1 Mayıs 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 26

1 Mayıs 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mimle MR IN 11l Miili ÇIRPINAN SULAR ROMAN: 33 — Beni afletmenizi rica ederim, dedi, Sinirlerim çok bozuk, Ne yaptığımı, ne söylediğimi bilmiyorum, Belki tedaviye, yahut uzun bir dinlenmiye ihtiyacım var. yn Hem çok, pek çok yorgunum. onra başı ile selim vererek odadan Ni Annesi Behini aldı gitti, Bir iki hafta geçli, Ne Sermed karısını ordu, Ne onlar seslerini m a İçkili lokantalarda yemeğini yiyo yarılarından #onraya kadar ida kalı. u. Sefil bir sarhoş gibi eve geldiği zaman kendini rastge İe ir yere atıyor, sabahlara kadar sızıp kalıyordu. Yirmi gün sonra Behin telefon elli: hafta, ârıs — Hâlâ bi geçmedi mi? — Anlayamadım? — Yirmi gün karısını arayıp sormiyan bir erkeğin sevgisinden, samimiyetinden haklı olarak şüphe edilir değil mi? — Bir adam ki karısı tarafından alçak diye tavsif edilmiştir. Ne yüz ve ne hakla arar sönrü o kadını — Rica ederim. Eskileri o karışlırma yine, Herşeyi bırakalım artık. Bü akşam gelip beni alırsın değil mi Ti yok. — Ni için — e sonra bir konferansa gide- , ceğim, © — Bu, belki de gelip beni. alınamak için bir bahanedir. — Nasıl telâkki Elsen Telefon şiddetle kapandı. Sermed derin derin düşünmeğe başladı. Ne yapıyordu ; bu aksiliğin, bu gecimsiz- liğin sonu nereye varırdı? Üstünden henüz bir yıl geçmemiş böyle bir evlilik haya- tından insana hayır gelir mi idi? Bu kadar genç, bu kadar güzel birğ kadının, hiçbir maddi endişesi olmıyan bir aile bu manasızlıklara daha etmesi mümkün olür mu? Bunları ince ince düşündükten sonra yine adam şende | diye omuzlarını silkti. iznin fazla tahammül de ir şi aa am ymm aa maa e Li İl yin : a LANAN MM MMA Ea MÜKERREM KAMİL SG Ne isterlerse onu yapsınlar, Ellerinden ge- leni geri koymasınlar, Bundan sonra dün- ya bana vizgelir, diye kendi kendine söy» lendi. kalbi ile, ne de vicdan ile yüz yüze gelmek istemiyordu. Vaziyeti hangi cepheden ele alsa haksızdı. Bir kadını Onu ilk gördüğü dakikada sür'atle başlıyan bu sevgi, bugün meşum bir iptila halini almıştı. Madem ki bu böy- le idi de ne diye kalkıp bir başkasına bakmış, bir başkası karşısında zaaf duy- muş, tecrübesiz bir kızin kaprislerine uy müş, kısaca yolundan sapmıştı £ Mademki çıldırasıya sevdiği kadın, şimdi kendisinden usanmış, kapıyı çekip gitmişti. Şu halde arkasından böyle “deli ivane olmanın lüzumu varmı idi? kaçan, soğuyan, evlilik hayatından usandığı için çıkıp giden bir kadının hatıralarile yanıp kül olmak budalalıktan başka ne idi Peki ikinci defa ne diye evlenmişti? Bekâr hayatı içinde tatmin edilemiyeceğini, yine bir parça sevgi ve şafkata muhtaç ol- duğunu ileriye sürerek bir başkasına el uzatmıştı. Yahut daha doğrusu, kendisine uzanan ellere tehalükle koşmuştu. Nahide onu sıcak bir yuvanın hiç bir yerde eşine rastlanmıyan. mes'ut hevasına öyle bir alış- tırmıştı ki, genç adam işinde, evinde, top- lantilarda, eğlence yerlerinde, hiçbir yerde tutunamıyor, varlığında tahammül edilmez bir boşluk Sile Alışlığı hayatı, yine ayni şekilde ve belki daha tatli olarak bir başkasında b lackimi ummuştu e gaflet... Madem ki olan olmuşlu.. Şu halde, şimdi bu genç kadının kıymetini bilmeli, onu. sevmeli, mes'ut etmeli ve hayatını onun ârzulari yolunda harcamalı değil mi idi? seviyordu. in en doğrusu bundan başka birşey olamazdı. Olamazdı ama, işte yapamıyor- yi, dürüst ve bağlı bir koca olmak bir kere daha elinden gelmiyordu. Kalbi: «Sen neyi ve kimi sevdiğini, ki- me bağlı kalacağını bilmiyen bir serserisin|» diye onu horliyor ; vicdanı; *Hayatına karı- şan iki kadına da ıstıraplan, şukutu ha- yalden başka ne verdin ? Sen de adi hir- sizlardan, canilerden başka birşey misin? » diye onu muaheze ediyordu, Günler geçiyor Sermed gittikçe nazik bir şekil alan hususi hayatını tamire yelteniyordu, Bir gece eve döndüğü za- man karısını karşısında buldu, Ürkek bir çocuk gibi kocasına sokularak * — Kabahatliyim, dedi. Sana o fena sözü söylememeli idim. Ama biliyor musun ki beni çok kırmıslın. Hayatında yeri olan, varlığını sevgine hasreden bir hisleri ile oynamanın tehlikeli lere elbet müdrik bir insandın Serme — Peki Behin. HEpN bitsin. Unutalım. Genç kadin bir kuş yavrusu gibi ko- casının kollarına atıldı; hem be herşeyi diye ağlamağa başladı. adinin artık. — Unutalım, psini, unutalım Sermeğİ.. Sie okşamamak, Onun inasum varlığı önünde mazi hatıralarını unutmamak hak- sızlık olduğu kadar delilikti de... Ama ne ki hatıralar zinciri daha zorlu, hatıralar e daha derindi. Bu zoraki Ml manın temin ettiği be- raberlik aksık adımlarla ya yürüdü ve birgün yine arızaya uğradı Bir gece baloda idiler. Behin her za manki gibi dilediği şekilde eğleniyor, içi yor, dansediyordu. Sermed pek nadir ve ancak karısının arzusu ile dansa kalkıyordu. Ağır bir tangoyu beraber yapıyorlar» diki gözleri dansedenler arasında bi kadına ilişti. Birden irkildi, Rengi, yüzü- nün çizgileri ve gözleri ba bambaşka olduğu halde bu kadında bir parça Nahidelik döndüğü zaman. Boyu, vücudunun arkadan görünüşü, ls- mamile o idi. Adımları dolaşmağa başladı. kına vardı, O için i yi e e Genç ve makla beraber bu hissinde yanılmıyordu. Tehlikenin geldiği tarafı tamamile kâvr- mış bulunuyordu, Zaten kocasının hayali dünyasına hakim olan tek kadını anlamak > fazla zekâya ve iğ seziş kabiliyeti- e de pek lüzum yoktu Sermedin li kağan ediyordu. Nihayet genç kadın dayanamadı, Hırçıt bir sesle — Ne oluyorsun Sermed? dedi. Aysk larıma' basıp duruyorsun, # em — Hayır, hayır m delim, Genç kadın asabiyetle e 5 larından sıyrılarak pistten ayrılmağa b mim, kal tül olar tlint konu

Bu sayıdan diğer sayfalar: