4 Aralık 1949 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3

4 Aralık 1949 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Aralık 1010 YENİ İSTANBUL Sayfa 8 Çeviren: lkönce, yakışık aldığı üzere, aslan söze başladı ve dedi ki: — Artık Vakit saat tamam oldu. Muhakkak ki bu irktan biktik usan. ık. Hepimiz iddiatarımızı söyliyelim. Ben başlıyorum. Efendim, ben insanı ncak av eti bulamayınca yiyorum. O halde niçin gelip beni ormanlarım: İn yakalarlar. Benim butlarım tkaralık mı? Değil. O halde beni ne diye bir demir kafes içine sokarlar ve ancak tavukların geçebileceği çubuk. 'ara kafamı vüra vura harap etmemi seyretmekten zevk alırlar? Yahut küçük bir köpek gibi. ortası kâğıt kaplı yuvarlaklar içinden atlatırlar. De- mek ki insan denen mahlük, beni küçültmekten, gülünç düşürmekten bas- $ | ka bir gey yapmıyor. Hele benim postumu sıyırıp karyolasının ayak ucuna sermesi ve sabahleyin kalkınca üzerime adetle basması. Neyse, Ben söyliyeceğimi söyledim. Şimdi sıra başkalarında. Bütün vahşi hayvanlar namına kaplan öne doğru İlerledi ve kendi. lerinin de aynı felâketlere uğradıklarını acı acı, uzun uzün anlattı. Nihayet beklemeğe tahammülü kalmıyan maymun: — Pardon, diye — | kaplanın sözünü kesti. Bunlar hepimiz için olağan İşler. Fakat bize Ü telik bir de kulp uydurmuşları sözde insanın ceddi imişiz! Ne dehşet. Sanki bize şeref vermek için de kadınlarını süsleyip püsleyip maymun: urmağa kalkıyor. Hele hep bu akrabalık bahanesiyle bize çektirdiği gileleri Bizi oynatıyor, sırtımıza mantolar geçiriyor, bisiklete bindirip | bedal çevirtiyor, yordukca yoruyor, tâ hastalanıp verem oluncaya kadar, | O'zaman bizi bir bebek karyolasının dibinde yatitıyorlar ve son nefesimizi acıklı bir surette orada veriyoruz. Demin aslan, insanların âdi alayından Bahsetmişti. Halbukl Insanın en başta gelen maskarası biz değil miyiz? lirdenbire sert ve tatlı bir gürültü ortalığı kaplayıp maymunun sözünü Gökten kanatlar yere iniyorlardı. l F ket irle boğulan köpek, binlerce yıllık destu hakkında — | gv büt sitemde bulunmaktan kendini alkmadı. ” Hakir bir tavırlar — Yine de Onu seviyorum, dedi. Öyle İken bakın çu zincirlere! Hani günün birinde #nlar gibi sevdalanıp da söyle bir müddet dolaşacak olsam, dayaktan atırmamı çıkarıyorlar. Maymun, sirkteki oyunları telmih etti.. Ya ben, dünyada meşhur olan bizim Sonsuz bir teesi ğ M İBir k mleketimizdi kdli beslemiyen, veya kedi, denebilir ki, H Ostalıklı bir köpek bile olmasam, birçok oyunlar yapmıyor muyum? Nar Hanta mış gibi meşgul olarak, hastalıklarına t ederim, ölü taklidi yaparım, pençemi uzatırım ve burnumun üzerinde dü- , Z aa B lan hanımları biliriz. Hattâ — bugün #ürmeden geker parçasını taşırım. Üstelik de. İnek: — Bir de beni dinleyin, dedi. Buzağımı benden ayırıyorlar, sü- Ü dümü çalıyorlar. Sonra boyunduruğa ne diyelim? Hele ismini yavaş bile ğ mründe bes lememiş aileler bizde nadirdi k haline getirerek rvinde sürü ile kedi bealiyen, onlarla çocuklarıy- | kartal, hiddetle: — Ya biz, diye haykırdı. İcimize saman doldurma: | | Üunra Te Rgrukir Ha ada n KDü ön aiaka ' Dlanlerın tü B Ce U Di t eat oe Samoalarımız S N İR A — smim Bünime Bir aanın. İesülk el süyıs DA Dümmakün'en Aranınin GAS Kü N NCÜ EfenSi bin'de | Ko yl el Kacanliği. KüRajürm nessal b yalanan be yanörar SANİKNDAL ah v l aha İnce bir sesle fare: — Ne söylüyorsunuz, dedi. Tuzaklar mı? Bunu Ö |"e Pariste, Cat Club'de yapılan güzellik müsabakasında — birinciliği ke İa SAAT U Kai L öaern Düklrndün. başk Ü | motir. Dideri e cak sampivonlardan. Vir. acem Kedleldir. Dü müimbü. e A b T ĞD n SA eli karaanda Dü Meğe b KaüNi eAnla L B le l İ Bunun Üzerine, vahşi hayvanların hor görerek baktıkları ehlilesmiz © | Xin dâvetliler huzurunda yapılan müsabakanın bütün hâsılatı emekli gaze- KO T S eli İsre oe beremllee” verdlklslir. ARNara ge Van' Müztlerinin SĞ memleket için de böyle bir müsabaka hem eğlenceli hem de faydalı olabilir diye akla geliyor. dün Janın. her yerinden fazla sevilir. . Bu sev ülen, ölümlerine yas tutan eski 2a- bile böyle meraklılar aramızda vardır. Glrlenm Yübkam ikperen e uluruz yarı Nestahu. “Glsi hi değilee ” B Yemiyorlar Görüp de geçemediklerimiz Oörmezı — Va bleni 'na diyerim. ölye bömurdandı. Vüğüdümen dişte e Ümedikleri veri yek. Demüz sucuğu, ne beliğ. kelimet Beni sirklerde 'de görürler, © da ayrı. At, istihkarla: — Önümde sirk lâkırdısı etmeyin, diye kişnedi. O tav- falar, manejler “yerler... En berbadı, sırtımızda da bir İnsan taşımak.. Hele arkar Ktıkları arabaların ewzünü ettiğim yok, Sunu da söyliyeyim ki, insanların bazıları at eti yemeği de âdet edinmislerdir. Demek ki bizim de etimiz yeniyor. İ Koyunlar hep birden heyecanlat — Bizim kadar değil, diye melesti- Üstelik, sağlığımızda sırtımızdan Yünümüzü kırpıyorlar, Sokakta, vapurda, tramvayda, evi- yaşadığımız gibi hareket etmek Jübaliliği bize mahsus bir şey olsa ge- Bu yüzden kaldırım başında hararetli ' münakaşalara dalan geveze- lerin çemberini yarıp bir caddeden geç- mek, bir sokağa girmek bazan bir me- de haline geliyor. Tramvaylarda kapı 'önü sohbetine dalmış iki ahbabın ara- sından geçinciye kadar ineceğiniz du- rağı kaçırıyorsunuz. Bunlar bir şey de- . Bir de vapur âlemlerimiz var! Bil. hassa vapurlardaki o lüks denilen sa- Jonlara girdiğiniz zaman şöyle dikkat- le etrafınıza bakınız: Bir köşe Meh- Kaz: — Susun, diye fısladı. Hayvanlar böyle konuşup dertleşirken, ortalık kararmağa baslamıştı. Nerede İse gece çökecekti. Şikâyetleri hızlandırmak lâzımdı. Bu arada ta- vuk konustu, fakat daha konuşacakları vardı. Deve sabırsızlanıyor, fi hortumunu havaya kaldırıyordu. Balıklar henüz hiçbir ğey söylememislerdi. hükmü tebliğ etti: — Velhasıl insan iörenç, zalim, mütereddi bir mahlüktur. hilkatin ca- 'navarıdır. O olmasa, her sey mizamında olurdu. Bu sebepten, ittifakla su ma karar veriyoruz ki Bizim diri diri tüylerimizi yoluyorlar. Nihayet hepsi sahitlik ettikten sonra, aslan, Birdenbire, çökmeğe başlıyan karanlıkta incecik bir ses yükseldi. Bu, öyle tatlı bir sesti ki, tüylü yahut kabuklu, bütün hazır bulunanların sır- tından bir ürpermedir geçti. met beylerin, bir köşe Ahmet beyle Ses: — Pardon, diyordu. Ekseriyet henüz tam değil. Ben daha bir — |rin!. Tesadüfen yer bulamayıp da bu sey söylemedim. Fakat buraya insanın aleyhine değil, lehine oy vermeğe © | gruplardan birinin masasında nasılsa 'kabahat yine kalı otür. geldim. Eğer ©, bu anlattıklarınızın hepsini size yapıyorsa, oltuklardan. birine ledir. Siz işi kavramasını bilmiyorsunuz. dunuz mu, vay geldi başınıza! Bütün o Sağır ve korkunç bir homurtu ortalıkta dolaştı: İkaba saba şakalardan, gülüp konuşma- | — kimdir bur İlardan okumaya imkân bulamıyacağı- azetenizi katlayıp kaldırma- Müral ses: — en kediyfin, diye cevap verdi. İnsan süphesiz ahlâk- — İn Bir mahlökturi ama he mükemmel bir hizmetçidir de. Benim ciğerimi — |nız ve "Bu yabancı da ne hakla aramı: İ yktinde hazırları en aksisi Bile bana kapıyı açar ve hele daha mürekkebi | İsa girdi?. gibilerden müstehzi bakış. kurumamış olan bir mektubun üzerine bencemi keyduğum zaman, hiş bir Ü et beni geri itmez. Yağmur oluklarında 've bahçelerde gecen hayatıma 9e- A Tince, tamamile serbestimdir. İnsan hiçbir süretle oralara' burnunu sok Sigorta otomatları | 'dört ayağımla ona ey'umu Veriyorum. Birlesik - Amerikada — makineleşme Bu sözlerin uyandırdığı müthle uğultu - henüz kesilmemişti ki, artık © İhareketi gittikçe genişlemektedir. Son Ü tamamile çöken karanlıktan hiç beklenmiyen bir see daha yükseldi ve / |zamanlarda büyükçe otellerle, garlar- derhal hepsini susturdu. e ve bunlara benzer yerde kaza sigor. — Ben kedinin eksik bıraktığı oyu kullanıyorum, Sir. hesabi. tutar. sınızl İnsanın en büyük kurbanı benimi Ben onun aynı zamanda hem | |B 4 makinelerin verdiği sigorta- poli: Lâübalilikten çektiğimiz Jara tahammtül etmeniz Jazımdır. Vapur salonlarını kendi salonları nin bir köşesi haline getiren, diğer yol- cuları hiçe sayan bu gruplardan bazı larında, daha ileri giderek — oturduğu köşeden içeri giren kadınlara - baygın bakışlar fırlatan, — güya alçalttığı bir. sesle ahbablarının kulağına fısıldadığı mânalı sözleri, yüzünün çirkin ifadesi ile dışarı vuran kimseler de eksik de- Bildir. Öyle ki bazan bir vapur salo- nuna girmek, insanda yabancı bir kim- senin yatak odasına giriyormuş gibi sı- kıntı ve çekingenlik uyandırıyor, bin- diğiniz tramvayda gayrlihtiyari kulak verdiğiniz küfürle karışık acayıp şa- kalar karşısında — irkiliyor, / kaldırım Üstü sohbetine dalmış kimseleri geçe- bilmek için zorluk çekiyorsunuz. Kendi küçük Alemlerimizi perva- sızca evden sokağa taşımaktan başka bir şey olmiyan bütün bu Mübali ha ketlerden ne zaman vazgeçecekiz? BAYBURTLUOĞLU İnekler tayyareden hoşlanmıyor Tepkili uçaklar Fransız ziranti üze- rinde beklenilmiyen bir tesir yapmış. tır. Difon eivarında yapılan bir. tet kikten anlaşıldığı - Üzere inekler bu Bir Küçük çocuk kadar ufak, ketmemiştim. Birdenbire kulağıma çı inan sözlerin keskin katiyetiyle saaı. rıp başımı çevirdim. — Beşiktaş takımı diyordu. Bu sözlerdeki kendinden emin, Iddlı di edü ile söyliyeni a öyle inanılmıyacak bir. tezat Vardı. ki hayretime Yedi kücük gönteren, cıliz, sünepe bir çi suktu. Karmakarışık ” sarı altında çipil yeşil gözleri vardı. gısında, konferans dinliyen — bir meraklısı elddiyetiyle, yine İda esmer ve tombul bir çocuk dürü. yordu. Birdenbire sordur — Neden? Öteki, mitingde nutuk veren bir si yasl hatip edâsiyle kesip ai — Oynamasını bilmiyor da ondan! © siska - vücüttan çıkan — sözlerdeki katiyeti unutamıyacağım. 'nra düşündüm de acak bir taraf yoktu, Katilı yüksek perdeden atanlara - hayat. $A ar mi rastlamısızdır? O leri İki cümlede halleder kahramanlarının, © en aklı ermediği ——— Anadolu köylerinde “Yeni İstanbul” Orta Anadoludan bir örnek BAĞLUM Bütün ziraat memleketlerinde olduğu gibi esas karekteri — zirsat olan memleketimizde de köyün büyük bir. ehemmiyeti - olduğu artık elddi surette anlaşılmıya başlamış ve köylünün kalkınması için clddi teşebbüslere girişilmiştir. Yeni İstanbul büyük şehirler halkımızdan. bir çoğunun bilmediği veya hayalinde başka bir süretle yaşattığı köylerimizi tetkik ve müşahede kabiliyeti fazla seyyar hususi muhbiri vesitasiyle okuyucularına bildirmeye çalışacak ve köyle şehir arasındaki tanışkan- fığı arttırmıya vesile olacaktır. Bu sahada şimdiye kadar olanlardan tamamen başka bir tarzda olan bu yazıyı YENİ İSTANBUL bugün okuyucularına takdim etmekle sevinç duyar. beğ para etmez, saçlarının Kar: bunda n karışık İZ, kendi memleketimizi tanıma- yız. Bilhassa köy ile, iktisadi gart- lar noktasından köye pek benziyen kasaba, gehir halkına — yabancıdır. Memleketin bugünkü durumunu ince- lyerek yarınkl yükselme yollarını rıyacak olan aydın sınıf da — gehirler. de oturduğundan köy ve kasaba, bu- Küne kadar dokunulmamış birer sos- İyal mevzu halinde kalmışlardır. Halbüki Türkiye nüfusunun yüz- de 84 ü köylerde yaşar. - Kasabaların Köy ekonomik işletmesine — tamamen veya kismen tâbi nüfusu da hesaba katılırsa bu nispet, yüzde 90 a çıkar. Bu açık hesap, kesin şekilde şunu gös- terir: Memleketimizde her çeşit k: kanma, ilerleme ve açılma için en evvel dikkate alınacak zümre köylü zümre- aidir. Gerçek medeniyete ve iyi hayat seviyesine doğru bir tek adım atmak istersek, bunun istikameti köydür. Şe- hirlerde, toprak işletmesine ve toprak ile uğraşanlara faydası, tesiri olmiya- cak şekilde vücuda getirilen eserlerin, atılan adımların ve ortaya çıkarılan meselelerin hiçbiri, en aşağı nispette dahi, Türk halkına yararlı sayılamaz. Bu memlekette hayat seviyesinin yük- selmesi, refahın artması, — Türkiyeye medeniyetin ve terakkinin — girmesi, ancak köy ve köylü yolundan müm- Kün olabilir. Bağlum, Ankara ilinin — merkez bucaklarından biridir. Şehrin en güzel sayfiyelerinden olan Keçiörenin asfal- 'tından ayrılıp da köy yoluna saptınız mı, her dakika başı, 100 kilemetre u- zağa gittiğinizi anlarsınız. — Gerçi a- Raçlar ve şose, henüz medeniyetle te- masta olduğunuza işaret ederler; 1â- kin Anadoluyu saran o köy muhitinin köy hava ve kokusunun hemen etrafı sardığını hissetmemek imkânsızdır. Köyün bulunduğu mevki, — deniz yüzünden 1250 metre yüksekliktedir. Etrafı çıplak ve taşlı tepelerle çevrili, dar bir vadi ortasına kurulmuş olan köyün kenarından yazın kuruyan, ki- şın biraz canlanan bir dere geçiyor. Bu derenin kenarları kavak ve söğüt agaç- Jariyle, köylüye ait bağ ve bahçelerle çevrilmiştir. Köyün evleri Anadoluya 3 kadar çelimsiz bir çocuktu ki yolumun üstün: | has bir şekilde kerpiç ve kavak di- do hattâ mevcudiyetini bile far: | reğinden yapılmıştır. Üstleri toprakla örtülüdür. Başlıca binaları Bucak Müdürünün de oturduğu bir Jandarma karakolu, yeni yapılan üç parçadan mürekkep bir ilkokul, teknik ziraat memurunun oturduğu tek katlı bir ev, ve yekünu 271 e varan tek Veya çift katlı köy evinden ibarettir. Köyde 1378 nütus vardır. Her ev kalabalık - bir aileyi barındırır. Köy, plânsız kurulmuştur, bunu pek garipsememek lâzım; fakat o derece dar bir arazi parçası Üzerine bina edilmiştir. ki, evlerin arasında bahçe- - İleri, avluları dahi yoktur. / Bu yüzden tavuk benliyemezler, beslenen tavuk- Jar da sokaklarda gezerler. Sokaklar Köyün umuml manzarası, alışılan. dan çok daha geri, pis ve sağlık şart- Jarına aykırıdır. Yazın dahi çamur- dan geçilmez. Lâğımların yüzde dok- sanı açıktır. Çocuklar, toz ve çamur- darın içinde dolaşırlar. Koku ve güb. re bulütu, köye hâkimdir. - Köyün ne vakit kurulduğu ve halkının buraya 'ne taraftan geldiği ve yerleştiği hak- kında yazılı bir vesakiya rastlıyama- ihtiyarlardan biri, vaktiyle kö- bir türbe bulunduğunu g * | dım. i | yün kenarında taşlar şekilsiz, gelişigüzel dikilmiş ve zamanla birbiri Üzerine yıkılmıştır. Anadolunun birçok yerlerinde yazılı mezar taşı bilindiğine — ve sevildiğine göre Bağlum halkı, bu yönden bir hu- susiyet arzediyorlar. Köy, ihtiyazların anlattıklarına göre, 25 ev olarak ku- rulmüştür, bugünkü genişliğini bilhas- a son elli yıl içinde almıştır. Sosyal hayat; Bağlum ailesi, toplu cemaat sistemi- ni güder. Evlenen kız ve oğlan, ekse- riya evde kalır. Bu itibarla her çatı altı, gelinler ve damatlarla torunlardan mürekkep, en aşağı, on beş kişilik bir insan kalabalığı barındırır. Aile reisi en yaşlı erkektir. Her işte onun oto- ritesi hâkim olur. Herkes / kazancını ona teslim eder. Mutfakta bir tencere kaynar. Bütün aile hep birden gofraya oturur. Yetişkin erkek ve kadınlar, çiftçilikle ve bağ, bahçe işleriyle uğra- #ırlar. Daha küçükçeleri çobanlık eder. Delikanlıların fakir ailelere mensup olanlardan çoğu şehre gidip iş tutmuş- dardır. Şehirde başlıca tutulan iş, dai- relerde odacılık ve inşaatta ameleliktir. Şehir oldukça uzak olduğu halde bun. lardan pek çoğunun sabah erken çıkıp, akşam geç vakit döndükleri görülür. Alle bağlarının sıkılığına delâlet eden bu hâdise, diğer sahalarda da kendini belli eder. Köyde boşanma pek azdır. ve ayıp sayılır. Eli ekmek tutmiyanın evlenmesi hoş görülmez ve umumiyetle askerliğini yapmıyana kız verilmez. Evler umumiyetle iki kat ve tek kat- tır. Alt katta samanlık, ahır, Üst kat- ta iki veya Üç oda vardır. İç teşkilât- ları oldukça muntazam, temizlikleri de oldukça iyidir. İktisadi durumu uygun olmıyan ve tek katlı evlerde oturan ailelerin ev hayatları daha kötü, daha geridir. Bir oda içinde 8-10 kişinin yattığı görülür. Bu oda, ekseriya, eni boyu elli santim olan bir pencereden hava ve işik alır. Bağlum halkı, giyim eşyalarını kâ- milen kasabadan alırlar. Dokumacılığı hiç bilmezler. Hayvan ve ev sanatla- yından en gerisine bile vâkıf değiller- dir. Göçebe sistem karakterini burada da açık açık görürüz. Sağlık şartları çok geridir. Doğan çocukların yariı- dan fazlası bir yaşını doldurmadan ölür. Sebep meçhuldür. Soğukalgınlı. &ı ve grip en yaygın hastalıktır. Kö- 'yün boğaz ve hava cereyanına maruz olması yüzünden bu hastalıkların za- türrle ve zatülcenb'e çevrilerek ölüme sebebiyet verdikleri tahmin olunabilir. Harman ve iş zamanı, hastalık ve ölüm artar. Varlıklı olanların şehir hasta- hane ve doktorlarına başvurdukları, fakirlerin köy ilâç ve tedbirleriyle iyi: leşmeye çalıştıkları görülür. Tahsil dürümü ortadır. Büyüklerden, okuma yazma bilen hemen hiç yoktur. Muh- tar bile harfleri tanımaz. Köye bir tek gazete girmez. Askerliğini yapmış ve dönmüş' olanlar şöyle böyle bir kültür. arlığı tepkil ediyorlar. Yeni nesil okus maya heveslidir. Okul binası yeni ya- pilmiştir. Geçim dürümü müsatt olaa. okumiyan tek çocuk kalmıyacağını köy halkı bir ağızdan söylüyorlar. İstihsal tarsı Nadasta pulluk, ekimde sapan kül- danıyorlar. - Gübre atmayı — bilmezler. bilenler de tezekten az arttırabildikleri ve toplamayı iyi beceremedikleri için pek istifade edemezler. Yeni usul ve Aletlere Bağlum çiftçisi tamamiyle ya- bancıdır. Hattâ muhaliftir. Tohum, bir dönüme bir yarım atılır (16 kilo İ naekara maymunu, hem kafeste aslanı, hem tüyleri kırsık keyunu, hem | İçeleri 24 saat müteber olmakta, Ve |çeşit uçaklardan — katiyen — hoşlanmaz aa a ga Taram S lkaa Ye aa Tn be KÖ hallinın ga aanüme D YaR Te z akmun Petinden kevaladıdı geviğl, ham zehirledidi taresi, ham mezbahadaki ökü- — 7500 dolara - kadar tazminat temin|maktadır. Böyle bir ucak yaklaşınca, | hatipsle muharrirleri. Birlermie. M Horusandan Ede etmiş olduğunun var v Kaldırma? ötedenberi a yerde alır AŞ eapdan ienet, gi n tarefnden alaya ai ni İinekler” kendilerinden — geçiyar, sağa aldığını söyledi. Köylünün fizyonomi- şumiş umul ve avadanlıklarla - yapı DA AA T TBİDİN ü kalar v Yarüin'söcatin slta Ve bü gerit Üzerinde isim ya. | sola saldırıyor ve çok amabileşiyorlar, | TAdığı . çetin dâvaları “Bana Bitak: İsine ve/ fiziyolojisine göre bu rivayet, Kağnı, döğen ve rüzgür, başlıca vası. NUÇ yi ç iyamemmdizak lilee Tei L #0T CĞ Üai lam Ye e k ) saydılar ben şöyle eder, böyle "” İbana da yumuşak göründü. Köylüler, talarıdır. İşlerin kesafet peyda ettiği Bütün hayvanlar bir ağızdan: -— Bravo! diye haykırdılar. Pekğlâ, sen * | çılmaktadır. — Yazılan ismin bir kop- | Üstelik — sütleri de — kesilmektedir. (dim” diye - hemen oracıkta cözüveren | DA& da YumuNak güründü KüYlÜCE talarıdır. İşlerin kesafek PeYda elÜRi iinün. ee GUĞO SS göe ga eerik tamatta kalıyor. — Bundan sonra İ yöylüler bu yüzden #üt — iatihaalinin |Kaa n e Te na a tern biT gaz aaae aa a a a ea a gar a ardim etmeleri, kuvvetli bir. | BaÇaNat Tahat ” otomobiline “binerek İlar ve Parlsten buna çare bulunmasını | y , G Tni gideeeğe bantersin. — | / Köyün yanındaki mezarlıkta bir tek lunun çok yerinde buna | htin kalabalığına karışabiliyor. ——— istemişlerdir AYDIN GÖREN 'yazılı mezar taşına rastlanamaz. Bu niz.) 1949 Ru - * d ı d v h ıl ARALIK | ressaril Öğrenmek ihtiyacında olduğunuz herşey YA GMEME L e9. vani 9 İAT ——— aK, ÇSi2) Geniler aei |— Tz | vara Tayom (PL) — 1400 Te | GİDECEK OLAN ERSERESLEN | '|RLACLAN AT 4 (x T | DA Bt SaNromu TemSE| MT N Kİ Kİ Tiyatrolar | Sinamalar gölgeni Blümdder Srmlla) Z 1815 a İ2130 Semplon CAvrupa). İrETMMNSİK 1865 | MİLLİ: (22062) — Kılıçların — aöl- | Benfonlk Konsarler tanbul. Radyoru (Münir Nuret MEYARAILER SERİN TIYATROLARI | zvoonu cimzal »i | adati 3000 M0 al.amıa mnene | — YANYU Tmdyesu Gütmlş Ötulek T AA B se cüm 'ai sedker | L MAT e | SS çüakirküy ikiğe Menna| — ei srkere — üi mükg l | — ÜN Yeeeri a) c 1409 âğe ALACMKLIMIN! gelat KELAKUR 1 ü | eömü T zbediyon Yaşanmı V aat DinklN İrtekleri bei| © Taan aa L İN BU SAĞR K y Komedi Kusmi 5 Mekalka, yolu 1615 MDC 312516 m. Benfonik ee çB Pikmaaesame YIPİ / KUN | Her akgam v d Ai : (H00 Mağlüp edimiyenişe SADIRÖY CİHERİ| orkentra — 130 fatanbul Rade | çarlmlar ve tüküler — 2048 de: | Asadur Bca. Gedikpasa, »| SATLAR . GA0S3D) Montekristo | — ALE 1 (d018) Çöğüe — (yerli | — ÖTKeSiTe. — K Tstanbul | TAADUL Kadyonu, ” yarkılar ve | — Ankara Ecs, Eüminönü. 4 KKK KKKKk| ÜZLMANNA | Go Maslüp | TR ana . (eosdi) Gecelerin has| — Radyosu (Pi V türküler — 2T18 telanbul Rade |N MUAMMER KARACA ÖPERETİ — Yüyef aha KDi DN serişyer O Metifmüsin ı n İ teni Dazyüp tiçosir a: | Bu ge İPEK “ 'mun | geferleri 915 BBC m. (PL) — 1180 Beyoklur iyaretçi. Edat, 2 — Adaler NAkslsne y Mülyet e' di Merker Güney Daire aa. va SaKEE HN sevulün 1 Müzeler | — | » 'de ; YAt atlap eüümie — Cakünan cimerti | Atkara Redoni Taktim Parana Yenli Kandaş ocaları. 9 <7 öabin vi b l a 3 RAKIM 185 ŞS £ MELER OĞ Travinta | tibi » Şehende Simbat D ei aa c ha | Galkia” Doğrüyel “OKçU Aüsa | b Bir hayvan, S — Medeni ip, U LA A ü Cumartesi Pa SUATFANK ” (A0140) 'Efe ae Aalüim 1020 Ankara Tadyosu (PL) — | GELECEK OLAN UÇAKLAR arüzdek aat K SlL aa DU a L D” nn t y ANKANA ZSD Kara bayrak | — 1880 Ankara Kaayonü, Karitik | 1230 KA (Holanda) — Tahrane e KAT glll ö — Nida Hayvan: AA İ GiT casalalz Pa Bt - B0 ALNEN an Opt | RÜYÜK: 0M9İ) Nü Meliksal. Müsik programı (PL) — ZLIS e  İyi bira, 10 — Ateşte kızanı z Ğ İ B b | PARKI GD yödenir. Aakara Raâyos: MÜBUNÜİ gasir |aç18 KP Oiranam) Yüklş Rema | — Yyn e n ahai Tkamdlide vir KaptE Türe'ta ialam Yaeelerli alper üN SIZIN SOKAK eli nnn Kasiler | B ) gn |d Bar , GeÜrÜ KN 'an. | — aleyman Macep Trümven e MK KREAS İN eei SENAAA' N BRR SĞ İi saay üi | v Teti tiçeni Ai e t LH Bamsakçe Denle stüresi £ çaz KO A eeei abul ECEK OLAN UÇAKLAR gö giainean eee SUALİ | sıhhi imdat | h e TAYYARE: Tel; 2646 — Ceta-| — Radyosu, Örcür Ha ee SN | M ük | — CTersi) Çarpık. & — Kiyafet, 9 — z TAN SİNEMASI: Teli 4248 — Bantı 1105 Ankara — Rad) GİDECEK OLAN VAPURLAR | çariyer İlçesi: İzzet Ecaahanesl, İZMİR BAVE » OÜ salkie. Altıı 'H *;H V ARA gtt Pazar akeçi. n Bllne. İHteybelinda: Huk Bezahanesl, Ş v ae KU aralıkta SÜMNN Tel Kajkoter | Alaterba Mmönili » K— M kaleye, gERANE HUA Kemeraiti — ., ça Gö-lemir İ yat - Üç ) MERMR A x Hi elti ÖĞ yurttan ve Aallan YÜ Yer fartalar C, (L1544) Güzelyalı Yalılar -

Bu sayıdan diğer sayfalar: