A Avokat Mahareti dolayısile meşhur olan avokat Löblon, iri Vande erinden bir tane evinde . Hüriyetten hoşlanan bu a uşağın dikkatsizli- #inden istifade ederek evden ka- çarfakşama kadar sokak sokak Sendkdi, acıkınca da ma- hnhhdı in kasap dükkânları etra- d“hll'.k bir. sırasını bulup | en kocaman et parca- Tartaraşırırdı. Hele kasabın biri, ne adeta — musallat olmuştu. Adamcağız ne kadar malını ko, Tusa, mutlaka bir şeyi kaptırırdı. Bu halden her nelkadar ilâl- YİP yaka — silkiyorsada, Metr Löblon o dernıd: nufuza * malik ve hürmete mazhar bir zat- tıki, o ane kadar başkaları gibi © da sesini çıkârmamış ve cesa- Tet edip kendisine şikâyete gide- Memişti. Fakat her şeyin bir so- Bu vardır. O sabah hayvanın ko- €a bir but kaptığını görünce da- Yanamıyarak avukalı görmeğe BİLÜ ve kurnazlıkla, köpeğin ki- | min mali olduğunu gizliyerek, BÜYA Işi danışmak iİçin gelmiş gi- geleni anlattıktan son- Ta: — İlk defa değil ki efendim dedi, her vakit bir şey kapıyor, kâh bir dalak, kâh lop et , .Bu günde enalâ butlardan birini götürdü! Böyle devam ederse ne yapacağım ! — Öyle ise köpeğin sahibine Tesmen bir ııııırıı:. ıöıd:ıı V« yalnız but için değil hayvanın © kadar aşırdığı etler için Zâarar ziyan iste. Ğ — O zaman benim paramı te- X€ etmeye razı olur mu? — Canım, Red ederse borcü- meye mecbur ederiz! — Fakat istediğim para da tutacaktır. — Sana nel Sen- hesabını Yapta.. ücreti Fransızcadan Avokat gülümseyerek : — Bunu daha evyel söylesey- din ya ! dedi ve çekmesini çekip içinden bir bankanot aldı kasa- | ba uzattı. Adam, ağzı kulaklarında Metr Löblonu yerlere kadar selamla- yarak, teşekkürlerle kapıya doğ- ru ilerledi. Tam çıkacağı sırada, avukat : — Ey ! gitmekte ne öyle ace- le ediyorsun dedi. Ufak bir mu- amele unutuyorsun ! — Ne ğibi muamele ?,., — Haydi şaşkınlığa vürma ! Söyle bakayım, istediğin parayı ben sana vermedim mi ? — Evet efendim! Allah ömür- ler versin | Borcumu böyle hemen te- diye ediverince artık senin bana resmen tebligat yaptırmana ha- cet kaldı mı ? — Aman efendim bu nasıl söz | — O halde ne diye bana kar- H aynı surette mukabelede bulun- miyorsun ? Hakkını vermekliğin için sana mühlet vermemi mi bekliyorsun ? kasaplar nasıl hava ile yaşamazlarsa avukatlar da öy- ledir, ve tıpkı bütün fiatı gibi, verdikleri reyin ücreti vardır, Kasap mahcubiyetinden kızar- mıştı : — Pek doğru efendim dedi. Affanızı tstirham ederim. Borcum ne kadarsa vereyim ! Metr Löblon muzip muzip gü- Tüyordu : — Başka müşterilerimden al- dığım ücret oldukça yüksektir, fakat seni- dost addettiğimden tenzilât yapacagım. Bunun için 10 lira ile borcunu ödemiş olursun! — Sekiz lira istersem olur mu? |(© * — v — On dersek daha Iyi olur. (£ Ümit Yıldızı —Ya öyle mi !.. Bunu sizden i Her çucuk yurdunun bir beni çok memnun etti. O |E ümit yıldızıdır. Fakir ve kim- halde hakimin huzuruna çıkma- |5 #esiz çoçukları düşünen Hİma- #a hacet yoktur Verdiğiniz hükmü kabul ediyorum, binaenaleyh siz bana 10 Hira borçlusunuz, çünkü _Ctl." çalan sizin köpeğinizdir. AAA KEMALİN SOW CÜÖNLELİ 5 yel Etfale 23 nisan Çocuk Haf- $ tasında yardım, bu ümit yıl £ dızla: l:nııılnvn meneder, MEmı A 0488x2420:AYHAN - Tefrika numarası:24 başında bıraktı. Kendi ka- =.ım. zili çaldı. İçerden ses Verenlere: ($) beyi sordu. — Evdedir efendim. Siz kim- *iniz ? Dediler, dı-m Bey dişardan cevap ver- — Ben Biraz kendilerini gör- çi İstiyorum, Lutfen haber Srmenlzi rica ederim efendim. iğlk aati İi aa A e < K ! mış, namuslu bir zat idi, sa milli mücadele İD"dıBIıîı ; büyük yararlıkları görülmi Bunu (Z) Bey de biliyordu. — Beyefendi, sizi vl ettim. Bir müşkülümüz '_:_":(': mal beyefendiyi tabit nt Kendilerine hususi bir emanet Bvardır. Evlerini bilmiyoruz, Hal- buki Kemal beyfendiyi mütlaka bu gece görmekliğim lâzımdır. Acaba nerede oturuyarlar ? ma- Tâmatınız var mıdır ? ($Ş) Bey, kendisine sorulan şeylere dair birşeyler biliyor miy- YARIN | Fındıklarımız düzeliyor | Geçen sene - kırılmış findık | mahsulu neden 40900 çuval fın- | dık elde edilmiştir. Halbyki umum Jındık mahsu- lulü 93000 kantardır. evvelki se- nenin hasılâtı ise 350000 kantar idi. 1927 senesinde ( 1 kantar 77 | kilog. ) dı 93000 kantara muka- bil 5,30 tan yani 66000 çuval fın- dık için elde edilmiştir, Son senedeki fındık İstihsa- lâtını Tazalması fındiklara arız olan hastalıktan ileri gelmiştir. Bu bastalığa Jransızca ( Crip togamigue ) denilmektedirki bü- tün Bahri Siyah havzasınPaki fındıklara tesir etmiştir. Fındıklarımız Hambugta Sif teslim edilmek üzre ( 150 ) şiline satun alınmıştır. Ayni zamanda 240 İngiliz lirasına vagon kapat- tırılarak satın alınmıştır. Mahsu- Tun evelce kurusu 450 İngiliz lira- sjna vagutlu satın alınmakta idi Son aylar zarfında fındığın kırılmışının okkası 150 kuruşa satılmıştır. Geçen senenin mashulünden İstanbul. fındık tacirleri elinde 300 çuval kadar. kaldığı 1920 k. evvelinde — yapılan tetkikattan anlaşılmıştır. Fındık ağaçları her sene ay- dı derecede iyi mahsul vermedi- ginde 1980 senesindeki fındıkla- rın dahi olacağı anlaşılmıştır. Fındık çıkan mintakalarda hükümeti — cumhuriyemizce her türlü tedabiri fenniye icra edilerek ağaçlarda — hasıl olan hastalık izalı edildiğinden fındıkcılığınız zın istikbali ilerilemektedir. Eskişehirde bir cemiyet Eskişehirde hayırlı bir cemi- yet teşekkül etmişlir. Bu cemi- yet tamamile hanımlardan müte- şekkildir. Cemiyetin ismi fukara perver hanımlar cemiyetidir. Hanımların teşkil eylediği bu | cemiyet kimsesiz muhtacı hima- ya ve fakir kadınların. maddi ih- tiyaçlarını izale, kendilerine yar- dım, sanat öğretmek, iş bulmak gibi hayırlı işlerle meşgul olacak- tır. Bu cemiyetin reisliğini kolor- “du kumandanı kâzim Paşanın re- fikelarile Eskişehir valisi beyin refikaları hanımlar yaPmaktadır- lar. Türk kadınları Eskişehirde ilk defa bu cemiyeti tesis etmiş- lerdir. Cemiyet Eskişehir kulübünde bir içtima yaparak heyeti idare lerini intihap etmişlerdir. | di? Bilmiyor miydi ? Yalnız : — Ben o zatın nerede otur- duğunu bilmiyorum. Esasen çok- tan beri yüzünü görmedim azi- zim, Zaten münasebetim şoyle böyledir ! Cevabını verdi. (Ş) Bey haki- katen Kemal Beyin oturduğu yeri bilmiyor muydu ? Yahut bi- liyordu da, göylemeği erkekliğine Yedlnıııım. miydi ? Burası ta- bil meçhul... (Z) Bey, yine ümitleri kırılmı$ bir vâziyete girmişti. Bundan sonra kendileri için yapılacak Iş, sâbalır beklemek, gündüz gözü ile tahkikat yapmak, sonra da Kara Kemal Beyi ani olarak bas- tırıp yakalamak idi . — Pek alâ Beyim. Sizi rahat- sız ettim. Teşekkür ederim. A laha ısmarladık. ğ Dedi. (Ş) Beyin oturduğu e Gnünden ayrıldı. Öteki sivil me- murlar köşe başında kendisini gee İtizar *a) (> — Münderecalimızın — çoklu- |? gundan dolayı bugün “Bektaşilik ': Şillik , — tefrikanızı — derce- g I;demedik Özür dileriz. .f’ Yuardende. AAA AAA SN ASN A, y Recep oğlu Ali Beyoğlu nufus | dairesinden çıkarmış olduğu 25 | tevellütlü nufusunu zal etmiştir. Yenisini çıkaracağından eskisi- nin'hükmü kalmamıştır. z Bir müadele z B Bakımsız yavru, Lakaydi, : Bahtsız yurt. i 5 Himayel Etfal, Millet Yardımı, : . Mesut mleket Ba --:ıııl:ıııı:ıı HunununANAN Mustafa efendi imamı tatbik mü- hürü zayi olmuştur. Yenisini yap- lııın?ımdıu hükmü yoktur. fa camii imamı | Eemin Cev Mustafa Bancila Hacı Arif zade | İsmail Hakkı Tayyare biletleri ve umum gazeteler bayil Çarşikapı N. 68 HENRENEEKENEARMEEENE Emniyet çenberi : Memleketin yavrularını bil- 5 gili, gürbüz yetiştirmek, * Ya- rın , emniyet çenberi altına almaktır. Çocuk haftasında & Himayel Etfale yardım bu çen- $ beri kuvvetlendirecektir. Sanannudanna auNaNALANENENTENANE Beyazitte tramvay makasında N. 158 dükkânda tayyare biletleri, kırtasiye ve umum gazeteler bayii Ali Ekber SŞ TETRRDEO, çe “KUR'ANI | Arabcası ile bi Müözeyyen cildlisinin hediyesi . Polis müdiriyeti :Ü:::ıeuı ııfııuıhn;ıl- nin lerisinde duruyordu. Hr murlar o kadar dalğın idiler .k, etomobilin kendilerini beklemi k- te olduğunu unutmuşlarcı. Alçal . sesle konuşa konuşa Poll:dı:mdl riyetine doğru yül'“ıul'lî) k.ın D aBai meseleri haber v Kemal Beyin meseleyi di lıp bir tarafa şavuşması! zaman, (Z) B. beklediğini haber verdiler sert :ı ciddi bir âmir olan Ekrem beyin yözü çıkmağa sıkılıyor- du. irdi; Ekrem beyin odasına girdiği an askerden gelme polis mü- dirini çok suratlı görmüştü. Ek- "-B'N;ıııl yakaladınız mı ? di- yye sordu. (2)B. : — İzini bulamadık, Nerede o- turduğunu bilen yok ! Büyük Türs Alimi Covğııp.q, mııı.._.m.. Lüğatı Kuraniyesini havi Osman Reşat inin tahtı riyasetinde bir heyet tarafından .:,u, .ılı:ı.;.a Bı:ııııkıılıı telamizinden Tevfik Bey tarafından tashih idilmiştir. İlahi eserin çok güzel bir eseridir ymak kâğıdlısı ve altun yaldızlısı 300 kuruştur. ::“ı.ı Türk neşriyat yurdudur Zayi Bir maaş cüzdanı, takriben kırk sene evvel bahriye mekte- binden aldığım şahadetname, nu- fus tezkeresi maariften aldığım tasdikname eski resmi mühürüm <altı adet fotuğrafım yoklama kâ- #ıdı bir küçük torba içinde icra | dairesileden şehremanetine kadar olan mıntakada kaybolmuştur. Bulan “Yarın, gazetesi idareha- nesine getirdiği taktirde mem- nun edilecekti. Kasımpaşa iskelesinde mar- kalı Hamallar kâtibi Ömer Sıtkı Ali karar heyeti riyase- tinden : İstanbul muhafızlığı muavin- liğinde bulunduğu esnada kuva- yi inzibatiye teşkilâtile meşgul ye nigahban ve kızıl hançer mensu- bini ile temas ve teşkilâtlarında bilfil calıştığından dolayi askeri heyeti mahsusasınca nisbeti as- keriyasi kat' olunan suvari kay- makamı Yusuf Ziya beyin kuva- yi inzibatiyeye nigahban ve kızıl hançer gibi muzur teşkilâta girdi- ğine dair bir kayit görülemediği ve kuvayi inzibatiye ile kat'iyen münasebeti ve teşkilâtına bir hiz- meti olmadığı gibi amal ve kuva- yi milliye aleyhinde bulunmadı- ği ve bilâkis muzur teşkilât men- sublarını şiddetle takip ve tevkif ve onlarlâ hem fikir ve emel ol- madığını ve aleyhlerinde bulun- duğunu bilfiil defeatle göstermiş mert bir asker olduğu resmi ve gayri resmi icra kılınan tahkikat ve tetkikatla tebeyyün eylemiş olmağla hakkındaki kararın re- fine karar vermiştir. — Ali Ekber Tayyare biletleri ve kırtasiye | Umum gazete bayii l Çemberlitaş civarında N. 2 dükkân KERİM,,İN n rlikte Türkçesi 200 kuruştur önüne baktı. beyin '.,= havadis çok 5.,,:2.!“_ l'!_lk- rem bey telaş ve endişe içinde : — Çok fena! Bu adam kaçar oğlum diye haykırdı. Evet, şim- di ne yapacaklardı? Eğer Kara Kemal bey kaçmışsa İstanbul zabıtası çok müşkil vaziyette kalacaktı, (Z) Bey: — Efendim, dedi merak bu- yurmayınız. Sabaha az kaldı. Bendeniz ve arkadaşlarım (R) (H) (M) (8) beylerle bizbu İşi mutlaka yapacağız. Kemal bey henüz uldan kaçmamıştır. şimdi deniz merkezine, dör- düncü şubeye her tarafa tebligat yapmamıza müsade buyurunuz Kemal bey, ancak İstanbulda saklanabilecektir. Yedi kat yerin dibinde olsa kendisini bulüp çıkaracağımıza bir defa daha emin olmanızı rica ederim. (Devamı var)