17 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

17 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Sahife 4 ZAHITA MJHIRR'RİMIZİI MÜŞINEI]ELEHI' Esrarkeşler arasında ALEMLER... Yazan: Ahmet Süleyman ÂAptal aptal bakınmağa başlamıştı Çok geçmeden kadınlar oynama- | ğa erkekler dezıplamağa başladılar soluğunu Hasan sabahın cen- het kapısı öcünde almış. Kopıyı - varmuş, kendisin! bendelere tamtarak — huzura girmişti" Saç ve sakal biribi- rine karışmış, elinde 101 lik bir tespih bulunan Hasan Sa- bahın elini öperek karşısına diz çöktü. Dereden tepeden — konüp muş anlaşmışlardı. Uzun sü- ren bir sohbeti mütcakıp okun- muş, üflenearek tütsülenmiş ve neticede cennete da girmişti. Enval çeşit yiyecek, içe- cek, ve giyecekleri görmüş sayısı bellisiz. biv çok genç genç kızlarla da görüşüp ko: nuşmuşlur. İşte civan baba bu cennet aleminde, İmperator Hüseyin de merhum bir hükümdar, Belâlı Sadıkta mevbum bir padişabın damadı, Çakır Nuri de bir hükümdar o'muş, hepsi #yn ayrı dalçalar içinde vakit zeçirmeğe başlamışlardır. Kadınlı ve erkekli olan bu dalgacılar meclisi işte böylece dalga geçerken bulundukları kulübenin kapısı açılmış - içe- riye 4 esrarkeş girerek: — Eyyyet, eyt. Diye bir ağızdan nara atmış'ardır. Bu odayı mütcekipte oda kapısını tekmelemişlerdi. O ara köşelere büzü'en dalga geçenlerde hep birden: — Ah! Deyip ayağa kalk- sekekserersa AAA LA LA LA AA mış aptal aptal başlamışlardı. Fakat nasıl bakış? Dalganın tesirinden cinnet getirmiş, deli bakışları ıle ba- kımmağa başlamışlardı. Çok geçmeden kadınlar oynamağa, erkeklerde sıçra- yıp zıplamağa baş'amışlardı. Bu ,hali gören o 4 kisi bunları odaya kapamış, zabı- taya müracaat ederek hepsini birden tmarhaneye — götür- müşlerdi... bakınmağe » İşte aziz okuyucular ! Esrarın fenalıkları bakkın- da uzun uzadıya izahata lü- zum görmiyorum. Şimdiye kadar sonsuz ve zevksiz olun (Dalga) yani hul- yalarını ayrı ayrı okuyup an- ladık ve akıbetlerini de gör- dük binaenaleyh Ffazla söyli- necek ve öğrenilecek hiç bir mesele de kalmamıştı Yalaız, öğrenecek, biline- cek ve öğretilecek bu meser le hakkında bir şeyimiz varsa oda: *Esrar içenlerin akibeti mutlak be mutlak tımarhane köşelerinde köpekçesine can vermek,, olduğudur. Bunun için ve içmeyenlere her an ve her dakika söy- lemeliyiz !.. ABitti) Afyon fabrikası meseles Malümat yok! Fabrikatörler heroin meselesinden zararda olduklarını söylüyor Afyonkarahisarında yapı- Tacağı yazılan Afyon fabrika- gnın inşası hususunda — şehrl- mizde henüz malümat mevcut değitdir. Bu hususta, muhtelif şayla ve rivayetler deveran ediyor. Henüz, vaziyetin tevazzuh et- | memesinden olayı da afyon < Mmürekkebatı saneyi fabrika- iları zarar görüyorlar. Meselâ, herainleri, — mü- | fettişlerin — ademi — mevcudi- yetinden dolayı ihraç edeme- yen Ffabılkalar çu çareye te- vessül etmişlerdir. Heroinleri bozarak başka bir| madde ha- line kalbetmek ve böylece satış yapabilmek! Fakat, heroinlerin kimyevi tebeddülü keyfiyeti de yeni bir imal masrafını mucip olu- yor. Fabrikrtörler, bunu dü- şünerek — kendilerine hemen biç bir kâr kalmayacağını hesap ediyor! Bankadan ne diyo”lar? Ş Ticaret ve sanayi ban- kası açılacak mı? !Banka erkânı milli bankalarla te- masına devam ediyor! Ticaret ve Sanayi bankası- Bin veziyelinin ne çekil alaca- ği henüz belli olmamıştı. Banka dün de tatili tediyai hd=ıııııın ediyordu. lür Şaban Bey ve diğer banka ırlılıuıdııı' bıııl'ın :I:İı'.l:ıııhlul. hali temasta- Bu müzakerenin neticenin- de Ticaret ve Sanayi bankası- Bın vaziyeti kati surelte — te- “vazzuh edecektir. Bu bususta banka erkânından bir zat muharririmize atideki beya- natta bulunmuştur: — Milli bankalarla yapı- Tan müzakerat devam ediyor. Cereyanı müzakerelerin mü- sait bir safhada oldu bin clm peticeden hodi tür Hasızı ümit ediyorum. Fakat, bu bususta riyazi bir. kal'iyetle söz söylemek imkânszdır. Masmafih, — vaziyetimizin iflâs şeklinde olmadığınıda bi- ilyorsunuz! Talimatname Cıımnrteıîn_dî:ı; itibaren başlıyacak Belediyece yeni hazırlanan otobüs talımatnamesi son defa 6lmak üzere dün de Belediye reisi Muhittin B. tarafından tetkik edilmis ve tatbiki tekar- etmiştir. Tııuk cumartesi gününden Bir hamal düşerek ölmüştür Hasan isminde bir hamal yeşildirekte Haca — hanında bir mağazanın camekânına kâgıt yerleştirirken muvazene- sini kaybederek 7 metre de- rinliğinde bulunan bodruma düşmüs ağır surette yaralana- rak Cerrahpaşa bastahanesine kaldırılmış - fakat hastanede ölmüştür. Bir polis dövüldü Unkapanı caddesinde kah- ve namı altında gizli rakı sat- makta olan Kâmile Hanım dün, tahkikata giden Küçük pazar mevkii mürettebatından Şakir Efendiye hakaret etmiş V€ dostu olan sabıkalı Hayri ve arabacı Rizayı teşvik ettirerek polisi dövdürtmüştür. Kâmile ile arabacı Riza yakalanmış, Hayri kaçmıştır. Kaza Kalyoncudan geçmekte ©- lan, şoför Sabrinin idaresinde- ki otomobil Marko ismisde birine çarparak — muhtelif yer- lerinden yaralamıştır. Şoför Kübik mimarının şabeser Dümunesi olmağa çalışan An- kara Inşaat faaliyeti, malşet faaliyeti, zevk faaliyeti gibi bir takım faaliyetlerede sah- nedir.. Sıra sıra apartmanları, yes Hİ, mini mini ağaçlı yolları ve caddelerile Ankara berhan- ği bir Avrupa şehrinla taklit bir numunesi olmağa namzettir. Bir tarafta Renessans öbür tarafta Selçuk, daha — ötede Türk, diğer tarafta Kübit eser- ler, buraya gelen de bir çok mimari mekteplerin el ele ver- miş nümune şehri olduğunu zorla anlatmak isliyor. Yukarnda söylediğim - gibi Ankarada zevk ve tenezzüh faaliyeti Cuma günleri kendini gösteriyor: İşçi misiniz; memur. musunuz, husüsi müessesede mi bulunuyorsunuz, ne - işle meşgul olursanız. olunuz cuma oldumu, daireleriniz kapalı mı gün geçirmek için ne yapaca- ınizi şaşırırsinız. Ankara malüm, olduğu üze. re denizden tekiz yüz altmış metre yüksektir. Burada Tem. muzdan itibareo sıcak olür. Sabahleyin evlerinden çı- kanlar sıcağın şiddetile yüzle- rinden daima bir buğu tabas kasının mevcudiyetinden kur- taramazlar. Eğer gün, Cuma- ise, sokoklarda artan kalaba- bğın — fazlalığından havaya yükselen toz bulutu, zaten sizi ihata etmiş olan yaş ter taba. kası üstüne yapışır. Heddiniz varsa —mendilinizi yüzünüza türünüz: Mendil çamura bat- Mit bir manzara arzedecektir. Cuma gün'eri “Hakimiyeti milliye, meydanı ismi verilen taş benın önü bütün şehrin #u terazisi gibi halkı şuraya buraya dağıtır. Otobüsler bir biri ardınca sıraya dizilmişler. dir. Şu Aaraftakilerin şoför. Teri: — Marmara, Marmara.. diye bağırırken, diğer bir sı- raya dizilmiş olan şoförler de; — Dikmen, Yenişehir diye haykırırlar. Hareket eden - otobüslerin yerlerini diğerleri doldurur ve bu devri daim sabahın yeditin: den akşamın sekizine kadar PP Adliybde Beraet yi metre irtifadan Emı'nönâ';ı;ymahamı dövmemiş Bir dayak davasından do- layı bir. müddettenbeeri ceza mahkemesinde muhakeme edil- | mekte olan Eminönü merkez memuru Ahmet B. y.n berae- tine karar verilmiştir. Hâkim beraat etti Bir tütün davasında vazi- fesini sui istimal eylediği iddi- asile bir müddettenberi Ağır- ceza mahkemesinde muhake- me ediimekte olan sulh birinci ticaret mahkemesi azasından ve elyevm Kürdos hukuk ha- kimi Cemil Beyin davası dün neticelenmiş ve mümaileyhin beraetine karar verilmiştir. Ceset Altınkumda bulunan cese- din hüviyeti benüz terpit edi- lememiştir. Zabıta tahkikat ile meşguldür. Ceset bulundu Evvelki gün Ayvansaray önünde denize düşen Haliç girketinin 15 numaralı vapuru tayfasından Osman oğlu Kad- rinin cesedi izkele altında bu- Tunarak ;ıkıvılıvııuıı iDemiEüaLaeTAcaTANİNE İ ütnanüeeskeekenai Ankara ne halde? Cuma günleri i Ankarada nasıl eğlenilir ve halk Cumayı nasıl geçirir? Ankarada oto- mobil ücretleri çok pahalıdır! dikleri yer, Gazi çiftliğinin için e Marmaza denizinin küçük bir nümunesi olarak yapılmış olan havuzun — bapı- dır. Burası serin, güzel ve ra- hat bir eğlence yeridir. İyi bir lohanta ve bir büfe meycu- tur, Halk burada serin bir nefes alhır- — gezer, eğli hatlv isteyen alursa (Mer ra) havuzunun içindeki küçük kayığa binerek bir havuz tenezzâhü dahi tcra edilebilir. Bundan başka Ankarada ( Kayaş ) denilen bir mesire mahalli dahâ yardır. Buraya trenle yirmi dakikada gipilir. Kayaşda güzel bir dere ve onun iki tarafını gö geleyen güzel ağaçlar vardır- Halk bu- raya pik-nik yapmak için gi- der. Birkaç ev halkı toplanır: lar, yiyecek, içecek alırlar, gramofonu yakalarlar, akşama kadar gölgeli çayırlar üstünde vakıt geçirirler. Zirsat mektebi de tenez- züh mahalleri arasında say- labilir. Mektebin behçesi gü- zel bir park gibidir. Sıralar- da herkes oturur, temiz yol larda akşam üstü piyasa eder- ler. Ankara içinde eğlence ma- halleri yok değl vardır, bu cümleyi tebdil ederek te söy- lemek mümkündür : Var de- ğil, yoktur. Bunların en mühimleri ak- şam üstünden sonra akla ge- leblir: Mese'â eski meclis bi- nasının karşısındaki bahçe... Burası Ankaranın en güzel bir yeridir. Burada akşam üstü ince saz çalmağa başlar. Bu heye: tin içindeki hanım banendele- rin biri kalkar, şarkı söyler, oturur, sonra d'ğeri kalkarak böylece ahengi devam eitirir- ler. Bül.sinde tenekeden ça- tal, kahvealtı tabağında ver. is dahi bulunur. Bundan başka bir Muu lokantası varki, geceleri hava- nn sıcak olmasna rağmen hincehinç do'udür. Büranın orkistra heyeli hep Macardır. Bu sdamlar gündüz muhtelif işler görürler, gecelaride bu- rada çalğı çalıp iki kat para knııırlır. TÇ NTT 17 Temmuı Celse zabıtları Ka Meclisteki son matbuat münakaşalarının zabıtlarını aynen neşrediyoruz değilmidir ? Bir muhalif mat- buatı ancak tenkit ve muaha: ze ile anlarız. Bizce samimi tenkit ve muhalefet edenlerin çok kiymetleri vardır. Fakat kendilerini asla bu yolda göremedik. Arkadaşlarım; aile bağları: mızin gevşemesine kadar tesir edecek bu çirkiliklerla ve bun. ları yapanlı mücadele za. manı gelmis midir? (Gelmiştir » Bana kalırsa çoktan gelmiştir, geçiyor bile... Bun- İara matbuat hürriyeti veya matbuatın muhalefeti - değil levis kültürüdür. Onun içindir ki arkadaşla- | rım, çok tabrettik ve bu sabrı- mız son hadini bulduğu kanaa- tindeyim. Bunun — içindir ki Hükümetten sarahatten söyle- Mmesini istiyorumki kendileride bu zamanın geldiğ ae kail mi- dirler? Kaildirler de harekete geçmek için önlerinde bir ma- nimi vardır? Yoksa ellerinde- ki kanunlar harekete geçme- lerine mani mi teşkil ediyor? Şayet öyle ise o zaman bizim üzerimize ve vicdanımıza dü- gen vezifrler - vardır. Biz bu- nu temine ve kendilerine her zaman yardımcı olmağa hazır olan insanlarız. İşte bunun hâ- kümetten soruyorum: Bugünkü «eide bulunan kanunlar ihtiya- ca kâfi gelmese bunların üze- rinde çalışmak sırası gelme- miş midir? Arkadaşlarım: zaman za- man kâh kumandası altında, kâh tak p ettiği siyasetin pe- resteşkârı olarak kendisile be- raber vazife almağı kendimız için bir şeref bilerek 11 senedir beraber çalıştığımız kiymetli bir Hükümet reisinin ve onun efrafında — toplanmış — kıiy- metli Hükümet adamlarının bu mes'elede hattı hareketle- İhracat Ofisindea aldığı- mız malümata nazaran son hafta zarfında Mersin manla- kasnda 734, 364 kilo arpa 135,981 kileo pamuk ihraç edilmiştir. * Antalya — mıntakaşından son hafta — zarfında — 2747 kilo afyon, 46885 - kile pa- muük, 64648 kio — palamut, 97553 kilo tütun, 11729 kilo üzüm ve 56625 ki'o zeylinyağı ibraç edilmiştir. Pamuk zeriyalı İzmi mıntakasında bu sene Denizli — vilâyetinde — 13300, ÇMuğla vilâyetinde 3552, ls- parta S0 ve İzmirde 9200 dö- srkkkse ae d se d eee AAA sALAA tavürunu edasını hiç değiştir- memiştir. Merkez kahvesi, bu- günkü asri şekline dahi on sene evvelkinin aynıdır. San- tral ve daha birkaç kahveler * cuma günleri sabahtan gece- ye kadar tıklım tiklım . dolü- dur. Büyük — Millet Meclisinin yanındaki Küçük park, uzak- lara gitmeğe malen ve bede- nen küdreti olmiyanlar için pekalâ bir tenezzüh mahalli oluyor. * Ankarada otomobil ücret. Teri çok bahalı.. Eğer bu ka- dar çok otobüs seferleri oluna- saymış, bugün baklı olarak | j / j rial anlamamak ve birarda onlara tenkiıkâr bir İsanla | bu kürsüden hitap etmek bi- ze çok ağır bir iş o'ur. Fa- kat bu levsin okadar ilerle- diğine, kök saldığna kailim ki, bu manevi istiraba kapı« larak bu tenkidi yapmağı ve nelice almağı kendim için mecburiyet sayıyorum. İsmet Paşa ve onun hü- kümeti açık alınla, temiz vic dan ile her bargi bir zaman, her hangi bir iç hakkında besap vermeğe âmadedir. bun- dan çekinmez, korkmaz, fa: kat şunu bilmek Jâzımdır kil bunların taktiki her hangi namuskâr bir zatm namus- Bür bir vatandaşa hesap ver« mek vaziyeti değildir. Onla. rın taktiki datma tarih'mizde görülen bariz” bir noktaya Mmüteveccihtir. Muzaffer bir eseri yıkmakta kendilerindek! kuvvetin kâfi; olmadığını görerek başka bir yola sapmak usü'üdür. O ua içindir ki bu mesele üzerinde tevakkuf etmek isterim. On- lar bilirler ki bu eseri yıkmak, bu eser Üzerinde söz söyle- mek kendilerine düşmez. Bun- dan acizdirler. Çünkü bu eser üzerinde zerre kadar hakları, sâyileri, hatta istifade hakları bile yoktur. Bunu, bildikleri içindir ki doğrudan doğruya esere milli müesseseye Dev- lete hücum edemezler. Çün- kü bilirler ki — arkalarındeki halk çok sıkı sürette devlet- çidir, cümhuriyetçidir, ve ka- bul eit.ği yegane merci Bü. yük Meclisim zdir. Ona mer- butturlar , veyleri * oradadır . Bunun için taktikleri tama- mile Devlete hücum - etmek değildir. Yukarıdan aşağıya; Başvekilinden küçük memu- ( Devamı var ) ekesesaka AA ses a sa e LA AAA AAA G AAA İhracat ofisinden bildiridiğine nazaran Yalnız bir haftada 135, 981 kilo pamuk, 734, 364 kilo arpa ihraç edılmışhr nüm araziye pamuk ekilmiştir. Aydın, Muğ'a ve Balıke- sir zeriyatı hecüz tespit <dil. B emiştir. Yunus Nadi Davası henüz tahkikat safhasında Baş muharirimiz Arif Oruç B. yin Yunus Nadi aleyhine açtığı dava üzerine, Larekete geçen Yunust Mukabsleten Arf Oruç B. aleyhine altıncı Müsl vtiktikte dava açmışlı. Bu dava henuz ilk tahkikat safhasında bulunmaktadır. Müddel umumilik — henüz dava hakkinda mütaleasını serdetmiştir. Bilahara bir ka- rar verilecektir- Polisin teftişi Mülkiye — müfettişi Haci Hüsnü Bey birkaç günden- beri şebrimizde mevcut polis merkezlerini — teftiş etmekte idi. Mülfettiş Bey dün de bazı merkezleri teftiş etm . ştir. 50 polis Ankaraya gitti Polis mektebinin busene mezunlarından 50 polis me- murü Ankaraya gönderilmiştir. Tenezzüh Ayın yirmi dördüncü günü Şimendöferc iler bir aıle tenez- zühü yaparak İspartakuleye gideceklerdir. İtizar Münderecatımızın çoklu- İ ğundan bugün (En er Pa- $ İ şa) tefr kamızı dercedeme: diyebilirdik ki: Vah Ankara / hların başma gelenlere,.. iıh. Knrılıııı;g_dıı dıiı' h

Bu sayıdan diğer sayfalar: