8 Eylül 1934 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4

8 Eylül 1934 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milletler Cemıyetı Mlilletler Cemiyeti Meclisi yarı elmi azalığına namzetliğimizi koy- eden — meseleleri t meclie, ce. heyeti/ mevkündedir. .yen istisnalardan ma- 'adasında meclis de, cemiyet te itti- fak ile dedir. miyet gmumilik cex Versay müahedesi bu teşekkülden bahseder, Milletler Cemiyetinin teş- kiline alt misak- 1919 senesinin 28 Baziranında müttefik devletler ile girecek yeni âza, sü. olunur. Cemiyetten çekilecek bir devlet iki sene evvelinden haber verir. Misakın ahkâmına göte cemiyet Azatından bir devlet misak abkâmı bilâfına harbedecek oluren © devlet bütün cemiyet âzasına harp ilân Onun için bütün bu İlimka göre Müller Cemiyeti, Haat el takü li ae BT yt Mallder Cei BELRA e Si aai ll Ü a çia ee Unt O n a İi eden Tt her gerleein bir O n Bri ae lar Tlbm milletler cemiyeti kâtipliği nerdin. de tescil edilerek neşrolunur. Ak. #i takdirde tanınmaz. Cemiyete gi yecl Sen cemiyele girmeden evrel misak ahkâmına muhalif her hangi bir taahhüde girişmişlere v taklkötilerden ibee Slner " 'Mandalar. vermek'te cemiyetin hukukandandır. Mülletler Cemiyetinin mas Aazamnda nisbet “dniresinde ““'AAUİ Gunde bir İdilap Siyah Örtü 1 Doktor Hasan Süküti Bey Basan: Hilmi kitaphanesi dekterlardin. hayli edip, | artiğı matemi örtüden gel 'yomancı yetişmiştir :. Beyir Azanının sayısını, umümü muvafakatile ararları. birer “Emir değil, birer tavsiyedir. Meclir, Yile - hatıralarına — gelinciye kadar birçok sahifeler var ki bizzat muhare ririn düşüncelerini, duygularım, ba- zan askeri ve bazan siyasi mülâ- hazalarım ihtiva ediyor. Yine o Şimdi. elimizde bulunan Örtü, adlı romanda bir kaleminden çıkmıştır. Yoktorlar, iasanlığın sstıraplarını yakından tetkika fırtat bulan sahifeler, Balkar a girmek istemiş. Balkan har- Edirne müdafansı hakkındaki satırlar ve mülâhazalar halleler seyredilmez ki ?. a Sükütl Beyin romanını da e bir tahmin ile, doktor çördüğü içtimei sahneler- rinin kitap haline - kenule A L0 Za Halbukl. mevru büsbütün ' çıktı. . bir düygülü doktorün. feryadı sayılabilir. Hasan Süküti Bey, çığır yapmak isterken bütün ruhi elem derini, ei 've. giküyetlerini de dökmüştür. İşte bu mahiyetteki çığırdan bir raman çıkıyor. Mul Balkan — harbi / tarihçe makta muvaffakiyet göstermiştir. Yine o harbin doğurduğu facin, Yomanın hakiki mevruunu - teşkil etmekle beraber müharrir, kendini tasllük 'ediyor. Muharrir, bu facianin içinde yaşamış- iyah Örtü, , genç ve hanar Edirne müdafansı de barbi günügününe üzerin. ettiği bir harita üzerine Na LETARES FTL” NLN SNY liadyo ile nutuk iradederken Başlıca meşhur simalar nasıl vaziyet alıyorlarmış? Son zamanlarda radyo ile nutuk iradetmek en tabii ha- diseler sırasına girdi. Görün n bir mahatap kütlesine itap etmek, mahdut dinleyic lere hitap etmekten daha u mi oldu. | Bir sürü devlet adamlarının nutuklarını radyoda idare eden bir zat bunların nasıl söz söy- lediklerini şöylece anlatmakta- diri Fransiz — Başvekili M merg,, yazdığı notları gülüm: yerek okumakta ve sanki ha kın tasdikini görmek istiyormuş f"” aletler içine bakmaktadır. ktere kralı Beşinci * Corc ,, baştan aşağı yazdığı nutkü ağır ağır ve kafasını kâğıtl dan kaldırmadan okumaktadır. İngiliz veliahtı sıkıntılıdır. Ne yazar, ne notu vardır. Kısaca ve gelişigüzel söyler ve aletin karşısından / kaçar. — Söylediği imanlarda da sıkar, tavar *Mosolini, , vatandaşı “Çiçe- ron, gibi hiç durmadan ve dü- şünmeden söyler, Doğuştan ha- tiptir. Söylerken gözleri, yüzü, parlar, elleriyle işaretler yapar, tpkı halk karşısında imiş gibi konuşur, Amerika Reisicümhuru M. “Ruzvelt, hazırlıksız dudak- larında tebessüm, nuşur, emniyet veri seyişi onu “Dümerg, mevzudan dişarı birı mandaki kahramanlarla beraber d daşıyor. İatihap edilen girizgühn hususiyeti bu alâkayı zarurf göste: amıyor. Ro- riyori Balkan harbinde şehit olua” bir zabitle. Edirneyi bir müddet ele geçiren Bulgarlar elinde yine şehit düşen nişanlını bu acıkli romanın mihverini teşkil ediyorlar. Zabiti bize muharrir tarif ediyor, tamıtıyor. Şehit nişanlının hassas rühunu, bize 'zat onun kalemiyle teşrih ediyor. Bunlar, yani bir - tarihçeden ro- mana, romandan hatıralara geçmek yekette karışıklık yapmıyor deği Hele araya Bahaettin Şakir. Beye ait batıraların, Tevfik Fikretle Jerinin girmesi, asılromanı arayan- darı, biraz yorüyor. Bununla bera- ber kitap, okuyanları sürüklemek- ten geri kalmıyor. Eğer Hasan Sükütü Bey, diğer eserlerinde afaki olmayı düşünür- DD İ #e ve afakiliğide enfüsilik derece- isim ilâve etmiş olacaktır. Komşu Bulgarların Edirneyi sa- yıkladıkları günlerde bulunuyoruz. da okür *Siyak Örtü,yü bu mak daha: ibretli olacal İzmirde yaz hayatı - Çeşme ılıcaları - Plâjlar imar ve reklâma muhtaçtır İzmir 1 (Hususi) — İzmirde belli başlı iki sınıf halk var. Birisi tüccar ve ihracâtçılar, diğeri de ameleler. Mütavassıt sınıfı teşkil edenler pek azdır. Söylemeğe lüzüm yok ki, İz- mirin sacak, yakıcı hararetinden kaça bilen kimseler birinci mensup insanlardır ufa gittiği yer Çeşme ıenlarıdır. Çeşme İzmirden 85 kilemetre dir ki şehre li yol biçte fena değildi mirat —ameleleri — yolun liklerini - kapaya - bilmek mütemadiyen uğraşmaktı Yalnız gönül arzu eder ki kuru bavalarda ortalığı toza boğan çe yerini asfalla terk ebsin İlk nazara çarpan ve hoşuma giden şey yolun sağ ve solunda ekilmemiş bağ ve bahçe haline ifrağ edilmemiş bir karış açık toprağın mevcut olmamasıdır. EskişehirdenAnkaraya giderken gözü yoran çorak bozkırlara mukabil buraları yer yer yeşil- lik ve çiçeklerle bezenmiş., Çeşme... Mubaleğa etmekten korkımasam,heman, dünyanın en diyivereceğim. Filhi ları bağlıyan Ta- de- nerede buradaki mavi denizdeki sükünet, dedi. Orası mütemadi dalgalardan kurtul- madığı gibi, güneş de kendi nadiren - bulutların — arasından gösterir. Çeşmede inkişafa müstaat bir hal var. Plajındaki yayı ber yun güzelliği ve güneşin tatl lığı Caddebostanı, - Suadiyeyi akla bile getirmez.. Buranın plajını işletmek hak- kı Hilâliahmere verilmiş, pek de iyi edilmiş. Yalnız bu cemiyete düşen vazife, şimdiki yaptığın- dan biraz fazla olması icabeder. Çeşmenin kiymeti çok eski ziyade rağbet görmeğe başladı Halkın ve bilhassa — buralara yağbet — edebilecek — insanların gelebilmesini temin edebilmek eldeki mevcut otellerin fi- atını indirmek, daimi elektrik tesisatı vücude getirmek, güzel bir gazino inşa ederek akşam- Jarı geç vakte kadar cazband bulundurmak akla gelen ilk ve ibtida tedbirlerdendir. Buralara gelebilmek nihayet tesbit edebilmekten — ibarettir. Maliyeti bu kadar veuz. olan bir teferruç biraz gayretle başı rilacak şey değildir. Filhakika bir çok gençlerimizin - muhtelif. zamanlarda toplanarak — grup halinde eğlence seyahatlerine çıktıkları nadir değildir Bu / cürüleden Atinaya, Ra- manyaya, — Bulgaristana — e yahatler yapılmıştır" Son çıkan pasaport kararnamesiyle harc birdenbire artınca — yarım li- radan on beş liraya çıkarılmış- tar — buna imkân kalmamıştı Binaenaleyh gençlerimizin seya- hat ve eğlence ihtiyaçlarını memleketin - içinde — aramaları Tözumlü olacakta Meselâ önbeş an altı liraya buralara grup halinde yapıla- cak seyahatler, İstanbullulara bem bir haftalık eğlence ve hatta hem de ucüzca seyahat ederek memleketin tanılmağa ve tanıtılmağa — muhtaç almağa / başlamıştır. Bilhassa cuma günleri plaj, za- vif pijamalar ve güzel deniz kenarı tuvaletlerile dolmakta- dir. Yorulan ve başlarını din. Temek için asude hayatı tercih 'eden insanlara burada bol bol tesadüf ediliyor. Ezcümle ge- çen sene Tevfik Rüştü Bey, istirahat * zamanlarını burada geçirdiği gibi bu senedeMudafar milliye Vekili Zet gelmek mümkündür. İzmirden, İstanbuldan, Ankara- dan fırsat bulüp ” gelen me- rlar istirahat et mekte ve sıhhat / aramaktadır lar. Çeşmede hayat pahali değil dir. Temiz güzel odalı” oteller ve pansiyonlar yemek içmek de dahil olduğu balde nihayet iki buçuk liradır. Bu sebepten do- layı da İzmirin bütün Musevi Bileleri buraya gel Musevilerden başka Çeşme- in tadını çıkaranlar, İzmirin yerli İngilizleri ve Frasızlarıdır. Denizin açığında beyaz yatlar ve güzel kotralar İngiltere ve Fransız filamaları taşımaktadır. Yeni yeni inşaat da — göze çarpmaktadır. “İzmirin — maruf doktoru ve- İstanbul / val biraderi Ekrem Hayri, Sabun Adanada ekmek fiatı arttı İki değirmenin buğdayı ko- ruma kanı- nundan istisnası isteniliyor Adana 6(A, A.) — Ortada hiç bir sebep yökken ekmek fiatleri üç dört günden beri kiloda 20 para arttırılmıştır. Alâkadar makamlar bu husus- ta tetkikata/ başlamıştır. Biri karşıyakada, diz hir içinde olmak üzere iki de ğirmenin — yalnız köylü buğ daylarını öğütmesi ve ba buş dayı koruma kanunundan ha- Adanada fiatlar düşüyor Adana 6(A. A.) — Piyasada —— pamuk ve hububat fiatlarında hafif ve devamlı bir düşkünlük vardır. Bugün Misır pamuğunun kilosu 33.33.25, ekspres 24 dür. Dört beş gündenberi pazara gelmiye başlıyan kozanın kilo- su da 5. 5 kuruşa satılmaktadır. — Arpanın kilosu 2.5 yulafın da 2.25 kuruşa düşmüştür. Panayırı 100 bin kişi gezdi İzmir 6 (A A.) — Şimdiye — kadar panayırı ziyaret edenle- rin miktarı yüz bini geçmiş Panayır komitesi panayırın her —© günkü ziyaretlerini gösterir bir —| grafik hazırlamaktadır. tüccarı Ömer Muharrem beyler çok şık ve güzel villalar yap- tırarak göz alıcı bir surette or süslemişlerdir. Dünyada şöhret balan ve bin- lerce ecnebiyi çeken pilâjları tabiat bizim pilâjımızdan daha — i- cömert davranmamıştır, onlara — | bu marufiyeti temin eden,kon. for ve bilhassa reklamdır. Çeş- me bagünkü - vaziyetiyle mür tevazi bir mütekait gibi mün. zevi yaşamaktadır. Onu bu halden çkarmak - şahsi mene featleri tatmin edeceği” ğibi biç olmazsa zevk ve eğlen- ce aramak için memleketten dışarı gidenlere de mani olmak Zgibi milik- vazifesini de gözme. Sine yarayacaktır. Bu besapta hariçten gelecek parayı nazarı dikkate almadık bil Memleketin Çeşme gil ygerlerini meinleket ve dünya efkârı umumiyesine tas Tefrika No: 5 Oressam Bülent Beyin ilik | denbire şinirlendi, İleri atıldı, a. aldığı sarhoşluktan . küre olan Belma, bir değil on fından göz hapslne alıne olamazdı. Fakat beriki baykardır. — Genç kazlara- püpls Jarın cezası budür ! Gelip geçenler, babanı bir adamı silleliyen genç kıza bas aallıyorlardı, nereye iş, kahpe göterişi .. Fakat kazlar, kendilerini Tiyan halk ile / alâkadar olmadılar gandal — İçi Geteir topuklarını sert sert taşlara vura: zah yürüdüler, tünel dehlizlerinde kayboldular. Bülent'Bey Belma Ha- sant uyumak Adeti İdi. Bu Adeti, 'en büyük zevkleri de feda Jederek muhafaza etmeyi bu gece yedi saat uyüyabilmişti. Kendine hem aşçılık, hem de ara sıra met reslik eden Rum kızıda © gün me- zundu, nişanlısiyle gezmeğe gitmiş. ti. Ev boştu. Genç ressam bu boş İnde yine uyumak, eksik ke gininin — aylardanberi — başlayıp ta bitiremediği — rermini — bugünlerde ikmal için namusu üzerine söz ver mişti. “Alman lizesinden genç kızın da büyük bir resmini yapmak mecburiyetinde İdi, O resmin bittiği gön geç kızı kendlalyle bi l ae el rdar Bu müstecel işlerden başkı çeçtikçe kal hesabi, terzinin alınmış bir sürü ödünç para, hep Bu işlerin bitirilmesiyle ödenecekti. Bülent, iç pantolonu ile/ özerine uzandığı şerlongta bu lürumu batırlayıp üzü- aklına geldikçe uykusu kaçıyordu, gezleng üstünde kıvranmaya başla- yordu. Kolayın gücü yenme yak kaldığı ve son bir cehtile gözlerini kapayacağı sırada kapı zili çalındı, genç resam yerinden sıçradı. Yür zü ekgimişti, rahatsız edildiğinden dolayı duc gıyordu. karmamak ve yine şezlonga uzan- makta geçti. Fakat mk sık kendini vziyarete gelen küçük sevgililerden birinin gelmiş günerek ve bu ması halinde uykuyu daha gürel kentirebileceğini — hesaplıyarak bu fikri attı, ayağına bir pantolon ge- girdi, yavaş yavaş , kapıyı açti ve, — Siz, siz ha, Rüyada görsem . Bu ne büyük tenezzül ? — Buyurun efendim, girin, Gelen Sevinçti, şık bir tuvaletle etikin önünde duruyordu, gülümsü- mitmak — matbuatı'da vazifelerinden biridir. — Sizi rahalaız elmeyeyim, bü- kan daha giyinmemişsiniz de. —Giyinmek kolay, Hele siz içeri gitin, oturun, — Sıkılıyorum, terliyorum. Çok münasebetsiz bir ziyaret. Belki nizden hakkımda fena hükümler de veriyormunuz. Fakat sarüret, beni Döyle 'bir harekete sevketti. Sevinç, bötün bunları eşik d tünde söyledikten sonra içeri girdi. Resamın kapıyi kapıyıp yazına gelmesi için yeçen kısa biran içine Ge aairenin bur aa göz ge dirdi, burauna dıvarları koklar görünen bir şekil verdi ve ellerini rpa çırpa ressama döndü * Sanat kokusu evinize de cin- amiş. Gözüm sanatkârı - görürkem yirni dört saat izinlidir. Devamı var

Bu sayıdan diğer sayfalar: