13 Ağustos 1931 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4

13 Ağustos 1931 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ARENKEFEndi teğki'edildi İşin içyüzü nedir? Bisikletle giderken (1110) lira düşmüş ve kayıp mı olmuş ? Yeni Adana gazetesinin ver | diği habere göre: İnhisar idaresi muhafaza | memurlarından Reşit Efendi idareden teslim almış olduğu | bin yüz on lira vagon ücretini bisikletle istasyona giderken | yolda düşürmek suretile kay- | betmiş olduğunu haber verdiği için inhisar müfettişliği tara- fından — tahkikatı yapılarak | evrakının adliyeye verilmek üzere olduğunu haber vermiştik. Haber aldığımıza göre tah- kikat evrakı ciheti adliyeye tevdi olunmuş ve Reşit Efen- dihakkında tevkif müzekke- resi kesilerek hapse konmuştur. | Reşit Efendinin muhake- mesi kanuna nazaran mevku- fen cereyan edecel Diğer taraftan haber ve- rildiğine göre Reşit Ef. baka- yada kalmış olup asl detini ikmal etmek edilmiş ve bu "para kaybetme meselesinden bir kaç gün ev- velde kendisine tebliğat yapıl- mıştır. Tam ciheti askeriyeye tes- lim olacağı günlerde bu para kaybetme meselesi hâdis ol- muştur. ÂAyni zamanda Reşit Ef. mükeffel bir memur olma- dığıda söylenmekte olup bu cihetten alâkadarların mâtte- hem addedileceği tahmin olun- maktadır. Bulunduğu vazifede seksen lira maaş verilen Reşit Ef. daha evvel posta müvezzii bulunmakta idi. Benzinler için İzmir Belediyesinin " nazarı dikkati celbediliyor! (Hürriyet) İzmir Belediye- Çsinin benzinler münasebetile pazarı dikkatini celbediyor. Filhakika İzmir için şayanı likkat olan bu mesele hakkın- da ki mütalenları alıyoruz! Belediye nizamnamesi mu- €ibince mevaddı müşteile sa- tışı bazı kuyut ve şeraite ta- bidir. Bu meyanda petrol ve benzin satış mahalleri hak kında yangın tehlikesine kar. gı esaslı tekayyüdat vazolun- muştur. Maalesef şahit olduğumuz, ve haber aldığımız bazı vazi- yetler belediyenin bu işteki Abmalini göstermektedir. Mül- Hakata işliyen kamyon ve otomobillerin harekel ettiği “ten bağrı bir kısmı daha küllere münka- | lip olduktan sonra alınacak bazı lıınlıvlı, külliyetli mik- tarda benzin bulunmaktadır. Bu benzinler, hanlardan işli- yen otomobillere ve kamyon- lara verilmektedir. En küçük bir kıvılcım, ufak bir ihmal, minimini bir dik- katsizlik neticesinde parlıya- cak olan bu benzinlerden ma- azzallah muazzam bir yangı- nın hanumanlar — söndürmesi ihtimali her vakit için mev- cuttur. — Biz bugün tehlike var di- yoruz ve Beladiye de gözünü dört açmasını, benzinlere dik- kat etmesini istiyoruz. Yoksa yapgın çıktıklan sonra ve za, yanık olân İzmirin lıdhlrluln hiç bir faldesi ola- Tarsusta neler olup neler bitiyor? (Yeni Mersin) in Tarsustan aldığı haberlere nazaran: Yemekler ve kebaplar pahalı Tarsusta et fiatlarına na- zaran lokanta ve kebaplarda fiyatlar pek yüksektir. Bir parça ekmek ise beş kuruşa verilmektedir. Bunlar bir nişbet dahilinde indirilmesi için merciinin naza- rı dikkatini celbederiz. Namruna giden otomobiller Namrun yolunda iki - oto- mobil kazatı olduğunu evvelce yazmıştık.. Bu gibi kazaları nazarı dikkate alan belediye otoma- bil ve kamyouların muntazam sürette muayene ve tetkik edildikten sanra seyahatlarına ENVER PAŞA müsaade olunmaktadır. Bu suretle harekettenberi kazala- rın ödüne geçilmiştir. Bunun devam etmesini temenni ey- keriz, Ekmeklere dikkat Tarsus furunlarında — satı- lTan ekmek ve somunların içe- risinde bir çok mevaddı ec. nebiye, çuval, ip parçaları ve daha başka şeyler çıkmaktadır. Belediye memurları tara- fından bunlar bir kaç gün tef. tiş görülüyor sonra ihmal edi- liyor. Teftiş müddetince dik- katlı yapılan ekmekler diğer günlerde iyi olmuyor. Belediye relsimizin nazarı dikkatini cel- bederiz. Turan İmparatoru! Hatıratını yazan: ./.L — 33 — Firariler, Berlini rahat bir yer zanneder- ai lerken, ıln bin talebeden mürekkep bir açlar karşısında kalınca şaşırmışlardı içinde idi. Harp zamanında ise “Nach Paris,, Parise nüma- yişlerile çalkalamıyor, — sulh devrinin sessiz neşeliği sesli bir — Aistihzaya — dönmüştü. Adeta, bir panayir hali vardı; kalabalık bir panayirin nizam- #Z İnsan dalgaları gibi bir mahşer ! Bu Almanlara ne olmuştu? lardı. Alman donanması. Bir” Balina balığı gibi İngiliz donan- ,Masının demir ağı içine alın- mıştı. Fakat, hiç kimsede me- yusiyetin eseri görünmiyordu. Halk, mütemadi, nümayişler- le cumhuriyeti, sosyalistlikliği alkışlıyor, halâs bulmuş bir millet halini gösteriyordu. Enver de şaşırmıştı. Çünkü, harbi idare eden Alman dip- Tomatları da yerlerinde otu- bel Fi hakika, milyonlarca silâhlarını,| ruyorlardı. Yalnız. harp za- iktidar mevkiinde toplarını, miteralyozlarını mü- tarike mıntıkasında bırakmış- manında bulunmuıyan fırkalara yerlerini Me(;'listekı' istizah t;rirış , Celse zabıtları Kaç Y Meclisteki son matbuat münakaşalarının zabıtlarını aynen neşrediyoruz (1 inci sahifeden devam) Arkadaşlar: bugün iktısat ilminin ifadesi, pisikolojik hâ- diseler siyasi akide ve hâdise- mecmuasıdır, milletin iktisadiyatını, en kuv- vet ve kudretli olmak üzere © milletin enerjisinde aramak lâzımdır. Bugün ve yarın iflâs edeceğim diye bir dükkân, açamıyacak kadar korkulursa yarın paramı kaybedeceğim diye cebinde bulunan birkaç kuruş ikraz edilemez ve bir iç yapılamazsa, memleketin bü- tün çalışkan gençliği betbinliğe düşerse bu milletin istikbalin- den ne beklenebilir? Bilhassa kuvvel manevtyeyi, istikbali tahrip, noktasından — yapılan istizah hükümet — tarafından verilecek olan cevapta bu nok- tanın da sarahatle ve kat'iyet- le ifade edilmesini çok temenni ederim. Arkadaşlar; değil bizim gibi yeni teşekkül eden hükü- metlerde, hattâ en, eski en kudretli millet ve hükümetler- de bile bugün dahili ve bey- nelmilel buhran vaziyetlerini tetkik ederken, demokralik Ha- yata alışmış ve o hayatı kavramış olan memleketlerde matbuata bir nazar atfedersek bizim iktısa- diyatımızı tetkik ederken düş- tüğümüz müthiş vartanın ne derece büyük olduğunu anla- mak kolaydır. Fransızlar buhran geçiri- yor, fakat hiç bir Fransız ga- zetesinde hiç bir hükümet re- cülüne iflâs eden filân tücca- rın katilidir, denmemiştir. Amerika, Almanya buhran geçiriyor. Almanyada seneler- “milyonlarla — Çalışan denberi mühim ve kuvvetli ve son de- rece nafi firmaların ihtiyar aksakallı müdürleri buhran- BU lerle, felsefi hâdiselerin heyeti | denebilir. Bir dan kendilerini (Rayn) nehri- ne atmak süretile intihar et- mişlerdir. Fakat hiç bir A- | man gazetesi bunların katili filân başvekildir, dememiştir. Arkadaşlar; muhalif mat- buat, muhalif fikir dediğimiz bu memlekette devam eden zihniyet, bunu da bize söyle- miştir. Memleketimizin bir şehrinde nazılsa vaziyeti ko- ruyamıyarak ve bir hastalık neticesi olarak hayatına hati- me çeken zavallı bir vatan- daşımızın akibeti elimesini gaze- tesine kaydederken bunun ka- tili İsmet Paşadır demiştir. Yusuf B. (Denizli) — Ne büyük haksızlık. Durgut B. (Manisa) — De- wamle — Arkadaşlar; iflâs eden tüccarın katili İsmet Paşs ise size sorayım, memleketimizde bilhassa yeni harfler çıktıkdan sonra çok fazla okumağa bşlı- yan fakat muhakemesi noksan ve kıl olan vatandaşlar mem- lekete bu kadar hizmet etmiş bir adamın iktisadiyat saha- sında vatandaş öldürdüğü ka- naati hasıl olursa rica ederim muhalefet için de olsun, muva. fakat için de olsun istikbale ne elim bir manzara getirir. Arkadaşlar; deminden beri muhtelif zamanlada bu mem- lekette çıkan muhalif matbu- atın ve bu matbuatın takip et- tiği cereyanların elim akibetini tasvir ettiler, Fakat bilhassa benim arzu ettiğim bir nokta tamamile leşhir edilmemiştir. Serbest matbuat hiç şuphe yok ki, demokrasi siste- mi ile idare olulun yerlerde, reskârda bulunan fırkaya ve reisikârda bul lara atak yapar, hücum- ve otları yıkmak, onları devirmek, on« ların yertine geçmek için ça- lışır. (Devamı var) mekşasecer ee LA LALA Sıtma İzmiri adamakıllı kasup ka- vurmaktadır diyorlar (Halkin Sesi ) sıtma! hak- kında şayanı dikkat bir nok- tai nazar serdetmek ve sit- manın İzmiri tehdit ettiğini ınyıııııkıı ve ezcümle dıııni— tedir kiz Sıtmanın — son Eıılılırü İzmir ve civarında, ihmal edil- miyecek bir derecede hüküm sürdüğünü müteaddit defalar yazmıştık. Sıtma mensupları, bizim görüşümüze nazaran çoğalmış- tır. Bu hal, mahalle aralarında da göze çarpmaktadır. Meselâ tokaklarda oyun oynıyan bir çok cılız 'çocuklar — vardır ki bunların damarlarında habis bir sıtmanın hüküm sürmekte olduğu dudak ve burunların. daki uçuklamaklar ilân etmek. tedir. Bu mini mini yavrular terketmişlerdi. Bunun içindir ki, saadet | gibi felâketi de hazmeden bir idare teetsüs etmişti. Türkiyede bu fırka teşki- Iâtı olmadığı için idare ma- kanizması karmakarışık - bir hale gelmiş, fırsat bekliyen saltanat gibi kara kuvvetler meydana çıkmıştı. Mağlübi- yet, Almanyada kayserliği yikmış, kayseri kaçırmıştı . Bizde ise, saltanatı iktidar mevkliine getirmişti. Çünkü, bir fikir teşkilâtı yoktu. Bir kaç gün, inkilâp gü- rültüleri içinde Talât paşa kafilesini bekledik. Bu kafile, bizden beşgün sonra beriline gelmişti. Öyle maciralar ge- çirmişlerdi ki, bir kaç defa çapulcu pusularına düşmüş- ler, nihayet, kazaklardan mü: rekkep bir muhafaza teşkilâtı sayesinde Almanya ya girebil- mişlerdi. gülüp öynarken” kendilerint saran — bir âlteş veya tit- reme tesirile — evlerine kop makta ve birer tarafa kıvrı- larak — sıtmanın — istiraplarını çekmektedirler. Bu çocuklar bakımısız kak maktadır. Sıtma — mücadele heyeti bu hastalardan haber almamaktadır. Bizce sıtmalıları aramak, bulmak, her ne vasıtaya olu! sa olsun buldurmak sutma mücadelesindendir. Haber aldığımıza göre vıt- manın tevessü ettiği heyetçe de anlaşılmıştır . Ve bunun için de esaslı. surette müca- deleye karar verilmiş ve bu hususta tedbirler alınması ta- karrür etmiştir. Firariler, ilk günlerde Ber- lini emin bir yer addediyor- du. Maamafih, firariler ittihadı bozulmuştu. Daha ilk günlerde dört, boş guruba ayrılmışlardı. Talât, Türk hazinesinin bir kısmını firariler arasında tak- sim etmiş, diğer kısmınıda müşterek bir harekete karşı saklamıştı. Herkes, şöyle böyle zengin bir hayat geçirecek servete malikti. Belkide, Almanyada refah içinde hayatlarını geçir- meğe kâfiydi. Fakat, hiç de ümit edilmiyen meseleler çık- mağa başladı. Berlinde binlerce Türk tale- besi vardı. Bu- talebeler, Al. manyanın muhtelif memleket- lerine gönderilmişlerdir. Fakat, mağlübiyet ihtilâl. leri üzerine birer birer Berlin- de toplaşıyorlürdı. Berlin sefa- reti ise, bu talebeleri laşe ede- cek bir yaziyette değildi. (Devamı var) Muharriri ; Mücrimlerimiz: Dr. H. A, Malik Kıymetli ilim adamlarımız- dan Doktor (Hilmi A. Malik) Beyin : (Demokrasi ve müc- rimlerimiz) adlı. mühim bir eseri intişar etmiştir. Bu mü- him eserin şayanı dikkat bul- duğumuz mühim noktalarını aynen iktibas ediyoruz: Mücrimler ve suçlular Bazı suçluların ve mücrim- lerin, cemiyetin selâmeti için, ebediyen muhafaza altında ve hücre içinde bulunmaları el- zem ive de, işlenen çürüm ve suçların adedine göre hangi- sinin bücreler içinde bulunup bulunmıyacağı cari usul üze- rinde hareket etmek hakikaten güçtür. Mücrim ve suçu işleyenin, cemiyetin selâmeti için yapıl- ması icap eden şey, İçtimai ta- rihçesini tetkik ile psikoloji ve pslkoanaliz metotlorinı kul- lanarak şahsiyetin mühim ka- rekteristiklerini ortaya koy- maktır. Bu metotlarla elde edilecek neticeler, — suçlular, mücrimler ve cemiyetler için daha faydalı ve daha müspet lur. Ceza kanunlarının istenil- diği gibi müspet faydaları te- minden aciz olduğu mazinin ve asırların bize yadigâr ola- rak bıraktıkları neticelerde ve tecrübelerde görürüz. Hapisa- nelerdeki muvaffakiyetsizliği idareye atfedenler de yanılı- yorlar. Asıl hata, mahpusla- rın ve mevkufların lâyikile barındırılmasında ve mesele- nin içtimai, psikoloji ve psiko- analiz usullerile halledilmesin- dedir. Hapisanelerimizin ve tevkifanelerimizin, mahpusla- YA Ye mevkufların — Azerinde müspet tesir yapabilmeleri icin, mutlaka onların haleti ruhi- yelerini anlayan kuvvetli şah- siyetlerin ellerine teslim edil- melidir. Ve sonra onları menfi görüşlerden müspet görüşlere ve sahalara sevkedilmek için de kendilerini kâfi derecede meşgul edecek meşgalelerin mevcudiyetine lüzum vardır. Haplisanelerin bazılarını ve mürait olanlarını çiftçilik ve ziraatle meşgul olabilecek bir hale koymalı. Mamafih bu faaliyet talim ve terbiyeleri için hazırlanacak programa zerre kadar halel getirmemelidir. Bu sistemin mahpusların ve mevkufların kaçmasına daha çok fırsatlar tedarik edeceğine şüphe yok- tur. Bununla beraber nihayet cemiyetin ve beşeriyetin bir ferdi olan bu mahpus ve mev: kufun kaçmasile takip edilen Mmüspet ve yeniden yapma ga" yesini sarsacağı zannı hasıl olmamalıdır. Haplsanelerden firar 'eden ve kaçanların mazide cemiye- te yaplıkları fenalıktan daha büyük bir fenalık edemiyecek- leri pek tabiidir. Yol kampları da — ayrıca tetkike değer bir mevzudur. Bizde yazları bir çok kasaba- ların ve şehirlerin yollarını rençperliğile, bağ ve tarlası ile meşgul köylüye yaptırırız. Hal- buki bu gibi mahallerde- ha- pisanelere atılmış ve hiç bir İş görmiyen nice mahpuslarli vardır. Acaba bunları yol Inşasın. da kullanmak faydalı olmaz- mı? Uzak yerlerde yapılan yollarda bile iş paydoslarında mabhpus ve mevkufları çadır- larda muhafaza etmek kabildir. Bu gibi işleri yaptırmaktan gaye —mahpusları — müstahsil yapmaktır. —Aynı zamanda, kuvvetlerinden istifade etmek ve her hususta iktısada riayet etmektir. " biyet ve tehevvür 13 — 25 yaşına kadar mahpus ve mevkufları talim Yve terbiye hayatına alıştır. mak, hapisane ve tevkifhad) nelerin esas gayesi olmalıdır. | Ve buda kalabalığı fazla ha- Pisane ve tevkifhanelerde mahi pus ve mevkufun ihtiyaçlarına göre hazırlanmalıdır. Psikoloji ve psikyatrı bilhassa bu yaşta. ki suçlulara tatbik edilmeli ve eldeki vesait ve diwiplin ile genç mahpuslar ve mevkuf- ların yaşlı mahpuslardan ayrı olarak bulunmaları cemiyetin selâmeti için zaruridir. Yaşlıların hayatta geçirmiş oldukları bir çok acı tecrübe- ler kendilerine ders olduğu vakidir. Fakat her şeyi kendi malümatı ve tecrübesi dahi- linde gören ve görmek iste- yen ateşin gençlik yaşlı mah- pusların ve mevkufların müs- pet veya menfi taşıdığı emel- lere ve kendisindeki temayül- lere göre tecrübelerinden ken disine Jpaye ayırarak ya ut- lanır ve yahut kendisine ve cemiyete biaman bir düşman kesilir. Binaenaleyh hapisha- nede genç bir mahpusun ve mevkufun kuvvetli bir müc- rim olabileceği gibi slahhane- lerde de yalancının, dolandı- rıcının, yaltakcının ve sinsinin katmerlisi olur. Cürüm yani katil; istatletik lerde gösterileceği veçhile asaj neticesi meydana gelir; ve binaena- leyh geçicidir, tehlikesi nisbe- ten azdır. Halbuki sinsilik senelerin meydana getirdiği bir itiyat, şifası çok güç marazi bir has- talıktır. Senelerin nısfı mahpus ve mevkufun üzerinde bırakmış' olduğu menfi tesir ile ani bir asabiyet ve tehevvür neticesi katli yapmış birisi arasındaki fark başka başkadır. Sinsiden daima korkulur halbuki katli birinci defa yapmış kimseden ise korku cüzidir. Binaenaleyh, ıslah evinde evvelâ idare başında bulunan- lara ve sonra da programlara ehemmiyet vermeli. Suçların çok. ları üzerinde şahsiyetin büyük tesiri vardır. Bundan başka teknik me- selelerinin halli için eksperlere lözum vardır. — İslahanelerde hapısane tipinde gardiyanlara ihtiyaç olmadığı gibi, mevkuf- lara da mahpus muamelesi yapılamaz. Burada gaye, vasi manada talim ve terbiye olma- fıdır. Hayatın acı taraflarile karı gılaşan (ıslahane mevkufları haşin tabiatlı ve dolayısile sa- bırsız. kimseler olur, Binaen- aleyh, onları mektep sınıfla- rında mektep çocuklarına oku- tulan dersleri tedrise kalkışmak bir az düşüncesizlik folur. Onlara okutulacak mev- zuların hayatta tatbiki kabil olabilmeli ve her günkü ihti- yaçları tatmin etmelidir. Ve bu suretle tedris usulleri yaşlı kimselere tatbik edilen tedris üsüllerin aynı olmalıdır. Bina- enaleyh, her ferdi ayrı olarak ve ihtisas meslek ve akademik imtihanlardan geçirmek. mıııı atisi için hııullr. Her — hapishanede başlangıç olarak mahpusları alâkadar edecek mesleki ve sair bir kaç kitabın bulunması faydadan hali değildir. Hapisanelerde ki — meslek mekteplerinin entipüften değil fakat, memlekette en iyi ve müspet mekteplerin bir cüzü venumunesi olmalıdır. ( Devamı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: