23 Mart 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2

23 Mart 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 2 TENKİTmamz ——— KÖŞESİ Karlı Dağdan Ses Dr. Abdullah Cevdet B. gençliğinden beri yazdığı şürleri, Karlı dağdan ses ünvanile noşretti. 183 “sahi- felik bir hacmi dolduran bu sesler, tefekklüir noktai na- zarından, üzerinde durula- cak kadar ehemmiyetlidir. Şalr bir mütefekkir, yuhat mütefekkir bir şair olan Dr. Abdullah Cevdet B. yüre gindeki sevgi ve acıma ate- şini Karlı dağdan sesle söy- lemiş bulunuyor. İşte, bu hita- bi tetkik etmek istesek gençlik iddia eden bir dimağın sa- mimiyetine şahit oluruz. Diyebiliriz ki hece veya aruz rübailerinin bariz vasfı budur. Enemizde yaşâyan fikirlerimizi, bir ayna sada- katile, Apdullah Cevdet B. tarafından karilere bildiril- miştir. Meselâ, mümin ve münkir Abdullah Cevdeti, şair Abdullah Cevdet tam bir hakikatçilikle anlatıyor: “Asri dudaklarımda te- bessumler uçmuyor, Gufran niyazı mabedinin dilsiz” öksüzü; Ağlar içimde şüphe, bir ifriti mustarip, İmanımın yüzünde güler bir melek yüzü., Abdullah Cewdet B.in felsefi temayülâtını tetkik edersek diğerperest bir in- saniyete taraftar olduğunu anlarız. Fakat o bu karakte- rinde hem materyalisttir, hem de manevi bir haz içinde mistiktir. Bütün rubailerini okuduktan —sonra kendisi hakkında şu hükmü verebi- Hiriz. Halikle mahlük aransın- da tahtikurmak istiyen insan! Karlı dağdan sesin bazı orijinalitelerini de kaydede- lim. 1 — Şiirde, santiman- talizm ve ritmden ziyade marazi bir filozofi yapılmış- tır. Fakat, bu filozofinin ekoli yoktur. Tıpkı J. Gayav'da olduğu gibi. 2— Kitap,Türkçe, Acem- ce ve Fransızca rubaileri ihtiva etmektedir. Eser, böy- lece — beynelmilel değildir ; fakat — milletler kalmıştır . arasında 3 — Kitepta, Dil encü- ! I (Yarın)ın Halk Diplomatı | | | İŞEHİR HA ŞEHİR HABERLERH Afyon Amerikaya giden heyet dün geldi Harici Ticaret Dairesi: Dahildemi iş © iş görüyor Son günlerde afyon b | Tütün İnhisarı Erkânından Biri- nin Dikkate Şayan Sözleri yasası durğunlaşımıştır. Piyasadaki stok mıktarı 2 bin 250 sandık kadardır. Satışların durmasının sebebi Cemiyeti Akvamın tah- didinden ileri gelmektedir. Bu meseleyi halletmek üzere Ankaraya giden hey- et dün şehrimize gelmiştir. Heyet azasından aldığı- mız malümata göre hükü- met bu hususta Cemiyeti Akvama müracaata karar vermiştir. Satışlardan Türkiyeye de hisse ayrılmasını istiyecektir. Bu teşebbüs kabul edilme- diği takdirde hükümetimiz Hsans kaydını — satışlardan kaldıracaktır. Nevruz İran sefaretindeki dünkü merasim Dün Nevruz olduğu ci- hetle İran sefaretinde cene- ral Konsül tarafından öğle- den evvel İran tebeası bu- lunanlara bir resmi kabul yapılmış ve İstanbulda bu- lunan — İranlılar bu resmi kabule iştirak etmişlerdir. Öğleden sonra da diğer sefa- ret erkânı kabul edilmiştir. Lehistanda Bir tütün sergisi açılıyor Tıcaret odasından aldı- ğımız malümata göre Lelis- tanın Poznan şehrinde bir tütün sergisi açılacaktır. Ser- giye iştirak etmemiz için Oda- ya bir teskire ıönde:ilııılıur ÇAT EELİNİİE £ ı meni Mmukarreratı hilâfına bir imlâ tarzı takip edilmiş ve alfabeye yeni harfler ilâve olumuştur. Abdullah Cevdet B. bu noktada ken- di tabirile asidir. Lâkin, Abdııllah Cevdet B. de, bulduğu harflerle, yaz- mak istediği sadayı ifade edebilmiş değildir. Mesalâ C eski Türkçede ki noktalı “h, harfi yerine “Kh,, harf- lerini kullanıyor. Bu ise, İngilizleri taklitten ibarettir. * * Harici — ticaret ofisinin tütünler hakkındaki tetki- tetkikatı bitmiştir.. Buna bakılırsa — memleketimizde 927 de stok tütün bulun- maktadır. Bunların çoğu Art- vin, Düzce malıdır. Son zamanlarda iflâs eden tütüncülerin elindeki malların — bir kısmınında Trabzon, Artvin, Düzce malı olduğu görülmüştür. Harici ticaret — dairesi yaptığı tetkikat neticesinde şu neticeye de varmıştır: *“Madem ki, Türk tütün- leri elde kalmıştır. Tüccarın elindeki bu malı tütün İn- hisar İdaresi almalıdır. Bv suretle buhranın ö- nüne geçmek mümkün ©- lur. » Buna mukabil — de Tütün İnhisar İdaresi er- kânından — biri şu cevabı varmiştir. — Harici ticaret ofisi ihracat mallarımız için ha- Tuzcular Sigorta ücretlerin den şikâyet ediyorlar Tuz tüccarları tuz sigor- ta ücretlerinden şikâyet ct- mektedirler: Foçadan Marmaraya kadav beher çuvaldan 5,5 huruş alınmaktadır. — Alâ- kadarların bu hususta ha- zırladıkları rapor bu gün Ticare Odası idare heyetinde müzakere edilecektir. Tiftik Son hafta zarfında tiftik satışlarında bir canlılık gö- | rülmektedir. Mart bidaye- tinden beri 541 balya tiftik ihracatı yapılmıştır. Maama- fih fiatlar yüksek değildir. Tiftiğin kilosu 70- 80 kuruşa — gitmektedir ki bu mıktar 930 senesi fiatlarıma göre ancak üçte bir nisbe- tindedir. riçte piyasalar ve mahreç- ler bulacaktı. Faaliyete başladığı ilk ağızda afis Türk mallarının buhraninı böyle — dahilde halledecekse buna diyecek yok ! Fakat yalnız su akla gelir ki Hariçi ticaret ofisi, ismindende anlaşılacağı veç- hile Türk mallarına dahilde değil, hariçte mahreç araya- cak bir yerdir . İkinci takdir- de ismini dahiliye tahvil etmelidir , * Diğer taraftan dün da tü- tüncülerden Alâiyeli Mah- mut Fesci zade Ziya beylerden mürekkep bir heyet tütün buhranının halli için Anka- raya haraket etmişlerdir. Bu heyete Samsun ve İzmirde ikişer aza iltihak edecektir. Tütüncüleri- mizden Hüseyin Bey de he- yete — muavenette buluna- çaktır. Kendisi zaten Anka- radadır. | Cellât Hasan ve Arkadaşlarının Muhakemesi Tavşancılda Bağ bekçisi Yusufu öldürmeten ve kendi kainpederi Mes'udun evine arkadaşlarile birlikte taarruz etmekten maznun - Cellât Hasan ve rüfekasının muha- kemesi dün Ağırcezada gö-) rüldü.. Cellât Hasan Bekçi Arnavut Yusu- fun ölümünden firari Mah: mutla şerik olmak ve eve taarruzdan da maznundur . Arkadaşlarından — Saim ve Kâziım ayrıca Ahmet isminde — birisini bıçakla- makla Atıf, Sabri ile bir- likte firari Mahmuda yatık- hk etmekten maznundular. Ayrıca Atıfla Saim Fikri Bir muallim İntihar etmek istedi Sabık Urfa orta mektep muallimlerinden Sırrı Bey ikamet etmek üzere iki se- ne evvel İstanbula gelmiş- tir. Bir sene kadar İstanbu- lun — mühtelif — yerlerinde oturduktan sonra en son olarak Beşiktaşta -Değirmi taş mahallesinde küçücük bir haneye taşınmıştır. Bu- rada bir seneye yakın bir zamandır oturmaktadır. Bir müddet evvel önüne Asiye Hanım isminde genç bir kadın çıkmış ve tanışmış- lardır. Asiye Hanım oldukça güzel bir kadındır. Sıtrı Beyle ba tanışmadan bilistifade parasını yemek için ona çok yüz vermiştir. Sırrı Bey ka- dinın bu vaziyetleri karşısın- da temamen abayı yakmıştır. Fakat son günlerde paralar suyunu 'çekdiğinden Asiye Hanım bu defa sebepsiz ola- rak kavga etmeğe 'haşlamış- tır.bu kavgaların sonuncu- sunda Asiye Hanım Sırrı Beyi terk ederek meydan- dan kaybolmuştur. Sırrı Bey kadını bir çok günler beklemiş fakat hiç bir haber çıkmayınca artık gelmiyeceğine kani olmuş ve Asiyesiz yaşamakdar sa ölmeği tercih etmiştir. Ni- hayet dün gece geç vakit evine gelmiş ve bir mektup yazarak masaya bırakmış silâhını çekerek beynine ateş etmiştir. O sırada nasılsa kur- şun seyrini kaybetmiş ve Sırrı Beyi sol kolundan ağır #urette yaralamıştır. Bunun üzerine Sırrı Be y feryatlara başlamış etraftan silâb ses- lerile karışık çığlıklara koşan Sırrı Beyi kanlar içinde bul- Bütün şahitler d)nlendi. Yataklık ve eve taruz ve —e aa aA A — e Şükriye taarruzdan Sabri, | Atıf, Kâzım, Salm, cellât Hasan besaet etmişlerdir. Ahmedin bıçaklamasından oldu. Karagöz , ve Kâzım ve başka b" Kâzim yedi ay, Saim beş | ay yirmi beş 'gün mahküm | | kılmamıştır. 23 Matl | meeseren KUŞ <I -- Üç misal -- Yeter mi? İstanbul yerinden oya Yedisinden — vetm kadar herkes biribirine lİJ' Ne var, ne oluyor?. Ba: top uynanacak... Galatasaray - Fenerb çe maçı var. Stadyom'un önünde b birini ezen bu binlerce a0 mın elinde çifte çifte (l lar, içeriye girmek için tasıl hücum eliyor, bağt yorlar : — İlle - gireceğiz, | kapıları, paraysa para, lİaysa veririz... * | Biroz ötedo, ta.. İ vay yoluna kadar birilif halk görüyorüm. Kıdlıı genç, yaşlı.. Umumi harpte öl: için gıdasının vesikasını liyen bedbahtları andırtt lardı. Bİ Bunlar da kimdi, bu ğukta bu kadar zahmet! çin katlanıyorlardı. Mesele yok, sinemayö” recekler... İçeride ne aşk sahneleri değilmi? Eğer gözleriniz “kadif| dan bir an için ayıraf olursanız asıl aşk nu larile karşılaşırsınız. * Saz sesi gelen her h? bir gazinoya bakın * atsanız yere düşmez , rini orada tatbik ede Bu küçük hesap, m “Miat, hanesini geçn Memlekette para İktisadi buhran Diye bar bar bağt ken bu misaller siyal nitda beyaz, kurdun da kuzu gibi görünmü; katlinde firari — Mal beraber olmadığı t ettiğinden beraetine * verildi. İi Beraet edenler bırakılarak mahküm * rümden maznun cellât Hasan serbest ve Es Karagöz —Bodos ağa, tenekenin üstüne bir kaç parça yağlı peynirden istif etmişsin. Tenekenin içi ise, imarsızla dolu. Bu dalâ- verelerden ne zaman vaz geçeceksiniz. Ö bür gelişte mi? Bodos ağa — Ah, Karagöz, yağlı peynir nerede? bütün mandıralar yağsız yapıyor. Belediye, bu peynirleri gelirken muayene etmiyor, cezasını biz çekiyoruz. Ben Kase- riliyim. Bu kadar ceza verdikten sonra, külâhı değiştirmem hiç ? ŞüKaragöz — Bir okka halis yağ bulmak | için İstanbulu devrettim, gitti. Sen de var mı, Eftim ağa? Eftim ağa — Ne gezer. sen, kırk yıllık ahbapsın, Karagöz. Doğrusunu söyleyeyim mi? bütün yağcılar mahlüt fabrikası haline geldi. Dışardan gelen yağı muayene eden yok. Acı geliyor. Acısını çıkarmak - için tatlılara oruz. lir, bi üt h.kımııny Böyle gelir, böyle Karagöz — Haniya, mahlüt yasaktı? z eli İRM AĞ Karagöz — Bune hal, bu ekmekler niçin başka renkte, belediye, bütün fırınlar için aynı hamur kullanılmayacak mı? Narh, her yerde aynı. Fakat; ekmeklerin Hıılı! e Ymer, kimisi beyaz, hamurlarıda üste caba. Fırıncı — İşimiz veresiye. Tüccar, bu unu veriyor, fabrikalar bu unu çıkarıyor. Neyi verirlerse alıyoruz. Belediye cezayı bizden alıyor, unu veren tüccardan, fabrikalardan alsaya!.. Karagöz — Ey belediye | birer birer esnafın arasına söylediklerini — eşitimiz. Hit şebrin yiyecek, içecek şe koyunuz. O zaman, Iııkh kesbedersin!z. Yoksa, boj halkası kalacak bu ııırıll" gemisi yürümez, derler; Beli ata sözünü bilirsiniz. Fakatı İ başka bir marifetle bu iş© Hiç olmazsa, beni dinl nt

Bu sayıdan diğer sayfalar: