28 Şubat 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

28 Şubat 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A Avokat Mahareti dolayısile meşhur olan avokat Löblon, iri Vande erinden bir tane evinde . Hüriyetten hoşlanan bu a uşağın dikkatsizli- #inden istifade ederek evden ka- çarfakşama kadar sokak sokak Sendkdi, acıkınca da ma- hnhhdı in kasap dükkânları etra- d“hll'.k bir. sırasını bulup | en kocaman et parca- Tartaraşırırdı. Hele kasabın biri, ne adeta — musallat olmuştu. Adamcağız ne kadar malını ko, Tusa, mutlaka bir şeyi kaptırırdı. Bu halden her nelkadar ilâl- YİP yaka — silkiyorsada, Metr Löblon o dernıd: nufuza * malik ve hürmete mazhar bir zat- tıki, o ane kadar başkaları gibi © da sesini çıkârmamış ve cesa- Tet edip kendisine şikâyete gide- Memişti. Fakat her şeyin bir so- Bu vardır. O sabah hayvanın ko- €a bir but kaptığını görünce da- Yanamıyarak avukalı görmeğe BİLÜ ve kurnazlıkla, köpeğin ki- | min mali olduğunu gizliyerek, BÜYA Işi danışmak iİçin gelmiş gi- geleni anlattıktan son- Ta: — İlk defa değil ki efendim dedi, her vakit bir şey kapıyor, kâh bir dalak, kâh lop et , .Bu günde enalâ butlardan birini götürdü! Böyle devam ederse ne yapacağım ! — Öyle ise köpeğin sahibine Tesmen bir ııııırıı:. ıöıd:ıı V« yalnız but için değil hayvanın © kadar aşırdığı etler için Zâarar ziyan iste. Ğ — O zaman benim paramı te- X€ etmeye razı olur mu? — Canım, Red ederse borcü- meye mecbur ederiz! — Fakat istediğim para da tutacaktır. — Sana nel Sen- hesabını Yapta.. ücreti Fransızcadan Avokat gülümseyerek : — Bunu daha evyel söylesey- din ya ! dedi ve çekmesini çekip içinden bir bankanot aldı kasa- | ba uzattı. Adam, ağzı kulaklarında Metr Löblonu yerlere kadar selamla- yarak, teşekkürlerle kapıya doğ- ru ilerledi. Tam çıkacağı sırada, avukat : — Ey ! gitmekte ne öyle ace- le ediyorsun dedi. Ufak bir mu- amele unutuyorsun ! — Ne ğibi muamele ?,., — Haydi şaşkınlığa vürma ! Söyle bakayım, istediğin parayı ben sana vermedim mi ? — Evet efendim! Allah ömür- ler versin | Borcumu böyle hemen te- diye ediverince artık senin bana resmen tebligat yaptırmana ha- cet kaldı mı ? — Aman efendim bu nasıl söz | — O halde ne diye bana kar- H aynı surette mukabelede bulun- miyorsun ? Hakkını vermekliğin için sana mühlet vermemi mi bekliyorsun ? kasaplar nasıl hava ile yaşamazlarsa avukatlar da öy- ledir, ve tıpkı bütün fiatı gibi, verdikleri reyin ücreti vardır, Kasap mahcubiyetinden kızar- mıştı : — Pek doğru efendim dedi. Affanızı tstirham ederim. Borcum ne kadarsa vereyim ! Metr Löblon muzip muzip gü- Tüyordu : — Başka müşterilerimden al- dığım ücret oldukça yüksektir, fakat seni- dost addettiğimden tenzilât yapacagım. Bunun için 10 lira ile borcunu ödemiş olursun! — Sekiz lira istersem olur mu? |(© * — v — On dersek daha Iyi olur. (£ Ümit Yıldızı —Ya öyle mi !.. Bunu sizden i Her çucuk yurdunun bir beni çok memnun etti. O |E ümit yıldızıdır. Fakir ve kim- halde hakimin huzuruna çıkma- |5 #esiz çoçukları düşünen Hİma- #a hacet yoktur Verdiğiniz hükmü kabul ediyorum, binaenaleyh siz bana 10 Hira borçlusunuz, çünkü _Ctl." çalan sizin köpeğinizdir. AAA KEMALİN SOW CÜÖNLELİ 5 yel Etfale 23 nisan Çocuk Haf- $ tasında yardım, bu ümit yıl £ dızla: l:nııılnvn meneder, MEmı A 0488x2420:AYHAN - Tefrika numarası:24 başında bıraktı. Kendi ka- =.ım. zili çaldı. İçerden ses Verenlere: ($) beyi sordu. — Evdedir efendim. Siz kim- *iniz ? Dediler, dı-m Bey dişardan cevap ver- — Ben Biraz kendilerini gör- çi İstiyorum, Lutfen haber Srmenlzi rica ederim efendim. iğlk aati İi aa A e < K ! mış, namuslu bir zat idi, sa milli mücadele İD"dıBIıîı ; büyük yararlıkları görülmi Bunu (Z) Bey de biliyordu. — Beyefendi, sizi vl ettim. Bir müşkülümüz '_:_":(': mal beyefendiyi tabit nt Kendilerine hususi bir emanet Bvardır. Evlerini bilmiyoruz, Hal- buki Kemal beyfendiyi mütlaka bu gece görmekliğim lâzımdır. Acaba nerede oturuyarlar ? ma- Tâmatınız var mıdır ? ($Ş) Bey, kendisine sorulan şeylere dair birşeyler biliyor miy- YARIN | Fındıklarımız düzeliyor | Geçen sene - kırılmış findık | mahsulu neden 40900 çuval fın- | dık elde edilmiştir. Halbyki umum Jındık mahsu- lulü 93000 kantardır. evvelki se- nenin hasılâtı ise 350000 kantar idi. 1927 senesinde ( 1 kantar 77 | kilog. ) dı 93000 kantara muka- bil 5,30 tan yani 66000 çuval fın- dık için elde edilmiştir, Son senedeki fındık İstihsa- lâtını Tazalması fındiklara arız olan hastalıktan ileri gelmiştir. Bu bastalığa Jransızca ( Crip togamigue ) denilmektedirki bü- tün Bahri Siyah havzasınPaki fındıklara tesir etmiştir. Fındıklarımız Hambugta Sif teslim edilmek üzre ( 150 ) şiline satun alınmıştır. Ayni zamanda 240 İngiliz lirasına vagon kapat- tırılarak satın alınmıştır. Mahsu- Tun evelce kurusu 450 İngiliz lira- sjna vagutlu satın alınmakta idi Son aylar zarfında fındığın kırılmışının okkası 150 kuruşa satılmıştır. Geçen senenin mashulünden İstanbul. fındık tacirleri elinde 300 çuval kadar. kaldığı 1920 k. evvelinde — yapılan tetkikattan anlaşılmıştır. Fındık ağaçları her sene ay- dı derecede iyi mahsul vermedi- ginde 1980 senesindeki fındıkla- rın dahi olacağı anlaşılmıştır. Fındık çıkan mintakalarda hükümeti — cumhuriyemizce her türlü tedabiri fenniye icra edilerek ağaçlarda — hasıl olan hastalık izalı edildiğinden fındıkcılığınız zın istikbali ilerilemektedir. Eskişehirde bir cemiyet Eskişehirde hayırlı bir cemi- yet teşekkül etmişlir. Bu cemi- yet tamamile hanımlardan müte- şekkildir. Cemiyetin ismi fukara perver hanımlar cemiyetidir. Hanımların teşkil eylediği bu | cemiyet kimsesiz muhtacı hima- ya ve fakir kadınların. maddi ih- tiyaçlarını izale, kendilerine yar- dım, sanat öğretmek, iş bulmak gibi hayırlı işlerle meşgul olacak- tır. Bu cemiyetin reisliğini kolor- “du kumandanı kâzim Paşanın re- fikelarile Eskişehir valisi beyin refikaları hanımlar yaPmaktadır- lar. Türk kadınları Eskişehirde ilk defa bu cemiyeti tesis etmiş- lerdir. Cemiyet Eskişehir kulübünde bir içtima yaparak heyeti idare lerini intihap etmişlerdir. | di? Bilmiyor miydi ? Yalnız : — Ben o zatın nerede otur- duğunu bilmiyorum. Esasen çok- tan beri yüzünü görmedim azi- zim, Zaten münasebetim şoyle böyledir ! Cevabını verdi. (Ş) Bey haki- katen Kemal Beyin oturduğu yeri bilmiyor muydu ? Yahut bi- liyordu da, göylemeği erkekliğine Yedlnıııım. miydi ? Burası ta- bil meçhul... (Z) Bey, yine ümitleri kırılmı$ bir vâziyete girmişti. Bundan sonra kendileri için yapılacak Iş, sâbalır beklemek, gündüz gözü ile tahkikat yapmak, sonra da Kara Kemal Beyi ani olarak bas- tırıp yakalamak idi . — Pek alâ Beyim. Sizi rahat- sız ettim. Teşekkür ederim. A laha ısmarladık. ğ Dedi. (Ş) Beyin oturduğu e Gnünden ayrıldı. Öteki sivil me- murlar köşe başında kendisini gee İtizar *a) (> — Münderecalimızın — çoklu- |? gundan dolayı bugün “Bektaşilik ': Şillik , — tefrikanızı — derce- g I;demedik Özür dileriz. .f’ Yuardende. AAA AAA SN ASN A, y Recep oğlu Ali Beyoğlu nufus | dairesinden çıkarmış olduğu 25 | tevellütlü nufusunu zal etmiştir. Yenisini çıkaracağından eskisi- nin'hükmü kalmamıştır. z Bir müadele z B Bakımsız yavru, Lakaydi, : Bahtsız yurt. i 5 Himayel Etfal, Millet Yardımı, : . Mesut mleket Ba --:ıııl:ıııı:ıı HunununANAN Mustafa efendi imamı tatbik mü- hürü zayi olmuştur. Yenisini yap- lııın?ımdıu hükmü yoktur. fa camii imamı | Eemin Cev Mustafa Bancila Hacı Arif zade | İsmail Hakkı Tayyare biletleri ve umum gazeteler bayil Çarşikapı N. 68 HENRENEEKENEARMEEENE Emniyet çenberi : Memleketin yavrularını bil- 5 gili, gürbüz yetiştirmek, * Ya- rın , emniyet çenberi altına almaktır. Çocuk haftasında & Himayel Etfale yardım bu çen- $ beri kuvvetlendirecektir. Sanannudanna auNaNALANENENTENANE Beyazitte tramvay makasında N. 158 dükkânda tayyare biletleri, kırtasiye ve umum gazeteler bayii Ali Ekber SŞ TETRRDEO, çe “KUR'ANI | Arabcası ile bi Müözeyyen cildlisinin hediyesi . Polis müdiriyeti :Ü:::ıeuı ııfııuıhn;ıl- nin lerisinde duruyordu. Hr murlar o kadar dalğın idiler .k, etomobilin kendilerini beklemi k- te olduğunu unutmuşlarcı. Alçal . sesle konuşa konuşa Poll:dı:mdl riyetine doğru yül'“ıul'lî) k.ın D aBai meseleri haber v Kemal Beyin meseleyi di lıp bir tarafa şavuşması! zaman, (Z) B. beklediğini haber verdiler sert :ı ciddi bir âmir olan Ekrem beyin yözü çıkmağa sıkılıyor- du. irdi; Ekrem beyin odasına girdiği an askerden gelme polis mü- dirini çok suratlı görmüştü. Ek- "-B'N;ıııl yakaladınız mı ? di- yye sordu. (2)B. : — İzini bulamadık, Nerede o- turduğunu bilen yok ! Büyük Türs Alimi Covğııp.q, mııı.._.m.. Lüğatı Kuraniyesini havi Osman Reşat inin tahtı riyasetinde bir heyet tarafından .:,u, .ılı:ı.;.a Bı:ııııkıılıı telamizinden Tevfik Bey tarafından tashih idilmiştir. İlahi eserin çok güzel bir eseridir ymak kâğıdlısı ve altun yaldızlısı 300 kuruştur. ::“ı.ı Türk neşriyat yurdudur Zayi Bir maaş cüzdanı, takriben kırk sene evvel bahriye mekte- binden aldığım şahadetname, nu- fus tezkeresi maariften aldığım tasdikname eski resmi mühürüm <altı adet fotuğrafım yoklama kâ- #ıdı bir küçük torba içinde icra | dairesileden şehremanetine kadar olan mıntakada kaybolmuştur. Bulan “Yarın, gazetesi idareha- nesine getirdiği taktirde mem- nun edilecekti. Kasımpaşa iskelesinde mar- kalı Hamallar kâtibi Ömer Sıtkı Ali karar heyeti riyase- tinden : İstanbul muhafızlığı muavin- liğinde bulunduğu esnada kuva- yi inzibatiye teşkilâtile meşgul ye nigahban ve kızıl hançer mensu- bini ile temas ve teşkilâtlarında bilfil calıştığından dolayi askeri heyeti mahsusasınca nisbeti as- keriyasi kat' olunan suvari kay- makamı Yusuf Ziya beyin kuva- yi inzibatiyeye nigahban ve kızıl hançer gibi muzur teşkilâta girdi- ğine dair bir kayit görülemediği ve kuvayi inzibatiye ile kat'iyen münasebeti ve teşkilâtına bir hiz- meti olmadığı gibi amal ve kuva- yi milliye aleyhinde bulunmadı- ği ve bilâkis muzur teşkilât men- sublarını şiddetle takip ve tevkif ve onlarlâ hem fikir ve emel ol- madığını ve aleyhlerinde bulun- duğunu bilfiil defeatle göstermiş mert bir asker olduğu resmi ve gayri resmi icra kılınan tahkikat ve tetkikatla tebeyyün eylemiş olmağla hakkındaki kararın re- fine karar vermiştir. — Ali Ekber Tayyare biletleri ve kırtasiye | Umum gazete bayii l Çemberlitaş civarında N. 2 dükkân KERİM,,İN n rlikte Türkçesi 200 kuruştur önüne baktı. beyin '.,= havadis çok 5.,,:2.!“_ l'!_lk- rem bey telaş ve endişe içinde : — Çok fena! Bu adam kaçar oğlum diye haykırdı. Evet, şim- di ne yapacaklardı? Eğer Kara Kemal bey kaçmışsa İstanbul zabıtası çok müşkil vaziyette kalacaktı, (Z) Bey: — Efendim, dedi merak bu- yurmayınız. Sabaha az kaldı. Bendeniz ve arkadaşlarım (R) (H) (M) (8) beylerle bizbu İşi mutlaka yapacağız. Kemal bey henüz uldan kaçmamıştır. şimdi deniz merkezine, dör- düncü şubeye her tarafa tebligat yapmamıza müsade buyurunuz Kemal bey, ancak İstanbulda saklanabilecektir. Yedi kat yerin dibinde olsa kendisini bulüp çıkaracağımıza bir defa daha emin olmanızı rica ederim. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: