9 Şubat 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

9 Şubat 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ Markos Yugoslavya) a iltica etti —| Atina: 8 (a.a) — «Byum» Yu nan çetecileri elebaşısı Markos sou günlerde vazifelerinden u - zaklaştırılmış olan çetecilerden bir kaçı ile birlikte Yugoslav - yü'ya iltica etmiştir. Londra'nın inanılır kaynak - imından alınan haherlere güre, Markos halen Belgrad,da bu- lunmaktadır. Hacı Bayram Veli'ye hakaret, dâvası bldğağale | Dâvacı Reşad - Bayramoı nun Hacı Bayram Veli ile alâkası wok mu? | Ankara, 8 (Hususi) — Be şinci aeliye ceza yargıcı R. Bay-| ramoğlu tarafından ecdadı Hacı | Bayzam. Veliye neşren hakaret ettiği iddiasiyle Osman Güçlü aleyhine açılan davaya birinci esliye cezada devam edildi. Du ma açılınca yargıç Osman uk, bilir kişi tayin edilen leri başkanı —Hamdi in cevabımı okuttu. Bu cevapta broşürler tahlil edil mekte ve Hacı Bayram vakfi: inde ahfadın kim — olduğunun tasrih edilmediği kayıt olunmak tadır. Bunun üzerine dâvah Re- sat Bayramoğlunun - brogürde &d geçen Hacı Bayram Veli ile bir alâkası ve binaenaleyh söz sabibi olmadığı için davasının redini istedi. Savcı yardımcısı Hayri Mümevoğlu da bu cihi tin tesbiti rW'talâasında bulun- du. Neticede duruşma cevan ve milstenidatın tetkiki için 10/2/ 949 nerembe gününe bırakıldı. durduruldu | Ankara: 8 (a.a.) — Ekono- mi ve Ticaret Bakanlığından bil dirilmiştir: 1 — İç piyasa fiyatlarında | yükseliş görüldüğünden 8 Şubat 1949 tarihinden itibaren zeytin- yağı ihracatı durdurulmuştur. — Yürürlükte olan muarr leler için 2 Ağustos 1948 tarih ve 239 sayılı sirkülerin 13 üncü maddesi hükümleri mahfuzdur Tütün ikramiyeleri tihiyor FATİH ASKERLİK ŞUBESİNDEN | raslülü karllikim #ubay, er Ve şehit yetimlerine 948 | yılı tütün ikramiyesi aşağıda ya| rde öğleden sonra As - cak komisyon tarafından verile -| plana - cdecekler Kar ve fırtına Bolu'da kar 90 Evvelki gece fasıla ile yağan kar dün dinmiş, fakat sokaklar tamamile karla kaplı olduğun- dan münakale güçlüğü devam etmiştir. Belediye temizlik ekip leri ana caddeleri temizlemekte devam etmişlerdir. Karadenizdeki fırtına devam ettiğinden Büyükderede — bekle- Benzine zam BR ai çi Beher litreden 11 kuruş vergi alınacak Ankara, 8 (Hususi) — Büdce komisyonu bugün benzinin litre nden on bir kuruş vergi alın- masına dair olan kanun tasarı- sını müzakere ve kabul etmiş- tir. Müzakereler sırasında Ah- eet Oğuz, yol vergisi ile a sı olmıyan bu tasarıya benzin tiblâ vergisine ek tasarısı denmesini teklif ve yol ver ver- gisinin eskisi gibi kalmasını teakid etmiştir. Bolu-Adapazarı yolu kapandi Adapazarı 8 (Hususi Yolların karla kapanması neti- cesinde Bölu - Adapazarı yolu 5 gündür kapalı vaziyettedir. 6 gündür yağmakta olan kar, bu- gün durmuştur. leri Bakanının rahatsızlığı devam ediyor Ankara, 8 (Hususi) — İşiş- leri Bakanı Emin Erişirgil, bir kaç gündenberi rahatsız bulun- ması dolayısiyle vazifesi başına gelememektedi: Bakanın hastalığınır. mühim olmadığı, alğığlığından ileri geldiği haber alırmıştır. soğuk Kravçenko, mahkemeda Rus şahidlerle atışıyor (Baş tarafi 1 incide) Şahidin verdiği izahatın bü- yük bir kısmı Kravçenkonun Ruzyadaki hattı harek teknik tafsilâta — mütealliktir. Kravçenkonun hayatını çok esef verici olarak vasıflandırmıştır. Bugün son derece negeli olan Kravçenko, şahid izahat verii ken kahkahalarla gülüyordu. ne ve Bugünkü celse sırasında Krav çenko Stalinden de diyor. Kolibanof, cevaben - <Çok rica ederim, sevgili şefrimden bah meyin» buna Kravçenko şu ce- ceklerdir. A) Subay Hleri, muayene ra orları, ikra - adet e erlerin resmi se -| miye cüzdanları, 4 kalık fotoğratlar, vesi - B) $ nüfus hit yetimleri: İkramiye ve | Üzdantarı 4 adet vesikalık | 1otoğrafları, € C) Gününü, yenleri müracaat etmi -| n ikramiyeleri tevzlat so na kalır. (Malül subaylara) 14/Şubat/949 Pazartesi 16/Şubat/913 Çarçamba 18/Şubat/949 Cuma (Malâl Erlero) 22/Şubat/949 Sal; 24/Şubat/949 Perşembo 28/Şubat/949 Pazartesi Mart/049 Çarşamba 4/Mart/949 Cuma 8/MAFÜ/049 Sal Yetimle 10/Mart/949 Perşembe 2M4/Mart/940 Pazartesi 16/Mart/949 Çarşamba 18/Mart/949 Cuma 22/Mart/940 Salı ZA/Mart/949 Perşembe 28/Mart/049 Pazartesi Mart/D42 Çarşamba 4/Nisan/949 Pazartesi 6/Nisan/949 Ça 8/Nisan/919 Cuma E 17/Nisan/O40 Salı 14/Nisan/049. Pergembe an/919 Pazartesl | Vali, Kırdar bugün | geliyor (Baş tarofı 1 incide) mek & Ankaraya — geldirm. Bu arada İstanbulun 500 ünct Fatih yıldönümü — münarebetile l ören için Milli Eği n Bakanı Tahsin c Yine buradaki temaslarım ev. rasında İstanbulun mesken dar. Jğı işi ve bilhasra dar gelirliler çin mesken temini konusu üz. r işleri Bakanı Emin E-| rigirgil'e görüş ve dileklerimizi | rmek fırsatını buldum.> V vabı vermiştir: Bahsedebilirim. Umurumda bile değil. Bu dakikayı bütün hayatımca bekledim. İki yıllık mahkümiyet mesele sine temas eden Kravçenko, şim di şahidlik eden Kolibanof tara fından yapılan bir ihbar üzeri- ne mahküm olduğunu kendisi- nin dinlenmeden mahküm edil- diğini, fakat daha sonra kara- rın bozularak itibarmın iade e- dildiğini söylüyor. Bu izahatın yanı sıra Kravçenko ile şahid arasında bir münakaşa başlı- yor. Kravçenko şunları söylü - yor. «Eğer burada şahid olarak bulunmasaydınız kafanızı kopa rırdım.» gahid gu cevabı vori- yor: eBen de gözlerinizi oya dim, Başkan — müdahale - ediyor «Eğer görülecek bir hesabları varsa sonraya bıraksınlar. Bu rada adaletin huzurunda bulu- nuyoruz. Kravçenko biraz agırı konuş tuğu için mahkemeden özür di- liy liyor ki: Bütün Kali- anlarını düşünü ınız, banofların kurt yorum, Avükat İzard Sovyet kanunu abını elinde sallıyarak « dafaadaki Rus şahidler hürriye ti seçtikleri takdirde aileleri, medeni haklardan mahrum edi leceklerini ve beg sene müddet- le siryaya sürüleceklerini sö; lüyor» demiştir. yağlndan sonra Seralon Vassi- lenko gahid mevkiline geliyor. Kendisi Mo K, 'kovada boru imalâ- ti genel direktörüdür. evvelki ifadelere uygundur. da Kravçenkonun menleğinden bahsediyor: Kravçenkonun mah kümiyet işini anlat Sözleri | o hid sözlerine son ver devam ediyor Limanda bulunan gemiler dün | de Karadenize açılamadılar buldu mekte olan Emel, Suad, Hacı Eşref, Hatay ve Yelkenci şilep leri ile bir çok motör sefere çı- santimi kamamıştır. | Diğer taraftan dün Akdeniz seferinden — dönmesi / beklenen Kadeş de gelememiştir. Boluda Bolu: 8 (Hususi) — Şehrimiz de dört beş gündenberi fasılasız olarak yağan kar her tarafı ka- patmıştır. Karın irtiar 70, civar bölgelerde 80 - 90 santimi bul- muştur, Şehri bir yandan Anka diğer yandan İstanbula ağlıyan yol üç gündür kapalı dır, posta işlememektedir. Kar ağmakta devam ediyor. Puzar günü Adapazarına —müte kan posta şehrin bir mesafesinde bir devrilmiştir. posta otobü inde yol- virağı Yolcu ile dolu olan devril ne culardan bir kaç k ralanmıştır. | Ayni gün Çaydur köyünı dönmekte olan başka bir ot: Eşref Çavu şadında bir şah çiğniyerek öldürmüş, üç yolcuya da çarpmak suretile hafif suret te yaralamıştır. Sutistimallerle mücadele (Baş tarafı 1 incide) olduğu rapor üzerindeki görüş- melere geçildi. Söz alan — Said Köksal, raporun bazı kısımları- nın matbuata yanlış aksettiril- diğini, raporda ihtisas mahkeme lerinin kurulmasını da derpiş den bir cihet bulunmadığını, bu nun 944 senesinde teşekkül e- den komisyon raporunda me' zuubahis edildiğini açıkladı. Tahsin Tüzün, hazırlanan ra porun bütün memurları bir it- ham ve zan altında bırakmak gi bi bir tesir yarattığına ve bu- nun hatâlı olduğuna işaretle 1939 dan itibaren bütün memur lardan mal beyannamesi isten- mesinin sakat bir usul olacağı kanaatinde bulunduğunu beyan etti. Daha sonra kürsüye gelen Sa hir Kurutluoğlu bütün memle- Ket efkârının Üzerinde Ha: yetle durduğu bu mes'ele ctra fında geniş izahatta bulundu. Memuru, (Halk içinde halk için çalışan yerli bir zümredir) diye tarif eden hatib, bu zümrenin namuslu ve şerefli kimseler ol- ması lâzım geldiğini belirttikten onra şöyle devam etti — Fakat, bunlar içinde bazı- larının her hangi bir sebeb ve tesir neticesinde delâlete sap- maları da gayri mümkün değil. dir. Asla bütün kitleye teşmil edilmemekle beraber dalâlete dü şenler olduğu da bir realitedir. Hatib, raporda bahis konusu olan bir teftiş ve mürakabe or ganınım Bakanlıklardan müsta- kil olarak Başbakanlığa “bağl ması üzerinde durarak bunu Anayasaya uygun düşeceğini if de ve esas dâvanın teftiş ve mü rakabe sisteminin bugünkü ihti yaçlara göre ayarlanması, tef- | ti ve müfettiş statüsünün muâ- | sır telâkkilerle âhenkli olarak | işletilmesi olduğu, yalnız pren- siplerle dâvaların halledilemi; ceğini ve prensiplerin değenere | edilmemesi gerektiğini söyledi. | Kurutluoğlu, başkanlığa bir de önerge vererek - hükümetin grup toplantılarında görüşmel Tİ müteakib ileri sürülecek mü- taleaları dikkate alarak 3 ay zarfında bunların hangilerinin Kanunlaşması lüzım — geldiğini, hangilerinin kanuşlaşmaması lâ zam - geldiğini, Jâzımgelenlerin tasarılarının sunulmasını, lâzun Içkili yer sahipleri | (Baş tarafı 1 incide) miyen ve zabıtaya en çok yar- dımda bulunan bir zümreyi teş: kil ediyoruz. Asayişi bozgnlar mahdud müşterilerdir. dedi. Bundan sonra İbrahim Özgür ve Ritz barı sahibi Adil söz al- mışlar, İçişleri Bakanlığının tah ditten kastettiği gayenin yanlığ tefsir edilmekte olduğunu, tal dit komisyonuna cemiyetlerin. den bir ehlivukuf İstenm ğini ileri sürmüşler ve Ankaraya bir heyetin gönderilmesinde 1sr. etmişlerdir. | Bu teklif kabul edilmiş, la. maijl Hakkı Alptekin, İzzet Tok- er, Hasan Zerman, İbrahim Öz Für Ve avukat Emin Köksaldan | Ürekkep heyetin Ankaraya git me arar verilmiştir. Hçeyı tin olarak - hazır ine 'ol masrafı dört bin lira bulunan âzala Kravçe konun bir asker kacağı ve bir vatan haini olduğunu söy | lemiştir, | Bundan sonra celse tatil edil| Bundan sonr | lerko gel m| dar para tahsis etmişlerdir. Bundan sonra yeni idare he- çimi yapılmış, Hakkı Ak | türk, İzzet Toker, Hacı Hamdi Hasan Zerman, Kemal Edip, A a c nİİSAYe beveklii serilmişlerdir Hâkimler kanununda Yapılacak tadilat Teminatsız hâkimlerin ayinlerini Bakanlık yapacak Ankara, 8 (Hususi) — Hâ- kimler kanununun bazı madde- letinin değiştirilmesi hakkında kı kanun tasarısı yarın Meclis dalet komisyonunda görüşülme ğe başlanacaktır. Bu - tasarının ina göre yargıç adayla- rı ihtiyaç oldukça tayin oluna- ceklar ve ihtiyaçtan fazla aday bulunduğu — takdirde — tâyinde diploma derecesi, derecede eşit- lik halinde önce müracaat zarı itibare alınacaktır. Aday- ların stajları bittikten gonra &: ka- sıl göreve tayin edilinceye dar icra memurluğu gıclığı ve C. Savcı y | yapabileceklerdir. -Devece yük-| se'n ehliyet aranacı k kabul edilmiştir ka: de olara Yargıçlık teminatını mis olanların yer de rinin inzibat meclisi kı teminatsız yargıçların dı doğruya Adalet Bakanlığınca nakillerinin yapılması uygun gö gelmiyenler varsa onların sebeb lerinin bildirilmesini teklif etti. Müteakiben Feridun Fikri söz alarak teftiş cihazının Bakanlık lar uhdesine alınmasının doğru olmıyacağını, rüşi ve mürtegiye Ayni ceza verilmesinin fena bir takım iftiralara yol açması teh- likesi olduğunu, bütün memurla rın mal beyanına dâvet edilme- lerinin memlekette lüzumsuz ve sebebsiz bir terrör havasının esmesine sebeb olacağını, rapor da suçluların sevki hususunda i- leri sürdüğü mütaleaların yerin de olmadığını belirtti. Daha sonra Lâtife Çeyrekba- sı, Kâmil Coşkungil, Niyazi Ak sun, Tezer Taşkıran konuştu. Grupta ekseriyet kalmadığı i- çin perşembe günü yeniden gö Tüşmek üzere oturuma saat 19 da son verildi, Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Heyeti gitti (Baş tardıt 1 wcsüit) Şunu söylemek Coğru olur Ki yirmi beş sene içinde bu sahada çok iyi çal Yalnız m; bilgi dağıtma / servislerinin - kurulmi çok Jâzımdır. Türiye ziral istihsali arttırmak la yeln i refahini arttırarak € ayni #amanda ihracatı ile dünya refahına da yardım etmiş olace gtir Bu erada şenu da tebarüz etti- mesiyim ki Türkiyede — münakale işleriyle, Zaral savayı işlerinin dü zelülmesi — mühim dâvalardan bi Türkiyenin bu hususta ha sırladığı plânların tatbik edilmesi işin (FLA,O.) te kân ve vasıiı ilâtı bütün im- arının memleketi - zin emrine verecektir, Türkiyede geliştirilmesi — lâzım gelen en mühim istihsal mevzuu hiç şiphesiz buğday ve hububat- tır. Çünkü Avrupa memleketleri bu maddeleri deniz aşırı memle- Ketlerden — büyük külfetler muka bilinde getirmektedir. Bu mem - leketler Türkiyeden dalma mal al mağa hazırdırlar, çünkü bu ken - ileri için mühim bir. kolgyliktıri, Avrua memleketelerinin « seri - & ile memleketiniz arasında ti * caret ve tediye anlapmaları var-, dır. Bu anlaşmalardan istifade e- dilebilir, Balıkçılık sanayiinin inkişafı 1- çin Türkiye çok müsait bir dir. Şimdiy besi için fazla bir gey yapılmamış tır, Maamatih Ankarada bu mes'- ele için hazırlıklar yapıldığını mü şahede ettin saha kadar bu sanayi gu Ormancılığa gelince, Orman ko. ruma dâvasında kanaatimce halk- la tarım — bakanlığının işbir - ği yapması gerermektidir. Bi hassa keçi tahribatındat orman- ları kurzarmak karttır. Burada gördüğümüz viziyet ke çilerin ormaalarınızı talrip etti- idir. Keçi fle orman & retimi birlikte yürüyenez. Bu 1 tibarla Türkiyede keçi yetiştiren mıntakaları € ürete tah n iretini; Bu arada gıda maddleri mev- Zuuna tema; M. eden Üyeleden Frounsgas şöyle demişir. — Türkiyede gıda nevzuu ile meşgul olunmamakla braber bu ÇŞi Kasap süngeri lâzım... er halde Falih Rifki Atay vinl Karagözol'la «Hürri yeti seçen» Kravçenkonun ifşaatı- na imrenmiş olacak ki; o da başla- dı, hom de Atatürk devrine ald. 'Nerde biliyor musunuz? Bu sefer arka kapısından kaçamak makale- der yazdığı cUlus» da, Diyor ki: «Bayur'a göre Atatürk sağ iken halk sikinti çekmezmiş, her İş İyi gidermiş, bilihassa hiç kimse nüfuz kullanarak zengin olmazmış.» Falih, Hikmot Bayurun bu Iddi- asına İnanmıyor, bir. türlü İnana- miyor ve daha sarih bir cevab bek- tiyor : «Kendisinden, benimle şaka ot- moğe niyeti olup olmadığını sormak rim. Falih, ifşa ediyör; nüfuz kulla narak zengin - olanlar hayli çok- muş, hattâ - bunlardan birisine İş Bankas: bir günde tam bir milyon 20 bin lira komisyon havalesi öde- miş.n. Vay anam, vay! Bu n âtılat, bu ne cömertlik... Dünyanın en zengin adamı olduğu rivayet edilen Sabâ Metikosi Belkisin - sevgilisi Süley- man bile hiç bir kuluna, fatlâ biz- zat sevgilisi Belkısa bile böyle bir in'am vo ihsanda bulunmamıştır. Falih, —İsim vermeden— o de: virde nüfuz kullanarak zenginieşen derin çok olduğunu İddla - etmesite Ankaranın Yenişehirine, — İstanbu- Jun şurasına burasına ev apartınan diken bir çok ricali zan altında biraktığının farkında midir? Şimdi içimizde bir şübhe, kimi — görsek: «Acaba bu da mı onlardan, nüfuz kullananlardan mı idi?» diyoruz. Hattâ kendisini gördüğümüz, ya- zılarını okuduğumuz, — Caddebosta- nındaki villasını hatızladığımız za- man bilet Ertuğrul ŞEVKET Milletin istikbali ve idare (Başmakaleden devam) de bir tasallut âleti ve vasıtası kılınmaması elzemdir. Bir me- murun bir parti nezdindeki kıy- meti âmiri nezdindeki kıymetin den yânl sicilinden üstün tutol- mamalıdır. Memuriyette istikrar memurun siyasette tarafsız kal masile elde edilebilir. Siyasi dü- günceler memurların açık veya kapalı tasfiyelerinin, tâyinleri- terfilerinin içine düşebilece- ği en korkunç girdabları teşkil eder. p Meelisin milletin istikbali üze rindeki tesiri idarenin ve İstik- bal üzerinde haiz olduğu olduğu tesire nazaran hiçtir. Hamid'in Kanunu Esasisi ne oldu? Ve İn giliz işgal kuvvetleri tarafından dağıtılan Mebusan Meclisinin hazin âkibeti ne idi? Her yerde her anayasa kanlı buhranlar ara sında eriyip gitmiştir. Fransa- nın, Almanyanın, şuranın ve hu ranın birbirini takib eden A yasaları ya içte k rin ya dışarıda patlayıp gelen harblerin girdabları içinderacık h bir ölümle sona ermiştir. Dev- leti temellerinden sarsan bu korkunç / kasırgalar — arasında memleketi ve milleti yalnız Ida- re korumuştur. Meclislere ve Anayasala- ra saldıran halk - tehevvürleri ncak büyük hukukeular ile bl ük Idarecilerin kurabilecekleri idarenin seviyesine kadar yük- selemiyor. İhtilâllerin ve harb- lerin yıkamadıkları — idare, her taraftan döğülen dalgalar ara- sında selâmetle yoluna giden bir gemi gibl milleti selâmet sa hiline ulaştırıyor. Milli mücade- lemizde, en gerefli paya İdare Jâyıktır, Milli Mücadele, mülki, askeri ve mali idare laştar manın; Posta wo telgi le, Si- mendüferile çalışmış ulaştırma nın Atatürkün emrine girmesi- le muvaffakiyete erişmiştir. Fâni olan ferdlerin ebedi olan vatana yapacakları, yapabile « cekleri en büyük hizmet idare- yi bu millete lâyık kılmaktan ibaret olacaktır. Suüdare tâbirl irtikâb ve Irtişayı ilade etmez; irtikâb ve irtişa denllen sulisti- mali fena düzen yaratır ve teş- vik eder. Sulidare, sulistimalden ziyade milleti idaresinden ve ha linden bir ümldsizliğe atar. Bi- naenaleyh bütün hizmetler mev cud bozuk düzenin aşağı sevlye sine göre — yürütülebileceğli mevcud düzen, bu milletin yük- sekliği İle mütenasib seviyede yapılması lâzım gelen hizmet rin seviyesine çıkartılsa fena mi olür? Kantın hâkimiyeti dev- rinde adalet, cesareti olan bo- k düzen seviyesine düşürtüle mez; bozuk düzen adalet sevi- yesine yükseltilmek şeklinde 1s- lah olunur, İşte dâva bundan ibarettir: Mevcud düzene göre blr adalet ve bir İdare mi? Ada Jete göre bir düzen mi? Memi tepelemek — düzenl kâfi gelmez. düzeltmeğe Vasfi Raşld SEVİG ANkarada Ismel Paşa mahalle habirimizin tesbit etti ği ş yuvarlanmıştır Bayur - Atay tartışması (Baş tarafı 1 incide) yazımıza güya verdiği karşılıl tır. Atatürk devrinde özel bi banka olan İş Bankasının bilmi yiz kime bir milyon ve küsur li ralık vurgun mahiyetinde bir komisyon vermiş olması ile ve buna benzer olaylarla İnönü devrinde halkımızın hemen her yiyecek, giyecek vesairesi üze- rinde yüzde bir kaç yüz nisbe- tinde vurguna maruz bulunma- &ını ve bu yüzden hayatın yaşa- zılmaz bir hale getirilmiş olma- gibi göstermeğe kimsenin kalem kuvveti — kâ gelmez. Atatürk devrinin vur- günları gümul bakımından mah dut ve her hangi bir Avrupa ülkesinde görülebilen şeylerdi. İnönü devrinkiler böyle değildir. Esasen Fransızların - dedikleri gibi kraldan fazla kral tarafterı olmamalıdır. yni şey Devrinin kendi devrinde ne derece bozulmuş — olduğunu itiraf bizzat Bay İsmet İnönü etmistir. Bunun bir türl tihmediğini hep gördüğümü, bi Halk Partisin'n kötül edele için ayırdığı yen da bunu son günlerde komis- ra- porunu açıkça ifade etmiştir. Buna göre bugünkü idareyi ak çıkarmak için Atatürk idare- Bini karalamak gayreti boş bi geydir Falih Rıfkının makalesinin i- kinci kısmı, Hikmet Bayurun, | Mi)let Partisinin din görüşü e- rafındaki mütalealarına cevap vermektedir. Atay'ın bu m iealarına karşı da Hikmet Ba- yör, yarınki makalesinin susunda şöyle demektedi. «Atatürk daha yaşasaydı eza- nın ve hattâ namazda Kur'anın Türkçe okunmasını mecburi kı- lazağı yolundaki iddia tamami- indidir. Hiç bir vakit kendi- en böyle bir şey duymadı! O, ibadet işlerine karışmamağı Istânbul şehir hatları 108 vapur seferleri içi yeni tedbirler Ankara: 8 (Hususi) — Dev let Denizyolları önümüzdeki yaz devresinde şehir hatları işletme gi programını daha sistemli bir duruma sokmak için çalışmala- rına hız vermiştir. Diğer taraftan her sene yaz aylarında İstanbul deniz hatla- rında vukubulan izdihamın önü ne geçebilmek yolları araştırı!- maktadır. Bilhassa Hollandaya ısmarlanan altı şehir hattı gemi sinden 4 tanesi de geldikten son hir hatlarının ihtiyacı kar- gılanacaktır. Kasım Gülek şehrimizde (Baş tarafı 1 incide) | cak, dün basın mensuplarına Li- antasında öğle yemeği vermiştir. Kasım Gülek, — gazetecilerin, Devlet Bakanlığını niçin iste - mediği ve bu esnada zuhur 1 fikir Ihtilâfları hakkındaki vallerine şu cevabı vermiştir: «— Fikir ihtilâflarının, her cemiyette olduğu gibi siyasi ce- imiyet olan partilerde de bulun masını tabii karşılamak, başla: mış bulunduğumuz demokrasi yatının icablarından sayılma- Bunun için mesele- üyütülecek bir cihet olmasa rektir Yemekde bir çok könular sâ e konuğül- man ol ancak kısım kisım — yaşlmış ” Va Tevzuun bütün safahat bir. sa-| — — — — — rada tetkik edilip tam İlr malü- İTİZAR mat ortaya konmamıştı Yazımızın çokluğuundan (Ne Tarım heyeti - Atinadı bir haf- | Vatan hudud> — tefrikamızı | ta kadar kalacelr ve oradan | koyamadık okuyucularımızdan | Bevruta gidecektir özür dileriz, İ rajmi bir hava içi Youş, gazeteciler Kasım Gülej ivi seyahatler temenni etmişler. HENYİM Glyo, v aa becna t taksi arabası foto mu - ekilde bir uçurumdan aşağı şiar edinmişti. Tek geyreti kör taassubu kırmaktı. Osmanlı dev letini sarsan ve geri bırakan yön ezan veya Kura'nın okun- Ması dili değil, dinin siyasal bir &let olarak kullanılması olmuş- tu. Lâik geçinen bugünkü Halk Partisi 1946 danberi dini pek güzel siyasaya âlet etmektedir. Camilerde Cuma vâizinde vi ler ve bazan da bizzat mlüftiler Kur'anın bazı âyetlerini ve ez- cümle Nisa süresinin 57 inci â- jyeti olan «Ey müminler, Allaha itaat edin. Peygambere de ita- at edin. İçinizden emir sahibi o- lanlara da..» diye başlayan â- yeti hükümete itaat etmeyen imuhaliflerin ve onlara uyanla- rın cehennemde yanacakları yo- Junda tefsir edip durmaktadıı lar, İsin gerceği şudur: Halk Par- tisi ne demokrasiye, ne milli- yetciliğe, ne — Iâikliğe inan- Tmakta olup tek amacı iktidardı kalmaktır. Macar kardinali (Baş tarafı 1 incide) Dr. Miklos Nayg- 3 sene haj Nemzetluj sağ kimüdürü Laszlo 'Toth 10 Fase Budapeşte: 8 (AP) — Bir ko- münist Halk Mahkemesi tarafın- | dan ihanet, Cumhuriyeti devirme- ge teşebbüs ve döviz karaborsa - cılığından suçlandırılıp, Hapse mahküm edilen Macaristan Kardinalı şında hâlâ İdam tehlikesi dolaş- maktadır. Kardinal hakkında daha bir ceza isteyen s: hal temyiz etmiştir. 'Temyiz mah- tarafından — Mindszent ha ağır hüküm ise ölüm cezasıdır. Kar - dinal Mindszenty de, hakkında verilen hükmü resmen temyiz et miştir mülebbet Mindszenty'nin — ba - ağır vci hükmü der kemesi hakkında verilebilecek Kararın akisleri Nevyorl: 8 (a.) <Reuter> Ma caristanın beş — konsolosu — Bela Balassa, Kardinal Mindszenty a- leyhine verilen kararı protesto mak sadiyle ge könsolosluk - erkânın - dan döR Xei ile birlikte vazife - sinden iStifa etmiş olduğunu bu ekşam bildirmiştir “Türkiye ve Akdeniz Atlantik paktları (Baş tarafı 1 incide) hü muhafaza etmek için der- pişlo olunacak emniyet sistemi- ni fasılasız birleştirebilmektir. Gaye, Avrupada sulhü ve emni- yeti korumak olduğuna göre bu gayenin, Avrupanın yalnız bir kısmında elde - edilemiyeceğini tabli addediyoruz. Norveç hükümeti ve Rus teklifi — Bu Norveç hükümetine id bir meseledir. Bu hususta fikir beyan etmek bize düşmez. Fakat Norveç hükümeti Sovyet 'a ile bir ademi tecavüz pak tı imza etmek istese bile bu, At lantik paktına iltihak etmesine bir engel teşkil etmemelidir sa- nırim. 'Türkiyenin İsrail devletini ta nıyıp tanımıyacağı sualine ceva ben Necmeddin Sadak: Bugünkü —durumumuzu değiştirmemeği daha faydalı bu luyoruz.» Demiş ve her Türk vatan şinin her istediği yere, bu arada Filistine de gitmekte serbest ol Paris seya- duğunu söylemiş Ve ut 0 Li i Idareçi Gözile Akıııaııtılqr' Pariste Türk Ticaret Odası Porlaj 4 Şubat H40 TAdE YAK Gi © Kat var ki, Türk zürrar Türk tücdarı ve Türk sa- Hayiolsl memleket dişindeki iktisar Bi cereyanlar ile adar gözüzmü yor. Hattâ memleket İstihlâki mem dTeket istihsalini karşılıyacak olsa, hükümet bile bu işi pek benimsemie yecek. Fakat ne çare ki, milli ıstih lâk haricinde kalan - istihsalin bir kısmı vardır. Sirf döviz ve büdes andı KAYa,. slted el da Müşteri ark TURNUN Z Türeti vardır. ve bunü — temin için değli midir ki, — büdcesine ataşe Ka LÜ Tn üti Bununla beraber nim resmi birer geğekkfdar Tüarva V) e daları da bazı yüksek memurlarını,- B ee adai ol a Taketlere gölrileremk eli lli Helie Kİ bunların bir iki ziyafet teatisin den babağVir eli Adk L Tllbakika Bavl ö mE Satlr Bagüri eut Te MAt adimim ae Ge UŞA dekbk. S9 e GüA AY KA Taektele: Yaniş ükelAn a ll bbbi ği e. e oe kar'ancın Süzüe DaRl SA A öi * Geçen günü, her hangi bir butvar dan geçerken Yunan Ticaret Odası firması gözüme çarptı. Bizde da Tepebaşında böyle bir tesis var, Yi- 'ne İstanbulda Fransız ve İnziliz Ticaret Odaları olduğunu — biliyo- rum. Salkai merak ile bu movzuu tetkike başladım. Har devletin sae farethanesine merbut ticaret ata- şelikleri varken, yine Paristo her devletin Ticaret Odası olup olga- dığını Paris Ticaret Odasından so- ruşturdum. Pek tabil, her devletin Pariste Ticaret Odası vardır. Şinis diye kadar yalnız Franco - Türc TI caret Odası yoktur ve biz da hays Tetteyiz dediler. Meselâ bizim de, İstanbulda Ünyon Fransezde mü- esses ve Türk kanunlarına nazaran Müsocoel bir Turco - Françals Ti caret Odamız vardır dediler. Şaşmadım. Çok mütcessir oldum. Adeta Üzüldüm. Yirmi beş yıllık bir cumhuriyet — idaresinin, her devte- 'tin ecnebi memleketlerde yaptığımı yapmamasını, Türk yapıcılığile, ka bili telif görmedim. Nihayet iki mes'eloyi halietmiye koyuldum, 1 — Sefarethanelerde — Ataşa Komarsiyellikler — varkon Ticaret Odalarına lüzum var mı?... 2 — Ecnebi memleketlerinde mev cud olan bu Ticaret Odalarının te- sisi devlet işl midir, yoksa — şahsi biz teşebbüs müdür?.. Haftanın dört, azami boş günün- de saat ön birden, öğleye, ve üçten beşe kadar çalışan bir resmi taşek Kül, memleketin - yüz milyonlara varan ihracatını tanzim etmekten, diğor Türk tüotarinın şahil teşebe büslerile uğraşmağa maddeten va- kit bulamaz. Bu teessüs daha ziyas de ticaret anlaşmalarının hazırlane masına ve bir kelime ile bu mukas Velelero istinaden devletler arasın. da resmen yapılan — ticaret İşlerile meşgul olmaktadır. Bu vaziyele çö Te ataşe - komarsiyellikler - varken Ticaret Odalarına da kat'l düzunü olduğu —aşikârdır. Esasen ataçe komersiyalliklerdeki mevcud, dört beş tüocar İsmi, / bügünkü — ticaret mefhumunu hem kavrıyamaz, hem tatmin edemez. Zira ataşsler, has KİKi tüccar olduklarından ve tüc- car zihniyetile hareket etmesini bil- diklerinden bu işin mazariyatı &- 1e (?) meşguldürler. Atape komarsiyallikler varkan T caret Odalarına lüzum olunca, ve birincilerinin de devlet teessüsü bu dTunduklarına göre ikincilerinin daha ziyade bir şahsl teşebbüs mahsukü olmaları gerektir. Şu halde eonebi memleketlerinda mevcud olması lâzım gelen Ticarot Odalarını bu. memleketteki — Türk tüccarların teşkil etmeleri, ve alaşe komarsiyelliklerin — ve hattâ — daha ileri giderek — sefarethanolerin - bi bu odalarla pek yakından alâka dar olmamaları teşekküllerine, işe derine müdahale etmemeleri mantıs ken tüzımdır. katanıca © haldı te, bir Franco « Ture Ticaret Odasi — bulunmaması hususundaki — teşebbüs noksanını daha ziyade buradaki Türk tabiyes 'tinde bulunan tüocarlara atfetmeki düşünürken 25 senedir Paristo e- tablı bir vatandaşa, mes'ele hakkın da beni tenvir etmesini rioa ettim. Verdiği izahat pek — karışık idi Beni tatmin etmedi. Adeta imtina' eltiği hissini veriyordu. Belki, bu şekllde hareket etmokte haklı olas bilirdi, Zira, © burada yine yalnız kalacaktı. Belki samimi noktainas zarının reaksiyonuna maruz kala: caktı. İp Ucunu bulmuştum. — Fransız bir tüccara baş vurdum ve kencilsin den İzahat aldım: Kendine mahsus bir çok ihracat maddeler olan dost Türkiyenin Paris t> bir Ticaret Odası olmamasına biz de hayret ediyoruz, Halbukl ne kas dar Fransız tücoar vardır. ki Türe kiye ile iş yapmak - İster. — Ataşa komarsiyalliğinizde, —bir resmiyet kokusu ve havası var. Halbüki t carot serdest hava İster. — Esasan Pariste ancak sekiz on Müslüman, beş altı yüz Musevi, bolki yüz kas dar Ermeni ve bir bu . kadar da Rum Türk tücoar vardır. Bunların bir araya — gelip biz hatinin on gün kadar devam e- | deceğini ilâve etmiştir. Fransızlarla bir Türk Ticaret Oda- —Di Ba 6 Sü, 1 de —

Bu sayıdan diğer sayfalar: