15 Ağustos 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25

15 Ağustos 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan : NİYAZİ ACUN Dinarlının geldiğini işidince, Mehmedin Amerika basınındaki 5 a yük büyük resimlerini, ve şam ili ait sütun sütun yazıları ili ım. Ben basında okuduklarımı yazacak değilim. Dinarlınım menkabelerini kendin- den dinleyip yazmak istiyorum Onun konuklayacağını umduğum Sir- kecideki otellerden birkaçına telefon ettim; tahminim gibi bu otellerden birinde buldum İki saat sonra da Bursaya gidiyormuş. w* Ötelin gazinosundan içeriye girdim. Gazinonun bir masası oldukça kalabalık.. Hem iri yarı insanlarla.. Olsa olsa bun- .lar pehlivanlardır diye yanlarına yaklaştım. Lâcivert elbiseli, esmer, siyah saçları yeni taranmış, boylu bostlu yakışıklı bir genç anlatıyor; etrafı süküt kesilmiş herkeş dinliyor, İşte Ni adam ünlü (meşhur) Dinarlı Mehmed pehlivandır. Pehliyanın omuzuna bir Amerikan vizesi hafifçe vurarak : geldin!,. dedim. e ne kesin kendilerini görmeğe geldiğimi Re beni, gayet konuk severce karşıladı ve yi vaktinde Selimi eiie, bir saat sonra vapura gidiyordum, dedi. * * # Deminki e ln ayrı bir masada laa Din vr — m Ây, ayda iki defa mı çıkı- yor? ie ben burada yokken çıkmış olacak ki, ben, böyle bir mecmuanın ismini şimdi İatiyorüm. Mecmua hakkında izahat verdim ve sordum; DİNARLI MEHMED PEHLİVANLA BASBAŞA Dinarlı Mehmet Pehlivan —Sizr Amerikaya gideliTnekadar oldu, veYnasıl gitmişdiniz — Amerikaya bundan iki sene evvel gittim Bir vakitler Zaro ağayı Amerikaya götüren adam geldi, beni buldu ve bana dedi ki : — Zengin ve ünlü olmak ister misin? — Kim zengin ve ünlü olmak istemez, dedim. Senin mütenasip uzun boylu vücudün, kaşın, gözün ve güreşlerin tam Amerika lıların aradığı tiplerdir. Gel seninle Ans rikaya gidelim, dedi. u adamla anlaştım ve beraberce ey- velâ Pariste bir iki güreş yaparak doğru Amerikaya gittik. Dün yada Amerikalılar Okadar tuhaf sl yoktur. Daha ben bu garip ihsan- lar diyarına ayak basmadan, benim için eski EE bir elbise re raya varınca, bu elbiseleri giymem resim çektirmemi ve hep böyle olmal istediler. Bunların isteklerini anlamıştım, Reklâm yapacaklardı. Bu elbiseleri katiyen giyemem. Biz medeniyete doğru giden bir ulusuz, bizim için geriye dönmek asla olamaz Bu ii beni oraya götüren komis- yoncu kı Bu elbiseleri giymeden güreştirmezler- mişl,. varsın güreştirmesinler en para a diye bu kıyafetle ulusumu fena tanıtamam. Dediğimden o vazgeçmeyince mecbur oldular isteklerimi kabul etmiye, — Amerikada ilk güreşiniz, ve muva- nu bu fakıyetleriniz. hakkında bir parça malür Ye misiniz Çhai — İlk güreşim bir kovboy iledir. “he Bu adam dev gibi birşey. Ben yanında piliç gibi kaldım. Ağırlığı Jj kilo. Herkes benim mağlup olacağı A e başladı. 260 ile kovboyu 4 dakiksö yere Gari ve yendim. Beni kimse tal mıyordu. 1, 2,3, ve Beii güreşlerin artık Ea ağ baş ; Amerikalılar kali alel için öl berbat güreşiyorlar ki, buna bizde kavi derler Tekme atmalar, yumruklar girla gö Ben ise gayet doğru sirri Hem böylelikle ein yere çarpmı halkı coşturuyor ve — Coneonelever “Türk diye yali müthiş Türk) centilmen Türk, zaten büt ecdadı da centilmence güreş yapar... YE Koca Yusufun sülâlesi.... gibi döne alkışlardılar. beni evvelâ kadı sonra erkekler alkışlardı. — Demek ki Koca Yusufu Ameriii lılar hâlâ unutmamış fi — Evvelce babam (gitmişti. isminin nihayetine bir Yusuf, benim © ismimin nihayetine bir Yusuf bağladılar — Cim Londos ile mi e heyecanlı olmuştur değil m — Zannetmeyin. lil çok . Cim Londos güreşirken bütün re iğ e geliyor. Bütün stadı onlar di duruyo; | Güreş heyeti bu sebebten Cim L& dosun daima galip kalmasını istiyor. 2 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: