14 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

14 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H. Rifat B. «Temviz edeceğim bu sakat ve haksız kararın en büyük adalet divanın da lâyık olduğu akibete uğrayacağına eminim » diyor. | Birinci Sahifeden devam yetle mukayyet değildir. Ken- Pilerine gönderdiğim — ihbarna- meyi Adliyeye tevdi etmemiş olsalardı bundan dolayi kendi- lerine — bir sual ve mesuliyet teveccüh edebilir mi idi; ede- bilir mi? Bittabi hayir.. O hal- de iftira cürmü tahassul ede- mez. Kanun ortadadır. Mevat ve Çahkâmı kanuni- yenin — fiillere değil fül ve cü- rümlerin ahkâm ve mevaddı kanuniyeye temas ve tetabuku lâzımdır. İkinci bir nokta İkinci bir nokta: — Evvelâ bir ihbarname ile hakkında cürüm ve yolsuzluk isnat edi- len adamın muhakeme - edil- mesi, ihbar ve iddianın varit ve vaki olup olmadığı eşkâli kanuniye dairesinde tesbit edil- mek icap eder. İddia ve ihbarın gayri vaki- ve hilâfı hakikat olduğu resmen anlaşıldıktan ve kendisine isna- datta bulunulan adam bu itti- hamdan kendini tenzib ettikten sonra dırki muhbir ve müfteri hakkında iftira davası açabilir ve bu dava ancak o zaman mes- mu olur. Dünya hukuk ve ceza alimleri bütün eserlerinde bu noktada müttefiktir. Binaen aleyh, Adliye vekilinin evvelâ kendisi hakkındaki ihbar ( bir an için ihbar diyelim) ve iddialarımdan tebrie etmesi ve bu ittihamlar divanı âli huzurunda gayri varit ve vaki görüldüğü takdirde iftira davası açması Tâzımdı. Bu yapılmamıştır. Müdafaa hakkı ne oldu? Diğer bir nokta: Müdafaa hakkım verilmemiştir. Dünya- nın neresinde maznunun müda- faası dinlenmeden karar verilir? Kanunun 226 ıncı maddesin- de “ Maznunun talebi üzerine mah- keme kendisini muhakemede ha- zır. bulunmak mecburiyetinden yvareste tutabilir. , — deniliyor. Ben 20 günlük mahkümiyetim do- layisile,dava fazla teehhur etme- sin diye, bu noktayı mahkemeye hatırlatmıştım. Bunun üzerine mahkemeye gelmekten — vareste tatulmaklığına karar verdiler. Fakat bu, muhakemenin tah- kikat #safhası içindir.. Muha- keme son müdafaa kısmına gelince maznunun — müdafaası dinlenmek lâzımdır. Maznun ir- tediği zaman gidebilir. Vareste tutulmak kararının müdafaaya teşmil edilmesi ihtimali ile tel- grafla mahkemeye — müracaat ettim ve Müdafaa hakkını isti- mal etmek üzre muhakemenin 26 hazirana talik edilmesini is- tedim. Nazarı dikkate almadılar. Müdafaa hakkım biça sayılarak karar verildi. Ahkâmı kanuniye ile tezat teşkil eden bu ve diğer bazı nok- talara istinaden söyliyorum ki kanun beni mahküm edemez. Temyiz edeceğim bu sakat ve haksız kararın memleketin en büyük adalet divanında lâyik olduğu akibete uğrayacağına ve adaletin tecelli edeceğine emi- nim., D Pa > ha Hintte — Üi | Arbedeler devam ediyor | yeniden yaralananlar | Simla, 12 (A.A) Huduttan | gelen haberler vaziyetin umumi- | l yet itibarile sakin — olduğuhu ; bildirmektedir. Ancak Hazara | mınlakasında Öghi — yakınında ' düşman kabileleri mevcut oldu- | ğgundan polis kuvveti — askeri kuvvetlerle takviye edilmiştir. ; Hacı Turangazi — taraftarlarına | karşı havat harekâta devam | edilmektedir. Akıncılardan bir ! gurüp ilerlemekte olduğu haber verildiğinden geçen hafta vukua gelen hadiselere mümasil vuku- atın tekerrörüne mani ulmak üzre Beleli-Chaman yolu Avrupa hlara kapatılmıştır. Bombay, 12 ( A.A ) — Geçen ay Cholapur'da ilân edilmiş olan örfi idarenin ay dönümü müna- sebetile Hint kongrası tarafından tertip edilmiş olan gönüllüler ala- yıma — yözlerce kadın - iştirak etmiştir. Alay, memurin tarafın- dan menedilmiş ve! polis alayın Herlemesine mani olmak için bir kordon vücuda getirmiştir. Ma- mafih, bütün bu tedbitrlere rağ- men bazı ufak tefek gruplar iş mahallesirde kâin meşhur mey- dana kadar gitmeğe muvaffak olmuşlardır. Polis, alayın kısmı küllisine hücum etmek mecburi- yetinde kalmış 12 kişi yaralan- mıştır. Peşaver, 18 (A.A) Hacı Tu- rangzal kıtaatının bumbardıma- nına devam edilmektedir. 10 Haziran tarihinde yapılan bom- bardıman neticesinde — hacının adamlarından bir çoğunun tele- folduğu bildiriliyor. Bombey, 18 (A.A) Divanı harp, Peşaver kargaşalıkları cs- nasında verilen emirlere itaat- sizlikle ittiham olunan ve Garh- val alayına mensup olan 17 şa- bıs hakkındaki hükmünü ver- miştir. Bunlardan birisi, müebbet ' nefye diğeri 15 sene hapse öte- kiler de 3-10 sene arasında ta- havvül eden ağır hapıs cezala- | rına mahküm edilmişlerdir. Amerikada | İ A ÇA | Âyaân meclisinin kabul | ettiği karar sureti | Vashington, 12 (A.A) Ayan | meclisi hariciye encümeni, bir | karar suüreti kabuül etmiştir. Bu suretinde âyân meclisinin ( | 'e ingiltere kükümet- leri arasında teati edilen mahrem wesaikini görmek ve Londra bahri konferansından evvel cere- yan edip M. Hoover tarafından tebliğinden imtina olunan müza- kerata muttali olmak hakkına | malik olduğu beyan edilmekte- dir. Bu karar suretinin birer nus- | hası M. Hoover ile M. Stimson'a | gönderilmiştir. | Amerikada içki l | nakiedenler Vashington, 13 ( A-A ) Âyân âzâsından M., Hovvel, diplomat- lar için memlekete içki ithaline karşı zabıtaya bir protesto gön- dermiş ve bu içkileri nakeden ! Amerikalıların adli takibata ma- ruz. kalmaları İlâzım geldiğini | bildirmiş ve hu içkileri nakleden mücssesrlerin hangi müesseseler olduğunu kendisine bildirilmesi- * ni talep etmiştir. | mahkeme kumpanya direktörü- , kit istiap ve istirahat ettire , Lyon'da ea 4a — Tifo çıktı, Su şirketi mü- dürü mahkemeye verildi Lyon, 12 (A. A.) Lyon va- roşalarında müsfevli şekilde zu- hur eden tifo hastalığı dolayısıy- le su şirketi aleyhine ikame e- dilmiş olan davayı rüyet eden nü bir sene hapse ve beşyöz frank nakti cezaya mahküm et- miştir. Hapis cezası tecil olun- muş ve müddellere tazminat - tası tahtı karara alınmıştır. Şahısları için değil, mem- leketin menfaatı namına?! Paris, 13 (A.A.) — Bu sabah sol cenah sosyalıst radikal gru- punun yapmış olduğu siyasi nü- mayış esnasında M.Franklen Buy- yon, radikalleri şahısları için de- ğgil, memleketin menfaati namı- na müdafaa etmek lâzımgeldiğini ve radikallerin değil, reislerinin fena hareket etmiş olduklarını beyan etmiştir. Mumaileyh de- miştir ki ; eğer, radikalleri red- dedecek olursak onlar gidip ih- tilâlcilere iltihak edeceklerdir. Bu suretle 1932 senesinde Fran- sada hali hazırda İngiltereyi tah- rip etmekte olan manzaraya şa- hit olacağız. İngilterede amele fırkasının iktidar mevkiinde bu- lunması muhafazakârlarla libe- rallar arasındaki tefrika ve ihti- lâf sayesindedir. —e ea ğlüy sen ayeamelirtreerre ĞÜ ee lraraareea ĞÜt ünarZenerT ae pĞ şiemikaRşanaeŞERNEDNNŞama n ça u # | Kıra — hostt— Prenses Elen'i Kı- raliçe ilan etti Bükreş, 12 (A.A) Kral, te- merküz kabinesinin teşkiline Je- neral Prezan'ı memüur - etmiştir. Bükreş, 12 (A.A) yeni kabi- neyi teşkile davet edilen M. Manliu bu daveti kabulden iş- tinkâf etmiştir. Milli köylü fır- kası, bu istinkafı sıhhi sebep- lerden ileri gelmiş olduğunu etmektedir. Esasen M. Maniu Karol'un tahta çıktığı bengâmda hükümeti siyasi ihtiraslara pekaz karışmış bir zatın teşkil etme- sinin müreccah olacağı fikrindedir. Bükreş, 18 (A.A) Jeneral Prezan, yeni kabineyi teşkildan sarfınazar etmiştir. Bükreş, 13 (A.A) Kral ikinci Karol, Prenses Elen'i Romanya kraliçesi ilân etmiştir. Fransız parlementosunda Paris, 12 (A.A ) — Meb'usan meclisinde M. Briand tarafından verilen izahattan sonra M. Paul Boncour söz ik büyük bey- nelmilel mes'elelerde olduğu gibi hakem misakının da meclis ta- rafından İttifak ile kabul edilme- sini talep etmiştir. Bunun üze- rine meclis projenin iki maddesi- le hey'eti umumiyesini kabul etmiştir. ( Birinci sahifeden devam | Böyle iltifattan zevk duyan maarif emini beye bir ı.l... yaltakcılar tarafından verilen zi- yafetler muallimler birliğine tam dört yüz küsur Hiraya patladı. Bu masrafın müfredat defteri bile tutulmadı. Teşyi merasiminde $ saatlik mesafeye kadar tutulan ve yahut Zzımnen mecburiyet tahtında tut- turulan dokuz otomobilin behe- rine yirmi beşer lira verilmiştir. Bu teşyi kafilesine iştirâk eden kırk köüsur muallimin (Artuva) kazası merkezinde, veda merasi- mi esnasında alınan resimlerini leffen takdim ediyorum. Tokat- | tan vaki olan müstacel telgraf | üzerine Artuva maarif memuru na Artuva kazasının bütün mu- allimlerinin müşterek masrafile 50 kişilik bir de ziyafet verildi: | Şu zamanda S5ükişilik müdepteP bir ziyafetin neye malolacağını | düşünelim. Vah zavallı muallim- | lerimiz ? | 1 — Muallimler birliği mes> | lektaşların ilmi, mesleki kabili- yet ve kudretlerini arttırmak | ve tesanütlerini temin etmek İçin | teşekkül etmiş bir müessesesidir Verilen aylık taahhütlerden biri- ken para, Yasa mucibince Met- lek kitapları almak, muallimlere okutulmak, muallimlere yeni ter- biye cereyanlarını ıüıtırıııık için | icap eden bütüm tedabiri almak | gibi en mühim ve milli bir vazt- | feye münhasırdır. Yoksa birlik, i gelen gidenlere me'kel olmak için teessüs etmiş değildir. Mu- i allimleri bir araya topladığı va” bir salonu iki iskemlesi ve bü günün terbiye cereyanlarını-ta- kip edebilecek bir tek mecmua | abonesi bile bulunmıyan bu birlik işte böyle .. (50) kişilik ziyafet- ler vermeğe icbar ediliyor.. Teşyi,istikbal merasimlerinin kimlere ve ne şekilde yapılaca- ğı, Heyeti vekile kararnamesile tayin, ve mektep talimatnamele- ri mucibincede tahdit edilmiş iken bilâfı talimat yapılan bu fuzuli ve müsrif merasim, bize saltanat devrinde yaşadığımız o acıklı günleri canlı olarak hatır- lattı. Eski mekteplerimiz ve eski halletimiz göz önünde canlıandı. Devlet 930 senesini umumi bir iktısat ve tasarruf — senesi olarak kabul ettiği halde, he- Pimize rehber olması icap eden bir maarif ailesinin ve kaynağır Nih ve reisinin halen eski zihni- Yet ve ananelere ittibaen şu azi- Met ve avdet merasimine. yüz- lerce lira saaf ve istihlâkini adeta €emretmesi, ve yapılan şatafatları memnuniyetle karşılaması, — şa- Yanı hayrettir. Geçmişe mazi derler. Biz bu Manzarayı bir sinema filiminde temaşa eder gibi seyretmiştik. Bir gün belki de bu şuursuz ha- reketler mevzuu bahsolur, bu halin ıslâhına çalışılır ümidile bu acıyı hatıramıza — gömmüştük. Fakat dün gene aynı — gülünç hadisenin yeni bir tekerrürüne şahit olduk. Mayısın yirmi yedinci cumar- tesi günü saat ondörtte şehirden üç dört otomobilin, aşıkları has- selllerine kavuşturacak gibi bir :;ıl;ı'ıle çarşıdan geçtiğini gör- Meğer yine maarif emini geliyormuş! * Her etomobil üç dör muallim bey ve hanımla dolu.. bale hazırlamak istedi- cek | #iMiz yavrulurımızı dershanele- rinde yalnız başlarına bırakarak her mektepten iki üç muallim seçilmiş. Bunları maarif müdiri ı"l:::ııb”h tahrikile Emin beyi stikbale seyk ve hatta manen icbar edildiklerini sonradan öğ- rendik.. , Manen icbar ve istikbale Fransız şairi LKĞT MNAR Ddi l ) Pol jer;lâi Meslekdaşları hak- . kında bir şey .. . söylemiyor “Union française, de yüzlerce İstanbul karilerine “ tercih ettiğİ şiirlerden,, bahseden (o gün ka> labalıktan kapıda kalan ve telâşlı genç kızlar görülü yordu. M. Pol Jeraldi ye Pera” palasda mülâki olduk. *Comedie française, de mü” teaddit piyesleri temsil edilen, “Horp, madam,.., roman, “Jel ve Ben,, şiir külliyatile cihanşü” mul bir şöhret kazanan muharrir ilk önce, Üslubuna dair bize şunları söyledi: *“— Yazılan ve konuşulan iki ayrı İlsan tarzı vardır. Konuşulan çirkin, lâkin canlıdır. Yazılanla aralarında bir genç kız heykeliyle koşan, gülen, şarkı söyliyen bir genç kız arasındaki hayat fark! vardır. Bir heykeldeki — san'at güzelliğini bir genç kızın canlı cazibesiyle üslubunda mezcede bilen muharrir mes'ut bir yazi adamıdır. Hulâsa, konuşulduğu — gibi yazmaktan da, büsbütün edebi yazmaktan da çekinmeli. Ben, her şeyden ziyade ti- yatro muharririyim. Piyes telifi oldukça güç, lâkin pek eğlence- lidir. Bir kere müellif kendini, üslubuna temamiyle unutmalı. mevktini koruşan, hareket eden şahıslarına terketmelidir. * Comedie française , Kla- sik eserlerin repertuvarı bulun- makla beraber yeni neslin kıy- metli eserlerine daima açıktır. Burada “ topare , ve parins nam piyesleri Parisde parlak bir muvaffakiyetle temsil edilen Bar- cel Payval hakkında “ sernek . muharririnin fikrini sorduk. “Bu eserler içtimai veya siyasi hicvi- ye olmak itibariyle her hangi bir an ve zamanda büyük bir balk kitlesini celbedebilir bitaraf mü- şahede ve tenkitten doğan ba- zılarıda zamanın tesirini yener- ler. Mahaza meslekdaşların hak- kında şahsi mütalaa yürütmede- de mazurum, ; En ziyade sürülen sen ve ben dir., mülakat bitmişti. Büyük e- dibe yarın namına teşekkür ettik. AVNİ İSMAİL sevkedilen bu zavallı mürebbi- lerde çoluk çocük — sahibidir, Efradı ailesinin üç günlük iaşe bedelini kerhen bu uğurda sar- fettirmeye aceba sebep nedir? Bir kaç defa Tokada gelip giden maarif emini bey halen tokadın coğrafi mevkiini ve yo- lunu öğrenmediler mi? Maarif emini bey burada kaldığı müddetçe, gene — mual- limler birliğinin Çay ziyafeti nami altında ettiği masraf eğlen- celerde vakıt geçirmiş ve sanra gene, üç dört otomobil ile teşyi olunarak gideceği yere gitmiştir. Cümhuriyet pirensiplerinin ve içtimal terbiyemizin nazım ve rehberi olacak olan bir maarif emininin böyle menfi hareket- lerle böyle saltanatı ferdiye temayülleri ile muallimleri istis” mara kalkışması ayıptır. Anadolunun h4'!"İllıııdı her uzak kalan, matbuatsız &'d:ruyn merkezinde maarif emininin yaptığı hareketler bir daha tekerrür ettirilmemesi mem” leket menfaatları namına şiddetle istenecek bir haktır. HeeEPRÜRİRL ĞĞ Hai anı eee

Bu sayıdan diğer sayfalar: