23 Temmuz 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

23 Temmuz 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ab ARIN Adliyede: Idam 23 Temmuz YARIN ın Poliste: İCocuköldül EDEBİYAT ÂLEMİNDE Sahte şöhret sahiplerinin en kodamanlarından birini de Calâl Sahir Bey teşkil ediyor. (Beyaz Gölgeler)müteşairi için, * buda kendine göre bir isim! - denizlerdeki cereyan ve anafor- Tara karışmış bir ankaz yığını deyebiliriz... Çekislovakyalı ediplerden (Karel Tchapek), (Rezons-Uni- wersal - Robots)u tasavvur et- mekte geç kaldı. — Çünkü, (R.U.R.) müellifinin eseri 11920) de vazı sahne edilmişti. lbuki Celâl Sahir Beyin tevellüt tarihi (1299) dur. Bu noktada —şunu da söylemeği unutmamalıyız ki (Robots) lar yalnız histen mabrum olarak tahayyül olunmuşlardır. Halbuki, (Leyâli sahiriyet) nâzımında — hayvanı natıkın bütün mütemayiz — vasıfları darmadağınık bir hale girmiştir. Okadarki hilkatin, histen, zekâdan ve tefekkürden mah- rum bir mahlük yaratmakta, beşeri zekâla rakabete girdi- #ini düşünürsek (Karel Tcha- pek)in yaya kaldığını derhal anlarız ! Maamafih, gerek( Robots ) ların, gerekse Celâl Sahir Be- yin talileri bir noktada nasılsa birleşiyor: (Robote)lar isyanlarile kendi- lerini terkip eden formülü zıyaa uğratmışlar ve istikbal- lerini tehlikeye koymuşlardı. Bizim müteşalrimiz de edebiyat tarihimizi şekilsiz bir düman gibi karalamağa vakit vakit yelteniyor! Müddeamızı isbata lüzum bi- le hissetmiyoruz! Çönkü, Celâl Sahir Beyin eserleri meydan- dadır. Belki, yer yüzünde söy- lediğimizin aksini vehmedecek tek bir insan çıkabilir. O da ançak zenci kızlarına — yanıp tutuşan müteşairimizdir! Zira, edebiyat —âöleminde zuhurun- dan bu güne kadar bir an bi- le müstakir olamıyan bir şah- #n, ilmen imkân yoktur ki, itirafı zünup cesareti mevcut olabilsin! Maamafih, bitaraflığımızı göstermek için,(Montesguleu)- söylemeliyiz: Bir münekkit ese- rini tetkik ettiği bir şahsın yalnız fona taraflarını değil, iyi vechelerini de bulup gös: termelidir. yin tek bir muvaffakıyet nok- tamnı anlatmaığa çalışacağız: (Beyaz Gölgeler) nâzımında Mahir bir poker oyuncusu gibil!- Mmüthiş bir hileli kazanç man- tığının gergi gibi işlediğini hay- E Abdülhamidi bunak gösteren gazeteler kapanıyor, “ Feda: kâranı Millet , fırkasının sal- tanat aleyhine tebarüz eden neşriyatı ise, İttihat ve Tarak- ki fırkasına karşı bir “ Mey- gdan okuma , addolunuyordu. Odevrin söz sahiplerini düşü- Hüyorum: / Sahte şöhretler — | | Silik adamlar Tasermmseeemeneamme Muhapriri: SABİH İZZET | 3 — Celâl Sahir Bey... ei Ki retle görüyoruz. Edebiyat uf- kunda ne zaman ve ne şekilde olursa olsun yeni bir mektep tesis etmek kuruntusuna dü- gşen acemi çaylaklar zuhur etli- mi Celâl Sahir derhal kıla- vuzluk sevdasına düşer!(Leyali Sahiriyet nâzımını bu tahavvul endişesine sürükleyen sebepte nedir, bilir misiniz? — Modası geçmiş olmamak! 1315 sene- sindenberi edebiyaltı cedideci, Fecrintici ve ilâh.. olan, sıra ile aruzcu, hececi, serbest ve zinci bir tavur takınan Celâl Sahir Bey de tıpkı Vâ-Nü gibi: ©O da, kocamaktan kurkuyor! Bütün hayatınca iptidai bir uzvi teşekkül gibi yalnız kadını düşünebilen Celâl Sahir Bey için, kocamak, belki de bir teh- Ükedir! — Gülerim, ağlanacak halinize! SABİH İZZET (Devamı var ) Hamiş: Valâ Nurettin Bey yine bir mahalle karı edasile bize cevap vermeğe yel- teniyor. Hemde nasıl, yok ben terbiyesiz imişim, o da nazik! Bundan maada Valâ Nu- rettin Beye kendi kendimi takdim etmişim! Halbuki, seni, benimle tanıştıran zevat elân berhayattırlar ! Muarefemizin gayesi de çu idi.Henüz yazma- ga başladığım (Yuf borusu) na isminin — girmemesini ricaya gelmiştin ,unuttun mu? Sonra haydi diyelimki, ba- ma terbiye dersi vermediler. Fa- kat, sana yalan söylemek der- sini — kim verdi? 15 kuruşluk kıstelyevmden bahsetmek, ko- ca bulamamış mahalle kız- Tarının lâfı değilde nedir? Çalışmak ayıp telâkki edi- lemez. Az kazanmak ta bir ar teşkil etmez. Fakat, çirkin olan şeyi, hakikat karşısında susmak dürürken, özenti bir acizle, senin yaptığın gibi, geve- zeliki etmektir. Ben, ilmen eserlerinin - bir hiç denecek kadar kıymetsiz olduğunu yaz- dım. Sen, buna cevap vere- cek yerde dedi kodu yapıyör- sun. Bün şu düstürunu kabul ettiğimizi İşte biz de Celâl Sahir Be- Yoksa “ bizdepek âlâ senin Noter kapılarında 10 kuruşa arzubalcılık yaptığını, yarım lira kazanmak için Yenicami- de masa kurduğunu ve Selâmi İzzetin yerini kapmak hevesi- le de meşhur hikâye oyununu söyleyebilirdik! Doğrusu bü kadar sukut edeceğini tahmin etmemiştim, Vâüâlâ Nurettin Bey! Bi — ENVER PAŞA Turan İmparatoru! Hatıratını yazan: / .L Sabahattin, bir «Saltanatı münevvere> dala- veresile, Şerif Hüseyin de «İslam Hilâfeti> irticaile Osmanlı hanedanının yerine geçmek istemişlerdi Meşrütiyet matbuatı, kanu- Bunların hiç birisi, 10Tem- Bu esasinin kayıtları içinde | muz inkılâbının - evveliyatını, kalmıştı. Hiç kimse, saltanat haldeki seyrini ve neticelerini meselesini ortaya —atamazdı. | düşünecek zihniyette değiller- di hepsi de, saltanat etrafında birleşiyorlar, fikirlerin başka bir hedefe gitmelerine müsaa- de edilmiyordu. Filhakika (Prens?) — Saba- haddin Bey, bir “saltanat mü- mevvere, projesi yapmış, 31 martta “Abdülhamit ile Or- Dünde bı'r.çoculı oto-|Dan kurtulan bir kati- mobil altında öldü lin hükmü nakzedildi Dolapdere dere boyu cad- desinde 44 numaralı hanede sakin Şaramın sekiz yaşlarında- ki oğlu Arin, Taksimden ge- çerken şöför Remzinin idare- sindeki 1679 numaralı otoma- bil altında kalarak yaralanmış ve bir ez sonra vefat etmiştir. Şöför tevkif edilmiştir. Bir açın intiharı Şehremininde sakin Hasan isminde biri zaruret saikası ile saat 20 de kendini köprüden denize atarak ölmek istemişse- de yetişilerek kurtarılmıştır. Ceviz kırmak yüzünden Üsküdarda Toygar mahal- lesi orta sokakta 15 numarada sakin balıkçı Salâhattin, vapur iskelesinde bir kahvede ceviz kırma meselesinden muğber ol- duğu yeğeni Salihi cerh - etti- ğinden yakalanmıştır. Temizlik ! Şengül Hamamı yokuşun- da bir çeşmede yüzünü yıka- mak Üzere ceketini çıkartıp yanına bırakan Mihran Efen- di, bir az «onra ceketinin cebindeki 10 İira ile beraber| bir açık göz tarafından aşı- rıldığını anlayarak polise mü- racaat etmii Ağır bir. cerh Evvelki gece Reşit ismin- de bir genç Asiye isminde bir kadını Nışantaşından ge- çerken biçakla iki yerinden yaralamıştır. Carih yakalanmış, mecruh ta Beyoğlu hastanesine yatı- Ahmet isminde birini ta- ammüden öldürmekle maznu- men evvela Idama — bilahara da yaşından dolayı 24 sene hapse mahküm olan Battal'ın bu kararı nakzedilmiştir.. Temyiz mahkemesi kararı tashihi sin noktasından — boz- duğu için yaşı yeniden tespit edilmek üzere dünkü mahke- me talik edilmiştir. Maznun bir müddelumul Vazifesinde ihmal ve terehi ve ashabı mesalihten birini tahkir cürümlerile maznun olmakla mahkemeye verilen Çatalca Müddeilumumisi Demir Ferit Beyin muhakemesine dün bi- rinci ceza mahkemesinde de- vem edildi. Demir Ferit Bey — isnat olunan cürümlerle alakası ol- madığını beyan etmiştir. Muhekeme iddia ve mü- dafaa için talik edildi. Katil deli mi, değil mi? Ankarada Ömer isminde bir genci öldüren ve deli vaya akıllı olduğu hakkında Emra: akliye hastanesi etibbası ile Tıbbı Adlt arasında bir ihti- lâf zuhuruna sebebiyet ve- ren Karakaş Hüseyinin dün tekrar Birinci ceza mahke- mesinde muhakeniesine devam edildi. » — Emrazı akliye hastanesinin ton verdiği rapor - okundu. Bunda Karakaşın deli ol- madığı bildiriliyordu. Mahke- | me, bir defa da Tıbbıadli meclisinden geçmesine karar wererek mühakemeyi — talik etti. kakasaa ae MAEMALERETTE İzmir üzüm istihsali Bir İsveç gı;ıpu İzmir mıntaka- sından yaş üzüm alacak Bu sene iktisadi mıntaka- nın Üüzüm istihsalâtı geçen se- neye nispetle azdır. Üzüm rekoltesi 28-30bin ton ölarak tahmin edilmektedir. Bu sene, üzüm mahsulünde rakipsiz olan muhtelif istihsal mintakalarının rekolteleri düşük- tür. Mıntaka ticaret müdür. lüğüne bu hususta gelen ra- porlara nazaran, ÂAvusturyanın geçen seneki üzüm Hstihsalâtı 48000 ton iken bu seneki mu- hammen istihsalâtı 25000 ton- dur. — Yunanistanda bu ı:ı: sağmurların bağlarda yaptığı :ılriu!ır çok mühim addedil, mektedir. Bu sebeple Yunanlı- tan üzüm rekoltesinin geçen tahmin ediliyor. kendisini sultan veya ilân etmek için hazırlanmıştı. 31 martın “Sabahaddin-Nazım paşa-Celâleddin Arif,, projesini bilenler, bu “saltanat münev- vere, namzedinin manevrelerini anlamışlardı. Fakat, Hasan Fehminin katli üzerine irticaa doğru yeni bir cereyan başla- maş, bu projede suya düşmüş- tü. İkinci proje ise, Balkan mağlubiyetinin son devirlerinde tertip olunmuştu. Bu proje bir Arap şerifinin islâm Hali- fest olarak ilânı için Osmanlı handanının bir gecede katlini esas tutmuştu. Bunların başında şerif Hüseyin ve bir takım medre- hiler vardıki,Türk Arap vahdetini muhafaza etmek için bu arap hilâfetini ileri — sürüyorlardı onlara göre, Rumeli gittikten sonra Suriye, Iİrak ve Arabis- tanı idare etmek mümkün de- gildi. —Bunun için, Arapları seneye nisbetle */ 60 derecesinde l Hülâsa itibariyle bu sene bütün cihanda üzüm İstihaa. Vâtı geçen senelerin yüzde altmış beşi derecesinde olaca. ği zannediliyor. Üzüm istih- salâtında bütün cihan istih- sal memleketlerindeki bu nok- sanlık memleketimizden fazla talep vaki olmasına sebebiyet #erecektir. Üzümlerimizin ka- liteleri çok iyi ve hastalıksızdır. Bir İsveç gurubu bu hafta tüccarlarımız'a temasa giriş. miştir. Bu gurup bu sene mem. leketimizden fazla miktarda yaş üzüm satın alacaktır. Üzüm fiatlarının bu sene, geçen seneden çok daha ba- hah olacağı tahmin edilebilir. bulmak lâzımdı. Türkleri araplaştırmak gibi bir gaye takip eden bu proje de bir siyasi teşekküle bile esos mamıştı. Saltanat aleyhine başka bir hareket yoktu. Halbuki Saba- haddinini hareketi de bir nevi saltanattı, Şerif Hüseyinin hi- Mfeti de daha felâketli bir dini istipdattan başka bir şey değildi. Bunlar fikirsiz. kalmış #nkılâbın doğurduğu acubeler- di. Eğer 93 ün idealojisi yazıl saydı, bu inkılâbın — eyride başka türlü olacaktı. Bu bir hata idi. Fakat bu bataya ikinci bir hata da ilâ- ve olunuyordu. İnkılâp fırkası, fikir hürriyetini inkâr ederek hareket etmeğe başlamış mem- leketteki salâhiyettar fikirleri söz söylemekten menetmişti. ( Devamı var ) vazizelini görmiyen ve kendi ken- dine garip talimatnameler icad- ÇAA UU Bu sütunumazım — muharriri, kendisidir. — Vatandaşlar — Sörgükleri tenatıktarı kendi gü habiri, müdürü birzat halkın siyat haricinde — etraflarında teleri olan bu gütunumuza Ser- tçe yazar ve millete bildirİrler. Ekmek bulunmayan bir kasabal Somada hiç kimse ilaç için bir dirhem ekmek bulamıyormuş! eden Belediye reisinin nazarı” dikkatini Bundan bir hafta evvel Somaya gitmiştik. Orada ga- rip ve gülünç bir hâdiseye şa- hit olduk : Kasaba içinde ne kadar firın varsa Belediye reisi ile araları açık olduğundan Ek- mek yapmıyorlarmış. Hâtta bu feci hal günlerdenberi de devam ediyormuz. O gün pazara gelen köy- lülerle kasaba halkı arasında yakın köylere giderek ekmek alanlar olmuştur. Ve belki de işini bırakmamak için ak- şama kadar aç kalan ve aç olarak yollara dökülenler de vardır. * Belediye reisinin bu işlerle alâkadar olması lâzım - gelir- ken o kendi kendine talimat- pameler icat ederek gerek köylüleri ve gerekse tüccarı üzmektedir. Meselâ köylüle- rin getirdiği her hangi bir şeyi Kasaba halkı almadan tüccara aldırmamaktadır. — Şehir hal. kının ve Şehre gelenlerin (eelbetmenizi rica : Sanmbeyler köyünde Sofu oğlu Mehmet * Bütün Konyanın içtiği su, deniz hamamı mı yapılmış? Konya lisesi kamp yapmak için Konyadan (4) saat mesa- fedeki Çayırbağına gittik. (9) tommüzda “ise Konya- İdisan yurdu spor kuülübü azaları gezmek üzere Çayır- bağına geldiler. (10) temmuz cuma günü Çayırbağında bu. lunan ve Konyaya içmek için giden su hazinesinin kapağını açarak — yıkandılar. Umum Konya halkının içmekte olduği suyu bu sürette pislediler. Bu şayanı eseftir. Bu hususta ait olduğu ma- kamlarin nazarı dikkatini celk betmenizi rica ederiz . Konya lisesi Çayırbağı Bamp talebeleri. sesaasarasAasALALAAAAR Meclisteki istizah takriri Celse zabıtları SAĞT F Meclisteki son matbuat münakaşalarının zabıtlarını aynen neşrediyoruz girmek bahtiyarlığını kazan- mişimdir. Matbuat hürdür fakat, kimsenin faziletine dokunma- mak ve en mukaddes olan Devlet rejimine Devlet otori- tesine zarar getirmemek şartile. Artık hiç şüphem yok ki; Muhterem Hükümetimizin ba- şında bulunan zat ve arkadap ları ve bütün Meclis ne yapıp yapacağız matbuatı — fazilete irca için icap eden kanunu yapacağız. (Alkışlar) Yunus Nadi B. (Muğla) — Muhterem arkadaşlarım; mat- buat meselesi mevzuubahs ol- duğu zaman hayatının otuz bu kadar senelik müddetini, yani hayatını onun uğruna vakfetmiş bir arkadaşınızın da bir iki söz söylemesini fazla saymazsınız diye ümit ettim we bu ümitten cesaret ve kuv- wet alarak bu kürsüye gelmeği bir vazife bildim. Matbuatın — ehemmiyetini cümleniz takdir. ediyorsunuz. Bunda şüphem yoktur. Buna sarih ifadelerle kat'i delilerle vakıf bulunuyoruz. Filhakika matbuatın çok büyük olan kıy- met ve ehemmiyetini anlamak içia ounn bir an yok olduğunu farzetmek kâfidir o zaman et- rafımızı karanlık bir muhitin âdeta bir adem deryasının kapladığını hissedceksiniz bu kadar alıştıktan sonra dün- yada neler olup bittğiğini bilmek ve insanların neler düşünmekte olduğundan haber- siz kalmak bu nihayetsiz kâi- nat içinde dehşet verici bir sükütan katlanılmaz ağırlıkları altında bulunmak demek olur. Bu itibarla matbuat bu gün her milletin hayatında ve, insanlığın terekki ve tekâmü- lünde birtaci elzemiyet dere- cesini haiz medeni bir tesis ol- mak mevklini bihakkin işgal ve muhafaza ediyor ve ehe- Tmiyetini kaybetmek — şöyle dursun, bilâkis artırıp gidecek- tir. Hal böyle iken şimdi bizde L olduğu gibi ketlerde memle- zaman zamian mat- buattan çok acı şikâyetler yapıldığı da görzülmüştür medeniyetin bir çok faydalı yüksek müessesesi, demekki zaman zaman cemiyete ve in- saniyete zararlar da getirebi- lir, ıztıraplar da verebilir. Ma? ateessüf bu da bir hakikattır. Çünkü insanlığın daima müte kâmil bu en kuvvetli mücs- sesesi bazı milletler için, daha doğrusu bazı milletlerin bazı hayat devreleri için iki tara- fida keskin bir kılıç mahiye- tini haizdir. Böyle bir kılıç onu kullanmayı bilmiyen na- ehil ellerde kazalar ika ederek <cemiyetin ıstırabını mucip ola- bilir. Meselâ 31 mart hadise- sinde çok yakin bir tarih olmak üzere kendi memleketimizi göz önüne alarak hatırlayabilirizki Şeh Sait isyanında, Menemen irticaında matbuatın oynadığı meşum rolleri pek iyi fark eden vatandaşların çok haklı bir iğbirar ve infial ile matbuat aleydarlığında çok ileri gittikle- vi görüle bilmiştir. 31 mart hadisesini hareket ordosu bastırdı. Bastırmıya bi- lirdi. O zaman Türk tariht başka safhalarda biterdi. Mürettep, umum! ve İirli- cal Şeyh Sait isyanımı Türk milletinin dalma akhselim ile beraber giden kahramanlı- gı bertaraf etti. Aksi takdirde şimdi bu memlekette yalnız cümhuriyetin değil; hattâ müs- takil türklüğün yerinde yeller esebilir, şanlı bir - varlığın sefil bir zillet ve — esarete inkılâp ettiği görülürdü. Menemen hâdisesi behe- mehal yükselmek azminde bulunan aziz Türk milletinin bu tekâmül ve itilâsına karşı ya- pilmiş, fakat uyanık Türkün yılmaz himmetl ile olduğu yer- de bastırılmış mezbuhane bir savlet oldu. Ancak bütün mil- letçe bütün elemlerile hep (Devamı var bazı

Bu sayıdan diğer sayfalar: