18 Ocak 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

18 Ocak 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YARIN Adli Yeğen paşa Âyan | reisi Kahireden yazılıyor: Yeni intihabatta ekseriyet ka- | zanan Vefit fırkası Lideri Mustafa 'Nühhas paşa kabinesine terki “mevki eden kabinenin Reisi Âdli Yeğen paşa Ayan riyazetine tayin olunmuştnr. Şeker'kamışı kmisyonu Kahireden btsiriliyor: Eski gümrük tarifasinde şeker- den alınan ıiıılıuhye resminin azlığı cihetle Avrupa ve Amerika şekerlerinin rekabetine maruz kalan şeker fabrikalarının imalâti azaltmalarından dolayı bazı yer- lerde şeker kamışı ziraati terke- dilmişti. Yeni gümrük tarifesi rakabete bir dereceye kadar mani olacağın- dan seker imalâtının artırılması kamış ziraatinin tezyidi, şimdiye kadar vukubulan zararın tetkiki için Maliye Nazaretinde dir komis- yon teşkil edilmiştir. Ahlâksızlıkla mücadele Kahireden yazılıyor : Son günlerde Kahire ve İsken- deriye sokaklarında bir çok ahlak- sız kadınların adabi umumiyeye muğayır hal ve hareketleri şayani dıkkat bir derecede çoğaldığını gören hükümet bununla mücade- leye karar vermiştir. Fuhş ile en ciddi veen muvatf- fak bir tarzda mücadele edenlerin İngiltere kadın polisleri olduğun- dan Mısır polislerine bu mücadele tarzını ögretmek üzre İngiltereden iki kadin polisin irsalini Mısır hükümeti Londra polis müdirli- ğinden talep etmiştir. En muktedirlerinden olmak üzre intihap olunan iki kadın polis İngiltereden hareket etmişlerdir. Bunlar, refakatlerine verilecek yerli polislerle beraber İskenderi- yede mücadeleye başlayacaklardır. Mısır gümrük varidatı İskendleriyeder'yazılıyor ; Mayıs iptidasından Kânunusa- ni iptidasına kadar sekiz ay zar- fında Mısır gümrükleri varidatı 8,284,131 Mısır lirasına baliğ ol- muştur. Geçen sene aynı müd- det zarfındaki varidat 8,314,135 lira Idi Vapurda kavga çıktı 2 amele yaralandı Haliçte Preveze vapurunda “Ateşçi Şükrü ile Hasan bir iş me- eslesinden kavgaya tutuşmuşlar, bütün vapur mürettobatını ayak- landıran bir arbedeye sebebiyet “Alelâde bir lisan münazaasile başlıyan kavga süratle büyüyerek 'küfür, tokat, yumrük mücadele- *#inemüncer olmuştur. Asabiyetini yenemiyen Şük- Fi biçağımı çekmiş, Hasan da e- “İne geçirdiği bir dersirle arkada- “Hinin Üzerine atılmıştır. ü:-vnyı ayırmağa teşebbüs Si Vapur mürettebatı henüz hiç tey yapmağa muvaffak ola- Nüluı Bir sırada iki hasım bo- ğaz böğaza gelmiş, Şükrü,Hasanı bıçakla, 'Hasan da Şükrüyü de- mirle cerhetmiştir. Lökantada kavga “Evvelki gece Beyoğlunda bir Tokantada seyyar koltukçu Petro İrak hükümeti ve Necit asileri Basradan yazılıyor : İrak hükümeti Necit hududu- na yeniden toplar ve mitralyöz- le müsellah kuvayi kafiye gön- dermiş ve asilerin İrak dahiline iltiça etmemeleri için takyyüt olu- nmasını emretmiştir. Çölden alı- nan haberlere göre Necit askeri ile İrak arasında henüz bir mu- sademe olmuş isede kuvvetlerin tehaşşüdü asileri korkutmuş ol- duğundan büyük bir kısmı da- gılmıştır. Bitaraf mınlıkada ka- lan vusat binden fazla değildir. Filistinde yeni bir fitnemi çıkacak Ş9Kadüsler bildiriliyor: Burada yeni karışıklıklar vu- ku bulmak üzeredir, çünkü Arap- lar ile yahudiler birbirine karşı tam ve ithamda bulunuyorlar. Bunun devamı iki taife arasında vahim vakayii intac edecektir. Kudüs Müftisine karşı vaki olan sui kastın yahudiler tarafın- dan tertip edildiğni, binlerce liralar verecek birkaç — katil Arap tedarik ettiklerini Araplar iddia ediyorlar. Filistinin şimal taraflarında, Suriyeden gelen Dürzilerin- ilti- hakile kuvvet bulan arap usatını tenkil etmek icin Şarki Er Ingiliz askerinden iki tabur sevk- olunmuştur. a e 'Türkiyenin İrak sefiri Bağdutlarn yaziliyor: Türkiyenin İrak sefiri Tahir bey 3 kânunusanide Kırala iti- matnamesini takdim etmistir, yakında Bağdat ile Ankara ara- sında ticaret, ikamet muahede- leri müzakeratına başlanacaktır. İrakın yeni Ankara sefirinin GaziPaşa Hz, tarafından mutan- tan surette kabulü bura mehafi- linde meserretle kıııılınmllhf- Yeni gümrük tarifesi Kahireden bildiriliyor ; Kendisile müzakere - edilip muvafakatleri alımnmaksızın yeni gömrük tarifeleri yapılmış olma- sına ecnebi devletlerin itiraz et- tikleri söyleniyor. Mısır hükümetinin bu hususta salahiyeti olduğu cihetle bu itiraz- lara ihtimal verilmemektedir, ile Kılk;ıyılı Mustafa kavga et- mişler, Mustafa Petroyu yarala- miştir. Hadisenin sebebi meçhul- dür. Damat Feridin evinin hamam kazanı çalındı din yalısına Kadri, Mustafa, İhsan, Şükrü isminde 4 hırsız girmiş. yalının hamam kazanını parça parça ederek nâkletmisler- dir. Kazan parçaları ve hırsızlar ele geçirilmiştir. Bir gizli ev kapatildı Taksimde Tarlabaşı cadde- sinde oturan Sabihanın geceleri evine küçük kızları toplıyarak fuhşa teşvik ettiği polis müdiriyeti zabıtai ahlâkiye memurları tara- fından haber alınarak evveki gece ansızın Sabihanın evi aranmıştır. Sabihanın evinde görülen ka- dınlar hastalıklı olduğundan has- taneye teslim edilmiş evde zabı- toca mühürlenmiştir. | Bakkal niko 'dende | tefine olarak Kontinantal otelin- | de bir ziyafet vermiştir. Bu ziya- | fettc yerli ve ecnebi birçok mu- | teberan, ülema ve 'udeba hazır bulunmuşlardır, y | Bir mermer direk | ” .....> tevkif edildi Geçenlerde,Tatavla caddesin- de dükânmdaki eşyayı fazla bir meblağla sigorta ettirerek, sigor- ta parasına lamaan yakan Niko müstantiklice tevkif edilmiştir. Niko kendi dükânının kasten yaptığı sırada komşularından beş kadar dükân ve evde beraber yanmıştır- Niko ile bazı eşhas ve sigorta- cilar hakkındada tahkikat yapıl- maktadır, Sarhoş kendisini ne zannetmiş Dün geceŞehzadebaşında Hü- soyin Hüsnü işminde bir şahıs sarhoşlukla Aziz |ve Celâl ismin- de 2 kişiyi dövmüş, ve yaralamış, kendisini merkeze götürmek iste- teyen polis Buryhan efendiye tek- me atmıştır. Hüseyin bütün bu işleri yaparken “Ben polis müdü- rünün damadıyım,, diye bağırmış- tır. Mısırda Arap müdafilerine ziyafet Kahireden Yazdıyor : Buradaki Filistini mudafaa cemiyeti kânunusaninin beşinci günü akşamı, Filstindeki İngiliz tahkikat heyeti huzurunda Arap- ları güzel bir sürette müdafaa eden #e ikmali vazife ile kahire- ye avdet €yliyen İngiliz avukat- larından M. Stuger ve M. Sze şe- bulunmuş İskenderiyeden bildiriliyor ; Belediyenin, Seyit Abdurrez- zak Mescidinin kıble cihetinde küşadına karar verdiği yeni yolda çalışan amele yedi metre uzunlu- ğunda bir mermer direk bulmuş- lardır, A Keyfiyet derhal müze mi N yetine haber verilmiş ve bulunan direk ve saire tetkik edilmek üz- re tahtı muhafazaya alınmıştır. Bu bulunduğu mahal büyük İskenderin Mezarının bu- lunduğu) zannolunan yere yaknı- dır. İranda kömür Madenleri Tahrandan bidiriliyor * İran Nafia nezâretinde müz- tahdem maden mütehassısı Müs- yü Hofman diyorki kömür ve de- mir madenleri tüharrisine sarf- edilmekte olan metai mühim ne- ticeler vermiştir- 'Yok zengin kö- mür madenleri bulunmuş ve işle- tilmeğe baslanmıştır. Birkaç sene sonra İran kömür ihtiyaçlarını kendi madedlerit'den temin ede- cektir. Müsyü Hofman, bu madenle- rin İşletilmesine Müteallik husu- sat için AlmanyaâYA âzimet etmiş- tir. İranda rüşvetle mücadele İrandan yazılıyor: İranda yeni bir âli teftiş ida. resi teşkil edilmişlir. Bu teftiş idaresi Vekâlet ve diğer mühim müesseselerden azalar bulunmak- tadır. Yeni teşkil edilen teftiş heyetinin vazifesi, hükümet me- murlarının ahaliyi tazyik ve rüş- vet almalarının ohüne geçmek ve bu sahade muayyen tedbirler | ittihaz etmektir. Teftiş müessesesinin reisliğine | Adliye vekili tayin edilmiştir. SON RUYA O, oakşam, çöken güneşin ışığına bakarken, sevgilisinin eli- ni tulmuş boğuk bir sesle : — Cevat demişti, Cevat.., İlâhi aşkımızın, şu söğük dalları altında öten sesini dinle. biata bak, sanki bize tebessüm ediyor,.. Güneş, sanki bizi kıska- Diyo.... Ufukların serin ruzgâr- ları sanki kulaklarımıza diyor ki — Mex'ut çocuklar, daima bir- birinizi seviniz... Genç kız, heyecanla başını indirirken bir çocuk gibi hıç- kırmıştı : — Cevat, diyordu. beni hiç unutmiyacaksın değilmi ? Orada yine beni hatırlıyacak, yine bi- zim masum aşkımız içim yaşıya- caksın degilmi ?.. Siyah saçlı bir baş, hıçkıra hıçkıra bu kumral saçların arasına gömülmüştü. Dudakları, bu; ıslak gözkapakların ateşiyle kurutur- ken diyordu ki : — Neclâ, sen benim kalbi- min ziyasısın... Sen benim daimi güneşimsin. Ben seninle datma hayatı göreceğim... İşte şimdi, ruya gibi gözlerin- de uçuşan o canlı manzara, o 1ö- , Pmiyen aşktan bir sene sonra genç kızın ruhunda el'an,aynı se- heriyle yaşıyor, ' yaşıyordu. Heyhat...Aşk dediğimiz bazı sevgiler pek çabuk söner. Onlar - tıpkı bazı güzel kış günlerinde bayali ve ürkek ziyalar saçan güneşe benzerler. Biz onların ve- fasına inanır, simaya bakarken güleriz. -Heyhat, onların vefası çok azdır. Ani bir bulut, siyah bir karaltı, pembe ziyaya mağ- mum kanatlarını gererken biz yığılır ve deriz ki ; — Sen bir ruya, birhayaldin, Saçtığın ışık, ölen bir von,:l:ıhı *on tebessümü kadar süreksizdi. Cevat, Avrupanın sefih muhiti arasında, İstanbulu, kendini bek- liyen güzel aşkını unutmuştu bile. Bir akşam, soluk renkli bir zarf, ona yakın “maziyi uyandır- rlh çalışırken, o, Neclânın umral başını, siyah, iri gözlerin- den sızan damla, damla yaşları ve onun : — Hani aşlıımızın terennüm- leri diyen hazin sesini işitir gibi olmuştu. Fakat bu hissediş öyle seri, öyle atıl olmuştu ki, kâlbinde hiçbir. iz bırakmadan- bir anda süzülüp gitmişti... Zarfı açmış, mextubun titrek çizgilerini kalbi çarpmadan okumuştu. O diyordu ki : — “ Cevat, ben burada her akşam birleştiğimiz söğüdün serin gölgesinde seni düşünüyor, o #ön- miyen akşamın hatırasında Çır- pınan vaitleri duyuyorum,... vel, has.... Genç adam gülüyor. Hangi vaitler ? Cevta hatırlıyor... O, o akşam genç kızı göğsüne çekmiş, saçla- — “ Neclâ, seni ıevoaçlıı » demişti.... Bu vait değil mi' Her genç erkeğin her genç kıza söylediği, asırlardan beri deiğşmiyen sözler değil mi?.... O esnada telfon sesini işitt. [ Koşup açtı. Şimdi yüzü gülüyor, Maziye itiheft gözleri parlıyor... Kalbi çı du... Genç ve fettan bir V | dilberi onu çagırıyordu.... & — “Bu gice seni muh “Muzik Hol,, de bekliyorum kın adam diyordu. Onun arzusunu yerine #? memek Cevat için ne müşkülü Kabul etti, ve o gece, Vij dilberin yeşil gözleri, müt! endamı karçısında valslerini dinledi. Onunla , Şampanyanın baş * dürücü soğukluğunu yutum, ? tum, asabın alevini teskin edeiçmek, ... güzel türk sarhoş etmişti. Hele yeni sevgilisinin sesiyle telaffuz edilen sö kapılmamak ne güç şeydi. ve canlı göksüne, Cevat, ve dumanlanan başını köft Kollarını, onun ince beline dol ve damarlarında cevelân muhteris kanının alevini Kameryenin, loş sarn ları altında dalgın, geçen ların hayallerini ko m gibi gözlerini kapamış, düşü Neoclâ ... Küçük kardeşi Ş lekesiz sesile uyandı. silkindi. Şebabın sözlerini, de gibi işitiyordu. ablacığım ... Neden' b zunsun” güzlerine bakarak, yavaş, kekeledi : Y — Mahzun değilim, sen lıyorsun Şebab dedi. ç O, oniki yaşının bütün V |dile, sarı başıni salladı : d — Mahzunsun abla, ' nemli, ağlamışsın. Bana d söylesene, neden böyle - sun ?... " Genç kız, uzun uzun içini € ti.Dertleşmek ... İste onun! WMF , özlediği yegâne #” . -Fakat kimle ?,.. 4 yaşındaki küçük, çodlikla Oh,:». heyhat... onun aşkı daf gizli, örtülü idi. Onu bilmesini istemezdi. ve cekti. Bugün,-ondan haber üç ay oluyordu. Unutul biliyordu. Kaderine bağlı, tına boynunu iğmiş, kimsi) kâyet etmiyordu. Şebab teki — Mahzunsun abla, di) Sen, Cevat ağabeyin gideli ripleştin, eskisi gibi olmıyd? onun yokluğumu seni böyle - kedder ediyor ?.. Cevat, * | uzak akrabalarındandı. O küçüklüğünden beri görn Ç “mumış, sevmişti . . , Genç kız başını salladı: — Oh,...hayır. Yı sun Şebap, dedi. Mahzun Haydi, sen oyununa . gi : yalnız bırak, olmaz mı? .« * Çocuk uzaklaştı. O, yip” maşıkların altında yalnız: * ç günleri o, sönmiyen gıkladı. ., V Aradan üç sene geçti F Çi sene zarfında, ondan ne Pİ'

Bu sayıdan diğer sayfalar: