8 Ocak 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

8 Ocak 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 VAKIT S5 IKINCIKANUN 1934 Kisranın nerede oldu- ğunu bilmiyorlardı Nihavend ve Bey taraflarında ne olup de kaleden çıkıp gitmek ha fazla kalamıyacağını"söyle- di. Hürmüzan sulh yapmak /s- bittiğini öğrenememişlerdi Kendisine gelince bugünler - kiniyordu. tiyordu, fakat Gökboğadan çe. olocaktı. AKRAM zaar mn Görünen, Okunan, Söylenen Yine pazarlıksız satış P azarlıksız satış kanunu . hakir nun diğer bazı vilâyetle. i etrafımdaki tet - rem eğen Ekonomi Gı. bazı vilâyetlerimiz . den bu kanunun tatbikatı etra - fmdakl mütalenlarının bildiril . mesini istemiştir. Yapılan tet . kikler vilâyetlerden gelecek » talealardan sonra kanunun han . gi vilâyetlerde tatbik olunacağı karar altma almacaktır. Bu kanunun halen tatbik edil diği şehirlerden biri de İstanbul. dur. Bu sütunda ve muhtelif ga. zetelerde yapilar neşriyatla gö . rülmüştür ki, “Pazarlıksız satış kanunu,, şehrimizde bir ihtikâr vesilesi olmuş, ticaretle meşgul olanlardan bir takımı alış veriş ihtiyacında! ları ellerindeki malı daha paha- hya satmakla onları zararlı çı . karmışlardır, Zarar bir güne, bir gahsa ve bir mala inhisar etmemiştir. Yi. yecekten gi Ze, içecekten di. ger bütün ihtiyaçlara kadar teş . mil edilmiş olan bu fiyat fazla - lığı karşısında şikâyetler başgös. termiş, yapılan müracaatların tet kikinde müracaat — #ahiplerinin Jarm tir. tesiri Buyün iPEK sinemasında Türkçe sözlü Bugün sant 12.45 ve 2,30 tenzilâtlı matineler Yıksız satış kanununu kendi men. faatlerine âlet olarak kullanan . Fakat gene görüyoruz ki: Ya. pılan takibat, verilen cezalar bun ların, verilmesinden maksut olan nun tesiri mevzil ve mahalli kal. | miş öte taraftaki tüccar yine bil vaki bir şikâyet alâkadar makam ca ehemmiyetle nazarıitibara 2. ınmış ve icap eden mua de yapılmıştı. Bumu biz. alâka * bu da kanunun tatbi dar makam ve bu isi yapan tİ. na bağlamak değildir. Pazarlık cârethane biliyor. Fakat bu, böy- siz satış kanunu Te kaldıkça ve bunu efkârı umu. mezden evvel, vilâ miye öğrenmedikçe, ayni ticaret Jea hanenin, ken Tan vaziyeti idame ettirmediğine rm menfaatini temin kim inana) ticarethane: çıkarmak i İerle mal satmadığına nasıl em olabiliriz. Gökboğa Hürmüzandan siyah ve beyaz bezler istedi. askerlerine ve kendisine Arap” larda olduğu gib! birer harma Bir gece sabaha karşı siyah tarafları dışarı gelmek &- zere giydirdi ve Şiraz dan ikişer ikişer çıktılar. Kale etrafında karakol gozen üç yüz kadar Arap atlısı o sırada bü- k kapının önünden öteki ta- rafa doğru kayboldu, Gökboğa yavaş yaraş ilerledi ve harma” niyl tersine çevirdi, Diğeri onun gibi yapınca karanlı üç yüz atlı hayal meyal belirdi. Devriyeden geliyormuş gibi ka- lenin etrafındaki hendek üzeri- ne kurulmuş olan tek köprüye sürdü. Oradan kımıldanan ka- raltılar oldu. hünden Kalenin öteki dönen Arap atlıları Şi n önünde göründül İlmi ETEK era İni yapi. hakkında oldukları anlaşılarak pazar tecziyezi cihetine gidilmiş. hasıl etmemiştir, yahut bu. en gün bu sütunlarda eler ni cezaya çarptı günhe bu defa cezayı da daçı aza n daha fahiş etike . ©der ail olanlarda MARKOPOLO NUN MÜTHİŞ MACERALARI için kaleden çıkmak fikrini beğen- bir çare düşündüğünü, zira da: di ve cesaret verdi, Üç yüz ki- #inin eksilmesi yiyecek ve ihtiymcmı azaltacağı Için de iyi n ok ki, bunu, vatandaşla. | ; hem ceza veren ye ve maksatla yapıy 1i derecede koruma ga- yesile hareket eden Vek i NİN bunun İstanbuldaki tatbik şekli ve bilhassa reticelerile de yakın Daima ve her şeyi hemen her dan alâkadar olmasını temenni dakika takip etmenin kabil ol Bunun için onun su Gökboğaya doğru Onlarla kapısın- «levlendirliği, kapisı nöla uzak Arap kumandanı ze rediyordu. ride ta sleri ökboğaya: k bize Büyük kapının ö- saat gide tarafına ni oluru. Kisra nere iye İktisat Vekâleti bir ga. Vatan. in, ka| Baş rolde ARA. Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski kaç para vereceğimi anlamak istiyor. Ben, şu İvanın evlâden olduğundan şüphedeyim. Huyu huyumuza, soyu so yumuza benzemiyor. Benim mirasıma konmak istiyor. Fakat şunu bil ki, ben, vasiyetname bırakacak değilim... “Mit- ya,, ya gelince onu da ayağımın altın» da bir hamam böceği gibi ezeceğim. Se nin Mityan da tpkı onlar gibi terliği- min altında çatırdayarak geberecek... Senin Mityan diyorum... Çünkü sen o- nu seviyorsun... Ama, bu da umurumda değil, Eğer onu seven İvan olsaydı, o vakit korkardım. Fakat İvan kimseyi sevmez, O bize benzemez. 'Toz gibidir 0... Rüzgâr &since dağılır gider. Sana dün, gel beni gör demiştim... Mityaya dair görüşmek istiyordum. Acaba bu mel'ün bin, yahut iki bin, rub- le karşılığı olarak buradan delolur beş, otuz beş sene için uzaklaşır ve Gro ginikadan vazgeçer mi diye... — Aliyoşa: — Onunla bu mesele bakiındn ko- Çevireni Hakkı Sübn Gezgin Mi 6|J nuşürum... Belki de üç bin rubleye mu. kabil... — Hayır. Hayır... Bu dediğim, dün geceye ait bir heyecan eseridir. Şimdi metelik vermem... Paralarıma benim ih- tiyaçım var... Ne vakit canım İsterse onu bir hârmâm böceği gibi ezerim.. Ha yır, hiç bir şey söyleme hayduda, bur- nü büyür sonra... Nişanlısı Katerina- dan ne haber?. Evlenecek mi onunla? Sen, dün ona gidecektin, — Katerina, ne pahasma olursa ol- sun onunla evlenmek istiyor. — Bak hele şu kızlar kimleri, ne bi- çim herifleri seviyorlar... Çapkın alçak lara bayılırlar kâfirler... Eğer onun ya. şında olsaydım... — çünkü.. ben, yirmi sekizinde Mityadan daha güzeldim — benim de böyle muvaffakiyetlerim ola- caktır... Ama Groşinikayı alamıyacak... Ben, onların azalarını bozacağım. İbtiyar bundan sonra yine hurçınlaş- tı, delikanlıya sevimsiz bir sesle; — Hadi, sen de git, artık... dedi. Aliyoşa, yaklaştı, babasını omuzun- dan öptü. Fiyodor sordu: — Neye? Neye?., son dela m gö- rüşüyoruz, ki böyle yapıyorsun? — Hayır, Allah etmesi Tesadü- fen böyle oldu, İhtiyar, ona bakar — Ben de laf olsun dırma, dedi. Sow bağırdı: — Yarın gel, nefis bir balık çorbası yaptıracağım. Anlıyor musun, yarın gel! Aliyona çkar çıkmaz; oda hemen büleye koşarak bir kadeh konyak daha doldurdu. İçti ve; iye söyledim al. oğlunun arkasından — İşte artık yeter! Diye söylendi. Dölabı kapadı, anahtarı cebine 8 sonra takati tükensrek yatağa girip yattı ve hemencecik zıbardı, —i— MEKTEP ÇOCUKLARIYLE KARŞI KARŞIYA Aliyoşa, Madam kohlakovun evine doğru giderken kendi kendine: — Hele şükür babam, Greşi ya dair benimle konuşmadı! Dünkü tesa- düfümü anlatmam lâzım gelecekti, Diyordu, Bir gece içinde hasımların, ruhları- Gaçitte bekleyen onları görünce afaliadılar, Ne oluyordu? Akşam Ustü iç tarafa yalnız bir müfreze girmişti. müfreze bunlardan haugisiydi? Cevap alamadılar, Taşıp tutmak ve yakından tetkik | etmek istediler, Karanlıkta bir | kılıç patladı ve birisi hırıltı çı- kararak yere yuvarlandı, betçiler bağırdılar, ordugüh ka- rıştı, hafif hafif yanan ateşler O zaman Türk allılarının Bhvaz flkesinin tek m boğaza doğru dört ştıklarını gü kendi askerlerinden bir müfre- mıyor Ye kaçtıklarını zan- Ortalık ağarırken Ehvar ar. kalmıştı. Uzaktan geliyordu. — Dört nala kalkar da birkaç | kimse yetişe- mez. Şimdi nereye gitmek ister- #iniz? En kısa yoldan götlre - ». Buraları karış karış bili. BAE ANE Bugün SAKARYA sinemasında AŞKA TAPAN KADIN Genç kadın kalbi, kadm hissi, kadm aşkı, kadın talii.. : ZARAH hâveten Paramunt Jurnal. Piya İ m SİRİ Klaranıu nerede yel kat'i olarak bilmiyorlardı, Nel zamandanberi Nihavend ve Roy taraflarında ne olup bittiğini öğrenememişlerdi, | # (Devamı var) bei BÜTÜN KADINLAR Hollşwood'un i No.lu Donjuanı TYRONE POVER'i Holiş wood'un Güzel gözlü kadını LORETTA YOUNG ile beraber çevirdiği ve | lüks plâj ve gazinola- rmda geçen çılgın bir aşk macerasını musavver İkinci Balayı Fransızca sözlü filminde görmek üzere İSARAY İ Sinemasına | Koşuyorlar, İlâveten: | FOKS JURNAL Buğün saat 1 ve 2,80 da Tenzilâtlı matineler, Mam an amaa nöbetçilsr o seslendiler. | O zaman yak | Nö-| 'düler. onları hâlâ anal Mergüdan s8 oraya? A R: MERHEM Göreceğiniz en güzel film Senenin en nefis şaheseri LEANDER arda zam yoktur. 25.35 Localat 150 kcturuy - MENMMEĞMMMEDMMENN Or MARE ne yeni kuvvetler biriktirdiklerini ve uzlaşmaktan uzaklaştıkların: üzülerek düşünüyor: abam, yine ayni fikre saplanmış, Dimitrinin de kendine göre hazırlanmış bir plânı var. Onu bugün mutlaka görmeliyim,, diyordu. Fakat Aliyoşarın düşüncesi, ehem- miyetsiz bir hâdise dolayısiyle, bozul- du, Büyük yoldan yalnız ırmakla ayrilan “Sen Mişel, sokağına varınca dokuzla on iki yaş arasında clan bir mektepli kümesine rastladı. Arkalarm- da ve boyunlarmda çantalariyle evleri. ne dönüyorlardı, Kiminin sırtında yal- Biz birer ceket, kiminde pardesü, bir İ- —0o, lar; na! yoşanın kisinin de ayağında çizme vardı. Çocuk o” Ş,.... lar hararetli münakaşaya giriş erdi. Bir karar vermek üzere oldukla- rt anlaşlıyordu. Aliyoşa, çocukları 46 ver, hele üç yaşlarındaki bebeklere ba- yalırdı, Ama mekteplilerden de hogla. nırdı. D Ji olmakla beraber, yine onlara yanaşıp konuşmaktan kendini alamadı. Sokulunca, yanaklarının ateş gibi olduğunu ve hepsinin ellerinde bi- rer İkişer taş bulunduğunu gördü. On- lardan otuz adım ötedeki çitlere dayan- meş, omuzları torbalı, on yaşlarında sol gun benizli, hastalıklı ve pek parlak gözlü bir başka çocuk vardr. Kavga et- Gği anlaşılan arkalaslarını sü larını o müurcak, mukabel dolu idi. nuz? bir. niz İçlerindeki — Ren siz'n yaşınızda iken rımizi bol tarafımızda taşırdık. Siz, sa- mral bir çocuğa: diler, İçi Cevabı bakıyorlardı. Bir başkası: — Siz bir karamazofsunuğ, Diye bağır düştü; fakat heri man başladı. Mazkaraların cepli Diye çıkıştı ve taşlardan E9 gin yalnız çocuğu! bardımancıların VAKIT ABONE TARİFESİ Memteket N içinde Aylık 3 aylık 0 aylık 1 yıllık Tarifeden için ayda otuz kuruş Posta birliğine girmeye ayda yelimiş beşer kuruf medilir. abone tup ve telg per yollama ücretini 475 900 Balkan 1000 ydını bildire ücretini. pan? sta veya sının idare Ki” İLAN CCRETLERİ, Ticaret ilinlarının # satırı sondan itibaren falarında 40; kuruş; ikinci ve üçüncüde 4 4; başlık yanı kesmec dır, Büyük, çok devamlı renkli verenlere #İÜ indirmeler yapılır. Res rın santim - satırı 30 KE TİCARİ MAHİYETTE © KÜÇÜK ILANLAR Bir defa 30, iki dele defası 65, dört defasi 7 ası 100 ilân verenlerin b vadır. Dört satırı geçen İİ şt detasi indirilir. Vakit kem doğrudan ya kendi idare yerinde, DİR kara caddesinde — Vak altında KEMALEDDİN Min Bürosu eliyle. Dis eder, (Büronun telefon” ALEMDAR SİNE iKi FİLM 1— Tatlı günahı 2 — Üç ahbap ça (Haydutlar aras” Buyün MELEK sinemasında Fransızca ijina! nushas Bugün saat 12.45 ve 2,50 tenzilâtlı o matineler ğinıza almışsınız, Şimdi, dde, DİZİ Kümeden biri nr verdi. Ötekiler del sol elle taş atar! Dedi. Tam bu sırada solağı MW bir taş vınlayarak duvara çap” çay kenarındaki çocuk atmıştı. — Neiduruyorsun be... Yapı” Diye çığırıştılar, Solak savur kat vuramadı. Pusudaki yumu! tane dıha & Madı ve bu sefer una geldi. razlar gülüşerek: omu Pi ar ve hep Pi p yalnız çocuğa fırlattılaf” başına yediği bir tef kalkarak 9 eye girişti. Sert bir b Aliyoşa; fi — Ne yapıyorsunuz? Ne yö e öldü e karşı altı kişi çi gil cuğu... Ayıp değil tarafına KoftU durdu, ai j erinden biri hiddetle PMP) (Deva v

Bu sayıdan diğer sayfalar: