1 Haziran 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

1 Haziran 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Efendiler, ileri! Bizde atletik sporlar ilerlemiyor, niçin? sebepleri var.. Sofya muhteliti gelecek mi? cünün yıl dön Muhafız g Bizde spor denince akla derhal futbol gelir. Hakikaten de - böyledir. Bundan gayri sporlarla uğra şan kaç gencimiz ve acaba kaç teşkilâtımız vardır? Hiç yok desek hemen hemen ca- iz olur. Bugün için sporun her sa- hasında çalışıyoruz iddiasın unmak hata olur. Çün- da 1 r söne faaliyet sahasın- da gördüğümüz gençler hep aynı kimseler ve bunlarda parmakla sayılabilecek mik tardadır. İste rekipsiz kalan hak- bu de edi- kile gençlerden istifade edilemiyor ve lemez de. Bizde spor denince ak- la bü bir kaç kişi mi melidir? Ne yazık ki gel bu böyle. Halbuki sağlam bir vü- bir dimağ cut, kuvvetli için spor her gence lâzım ve elzemdir. her ebeveyin ço- daha küçük yaş- alıştırmalı Battâ cuklarını ta iken dırlar ki ati için yetişecek var spora gençlerden ümit hm. Her ne hal ise. Bizim asıl derdimiz gençlermizi * ; eşvik — edecek — faasiyete getirecek bir sahanın ve bu zavallıları bir araya top- layacak idare adamlarının bulunmamasıdır. Hu hakikatler karşısında edeceğimiz daha doğ avutmak bizim spordan bir. hiç kendinüizi istifade rusu olur. Her şeyden evvel teşkilât başıma gelenler lâzım gelen fedakârlığı yapmalıdırlar. Aksi takdirde bu günkü vaziyetten kurtulamayız. Cuma günü Robert Ko lej sahasında atletizm mü- sabakaları yapıldı. Alınan neticeler bir kaç sene evvelkine nazaran çok dunduür. Yalnız atletizm mi? Hayır bütün sporlarımız, hâtta her kulübün en fazla | olduğu futbol da gü enni etmektedir. Öyle faideli sporlar vardırki biz. bunlar- dan da miyoruz ve bildirm İşte Voleybol, işte Basketbol. Bu sporları bibakkin ya- aç kulübümüz vardır? anlar, 'bu günkü basit, öyle istifade etmesini bil. iyorlarda pan büyük bir lâkaydi dare eden heyet bir de ve Basket bolu üzeri- ne almış, ilk tecrübeyi Voley Sorarnız ne Hiç d yarıları terlip hiç I bolda yapmışt netice alındı? Üşünül med edilen bu musabakalara bir kulüp rağbet göostle Çünkü maçlar gösterile atlerde bile yapılmıyordu. İşte idaresizlik yüzünden bu çok lüzumlu, faideli spor yarıda kaldı. Halbuki beri yanda ee | olak | - Bugün müdür nebilerin bu sporlara ver- dikleri ehemmiyet ve alâka gençlerimizin daha teşkilâtçılarımızın görmekle bizi ve pek bizim doğrusu lâkaydisini müteessir — ediyor haklı olarak düşündürüyor. çen hafta Beni berit mektebine — karşı galebesile musevi Alman lişesinin neticelenen Basketbol mü- sabakasını BeyoğluY.M.C.A. bir zevk ederken salonunda büyük ve heyecanla seyir bir yandanda mütee.sir olu- yordum, spor biz şekil- Zira bu güzel de henüz iptidai bir de, hattâ yok bile. Niçin bu sporlar biz de olmasın ? Öyle zannederiz ki olacak bu hâsıl her sporlardan faideler gün meşin top arkasından futboldan çok ve pek çok fazladır. Voley ve Basketbol at- letik bir oyundur. Bilhassa ikincisi. Bu oyun sayesinde genç- ler de muhakemeyi bede- âmel mahareti ve bunun neticesi sıhhati isabet de inkişaf eder. 1904 de memleketimize Amerikan oyunu niye, faksül giren bu zamanlar çok fazla rağ- yal. bi bet görmüşken bugün nız bir kaç ecnebi mektebe münhasır kalmıştır. Bu raporları ihmal etme mek İâzımdır. Bu cihetleri teşkilât nazarı itibara alma: aalâkadar hdır.. Çünkü #sporda her şeyden evvel atletik mezaya lâzım- A, R. dır. Sofya muhteliti Temmuz bidayetinde Sof- ya muhtelitinin — şehrimize getlerek iki maç yapacağı söylenmektedir. Henüz kat'i bir şey yok- tur. Hilâl kulübü çalışıyor Eski kulüplerimizden olan Hilâl spor kulübü yeni sene büyük bir — faaliyete geçmiştir. için Erenköyünde istasyon karşı sında güzel Voleybol sahası vücuda getirilmişlir. Bu sahalarda her gün mun- Cuma maçlar bir egzersizler, hususi yapılmaktadır. Yakın bir vakitte Hi lâlliler denizde de çalışma- tazam günleri de gel başliyacaklardır. Muhafız gücünün yıl- dönümü Bugün *Muhülü gücünün yıldönümüdür. Bu sebetle Güç bu sene de muh müna telif spor tezahuratı. yapa- caktır. 21 kiş bir atiı grupu Edirne ve Meriç boyuna, 12 kişilik bisiklet kafilesi de Kars ve Arpaçayına seyahat yapacaklardır. | kadar bir | yollarda i Halk ve vazife meselesi (Başmakaleden devam) namına hükümetin — müra- bulunan sınıf kabesine memur Millet meclisinde vatandaşın vekili bulunma- sile kabil olabilir. Muhtelif vatandaşlar, kendileri- her sınıflara men- sup ni temsil ve icabında mü- dafan edecek siyasi teşek- küller yapmak, onlara ser- besçe iştirak etmek hakla. mahrum — bulunur. larsa, elbet memnuniyet. sizlik gösterirler. Evet, Bütçe açıktır. Ti. dehşetli nişbetsizlikler vardır. Düne rından cari müvazenede kadar mutevazin Bütçeler yaptığını ilân eden acaba başka bir hükümet mi idi? Daha evvelden tehlike gö- rülüp sezilmemiş bulu- nuyordu? Mület meclisinde Bütçe tetkik edilirken, onu kâğıtlar üzerinde tevzine mu- vaffak'olduğunu fahrile ilân döktüğü kontu- mi hükümetin rakkamların esaslı rollara tâbi tutulmamasının sebepleri, hikmetleri ne idi? Tabii bir Millet meclisi vardı. Mecliste üç yüz şukadar muh- bulunu- aksine ve eden mebus ta yordu. — Şuhalde, olarak hükümet kuvvet nüfuzunun Millet meclisine tesir etmiş olduğu — zanları ? varlt olmuş bulunmaz mı? Geçen senelerden alınan tecrübe ve derslerin, icra heyeli üzerinde münebbih tesir bırakmadığına ihtimal hiç bir terem verilmemek için, sebep, hiç bir mâni kalma- | mış oluyor demektir. Çünkü: Hükümetin, hâlâ vatandaşlardan her şeyi kendisine bırakma- istenip bekle- beklenen şe- mecburiyeti ları hususu, Hattâ vazife niyor. yin şeklinde manevi yük haline ifrağ edilmek istediği bile görülüyor. *İddla şudur : Bütçede tasarruf | tevekkufa muvazenesi, ticari muv edilcecektir. Bunlarsız istikrar olamıyacağı anla- işleri Bütçe ne temin yapılıyor, — imar uğratılmıyarak, şılmığtir.. Şu söylesenlerin, uzun, çok uzun zaman'ardanberi ku- laklar dolusu işidildiğini, ye- ni şeyler olmadıklarını kay- de bile lüzum görülemez. Bilâkis memlekotte timal hukuk teessüs diği takdirde, ne Bütçe tev- iç; etme zin edilebilir, ne de — ticari muvazene hâsıl olur. Bütçe daima açık kala- cak, vergiler daima nisbet- siz tarh ve tevzi edilecek, iktısat işleri gene yerinde sayacaktır. Sebebi : Sebebini, bir gözün gör: mek istemekten fariğ olma- masile bir dimağın hâkim olmak istemesinde aramak kâfidir. Bu —işlere sadece hüsnü niyet kifayet ede mez! Arif Oruç 5000 kişi Açıkta! Ankara, 31 (Hususi) — Balya Kara Aydın şirketinin malüm olan iflâsı üzerine şirkette yerek” müstahdem ve memur ve gerekse amele olarak çalışıpta açıkta kalan- ların miktarı (5000) kişidir. Bunlardan bir ihdamı için çalı- kısmının pılacağı töyleniyor, tevekkülle | TI —— Mütekait Hamdi Bey kuyuya atılarak intihar etti! | Garip ve can yakıcı intiharın sebebi hakkında refikası bakınız ne diyor? Dün sabah, Üsküdar da askeriyeden mütekait Ham di bey namında birisi kendi sini kuyuya atarak intihar etmiştir. bu feci intiharın iç yüzü hakkında almış oldu: ğum mufassal malümatı bil- diriyorum, Hamdi B. aslan İstanbul la olup 55 yaşlarında sessiz ve sakin bir zattır. On beş sene evvel askeri ketebeden tekaüde sevkedilmiş, bu ane kadar bir işe intisap etmiye- rek geçinmekte devam et miştir. | Hayatta bir valdesi, bir refikası ve bir de on altı yaşlarında erkek çocuğu vardır. Üsküdarda, Salacık İ- kele sokağında beş odadan ibaret mutesarrıf — bulun- duğu bir hanede otur: maktadır. Bu evinden gayri de re fıkasının iki evi olup bedel icarlarile geçinmekte — ve Edirne civarında hayat sür- mektedir. Hamdi B., gerek muhi- tinde ve gerek vazifesi ba: şında iken — kendisini son derece sevdirmiş ve herkesin hürmetini kazanmış bir zattır. Mücussif intiharının iç yüzü hakkında şu malümatı edindim. Elli beş yaşlarında rağmen dinç ve Hamdi B. bir kaç sene evyel olmasına gürbüz bulunan birden- bir müddet uzun rahalsızlıklar bire yatağa düşmüş ve geçirmiştir. Son zamanlarda düzelmiş fakat üzerinde bir dalgınlık bir düşünmek illeti kalmıştır. ve her — daim İşte bu illet zavallı adamı nihayet günün birinde taz- yik etmiş ve hayatına kıy- dırmıştır. Burasını bizzat refikasının ağrından dinle- yelim? Üç dört aydanberidir- ki oturduğumuz evi satmak isterdi. İşte bu fikrini birkaç kumusyoncuya söylemiş ve müşteri çıkarak pazarlığa girişmişti.Fakat yine bilmem ne düşünür, ne taşınır vaz geçerdi. Bu hal biriki kere tekerrür etmişti. Nihayet geçen hafta yi ne bir müşteri çıkarak bin yedi yüz liraya evi satmış ve takririni vermişti. O ge ce düşündü, tanşındı yine cayar gibi olurken: — Artık bey, çoluk ço- çuk oyuncağına çevirdiniz, diye söyleyerek kararından vaz geçirdik. Sabah —olmuş, komis- yoncular gelmişti. Hep bir- likte Tapu idaresine gittik, ve takriri verdik. Bunun üzerine akşam olmuş, yani evvelki akşamdı — evimize geldik oturduk. Güzel gü zel yedik içtik ve konuş mağa başladık. Fakat birden. bire sözü yine ev meselesi- ne intikal ettirerek : — Hanım evi sattığı- mıza çok fena ettik, sonu- muz vahim olacak diye söy tenmeğe başladı. | — Kendisini teselliye çalışa rt bas ettik | rak meseleyi O mütemadiyen düşünü- yor, mütemadiyen — kendi kendine — Vah vah... Keşke sat- mazaydım diye söyleniyordu. O ara valdesi : Haydi canım üzülme ne yapalım, evimiz yok değil ya — evlâ. dım, başka orada otururuz, dedi. O gene kendi bildiğine: Sizin aklınız siz kadınsınız diyerek kalk ermez, dı ve yatak odesına gide rek yattı. Gelin kaynana bunun bu halini beğenmemiştik. Biri- birimize bakıştık derdleşe rek bu gece uyumıyarak bü nu bekmeği kararlaştırdık. kimiz de © gece uyuya- mıyarak sabaha kadar bek- lemiştik. Sabah oldu rahmet olsun canına erkenden uya- narak bize baktı ve bir şey- ler söylemeden aşağıya in mek istedi, Arkasından ben de miştim. Mutfakta gezinmeğe ve kuyunun etrafında do- laşmağa başladı, bu hali görünce büsbütün ürkmeğe ve tım, - Hamdi B. ne yorsun ? Yukarıya otursana dedim. huylanmağa başlamış- dürü: çıkıp (Darülfünundaki kıyametin sırrı (Birinci sayfadan devam zuu bahis ederek uzun uza- dıya yazdık. Fakülte derin ve ihtiyar sükütunu mu- hafaza etti. Fakat Barem ve maaş meselesi mevzuu bahs olunca Tıp fakültesi ayaklandı. Kıyamet kopma- ğa başladı. Bütün milletler arasında derbi mesel — hükmündeki hakikat herkesin malümudur: Menafli hususiyesini en çok eden — ilim adamlarıdır. Halbuki Tıp — Fakültesi- Din bazı hocaları nefis fera- istihkar gatinde, meslek aşkında, hak ve hakikat poeresllikte bütün millete nümune ola cakları yerde ge zide doktorlarımızı Fakü den uzaklaştırmak, millet hiç bir şeyden anlamaz di ye onları şevk ve ilim aşk- içinde gibi yakışıksız. muhaseder termektedirler. Barem ları boğmak gös. ve maaş mevzuu bahis olunun- ca da ortalık karışıyor. Aşkolsun — bu Tıp Fa- kültesi — üstatlarımıza! Dün bütün bu hâdisele. rin iç yüzündeki elim haki- katları bir zat şöylece ibret verecek sürette teşrih et miştir : — Darülfünun eminliği bir kaç defadır Tıp fakültesi müderrislerine bırakılıyordu. Halbuki bu sene hukukcu- lara geçti. İşte bu dedikodu- ların menbat budur. Tıp fakültesi müderrisleri | ellerinden saltanatın gitme sini istemiyorlar, Tıp fal tesi müderrisleri çok iyi lirlerki doktor çıktıkları se nelerde Şahanenin — “Keyfe mayeşa icrayı | oda bana cevaben: Haydi sen çık, bende geliyorum dedi. Bu sırada annemde aşağıya gelmiş üçümüzde mutlfakta bulu- nuyordak. O ara Hamdi B. nun yanında durdu. kapu- bir bana birde anneme bakarak: — Çocuk nerede? Dedi. Burada kalmadı. Hemen kapı atmak demeğe kuyunun gn açdı ve kendisini istedi. Bu hali ne çare üzerine koştuğumuz gördük ama zaman ikimizifde itmiş, yere düşürmüştü. İşte biz yere düşer düş- Feryat ile sokağa fırladık ve kom- şulardan imdat istedik, Ye- mez kendisini attı. tişen komşular fenerle bir ip saldılar ve: Hamdi Bey, Hamdi Bey diye seslenmeğe başla- dilar. Fakat, ne ses ve ne bir nefes vardı. O ara polisler yetişti ve kuyuya adam sal dırdı. Kuyucular inmiş, fakat kendisini diri değil ölü olarak çıkarmıştı, Dedi yorlar dedi. ve ağlaşı: ne/ saltanata mezunsunuz!, radetine maliktiler, Dolayısile her yerde ay- nı iradeyi istimal etmek ister- lerdi. Şimdi ise Darülfünun Hukukcuların elinde olduğu, anlar kanun haricinde bir iş yapmadıkları için doktor- lar çekemiyorlar, e birde darülfünun hakkında kodular çıkarıyorlar. Ezcümle daha dün dişçi ve eczacı mekteplerinin Tıp fakültesinden ayrıldığı hak- kında bir karar ver meden M. Raşit B. bütçede ayrı göstererek Ankaraya bülçeyi gönderdi selahiyetini dedi- Divan tecavüz etti diye bir söz çıkardılar, Bu meselenin'de hakika- tini öğrendik, Eczacı ve dişci |mektep- ler! Tıp fakül merbuttur esine ilmen , bütçesi zaten her * Tıp fakültesinden ayrı gönderilir. Bu sene de her duğu gibi sene ol ayrı gğönderildi. Bunu ayrı bir mesele haline sokmakta ne Mmâna var anlamadık İlim mücssesesinde böyle dedikodulara meydan veril- mesi ne garip bir tecellidir. Bir heyette gönderi- yorlar ! Tıp fakültesi müderris« leri Ankaraya, Âkıl) Muhtar Server Kâmil Ziya Nuri Bey ve Paşalardan mürek kep bir hayet lerdir. Bunlar Baramin tatbikı dolayısile Tıp fakültesi derrislerinin zarar lerini bil gönderecek- görd direceklerdir. Bundan başka Darültü nun Emini de tekrak Anka- raya gi

Bu sayıdan diğer sayfalar: