31 Mayıs 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

31 Mayıs 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sedalle 3 W Dün atlı mübaşir imtihanı yapıldı! .Sİ talip, biri muallim, biri de kadın! Z' Bankası -: Valide hanım sende mi atlı mübaşir Mesaisini bitirdi — olacaksın?..- A! Üstüme iyilik sağlık! Birliğinde Dün kadınlar önünden geçiyordum, bu ruşmuş fakat büyükçe bir kâğıt gözüme ilişti, aldım, okudum. birliğinin Suikast faili kurşu- na dizildi ! Kongre — müzakeratının zabıtlarının bir müsveddesi olan bu notları merak eder- seniz aynen okuyalım : “Riyasete en yayşlı aza olmak sıfatiyle “Reşide, H. getirilmek Lâtife Bekir Hanımın, va- ki olan sây gayreti, bil- hassa Nezihe Muhittin Ha- istendi — ise de, nımı atlatarak birliği eline | almasına mükâfaten ekse- riyetle kongre seçildi. Kâtipliklere Efzayiş Yu- suf ve Rana Refik Hanım- lar intihap edildi!lerse de, riyasetin: azanın bir Havrada dua eder | gibi konuşmaları, kâtiplerin not tutmalarına imkân bı- rakmamıştır. İlk sözü olan Lamia Refik hanım, köngre aza- | larının böyle alelade kıya- fetlerle gelmelerinin doğru olmadığını söyledi, buna bir çok ağızdan, itiraz ve ka- bul cümleleri döküldü. Neticede neye karar ve- rildiği anlaşılamadı Aliye Esat H., birliğin lisan derslerindeki faaliyetini sitayişle anlattik tan sonra, birliğe gelen bir | ecnebi gazeteci ile “Nav-yess,, — diyerek İngilizce konuşan “M., hanımın zekâsını tak- dir etti. Efzayiş Suat hanım da bu arkadaşla muallimin tal- tifini teklif etti, bu teklif alkışlarla kabul edildi taltifin şekli bi'âhare tayin edile- cektir. Kongrenin bhararetli bir anında içeri giren hademe, terzi “Katina, nın geldiğini Lâtife Bekir Hanıma haber vermesi üzerine celse yarım saat tatil edildi. Diğer azalar da bundan sonra grup grup toplanarak dedikodulara başladılar. Bazıları “Briç, ten, “Po- ker, den bahsediyorlardı. Bir kadın da yeni ilkba- har tuvaletlerinden, şapka modellerinden dem vuruyor- lardı. * Kâğıdın alt tarah yırtıl- mışlı. BÜRHANETTİN ÂLİ | lüm komi Tefrika No : 16 M. Musoliniye suikast yapan Anarşist neler - itiraf etti ? Roma, 29 (A.A.) — Hu- | susi mahkeme, bundan bir müddet olan evvel yakalanmış ve M. — Musolininin hayatımna kastetmek için İn- giltere, Fransa ve Belçika- daki diğer anarşistlerle el birliği etmiş olmak te ken- disini tevkif 'eden polis me murlarını yaralamakla itt- ham edilen anarşist Schirri nin mahkemesini görmüş- tür. Sehirirri, istlevabı. esna- sında İtalya'ya ilk defa 1930 senesinde gelmiş olduğunnu ve Milano'da — babasından aldığı bir mektup vasıtasile polisin, İtalya'ya M. Muso- linijnin hayatına kastemek için gitmiş olduğunu farz ve tahmin ederek, kendi evinde taharriyat yapmış olduğunu öğrendiğini söylemiştir. Polisin —kendi evinde bu — süretle — taharriyatta bulunmuş — olduğu haberi kendisine bu sulkast fikrini ilham etmiş ve kendisi bu hususu kimseye açmamıştır. Sehirri, bundan sonra suikasdın icrasına ait bir takım — tafsilât vermiş ve projesinin tatbik ve iİcrası | süretini tetkik — maksadile Pâlazzo Venezia civarında | dolaş- | bir. çok - defalar mış olduğunu — beyan miştir. Ne gibi —esbaba binaen suikasıt filini icraya teşebbüs etmiş olduğu suali- | ne cevaben anarşist icraatı kendi fikirlerine mugayir ol- duğundan dolayı M. Musoli- ni yi ortadan kaldırmak iş- temiş olduğunu ve şeziki cü- rümleri olmadığını söylemiş- tir. Komiserlik dairesinde ne- den dolayı polis memurla- rını yaralamağa teşebbus et- miş olduğu — sualine de kendi — tabancasile intihar etmek istemiş olduğu cevabını vermiştir. | Schirri, istlevabı esnasında tamamile lâkayt bir tavur takınmıştır. Müddeiumumi, - caninin şahsiyeti hakkında bir takım izahat verdikten ve dava evrakını tetkik ettikten sonra Sehirr'nin arkasından - kur- şuna dizilmek surile idamını istemiştir. Romea' 20 (A. A.) — A. parşist Sebirri, Brischi ka- lesinin iç avlısında saat 4/27 de kurşuna dizilmiştir. Muayene başladı İzmirdeki merhun tüccar tütünleri satın alınıyor İzmir — Tütün inhisar | müdürlük ikinsi şube müdür idaresi — hesabına — İüzmir mıntakası stok - tütünlerini mubayaa edecek. olan; he- yet buraya gelmiştir. Heyet ikidir. Birisi tak. diri kıymet, diğeri de mu- bayaal kat'iyeyi icra ve te- sellüm komisyonudur. Tak- | diri kıymet komisyonu, tütün inhisarı Manisa başmüdürü İbrahim Beyin riyastinde baş | ekisper vekili İhsan; Şef Na- niplâtör Ahmet Zafer, ekisper muavin Mustafa Beylerden ve mubayaal kat'iye ve tesel- obu da, umUuM Muharriri: Hüseyin Zeki — Ah!Salimciğim, bil- sen, seni tekrar gördüğüm için ne kadar memnunum ! « — Bilirim, yavrum, bili- rim ! Traşi birak .. — İnanmıyor musun? — Ne demek? Tabti inaniyorum. — Yapma Allah aşkına — Peki, peki... Akşam görüşürüz. Hicran Hanım, Adoan Salimi Erenköyünde gör düğündenberi çok değişmiş ü. Çehre, gene o çehre, saçlar, gene o sarışın” saç- İar, tabil ondülâlar, gene o tabil ondülâlardı. Lâkin yü- züne bir canlılık gelmiş, dur- gun gözleri parlamış, solgun dudaklarına tabil bir teber- süm yapışmış, serine başka bir ahenk gelmişti. Enis, genç kadını gözle- rile yutacak gibiydi. Yanla- rında Adnan Salimin bulun- duğunu şanki unutmuştu. Genç mücllif yiyor, içi- yor ve mükemmel bir fikir serbestisi ile konuşuyordu. | Ara sıra genç kadını tetkik | ediyor, gerek hal ve hare- muavini Salih İhsan Beyin riyaselinde, ekisper muavini Mehmet Celil, Cevdet ve Haydar Mustafa Beylerden mürekkeptir. Takdiri kiymet komls- yonu bankaya merhun tüc- car tütünlerini muayene” ye başlamıştır. Bu komisyon, mevcut tütünlerin muayene ve kıy- met raporlarını başimüdüri- yete verecek ve bundan sonra da muayenel kat'iyye ve tesellâm komisyonu işe başlıyacaktır. ketinden gerek sözlerinden politikasının'bazı bir gayeye doğru İyürüdüğünü anlıyor ve bu gayenin pek yakında meydana çıkacağını tahmin ediyordu. Yemekten sonra kalktı- lar, dışarıya çıktılar. Cad- de de müthiş kalabalıktı. Yürümeği tercih ederek ta Şişliye kadar uzandılar. Hic- ran Hanımı evine birakıp döndüler. Taksim meydanı- na gelince, Enis sordu : — Şimdi nereye gidiyor: sun ? — Yatmağa. Yarın sa- bah çalışacağım. — Ben, kulübe kadar gideceğim. Hiç uykum yok. Ayrılmadan evvel bu gece hakkındaki intibaları söyle. — Şimdilik hiç bir şey yok. Düşünmeliyim, fikirle- rimi tasnif etmeliyim, Hay: d | | recede Sofya 29 (A.A.) — Bal- ranti ziraatte kanunlara, zirai krediye, kooperatifle- rin faaliyetine ve umumi surette Balkanların menafi- ne taallük eden iktisadi ve mali meselelere ait her türlü — malümat ve neş: neşriyatın taatisi lürumuna | dair bir karar suretini ka- bul ettikten sonra mesaisi ne nihayet vermiştir. Murahhaslar bazı at merkezlerini ziyaret için Sofyadan hareket etmişler- dir. Bu seyahat bir kaç gün sürecektir. Avusturalya zira- Wellington, 30(A. A.) — Mali sene yalmız 1,639,111 İogiliz lirası bir açıkla ka- panmıştır. Başvekile göre neticedir, ftiniın inhitatına mühim bir açık değildir. Ayvusturyanın 23,068,931 İngiliz lirasına, masarif te 24,708,042 İngiliz lirasına baliğ olmuştur. Bir - tayyare kayboldu Yeni Gulnee hükümeti altın madenleri şirketinin hizme- tinde bülunan — tayyareci L. J. Trist'in sevk ve idare etirği Yunkers bir tayyarenin 21 mayıstan- beri ortadan kaybolduğunu Avustralya hükümetine bil- dirmiştir. Tayyareyi arayıp bulmak için bir kaç tayyare tahrik edilmiştir. Sinemacılar dinlemiyorlar Sinemacilarla — Vilâyet lunamamıştır. Vilâyet — ta- limatnamenin tatbikinde - rar ediyor. İstanbul ciheti ve kaza- larda talimatnamenin tatbi- kine- başlanmıştır. Yalnız Beyoğlu sinemaları Vilâye- tin kararını dinlememekte ve kemafissabık seans orta- sında müşteri kabul etmek- tedirler. Sinemacılar Şürayı iDevletin vereceği karara ntizar etmektedirler. di Allah umarladık, yarın görüşürüz. Enisin — elini uzaklaştı. — Ertesi At üçe doğru, Enisi, Hicra- nın evine gitli.. Genç ka- dın, onu bekliyordu. Yal- nız geldiğini görünce, genç adam fark edemiyecek de- dudağını — büktü. Adnan Samiyi niçin getirme- diğini sordu, — Enis: — Davet — etmemiştiniz kül Salim, çok garip bir adamdır. — İki defa davet #etmeyince bir yere gitmez hem sonra, fevkalâde ne- gaket (bekler, meselâ, her- kese edilen muamele, ona yapılsa, bir daha yüzünü göremezsiniz , — Demek, kendisini çok beğeniyor ? — Hayır. Bu tanıdıklarım içinde, en sade sıkarak maliyesi | bu memnuniyete şayan bir | Çünkü cihan iktısadiya- | nazaran | Bamberra, 26 (A.A.) — | sisteminde | arasındaki ihtilâf henüz hallo- gün, sa- | çocuk | en mütevazi olanıdır. Fakat ! Dün Adliye koridorların- w büyük bir kalabalık göze çarpıyordu. Mübaşirlik im- tihanını vermek için Adliye encümeni kalemine tehacüm eden bu İnsan sürüsü ta- | mam 51 kişiden ibaretti. Bu betbaht insanların biribirle- rine: — Acaba ne soracaklar, | imtıhan yazı ile mi yoksa şifahen mi yapacaklar? Di- her kesin nazarı dikkatini celbe- diyordu. Bu kafile arasında vatman, gardiyan, eli yüzü yunmuş efendi kıyafetlilerden maada eski muallimlerden ol- yerek — mırıldanmaları duğu vesikasından anlaşılan bir zatte vardı. Müracaat mu- yapılırken kafile asında bir kadının da ka- pıdan içeriye girmek istedi- ği görülüyordu. İçlerinde bir Ef6 —Valde Hanım sen demi altı mübaşir olacaksın? De mişti. Kadıncağız pek hak- h bir asabiyetle: —A... Üstüme iyilik sağ- hk.. Ben ömrümde ata bin- medim. nasıl mübaşirlik ya pabilirim? amelesi Her nehal ise kimbilir | bu pirin de ne derdi vardı!.. Müracaat muamelesi bit- tikten sonra saat tamam 11 buçuğu çalıyordu. - Bu | kalabalık Adliye kütüpha- nesi önünde toplandı. Bir kaç dakika sonra bir ses | mukabelesinde | bulunmakta gecikmemiştir. | *Zaptiyelik, vazifesini ya- kan zirai meseleler konfe- | 4, kafile halinde dolaşan | pan bir - mübaşirdendi. O sıra kapıya bir hücumdür | başladı. Herkeste bir heye- canl.. Kalabalık birer birer içeriye daldı. Eline tam galı bir kâğıt alan çoha masalar etrafına sıralanan maroken koltukların içerisine gömül- dü. İmtihan başlamıştı. Mü- meyyiz Bey: — Yazınız!.. Adliye en- cümeni riyaseti canibi âlisine Filancanın, Filancadan matblâbunun tahsili “ila...., Diye söze başladı. Bazı za- vallılar bu istid'a suretini. (Yarım yamalakta olsun bitirmemiştiki) bu sözleri: — Mübaşir nasıl tebligat iba- rettir? gibi, sualli söz takip etti. Kafile arasındaki mual- yapar, vazifesi neden lim, mezkür varakaya pek | basit olan cevapları yazarak | bu sıkıntili, üzüntülü (!) sual- Terden kurtulmak için ola- cak ki evrakı imtihaniyesini memuruna uzalıp odadan uzaklaştı. Şu satırları yazarken kim bilir o zavallılar bu karışık(!) suallere ne zorlukla cevap veriyorlardı ? Bu hale öyle denilir ki bu bir mübaşirlik imtihanı değil adeta bir hayat kav- gası idi. Elli bir kişiden — ibaret olan şu kafileden eğer at- larını da kendilerinin - teda- rik etmeleri israr oluna- herkesi daldığı derin gaflet. | caksa imtihana giren biça- ten uyandırdı: — Efendiler birer, birer içeri. Bu gürleyiş kapıda Yunanlılar Pamuk yetiştiriyorlar Gelen malümata nazaran Yunan hükümeti tanda pamuk zıraatinin ta- Yunanis mimi için bir enistitâ vücu- de getirmiştir. mesleğine âşıklır, bunu di- ğer mesleklerden daha şa: yanı hürmet görür. Binaen- aleyh, iyi yetişmiş bir mü- ellifin milyonlarla bir ayar- da olduğuna kanidir. Mol- yerin, on dördüncü Lui ile beraber yemek yediği gibi... Lâkin çok bilgili bir genç... — Sizi pek beğenmiş, iyi methetti. O, herkes için kolay kolay söz söylemez. Hoş çocuktur. — Onu, ben de, kadar iyi tanımak isterdim. Fakat kabil olacak mı bil- mem? Acaba benden hop lanıyor mu? — Benim sevdiğimi o da sever. — Yani bilvasıta sevecek? E, ne yapalım! — Aşkınızdan ölsün mü | sizin | istiyorsunuz ? — Hayır, canim! Sizin | | reler geçirdikleri şu mkınlı da yanlarına kâr kalacak demektir. Eski Hicaz kıralı Hüseyin hasta Amman, 29 (ALA.) — Londra'dan gelen bir tel- grafa sabık Hicaz karalı Hüseyin ağır surette hastadır. göre dostunuz. olduğu gibi. be- nim de dostum olsun isti- yorum., — Olacaktır. yorum, Vaadedi- — Ama yaptınız, dost- lük. başkasının — gayretile olmaz ki! Olsa bile, bence kıiymeti yoktur. Adnan Salim, nar yap- madı. Enisle Hicranın ahba- bı oldu. Üç ay kadar geceli gün- düzlü onlarla beraber düşüp kalktı. Genç kadinin sami- miyeti çok boştu. Dairesi içindeki mobilyesine diyecek yoktu. Lâkin ikisini de tan- dıklarından hiç birini takdim etmedi. Ne alle.inden, ne de akraba ve taallükatından kat- iyyen bahsetmiyordu. Bu- nunla beraber, akrabasile münasebeti tamamen kesi'- (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: