23 Mart 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5

23 Mart 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | | İ Hatırı atını yazan: Naci İSMAİL Hazreti Hurşidin nutku,esranengiz eksir gibi gözlerimiz. memizi şaşırtıyor, haline getiriyordu Hürmüz ile Ehriman Hazreti Hurşit, pl”fü' ğındaki iri yakut yüzüğü çıkardı. Bir bham gibi iki dafa şarap kadehine soktu. Bu büyük âlimin bu hare- ketini şaşkın şaşkın ııîkıp ederken, hatiften bir sesin: — Zerdeştin sözlerini v- nutmayınız ! diye diye, yak- Taştığını hissediyordum. H * tet, bizi de büyülemiş miydi, gibi bir şüpheye de düşme- miş, değildim!? Asyanın bin bir esrar- engiz ilmi vardı. Bunların hiç birisi kitaba geçmermiş Ü. Fakrizm ilmini — ne bilan var, nede bilmek im- kânı Her halde Brahmanın, Budanın bu gizli ilimleri gibi Zerdeştinde bir gizli ilmi olabilirdi. Acaba, Hazreti Hurşit te böyle bir simya ilmi mi biliyordu. Kabıma sığa- mamış, sormuştum: — Ya Hazreti Hurçit, bu yakutun kızıl şaraba ba- tırılmasının sebebini öğre- nebilir miyiz? Hazreti Hurşit, yakıcı bir iki nazar etti. Kendim- de bir gevişeklik duymağa başladım. Belki, kızıl şara- bin tesiridir, divor, ehem- miyet vermiyordum. Fakat Amerikalılarda da bir dalgın- hk eseri görülmüyordu. Esrarengiz bir kuvvetin te- siri altına ılrdiğlm'ıl an lamağa başlamıştım. Gitmek fikrile kalkmak isterken, Hazretin: — Gitmek istiyorsunuz, değilmi? Keşfi karşısında fhare- ketsiz kaldım. O devam ediyordu: — İranın fikirsiztik devri- ni hulâsa etmiştik. Şimdi, devirden! evvelki İranı idare eden fikri gözden g© _v_lrellm R Almanya - Gümrük i kamaştırıyor, muhake- bizi nevim ve yakaza kendimizde değildik.. 31 — ilâhları Koraların İranın'da yaşa- yan fikir neydi ? İran tarihi, !'âhlarla baş- lar bir ilâh gibi ve bem ezeli hem de ebedlidir. Bu ruh eski İranı idare ediyordu. Bir millet, kendisini bukadar kuvvetli görür görmez, in- tan kuvvetinin u'uhiyetine inanabilirdi. Yalnız, eski İranın dün- yadan ayrı bir yerde yaşa- yan bir haliki yoktu. Yez dan, Kesra idi. Fakat bu Yezdan da yok- tu.. —bir şey yaratamaz, var olanların varlıklarını mu- hafaza eder, bunları hayra doğru sevkederdi. Bu esas gösteriyor ki, dünya işlerin den hiç birisi insanlardan gayri ilâhlarla alâkadar de gildi. İnsan, birzat halikti. İşte, eski İranlıya medeniyet usaresini de bu kuüvvel aşıl- mıişti. Biz, ilami bu itikadı — bazı tariklerde de görebi liriz. Yalnız, hem bunların mistiktir, hemde bir istihza ile karışıktır. Bu- nun İçin, hayra değil şerre alet olmağa mahküm olmuş- lardı. Halbuki, İranda öyle değildi. Kâinat, iki kuvvete ay- rılmış, hayir ve şer ile ifade edilmişti. İyilik, kötülük, gün gece, işık ziya. kadın erkek ve saadet, keder gibi hakika!- ları gören iranlılar. dünyanın bu iki kuvvetini sembolize etmek istemişler. bunları ilâ, hileştirmiştir.: Hürmüz, hayrin Allahi olmuş, şerde Ehrimi- ne terk olunmuştu. Yalnız, bu Allahlar ve- rilen manalarla insaniyetin uluhiyete verdiği mana a- rasında hiç bir münasebe! (Devi ar ) imamları vusturya Ittihadı İki hükümet buhususta aralarında itilâf aktettiler Berlin, 21 (A.A) — Wolf Ajansı tebliğ ediyor: Almanya ve Avusturya hükümetleri Avrupa millet 'trinin iktısadiyat sahasında €birliğile çalışmaları fikrinin ı'*llîlııı şeklini almasına Yardım arzusile memleketle- Finin ticaret ve gümrük *İYasetlerini biribirine uygun hale getirmek için Mü- Zakeratta bulunmağa karar Yermişlerdir. Almanya ve Avusturya 'h:komeüe:ı mümasil — bir SViye sureti hakkında arzu ıl:ıu' edecek diğer herhangi hükümet ile de bu busus İA — müzakerer ismeğe ye — girism hazır bulunmaktadırlar. Almanya - Ayusturya Tüshedesi için — aşağıdaki dırektifler tesbit edilmiştir: Almanya ve Avuıturıyı ümetleri kendi memle- :::ul: arasında ve Iııııdli memlekellırîlc üçüncü bir memleket arasında ticaret eşyası alış verişi için bir güm- rük ittihadı vücuda getire- ceklerdir. Bu ittihat iki mem- leketin istiklâli üzerinde hiç bir tesir yıpıııyıcıkur. Almanya va Avusturya hükümetleri aynı gümrük “kanununu ve aynı gümrük tarifesini mer'iyet ıııevkl::: koyacak, tatbik edecekle: î. Bu tarife ve kanun bun dan böyle ancak iki Iıülıfı: arasında bir itilâf husu'ü suretile tadil olunabilecektir. İki memleket arasında yapılacak Hcaret eşyası â- met Harp kokusu Yeni bir Fransız avizosu Bordeauks (A.A) — Fran- sız müstem'ekelerinde taras sut vazifesini yapmağa tah- sis edilecek olan Mont Dur- ville avizosu denize İndiril- miştir. Bir çok hatipler bu münasebetle söyledikleri nu- tuklarda, deniz itilâfı. akdinden dolayı me mnüniyet beyan elmişler Fransız donanmasına ilâve edilen gemilerin memleketi müdafaadan başka bir mak- sa da tahsis edilmediğini, bu hususta gizli bir tecavüz emelleri beslenmediğini söy- lemişlerdir. Bu hatipler bü- tün dünyarın iktisadi hayatı üzerinde tesirleri pek yakın- da görülecek olan deniz iti- Tâfından sonra dostâne mü- kâlemelere devam edilme. sini hararetle arzu etmiş lerdir. İspanyada İşsizler nümayiş yapıyorlar Cordowve, 21 (A.A) — İş sizler yakın mahallerden bi. rinde bir nümayiş yapmış'ar ve bir ekmekçi dükkânına hücum etmişlerdir. Zabıta nümayişçileri dağıtmış ve sükünu iade etmiştir. M. Grandi Parise gidemiyor Roma, 22 (A.A ) — M. Grandi, Avrupa birliği tet- kik komisyonu komitesini: Paris'te yapacağı - içti. işlerinin çokluğundan do'ayı, bulunamıyacağını, bundan dolayı pek ziyade mütessir ve müteessif olduğunu, İtak- yan sefirinin bu içtimada kendisine vekâlet edeceğini M. Briand'a bildirmiştir. Reichştag meclisi Berlin21(A.A)—Reichştag meclisi maliye nezareti büt- çesini komünistlerin muha- nın lif reylerine karşı ekseriyetle- kabul etmiştir. Ceneral Pari galos'un muhakemesi Atina, 21 (AA) — 19- 28 intihap mücadelesi csna- sında vuku bulan — kanlı vak'alardan dolayı Ceneral Pangalos aleyhinde ikame edilen davanın rüyetine bu- gün başlamıştır, Bu muha- kemeye karşı umumi bir ka- yitsazlık ve alâkasızlık gör terilmektedir. lışverişinde ithalât ve ihra> cat resimleri alınmayacaktır. İki hükümet intikal dev- resine ait olmak üzere ne gibi eşyadan — ithalât ihra- cat resimleri lllMclllnl:"' arlaştıracaklardır. ."î;l kııı:mle:ıcün gümrük idareleri temamile müstakil Ce kll.î:lklulıüküıwtl"dın her biri üçüncü bir hükümet Üe ayrı ayrı Ücaret müa- bedeleri yapmak hakkını muhafaza etmektedir. An- cak bu muahedelerin Alman- ya*Avusturya muahedesile bir tezat teşkil etmemesi Di lerle ay- r hüküemt! Di lı[ı):ıîı'ı hakkında :ık::ıı:l üzakerelerle mü! ol- :u';:kîııdır müşterek bir Gandi Kongreye bir telgraf gönderdi Karaşi, 21 (AA.) — M. Gandi mahalli kongre me- murlarına — gönderdiği bir telgrafta 24 Martta yapılma- &ı kongrece karşılaştırılmış olan muazzam alay ile © tarihten sonra yapılacak teza- hürlere ait hazırlıklardan vaz geçilmesini istemiştir.M,Gan- di,bu talebinin sebebinidetzah ederek “Baghatsingh,, ile iki arkadaşının Lâhor suikas- tinde methaldar addedilerek anbean collâda teslim edil- melerine muntazır. bulun- dükları bir sırada bu ka- bilden meserretkârane teza- hürler — yapılmasının arzu edilecek bir şey olmadığını beyan etmiştir. Gandinin kabul edilen bir mütaleası Yeni Delhi, 21 (A.A.)— M. Gandi'nin ve Londra'da toplanmiz. Olan ©, Yuvarlak masa konfaeransına - iştirak bae ile eden murahhaslardan zısina — valli umumi gayri — resmi kubulan bir mülâkatları es- surette — vu nasında M. Gandi mes'ul bir İngiliz heyeti murahha- sasının yakın bir tarihte Hin- distana gelmesi lüzumunu beyan etmiştir. Gandi nin bu fikir ve mütaleası umu- miyetle terviç edilmiştir. Gardiff maden işçileri Gardiff, 21 (ALA) — Kö- mür ocaklarında — çalışan amele — tarafından — tertip edilen her içtimada grev ilân edilmemesine 747 mu- halif veye karşı 787 reyle karar verilmiştir . Yunan tütünleri Atina,21 (ALA)— Hükü- mMmet, müsmir surette ilânlar yapmak ve ecnebi piyasala- dikkatle takip etmek suretile Yunan rının — vaziyetini tütünlerinin satışını arttırmak için hususi bir tütün teşkilâ- tı vücude getirmeğe karar vermiştir. Hükümet, bu teş- kilâtı tmahsusaya her sene 20 milyon drahmi vermek suretile nakdi — yardımda bulunacaktır. iilâf dairesinde girişilecek tir. Âkit iki tarafın ayni mik- darda azasından mürekkep olarak teşkil edilecek bir ha- kem komitesi aktedilecek muahedelerin tefsir ve tat- biki münasebetile niza ve ihtilâfı mucip olacak mes'e- leler hakkında hakem sıfa- tile karar verecektir. İlk üç sene zarfında mu- ahedeler feshedilmiyecektir. Buüç senelik müddet bit. tikten sonra âkit taraflar- dan herbir! bu muahedele- rin — mefsuhiyetini ancak teşrli meclislerinin muvafa- katile ve bir sene olarak tesbit edilen fesih mühletine rlayet etmek süretile ilân el HiKÂYE | Yedi Büyük Günah l ! İDünkü nüshadan mabaad| Sen böyle kederli iken biz eğlenmeyiz dediler. Sofra- ya oturmayacağız, avdetini bekleyeceğiz. Avluya gelince, genç kız mutfaktan — gelen — şiddetli gürültüler duydu, küçük bir uşak, aşcı başıya yemeğin bir kaç saat gecikeceğini haber vermişti, Bütün şöh- retinin böyle bir gecikmekle tehliksye düşeceğini gören aşcıbaşı hiddetle zavallı uşağı döğmeğe başlamıştı.Genç kız uşağı kurtarmak için mut- fağa koşmuş, ve aşcı onun ricalarıa — dayanamıyarak uşağı bırakmıştı. — Seni bu kadar güzel yaratan Allaha şükürler ol sun... kederine ben de can sıkıcıtısıda ilâve etmek İste- mem ! Genç kız tek başına, or- man yollarından sevgilisine gidiyordu. Bu ormanda saklı bir hırsız vardı. O genç kızı gördü. Gelinin başında bir taç, parmaklarında pırlanta yüzükler, belinde altın bir kemer, boynuada iri inciler vardı. Hırsız kendi kendine: * İşte kolayca soyabile- ceğim büçük bir kadın, dedi. Üzerindeki mücevheratla, bir başka memlekete yer leşir ve bundan sonra na- muskâr bir hayat sürebili- rim,. Fakat kız yaklaşıpta yü- zünü iyice görünce bütün kuvvetini kaybetti. çünki allah bu kızı fev- kalâde güzel yaratmıştı. (Ah bir gelinmişl.. Ona - fenalık yapamam!) Ve hakikaten ota do- kunmadı. Gene bu ormanda bir mün- zevi yaşıyordu. haftanın bir gecesi uyuyıp altı geceyide uyumadan geçiriyordu. Ye- dinci gün nihayete ermek üzere idi ihtiyar uyumağa hazırlanırken uzaktan koşarak giden gelini gördü? Ve: “Acaba bu kadın yağ- murlardan yükselmiş olan dereden nasıl geçebilecek?, Diye düşündü. Ve yerinden kalkıp kızı dereye kadar takip etli. Ve onu omuzu- na alarak dereden geçirdi. Fakat uykuya hasrettiği ze- man böylece geçmişti.., Altı gün ve altı geceyi bir yabancı kadın için uykusuz geçirme ğe mecbur oldu, buna tecı- süf etmedi çünki genç kızda öyle tesir eden bir güzellik vardıki, onu her gören onun için bir şeyden mahrum ol- maktan bile zevkalıyordu. Nihayet kızcağız sevgili- sinin karşısına kadar geldi. Delikanlı evine kapanmış ve kapısını kilitlemişti. Genç kız kapıyı vurdu, o açmadı kılıcını çekmiş kendini vur- mağa hazırlanmıştı. Zavallı kız, bağırmadı haykırmadı, her şeyin bittiğini zannedi- yordu dizleri üstüne düştü ve aglamaya başladı. Delikanlı onun hınçkırık- larını işitip kapıyı açmıştı. Kız ağlayarak ona yalnız babasının icbarile bir baş- kasına vardığını anlatdı. Delikanlı sergilisinin da- ima kendisini sevdiğini an- “Selma Lagerlof,, layınca artık intihadan vaz geçtiğini ona söyledi. Genç kiz onün — kolları arasına atıldı ve beraberce ağlaş- dılar. Delikanlı: — Şimdi artik kocana avdet etmelisin dedi. — Nasıl dönebileceğim. —Hayır ben seni bana yollamak büyüklüğünde bu- lunan adama karşı başka türlü hareket edemem! Veiki at hazırlatarak, sevdiği kızı kendi elile ba- basının evine götürdü., Rahip hikâyesini - bitir. dikten sora İblise, bu feda- kârlıklardan hangisinin daha güç olduğunu sordu. Çünkü akıllı bir adam olan rahip pek iyi biliyordu ki, hiç bir —insan bu — adamın göründüğü kadar kusursuz ve günahsız olamaz. Karşı- sındaki adamda yedi büyük günahtan hangisinin bulun- duğuünu — vereceği cevaptan anlayacaktı . Acaba en büyük feda- kârlığı babamı, kocamı, davetlimi , aşcımı , hırsızmı * Münzevimi yapmıştı. ? vere- ceği cevap onun ruhunun , güururunu , kıskançlığını aç gözlülüğemi, hiddetemi, hasisligemi tenbelligemi, yok- sa iptilâyamı — mütemayil olduğunu anlayacaktı. Çün- ki onun cn begeneceği fazl- let şüphesiz ki en güç bul- duğu şey olacaktı. İblis ven- di oyunile o kadar meşğul- diki rahibin — hillesini anla- madı. — Sualine cevap vermek çok müşkül pederim. Bu fe- dakârlıkların hepsini şayanı takdir buluyorum. — Oğlum Allah aşkma Lana hangisini daha yüksek bulduğunu söyle! — Hiç birinin ötekinden daha iyi olduğunu söyliye- mem! Sana tekrar rica ediyo- rümm, iyi düşünde cevap ver. İblis cevap vermek iste- medi. Rahip dehşetle! O halde sende bu yedi büyük günahın hepsi var! Diye haykırdı. Sen mutlaka — şeyltanın kendisisin! Ve Rahip mih- rabın önünde diz çökerek dua etmeğe başladı. Oyunu kaybeden İblis tiyah pelerinini kanat gibi kullanarak bir yarasa gibi uçmağa başladı, kilisenin ku- lesinde kayboldu. (Bitti) ——— — İstanbul besinci İcra Mec- murluğundan: Mahcuz - ve furuhtu mukarrer koltuk,ka- nepe, mütcaddit halı, ayna, ve oda takımları 28.3.31 tarihinde müsadif Cumartesi günü saat dokuzdan itiba- ren Şezadebaşında Nurettin mahallesinde tramvay cad- desinde 225 numaralı beyaz harenin önünde bilmüza- ydede satılacağından talip olanların yevmi mezkürda mahallinde hazır bulunacak memuruna müracaat eyle- meleri ilân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: