17 Aralık 1949 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4

17 Aralık 1949 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayfa 4 YENİ İSTANBUL | Siyasi meseleler ve muhabir mektupları Batı Almanya'da nefes alma devresi Yazan : W. N. Ewer Bakanının Devlet — Dişişleri Paris toplantılarında - vardıkları kararlar, Batı Almanyadaki Müt- tefik siyasetinde kesin herhane — bir dekitiklik husule getirecek mahiyette deklldir. Hakikatte - Federal bir Alman Hükümeti kurulmasına müsaade etmek hurusundaki ana karar verildiği — za man bu siyasetin de nna Hatları tenbir dllmiş bulunduğu cihetle, Paris Kon. feransında varılan yeni anlaşmalar a. a siyasetin gelişmelerinden ibarettir. Batı Almanya şimdi bir istihle dev: 'Tesi geçirmektedir. Harbi hemen takip 'eden devre zarfında memleket, hattâ gehir İdarelerini ilgilendiren teferruatl konularda dahi 3 batılı askeri Kümet tarafından doğrudan - doğr Kontrol ve idare edilmekteydi. Tumdan, tamamiyle bağımsı iya Bu dür bir evm-| Büriyet durumuna intikal başlamıştır. Bu yoldaki gelişmenin tabiatiyle ted. Tici olması Jâzımdır, ve belki de ni Hai safhalar henüz oldukça uzaktır. Bu- 'Nün ne dereceye kadar uzak olduğu b Hasan Alman milleti ve Alman - hükü- Metinin kendilerine — bağlıdır. Fakat #imdiden bir. hayli Heri — gidilmiştir. Müttefik idare hemen remen tamamile| '#ona ermiş ve yerine, Müttefik kontro- Tü altında Alman idare geçmistir. Müt. tefik kontrol da tedricen gevsetilmekte 've hafiflemektedir. Simdiki halde bu Kontrolun vüsat ve tekniği işgal statü- günde tesbit edilmiştir. Ve yine sim- Gilik bu işgal atatüsünün yeniden göz- jen gecirilmesi bahis mevmuu dekildir. ira bâriz olarak bunun için vakit pek, erkendir. Fakat Almanlar için #lme den, bunun, tecrübe ışıfında, yeniden gözden geçirilmesi ihtimal ve ümidi Belirmiştir. . Paris Konferansında, Kalarının sökülmesi meseli tifak yolu e kesin bir. anlaşmaya yarılmıştır. Fabrikaların — sökülmesi de iki gaye gözönünde tutulmaktayı 1 — Almanyanın endüstriyel potansiye- ini ve bilhassa ağır endüstrisini, yeni: den sllâhlanma hususuda her hangi bir. teşebbürü imkânsız kılacak sekilde tah- Git 2 — Almanyanın son taarrumun. Gan zarar gören memleketlere ayni taz- minat sağlamak. Bir müddettenberi, umum! ekonomik dürüm . bakımından, / harp / tazminatı karşılıfında Alman fabrikalarının — sö- Külmesinin durdurulması lâzım. geldiki. anlaşılmış. bulunmaktaydı. Bu/ lüzüm Karşıtında, bundan yine bir hayli ev- “vel sökülmesi gerekli fabrikalrın niha- 1 bir lstesi de hazırlanmıştı. Bu liste yeniden gözden geçirilmiş ve daha faz- Tn tahdit edilmiştir. Bir iki hafta zar- finda fabrikaları sökme işi de tama- Miyle bitirilmiş olacaktır. Böylece ayni $tazminat usulüne de son verilecektir Bu, bir bakımdan Almanyaya ve di- İer taraftan ekonomik realiteye yapılan Bir tâvizdir. Ayrıca dikkate şayan bir nokta su> Gür: 8 batılı hükümet, guyet müdebbir Ve akıllı bir hareketle, carl Alman le- tihsalinden harp fazminatı elde etmek fikrinden görünürde tamamiyle vazgeç- mişlerdir. Zira Alman ticaretinin Sim. diki haliyle böyle bir gey, yani cari İstihsalden harp tazminatı hissesi a- yırmak imkânsız olur. Aksl takdirde, Bu tazminat filen Batılı şgal devlet” lerinin ve bilhassa Birleşik Amerika, 'min ceplerinden çıkmış demektir. Böylece, tazminat işine mümkün ol- duğü kadar süratle tamamiyle son ve rilecektir. Alman fabrikalarını sökmekle teminine / çalışılan güvenlik Taeselesi ne gekil alacaktır? Bu konuda fabrikaların daha fazla gökülmesi yerine yeni bir usul teklif edilmiştir. “Tecli ve soluk alma,, muka- bilinde Alman Hükümetinden 'bazı &- memli fabrikalar ve sınal mü için detmesiyle ilgili bazı mecburiyetler kar bul etmesi istenilmiştir. Alman — Hü: Kümetinin kendisi bazı endüstrileri ya. #ak edecek ve diker bazı cins imalâ-| fın verimini tahdit edecektir. Bu tt Barla, Alman — Hükümetinin, her tür-| IÜ gizli ellâhlanma teşebbüslerini önle-| mekle mükellet Müttetik Güvenlik Ku-| Tulü ile siki bir İşbirliki yapması, Ruhr endüstrilerini tedvir eden milletlerarası İdare mekanizmasına ilihak etmesi ve Büyük Alman demir ve çelik endüstri- deri Üzerindeki milletlerarası kontrolu Kabul etmesi elzemdir. Almanya veya daha döğrüsü Batı Almanya, adım adım “aakeri hükümet,, Fejiminden “müttefik kontrol, rejimi” 'ne sevkedilmektedir. Bu konirol reji- Minden nezarete ve nezaretten İşbirli. Hine geçilecektir. Paris toplantısı ve bu. Ru takip edecek toplantılar bu yolda birer adımdır. Bu ilerleme, ihtimamlı müzakereler, ve bazı tereddütler neti- Ceninde — gercekleşmektedir. Zira — bu istikametteki diğer adımlar gibi bazı tehlikeler ihtiva etmektedir. Ayrıca bu Ankişaf, Almanyanın iyi niyetine — ve) Alman demokrasisinin yeniden canlan-. Masına bir dereceye kadar güvenmek demektir. Kendisine itimat edilmediği takdirde, Alman demokrasisi nslâ yaşı- yamaz. Ve yine de, ona güvenmek ve Bel baklamak, başarısızlık veya ihanet alinde tehlikeli olabilir. Bu tereddütlü nde, Batılı Müttetikler, basiret çetle cüretli olan yolu intihap Alman fabrl hakkında Şözislerdir Ingılle!e Kıralının Parlâmentodaki açış nutku Londra, 16 (YİRS) — İngiltere Par- Tâmentosunun sene içerisindeki — son celsesi bugün Kıralın bir nutkuyla açıl- mıştır, Kralın nutku, Lordlar Kamarasında 've Avam Kamarasında birer sözcü ta- Tafından açıklanmıştır. Kıral, İngilterenin sene — içerisinde kargılaştığı güçlükleri saymış, — 1940 #enesinde İngiliz mallarına karşı iste- #in azalması karşısında dolar kazan- <ının eksildiğini ve bu sebepten İngi- diz parasının kıymetten düşürüldüğünü anlatmış, Amerika ve Kanadaya, gös- terdikleri ticari suhuletlerden — dolayı teşekkür etmiştir. Kıral, Avustralya ve Yeni Zelandayı, eşiyle birlikte bu sene ziyaret edeme- diğini fakat anavatanın bir parçası 'olan bu memleketleri ziyaret etmeyi aklından çıkarmadığını bildirmiştir, Nutuk, Hong-Kong, Malaya ve diğer Genizaşırı memleketlerdeki İngiliz a ierlerinin bir methiyesi ile bitmiştir. İ bahis konusu olan bu. köylüler, tabi- İsviçre hususi muhabirimiz bildiriyor paratorluğun “bir vilâyeti” oldu. İmmensee, İsviçre (Hususi muha- birimiz / bildiriyor) — — Raymont'un Köylüler, adındaki romanı tercüme eöllerek bütün dünyaya yayılınca, mü- ellif ve bu eseri edebiyat tarihine geç- ti. Polonyalı edip, Nobel mükâfatını kazandı. ve edebiyat — dünyası, — Ray- mont'un bu yüksek ve müessir ifade- derle tasvir ettiği (Sarmat) Alemiyle SaKae dmaye SAD Bollaln geldl, Harbin neticesi köylüsünü çok vurdu. Pol Kü yarımı, Sövyetler — Bli kolundu. Buralarda yaşay Köylüsü, rinde kalmadıklarına, Sov yerleştiler. Ve Köylerinde ata çok yakındır. Mevalmler, toprak ve su, güneş ve rüzgâr, onlar için dev- let hayatiyle karmakarışık - kanunla- yından çok daha mühim ve tabildir. Bir tarla, bir çayır, onlar için önemli | bojdu, geylerdir. Bunlar, gayret ister ve İn- |ai eatüik n besler. Fakat anayasa ve kanun | Çaiyordu, lerinin geçirdiği derin ve , tehlike Köy Yağmur gelmez ve mahsul kavrulma tehlikesine uğrarsa, köylü, kadın er- Kek, papazın peşinden yağmur düasi- | ga, 'na çıkar, Papaz nüfuzlüdür, köy ağı ı da nüfuzlüdür, fakat en nüfuzlusu, toprak sahibi olan pan, yani “bey, dir. Doğunun bu geniş ovalarında, Po- Jonya mülletinin maddi ve mânevi kud- Tetinin zengin kaynaklarını — teşkil yan bu halkın, sağ- hususundaki israrı galebe Mikolayçik'in eski partlı yeniler geçti. dâvasını çoktan ele almış nist köylü partisinin İü partisinin Varşova'da, Varşovadaki komünist POLONYA KÖYLÜSÜNÜN KARANLIK İSTİKBALİ Mareşal Rokosovski'nin “Bizim yurdumuz, bizim ordu- muz,, dan diye konuşmasından beri, Polonya, Kızıl im- be girdi ve harbin peşinden komünizm EbEELNRAY Aralık SORİM SAK Mühü de a bir toplantı arifesi Sabit bir Yazan : Re ÜRK DİL Kurumunün ya — Başka bir getmek belki yerindedir. Çünkü Sürette gözden geçirmek ve yan şları elden geldiği kadar düzı mek husunda ümümi ve küvvetli Bir cereyan belirmekte, DİL Kuru: muna bu elddi ameliyede dahi bü başına gel Bi emsalsiz eşat Nuri Darago etmemek için de Iüzumundan faz Tarihi sohbet 500 üncü fetih yılı dil yaklaşırken Tokma ktepe tacin da dilimizin va Tokmaktepe Eyübün sahil yolu üze- kında toplanacak olan ku: — bancı #özler tarafından İstilâ edil. | | rinde, Ayvansaray ile Defterdar ara- Fultayı güzel dilimize karsı — mesidir. Bunun ne acıklı ve ne | | amda, Ayvansaray sur harabelerinden alâka besliyenlerde yeni ümitler — gülünc şekiller aldığını biliyoruz; | | çıktıktan yüz adım kadar sonra sol Ayandirıyor, Bu sefer ümitten'bah — fakat zavallı dillmisin bu vüzden | | Kokda görülün teredir, Üstü ce cedder ve doğru inen eteği mezarlıktır. Halk BU cina: | | banisi K Mehmet Ağanın kabri G sDEKNİ Reşat Ekrem Koçu evini barkını biraktı. daşı olmadıklarına şükrettiler Akibeti meçhul yabancı memleketk Orta ve batı Polonya köylüsü, doğudan gelen mühacirlerle beraber, memleket tihaleyi gördüler. Eski kıymetler kay memlekete yeni bir nizam gir- | | v hattâ suç teşkil Kooperatifleri kuruldu Bunların, bütün köy elebaşlarından artık hiç farkları yoktu. Her Iki köy- münist parti haline getirilmi liteden İbarefti. Öyle bir formalite ki, rejimine, Po- ğine —ter | | YÜKt Yatite sürecek Yele” doğrünu hemen “herkesin ve Köyle- Ka a a a a a eee vaslar — YFi mali ve iktisadi teşekküllerin et vatan- | | Kaybelii — bir vekün butarı — Füket — Şünühi ee gel hürüktürı Bilimise Fakat, bunün vebali yalnız 1929 da baplı; ni Dilimiz tetiren onlardır. KN üDARlüR, 'anargi çok daha sekidir; kai V AM rle Üslübu sadelestirme teseb — Her ne ise, olan oldu. Virmi Büsüne intizam dairesinde devam — dir devam ededelen bu İâubalilik- edilseydi türkçenin bünyesine, ru: Jeri, hafiflikleri tamir etmek için bünyevi 8- | | Kuna bir türlü uymamış kelimi kendiliğinden tasfiyej ; fakat Türk dilinin bugüne dar süregelen hazin macerası, çaldı. aman sonra Türkçeyi yazan kalmıyacak; me gün geçtikce daralıyor. Di cekler Ki meselâ DiL Kurumurz sinin başına 'olan komü- zemenin darlığına değil, bolluğı mettir. Fakat bugün bir Ti bile, yeni Sözlükten danmayı düsünmüyor; yazdıklı da hâlâ eski kelimeleri kullanı, Günkü geçer dilin bu — olduğu Dekâlâ bilmektedir; tek bir ko- d, forma- uğrüyacak. — ve yabancı sözü atıp yerine bayka bi 'doğru günkü malze Sözlüğündeki binlerce kelime, mal. Tükin © eski yeler — bütün bir meslin himmet, gayret anlayısına / başvurmak. gereki: kn yor. Suda var ki bütün bu hatalara Yalnız, isin intizam ve usul dnire- Şabancıdır. Bu insanlar. için. devlet, ça yrm Kolektlr gaa Gamikenı be | İ Yabancı “ağz getirmede koyulma — sinde yapılmaması bütün bir yeni 'vergi ve sakerlikten baska bir say de' İnirdi, Acaba Mikolayçik ve / Polonya | imesi işi büyle bir vevlle © kader — dürüm yarallı. İnte harteyden ön. #ildir. 'Tebaa, milliyet? Bunlar ne de- (Halk — Partisi, kaderi — önleyebilecek | | Korayısımık bulundu. Ki kendimizi — ce ve acele tedbir bekliyen cihet mekt “Beyim, biz buralıyız., — İştelmiydi? Fakat Mikolayçik kaçtı - ve | | e kelaylığa kapılmaktan alıkoya: — budur. Marytan eveel Polaayalı, — beysa Rut | komünist Halk Partisi kelimenin tam | | medik Ve dele üleri ölderek t Umariz Kİ DU Kurultayı” 6 ve Litvanyalı köylülerin alelekser ver- | manasiyle meydana hâkim- oldu. üNMIZ sözün yerine yenisini bu — dikkatle ele alacak ve tehlikeyi dikleri cevap! mulka, ” kollektifleştirme — hareketini, | | Tamayınca eat ettiki İâuballliğe — önleme yolumu bulacaktır. O yöl Bu Köylü nnit İşlediği toprak ka- İ hiç olmazsa daha mütedii ve temkinli | | GöMük; mokadder Obir İrde Cinti — ların başlieaan dilimize arük sabit dar velttur. Kiliseye bağllık çok aı- İ mecralara sevketmek istedi. Tecrübe | | gütün bunların meticesi herkesçe — cağımız Sözlüğü kasin 'Slarak kadız, Flem Kilür edetler, kadınla bir | muvatfak olamadı. Sovyetlerin, köylü | | malümdür hale çe nelleele — çei Süslüğ0 kesin olarak, oe likte 1çkiyi severler, hem de papaz, |ve köy hayatını kendi anladıkları mâ- | | temas helinde - bulunan “hocalar — ilurala ve bi aha aa eee ee ayatlarının mühim bir. şahsiyetidir. İnada süratle ve esasından değiştirmek | | herkesten. yi biliyori Bu Gidisle — gi mantumesini 'bu kadar mathiş intilara uğratmayalım. - İkinel bir tedbir de türkceyi Garpton »- lınmiş. kelimelerden kurtarmaktır. Bunları nöztürkçesi yoksa (ki ço- Gunun var) eski arapça veya fat Ça karsılıklarını tercih edelim, fa> Kat Fransizca kelimeleri - atalım. Onların Tisanımızın . âhengine, ru- huna, bünyesine ettiği zararlar öl. Gülemiyecek kadar büyüktür. 'tar İşte beklediğimiz gayretler, — sa- 46 — nıldığı kadar çetin ve ağır değil: inda — dir; fakat olualar bile - Türk bu kadar himmete lâyık bir dildir. vardır ki baş ve ayak welarında iki metre kadar yükseklikte — İstanbulun €n iri ve en wlu kabir taşlarını taşır. Adı fetih menkibelerine karışan Yâve- düd. Sultan'ın — türbesi de o ekvarda cadde üzerindedir. Tepenin Halice ba- kan tarafında “Kandilli. Baba,, diye bir yatır vardır ki geçen Gsir sonla- yının Aalk gökretlerinden “Tulumbacı Çiroz Ali de Kandilli Baba yanında gömülüdür; manileri ve koşmaları ile dillere destan olan, beyaz yaşında Bakırköyünde ince yangına kırk dakikada, Camli Kebirine ikindi naması tirmişler ki böyl görülmüş ne de lecektir. Tokmaktepe, geçen asır safalanırlardı. aeler, Loncadan sazendeler, ler ve rakkaslar getirterek ve ları iyşü işret ederlerdi. Son lerindeki fabrikalar ön plâ nezareti hakikatem hoştur. kat'a, vanındandır. Reşki gülzüri İrem Tokmaktepe DAfii enduü gam Tokmaktepe üzerine ak tın yaldıslı sandahı ve güzelliği ile de ayrıca bir şöhret olan Çiroz Ali, genç hastalık- tan ölmüş, cenazesine kırk sandık ve gider kıyafetle iştirak eden dört yüzden fazla tulumbacı, önde ta- but, arkada tulumba sandıkları, Aliyi Bakırköyünden Eyüp ina yetişe bir cenaze alayı ne bundan sonra görü- sonlarına kadar bir mesire veri gibi idi. Ayvan- saray, Lonca ve Defterdarlılar orada Bazı rind meşreb-kim- hünende- Jarda Ayvansaray ve Defterdar sahik- haylı çir- kinleştirmiş olmasına rağmen Halice Aşağıdaki tek yazma müshası Hamamiza- de ailesi elinde bulunan Nebil Bey di- Gen beri başkentte yaşadıkları, âdeta yüzlerinden anlaşılır. En yüksek me- Müurlar bile, seciyelerindeki köylü te- #irini gizliyemezler. Polonya'lı münen ver, köylü aınıfından doğmuştur. Şe- hir ile köy arasındaki irtibat dalma mühafaza edilmiştir. ve büyük şehir- ler bile bazan köy manzaraları göste- rir. Seyrüseferin en kalabalık olduğu bir köşeden bir köylü arabası, otomo. bil ve tramvaylar arasından ağır dir geçer... Arabadan dökülen saman as- faltın Üzerinde bu memlekette köy- dünün mevcüdiyetinin delili olarak ka h. Hangi siyasi düşüncede olursa olı bu köylüler gayet - muhafazakârdır. Toprak ve tablatın hususl kanunları, onlarla ve onlar sayesinde yaşıyanla- rın kanına işler. Elbette, iktisadi kantı ve memnuniyetsizlik bol bol var- dır. Bunlar belki siyasl partilerin gay- zetleriyle ortadan kaldyılabilir. veya hiç olmazsa hafifletilebilir. Fakat, bunlarla — beraber — bozulmasına — vi 'ya çözülmenine cevaz olmuyan bağlar, gelenekler vardır. Kilise ebedi bir mü- şesedir. Meryem, “Polonya tahtının kraliçesi, değil mi? Bu memlekette mücizeler yaratmadı mı? Köylü belki fakirdir. Fakat ilerde ihtimal ki oğlu 'az daha talih ve çok daha fazla retle, refaha kavuşabilir. Hususi, ta- mamiyle şahsi mülkiyet hissi, bu inaan- darın iliğine işlemiştir. Devleti, işte bu köylüler destekliyordu. Devletin bütün un mümeyyiz | lonya köylüsü namına konuşmak ve | | kelimeleri kulaktan aldığı için yazfı, ecdadına bağlılığıdır. hareket etmek - hakkını — bahşediyor. | | kil hakkir Bunlara göre, Birleşmiş " komünist Varşovadaki memurların, kaç nesik | Keylü partisinin vazifesi: “Köylü sını- fnı, istihsal birlikleri teşkili suretiye le adım adım, ziral inkılâbı başaracak şekilde yetiştirmek,, tir. - Sovyetlerle olan ittifak genişletilecek, - Sovyetler Birliğinin idaresi altında halk demok- rasileriyle çok sıkı işbirliği yapılarak cihan aulhu muhafaza edilecektir!?K Köylü ve işçi sınıflarının müşterek Kayretiyle “İnsanın, insan tarafından İstismarına yer vermeyen, sosyal bi kımdan Adil bir cemiyet nizamı y tılacaktır!., Şüphe yok ki, / Polonya köylüsünün komünistleştirilmesine "oy birliğiyle,, karar verilmiştir. Polonya köylüsünün hayatında artık yeni bir devir. başlıyor. Bu devir, Sovyet — Mareşali sovaki'nin bir nutku İle açıldı. Polon- ya Mareşali kılığına giren Rus: “Bi- zim yurdumuz,, , “Bizim ordumuz,, dan bahsetti. Pek de haksız - değildi. Po- Jonya bügln bir (Sovyet vilâyeti) kı- lığına girmiştir. İşin ancak. devletler hukuku bakımından tasdik formalite- Si kalmıştır. Fakat Polonyayı ve Po- Jonya milletini pençesinde tutan Krem. lin'in kudreti, noksan olan bu forma liteyi bol bol karşılıyor. Sovyetler bu sefer, Polonya köylüsüne kati olarak hâkim olmak . süretiyle, — memleketin zan manevi ve iktisadi kudretini, dik- te ettikleri nizama ve Varşovada t Sis ettikleri komünist idaresine karşı döğnbilecek mukavemetin kudret men- barnı ele geçirmiş oluyorlar. Polon- ya köylüsü karanlık bir istikbale doğ- Roko- Meydanı'ndan Geçenlerde, kasım 26 da, 6 öküzün çektiği bu aem) gisi, Parisin © mondi Kamyoncular Birliğinin önayak olduğu bu hare hayatı, Kaldı ki haksız yere çekti 'ona unutturmak borcu da var. kudreti onlardı. Sonra memleket har- İru gidiyor. tahdidine kargı protesto mahiyetinde yapılmıı y esayı Oldu zümrüd gibi sahni dilkeşin Câyi ehli nüşi dem Tokmakteye vüyük bir hatırası vardır: Fatih Sultan Mehmet, Jatarak buraya / gömdürmüştür. maktepe, İstanbul - fethi mesarlığıdır. Beş yüzüncü — fetih dikemessek - yazıktır. hit olan Ulubadlı Hasan'ın barek naaşı bulunmuş ( dur, sanatkürlar tabesi de, Yahy tan yazılmış, Ey leşkeri müfettihli ebvab vur bugün Fethi mübini zâmin © tebşir aşkına Vur rühi pür — fütühi Fecri hücum içindeki tekbir aşkına | Büyük Müsiki Üstadı YENE İSTANBUL'da Tanınmış Alman müsiki- Ü larından Kurt Strlegler, bir Türk dostüdür. - Bestekâr, gazetemize Şolladığı bir. mektupta ( Yenl İstanbul ) un yazı arkadaşları arasına — katılmayı geref saydığı. Mi bildirmiştir. Bu. değerli ü tadın yazılarını yakında neşreder ceğimizi muhterem okuyucuları. miza müjdeleriz. - ——— Yazan: Pat Frank “Root,, u bir kenara bırakırsak en sakin olan Profesör Ruppe'di. Kitty, dedi, yapmayı ümit ettiğiniz şeyin pek yanlış anlaşılabileceğini görüyorum. — Her geyi anlatsam daha iyi olmaz mı? — Tabli, dedim. Olup bitenleri öğrenmekten memnun olacağız. Kitty, bir el hareketiyle saçlarını geriye attı. — Evvelâ, Homer'den özür dilememiz lâzım. geldiğini hissediyorum. Doğru, kendisini M, Z. P. den ayrılmıya ikna eden benim ve buna muvaffak olmak için hile yoluna anp- tım. Ama harekete geçmek için vaktimiz dar olduğundan bizim için başka çıkar yol yoktu. Homer'e her geyi — izah etmeye hazırlandığımız sırada siz. girdiniz. Homer'e doğrudan doğruya, Adeta hayasızca bir göz at- , #onra ilâve etti: — Hükümetin 8. D. yi kabul etmesi, ve Homer'i milli araştırma konseyi emrine tahsis edecek yerde M. Z. P. ye birakması zaten kâfi bir hataydı. Fakat daha beteri var, Müstakbel anaların fenni bir elemeye tâbi tutulmasına da ehemmiyet verilmedi. Alaycı bir eda vermek istediğim bir senle; — Anlıyorum, dedim, demek, Homer'i alıp onu müm- taz, yüksek entelektüei muhitiniz arasına yerleştirmeye ve dünyayı gu gördüğümüz Doktor Pell gibi mükemmel örnek- lerle doldürmiya karar vermiştiniz. demek” Kitty izah etti: — Adam'dani istifade etmek istiyorduk ama, 8. D. için değil Homer, paha / biçilmez kıymette bir. tec- Tübe malzemesldr. Hattâ bu. hususta biricik kaynaktır. Biz sadece Homer'i birkaç gün elimizde bulundurmak ve onu tecrübelerimizde kullanmak — istiyorduk. S.D. başladığı takdirde onu ele geçirmek ve kendisinden faydalanmak im- Kânını belki de büsbütün kaybedeceğimizi biliyorduk. Onun zayesinde diğer erkeklere erkekliklerini tekrar kazandırabi- deceğimizi Uumuyorduk. O zaman kadın erkek en mükemmel insanlardan bir eleme yapacak ve birkaç nesil için de kafi de- recede insan elde ederek bunları 8.D”'den eydana gelecek ister istemez cılız mahsuller için damızlık olarak - kullana- caktık. — Ya Homer? Netice itibariyle onu ne yapmak niyetindey: diniz? ÇT 'Zurnyetuz aei ERELERA buGEN AAAR B İPE — Bunu düşünmeye vakit bulamamıştık. — Hizmetine ih- tiyacımız kalmadığı zaman, çalı niza devam ödeci tik, yegâne ehemmiyetli olan da budur. Herhalde o zaman kendisine evine dönmesini - söyliyecektik. Galiba dişlerim arasından bir islik çalmışım, — sonra ilâ- ve ettim — Kitty, sız kalbsiz, fena bir kadınsınız. — Sarih bir şeyi hararetle arzu ettikleri saman bütün kadınlar kalpsiz olurlar, dedi. Fena olmaya gelince, asıl fena olan MZEP, dir. Bizim yapmaya, çalıştığımız şeyse, pek iyi hissediyorum, Tanrının iradesini yerine getirmekten ibarettir. Gözleri evvelce de gördüğüm o parıltı ile — parlıyordu. Root'a döndüm. — Peki bu insanları ne yapacaksınız, Tex? — Adam kaçırma suçiyle kendilerini tevkif etmeye hak- kım olduğunu sanmıyorum. Meğer ki Adam şikâyetçi olsun, Hattâ böyle de olsa, ne gibi bir ithamda bulunabileceğini tah min edemiyorum. Homer: — Hayır, hayır, ithama falan lüzüm yok, dedi. Bütün ia- tediğim buradan çıkmak, Root: — Pekâlâ, dedi. Ertesi sabah erkenden uyandım. Homer'in odasına gittim. Uyuyordu amma yatağı âdeta harman yerine dönmüştü. Mut. fakta kahvelerle - kızartmaları hazırladım ve radyoyu açtım. Arthur Godfrey sevinçle haber veriyordu: “Dün S.D. gününü kutladıysanız, bugün ayni şeyi tekrarlamıya — hazırlanın, çünkü büyük gün asıl bugündür. Beyaz Saray, bu sabahin ilk #aatinde, S.D. nin yirmi dört saat gecikme ile kutlana- cağını, fakat programın aynen tatbik edileceğini bildirdi., Homer mutfağa girdi; — Biraz kahve içebilir miyim? dedi. Tabil, Homer, Kahvesine bol bol geker ve taze kaymak koydum. — Nasıl? Bugün daha iyisiniz ya? dedim. — iyiyim Steve, deği, amma az #onra sizin iyi olaca- fanımı hiç sanmıyorum. Neden — Bğer bugünün 8. D. günü olacağını sanıyorsanız, fik- rinizl değiştirirseniz iyi edersiniz. Ben kendi hesabıma, dün bildirdiğim istifamda sabitim. Artık elimi yıkadım bu işten. Dunya Çevirer Yaşar Nabi — Aman Homer! — Her şeyi düşündüm, Steve. Şu andan itibaren kadın- Jarla alış verişim yok benim, beklenmedik bir hâdise olursa © başka, Mary Ellen'le kizimi tabif istisna ediyorum... - Dü- Şündüm, taşındım. S.D. ye kimse boni buna, Mecbur edemez, değil mi? Bu ihtimali hiç bir zaman aklıma getirmemiştim. — Evet... Zannetmiyorum... Amma. — © halde bu bahsi kapıyalım! Bügün beni 1âbaratı- vara götürmek isterseniz, — yakamdan tutup — sürüklemeniz Jâzım, oraya götürebilseniz de bir işe yaramıyacak! — Daha doğrusu — Jâboratuvardaki tesisatla âletlerin başına olacak 'ne olursa Aman etmeyin, Homer! dedim. Beni yeniden müs- Külâta sokmayın, Gerçi sizi S.D. ye zorla mecbur edemem, amma itiraz etmek İstiyorsanız bunu resmen yapmalısınız. Sizin için yapabileceğim yegüne tey Beyaz Saraya hakkınız- da bir rapor göndermekten Ibarettir. Homer, dedi, ne yapmak İstiyorsanız yapınız. Steve'in izi Üzmesine mahal vermeyin. — Ben mi? dedim, Ben mi üzüyorum onu? Hi ma maksadır değil, izah etmesi için onu Beyaz Saraya götürmek istiyorum. Bu işin başıma belâ. olmasını istemem. Pekâlâ, memnuniyetle, dedi Homer. Giyinelim ve gi- detim. Giyindik. Danny Williams'a telefon ettim, işin çok müs. tacel, hattâ bundan da beter olduğunu söyledim, Bana Cum- hür başkanının Homer'le görüşmeyi yeni Irak elçisiyle, Ge- nelkurmay başkanları könseyi arasına, saat 1115 e sıkışti. rabileceğini söyledi, Boyaz Sarayın protokolu çok sarih ve katldir. Cumhur başkanı kabil olduğu kadar kısa bir zaman içinde kabil ol. düğü kadar çok kimseyi kabul etmek zorundadır. Sırasını beklemeni için, Homer'i orada bıraktım ve Danny Williama'ın odasına gevezelik etmeye gittim. Bir çeyrek saat sonra Ho- mer geri döndüğü zaman yüzünde bir. memnuniyet ifadesi yardı.. Dâvasını kazandığını anladım ve bundan biraz iftih; düydüm, amma dünya da hapı yuttu, dedim. Danny Willams da ayni hissi düymüş, uğurlarken bana dedi. Ki bizi otomobili (Devamı var) İşte bu Tokmaktepenin, İstanbullu. dar tarafından unutulmuş büyük, pek Tetihten son- ra, son büyük hücumun şehitlerini top- Tok- gehitlerinin y yaklaşırken buraya/ kolassal bir anıd Harap surların üzerine ilk bayrağımım dikerkem şe- bi mü- muhakkak Ki bu tepenin bir. köşesinde metfun- kaynağı olacak kadar büyüktür. Bu anıdın ki- Kemalin eliyle çok. Muhammedle yekzeban 5 İnceden — inceye: Kopru Baydar Derler Yazân: IZ de benim gibi işitmiş ve se- vinmişsinizdir. tabti. Yabancı bir firma bize kocaman bir köprü yapacakmış. Yerini henüz bilmiyorum. Öyle tahmin ediyorlar, köprü Saray- burnunda başlayacakmış ve Üsküdar- 1 bir ucunda bitecekmiş, Biliyorsunuz. Ki, insanın sözlüğüne henliz girmeden 'çok önce de bir köprü yapılmıştır. Sırat köprüsü, Bu köprü, kıldan ince ve kılıçtan keskindir. Bunun Üstünden ancak sabahtan akşama kadar dua e- de ede ve tesbih çeke çeke muradına erenler geçebilir. Yabancı firmanın böyle bir köprü kuramıyacağını siz de pek iyi bilirsiniz. Onun için yeni köp- rü, hem velilerin, hem de günahları. 'nin yükü altında ezilenlerin işine ya- rayacaktır. Köprünün plânını İstanbul Belediye- Si inceliyormuş. Merak içindeyim, köp- rünün genişliği ne kadar olacak aca- ba? Siz, belki, ilk kazık çakma töreni henliz yapılmadan benim neden me- raklandığımı anlamak> istiyeceksiniz. Anlatayım: Köprü, bizim topluluk hayatımızda yalnız bir taraftan öteki tarafa geç- mek için bir vasıta değildir. Öyle ol- aaydı hiç heyecanlanmazdım. — Kurba- Kahderede bir köprü yapılırsa aldır. mam bile. Fakat Sarayburnu - Üsktü- dar köprüsünün sözü edilir edilmez telâşlanırsam çok görmeyiniz. Bakınız Unkapanı Köprüsü ne ka- dar cansızdır. / Düşünülmeden — yapı mıştır da ondan. Ne balık avlanacak, ne kestane, fıstık kızartacak yeri, ne kahvesi, ne dükkânı, ne llmonatacısı, 'ne pastırmacısı, ne de boyacıları var: dir. Az kalsın, hem çıplak kadın re- #imleri, hem de Medet ya Resülüllah, İnnallahe maassabirin gibi. dinl Je halar satan dükkânları unutacaktım. Aradığımız konfor olmazsa köprü ne- ye yarar? Galata Köprüsü bile, zamanla, ihti- armılıyamayacak — bir hale özgelişi, hiç olmazsa iki üç Jokantacığı, dört beş köftecisi, turşu- Cusü, Vapurumuzu kaçırırsak — bir iki dübeş atacağımız yirmi otuz tavlası da olmamalı madır? İk ağızda aklıma gelen noksanları saydıktan sonra siz de merakımın yersiz olmadığını anlamış oluyorsunuz. Yeni köprümüzün kusursuz olmasını istemez misiniz? — Bizim ihtyacımızı, zevkimizi, rahatımıza düşkünlüğümü- zü hesaba katmaksızın yabancı bir fir- manın yapacağı köprü projesinden ne gelmi, bekleyebiliriz? Biz cansız ve ölü köp- rülerden hoşlanmayız. / Hakkımız. da vardır: Bütün şehir göklere yüks n gürlltüyle yerinden oynam o Rarken sessiz bir köprü ruk . kadar yabancı bir şeydir. Ben, belgi de onün için, — Unkapamı — Köprünün semtine uğramıyorum Hepimiz biliyoruz, belediye: diri dardır. Dardır, amma, gönlü ge' 9- tir. Öyle olmasaydı. şehir Yap ü varken, bize dev boylu bir köprü diye etmek aklından geçer miydi? 'ten anlayanlar öyle diyorlar. nün Üç yılda bitirilmesi mümkünmüz Demek olüyor ki, Üç yıl sonra, bütün ihtiyaçlarımız gözönünde tutulursa, yeni köprüden geçerken fatanbulun tam içinden geçmiş olacağız ve yolü- muzda kuş sütü bile bulacağız. Üstat Fahreddin Kerim Gökay, bili. yoruz, içki düşmanıdır. Fakat devlete yardım. makaadiyle sızasıya içen va- tandaşlarımız da vardır. Onların bu fedakârlıklarını da düşünmek ve on- Jlara yeni köprüde dinlenme ve sızma salonları — yaparak kadirbilirliğimizi göstermek lâzımdır. Onun için yaban. ci firma ile anlaşmadan önce köprü plânını yeni gelir kaynağı arayan bü- tün makamların gözden geçirmesi tav- siyeye değer. 'Yeni köprü, çok ferah ve rahat bir gey olacaktır. Fakat yalnız bu kadar Mi? Şimdiki Boğaziçinin yatağını ha- aırlayan irmak, Karadenizden gelen suların içinde / kaybolduktan sonra Kandilli ile Bebek sırtları birbirinin hasretini çekiyordu ve Avrupa ile As- ya mefhumunun temeli / kurulmuştu. Halbuki, yeni köprü bir coğrafya niliği, hattâ bir coğrafya devrimi ya- ratıyor. Bir zamanlar bir İran İmparatoru (Xerxes), Çanakkaleden Rumeli yaka- aıfa bir köprü kurmuştu, anıa, dalge Jarla paramparça olduğu için İmpare tor kızmığ ve denize sopa - atılmasını emretmişti. Fakat çağımızın tekniğine karşı hangi deniz şahlanabilir. Onun için köprü yaparken sopa hazırlamaya Tüzüm olmayacak tabil. Macar edebıyatıudan güzel sözler x Zamandan daha iyi hekim yoktun. — Vörösmarty * Her santinin çiçeğini kopar, — Bere zsenyi * Sana dört kelimecik . sunuyorur bunları göğsüne iyice kaz ve öldü #ün zaman oğluna miras bırak: Her geyden önce vatan! — Kölesey *& Bir kadın öğrenmek istediği geyi ya ağlamakla, ya yalvarmakla veyi hut öpüşle koparır, — Mikssath ** Kendini bir dünya için feda etmi ' bir dünyadan daha fazla eder- sin! — Vajda * Bir başkasının ruhunda kendimizin- kini bulmanın dayanılmaz bir ca> zibesi vardır. — Bötvös * Kadın, kötlünün ve asilin ne hari- külâde bir terkibi: zehirle baldı süzülmüş! — Madach * On yıllarını birkaç. dakikaya sığ- dırmak imkânı olan ihtiyarlar var dır. Pakat öyleleri de vardır ki, kı: sacık ömürlerinde yüz yıl yaşamış. lardır. —Szdehe

Bu sayıdan diğer sayfalar: