23 Mayıs 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

23 Mayıs 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 Türkiyede İntihap hürriyeti İ Varmı ? (Başmakaleden devam) Halk Fırkasının kendi kendini tenkidi temayülle- rinde hüsnü niyet görmemek insafsızlık olacaktır. O ar- zular, Fırkanın iktidar mev- kiini muhafaza etmek endi- şesile, Hükümetin ziyade hırpalanmamasını, Meclisle hükümet arasında istişari mahiyette ve fakat bir pren- sipten ayrılmıyan idarei mas- labatçı münakaşalar yapıla- bilmesini, temin maksadın- dan ibaretti. Tabil şu " şek- lin pek danışıklı dövüş, mil- lete karşı açık muvazaa olacağına şüphe edilmemek te, zaruri idi. Binaenaleyh, daha makulü, Meclise her meslekten mebus almak, icabında o meslek erbabi- nın ihtisaslarından istifade etmek, takibedilmek istenen yola en muvafık, en uygun düşecekti. Hakikaten öyle- dir de.. Gürültüsüz, sakin, endi- şesiz ve teminatlı vaziyet; ancak bu kadar olabilir- di. Buna rağmmen — İnt- haba — başlanmazdanevvel, Meclise müstakil namı altında Halk fırkası haricindeki va: tandaşlardan otuz kadarı- nin alınması esasına gidildi- &i görüldü. Bu tasavvur, bir dereceye kadar vatandaşları tatmin edici mahiyette idi. Sonra, nedense vaziyet- te bir başkalık hâsul oldu. Fırka, bunu ayrıca mesele baline soktu. Müstakil me- bus intihabı kısmen halledil- miş, kısmen de muallak kal- miş oldu. İşte, neden sonra, Halk fırkasının Meclise daha zi- yade müstakil almaktan te- vahhuş ettiği, ürktüğü an- Taşılmış bulunuyor. Demek oluyor ki, Meclise yeniden Halk fırkasına mensup beş on zat daha iltihak edilecek- tir. İatihap serbestisi olmı- yan bir memlekette, yeniden müstakil namzet olarak orta- ya çıkmak hiffetini göste- recek vatandaşlar tasavvur edilmez. Zaten böyle olma- sa da, yapılacak şey yoktur. Müstakiller neye, hangi muhtelif meslekli fırkalara karşı ayrıca istiklâli efkâr ile hareket edeceklerdir? Mecliste muhtelif meslekleri temsil eden muhterem meb- uslar, esas itibarile Halk fırkasına bağlıdırlar. Ken- dilerinin siyasi haklar ara- maktan ziyade, meslek ih- tisasları hasebile encümen- lerde müşavirlik - vazifesini yapacakları tabiidir. Kanun- lar, ve layihalar bu zaviye- den gene Meclise gelir ve geçer. Gerek Fırkanın, gerek ik- Udar mevkiinin arzusu da, o merkezde toplanmış bulunu- yor. Halk fırkasının son idarei maslahatçi vasıfla- rını bir kerre daha tebellür ettiren müstakil ettirilen meb- usluklar mese-lesi de, böylece geçiştirilmiş olacak demektir. ARİF ORUÇ M. Snovden'in vaziyeti Londra, 21 (A.A.) — M Snowden iyileşmiştir. Kendini yazlık ikametgâhına gidebi- bilecektir. Refia hanım sevilmediğini gö- rünce intihar etti! Refia hanım diyorki: “aşk uğruna ölmek ahmaklıkmış ve budalalık mış,,, Evvelki gün, Unkapanın- da demir sokağında 15 nu- maralı hanede Refia Hanım tentirdiyot içerek intihara teşebbüs etmiştir. Bu husus- ta kendisini, dün Haseki hastahanesinde ziyaret ede- rek almış olduğum malü- matı bildiriyorum. Refia Hanım kimdir? Refia Hanım aslen İstan: bollu olup 23 yaşında genç ve güzel bir kadındır. Bundan dört sene evvel kunduracı Ali — isminde biri ile evlenmiş, geçinmeğe başlamıştır. Fakat, bundan bir sene evvel aralarında bir kavga çıkmış, ayrılmişlar- dır. Bu ayrılıktan sonra Refia Hanım, eşyasını almış, ak- rabası olan Hüseyin Efendi namında birinin evine gel- miştir. Bir müddet burada kaldıktan sonra tütün depo- sunda bir iş bulmuş ve ça- lışmağa başlamıştır. Çalişirken Bu sırada gönül buya karşısına çıkan Kadri ismin- de birile tanışmış, aradan çok #sürmeden sevişmeğe başlamıştır. İşte hayâtında ilk sev- diği erkeğin Kadri olduğu- nu söyliyen Refia hanım nasıl sevdiğini ve nasıl se- viştiğini — anlatıyor. Bizzat ağzından dinliyelim . Refia H. ne diyor — Dört sene evvel var- dığım Aliye, Allah bilirken kuldan ne saklayayım; Ken- di arzu ve kendi isteğimle varmamış, adeta zorla gibi bir şey olmuştu. bu zorla olmanın neticesidirki mes'ut olmayıp ayrıldım. Bu ayrılmamı müteakip dayım Hüseyin — efendilere gelerek oturmağa başladım. Bir müddet sonra Aradan bir müddet geç- mişti. Rejiye devam eden komşumuz Saime isminde bir arkadaşım bana gelerek: — Kız Refia, ne oturu- yorsun? gelsene seni Rejiye yazdırayım, dedi, — Bu tek- Hfi can ve başla kabul et- miştim. “Hemen — birlikte kalkarak gittim ve yazıl- dım. Ertesi günden — itiba- ren çalışmağa — başladım. İşte bu sıralarda, ismini hatırlayamadığım bir günde Saime ile gene birlikte işimize gidiyorduk, O ara karşımıza bir delikanlı çı- karak: — Uğurlar olsun abla- lar diyerek' edalı bir gülüşle yanımızdan geçti, Tanımadı- ğımız bu gencin kim oldu- ğunu anlamak için ;biz de hemen arkamıza dönerek bakmağa başladık. Bu sırada, Kadri gene gülerek: Candan seven âşık — Yalancı değil, içidiz. den - birini candan seven bir âşık, dedi, bu söz tu- hafıma gitmiş olacak ki gayri ihtiyart bir kahkaha ile acaba kimi ? Dedim. Bunun üzerine o da: — Kimi olacak, Refia Hanımı, dedi. Biz güldük, o da güldü; biz yürüdük o da yürüdü. Nihayet tenha bir sokağa geldik. Bu sefer yanımıza sokularak adeta eski bir ta- nidıkmış gibi — görüşmeğe başladı. İşte o gündenberidir ki biribirimizi görüp sevmiştik. Sevişiyoruz Bunun üÜzerine haftada bir gün buluşup geziyor, tozoyor ve eğleniyordu. Ni- hayet bu eğlencelere niha- yet vererek birlikte oturmağa karar verdik Bu kararımı: zın haftası olmuştu, Unka- panında bir eve taşınarak yerleştik. Burada birçok za- manlar güzel geçinmiş veyat mıştık, fakat, son günlerde bilemiyorum nedense ben- den soğumuş ve hor bakma: ğa başlamıştı. Bunnn Üzerine bu hal- den müteessir eldum ve ni- hayet kendini öldürmeğe ka- rar verdim. Bu kararını da evvelki gece tedarik ettiğim bir #iş tentirdiyotla tatbik ettim fakat yine ölmedim diyerek sözünü bitiren Refat hanım şunlarıda ilâve etmektedir. — Aşk uğruna ölmek, ahmaklık ve budalalıkmış, fakat bunu şimdi öğrendim. A S. İstanbul gene müstakil mebus mu intihap edecek (Brinci sahifeden devam ) | söylenmektedir, Mecliste bu nokta etra- fında müstakillerin bir mü- dafaaya khazırlandıkları söy- leniyor. Fırka; tetkikatı neticesin- de kararını verdikten sonra kâtibi umumiliği vasıtası ile müntehibi sapilere bir tebliğ gönderecektir. Ay nihayetine doğru bu vaziyete bir nihayet verile- ceği en kuvvetli ihtimaller- dendir. Fırka namzet gösterdiği takdirde Mehmet Emin ve Kavalalı Hüseyin Beyin İstanbuldan — gösterilcekleri söyleniyor. En kat'i safha, bu ay içinde bu cihetin halledile- rek Meclise verileceğidir. Meclisin bu celsesi çok hararetli olacaktır. Müsta- killerin bu nokta etrafında nasıl hareket edecekleri şim- diden kestirilemezse de her halde —münhallerin gene serbest bırakılması etrafın- da israr edecekleri tabiidir Mebus namzedinin Fır- kaca gösterilmesi takarrur ettiği takdirde Ankara at koşuları retleri namzetleri seçerek ilân edeceklerdir. A ni Bü mesole etrafında İs- tanbul Fırka merkezi ve vi- lâyet henüz daha hiç bir tebliğ almadıklarını söyle- miştir. Bittabi namzetler göste- rilince heyeti teftisiye faali- yete geçecek ve intihabatı Cumaya düşürecektir. İstanbuldan tekrar Fırka divanına — namzetliklerinin konulması için müracaat edildiği söylenmektedir. Bu hususta Ankara muhabiri- miz telefonla şunu — söyle- miştir. Ankara, (Telefon) — Bu cihet için söylenilenlere ba- kılırsa henüz kimse müra. çaat etmemiştir. Fakat be- nim aldığım haberlere na- zaran Divana şimdiye ka- dar birkaç vilâyetten nam- zetlik için müracaat olmuş: edeme- dim. Maabaza Fırka mebur- larından birinin verdiği iza- hata nazaran yine müraca- tlar nazarı dikkate alın- Koşulor çok heyecanlıolmuş ve fazla rağbe Ankara, 22 (A. A.) — İlkbahar —at — koşularının üçüncüsü bugün yapıldı. Hava gayet güzel Idi. Bü- yük — Millet Meclisi - reisi Kâzım ve Başvekil İsmet Paşalarlarla büyük bir ka. labalık sahada hazır bulu- nuyordu. Birinci koşuya, hiç koşu kazanmamış 6 tay girdi. Şevket beyin — Suzani birinc, Hüseyin — efendinin “Yagâne,si ikinci Şükrü efendinin “Nasibi, üçüncü geldi. Mesafe 1200 metre idi. 1931 senesi zarfında ka- zandığı ikramiyelerin yekü- nu 1000 lirayı geçmiyen hâlis kan İngilizler arasında .. ... çee t görmüştür. yapılan koşuya 6 hayvan I İştirak etti. Fikret Beyin “Firik,i bi- rinci, Celâl Beyin “Espuvar,ı ikinci, prens Halim Beyin Leditar"ı üçüncü gelmişler- dir. Mesafe 1400 metre idi. Yerli ve arap hayvan- ları arasında 2000 metre me- mesafeli hendikap koşusuna 5 hayvan girdi. Cenap Beyin *“Sada,, sı birinci, İhsan B. in “Devriş, | ikinci Cemil Beyin “Tayyar, 1 üçüncü gelmiştir. Bu sene aldığı iktamiye- ler yekünu 2000 lirayı teca- vüz etmiyen halis kan İngiliz koşusuna 3 hayvan girdi.Akif Beyin “Andrenikos"u birinci Şakir Beyin* Filozof, u ikinci geldiler. Mesafe 2000 metre idi. Fener galip oldu! Alâettinin golü ile Yunan şam- piyonu mağlüp oldu Yunanistan şampiyonu Olimpiyakos ilk maçını dün Fenerbahçe takımımizla yap- tı. Dün maçı şeyre gelenler stadyomun kapısından bin bir. müşkülâtla bir haylı bekledikten #sonra Aancak girebiliyorlardı. Öyle kalabalık ki sitad- yom böyle bir kalabalığı daha şimdiye kadar görme- mişti. Trübünler hınca hınç dolu. Duhuliye kısmı keza. Vel- hasıl sahadan maada boş yer yoktu. İşte bu kalabalıktan Fe- ner — Olinipiyakos maçına verilen ehemmiyet kolaylık- la anlaşılır. |Binlerce halk oyun dakikalarını sabırsızlık- bekliyordu. Çünkü bu maç dün de yazdığımız — üzere iki cihetten mühimdi. Aynı zamanda bu maçi bitaraf bir hakem idare &de- cekti. Tribülerden, — duhuliye kısmından, kışla pencerele- rinden, agaçların üzerinden alkış sesleri stadıyomu çın- latıyordu. Bu alkışla beraber Yu- nan futbolcuları sahaya koş- tular. Evvelâ tribün tarafını sonrada duhuliye kıusmını * selâmladılar- Arkadan daha fazla sü- ren alkışlar içerisinde Fe- nerliler çıktılar, mutat me- rasimden sonra — takımlar yer aldı. Fenerliler güneşe karşı düştüler. Takım dün | yazdığımız gibi Natık - Hüs | nü, Ziya - Cevat, Sadi, Re- ! şat - Niyazi, Alâattin, Zeki | Muzaffer, Fikret şeklinde | idi. Hakem M, Kaçef'in düdü- ğü ile Fenerliler hücuma geçli. Fakat.derakap top | misafirlerimizin ayağına | geçti. Hücüm onlarda. Hattâ tehlikeli bir hücüm. Ne ise top kalenin üzerinden geçti, ' bu tehlikedk atlatıldı. Devre başlanğıcında mi- safirlerimiz daha hakim oy- nayorlardı. ! Fenerliler bu müddet Benden günah A tti (Birinçi Elııı'fıdın devam) olarak bir hakikata erdiği- me kanilm ve bunu musirren iddia ediyorum. Memleketim kabul etmesse başka Memle- ketlerin ilim ve Fen mücssese- | lerinin kabulu ihtimali var- dır. Onlarda. etmesse Nesli Ati edecektir. o zamana ka- dar cemiyetin istifade ede- memesinden ben vicdanen mes'ul değilim. Mes'uliyet alâkadar müessesata aittir. Yalınız şuna kaniim ki ergeç kabul edilecektir. Çün- ki bunun bir başka şekli yoktur. Eğer ben bir darül- fânun mezunu olmadığım, için tereddüt ediliyorsa asır- larca farsah geride yetişmiş Eflâtunları dekkartları, Jan- verilmiş olan bir mübadi- zarfında rakiplerini dene- yorlardı. Çok geçmeden ağır bas- mağa başladı. Mütekabil hücumlar ka- leler'arasında biribirini takip ediyordu. Olimpiyakos sol içi Fe- ner kalesine kadar indi. Sı- kı bir. ortalayışla topu ka- leye gönderdi. Bu âni vaziyet karşısın- da Natık çok güzel bir ya- tışla topu kornere atmakla muhakkak bir golü kurtardı. Aleyhimize olan koörner tehlikesiz geçti. Bu sefer top Alaettinde. Alaettin Zekiye pas veriyor, Zeki bu pası durdurmadan Niyaziye ve- riyor. Kalecile karşı karşıya kalan Niyazi 'bu güzel fır- sattan istifade edemedi- Her iki tarafta çok gü zel oynayorlardı. Misafir. lerimizin — gözel hücum- ları Cevadın, —Hüsnünün, Sadinin çok güzel müdafaa- larile akim kalıyordu. Buna mukabil Zekinin, Fikretin, Niyazinin ve dün çok güzel oynayan Alâetti- nin akınları misafirlerimizin sağ beki tarafından kırılı- yordu. Böylelikle birinci devre sıfır h:ıfırı bitti. ünci — devre — ba: Oyun beş on dakika :::ı:- vazın, yine gol yok. Seyre gelenler: “Haydi Fe- ner gol isteriz, diye bağırı- şıyorlardı. Oyunun bitmesine on beş, yhmi dakika bir şey kalmıştı. Yağmur yağmağa başladı. Herkesin — neşesi kaçmıştı. Fakat bir kaç da- kika sonra Alâettin yine güzel çalımlarile kale önüne kadar geldi. Çok güzel haki- katen üstadane bir şütle Fe- nerin galibiyet sayisını kaptı. Sevinç ve alkış... Oyunun bitmesine on da- | kika kalmıştı. Bu müddet rarfında her iki tarafta gol yapmağa muvaffak olamı- * yarak oyun Fenerin 1 - G galibiyetile bitti. Dün her iki güzel — oynadı. tebrik ederiz. takım da Fenerlileri / Mübadillererin meclise şikâyeti (Birinci sahifeden devam) lin iştihkakı, serveti yüz bin Hrayı bulduğuna göre, ya- rıya azalmış demektir! » bundan müşteki bulunan zengin mübadiller tekrar B, M. meclisine mü- racaata karar vermişlerdir. Bu hususta, geçenlerde müs- takilen namzetliğini ko; mübadillerden h=ıl Ş:n—: B. demiştir ki: — Hakkımızın zayi olma- ması için B. M. meclisine ev- velce de müracaat etmiştik. Müsbet bir netice çıkmayın- ca yeni Meclise tekrar mü- racaata karar verdik.,, ———0 — jJak Rusoları Hangi darül: fünunlar yetiştirmişti?. S- rarım. Safiye Mithat

Bu sayıdan diğer sayfalar: