11 Şubat 1950 Tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5

11 Şubat 1950 tarihli Yeni İstanbul Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Şubat 1950 Ka | NTREDEKİ Saynanın. kartı- Asında Jori kıravatını düzelt a akşam bulaşığını yıkayan K Sina Jâkayt bir tavırla; £ Ben Satranç Kulübüne gidiyo- um Jant. Erken döneceğimi zan- etmam, Sen bekleme, yatl dedi. Z Her zaman olduğu git Bu şikâyet genç kadının ağzın: dan çikivermisti. Dün bir. toplanı: H dit evvelsi gün komite içtiman, yarın Kulüpte bir lskambil partisi abilir. Morarmız çabakları sudan çıkarırken zihninden geçen- ler büsbütün acılaştı. Dört sene €vvel yeni evlendikleri vakit koca- “ ilm. derdi. Bir. kac Tanet olmuntu. A- Veya kaç gün son. 'olacaktı? Tabaklar. inden. kayıp . parça. şen olmaz. d Çalıştıktan Sanra, bir kaç Girecek bir oyu bana gek görmezsin, Allaha mmar. ladık. kak kapıtının ma: a Uzaklaşan ayak senleri ve sonra a “evin İçindeki sesizliği. Bozan Güvar santinin tik takları.. Jan Göz yaşlarını” zaptedemedi. Ayni Zamanda kocasının belki pisman olup geri geleceğini hafifçe - ümi ediyordu. kika sonra, Jorj' Un gelmiyeceğine kanaat getirin. Ce, gözlerini silib isini bitirmeye karar verdi. 'Saat daha ancak ona gelmişti. Yatak odasına - gidip soyunurken de tatsız geçen gecenin üzgünlü- #ünü duyuyordu. İçini çekerek yar fağına girdi. Elektriği söndürdük- n bir müddet sonra tatlı bir uy. Ku dalgınlığı imdadına yetişminti. İste tam © sırada, kücük fare ise başladı. İlkönce bellisiz bir tıkırtı. a kısa bir sessizliği takip eden levamlı hafif tıkırtılar Jan'ın ya fi aykulu kafasına işlemeye bas İadı. Yeni / bir sessizlik devresinden mra, hayvan rahatsız edilmiyece- Tendirdi. Artık odaya girmesine bir iki milimetre kalmıstı ki birdenbi. re Jan'ın uyanarak, başucu Tâmb: Sınin düğmesine basması ve hın en uzak köşesine fırlaması bir Bu feci durumda yatağının a: yak ucundaki iskemle cankurtaran gibi “göründü. Geceliğinin uzunlu- Şuna rağman bacaklarını bir yük Şek atlama sampiyonu kadar aça: Tak oraya çıktı, aynı zamanda da Silerini nalbant körüğü gibi işliyen Göğrüne Bastırıyordu. 'Tam iş göreceği sırada ayak se- Hi isiten bir hırsız gibi, fare dur. başladı. Jan bütün gayretini kır rfediyordu. Sen devam © gibi inti. Bir. kâğıt yırtıldı. Duvar ikâğıdı olacak. Jan nerede ise kendini - kaybedecekti, korkudan bitkindi. Fakat, son bir an ölmeden önce bir geyler yap: mak lâzım geldiğini düşündü. M fağa koşup uzün #apli. süpüre yi yakalıyarak odaya döndü. Sap gö- züne çek kısa Görünmüştü. Kapı. 'nın önünde diz çöküp, karyolanın altına baktı, bir sey görememisti. Süpürge sopasını oraya uzattı. Son. Ta olup bitenleri Jan tamamiyle hatırlıyamıyor. 'Gri küçük bir farenin yatağın altından firlayıp eteğine sürüne- fek tekrar kaybolması sırasında Bafif bir baygınlık geçirmisti. Kon: dine gelince tüvaletin iskemleden jaha yüksek, daha emin olduğunu ünerek oraya atladı. Biraz ba- Tılmış tuvaletin üstündeki Jlen bir kismi yerlere yür Korkunç mahlük ZZA Yazan : CARLO JEANRENAUD HASIR ŞAPKA AYİKİYLE ikbaharı his tiyaç vardır. Bir demet çiçek, bir haz varlanın — kirilmisti. Va — hayvan yanına çıkarsa? Nasıl kurtulma- ht Mutfağa gittiğine emin olabil. hirlemek var, ama © da güç. N hayet bir eline orada bulduğu Ü- şapka v fı, koleksiyonlarına şimdiden ilkbaharı tüyü, ötekine de saç maşasını alıp || Z Ayının buzlu günlerinde Fransanın devlet merkezinin tetikte bekledi. arada bir de hay: (, Mmankenleri gülümseyerek terütaze, başlarında en yenl vanı ürkütmek için gürültü yapı: şapkalar olduğu halde durmadan resim çektirmekle 'Sart yarımda kocas sokak pisini anahtarla açıp, usülcacil Ve Buldu, telâşia; —”Ne oldu? Ne var? nedir? "Jan kendisini kocasına doğru a- tarak omuzlarına tutundu. D rare mi, sıçan mi, vum, eteklerime sürünüp korkunctut Z Bir fare için İnsan bu hale gelir mi hiç yavrucuğum? — Haydi Artık korkma, Ben buradayım, ya- fin da onu tutar öldürürüz. Şimdi rahatça ya meşgüller. Bu genç kadınları başlarında süslü şapkalariyle görünce ni başlarına geçirmiş zannediyor Bugünün en çok beğenilen yeniliğini teşkil etmekte ya tam mânasiyle uymak için, eski İerinkini andıran küçük şapkaları gi 'Onlar çok güzeldir. Halbuki moda olan şapkalar, diham ahınarak yaratıldıkları halde 1912 yade 1950 nin canlılığını ve hayatiyetini taşımaktadırları Öy geki gibi gözükmek Istidadında olan bu tiyle devrimize hâs bir karakter taşıyaktadırlar. Umumiyet itibariyle bu şapkalar, başa doğru olarak hafifçe öne veya tamamiyle arkaya “oturmuş, bir gekilde mektedirler. Tabil renkil y ta olan cinstir. Beyaz pikeden garnitürlerle giyilmektedir. Bu halin || ersek iş hallolmaz, bilmiyo: eçti Çok Gearnitürleri saman Tenkli kanatlar, çiçek, — papatya, çizgili veya ekose kürdele gibi kibar renkli zarif şeyler teşkil etmekte- dir, Birkaç moda evinde siyah veya mavi, üstü cilâh ince hasır- dar da görülmektedir. Fakat şapkaların tespit edilen klâsik şekli ne olursa olsun, Z mahir şapkacıların elinde, müşterilerinin yüz / çerçevelerine göre Ü lrun üzerine Jorj karısını ya- || Sekil değiştireceklerdir, zaten, muhtelif yüz gekillerine göre “etüd, Yurmaya muvaffak oldu. edilmedikçe bir şapka- koleksiyonu herkes tarafından tutulmadı. Erteri 'güne / Jori eve Bi için moda olamaz. Sae dd AULETTE'de öne doğrü iğik Bülmüstü. Kapanı kurdülar nin yakalanması beş gece di. Bu beş gece Jori hiç evden a: Tilmamış bütün genç kızların t Rayyül ettikleri harika bir koca el muştu. Geceleri hiç sokağa çıkmı- yor, yeni evlendikleri zamanki 9i: Bi karisiyle mesoul olup, her is- tediğini yapıyordu. Nihayet, besinci gecenin sabahi fare tutuldu. Jan bayvanın küçük- Tüğünü görünce biraz utandı. Ay. ni zamanda tehlikenin yekolması İçine ferahlık vermisti. Jori'un artık geceleri kulübe git memesi için hiç bir sebep kalma: mıstı: O gece evde ” tekrar yalnız kalan Jan; daha evvelki geceleri, radı. Ne güzel, ne tatlı, konüsi Tak, okuyarak vakit geçirmislerdi. Ve, birdenbire zihninde bir sim. şapkalar. var büyüklükte ol gölgeliyorlar Si küçük ve çok ren kadar açık bırakaral sarkan uçlar var çiçek, tüy ve tüldür. yeşil ve siyahtır. şekil de mevcut: Ha: Mmavisi üzerine beyaz renkli ekose Bazen çanta, eldive asorte olabilecek kal K çaktı. “Farel Çok korktuğum Jarla da hasırların bizi tekrar birbirimize yak- Yot laştırdı. Gece yarısı Jorj döndüğü — za Bütün bu şekiller man, karısını mutfakta, korkudan nazal Kütrer buldu. Sunline tahmin ettiği Jeanette Colombler'de İtalya ha. — Kanın içinin tek ve Gevabi. aldı dür, » yatak odasında #ırı birinci plânda — geliyor. —Tabil Tenkte ve beyaz, bal rengi ve beyaz, mavi ve beyaz olmak Üzere bütün köleksiyonu dolduran hasırlar arasın- da tek tük bordo renkte ağır renk- lilerine de rastlanmakta. *i- başka fare var! Z Yine mit “Bunda korkacak bir sey olmadığını artık anlaman dâzım. Kapanı tekrar kurarız, e- © gece tikirti. falari olmadı, ma Jorij rahat uyuyamamıştı. Bah kalkınca karısına: — Jan, bu böyle devam edemez, gece düşündüm, bir kedi almal Başka çare yak. Jan kocasına gözleri vi baktı; Z kedi istemiyorum, başka far de yok. | Peki neden yalan söyledin? ararak bilsen ne ka tutülünca sen de Ugup Dittin. Ye- ni fare masalını ondan uydurdum. 'derl bunları sikılarak” Göyliyan karısını kucakladı. ve — Merak etme sevgilim, birda- ha seni yalan söylemiye mecbur etmem, hem zaten gece geç yat. Mmak sihhatime pek iyi gelmiyar. — || Bu son cümle pek mâkuldü. Zira erkekler, kendi istifadeleri olursa 'Gaha cömert davranırlar. © gün. den sonra Jan bütün kadınların aksine, fareye minnettarlık hisse- d Çeviren: Nihai ci 'Nihal AYKAR bu şapkası: İstenildiği “tal siyah hasırdandır. Ürerinde ŞARK G0880) Kanunsuz Şehir, — — ULUS (EZ20N) Güzeller Resmigedi- SK at '1 — Kara ZD (40 Kadın. Severse, YENt Gi000) Hayaut keka. Yçmma ge ( EEN GN ENen At ea KOMEDİ KISME (40409) Hanım- | , Kahraman Kılavuz (Türkçe), BOİLAMRA: Haydut Aşki, KÇT y İz o z a "i " o a N TARL I O Yaya K a YENL MEŞ ÖTERETİL CB e ve | aa N O AEİRN Taylaklar — atarkanı VOT AHA TİYATROLARI: Saat | A Harı $ — Mentekrletoaun. öük AaRen mnğda ber güle 1048 ve |. b C AZAK (D 1 — Ormanlar âe- ö GAlMlE el C | U BÜYÜKTE (10970-40) ÇENKERLİTAS. 22015 Tan aa Seri ASN | Dşerai. S Bi Ko zz 77 LN e | b e günleri 1 | :'Ü.'J.'”""' AT !e AHİLDE ŞAT . Eemem ı H BÖ TEAN AĞT KARA OK Blzi D Beşoaleiner Do e a e | öünek, ğeoli 1 2 Ölümden pi : . KAANET nt ) | Yalanbt a Nİ ea d Si TERDEĞACENN YA ergün. | OA Tnanbut demi VEZEET ÇİÇEK, L SA p SADA SMSORR İ SİĞSİ Şarti 'be türküleri © GAŞ ZI) Kanı « eT ! * , aERMR aZ EKÇDAN cinrri ae A Haa e |yaan GÖRN C ASN S ir ANKARA e e. ince" İ n ğ SUATFARK (S340) 1 — e | xııvıhıvı e ü D KLÂABİK BATI 4 üz1dı P n SÖMEN Gk6İ) Ebedi D O larr < Üetün 1 B ire Filermenik oe debilmemiz için Üç şeye ih- zel bir kadın. Paris'in meşhur büyük moda yaratıcıla- iktular, Şubat #an onların şaka olsun diye büyük annelerinin şapkalarından biri- 10 sene evvelki küçük şapkalar 'Takat moda- andıkları karıştırıp da erkek- 'eskilerden senesinin havasından zi- şapkalar bütün teferrun: 1 sarıya mütemayil hasır en revaç- Kullanılan Jerse, panama, parlak iskemle hası- ı gibi oriğinal şeylerdir. “Albouy,de görülen modeller ler de beyaz, pembe sikinmen, Daha basit ve daha ucuz olan bir kumaşla kaplanın dikkati celbeden nokta Yalnız beyaz hasırların her iki tarafı da aymı renkte kalmaktadır. ”İki yüzlü şapkalaı’ş ürde ahti Üstlü kullar de ki, bazen Biyil- Kenarlar — orta dup, hafifçe alnı modeller p akli. Alnı önseye k aşağıya doğru olarak Gözde olan renk- isırlar koyu deniz z noktalı, türlü akta, 'n veya elbiseyle lan ipekli kumaş- Üzerini örtebili şap Zat renkli oluşu: ) kestrası Konseri, dra: İzahli Ti.0e Ankara C kert müsike 20 Tetanbul: Pi 'mat “yaldatain' münater (830.6 m) KAi li Güzel şapka ile : Güzel yüz Tereyağ ile yumurtanın cildin bakımı için kullanılan içerisinde en tesirlileri olduğunu biliyor muydunuz? Taze tereyağ makiyağı temizlemek için bire- birdir. Yumurta sarısı sadece temizlemekle kalmayıp aynı za- yumurta sarısı ile yüzünün ma> kiyağını temizleyen bir. kadının cildi daimi sürette genç ve gü- a defiyi A kalır, Bir yumurtanın damla zeytinyağı ile lmon dam- latın. Yüzünüze ve Sürün, birkaç dakika durduktan sonra yüzünüzü soğuk su ile te izleyin. Cültleri yağlı olanlar olmak bun da fevkalâde bir t iyi cin labille; bir tarafı aiyah, öteki tarafı 'Yürü örten bir vünletle giyilir. Diyano eserleri. aşkanlırı İ s Lon: 'RRC Öpera örkesiram. BATI MÜZköl Hia: DANS MÜZEĞE n ee | EğedeN B ZORAİSNA | 38i TUREA VS Yt e| DGt Bön| B dik piyes ilâçlar cildi 'de besler. Dalma Ten ge sarısına iki | | üzerine boynunuza İşte, şartiyle demat nuşurlar. başlar, yoktur caksınız. sayından naklen İtalyan » Türk Bölisörleri arasındaki müsabak: Frogramın devamı) — 2800 An. Saat: KIB, 2900 Londra: Dinle- TÜRKÇE HABERLER: Ankara ve Tetanbul TÇEM VZZZ AX UÇAKLAR CER OTAN UÇAKLAR KLM Hollanda) —Tahra- hireye, P rğn — BİEY (Türk Ankara, A- a DAT ÇTürk) Ankaraya, M80 DELY. (Türk) temire 430 BEA Aüna Ro- Z KONYA TBandırmayan fiyatro kronikleri Ankarada “Antigone,, evlet Kgöne" temsili ile bir kader bir- Hi var sanki. Mektebin, hariç- 'te yabancı gözlere llk çıkardığı eser, Yunanlı Sofokles'in Sohra İstanbul nesinin tk temsili olarak yine Anti- göne'u gördü ve hayran kaldı. Anka- Tayı son ziyaretimde nasibimiz yin: Antigone imiş. Amma bu sefer genç bir Fransız yazarı olan Jean Annou dih'in (*) modernize edilmiş Antigone eseri. Bizde muharririn temsil edilen rosu, maddi ve manevi «neye mal o- Jursa olsun- bu eserin temsili ile hak- kını ödemiştir. Eseri sahneye koyan genç adamın ve mümessil sanatkâr- darın, ayrı ayrı halk. tabakaları ile seyrettiğim Üç gecede de e darını müşahede ettim. Küçük Tiyatro, dolüp taşt bütün mânasını Jean Annouilh, eserin baş İogosta) şunü söylüyor: günüz kızın adı Antigone. Sonuna kadar oynaması gerek” deko-| u ilâve ediyor: 'Rahattır, trajedya mindir. O) Kainler, amansız kötü kişiler, ezilen mazlumlar, öç alanlar, fedakârlar ve ümit pırıltıl güç olurdu. Trajedyada böyle imkân yok. Biri ölüyormuş, diğerini öldürü. yormuş ne çıkar bün bir rol dağıtımı meselesi “Dramda insan çırpınır durur. Çün- Kü her an kurtulmak Ümidi vardır Bu ise gefii, haris bir duygudur. Tre Jedyaya gelince; aalldir, kırallara gö- redir. Uzun sözün kır hiç bir iş yoktur onda." d göyle başladı Perde açıldığı zaman koro vazi- ni gören tek kişi ki, bunu rejisör yor ve halke oyunu takdim ediyor. “Şimdi burada Antigone'u seyre- deceksiniz. Oynıyacak olanlar bunlar, göne, bu, Kıralın karısı, dalma yün örer ve fakirlerin yün ihtiyacı hiç bitmez. Bu, kıral Kreon, gü soluk yüzlü genç, haberci; şu kenarda tu> Valet giymiş kız İsmene, kiz kar deşidir. Antigone'un; yanındaki , de- Jikanlı Halmon ile fiört yapıyorlar Halbuki Hatmon, Antigone'un nişan- hsıdır. Şunlar muhafızlardır. Kırmı- zi biber ve şarap kokarlar, dalma | iskambil oynarlar ve maaşlarını ko- yaşındaki Kıral Aktörler yavaş ler ve işıklar söner; bir şafak vaktidir. şimdi, ve Antigone #andaletlerini çı- karır Ve tekrar sahneye girer. Oyun Eskiden Rodos Adasında gu ge kanun tatbik edilirdi: — Kimseye öğüt vermeğe hakkınız Bir işi becerebilmesi için bi- risine öğüt verip de maddt yardımda | bulunmazsanız, Kirli bir cübbeden bu —MODERN ESAS ÜZERİNE YENİDEN BİNA EDİLEN BU ESER, MEMLEKETİMİZDE İLK DEFA TEMSİL EDİLDİ Yazan: ÇETİN KARAMANBEY Mevzü kısaca gudür: “Kiral Kree 'on, Antigone'un erkek kardeşi Poli- nikes'in ölüsünü vatan haini diye gömdürmez, Antigone —bunu gerefe #izlik ve dini inanışa aykırı sayar ve gider ölüyü örter. Muhafızlar onu ya. kalar ve Kreon'a getirirler. Kreon, kim emrime karşı gelirse öldürece. fim demiştir. Fakat Antigone'u kure tarmak için münakaşa eder. Antl. gone'un ölmesi lazımdır ve ölecektir. Kıral/ işinin bir meslek olduğunu, bunu geçim için yaptığını, bazan rallıktan bıktığını fakat halk deniler bu hayvanları idare için, bazı tedbire der almak Jâzimgeldiğini söyler. Fas kat Antigone ölecektir, ve Kreon mu. hafızlara emir verir. Antigone gör türülür. O esnada Halmon, gelir bas Tiyatrosunun — “Anti- 'Antigone”'u İdi. şehri, tatbikat sah: 'bu. Ankara Devlet Tiyat arciler, üzerinde dalma aynı tesiri bıraktık- | basına — yalvarır, — sevgilisinin va- yuna — gider Nihayet / Kora (Res disör) gelir, ve Kreon'a yalvarır. Nat — havasiyle Halk bu modern eserin anlıyarak seyretti. da- (Pro- “Şu gördü- Rolünü Kreon, der, gel affet, gu eser iyi bir gekilde bitsin, herkes memnun olsun; fakat Kreon affetmez. Çünkü trajed- 'yada ümlt, o pis ümlt yoktur ve bu. bir rol dağıtımı meselesidir.” Facla biter. Antigone ve Haimon ölürler. Kıral yine rolü icabı nazırlar meclisine gider, çünkü kırallık bir meslektir. Perde iner. ryahattır, ki, bu bir dram olsaydı, Eser, sahneye mükemmel konmuz. tur. Mahir Canova, modern tiyatro- yu çok iyi anlamış, genç fakat olgun bir sanatkâr. Koro için modern elbi- #esi ve yerinde müdahaleleriyle çok iyiydi. Refla Şenbay isimli bir sanatkâr Antigone'u oynuyor. Ankaralı. ı içinde ölüm ne kadar . Bu sadece trajedyadı ümide, o pis Ümide rastlanmıyor, o-| YAr. üimide, © pils Ümide TaüaüMIYOR e| K “onü' çok ” Seviyollar — va Ti DA Mt Dağ' gn Ja kalmaz, beynelmilel bir kadın ar- tistimiz var diye övünebiliriz. R. Şen- bay istikbalin en kuvvetli sahne yil- dızıdır. Hoş bu gün için de öyle ya. Kıral Kreonda Salm Alpağo: ikinci muhafızda Suat Taşer, Habercide Gürbüz Bora çok iyiydiler. Sütnine rolünün makyağı fena, “ak- ting” iyi idi. Meliha Gökçen, haliyle, sesiyle, ihtiyarlamıştı. yüzü ile de- gil. İsmene rolü nankör bir roldür. Yıldız Kenter, biraz daha ultra mo- dern gibiydi, fakat ümümiyetle mu- vaffak olmuştur. Haimon rolü için, Raldun Marbalı pek acemi gibi, acayip elbisesi ve bo- zuk oyunu ile rejisörü ve arkadaş- darını üzüyordu sanki, Diğer oyni- yanlar. beklenileni verdiler.“-Orhan Velinin bu tercümesi pek güzel ve fatlı bir dille yapılmıştır. Ankara Deviet Tiyatrosunu ve onun genç sa-. natkârlarını selâmlarken, tuttukları yolu birakmamalarını temenni ede- li , Birişilecek| miş. Sahnenin önüne geli- u karakürü kiz — Anti- Dekor bir Yunan trajed- | —— ——— yınin amfisidir. | — (*) Jenn Annoulik: Genç Frar harrirl, 1810 da Bördenx'da. içeri girere Yur. Ekerleri:. Hermin. Te vöyagenr. sans beknge, “Leocadin. €n sonuncusu Antizone (086) ve Rameo ££ Tennnette, Medde Ü6 Karısı t atro artstlerinden Monelie Valentine' Gülünç vakalar arasında olmayan, evsiz barkâz, yalın ayak gezen Diogenes'i zengin bir tüccar sarayına davet etmişti. Çok temiz giyinmiş bir uşak filo- zofu alıp saraya getirdi, fakat kapı dan içeri girer girmez Diogenes eti fına bakındı ve uşağın yüzüne tükür- dü. Sonra da dedi ki: — Kusüra bakma, Tükürmek için pis bir yer aradım, fakat ancak yü- zünü buldum. Öğüt ve ceza p şddetle cezalandırıla. En pis yer a elbisesi GELECEK OLAN EK$PRESLER| 648 Semplon (ÇAvrupa), 710 Doğu (Eks) &30 Ankara, Güke.) GİDECEK 'OLAN EKSPRESLER 1810 Ankara Ekapresi, 540 Güney A20 Semplon YAvrupa), VEZELEARE D saka: SA n Zanginliği e marüf bir Tlâya kirahı, Rabit © İza 'nehrinin bir kolu, p. Tramvay ©. Temiz, nezih, Gemal Atasoy, Yüksekkaldırım a. Limoner, İstiklil C. 6, Ginanlr, Akarsu G. 8i. ahti Necatibay C. 1i Ziya Boyer, Karaköy Mertebar NC b Şark Merkes, Osmanbey 90 Kurtuluğ. Kürtülüş C 281. Hasköy. Hasköy. Merkez, Kanımpasa, Şehzadebağı. " tazyik ölçünü. MA . Bayer, Karagümrük. T ai "tunan, telmete ekoller Uaküdar meybelindi | 38 Zeybek ağanı, H ada DÜNKÜ HECE BULMACANIN öretee €Z0 ÜzÜNME BAKA BAKA Tz XELt ankaya, Alkancak 1 Üserasa. Üveyana, Şit “Keşperal 4 “Mozambi a G Zamı Yeni, Eşretpaga, . Kanser, ”

Bu sayıdan diğer sayfalar: