17 Aralık 1949 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5

17 Aralık 1949 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v n b AA ğ L OEREE | 17 Aralık 1040 YENİ İSTANBUL eli Sayfa B F p | Kızılay aşocakları TİYATRO — | Bu ha venlil sandall M Mi eli Ka ah Barae gördüğümüz 1n 4N e| . Zledaya selriktin Hü (l Vğin ağzına yaklaşarak: n H, eski Lâ-iler, yalnız mahalle ilmühaberiyle yök- Z de ande hazıri, Dolular elde! filmler 3, S lek imareti: |natuğumu tesbit Gttirmlş olan vatan. diye, bağırıyordu. Üzge Nne giden yolun ağ- İdaşlardan ibaret kalmıyor. Üniversite- Müştü. - Nüfus memurunun | ikik BÜYÜK VALE Tull b 5.x < beklerseniz, bir sü- İsanat okulları, orta ve ilkokul öğrene KSa Vi SÜ Bu hafta “Büyük — Vala, oye | ç MULE vi SA rü yokaulun, gölge İelleri arasında da bu ocaklardan çır denin altındaki parlak işik çizgisi. Buvor.ve / Siraus'un ” fümi, son dere- | ŞUMUKYARRDZ gibi seaniz,” Adela İkan anlarla ” karınlarını ” doyuranlar Si elade 'a pullu terikler giyin Herhalde, son senelerde — memlekette den geçip oittiğini | Yemeklör - geceden pişiyor - ve Bir Ku—m—: kapısının iç tarafı. 'a kumpanya müdürü bir Sandalye atmış, bilet kesi- yordu. Arasıra, — masanın altında, bir gazete kâğıdı ile yarı örtülmüz duran rakı gişesine uzanıyor, ka- fasına dikerek ve sivri gırtlağını oynatarak birkaç yudum içiyor gonra başını dişarı doğrü — Uzata: — Haydi buyurun beyler. Oyun başlıyor.. diye bağırıyordu. 'Önlerde yer kalmamıştı. — Düva vekili All Bey cüzdanını karıştı.. Tirken bir yandan da homurdanı yor, gişkin gerdaninın içinden s kışmış gibi zoru zoruna çıkan so. Tuklarını etrafa savuruyordu: 'Ne demek, diyordu, bunun burasında İt kopuk ön sıralarda keyif çatarken biz tiyatroyu ke 'ar köşeden mi seyredeceğiz? He Je bir görelim bakalım. 'Bu fehdit üzerine kumpanya müdürü: — Sizin için ön tarafa birkaç te- kemle Aatarız, merak buyurma: yın beyim. 'Dedi. Doğrusu Ali Beyin tu ka- #abada, Çok eskiden kalma, yer İeşmiş ve tanınmış bir itibarı var. &ı Sülâleden gelme asaletine, İkin- € Cihan Harbinde edinilmiş yük- Tüce bir servet de eklenince, Ali Bey, her yerde, baş köşeye kuru- İur olmuştu. Tapu memturu, A Beyin kulağına doğru eğilerek: — Abi, dedi, gü bilet antan he rifi görüyor musun? İşte baş ©- 'Âli Bey masanın ortasına gıcır gıcır bir onluk atarken — ya, demek öyle nun oldum. Hadi bakalım, göre İm, naml oyniyacaksınız. Arabı? Biz. vaktiyle Şehzadebaşında — bu oyunu yüz kere seyerttik. Onlar kadar yakıştırabilecek misiniz? 'Kumpanya müdürü iki kat eği- 'Çok mem- lerek — Sayenizde — çalışacağız beye- tendl.. dedi. ÂAli Bey önde, tapu memuru İr fan efendi, Nüfus memuru Yusuf, Tahrirat kâtibi Abdi arkada, öne doğru yürüdüler. Kahvecinin çı h. A çalkedarın yanına dört İ iskemle koymuştü. Koca salon ai | sara dümaniyle göz gözü görmez Hale gelmiş, tömbeki ve rakı ko fa, zahnenf - bitişizindeki — süslü ocağı içinde malsahibi - Ramazan efendi, omuzundaki / kirli peskiri ikide bir çekerek yüzünü gözünü H kurülüyor. derinden derine akse den çırağının incecik sesine kulak vererek dizi dizi çay bardakları üzerinde beyaz teneke demliği Eğlenceli Papazın biri, bir gün kilisede varz veriyordu. Bu esmada - dinleciyilerine, hemcinsine karşı kin gütmenin hırla- tiyanlık ruhuna tamamen aykırı öle duğunu söyledi. Sonra bir deneme yap- mak için: — İçinizden kin gütmeyen kim var- #a ayağa kalksın dedi. 104 yaşındaki ihtiyar Yo amc başka kimse ayağa kalkmadı. heyretle sordu: Papaz — Yo amca demek senin nefret et- sekirttiğini güc hal e farkedin- — Dür. bre oklum, / dür biraz, sabret.. Şimdi porde düşecek, yak Biz ayaklarını değil, koltuk. sitla, Finı da doya doya seyredeceksin Dedi. İki ellerinin tombul par — | maklarını gçarak karnına, bastır yordu — 'Size ikram edeceğim derken © lünet olası erişte pilâvının ya: Tanını biz erittik. — Şimdi yerinde, dik dürabilirsen dur. bakalım. Perde acılır açılmaz. kahvonin dümanı Birdenbire aydınlarıdı Enine boyuna, bacakları kalça Jara ve kolları omuzlara kadar çıp Jak bir kadın, döyeme tahtaların dan toz savurarak, çılgın bir çif tetelliye başladı. Kollarını havaya kaldırdıkça keskin bir ter ve lâ vanta kokusu Ali Beyin burnuna doğrü vürüyordü. Birkaç dakika 'sonra başı göğsüne düstü ve xe Hirlenmiş gibi âni, derin 'bir uyku va daldı. Baştan kimse — farkına varma misti. Pakat kantolar — bi'ip de Otello piyesi başlayınca, etraftaki- Jerin keyfi kaçar gibi -oldu. Tah: irat kâtibi basını çevirince, hay retten ağzi bir karış açılarak, ye Tinden fırladı, ocaka doğru koştu — Ramazan efendi, Ramazan efendi, hut Bana bak; çabuk ©. Yunu durdür! Malsahibi — gözlerini aahneden ayırarak — Ne? Ne dediniz Abdâi efendi” Oyunu durdürayım mi? — Uzatma, çabuk içeri koş. 'ai Yurliz — Uzatma be adam, Gürültüye sağdan soldan kula kabartanlar oldu. Birkaç kisi ta, güçlükle o koş diy Yukardaki- resimle gaise'den — Marle Bi mancı Colett'in Chi 'de Comddie Fraj N ile görüyorsunuz. Fransanın 5 tiyatr Tiyatronun bu plyeslerde gösterdikli | müvaffakiyeti meşhur o artisti Ki ve kiymetli #lemanları bugün de oynadıkları muhtelif anat Aleminin sönmez ve parlak yı dizları olarak alâka ve hayranlık toplamakta devam ediyorlar. Pariste tiyatro salonlarını dolduran yüzlerce seyirci tarafından alkışlanan bahsedeceğimiz beş büyük yıldız. bu- Firat kâtibinin “ yanına — koştular — | | günkü - şöhretlerini uzun bir çalışma ”me var, ne luyor. diye etrafi» | İ devresine medyundurlar bir telâş seziliyordu. Sahnede sim Dram artistleri içinde ilk plânda ge- iyah suratiyle en heyecanlı bi | | yen Marle Beli ilk defa sahne hayatına, Fösllniş Smakta olan ÇArap bile | İ doğduğu şehir olan Bordeaux'da, ga- Ser B * yet silik bir role çıkarak atıldı. Son. Tadan “Phtdre” ile Konservatuar bi. — Eiveda zaferleri semklara sa — | İrinci / mükâfatını ” kazandı, - Komedi Jan bayraklar!. - Eiveda küheylân — | | Fransez'e intisap ederek “Le souller atlarım! de satin” (Saten papuçlar) ve “La rek Dedikten sonra sustu. Perde te — | | ne folle" (Deli Kraliçe) yi oynadı, "La ll Üzerinde gıkır gıkir kayarak O İ nüit est â nous” (gece bizimdiri, ve Ka İ K, fincan gürütüsü İ | *etli fiimlerin ilklerinden olan “Cernet Konll avandaki damadın Vpi Ü | e bal” (balo karnesi), "Le grand ge' sessizce döşemeye doğru Indiği hir Tahrirat kâtibi ayaklarının —« cuna basarak yerine dönerken ne olduğunu hâlâ anlıyamıyarak, kat Köz işaretiyle havadis istiyenlere şahadet parmağını - düdakların: #ötürerek, fuml fisıl izahat verdi - 'zes etmeyin! Ali Bev Seyircilerin yüreğine su serpildi Kimisi tabakasını çıkarıp - sigara sarmağa, kimisi de kafasını le 'nin arkalığına — dayıyarak Ali Bey uyanıncaya kadar, — şöyle bir kestirmeye hazırlandı. tiğin hiç kimse yok — Hayır, papaz efendl. — Fevkalâde bir hal doğrusu! Bu- 'a nasıl muüvaffak — olduğunuzu bize arlatın bakalım ? Yo amca şöyle cevap verdi. olacak, domuz heriflerin bana oyun oynayan Bir an yutkunduktan sonra muzaf- fer bir tavırla devam etti — Hepsi geberip gittiler (büyük oyun) adlı Üç film çevirdi, Şimdi kendisi, Beni-Abbda'de sahranın ortasında bir villa inşa ettirmektedir. Bu sene takdir toplandığ piyes “Dell Kraliçe" piyesidir Bir mühendisin kızı olan Madelenne Renault ise moda şahsiyetlerinden biri olmak için büyük gayret gösteriyordu, Jean Louts Baraul'ya rastladı ve bu Sayede ilk komedi mükâfatını kazan du. Tik göhrettini Mollöre'le, “Ecole des Femmes” (kadınlar mektebi) ile yaptı. Altı tane kadar filmi vardır, ve bugün '€n beğenilen sahne artistlerinden biri- dir, Şimdi ise “Kraliçe Elyanbeth” Tünde alkış toplamaktadır. Son zamanlarda kendisinden en çok bahsedilenlerden - biri de Arletty'dir. 1918 senesinde bir fabrikada çalışıyor- du. Sirasiyle daktilo, manken, sonra da bir kabarede figüranlık yapmıya başla- dı. İlk göhret kazandığı piyes “Hotel du Nord” (şimal oteli) dir. Uzun bir Kaybubâtten sonra sahneye çıkan Ar- letty bu mevsim . “Tramway nommd dösir” Çarzu atlı tramvay) piyesinde çok muvaffak olmuş ve böylece halka, #adece güldürmekle kalmayıp heyecan: Jandırabileceğini öğretmiştir. Derbeder hayatı, gülleri, siyah çorapları, felek yi, kedileri seven bu artist küçük evi 'nin duvarlarında andece yaşlı ebevoy- hine ait bir tek resim muhafaza et miştir. ilm: Bir Rumen generalinin — kızıdır. Allesi ile beraber 12 yaşında Paris'e gelmiş ve bir daha geri dönmemlştir. Ârtist umuml harbin sonunda. "Pay- ch$” yi oynamakla işe başladı. Kendi- 41 “Histolre de rire” İn en iyi rolü ol- düğü kanaatindedir. Tehiikeli kadın rollerinde çok muvaffak olmuş ve ba- san hususi hayatında da aynı şekilde hareket/ ettiği görülmüştür. Elvire Popesco da bu senenin gözde artistleri arasındadır. Kendisi 29 sone- dir tiyatroda olduğunu itiraf. etmek- tedir. Her ne pahasına olursa olsun bir dram artisti olmak istiyordu. Gü- düşü, fransızcayı telaffuzu İle alâkayı celbetmiştir. Bükneşte doğmuştur. İlk rolü “Ma cousine de Varsovle" (Var- govalı kuzinim) dir. Bu günlerde An- dr& Roussin'in Nina piyesini oynamak- tadır. Evini XVE nci asır stilinde dö- miştir. Yemek yemeyi çok / #ever, a Fontaihe'e hayrandır. Yaşına rağmen / senenin en büyük hne muvaffakıyetini Valentine Te: #ler kazanmış bulunuyor. Artistin ba- bası mühendis ve şair olan bir Rustu. Moliâre, Mörimde ve Shakespenre'de çok muvaffak olur. Hayatı kitapları, artan MüBiki faaliyetinin, radyo ni Fiyatının bu güzel inhimakte mühim İrolü olsa gerektir, Büyük Vals, yedi, sekiz sene ka- dar evvel çevrilmiş bir filmdir. onun. a, eski Viyana'ya, valslerin henliz ki- bar sınıf tarafından kabul edilmediği, istihfaf edildiği devirlere — dönüyoruz. Sonra “bir. genç banka — memuürü “Btraua,, muhasebe defterlerini tuta- cak yerde, iş zamanında nota İmakla meşgul olduğu. için — mü, müdürü tarafından kovuluyor. kovulmuş. — Öyle / olmasaydı, — bügün “Mal 'Tuna,, yı ve buna benzer yüzler- ce besteyi dinleyemiyecektik, Hulâsa: bu film, en müşkülpesentleri bile, iyi bir insan olmiya davet ediyor. “Büyük Vala, bir vakitler Hollywood- da çalışan Fransız ekipi — tarafından İmeydana getirilmiş bir Amerikan fil- midir, Rejisörü — Jullen / Düvivler'dir. Baş rolleri, yani Straus ve karısı rol: lerini Fernand Gravet ile Lulse Rainer paylaşıyorlar. Bunların yanına cidden harika bir sese sahip olan Miliza Kor- Jut İle mükemmel bir orkestrayı da İlâve edince, bir buçuk sant süren bu müblki ziyafetine doyulmuyor. iNcı Steinbeck'in İncl adli - romanından mülhem bir film, Filmin mevzuu Mek- Sikada bir köyde, yoksul insanlar a- rasında geçiyor. Köylüler inci avcılığı ile geçiniyorlar. — Filmin kahramanı bir gün — karisiyle — birlikte in- €i avına çıkıyor ve o güne kadar eşi görülmemiş büyüklükte bir inci avlı- yor, İnci bu yoksul ailenin talihi üze- Tine yepyeni bir safha açıyor. Köy halkı, sevinç içinde bahtlı aileyi kut- layıp genlik yaparken, beri taraftan habis ruhlar harekete geçip inciyi ele geçirmeye çalışıyorlar. Bütün — film, bu kötü insanlarla, talihin bir an yü: züne — güldüğü bu ailenin arasında geçen maceradan ibaret. Sonunda Inci bu zavallı insanlara iyilik yorine fe- 'nalık getiriyor. Kaybettikleri saadeti, inelyi denize atmak ve eaki yoksul ha- İyatlarına dönmekte buluyorlar, Film, bir cemiyet derdi olan bu iyi - kötü mücadelesini öyle mübalâğalı sahne- lere boğmuş, fotoğraf oyunlariyle süs- lemiş ki, eserin ruhu teferruatta kay- bolmuş. O fakir Meksikalı köylülerin üzerlerinde yepyeni, ütülü, / kirışıksiz elbiseler, yiyecek ekmekleri - olmyan insanların haval fişekler arasında, bir örnek piril piril elbiseler içinde dur- madan dansedip oynamaları da inse ni güldürüyor. Yabancı film sanayli eserlerle birlikte, kendine de kastetti edeli, güzel filmlere gün geçtikçe da- ha çok hasret kalıyoruz. BÜYÜK GÜNAH kırları ve Colett'i çok sever. Her ak- #am Colett'in Chöri'sini oynamakta ve alkış toplamaktadır. Bu piyesi filme almak en büyük emellerinden biridir. M G M'nin “Adam'a — Ribi Bu | filmde Katherine Hepburn ve Spencer Tracy çiftini gene beraber görebilece- giz. Fakat bu sefer değişik rollerde. Katherine Hepburn kocasını öldürüyor. Spencer Tracy de onu müdafan edi- yor. Bu filmin mevzuu garip olduğur dan birçok Münakaşalara sebep olma) tadır. “The Fallen İdol,,: Graham Green'in eserinden alınan bu filmde genç bir de- Tikanlı, yaşlı insanların entrikalariyle mücadelesini göreceksiniz. Baş rolde || Ralph Richardson ve Michele Morgan | vardır. Atlas sinemasında “Büyük Günal adlı bir film oynüyor. Küvvetli yil: dizların içinde — rol aldıkları bu film, Kumarbaz ruhünü, — karakterini ve hattâ ahlâkını bütlün çıplaklığiyle te- cesslim ettirmektedir. Bu — bakımdan büyük Rus Muharriri Dostoyevaki'nin Kumarbaz adlı eserini hatırlatıyor. Bu filmde normal hayatında na- müslü ve karakter sahibi diye tanıl- miş bir. muharrir leri sırf mes- dek tecessüsü ile tetkik ettiği kumar- bazlar hayatına sevgilisinin ve muhi- (tinin teşvikkâr halleriyle sürüklenişini Börüyoruz. Gregory Peck mesleki ahlâki faziletlerini kumar yüzünden kaybeden bir insanı canlandırıyor. Son zamanlarda parlamakta — olan Ava Gerdner'in, kendine - göhret min eden şahane güzelliği meraklı bir. mevzu ile birleşerek filmi zenginleştir- mektedir İkasmı sabaha kargı alaca karanlıkta, tesbit edilen fakir semtlere - kamyon- larla — gönderilip üleştiriliyor. İsi küçümsemeye — hiç de hakkımız İyok. Karınca, kaderince.. Ya, bu ka- darı da yapılmasaydı?. İstanbulda bir sıcak çorbanın has- retini çeken vatandaşlar, 36 bin kigi- 'den çok daha fazla olabilir. Fakat böy- l6 bir yardımı düşünüp — tatbikatına İgeçmek, başlı başına bir iştir! 36 bin yoksuldan hepsi, ayrı ayrı, günün belli saatinde para vermeden İstcak bir gıdaya kavuşacağını biliyor, Bunlardan birinin şu veya bu sebeple karnını doyuramadığı, - yahut verilen İvemek tükenip azıktan mahrum kaldı. Kiminin elinde paslı bir konserve te- nekesi, kiminin Koltuğu altında kırık bir çorba kâsesi, kiminde - maşraba, kiminde bakraç. Bot giden bu kaplar, çok geçmeden, İdolu olarak, dumanlarını tüttüre tüt türe, tencere kaynamayan toğuk oda- lara döneceklerdir. Yüce apartmanların çevrelediği sem- tin kibar dekoruna hiç de yaraşmayan bir mansara ama, ne yapmalı? İstan- bul, (fıkarayı sabirin) V saymakla tü- kenir bir şehir değildir b Burada bütün tezatlar koyunkoyuna — ve içiçedir. : manla gecekondu, konforla açlık. vanyana, Apart: yefah ile - sefalet, (Runlay) m yıllarca evvel, büyük |d isitilmiş sev değil! Anlaşılıyor ki bir ihtiyacı kargılamak üzere yer yer|teşkilât iyi kurulmuştur. ve kusurmuz açtığı Aşocakları, tütmeyen ocaklar- İişlemektedir. dan yüzde onunun yerini olsa vine de bir tesellidir! Allahin günü, 35 bin kişinin karnı- ni doyurmak kolay mı? Meselâ sade- Ce gu Lâleli Aşocağını ziyaret eden misafirlerin sayım — (2700) ü buluyor- muğ. Bu rakam, sik sik artarmız. Fa- kat azaldığı hiç görülmemiş. Neler mi veriyorlar? — Fasulye, no- hut, mercimek, makarna, bulgur pilâ- vi Kaşığın ucu ile ben de tattım. Bv- Terimizde pişenden farkedilmiyor. 7— Ya et? diye sordum. Bt, nddir bir gıda gidi, ancak hayır sahiplerinden biri tarafından teberru yapıldığı zamanlar verilirmiş. Bunun- Ja beraber dağıtılan aşlar, doyuracak kadar bol ve oldukça besleylck.. Aşocaklarına ayrılan tahsisat — ki İsadece 500 bin liradır! — Bir miktar daha arttırlabilse, bu mcak - katığın 'yanına bir dokma ekmek ilâve etmek, hattâ biras da çeşniyi değiştirmek İmümkün olacak amma, mülyonları eri- ten bütçemizde — Aşocakları ödenedi, nedense güdük eşeğin kuyruğuna ben- zetilmiş: Ne uzanıyor, ne kısalıyor. Su halde bütün ümltler, hayırsever zenginlerimizde! Ara sra yaptıkları u- fak bağışları biraz arttıramazlar mı? Meselâ fırsat düştükçe — birer ikişer koyun kestirip aşocaklarına göndere- mezler mif Birkaç çuval şeker, ve bir miktar nevale ile aşure bişirtip binler- ce yoksulun duasını alamazlar mı? Salâhaddin GÜNGÖR tutabilmiş. .G.eç;nirş,te meraklı şeyler Hatibin hatası Eski zamanda aktörlerin serveti 5 aki Romanın mühteşem. günlerin- de hâlk tiyatroya o kadar rağbet gös- teriyordu, ki, aktörler herkesten fazla Para kazanabiliyorlardı. Şehrin surları yapilirken — hazinenin parası bitti ve iş yarıda bırakılacaktı. Bu arada iki bekâr ve zengin aktör 'Tiber nehrinde boğuldular. -Bunların servetiyle surlar İkmal edilebildi. * İapanyayı İstilâ edecek Roma ordu- su İki sene uğraştıktan sonra bir ne- Demostenes zamanında hatipler we fak bir telâffuz hatası yapar yapmaz; halk hep bir ağızdan bağırarak hata. vi düzeltirdi. Demostenes bir gün rakibi 6lan Es- kilese şu oyunu oynadı: Bir nutuk arasında yanlış telâffuz- Ja gu Hbareyi söyledi: “— Eskilese yan Jancının biridir.,, Halk derhal bağırarak bu sözü tek- yar etti. Biraz uzakta duran Eskiles halkın gesini işitir işitmez kaçtı ve bir daha, tice elde edemeyince, Senato ordunun | Atinaya ayak basmadı. masraflarını karşılıyacak para - bula- * mayıp geri çağırmıya karar verdi. Fa- kat vatansever bir aktör bütün ordu. Sulkast yu bir sene besleyeceğini vadetti, bu vadini tuttu ve sene bitmeden ordu zaferi kazandı. Büyük edip J. J. Rousseau bir ara ortadan kaybolmuştu. Meraka — düşen 'ahbapları dört beş gün -bekledikten sönra onu her yerde aradılar ve niha- 'yet kenar bir mahallenin küçük bir e- vinde bulabildiler. Roussenu kapıyı bizzat açıp ahbape darının sünllerine gu cevabi. verdi: — Hasta değilim, fakat Rusya çarı fle Almanya imparatorunun — birleşip bana karşı bir sulkast hazırladıklarımı düydüm. Onun için korktum, saklanı yorüm. * Yıldızların esrarı Elenlerin ilk filozofu TTales bir ak- şam yıldızları seyrederek dolaşirken, önüne çıkan bir kuyuya düştü. O an- da oradan geçen bir ihtiyar kadın ku. yunun kenarına gelip şöyle bağırdı — Yıldızlara bakıp, göklerin carı yını çözmeye uğraşacağına — ayağının dibine baksaydın, daha iyi ederdin.., Kadın yoluna / devam etti ve filo- z0 ta o geceyi kuyuda geçirdi. * Harfler ve esirler Eski Yunanlıların fik mekteplerinde talebeler en ziyade harfleri öğrenmek- 'ten güçlük çekerlerdi. Zengin bir tüccar oğlunun alfabe * Volkanın esrarı Pitagoras'ın — talebelerinden — galı, tabip ve filozof Empodokles bir gün Etna yanardağının zaman zaman atep Püskürten kraterinin kenarına kadar yükseldi. Oradan #aatlerce — kraterin yi bir türlü öğrenemediğini görünce 24 İiçine baktı, fakat bir türlü volkanın Tane esir aatın aldı ve herbirine - bir |esrarını cözemediğini görünce: “Mas harfin İsmini verdi. demki gen kafama girmek istemiyor. sun, işte ben genin içine giriyorum.,, diyerek kendisini kraterin içine — atıp hayatına son verdi, Mesut çocuk hergün bu eslirleri “Al- fa”, “Vita", "Gama”, “Delta,, diye ça fıra çağıra nihayet alfabeyi öğrendi. 1949 | Rumi ARALIK İzc evver 26 | 17 " İ casağal zömame. | dlent ea a Anlama Ralyoru; İncesaz | GELRCEK OLAN ERAPRESLER 4 Tiyatrolar ÇİÇEK X. (Arnavutköy) 1 — Ca 5 (22204) Gecelerin HAkimi Santı 830 Ankara Radyosu çe- Şişürdili Micuakâr faalı) — 2115 | — S45. Semplon (ÇAvrupa), 1869 İCumartesi| 1865 || şewtn TivaTROLARIT F Kasagın a ÜARR GAZIN0RU” Virane Temno | — Tinlericistekderi L < ZM | ai tasi — 215 Ankara Bad: | 3 Anaara aa Ü u Sam Haai (EN . rama a> k Bevi BBE blseela a Ce | . Si ha YA eat GİDECEK OLAN EKŞPRESLER İSTANBUL CİHETİ Aalalrk Snöyeki RRlaa geu | ON İKO Ankal İ : MÜÂSÜLER KANACA ÖPENETİ | ÇENMERLİTAS A, V. öa | ÇAMAMMA Foti ana Te Re. Palerii Tetekleri | — Selke Sizin Sokak. Saat 20.30 da (48134 ferler. Arelanı 7 Cüce MA G — CKL AŞ h- PL) 1525 Roma, — 2833 m. Büyük (10370-40) Kabck. Haat 2 — Kalbim Senin TAR | haddini Kyyubi 4N oekentraki: Hasan üçükpasar. d İSTAN 2007) 1 — UN KÜ | eaçlı seterlerii Daim Süc aü ea Tclrcak ve gidecek uçak, Abdülkadir. Alemda: ŞAY e Küçük (160) Yalancı. 'peler. 2 — Mayerlina Baranı. çe Ankara Radyosu, varvele müzl- B>üpi n aa İZMİR lzmir gebir Tiyatrosu | AZAK (08) 1 — Korküne va- İ A*K çi n #kspres ve vapurlar İK a ni Herkesin önünüe, Gelecik 3 Tei AOA Boş t Piyes 3 | Cak 2 - Çalınan Hayat KARŞIYAKA Cİl M L —— —— | bğman A gy GA 'parde, G tabic TURAN 222T 1 nç Va. | SÜMEN Üç Mavi Melek. Santı 1318 İatanbul Radyosu 'ı'"l"')_'ı'* OLAN UÇAKLAR it, Köylçi, Tet Sfatı, T ee Gabip; Ti d an — di Çalınan Hayat MELEK 1 — Cezi DA ati PL) — 1400 Ankara Radyosu | 020 DA çe Tn ariflik. © — Bir renk, Söz. Sinemalar AAA GD sevimi | ”P ” kartunun 'iri Gez Mdamm Bağn İL0NIğI cad, gözedi, — | Zaşitik 9 — Bir renik ö 10 K Sen Bl BEYOĞLU ci aNi 1 e' Rlevden 40 Radyo İatanbtl “RKâyosu " tangolar . ga B n 5 MT nni | ——— —| MA M || ee İK Tür BO a 1 araz © oren4 Ha a he | aa DömE FRAKD aa || ÜRİLE, S” aa aa Bnüylli ğ Riğyan Bümbüli. “Samı Tmsel Küğıt 8 < Bir erkük ada e n LÂLE (43366) Yalnın Gidenler. eti (a Radyosu senfonik orkes. Baska ünyalardar MAMSL ver | 6— MR. (306ır) Lüfkoçe, Kü Hamdi Emgen, gehremi Ham e — Upun SA e : SR DemE . MELEK 68) Büyük Valı SÜREYYA 1006 Periler Dün midir lih Murat Üzdilek hir - Sarım, Aksaray, » Biye, 10 — Kaki Misir kralları Sıhhi imdat K Vb A Hardi BNK Cn öla . z Türküler (P a G20 Ankara | — DHY ara, n Çamlıyurt, İmrahor C, eeei 5 İ e y — BE SN MK Ağll Ra Ra: Çenitli parçalar (P i DEHİY. (Türk) Tamir, Meybellada; M 2 Bari, Res İstanbul Beyoğlu u MA T N Blsi Zaeli 9 6 F e Göpen'li rleri. — 1318 Ankara Radyosu; Sar- | 1430 DHY (Türk) Ankara, H ada aB A Ri: Kime ABAO UkŞE 6506 | şanı Kali ü AM Kanli . Yü a ee 3 SED kılar. — 1345 Ankara Rad, 430 BEBA, (İngiliz) Atina, Ro- | / Sarıyer: Fiat 6 İt Fa, Ankara S Ş S alen 130 NN ür (aa D Barkıların devamı, — V A Nim Lonür Kegam, Sarıyer. T —'Te, Aüik & — Tra, Roma, İzmir BİK GaTA0) Kaçak Kesit Alayı, e Kenfonik könserler; b u: Memleket bü | GELECEK OLAN YAPURDAN. AXKARA 8 — Kaka, Palet, 10 © At Rak amir üN KGrüyala el | A (ağnen) Korsanlar 3 U Ankara San S Teren BeyOn S | O SST TaaSbU RA ASA | 1480 Buran GAyvalik; İzmirdeni. | Berman "asirin * Aakara 00. İamir Zaza, K Yaka d00 | V a | dnar e ? S dan Beslücven'in piyane sonat Artundan garkiler ve XX Konya (Bandırmayar, Gümhüriye, Eşrefpaşa mini, 9 — Eiyaf, May, 10 — İp, Ararak

Bu sayıdan diğer sayfalar: