5 Ağustos 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 22

5 Ağustos 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şenlik ve nihayetsiz bir heyecanla kayni- yan bir genç kıza kayıp gideceğinizi düşüneceğim. Bunu an düşüneceğim ve bekliyeceğim bay Fua Karşınızda yaş almış di hatıralarım- dan utanacağım, Elimi verdiğim ilk erkek olmadığınız için beni biraz yabancı bula- Gağınızı zannederek için, için üzüleceğim. Ve nihayet birgün size çok ba ğlanarak hayatımın ikinci büyük hatasını işliycce- gim Ne lüzum var artık bunlara değil mi dostum ? Biz iki ayrı yol ucunda kalmış, iki ayrı insanız. Sizin yolunuz birşey bekle- menize müsaade edecek Ni arızasızdır. Fakat benimki öyle değil. Ben yorgunum; çok Yk düşmüşüm. Tam on yıl.. Dile kolay bu.. On yıl sevmiş, gülmüş, saadetle yaşamış ve sonra da aldanmiş, yere vurulmuş, kıskanmış, büyük ii savaşıyla yüzyüze gelmiş ir kadın Himsene düşen insanlık yükünü, bu yükün ardından gelen acılara şikâyet et- me e > hattâ belki birazda fazla yüklen mi te bir yuva sevgisinin arkaya bıraktığı, iki çocuğunun sandetinden başka birşey eğri ve yapmağa muktedir olmıyan bir kadınım Benim e hu bay Fuat. bilmem anlatabildim mi? Kuvvetle seven bir kadın, bir başka erkek karşısında daima biraz sakattır. Nekadar zorlasam, nekadar uğraşsam eski sevgimin yakıp yıktığı gönülden yeni bir tutunak çıkaramıyacağım. Acı çeke çeke, sevgisiz kaldığı için korka korka, kıskanç- lıktan kıvrana kıvrana bir gönül böyle yo- tuldu bay Fuat.. Gönlüm sevmekten, acı çekmekten, saadet denen e peşinde sürüklenip gitmekten yoruldu.. errin, öhüns sıralanan ik Yeşi kâğıt lari elleti arasina aldı. Kalbinden eline he gelire dökülmüş; satırlar ince, karışık gizgiler halinde biribirine katışmışlardı. Duyuşlarının yete serilişini bir kere daha görmek istedi. Bakışları yâzılarının ine e rn bağen büldniyor; bazen kara- iyor PN Sevdiğini, onü yana yana kalbine alıp asil başına birçok şey bağladığını sezdirmeinişti. Fakat ne olsa, ne de olsa yabancı sayılan ve daime bir yabanci gibi uzak kalmağa maliküm olan genç adamâ bu mektubu yollamak doğtu olamazdı, Kendisinden hiç birşey beklenmiyen ve kendisine hiç birşeyin sezdirilmesi doğru ölmiyan bir erkeğe içyüzünü bu kadat göstermek iyi değildi. (Parmakları ince yeşil ik a Di sonra hepsini ezdi, hirpa mra paramparça ederek kâğıt. sekerle atkı, Fuadi niçin uzaklaştirmik istediğini halâ en ince noktalarına kadar atılıyama- maktan gelen bir şaşkınlık ve üzüntü içinde yatağına girdi. Gözleri saatlerce 20 açık kaldı. Dışarıda sesi dinen geceye, yarının işlerine ve yapacağı, bağlı kalacağı herşeye uzaktı, Halinde bütün bir hayat- tan el etek çekmiş insan yavanlığı vardı. e bir evetin ucuna takılıp kalan saadet ışığı halâ yanmıyor; yanmak için ç kadının sıcak kalbinden bir işaret beklemekte devam ediyordu. # ** — Allio.. yola çıkacağınızı soracaktım. — Emirlerinizi bekliyorum bayan Ber- Bonjur bay Fuat. Ne zaman rinl — Düşündüm, çok düşündüm bay e ç kadın biraz yutkundu, Telefonda birdankiza kırılan, güni bir yürek gibi titriyen ölü bir ses inledi — Anladım bayan Berrin, Başka bir- şey söylemeyiniz, in üzmeyiniz kendi- nizi demek isliyor — Şunu gözlemek istiyorum ki... — Beni sevmediniz. Bu, zaten zorla olacak birşey değil ki.. Maamafih size büyük bir teşekkür borçluyum. Çünkü çok mert bir kadınsınız. Daima, ilk dakikadan bu pil hasırlayan vaziyetinizi muha- faza ettin Bende size çok yakın bir dost duygusuyle bağlı olduğumu söylemek istiyorum. — Mersi, onada mersi... bir rica. Yarın al İzmire hareket edeceğim. Son saatte birkaç dakika için sizi görebilir miyim? Nerede görebilirim sizi bir kerecik daha bayan Berrin? Nerede görebilirim?.. Telefonda tatlı, yumuşak ve çok seven bir erkek sesinin nasıl titrediğini, nasıl gözyaşlarıyla dolduğunu anlamak güç değildi. Berrin'in içi titredi, Az daha bu kadar içli, bu derin sesin sahibine: «Gel, ikimize de yazık. Her düşüncenin ipini koparalım, kendimizi gündelik bir yaşayışa bırakalım, İleride bizi bekliyen akıbet nedir bunu hiç düşünmiyelim, aklımızdan bile böyle birşey geçirmeden yaşıyalım. Zaten geleceği kuvvetle düşünen insanın saadeti içine sinermi hiç?..» diye haykıra* caktı. Sizden son Yan odadan küçük İunganın hırçın Besi geliyordu! — Remziye gözüm görmesin. Genç kadin silkindi, hayatına bağlı kalan bu iki başla bir başkasının yaşayı: şına katılmak, pürüssüz bir gönül dinlen- mesini vermiyecekli kendisine, eni bir âleme Hikmet a4; ö âlemin tatlı veya acı safhaları ile yüzyüze gelmekten korktu. Ne olursa olsun yehi bir yolculuğa çıkacak kuvveti kendisinde bulamıyordu. Fuat cevap bekliyor; genç kadıni bir kere daha göremiyecek diye belli ki içi titriyordu. Berrin acı bir öesle abla, bir daha bu treni — Yarın akşam rıhtımda görürüş Bay Fuat. Diye inledi. Genç adam,kırık cümleciklerle teş ederek sustu, Berrin, masanın başında, pek büyüj şey kaybetmiş bir insan perişanlığı | il dakikalarca kendini toplıyamadı. Mü Tophane rıhtımı.. Vapurun kalkmasına bir saat var, Genç kadın insan kalabalığını yat kalbi çarpa çarpa ilerliyor. Kendisine doğru adetâ koşarak ç Fuadın yüzü ne kadar soluk ve baki nasıl karanlık. Arka güvertede iki hasır koltuğa şılıklı oturdular. İkiside konuşacak | değildiler. Söz dudaklarından belki hıçkırık olup süzülecek. Berrin içinden düşünüyor * «İkimi yazık oldu, çok yazık oldul diye ui sessizliği dağıtmak için şuradan bun konuşmak istediler. Fakat son saalın kikaları okadar çabuk geçiyor ki; kı rinden, yaralı gönüllerinden son bir lime, son bir istek varlığını, iki Se iradenin süzgecinden kurtarıp döküğ mi ıc Birinci çan yolcuları ve yolcu uğurlamağa gelen herkesi ayaklari; İkisinin de yanlarında kaynaşan kalak, görecek kuvvetleri yok, ne ağlıyan gü, ne fısıltı halinde geçen konuşmalar, gi sabırsızlanan küçükler onları ii rabiliyor. Berrin yerinden kalktı. Artık mi çıkmak lâzım, Titriyen küçük elini adamın ateş gibi yanan avuçlarına bel Bu birleşme, bir saattir çözülmiyen biy kördüğümünü bir anda açtı: la — Gidiyorum Bayan Berrin, ç bunu &iz istediniz, Berrin: «Kal desem, küçük bir kalip bir tek kelime ne olur. Bunu söyleği okadar güç mü?» diye düşündü. Fakat pu içindeki dikbaşlı ikinci sesi: «söylemi lüzumundan fazla kolay; fakat ilerisi fe diye güğredi. tü — Şunu bilmenizi isterim ki, sizi bele için, yarın için değil bütün 'bir ömür'ül sevmiştim. Size bağlılığımın derecesini! le, sesle ifadelendirebilmek mümkün ğildir. Gidiyorum, sizden uzaklarda ni. boş, pek manasız bir yaşıma başlıyıır benim için, bundan sonra geceleri güzel rimi göklere çevirerek bakişlârınızın işi yıldızlarda arıyacağım, V gârı, sizden bir ses getitiyormuş gibi yer dıracak beni.. her akşam katanlığı tahiel mül ira bir ümitsizlik halinde içişi çökeci ii bünlar romantik gibi görünüyüş Fakat ne yapayımki bu böyle ole: Bayan Berrin. Biraz tuhaf, hattâ gri

Bu sayıdan diğer sayfalar: