14 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

14 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Haziran Seyrisefain Prensliği | 'Usulsuz tayin — İne ine Fakültede bugün | Aylıklar 18liraoldu Ereğli vapuru suvarisi Fahri beyle, Seyrisefain işletme mü- dürü Bürhanettin beyin, ikinci ceza mahkemei aliyesinde dava- lari varmış. Emektar ve tecrü- | beli bir kaptan olan Fahri bey geçen gün Topanedeki Seyrise- falin binasına bir iş için uğra- Mış. Eline bir kâat sıkıştırmış- r. Düa gazetede kılişesi neşr- | * edilen bu acaip küâatta şu sa- tırlar yazılı: — “Vücudunuzdan İstifade edilmediği cihetle hiz- Metinizden affınız TENSİBİ Â- LİYE İKTİRAN ETMİŞTİR...., Bu, “Tensibi âliye iktiran,lı kândın altındaki imza BÜRHA- NETTİN dir. Yani, ikinci cezada Fahri beyle davası olan İşletme Müdürü Bürhanettin beyefendi- Bin imzasıdır bu... * Anlaşılan - seyrisefain; — bazı Memurları ve rücsası için bir nevi Karadağ prensliği gibi bir yer .. Tabil prens hazretleri: Ha- #metlu Müdiri umumi bey olu- yYor bu hesapça.. İşletme mü- diri Bürhanettin bey de, Haş- metlu Preas hazretlerinn başkâ- tipleri gibi bir şey-. Fahir beye gelince —“vücudundan istifade edilmeyen, bir tabaa.. * Seyrisefain Prensliğinde pren- sin başkâtibiyle, tabadan Fabir bey arasında şahsi bir - ihtilâf çıkmıştır.. Belki bu sebepten,bel- kide başka sebeplerden dolayı, Son Ekselans başkâtip, artık Fahir beyin vücudundan istifa- de edilmeyeceğine kani oluyor Anlaşılan bu kanaat Haşmetlu Prense bildiriliyor. VE Fahir be- yin açığa çıkarılması TENSİBİ ÂLİYE İKTİRAN ediyor.. Ne bu- yrulur bu işe? Efendim? * Hakikatte, nimresmi milli bir müessese olan seyrisefainin bazı yüksek memurlarının bu nimresmi, milli müesseseyi bir hevi karadağ prensliği zannet- melerini ve kendilerini filân yerine koymalarını söylemiyoruz. Hani laz bunu ben demeyerim, kara kap- h kitap deyir, dermiş ya. İşte Onun gibi: Bunu biz söylemiyo- ruz TENSİBİ ÂLİYE İKTİRAN ettirilen kâat söylüyor... prens biz hoca, ** ... . ... p mühim bir içtima; var ! Dişçi mektebine mütehassıs olarak tayin edilen Küâzım B. meselesini bundan evvelde yaz- mıştık. Bu meselede Maarif ve- kili Cemal Hüsnü B. in ve Da- rülfünün emini Neş'et Ömer bey- lerin de usulsuz hareket — ettik- leri ve tayinin usulsuz yaptık- ları kaydedilmişti.. Bu usulsuz tayin ve tıp fa- kültesinin bu husustaki faaliyeti hnkkında doktor Kadri Raşit paşa şunları söylemiştir. — Ben bu gibi işlerle uğ- raşmıyorum. Şimdilik bu işe dok- tor Behçet Sabit bey bakıyor mazbatayı hazırlayacaklar, bâde- hu meclisi müderrisine sevke- dilecek, Mazbata meclisten tas- dikten sonra verilecektir. Doktor Behçet Sabit beyde: —Bugün “dün,, içtima ettik. Önümüzdeki cumartesi günüde toplanacağız, bu hususta kendi tezimizi müdafaa edeceğiz., de- miştir. İ Posta T. T. projesi Bütçe ile birlikte meclise verildi Geçen sene posta telgraf Telefon ve müdüriyetiumumiyesi tarafından | | | posta ve telgraflarımızı islâh et- | mek için mütehassıslar celp e- dilmiş, ayrı ayrı posta ve telgraf | teşkilâtını uzun müddet tetkik |* etmişler mühim projeler hazır- | lamışlardır. Yazık ! Dün Üsküdar nezafet amele- lerinden bir kaçının ismini taşı- | yan şayanı dikkat bir mektup aldık.Mektubun hülâsasını aşaya yazıyoruz: Bizde beşeriz. muhtaç olduğu her türlü refah ve sâadete ihtiyacımız var, Biz- de vekar haysiyet Bizde insanız. Hasbelkader şehr- emanetinin tanzifat amelesi ola- | Frak bul, . Buradan aldı- Kİz K L ZŞT | d.lllzre verilen bonohlı. ğamız cüzi bir para ile ayni za- manda efradı ailemizi idare et- | meğe çalışıyoruz. Vatana evlat yetişdiriyoruz. Her türlü vergiyi verivoruz. Sabahtan akşamlara kadar kanterler içinde ayağı- mızı yer, başımızı güneş yakarak uğraşdığımız halde hala evelce 80 lira maaş verilmekte idi. Bu şimdi 23 liraya tenzil edildi. Bu | ayda 18 liraya tenzil olunuyor. Bu tenzilât yalnız tanzifat ame- lesi birde arabacılaradır.. Şehremaneti tasarruf yapmak mecburiyetinde olmıyan bir mü- essesedir. Çünkü son zamanda bizim hatırladığımıza — nazaran bizzat şehremininin maaşı art- mış, bin liraya çıkmıştır. Bu iti- barla ekmek parasına muhtaç olan bu fakirlerin parasının in- dirilmesine bizde hayret ettik. Kanlı çakısiyie yakalandı Üsküdarda atlamataşında seb- zeci İbrahimin çirağı Hüsnü ile Beşiktaşta Raminin kahvesinde dokumacı Sabri arasında bir la- | «ak mes'elesinden kavga çıkmış Geçen senedenberi tatbik o- bütçesile beraber tatbiki tekar- rür etmiş Posta, Telgraf ve Te- lefon M. U, tarafından bütçe ile beraber Büyük millet meclisi- ne verilmiştir. Yeni proje mucibince P. B T. m. umumiyesi Naflta vekâle- tinin teşkilâtına ithal edilecektir. P. T. T, memurlarının Vazi- feleri ve maaşları tayin edilerek |lunamıyan Almanların projesi 1930 . i + her memut idare ettiği #übeye ' göre maaşları tasnit edilecektir. Tefrika No: iİ4 Haziran 1930 Ankarada bi!_ macera ürperirken Ankara istasyonuna İnmişti. Sonra amcasile buluşup gitmişlerdi. Suzanla Handana teradüf ettigi günü hatırladı. Yir- mi ÜÇ nisan gecesi, Suzan nasıl kendisine züppe demişti. ? Çan- kayadaki bağa intikal etti. Ora- daki ceviz. 'yaprakları üzerine €eketini serer, Handanla yan yana oturarak Pülâtlı istikame- tinde kızıllara boyanan gurubu seyrederlerdi. Garip Arnavudun kavalını nasıl dinliyerek dalarlardı Handanın hastalığı gözünün ö- | nüne geliyordu : Zaif yüzünde musaffa iki iri nokta gibi Çukurlaşan gözlerini ezilerek seyreder, güneşten ra- Yazan: AY HAN hatsız olmasın diye Küçük başı- na ellerile şapkasını giydirdi Handan cansız. ve hararetli .ı: lerile azmi Feridunun elini tuta- rak göğsü üzerine bastırmış, azni yanaklarını Feridunun — ellerinin üzerine sörerek — teşekkür « minnettarlık - kelimeleri fışılda- mıştı? Feridun, ağır başlı, sessiz kızı ne kadar çok sevmiş, ne kadar ©ona Ümit ve gönül yermişti? Ankaradan — hareketinden — bir gün evvel, kumral — yaçların- dan elleri — titreyerek kestiği buklaları verirken: — Seni öyle sevmiştim ki.. Feridun.. — diye gözleri dolulanmıştı? Hüsnü sustalı çakila Sabriyi sol koltugunun altından tehlikeli bir surette yaralanmıştır. Carih elindeki kanlı çakısiyle yakalanmış mecruhun yaratı te- hlikeli olduğundan Tıp fakülte- sine yatırılmıştır. — )Dümalcan Hamallar mavi gömlek giyecekler Lskele hamalları için yeni bir | kıyafet kabul edilmiştir. Bunlar | bundan sonra mavi gömlek giye- | ceklerdir. Nihayet, bunlar bir rüya ol- muşlardı. Zamanın insafsız unut- kanlığı bütün © tatlı hatıraları Beşeriyetin | T | | | | Seyrisefain vapurile Mısıra gidilir | Adaya gidilemez Hazırlık ypılıyor, Gayri mübadille-. rin hakları veri- | lecek Türk yunan itilâfının imzası neticesi olarak yakında gayri- mübadillere bakları tevzi edile | cektir. Maliye vekâleti Anado- tanıyoruz. |. Hudaki yunan emlâkini yakında | ziraatbankası vasıtasıyla müza- yedeye çıkaracaktır. Yunan em- Yâki para ile değil, gayri müba- satın alınacaktır. Arzu eden gayri mubadil ( elindeki bono ile müzayedeye i$ iştirak edecek. hariçten almak istiyenler de gayrimübadillerin satacakları bonolarla bu emlâki alacaklardır. satın AŞt gi Kadıköy vapuru bir sandala çarptı den dışarı çıkan Rizeli Lutfinin sandalı — kadıköy — vapurunun pervanesine çarpmışlır. Bandal parçalanmıştır, Sandalcı ile müşterisi Aptul- lah kurtarılmıştır. ae Ucuz erzak yiye- ceğiz ! Yeni belediye kanunu muci- bince halkın ucuz erzak tedarik edebilmesi için emanet tarafın- | İ geliki, dan erzak stokları yapılacaktır. Bu stoklar emanetin şimdiki tahsisatı ile yapılamıyacağından$ ayrıca tahsisat menbai aranmak- tardr. — ipimese Müdürlükler amirlik oluyor Yeni belediye kanunu icabı elarak belediye iktisat müdür- lükleri, iktisat amirliği olacaktır. İ -a Karar bugün verilecektir Gazeteciler aleyhine ikame edilen davalara ait karar bugün Bursa ceza mahkemesi tarafın- dan verilecektir Yalova plajı açıldı Yalova — kaplıcalarının plaj kisimi dün açılmıştır. beydi saçları büsbütün aklanmış Akşam gazetelerinden birinde | bir havadis gördük, Nazarı dik- katimizi celbetti. Havadisi oku- duk. Bu havadis şudur : Seyri sefain idaresi bir aya kadar uzak seferlere başlıyor- muş.. Bunun için iki gemi alın: kararlaştırılırış ve gemiler erinde mutabık bile — kalınmış. Bu havadisi okuduktan sonra hem hayretten düşündük ve hem- | de kendimizi gülmekten bir türlü alamadık. Çünkü seyrisefain bu uzak se- ferlere hazırlanırken galiba bu- nun dibini bile görmiyor. Öyleya İstanbuldan Adaya #son seferini daha ortalık gündüzken yapan ge- milerde bu idarenindir. Henüz İstanbulla Ada gibi bir birine en yakın olan yerlerin işletme işi- ni tanzim edemiyen bu idarenin Mısır seferlerine kalkması ne ha- zin ve ne kadar gülünçtü: mamülat- Şekerli 'tan vergi alınma- Dün sabah galata köprüsün- | | | malı ! Şekerli mamülatın da mua- mele vergisinden istisnasi için ticaret odasından meclise ve ve- kâlete müracaat edilmişti. Millet | geclisi encümeninde tetkik edi- len bu müracaat şayanı kabul | görülmüş ve kabulü zımnında meclise arzedilmiştir. Hamal Şâbanın marifeti Galatada oturan madam Ân- dün arkadi sokağından geçerken hamal Şaban suslalı çakı ile bacağından yaralamıştır. | Sigara yakayım derken Nişantaşında — oturan Fuat | hanım, çakmakla sigara yakar- | mıştır. | | | | ken elleri ateş almış, bütün, vücudu tehlikeli bir surette yan- Fuat hanımın hayatı tehlikededir. — Otomobil çiğnedi Evvelki akşam kadıköyünde pazar yolu caddesinden geçen kızıltoprakta dülger İbrahim efen- diye 189 numaralı şoför İbrahi- min otomobili çarpmış) başın- dan yaralanmasına sebep olmuş- * tür. yüzünde derin kırışıklıklar hasıl olmuştu. İzmir meb'usu kendisine | umulmaz bir gaddarlıkla öldürüp İmdikkatle bakıyordu,fakat gözlerin- bitirmişti. Şimdi Handana tesa- |de ve tavrunda donuk bir gurur var- | düf etseydi, tanınsada aşnalık gösterilmemek bahtsızlığına oğraması ihtimali vardı. Belki de, genç kadın için- den gülecek çocuklukta geçen saf bir iptilanın o zamanki şek- line: — Çocukluk.. diye omuz silkip dudak buracaktı. Feridun bey, otelden çıktığı zaman, stokak içlerinden yürü- yerek şuürsuz bir hareketle mec- lisi milliye doğru gidiyordu. Zey- nelabidin beyi görmeği düşünmüt- tö. Olmazsa amcasının en çok sevişip Sir arkadaşlığı yaptığı ( Yasin ) efendiyi görecekti Mec- His methalinde şapkasını kapıcı- ya verirken Zeynelabidin beğe | benzettiği birinin yanından geçti- ğini gördü. Bu zat Zeynelabidin belki, tanınmamak |dı Feridun, ilerliyerek elini sıkmak: | — Canım, beni tanımadınız. — mı? Beyefendi.. Demek — istedi, | Ve tam dudakları kımıldanacağı esnada İzmir meb'usunun arka- sını dönerek geçip yürüdüğünü ve loş koridora girdiğini gördü. Feridun fena halde sıkılmıştı. Bir vakitler evlerinde teklifsizce içip yemek yiyen bu zatın ken- disini tanımamış olmasına ihti- mal verilebilirmiydi? Dikkatli bak- masından da Feridunu tanıdığı aşikârdı. Fakat genç adam buna bir. türlü ihtimal vermek - iste- Mlyordu. Yokse teşhiste kendi- simi yanılmıştı. Kapıcıya yavaşça sordu: — Şu giden zat kimdir? Kapıcı, pot bıyıklarının uçla- rını oynatıp yukarıya kaldıran bir tebessümle cecap verdi; —Aha, İzmir meb'usu Zey- nelâbidin beyefendi, Feridun mos mor olmuştu. Mamafih sui tefsirin manasızlığını düşünüyordu. Her halde Zeynelabidin bey, kendisini tanıyamamış olacak- ( lardı. Başka türlü mana verme- ğe imkân olamazdı ve köridora girdi. İntizar odasında on beş, Yirmi kisi teşrifatcıya dert an- ; latmaya çalışıyorlardı. Feridun kartının arkasına — Zeynelabidin beye hitaben bir kaç satir yazı yazdı: kendisinin İstanbul me- b'usu sabıkı merhum Ramiz be- yin — biraderzadesi olduğunu merhuma ait bazı şeyler hıki kında muavenetlerini rica et- mek istediğini Izah etti. Teşrifatçı diğer ziyaretcilerden topladığı kart ve kağıt parçarıyle içeriye gitti. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: