, bahçe mimarı ve eşya ile uğraşan ev dekoratörü ağrı ayrı şey- lerdir. Halbuki bazı şehirlerimizde bü- | tüh Bü işlerin bit yöl mühândisi tara » | fide yapıldığını götmekteiz. Avru- i pa kıtasinm sayıli meydanlarından bi- ri olâcak olan emniyet âbidesi bir şe » hirci, bir mimar ve bir heykeltraşın müşterek eseridir: Yansen, Holç Mays ter ve Hanak! Bir memleketin mâtzarasi, binsla: ri, yolları v6 baliçöleri demektit; E - ğer bunlarda kültür ve zevk hâkim o- lursa, memlekette hakiki ümran yüz Bu esasm ihmal edildiği memleketlerde, milyonlar gene harc « olunursa da, yapilan binanm dahâ ça- tısı kurulmadan onun (o n& zaman ve nasıl yikilnösiğı o ihünaküşâ edilmeğe başlanır. Boğüziğinde bir çok yeni ya- pılarm gelip geçenlere ilk vetdiği fi - kir, yıkmak fikridir. Hem mütehassısları, o hem inşayı inbizat altima almak sirasi gelmiştir. Bu iki tarafli inzibat şöyle temin olü- nabilecektir: Sanatkârlar, nvukatlar gibi, kanunla kürulmüş olan bir birlik- te toplanâcaklardır; Birlikte toplanan sarlatkârlar ihtisaslarına göre mimar, bahçe mimarı ve dekoratör sınıflarına ayrılacaklardır, Türkiyede o yapılacak olan Kususi ve umümü yapılarla, Uru- mi bahçeler ve umumi yağilârin yöni eşyalatini plânları vütlaka bu bir - likten bir sanatkârın imzasını taşıya « caktır: Plân üerötinin miktarı bellidir. Bu miktar, birinci ve ikinci derecede mimarlara göre değiştirilebilir. Meselâ ikinci sinif bir mitnârin plân üördt. di yüzde 3,5 ölarak tâââYvur ediniz. 100 hivalık bir klübe Şaptitdii © fakir bâhçevaha dahi, 355 lira plân ücreti yer diyebiliriz. Eğer müşteri mimarın nezaretini de isterse, plân ücretine, Falih Rıfkı (L.h*len sayıfayı çeviriniz) Deki Elendi — Adi üstündü a ill gözüm. Biri deri, öteki Jâstik. Elbette uzayacak!, h j

Bu sayıdan diğer sayfalar: