5 Mart 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

5 Mart 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞİİLİK VE FARKLARI!... YS EETANEN DYTM Ka aN D 1 SAT . ARABI, FARSİ, ECNEBI ESERLERIN TETKİ- KiNE MÜSTENİT e -- 3 İslâmiyetin ha- kikati: Bir çokları islamiyetin terak- kıye mani olduğu iddiasındadırlar. bu iddia ceffelkalem bir — iddia mıdir? Yoksa hakiki btr tetebbü hakiki bir tetkik mahsulümüdür? Diyorlarki: ı « Bütün dünyada bulanan Müslümanlar fakirdırlar, Tenbel- dirler. 2 — Müslümanlar asri ilim- lerle mümeyiz degildirler. 3 — Müslümanlar hakim Mevkinde olmayup ekseriyetle mahküm mevkiinde bulunuyorlar. Evet bu iddianın üçüde doğrn- dur. Fakat bunların islamiyetle ne alakası vardır. Müslüman demek fazıl, kana- atkâr çalışkan, kimseye fenalık etmiyen okuyan ögrenen bir şeh- siyet demektir. Bü sfatları cami müslüman değildir. Bu havası mezayayi cami her kim olursa olsun işte o adam müslüman sayılır. islâmiyetin ma- Bll. ya* Ben ahlak ve fazilet Için memur edildim. » Bir lahza tefekkür ve mulâ- bin sene ibadetten efdal- dir. Sizin iyiniz fenalıklardan anlardır. Çindede olsa arayınız. Tasarruf bitmez tükenmez bir nedir. Musrif allahın düşmanıdır. leketiniz de tanınmış mu- lerinizden birisi hırıstiyan- asri bir dindir diye bir sil- tilei mekalât yazmıştı. Ve bura- da düstur alarak şunu vaz edi- Yordu. Hiristiyanlık diyorki birtsi tağ yanağına bir tokat vursa 30l yanağını çevir. olmayan gün asri ve medeni ÂAvrupanın İLMİ, CİDDİ TEFRİKA v —d Evet hiristiyanlık bu ise bu | H AFA #AZMALİN “SON CÜNLERİ | hiristiyanlıkla alâkası ne dir.'.’ islamiyet di - yorki: : ; «Çalışınız ölmiyeckmiş- sihiz gibi çalışın.» Halbuki Smüslümanlıkla geçi- penler çalışmaktan korkarlarsa bunlarla islâmiyetin tabli alâ- kası yoktur. T ı . (Ş Hırıstiyanlık di-; yorki: Sağ yanağına bir to- kat vururlarsa, sol ya- nağını çevir» Hiıristiyan Avrup bu düsturu tanımıyarak daha dün beşeriye- ti yer yezünden kaldırmağa kıyam etmiş gibi bütün insani alemi mahve çalışıyordu. Bunlarınki de tabildir ki Hırıstiyanlıkla alâkası | yoktur. Binaenaleyh; tanınmış muharririn islâmiyet tarakkiye manidir. Demesi doğru değildir. Fğer beşeriyete bir din lâzım- sa emin olmalıyız ki islâmiyetin daha iyisini bulmak imkânı yok- tur. Bütün medeni ve aari bilgileri islâmiyete tatbik etmek imkânı mevcutlur. Meselâ: Hürriyeti vicedan, hürriyeti te- fekkürü, kabul eden islâmiyetten | daha iyi bir din olmadığı gibi hiç bir içlimai zümre de yöktur. Laik- rahe fiddin,leküm dinüküm din de mecburiyet yoktur. Sizin dininiz sizin bizim dinimiz bizimdir. Gi- bi düsturları cami bulunan islâ- miyet bütün hürriyeti cami değil- | midir. Amerikanın ve medeni Avru- panın menine çalıştığı faziletsiz ve ahlâksızlığı islâmiyet men et- miyormu ? İçki bütün bütün fenalıkların anasıdır. Diyen islâmiyetten daha | büyük bir hakikatı söyliyen bulu- T YARIN Sabık Kral çaç 5 Perşembeye Romaya gidiyor Sabık Efgan Kralı Amanul- lah hanı dün bir muharririmiz kendisimi ziyaret etmiş ve Musa- | runileyhden sorduğu suallara şu cevabı vermiştir. Ankara'da ve İstanbulda Türk dostlarının tarafından hakkın- da gösterilen hüsnü kabul dan dolayı teşekküratımı memnuniye- timi nasıl ifade edeceğini bime- yorum. Efgana avdetimi soruyorsunuz. Bu hususta verilmiş bir kararım yoktur. ————.o..— - Hesap açığı — rrom— 4500 Liraymış İstanbul deniz tahmil tahliye amele teavün cemiyeti hesa> batında açık olduğu haber a- lındığından esnaf cemiyeti mü- fettişleri tarafından hesabatın ruyetine başlanılmış, cemiyetin kasası temhir edilmiştir. Amele cemiyeti hesabatında 4000 küsur Hira açık olduğu söylenmektedir. —*knebi pgese — 21,0090,00! Mr.HanriFordun teberrüu Londradan yazılıyor: Amerika otomobil kıralı Mr. Hanri Ford ticaret ve saire mektepleri tesis edilmek üzere iki milyon İngiliz Urası ( bizim para ile 21 milyon lira ) teberrü etmis ve “talim ve tahsilin âlem- de ceralmin azalmasını badi Ola- acağına kanaat ediyorum ve bu- nun için bu parayı veriyorum., demiştir. —— ea — Zelzele oldu Evelki sabah saat 10,18 de Şarktan Garba doğru bir zelzele olmuş, iki saniye devam etmiş- tir. * Dün sabah saat 10 nu 15 ge- çe şehrimizde bir zelzele olmuş- mr.Zeıulı 5 saniye devam et- miştir. Hiç bir zayıat yoktur. a incili 3ün da şunu yazıyor. cü bap. “İsa bir mecliste bulunuyordu ona dedilerki validen seni istiyor. İsa ( mecliste bulunan kadın- ları işaret edarek ) işte benim na bilir mi ? Hırısti lık ebeveyn hakkı Afasarizi: AYHAN Tefrika numarası — Gel bakalım azizim Hiç korkma. Ortada birşeyler yok . , Yalnız biz Kemal Beyfendiyi bul- Mak istiyoruz. Kendisine mühim bir o, Telgraf var da...Bu itibar- la nerede bulunduklarını öğren- mek istedik ! Dedi, Odacı bir parça müste- Tih olur gibi olmuştu. — Efendim, bendeniz (efen- '::') :u' hiç birşey bilmiyorum. ,_::;ı:m“ gibi mektup telg- varsa bana veriniz. Ya- © oğramamazlık etmez. ine veririm. — Peki biz senin yanına bir memur versek evine beraber git- seniz daha iyi olmaz mı ? — Evini bilmiyorum efendim. Evvelce ( Adliye ) tarafında bir yerde oturuyordu. Sonra oradan çıktı. Ama nereye gitti ? Bilmiyo- rum. Bana birşey de söylemedi. (Z) Bey gülerek dedi ki : — Canım söşlemez olur mu ? Siz onun adamı değil misiniz, A- zizim sen İyi bir adama benziyor- sun. İyi düşün, biz masıl olsa (E- N fendinin) oturduğu yeri bulacağız. Maksadımız öteye beriye baş vu- validem lıımlırdıv...( Devamı var) v;ı;Avılılçl—ıve.çirınemekliı_ Odacı gene Kemal Beyin ye- rini bilmediğini söyledi. Eski söy- lediklerini tekrarladı. Hatta uzun uzun yeminler etti. Bunun üzerl- ne kendisini dışarıya çıkardılar. Mes'ele gene çatallaşıyorau. Ka- ra Kemal Beyi bulmak hakikaten bir mes'ele halini almıştı. Bütün memurlâr sadra şifa verebilecek gibi esaslı bir haber getirmeğe muvaffak olamamış- lardı. Bütün gün polis müdiriyeti memurları Kara Kemal Beyin - zini aramakla meşgul olmuşlardı. Akşam üzerine doğru Kemal Be- yin arabasından biri yakalanmıştı. Bu zat. Zabıtaya çok mühim bir ip ucu veriyordu. Kendisini me> murların bulunduğu odaya getir- diler. Kendisine Kemal Beyin otur- duğu evi sordular : — Biliyorum! cevabını aldı- lar, Zabıta memurları sevinçle- Vilâyetencümeni| Birinci sahifeden devam 8 — Fasıldan fasla münakale lerası, birinci ve ikinci maddeler- “de muharrer usul dairesinde tet- kik ile olur. 4 — Meclisi umumiler gelecek sene bütçesile birlikte meclise werilen geçen sene hesabı kat'isi- ni ve bu bapta encümeni vilâyet- | lerce tanzim olunacak mazbalayı tetkik ederek karar ittihaz eyler. Bu hesabı kat'iler vali taralından Dahiliye vekâletine irsal ve tas- tik olunmak üzre Divanı Muhase- bata tevdi olunur, 116 — 140 inci maddeler Umuml idarei vilâyel kantntnun 116 ve 140 1nci maddeleri de şu şekül- de tadil edilmişlir : Madde 1 — İdarel umumiyei t kanununun muaddel 116 ;l:ıy:uddeıl berveçhizir tadil o- lunmuştur. Meclisi umumı azalarına de- wamı müzakere müddetince yev- mi beş İiradan on Hrayalkadar muhassasat ve şehri sekiz bin ku- ruş üzerinden harcırah verilir. 2 — Mezkür kanunun muad- del 140 ıncı maddesi âtideki ye- kilde tadil edilmişttr. Vilâyet encümenleri azasına meclisi umum! kararile şehri 75 liradan 150 liraya kadar tahsisat verilir. Meclisi umumilerce tayin ve takdir olunacak muhassasat ve tahsisat miktarı Dahiliye Vekâle- Hariciye vekili berayi tedavi şehrimize gelmiştir. 'Tevfik Rüştü B.. bir müddet şehrimizde kalacaktır. —— ——rn çoru üğar — — Almanyada — Milyo er bir matbaa işçisi Berlinde bir matbasda eı= aşlarında bir genç, îı"l:ıınâu artırdığı bir miktar para ile bir piyango bileti alır. Bir müddet sonra büyük ikramiye olan bir milyon markı kazanır, Ertesi günü yeni milyoner, birşey kazanmamış gibi işine gider ve jçalışmağa başlar. Arkadaşları hayretle milyo- ner olduğu halde çalışmasının sebebini sorduklarında genç ş$u ""l" z';l:ııı olmağı — istemem fakat (.ıum.kıın atıl kalmağı mem. ” ;.::ın: Nümunei imtısal olma- ğa ve ibrete şayan bir bal. rinden ne pacaklı " lardı. Eh, artık mes 'ele emekti. (Z) Bey: ğ — Nerede ? diye haykırmıştı. — Pangaltıda ... Cevabını al- dı. — Pangaltıda mı ? — Evet efendim pangaltıda.. — Sokağını söyler misiniz. - muhak .. M:u:llır manidar manidar biribirlerinin yüzlerine bakışmış- lardı, — Pangaltıda, Hacı muhak sokağında ha... Dedikleri işidik di. Kemal Beyin akrabası evin mumarasını hatırlamadığını, sarı boyalı kârgir bir bina olduğunu h etti. h D (Z.) Beyin burada aklına baş- ka birşey gelmişti. Ya bu adam ra Kemal Beye vakit kazan- 'ırmak için kendilerini avutmağa memur edilmişse , . , Kendilerini kasten Pangaltıya sevkediyorsa.. Sahife 5 Beşiktaş takimı Birinci sahifeden devam Beşiktaş hiç istifini bozmiyor bilakis daha güzel oynuyor. Yap- tığı hücumlarna iki de enfes gol atıyor Birinci devre bittiği zaman vaziyet söyle Beşiktaş : 2, Fener:i İkinci devre başladığı vakıt Fenerde bir şaşkınlık görülüyor, oyun sert bir şekil alıyor bilhassa Fenerliler oldukça ( Tatll sert ) oyniyorlar, Şimdi oyvn oyunluk- tan çıkmış. İki tarafta kırmağa bakıyor. Busıralarda Alaettin topla Be- şiktaş kalesine ilerlerken hasım ©- yuncuya tehlikeli bir dirsek vu- ruyor, Hakem Alaettini oyundan çıkarmak istiyor fakat Fener ta- raftarları bakemin bu kararını yuhalarla karşılayor. Oyuna de- vam etmenin imkânsız olduğunu anlıyan hakem oyunu tatil ediyor Bu suretle geçen sefer 5 -0 yetilnn Beşiktaş Fenere de mağ- Tubiyet acısını tattırmış oluyor. Bu oyun Galatasaray - Beşik- taş maçı kadar güzel olmamıştır. Hakem Şeref Bey oyunu çok dürüst olarak idare elti. G. Birliği — G. Saray Günün en mühim maçı her- keste bir kanaat var Galatasaray mağlup olacak takımlar sahaya çıktılar Fotograflar çekilip ufak bir merasimden sonra oyuncular yerlerine geçtiler gençler birliği temam Gelatasarayda Nihat yok. Oyun başlıyor ufak bir dene- meden sonra Galatasaray haki- miyeti aliyar ve Bu hiakimiyeti devrenin sonuna kadar tek kale şeklinde devam ettiriyor. Bu müddet zarfında iki golda atıyor. İkinci devrede oyun bazen Gala- tasarayın bazende gençlerin ha- kimiyeti altında geçiyor. Galata- saray mühacimleri bir çok fırsat kaçıyor. Gençler birliği bir penal> t yapıyor. Burlhanın şütünü kaleci korne- re atıyor Rebii kornerden güzel bir gol daha atıyor. Devrenin sonuna doğru misa- firlerde bir gol atıyorlar. Galatasaray oyunu 3-1 kaza- nıyor. -————aiee aanem —— Maarif vekili Maarif vekili Cemal Hüsnü B. Cuma günü gidecektir. Vekil B. Yarın maarif devair ve mü- esseşatı teftiş edecektir. Bu arada da Kara Ke Bey fırsatdan — bil'istilâde bir tarafa tavuşacakta.. Evet, işte bu ihti- mallar çok kuvvetli idi., En doğrusu Kara Kemal Be- yin akrabasnı bir yere bırakma- maktı. Polis müdürü Ekrem Bey- de görüştükten sonra esaslı bir karar vererek hareket etmek en kestirme Iş olacaktı. (Z ) Bey de dahil olduğu halde memurlar Ekrem Beyin odasına gitmişlerdi: — Müjde Beyfendi. Nerede oturduğu anlaşıldı. Dediler. Ek- rem Bey : — Nasıl, iyi bulundu öyle mi? Diye yerinden sıçramıştı. Sonra ilâve etti sordu : — Demek Kara Kemal İstan- buldan kaçmağa muvaffak olama- mış öyle mi ? tekrar etti: — Orası meçhul efendim. Fakat biz aldığımız malümatın şeklinden şüphe ediyaruz Bey (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: