31 Aralık 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4

31 Aralık 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Muskada yalnız Kelimci Şaha, et vandı. Bu sebehle Molla, tu- welete gittiği zaman boynundan | Te yatm maeskasım çıkarırdı. Molla hazındı. Çingene Ah - Çingene iri, kara gövdesini ve kasnaklarına bol, . Şaka değil Kisbet kas- yağlı olursa o kurtulunabilirdi. iki çift meydana <anlı ve - keyifli görünüyordu. Fakat Çingene Ahmedin suratı hem asık ve dacm de soluktu. Gidu. Çırpı- n üç kere ense) geliyordu. El ense bağlamaları tubaftı. Adetâ kapacak gi- yardu. Has manin ensi Ş, sol kolu- nu sallıyor başımı meydana ge - bakiyordu. Sanki oralar- a değilmiş gibi bir hali vardı. Fakat hasmının ensesine bağ- dadığı sağ eli satiki 'bir yere ©-| dektrik kablosu bağlammış gibi 3di. O, €! her seyi hissediyordu. ifkaydisin- Çolak, Moltanın en istifade ederek hasmının boşluğuna birdenbire daldı. 'Lâkin daha yerinden oyna - anadan, Çingenenin — birdenbire | şimşek süratile girdiği bir oldu. Sen misin dalan?. Sen misin Mollayı Tükayd gili gören.. Molla, Çingeneye zoğlu bir boyunduruk svazlaması çekti.. we, birdenihire silkerek boşalttı. Çingene mosmor elmuştu. İ- #i pehlivan tekrar ense enseye “geldiler. 3Molla yine sağ Güni hasmmın ensesinden bağlamış, sol elini sallayor. .basım da çevirmiş mey | idana bakıyordu. Hiç hasmmna Bakmıyordu. Yine Jâkayd gibi Fakat biraz evvel bu lâkaydi- boyunduruğa Ağmem ağa savaşıyordu. Nihayette bin müskülâtla ka- ine çullanarak toparla- di ve, sarmuladı. Seyirciler, merakla bakıyor - lardı. Mofanm S#armaya girdi-| ğini görracmişler Çingenenin altçılığı üstündü. Çok altçı bir pehlivandı. Üstün deki pehlivanı muhakkak hata-| 'da değildi. Sarma-. Oldu kaptı, hasnımı armadan sarmıya geç-| ti. Ve, Çingene alta düştü. —| Çingenenin ustalığı, Mollanın | mahareti birbirleriyle yarışa çık mışt. İki pehlisan sarmdana ya bir ç kere âolab gibi düler. Nihayet, Molla üstte k: di Molla, üstte kalmca künteye © attı. valandıracağı derhal Hasramı ha-| ırada Çingene, | Çolak, bu hal karşısında hiç telâşlanmadı. Hattâ, bir an için durarak hasmınm kaçışını sey-! retti. İki pehlivan tekrar ayakta ka | piştilar.. Güreş Mollanın hücu- miyle, Çingenenin müdafaasiyle | devam ediyordu. Çingene taraftarı Glan Drama Mlar kızayordu. Neüen Çingene kaçak ve müdafaada güreşiytır—; du? Neden korkuyordu?. | Dramalılar bağrısıyorlardı: — | — Ahmed, tut be!. | Hin tadımı tatmış olan Çingene alduğu yerde duruyordu. O, an- Temıştı Molha. lâkayd de - gildir. Orun bakmamasında | amünalar vardır. | Maila biraz sonra hasrmının kensesimi soldan bağladı. Şimdi de | YŞolak kolunu boşta sallyordu. Çok gecmedi. Birdenkire bir | hareket oldu. Çingenenin bir el ense iç turpanile burnunun üze- rine yere düştüğü görüldü. Moliz basını açık düştüğü Dercken bir el ense iç urpan a soldan vurup yine Çingene dizledi. Molla hasmını tartıyor.. ve | dağıtıyordu. Muhakkak oyuna »gineceküi. Koca Çingene, küçük Molla- asin el enseleriyle bir yandan bir “Mollanın bu, hareketleri bü - füm seyircileri heyecana getir - müişti. Çingene bir şey yapam- “yordu. Büzülmüş duruyordu. Küçük mollalar gülüsüp bağ- rışıyorlardı: — Bir tane daha!. İbtiyar Cazgır, hayretler için- de Çolak Mollayı takib ediyor- du, Çingeneyi yüzde, yüz yene- reğine kani idi. Hattâ, bir aralık Mollalara dö- merek: — Yüzde, yüz yenecek.. Dedi. Güreş başlıyalı dört dakika ol- amuştu. Birdenbire Mollanın çap- raza girib hasmını sürdüğü gö- rüldü. Çingene, ayakları yerden ke- silmiş uçuyordu. Hızla kazan di- bine doğru geliyorlardı. Yirmi beş, otuz adım sonra ka zan dibine geldiler, Çingene 60- Juyordu. Çaprazdan yakasımı kurtarmağa çalışıyordu. Mağlüp: olmamak için caprazı sıyırıb ye- Çok geçmedi. Mollanın el en- se, tırpan manevraları bile baş- :MİSAMÜNA | anemişti. DAYE CN İ 'Ordu. < t buldu. Tek çapra de Çir dtına ha- pada, mam böhçası gibi dev a 'nenin bu sefer alta dü likeli idi. Çünkü, Mollanı: ti bozuktu. Çingeneyi çabuk yenmek istediği anlaşılıyordu. hasmını altır meşhur Nitekim, Mollu alır k imar. derhal künteyi vermemek için gu;ı..uı İleri kaçtı. Kıçının üzerine oturdu, el söktü. Pakut, | hiç binisi para etmedi. Molle, mütemadiyen hasmını arıyor, boş bırakanıyordu. Aöc- ta hasmına bir sülük gibi yar mıştı. Nihayet Çingene Ahmed, şakk | Kküntesine oturdu. Tam bir şak küntesi idi. Mollanın çolak kulu çengellermişti. Küçük mollala € üne vurarak sırtüsti att. Çingene Ahmed, on dakikada yenilmişti. Her, Çolük adamı öy yordu ki, tam çivi yukarı, sı üstü... Miraz kabul etmiyordu. Çingenc, yes alktı. İki, pehlivan bağdaştı. k Ve, ayrıldı- | Mola, Çingenenin elini öpme- Seyirciler, ağelar büyük mollalar, hep birden mey- dana uğramıştılar.. —Mollayı o- muzlarına alarak çadırların türdüler.. Çingene, berbad olmustu.. gene taraftarı Dramalılar da in- kisara uğramıslardı. | En ziyade inkisara uğ'ıyan, davuülcu ve, zurnacı çingeneler- di. | BDramalılar, Çolak Mollanın ge refine ziyafetler tertib ettiler. (One-çol—pazadapılardılar.. — — İşte, Çolak Mollanın ilk mey dan güresi böyle neticelenm tir... Fakat, bu bir kaza gü Buraya değerli pelivanlar ge- (ÇArkası var) Beşiktaş lig şampiyonasında rakibsiz l İkinci devre lig madlarının ikinci haftasında czeli Trakibi Galatasarayı güzel bir oyunla mağlüb eden Fenerbahçe ligdeki vaziyeti takviye etmiş ve İs - tanbul sampiyonluğu yolunda Beşiktaşa yegüne Takib olarak| kalmıştı. Fenerbahçenin Gahtzsanvaw galibiyeti lig maçlarının ilk haf- tasına tesadüf edip te şiddetli yağmurlar dolayı: hususiyetlendirmişti. Siyah - Beyazlıların herhangi | bir takıma takılmasile liglerin sonunda yapılacak — Besiktaş - Fener maçı neticesinde İstanbul lig şampiyonunun tayini icab edecekti. “Geçen hafta on kişilik Sarı - Siyah takım çok enerjik bir ©- yün çıkararak Fenerbahçenin | Mmeşhur futbol takımını — mağ- lüb etti. Ve bu galibiyeti il Sarı - Lâciverdlilere en bi darbeyi vurdu. Enerjisi ile meş. hur zaman Zzaman sürprizler yaratan Beykoz takımının bn, galihiyet hakkı idi. Kuvvetli ra-| kibleri karşısında on kişi ile| mükemmel bir oyun çıkartan Beykoz takımında kaleci Küm-| ran © mevkiinin ehli olarak ge- çinen birçok birinci sınıf kale- cilerden iyi idi. Uzun futbol yatana borçlu olduğu tecrübesile | Beykoz kalesinde çok güzel ye: tutarak Sarı - Lâciverd forvetin gol olabi'ecek bir çok şütlerini nadir tesadüf edilen bir soğuk | kanlılıkla topladı. Tahadır. ise uzun yuruşları, arak kaldı yerinde çıkışları, ve top ke: yak .aıruı)enmn başlıca dnili oldu. Sürpriderile temlan enei N Eeyisaz iakamı Jigdeki vaziyetini İstankulun €en kuvvetli takam -| Tarından birini yenerek takviye | etti. Federbühçenin bu mıgımmm» beynelmile! kaymetler taşıyıııı birçok oyuncularını bir köşeye bırakarak bu-scne lig maçlarına yepyeni ve genç bir. İradro ile| giren Beşiktaşlıları lig şampi- yonası yolunda rakibsiz bıraktı. Şimdiye kader yaptıkları bü- | tün maçların hepsinde ınıubıı-ı rine üstün oyunlar çıkararak hiç yenilmiyen ve berabere bile| kalmayan Siyah - Beyazlılar bu- | gönkü mevkilerine lâyık olduk-| larını geçen hafta Galatasaraya | gıkardıkları üstün oyunla da is-| t etmişlerdir. Futbolcü kabiliyeti - taşıyan gençlerin bir araya gelmesile bugün yenilmez bir kuvvet olan Besiktaş takımının lig sampi - yonası yolundaki kuvvetli vazi-| yetini ancak Fener-Beykoz maçı| gibi sürprizler sarsacaktır. — | Davet | Galata nahiyesin-| ç. K den 4/4/941 Cumartesi günü sa- at 14.30 Galata Karaköy Kredi-| liyone han NO:1 deki salonu- muzdâ yıllık kongremiz yapıla- cağından mezkür gün ve saatte mühterem halkımızın teşrifler- Baygılaranızla rica ederiz. ini | rele | hastahanesi ve büyük bir bu,; | günkü manzarasile Erzincan | mamuresi olmak Üüzere jik te- | melleri atılmıştır. 1 L TİYATROLAR —f UA'EM'JTAM SABAHA 1e evvelki ketimiz ma SAAf 1 İnlde sene bugün  ) bedbaht memleke idi. Çünkü birkaç gün ve civarmdaki a kaybettiğim bini geçtiğini ö maştık ve geçen | n, harb içinde olan bir incan inden, geçen sene biz. matemle r eğlenceyi terk hattâ umumi eğlence yer- inin topladıkları paraları fe- delere hasrettik. Bu te- rrü gün geçtikçe büyüdü, bir sel gibi akı başladı. Dıg memleketlel dostlarımızın da yardımile fi etzedeler için toplanan al, - milyonları aş- Bu pora ve hükümetii mı, şu bir sene içinde cana ne kazandırmıştır? birkac ay evveline gelinceye ka- dar Erzincan şehrinde çadır, felâketten kurtığanların belli başlı meskeni idi. Hükümet dai- , acele yapılmış barakalar- da işliyordu. Fakat birkac ay| evvel yaklaşan kışı böyle ge mek imkânı olmadığı görülmüş, | yeni Erzincan şehri iki bulvar| üzerine kurulmaya başlamıştır. | Bu yollardan birinde koca bir| hastahane, diğerinde evler, a- partmanlar dmiştir. Beş dershaneli İnönü okulu, yüz| yataklı hastahane, Kızılay oku- İu ve spor sahası, okulların muallimlerine mahsus evler, po-| lis, belediye binaları. Alelâcele yapılmış olap alışab birçok hükümet daireleri henüz tek katlıdır. Yalmız bu binalar, beyaza boyanarak manzaraları inlikten kurtarılmıştır. İstasyondan sanra bir Kızılay ) day payarı vardır. Hülâsa bu-| harab, yıkılr, Gökük, boynu bü- kük ve hazin halinden kurtul muş, Cümhuriyetin yeni - bir| Behcet Safa Şehir tiyatrosu temsilleri Tepebası Dram Ka B/12/3040 Sa PAŞA umv ıs.r,ı.l Temsil edilecektir. BUGÜN MELEK £ Sinemasında İ ANNİE DUCAUK ANDRE — LUGUET ERİC VON STROHKEİM FIRTINA Filminde Geceler için yerlerinizi evvet- den aldırınız. Tek G0EGE Taniamen yeni bir. hüle Ş AA R K Cski Ekter) SiNeması Gürülmemiş ve birinci Vizyon Glmler, Bu akşam söz #ebakâr yalüız POLA Fronsiz edebiyatıhın şahenori GT r bobstil aşkın meveudiyoti icin iki tane bobr âsıkın vü- cüdüne . Bunlar- il erkeklere kek - dişilere istemediğ dar rastlıyoruz. Bir de bunların| rakibler bobstil kızlar var- | dür ki, onlara rastlamak oldukça müşk âdirin kiymeli; bi| hadır.,, düsturuna inan- rı için erkek 5İ sokakları kurbağa — yağmuruna | dündürmemişlerdir. * Onla yani kız bobsitillere za man zaman salonlarda, sinema- larda rastlarsınız.. Bazan da u- Taurai caâdelerde ve çaraurlu ke- nar sokaklarda.. Er kardeşlerininki gibi bel torba caketleri vardır. Etekleri çeriye kıvrık olduğu için buna mantonun kısıyı,, da diyebi riz. Ayakları, yâni ayakkabıları doğrusu ömür şeyler.. Kimisinin- ki Bâbilim asma bahçeleri gibi.. kat yüksekliklerde.. bazısı * da birden alçalmış, düzleşmiş ve kabalaşmış.. ubkı ninclerinin ha- mur teknesi gil Çoraplar: Görünüşte pek fev- kalââelik yok.. Pakat harama bakmak itiyadında iseniz çoktan görmüssünüzdür Torba caketlerinin etek kuv - rımlariyle, çoraplarının — uçları dudak dudağadır. Yâni dudakla- rı gibi bacaklarının dört parmak mikâarı meydandadır, âşikâre- dir. Seyircilerine uryan bu bacak sahiblerinin gözlerden nihan sa- dece bir kalbleri vardır. O kalblere erkek gibi sokulmak istiyenler redde uğrarlar. Oniara yaklaşmanın, onlarca takdir edilmenin bir tek yolu, bir tek çaresi vardır: Bobstil olmak, boyun eğmek. Bokstil ask! Y Kud BiT Temta bekstil aşka ceşid ceşid ya- *abkı bir meve zu &trafında dönen bir kaç per- deli piyes gibi... SARNE: 1 Tenhalarda âşılane bir gesinti Akşam çoktan geçmiş, gece müklariyle beraber her tara- gökmüştü. Hava soğuk ve ak ka- yanlık ve tenha. Zaten bir tarafı rları, ğ Yâni ları bir yol. ki iusan benzeri g- Badece elleri b diyor. yakın.. Vücudleri yekdi; faşist partisi ( dar açık. Her ilivi de erkek caklar; dedir, onların âşık ile| müşuk olacaklarım tüç <iklnta | getiremedim. Yol bitmi: Vanbas Kıyafetleri birtüsne benziyen bu an benzeci haş parmakla- | gakadet parmaklarım bir- | stirmişler ve bir zincir Imlk.ı;ı lı'nlı len vaygeçmişleri Mahsus atessiz bir temas... Aşk | sahnelerinde rastlanmıyan so - ğuk bir temas.. Bu temas da çözüldü; dular, Yürüyüşlerinden bildim, erkek bobstil çıkmış körmür develeri ifrağ edilmiş «elan göstermek we at 9 da NAGRİ'nin yarattığı GUSTAVE B FLAUBERT'in romanı B İ avar% ; ob-s | bir incelik olacak ki, diğer bü- Yurdda Sabah BARTUA Yazan ' REŞAD İLERİ gin ve yargun yerlerde sürlk niyor, Göği bobatil aksine - min edilmemiş vadınlara msı dimdik bür yürüyüsl kızgım İnz- | gin uzaklaşıyordu BAHNE: 2 'Tramvay enddesinde âşikane bi | mülâkat | Kız mektebden çıkmış geliyor- | du. Erkek ise bermutad mekteb- | den kaçmaş, sevgilisini; bobstl kahvesinde bekliyordu. Hemen! yüni ağır ağır doğruldu. Evveli kamburamı ayarladı. Sonra ©-| Tmuzlarma zarif bir cöküntü ver- di. Kolları zelzeleye tutulmuş bu Japon şehri gibi yalpalandı ve sevgilisine gitaban oldu. Karşı- laştılar. Marıldandılar, bir şey- ler söyleğiler. Krsıkları ile ne karıştarıb yediklerinin pek o ka-| dar farkımda olamadım. | Erkek, alacaklı karşısında' mazlümelaşan bir bordluyu andı- | rıyordu. Nasreddin Hocanın e- | geği gili düşünceli; gözleri ye- re inikti. Bobetil kız isc, bobstil erke-| ğinin kargısında — vecde gelmis| bir pervane gibi raksediyordu..| Garib bör raks: Kitle busmaş la- vuklar gibi durmadan sıçrıyor, | zaplıyordu; kapır kıpır açılıb ka- panan #adakları bir şeyler mı-| Tıldamyardu: | Aslımastarını kaybetmiş kötü | bir caz parçası Ermeni genç-| lerinin kendi givelerine benzete-| rek çalıb söyledilderi ve bütün| bobstillere öğrettikleri parçalar-| dar. bir tamesi | İlk öefa olarak karga sesinin | hasretimi duydum. l Bilmiyaram kaç saat o vaz yette kakdılar. Ben iki saat bek-| lemiş ve beklemekten usanmış-| tım. Erkek hâlâ daha mezar ba- | 1940 ——— HAYATTAN KOMEDİil! M,B âilaşklay tün bobetiller kahvenin camları- na gekere üşüşen sinckler gibi apaşmışlar.. Takdir ile bu &- gık ile mâşukayı seyrediyorlar şka aid bilgilerini! pişiriyor- SON SAHNE Salonda bir macerai aşk Kendi aralarında toplanmış- lardı. Kız tam mânasiyle bir bobstildi. Ayağına pantalonu da Eecirmiş hiç bir eksiği kalmamış | ©L Seviyordu.. Sevgilisi bobstilin taza benzeri olmalı idi ki ona sevgisinin dereceini gösterebik sin.. , Çeşid çeşid, türlü türlü dans havalarına ayak uydurdular, bet büktüler, omuz kıvırdilar ve kı- rıttılar ve nihayet bir valsi de beraber oynamağa başladılar. Oynadılar, döndüler, dolaştılar, tekrar döndüler ve durmadan döndüler. Nihayet başları döndü, gözleri döndü; vücutlariyle be- raber hep birlikte yere doğru döndüler ve yuvarlandılar. Ba- lmaşlardı. Saçları mısır püskü- inden iki kart hanım efendi - yâni henüz kırkları içinde - anı olduklarını çarnacar kabul etti- ler. Yerlere gerilen iki vücude doğru köştülar. Ağlıyarak yav- rucuklariyle sarmaş dolaş oldu- lar: — Ah benim biricik kızım! Pervaneler gibi dönerdin de bir şeycikler olmazdın, nazar mı değdi? Yoksa.. — Ah yavrum! Maşallah as- , lanir gibiydi. Hiç o danstan yı- lacak, danstan yıkılacak bir er- kek mi idi? Dans aslanları nihayet eter kolonya, falan falanla ayıldılar. Fakat bu sefer analar - bayıldı- lar. Nasal bayılmasınlar ki? Kızım,, diye sızlanan ananın Zöğsünde nazar değmesim aslan şindala dmam gobi —dureun ve' delikanlı, “aslanım,, diye inliyen gözleri toprakta, kız hâlâ Gaha | tımarhamedeki zır deli gibi hop- Pa ve bavada idi. Her halde bu açk sahnesinde | basit insanların anlamıyacakiarı ananm göğsünde de bobstil kız yatıyordu. Evlâtlarının kıyafet- leri analarını, erkeği kadın zan- nettirecek kadar şaşırtmıştı. Al- lah şaşırtmasın.. Reşad İleri İskenderun iktısaden parlak bir istikbale namzeddir 7 - S bin sen zamanında da| çar bür Türk Hman ve iske- | lesi idi. Orta çağlardı Iu tesmüye edilen b ev-i devrinde de cenubi Aıı.—"ou ile Suriy . ve Irakın yegâne mühim lesi bulunmak- bu ;ıımx ea gördüğü büyük hizmete raşaner | kenderim lâyık olduğu de karşdanmamış, ne - kadar | müsaid oldağu halde imar ve in we bir kesım cenup vilâyetleri- | nin en yakın ve bu itibarla da| * en istifadeli bir ıskelesı olmakla i Izak sit merkezi vazifesini görebilir. * Bundan öe mıntakanın görece- ği foyda ve istifadelerin Çok bü- yük olacağımda asla Şifphe yok-| tur. şekil- * )| nacaktır. Kayıtlı talci kısa bir zamanda ikmaline çan: sşılacaktır. Körfezde mevcut iyi cins balık | tardan istifade için bir balık kon- | sevrve fabrikasının kurulması da | mutasavverdir. İnkenderun - Ga zianteb arasında inşası düşünü- | Jen asfalt yol, şüphesiz ki, ikti- sadi inkişafi çabuklaştıracaktır. İskenderunu Hatayın — muhtelif kasabalarına bağlıyan — şosalar | asfalttır. Bu sayede Hatay dahi- linde büyük bir nakliyat kolay- | hiğr da mevcud bulunmaktadır. İskenderun, imar bakımından âa Hatayın en mamur bir $ehri- Gağn:guleaibIl Vei gol i ve bir c n metli eserler vücude getirilmiş- tir. Nebir ve kasabalerimizi urc- rana kavuşturmayı ön plânda İskende - Halkevleri Korfereans Bminönü Helkerladen. 2/1 1941 perşembe günü saat 18 de Evimizin Cağaloğlundaki salonunda Üniversite Tıb Fa- kültesi Profesörlerinden Sadi Armak tarafından (Milletler ara. sında üstünlük davası) mevzulu bir konferans verilecektir. Da- vetiye yoktur. Almanca kursları Eminönü Helkerinden. Almaaca küpsü 2/1/943 perşembe günü saat 1 de başla- enin o gün ve saatte dershanede hazır | bulunmaları ilân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: