29 Aralık 1934 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4

29 Aralık 1934 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

*Bergeonun Türkçeye çevril Fennsir Torofu - Henri Bergson 1859 da doğdu.. Aslen Müseridir. Eesle Normale de okudu. 1900 de Bergton, bayatı, asil hakiki v Ha tazayan elt el Oamasının 15 kânünüeyvel nüshası ” tmiştir. Bay Necib Alinin yani yeni hamle. der) ünvanli, yapılmakta “ Yaşar Nabinin (Dil özleşmi düşünceler) ünvanlı makalesi, Öz ÜN Gi akanta a GReşid Safret Jin bir. tetki hi de Bunlardan baş- in, Süküfe Nihal de | Busham çıkmıştır. (Berüar Şeva “önbil olmak üzere beş nit parça | göre hayat felefesi, bayat kur. — Baş Bakan İsmet İnönü ni a tayyarecilerile -Ankarada yap: t uçüşa ad güzel rerimler derç Bergson içe giren bir takım . geraltin de- K deveranını görür. Onun na- t sürekli bir inkişaf. bocam | da neşrolunmuştur. © LeRi Yani gülmek. Bu eser 1900 da Hüyetçidir. Derani, balnt yaşayıı | — Yasi * yaratıcı tekâmül .. Bu İrfan kaynağı sayarak ona büyük | ever 1917 de çıktı, bir ebemmiyet verir. Ona göre | — Bergeonun Türkçeye de tercüme îr’.şm y kuruş olan bu mec> yimize tarsiy ederir, Yeni adam S2 »ei nüshası çıkmıştır. Bu yeçbile fkrl ve ggecesi ) makalesi vardır. Ramazan- da bu kabil yanların eskidenberi bir bayli okuyucusu vardır. olacak ki- (Ye- veti), (buhran nazariyeleri), Bugü- 'nün aahipleri (Haari Deterningi, kâlnatin teşekkülünü izah taraları Münler.plerine tavsiye ederiz. Fiatı | (Deli Dolu) piyeri - münaesbetiyle (Bay Hüseyin Cahid) in / yarılar okumağa değer. Mecmaayı müte. fekkir karilerimize tavsiye er “İsparta,, da temsiller 4 29 ALAY — Halke kolu üyeleri dün Halkı H tüşleinendi a b ĞÜ SYA aykak Tei ha viirtün G Tükmü el gi K kühirr vanalinü İDiKiN” aö vab böli İapı teme Makedonya Komitesi Bir türlü rahat durmuyor ! Bir Bulgar gazetesi, mücrimler mahke- meyeverilmelidir, diyor | *Sofya, da çıkan “Novi gazetesi " Petriç , mıntakası “Makedonya, dahili ihtill komitesinin fan: diyor kâz “Mücrimler, yaptıkları işlerin hesabını vermek Üzere Bulgar mahkemelerinin hazuruna çık- malıdırlar. Bulgar devleti, bu fenalıkları tasfiye etmek mec- buriyetinde idi. Mazinin tekı fından. hissalınması / lâzimge- liyordu. Milli ve umumi / vicdan da, birleri sokaklarında âdam ö dürenlerin cinayetlerini takbih etmektedir. - Ulusal ülkü bu işlen mühim surette müteessir olmaktadır. Bulgaristan arıcılıktan ne kazânıyor? Bulgar gazetelerinde okun- duğuna göre, |Bulgaristanda 200,000 kovan bal arısı vardır. Bunlardan senede 2 milyon ki- lo bal ve 80 bin kilo balmu. mu alınır. Sandık başına 9,60 kilogram bal ve 380 gram bal- mumu düşer. Balın senede — Bulgaristana temin ettiği para 50—75 mil- yon leva, mumun kıymeti de 6—8 milyon leva tutar. Koranların yalnız yarısı ye- bunların mah. Japonyada ver. giler artırılıyor Japon matbuatında okundu- iğuna göre, Japonya maliye ne zareti 1935-36 yılı için hazırla- dığı bütçeyi ilân etmiştir. Bu bütçede gösterilen varidatı te min etmek için sanayi kazanç. Jarıa yeni bir İvergi konula. caktır. Bu yeni vergi genel va. ridatı birbuçuk müsline çıkara. ıktır. Yapılan ilâvenin yüzde 6Si ordu ve harbiye sarfiya- tına basredilecektir. Vergilerin artırılmasının — üç yardır: “1, Mali bütçe- açıkları kapatılmak — zaru- sebel yeti vardır. “2,, Vergi yükün- deki müsavatsızlık - düzeltilme- lidir. “3,, Aşırı bir. enflâayo- 'nan önüne geçilmelidir. Maraşta “Çağlayan Ci- rid,, köyünün ihtiyacı | İçilecek su fena, mekteb kâfi değil, yollar bo- ihti; ti de acemidir... Maraş 23 (Hususi) — *Çağlayan Cirid, köyünü mıtmak maksadıyle yola çıktım. id,e, VâtİF bir sonbahı akşamı, nazlı güneşin son zıllıklarile beraber sokaklarını, dağdan dönen sü rülerin yorgun çıngırak ve kı yal sesleri arasında geçiyoruz. Utangaç. kızlar, Tomuzlarında bakraç, galiba evlerine son dö- nümü yapıyorlar, da bir “çungur., rak oynaşarak delikanlılar miyor gibi görünüyorlar. heyeti birar ihmalci. gelen doktora (Sıhhiye memu- ru olacak) köy pınarınızi bubu- i görünce villyete e iye yazmış, Vali pinarı yaptırması için muhtarı mkıştırdı amma, bizim muhtar mak usulünü bilir. Bana bunları, köy pınarına doğru yürürken yanımdaki nu- rani ihtiyar anlatıyordu. Dilekat, ettim hakikaten bu su, içmek dırmak için kâfi idi. İki kayann arasından az mik- tarda çıkıyor ve insana öğün- bir tarafında köy hayvanları sulanıyor, bir tarafında kadın- lar çuval, kilim yıkıyor, öbür tarafından da su içilmek için evlere taşınıyordu. İhtiyar, yanmdakilerle bera- ber köyün -diğer bir derdi anlatmağa başladı. Köyün tiyacını karşılayama, niflı ve bir muallimli birde mek- tebi varmış “Cirid, liler mek- teplerinin tam - sınıflı ittirkam edişleri var- — Bayım, diyorlardı, cum- huriyet hükümetir Tız! Çocuklarımız böyle yarım okur kalıyorlar. "Çağlayan Ci- rid,, , Maraşın doğusunda, do- kuz saatlık mesafede, 400 ha- neli büyük bir köydür. Köyü vilâyete bağlayan yol- lü bundan da şil rin umran ve terakl rini güden köy kanumu, ibura- da Vali Bay Fahreddinin bim- metiyle henüz tatbika başlan- mış bulunuyor. Bu sebeple köy kâtibi ve ihtiyar heyetide bu işte acemi. Şaşırmış kalınışlar. Bazi yerlerde olduğu gibi M raşta da muhtar kursları açıla faydadan hali olmyacağı kuş- gusurdur. “Muğla,,da - şiddetli yağmurlar Muğla 27 (A A.) — 24 a: atir yağmur yağmaktadır. So- kaklar sularla dolmuş ve de- reler taşmıştır. Yağmur devam ediyor. Yeni Vali “Kütahya,,da Kütahya 27 (A.A.) — Yer Valimiz Bay Hazım buraya gel- Ü ve işine başladı. “Samsun, da yeni bir fabrika Samsun 27 (A.A.) — Bele. diye, mazotla işleyen elektrik fabrikasının yanında buharla işleyecek yeni bir fabrika daha kurmak için bir mütebassısla anlaşmıştır. İncir ve üzüm satışları İzmir 28 (A A) — Bu ayın n gününden V7 nej çöcü e çanman kedar. borunda ” eçkir Taşaa yirmi kuruşa kadar zekiz bin bep yür yetmiş dört buçuk çağal' Oüele dkek büreğ'eayü tadam en Gört koruşa kadar eskiz gz yökmiş altı çuval Tasir sebil- abır. “ Aydında,, kıyafet işi Aydın 26 (AA) — Kıyafet ka- n Haşsi Badtan. ği ine öyasel kiyafetlerini giy. Türk artistlerinin Türkiyede yaptıkları Türkçe sözlü büyük bir film ; AYSEL (Bataklı Damın Kızı) Erzıncan da köy- lülerin kavgası “Küçük kösnikar,, “Nörgah,, köylü- leri birbirlerine girdirler ve Erzincan 17 ( Hususi ) — Dört yol ağzı, Erzincan çarşı- sının mebdei, dört caddeni birleştiği ve. günün ber saatin- deen fazla. kalabalık olan bir noktasıdır. Pazar — günleri köylüler de gebire geldiklerinden bu kala- balık pazar günleri daha faz- ladır. Bu Pazar günü, işte burada çok müemif bir hâdise cere- mamıştır. Hâdise şudur: *Küçük Kösnikar, ve “Nör- gah,, köyleri halkı bu caddede birbirlerine girmişler, 15 daki- ka kadar tokat, yumruk ile ve merkepleri dürtmek için elle- rinde bulundurduldarı değnek- lerle birbirlerini güzelce 1 mışlardır. Bu kavgayı haber alan halk caddeleri - doldurmuş, bunları birbirinden ayırmak isteyenler- de yumruk, tokat ve değnek- lerden nasiplerini almışlar, fa- kat kimse köylüleri ayırmağa muvaffak olamamıştır. Neticede köylüler ya kav- gadan yorgun — düştüklerinden veyahut yedikleri yumruk - ve değneklerden sersemlediklerinden birbirinden ayrılmışlar, köyle- rinin yolunu tutmuşlardır. Şebrin sükünetini ihlâl eden ve caddelerde izdihama sebe- biyet yeren kavgü yaptığınız nedir?, diye — soran bile olmamıştır. Bunun sebebi, #ikâyetçi ve davacı olarak biç kimsenin polise müracaat et- memiş olmasıdır. Bir haftalık kaçakcılık vukuatı Ankara 27 (A. A.) — Ge- çen bir hafta içersinde muha- faza teşkilâti - tarafından — ö kırk dört kaçakçı ile beşi ölü elli dört kaçakçı hayvan ya- kalanmış ve dört bin üç yüz lli kilo” gümrük - kaçağı, bin doküzyüz altı kilo inhisar ka- kaçağı yirmidokuz bin dörtyüz altmış dört defter sigara kü- altmış Türk kâğıt lira ve Üpolit) sözünde devam — Her halde bu. akşam irsüz gitti, Mamafilh v Yine biç olmazsa gu gerdanlik | Bunün ” & bu genç kiz” hakkında bir karar vermemizi tenbil etmişti. Onun gözünden çıkamayız. Hakikaten bu üç kişiden mü- rekkeb ca 4 aile, ( Voki. tamyorlardı. göle nazır bir odaş dilar, CAdel) kendisine dedi, kir — Küçük matmazel burası be- bin çdamdı, görüyormn ye kön yi x yeriyoru Odanın bir köşe inde yük de- Jabi gibi büyükçe bir. dolab vardı tarsiye etmeğe bacet yok değil ni ? Zaten bağırsan da kimse Işit. Çünkü ciyarımızda başka köşk 'yok. O cihetle bağıracak olursan Buu söyliyerek can yakmakı- gan zevkalanı bir canavar gibi gene dedi ki : f sürette (Adel) bunu söyliyerek bir çek- mede düran bir (morfia) yırınyası dü ve yatağa yatire kızın koluna sıktı, sonya kizın. elbirelerini toplayıp aldılar, lümbayı dolabin kapımnı kapadılar ve genç İçinde — bıraktılar, Sonra/ kapıyıda l ikleri anlaşılıyordu. Genç kaz başka - gürültü duy- madı, çünkü vücudüne zerkedilen çok miktarda afyonun tesirile der Bir'parçada ekmeki ymra dolabin kapısını y » blr hayli zaman geçe tikten sonra İhtiyar kadın yine kendisine su ile bir parça ekmek Ekmeği biraktıktan - sonra ka din dolabin. kapısını aıki, kapayıb kilitlediği cihetle (Seli) kesif bir karanlık içinde kalr Adi. Binsenaeyh saatin kaç oldu.. Künü, günün hangi anatinde oldu. funu bir türlü tahmin edemiyordu, O gün akşam (polit) dışarı ç kab bi gezete almişt. Gazetede, Madam. (Dovre) nia köşkünde yanca İpolet) koşa koşa 'det gözeteyi (Adel) e de. canı fena halde si- Nasıl olup ta odunın har ye- aradıkları halde döşemeleri söküb altlarına bakmak hatırları- 'ma gelmemişli? Gösterdikleri ge letten ve acemilikten - dol de (Seli ) yi me yapınaları lâzungele: ceğiol müzakereye başladılar. Ar- ük gençi ıi sağ birakmakta mana kalmamıştı. Çünkü onü şimdiye kadar, evherlerin yerlerini söyletmek için mamen üstüne, giydirmeğe ve bu köşke — geldiğinin en Gfelerbir üatal ” Dile » birakmanağa karar verdiler. Ondan / sonra kıza yeniden bir morfin daha edecekler ve kendisini iyice uys tukdan soara kezzab ile yüzünü gözünü yakıb tamınmaz bir bale bir çava- iyicene iyük taşbağ- Jayıb gölün ortamada en derin ye- rine atacaklardı. Bu kararı verdikten sonra der- hal tatbikata geçtiler. Yukarı çe kab kazı dölaptan çıkardılar ve xa- yallımın buyün yalvarmasına, ağla- masına, gençliğine merbamet edil- mesi hakkındaki ricalarına rağmen bir çuval koydular ve yapacaklar geyi görmemesi içinde çuvalın ağ- aot diktiler. Devamı var

Bu sayıdan diğer sayfalar: