9 Mart 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

9 Mart 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hatıra K“Pl'an, şarabını içe AAT ŞÜT T OYT N ği tınt yazan: NACİ İSMAİL rken gülerek söylü- Yordu: — Sultanın kurnazlığını gördün- Mü, sana verdiği siyah inci değil,uğursuz balık gozü idi, dostum. İran sahilleri görünmüştü Bir Çölde ne olur, hur- Ma ağaçlarının gölgelerin- başka bir istirahat bu- lunmıyan diyarlarda, geniş neş'e hayatı olabilir mi dersiniz? Fakat, aldandığı" Bızi bilmelisiniz. Neş'e, insa> hin içinden doğar mış, bunu &ördüm. Arapların hepsi de bir haz içinde eriyorlardı. Ne kadar kötü olsa, ne'ka- dar iptidai bulunsa sesin Ve ahengin Çesrarlı tesirin: den kimse cüda değil. Y lanı oynatarak insanileştiren H ahengin içimizde yaşa: dığını inkâr edebilir miyiz ? Bize ağır geliyordu. Çün kü bu abengin daha yükse- Gini yaratan insanlardık. Fa- zla okumak fazla görmek bir yeni ruh teşkil ediyor. Bunun ihtiyaçlarına tâbi o mak mecburiyetinde — kalı- yorduk. Bunun için bu ipti- dat çöl ahenginden bir tey anlamıyorduk. Oman — müsikisi, Misır, Süriye, Türkiye musikilerine benzemiyordu. Güler yüzle kahkahalarla — söyleniyor, çalınıyor, bir fırakın acısmı neşe ile ifade ediyordu. Ne gazel vardı, na de yanık bir Eğin havası... Mevlevi ruhu buraya ğirmemişti. Şarkın, meşhur sekiz makamıda işidilmiyor- du- Yalnız, insan zekâsının, bulduğu ahenk ile kalmış- lardı. Eğer, buralara da A man harsı girseydi, bu sesin Sopen, Detofen, kolman ahenklerine kadar yüksele: ceği tabi Idi. Arapları- mütecassıp zan- hetmeyiniz- Bunlar. *halka verir tarkımı, kendi yutar talkımı, zihniyetinin canlı birer sahibi. idi. Bu zihniyet, şarabı ha:- tam addettirmişti. — Fakat, Urma şarabı içmeyen ara- bi görmiyordum. Sakiyeler, keçi derilerinden yapılmış Çük tulumlar içinde yüz- tce okka hurma — şarabı Betirmişlerdi. Toprak taşlara 'olduruyorlor, Bektapt dolu- SU gibi araplara içiriyorlardı. İzede bir tulum gelmişti. U aleme karışmak tehlikeli acakı. Bu iptidai insan- Ti ©, tulumlar gibi şişme- İ, bizlde şişirmeleri hesap" Vardı. İmsaka karar ver- tim, Yanılmamıştım. Yarım Skat sonra, tabii bir ziyafette Madığımı görüyordum. Bilhassa, Sultanın 101 h;.i"“ gelir, gelmez orta- karışmış gibidi. ı,mb'""n iptidat şek!ini baş'iz.. Göbek, kalça bel, d.:ıve endam hareketlerin- "ılı:.'k' bir şey değildir. OYu; gkırdıları içinde bir 9 başlamış, her çariye M önı Sultanın önünde ha 14 bakır paranın aln- de, “Piştırilmasını bir saa- olduy at Kadının ucüz &ü bir memlekette idik! li Nihayet, yemek zamanı geldi. Zaten, her kesin bek- lediği de bu fdi Divanın or- tasına büyük bir deve kili- mi serildi. Deve yavrusu, dört parçaya bölünmüş, sekiz a- rabin sırtında geldi. Bunla- rın yürüyüşleri bizim sızık hamallarının ahenğine uyu- yordu. Yağlı etler kilimin üzerine bırakıldı. Sonııxlrl e pilâv getirildi. e ı:ı.ılı:rn:lleı:'ln üzerine döküldü Şimdi, divanın içini et, yağ kokusu sarmış, yağlı bir sis tabakası belirmeğe başla- muştı. Araplar, birer köstebek gibi etrafa yerleştiler, kap tanın tarif ettiği usulde yemeğe başladılar. Hakika- ten görülecek bir - şeydi. Yalvız demirden, bir mide lâzımdı. Bir kelime ile biti- reyim. Üstleri — başları, yağ, içinde kalmış, kemikleri em- mekle kalkmışlardı. Biz yemekten az yemiş, yakti geçirmiştik. Sultanın lütlüne teşek- kür etlik. Ayrılırken hepi- mize de hediyeler — verdi. bana siyah inci vermişti: Bu, bir servelti. Fakat, kaptanın dudak arasından gülmesine içerlemiş, incinin sahteliğinden şüphe etmir- tim. * Akşam üstü, Maskattan ayrıldık. Gece yarısı. Hür: müz boğazına girmiş, İran sahillerini görmeğe başla- mıştık. (Devamı var) — Çekoslovakya Ana- dolu tütünü alıyor İstanbul, 7 (A.A) — İkti. sat vekâleti ihracat ofisin- den tebliğ edilmiştir. *Çekoslovakya tütün re- jisi Prag merkez müdüriyeti 929ve930 mahsulü Anadolutü tünü —mübayaası için bir münakasa açmışlır. Teklif mektupları en geç İ5 mayis 1931 tarihine kadar mezkür reji idaresi Prag merkez müdüriyetine gönderilmiş olmalıdır. Teklif mektupla: rında teklifi yapan müesse- senin — unvanı ve merkezi, teklif edilen tütünlerin mik- tar, menşe ve cinsleri zik- redildikten — sonra bir kilo tütünün Tiryestede — vagon teslimi fiatı ve teslim müd- deti yazılacaktır. Nümune olarak üç balya tülün en geç Mayıs 1631 ta- rihine kadar * Hdonin , tü: tün fabrikası mağazalarına ganderllmiı olmalıdır. Teklif mektupları 18 mayıs 1931 tarihinde rel! merkez müdüriy lacaktır. Müsabakayı etinde açı- a iştirak et mek isteyen tütün tacirleri* miz iştirak şerailini öğren: mek ve tafsilât almak üzere Dördüncü Vakıf handa racat Olisine müracaat ede bilirler. YARIN a Fe erkek rekabetine karşı mü- | 5 Almanyada, feminizm te- mayülâtı ( 1848 ) senesinde Alman kadınları tarafından izhar — edilmeğe — başlamış (1864) — dLuize OttoPeters) ismindeki ilk feminist kadı- nın riyaseti altında toplanan kadınlar taralından ciddi şuurlu bir şekle girmiştir. Almanyada uzun seneler feminizme alâkadar olan ve bütün kadınları alâkadar etmeğe çalışan zümreyi Al- man kadınlarının ekseriye- tine nazaran ancak bir kaç değerli şahsiyet sayılacak münevver kâdın'ar teşekkül etmiştir. Fakat harbi umuminin nihayetinde Alman kadın- larına intihap hakkı veril- dikten sonra kadınların ek. seriyeti fenizme büyük bir alaka göstermiştir. Munevver Alman kadını esasen (1880) senesinden- beri siyasiyat ile meşğul o'muş ve daha meb'us olmâ- dan evvel siyasi fırkalara inlisap etmiştir. İşte onun için kadınlar meb'us intihap (Richstağ) ta töz söylemeğe ve vazifeleri- ni ifa etmeğe başlayınca bu- hakkı su istimal etmişler Kadin meb'us oldukdan sonra, intihap edebilmek ve hassatan edilebilmek hakkı- nan ne demek olduğunu hak- kı intihaba malik kadın kütlesinin bu haktan nede- receye kadar olursa olsun bu haktan vaz geçmiyecek- lerdir. Almanyadaki ilk meb'us kadınlar bizim ilk şehir mec- lisi azası hanımlarımız gibi değildiler. Orada birinci kadın meb'uslar alman münevver kadıni ğının hakiki birer mü: messilleri — oldukları — için bizim şehir meclisi hanimla- rımız gibi atalet değil bil'akis memleket ve kadınlar le- hinde canlı bir mevcudiyet göstermişlerdir. Meb'us kadın horlin ni- hayetinden bu güne kadar geçen zaman içinde aile ve iş kadınını haklarını müda- faa edecek kanun maddele- ri yaptırmağa muvaffak ol muşlur. Bu gün çalışan alman kadını inanılmıyacak ve gipte edilecek imtiyazlara malik- tir, Onu hayatında iş dafaa eden, çalışan annenin l ve fakir aile — çocuklarının lehine düşünülen kanun maddeleri hep kadınlar meb- us olduktan — sonra çıkmış maddelerdir. Bugün Almanyada çalı şan kadın anne olursa çocu- ğu doğmadan birkaç hafta evvel izinli olarak aylığı ve ya gündeligği kesilmeden işi- ni terketmektedir. Hastaha- nede yattığı müddetce ayrı- ca cep harçlığı namı altında bir para alır doğum evini terkeden kadın birkaç haf- tayıda ayrıca başka bir mü- essesede çocuğunun yanında onu emzirerek geçirir. Bu- rasını terkeden kadın işine avdet ettiği zaman çocuğunu her sabah çocuk yuvası ismi altındaki bir yere terkede- bilir Sabahleyin işine giden anne çocuğunu oraya' gölü- rür. Orada bu çocuğa sıhhi çocuk bakımı öğrenmiş olan hemşireler akşamın kadar bakar akşamı işidnen dönen anne çocuğunu alır. Çalışan anne iki yaşında gelinceye kadar çkcuğunn oraya bırakır ve çocuğu iki yaşına gelince bu defa onu mekteplere terkedebilir, ço- cuğun — yaşı ile mütenasip susctte değişen müesseseler hayatını kazanmak mecburi- yetinde bulunan annelerin çocuklarım - onlar — hayata alılabilecekleri yaşlara ka- dar başı boş bırakmamak- tadırlar. Ne çalışan anne ve onun çocuğuyle — meşgul — olan müeşseseler hayır Mmüesseseleri ve cemiyetleri değildir. Alman kadınları bu gibi yardımlardan — bir sadaka değil bir hak olarak istifade etmektedir. Çalışan kadına bu im- tiyazları kazandıran münev- ver kadınlardır. Aceba bizde ne zaman feminizmin hakiki manasını kavrayabilecek olan münev- ver kadın faaliyete geçecek memlekette müsbet bir ka- dın hareketi uyandıracak ve türk kadını faaliyet namı altında bir kaç heveskâr fa- kat bilgisiz hanımın yaptık- ları gaflara nihayet verilecek. Bd Tayyare kazası| Avrupa birliği Glasgovv; 7 (A.A) — Ya rdımcı hava kuyvetlerine mensup iki tayyare bir uçuş esnasında çarpışınışlar Ve yere düşmüşlerdir. Pilotlar ölmüştür. Tayyarelerin bi rinde bulunan rasıt para- şütle atlamağa imkân buk muş ve kurtulmuştur. Bir çelik şirketinin vaziyeti Brüksel 7 (A:A) — Çe lik |irkelleılndım birininuğ- radığı mali müşkülât hak- kındaki haberin çok müba- lâgalı olduğu tasrih edil- mektedir - Blançosundaki açık evvelce bildirizen mik- tarı bulmıyan bü girket düştüğü müşkül vaziyetten kurtulmak için mahalli ban- kaların yardımda bulunma- gını istemiş ise de bir kon: kordato akdi talebinde bu- lunmamıştır. Paris, 7 (A.A)— Avrupa birliği tetkik komisyonunun gelecek Mayısta yapacağı içtimaa serbest İrlanda hü- kümeti de iştirak edecektir. Chamilly'i yangını Aukserre, 7 ( ALA. ) — Chamilleyide çıkan yangın- da bir kaç dakika içinde yüzlerce ton barot mahvol- muştur. Zarar bir kaç milyon tahimin edilmektedir. Alevler 30 kilometrolik bir daire dahilnde her taraftan gö- rülebilmiştir.. Bu kazanın sebebt heafiz anlaşılmamış- tir. Şarlo Berline gidiyor Londra, 7 (A. A.) — Mep- hur sinema artisti Charlie Chaplin, yarın sabah Berli- ne gitmek üzere hareket edecektir. k ğ Nakili : Hüseyin Zeki —— bir mücevher parçası için bir prensle yatmak şerefi için kendini satan, namusu- nu satan kahbel-. Seni öl- düreceğim, parçalayacağım, namussuz karı! Kex«dinden geçti, ayağa kalktı. omuzlarıma, başıma, göğsüme rast gele vurmağa başladı. Beu elinden kurtulmağa çabalıyordum. O daima vuruyor, vuru- yordu. Eli takıldı, peniva- rim yırtıldı, üzerimi örttü gene vurmağa dövmeğe de- vam etti. Kolları ayni ahenk le arkama kalçalarım kar- nıma düşüyordu. Deli gibi olmuşdum. Ba- gırmayayor, korkak korkak ona bakıyordum. bir fırsat- bulup kapıya koşmak iste- dim. Önüme geçdi. Çehresi okadar korkunç idiki ge- risi geriye çekildim. Beni tekrar karyolaya firlatte O kadar kuvvetle düşdüm ki bir saniye ba: yıldığımı zannettim. Sırt Üstü yatıyordum. peniva. nmın yırtık di'imleri salla- niyordu. vücudum — çıplak kalmışdı, büzülerek hınç- kırıyordum. yanıma geldi. Elleri, gene vurmak üzere havaya kalkmışdı. sonra, bilmem nasıl bir hayvan bir his buna mani oldu. Üzerime abandı; elleri ile okadar sıkıyordu ki parça- lanacağımı zannediyordum. Bana çok vahşi surette te- mellük etti. Zevkinden tır- naklarını etime batırıyor, dişlerile, kan çıkartacak ka- dar boynumu ısırıyordu. Maddi acının şiddeti, bir sünger gibi, manevi acıyı sildi. Artık hiç düşünmiyor- dum. Bu hayvani temasın giddeti altında, izmihlâlin, zafın sonunu duydum, tanı- dım. Şimdiye kadar beni sathi ve yumuşak nuvazip- Tere alışdırmış olan bu er- kek, alışmadığım bu şid- detle efendim — oldu, hislerimin vücudumun hâ. kimi oldu artık vücudumun anahtarları onda idi. Büyük bir haz içerisinde idim. Bu garip cezaya kendimi bira- kıvermiştim, iztırabı. ve zev- kı İnçiyor ısırmalarını tırma- lamalarını hissediyordum. İnilemeğe, sefil mahcup bir turette inlemeğe başladın. — Ferdi! döv beni döv! Daha kuvvetli daha kuvvetli. Ve ruhum, şuurumla be- raber dehşet ve sükünet der- yasının dalgaları arasında gaip olup gitti. SON Los Anceles zabıtası böyle bir yer keşfetmiş Los Angeles, 7 (A.A.) — I Bazı ağır muamelelere ma- ruz kaldığından bâhis şikâ- yette bulunan bir genç ke zın müracaati Üüzerine, za- bıta bir ilân şirketinin sabık memurlarından — birine ait stüdyo'da taharriyat yap- mıştır. Bu memur ile yanın- da çalışan bir geç kız bir “Sevda acenlası, açıp işlet- mek cürmile tevkif edilmiş- lerdir. Zabıtanın taharriyat esnasında ele geçirdiği bir cüzdanda (15) ile (Z0) yaş a ında (100) Londradaki yangın Londra, 7 (A.A.) Lond- ra kulesi civarında bulunan çay ve kavuçuk antreposun- da yangın çıktığı duyulur duyulmaz yüzlerce işçi bina- dan dışarıya fırlamışlardır. Antrepo şimdi kararmış bir iskelet halini almıştır. Nak- liye vasıtaları ve yaya gidip gelenler yollardan geçemez olmuşlardır. Antrepo civarında kala- balık bir halk kütlesi birik- miştir. Binanın duvarları kor- kunç bir gürültü içinde Ta- mise nehrine yıkılmıştır. Yangını söndürmek için bin- lerce galon su - sarfedilmiş- tir. Zarar miktarının 60,000 ile 100.000 — İngiliz lirası arasında olduğu söylenmek- tedir. Nüfusca züyiat olup olmadığına —dair — şimdiya kadar bir haber alınmamış- tır. Antrepo Butlers'e att bulunmakta idi. $ kadar genç kızla Hollivu: dun zarif ve zengin deli- kanlılarından birçoklarının isimlerinin yazılı olduğu gö- rülmüştür. Bu acentanın faaliyeti genç kızlarla delikanlıların tanışıp buluşmalarını temi- ne matuf bulunmakta idi. İsimlerin - yazıldığı def- teri tutan ve tevkif edilen genç kız faaliyet muhitin- deki genç kızların gözlerini açmak için kullandığı usulü bu defterde uzun uzadıya izah etmiştir. Fransada feye- zanlar Troyes, 7 (A.A.) Bilhas- sa, Bar-Sur-Aude ile Bar- Sur-Seine havalisindaki ne- hirlerin taşması üzerine su altında kalan yerlerdeki ev- ler tahliye edilmiştir. Bir iştial Novyork, 7 (A-A) — Joy- ce Card römoörkörünün * ka- zanı patlamıştır.. Römorkör batmıştır. Bu kaza esnasın- da iki kişi ölmüş, 3 kişi ya- ralanmış ve 3 kişi de orta- dan kaybolmuştur. Roma itilâfı Parls, 7 (A.A) — Roma deniz itilâfı Çarşamba gü- “nü aynı zamanda Vaşing- ton, Toklo, Londra, Roma ve Pariste neşredilecektir. yucayı NaNGI N Vire

Bu sayıdan diğer sayfalar: