30 Aralık 1934 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4

30 Aralık 1934 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

amırdan biri birkaç deladır gürel sözlerini” naklettiğir Mit #ilozof Jobm Loeke'in kim olduğunu sorüyar ve cnun. tercü- ati halizi yazmamızı istiyor. Oku- Şucumuzun arrusunu yerine getiri- görür e Coo Lok İagitirdi yaplığı marada” Fenni / tetebbülere ebemmiyet verdi. Daha sonraları iyasa ile meşgal oldu.. Üç yıl ti Garet mazirliği yaptı. 1675- 1679 Seneleri aranada / Frananda yaşa- şonra daha büpe Tocke, filorof olmak itibarile modera maddiyatçılığın ve teerik biciliğin müsasisi sayılır. Ona göre bütün irfanın kaynağı tecrübedir. İnsan dimağı ilk evvel bembeyar bir Tavha idi. Tecrübe onun üze- vine hasselerin intibalarımı yazdı. Dimağda harseler vanıtasile öğre- Hıkayelen Bay Fazil Ahmedi okuyuculara etmeğe, tarif eylemeğe ha Meşrutiyetten son- n edebiyat sabasında nevi şabaına münbasır olarak yetişen üç beş Aahibi kalem arasında — panlardan biri olan — yürani, yiremi beş ven: “azakin güleriyle, bübütne yeni bir gekilde, yeni iihamlı hiciviyelerile kendini tasıtmıştır. Bilhasas. hicviyeleri, bir bakışta etmiştir. Ahmed berşeyden evvel bir ga e bir açık gairdi Apıklığıca, yüzlerce şilr ve ne- bir delili kâtidir. Hayatında bir defa olam aşkı himetmemiş olan kim vardır ? Ve bir defa aşık- olur, | O yani hakiki olarak bir PEMBE Keşxun DEFİNESİ & Filozof John Locke Ba da - fikiri kaynak teşkil emmül takib e #imiz için ikinci eder. Harlel eşya (beyazlık, yeşillik, acaklık gibi) dimağa bir. takım fikleler, tasavvurlar verdikten 'va dimağ kendi kendir Terek çalışması yüzüne gahdet, tenkub, zevk, elem. gibi azarvurları maydana çıkarır, Bu: barit tazavvurlardan tazavrurlar vücüde gelir. Basit ta- azevurlar irfanının alfabesi, girif halkın hâkimiyetini müdafaa et- p, fikir hürriyeti Tehinde rimle- der yazmmışl Öz Türkçe gürler Yazan: B. Fazıl Ahmed Aykça Fakat kimi serer, kime aşık olur ? Ma'şuka mutlak elâ gözlü, kumral çok mütenli mefbumlara mü: teveccihlir. İşte Fasıl Ahmed de böyle bir apıklır, böyle bir aşkın Bizce Fanl Ahmed. faziletin, mertliğin ve cin apğıdır. ve bütün teek felekten İştikdları bu ma'şu. nn İr gememekten, bü hep bu Gli mefbumlardır. Onları bular adığı / içindir, ki zi —8 — Öndan sonra ÇAdel), bir. çiye aha morfi hşan 'çik da, (İpolet ) de sandalı hazirlamak dzere aşağıya indi, Bahçeye çıktı ve bahçenin göl” tarafı Simı açlığı üratle ve fakat bi ee çıkarmadan közge doğru geldi Hini'ayret ve dekietle güaü Üçüncü fasıl Birinci bab ka) aları çalık Guran ve biç Ses çıkarlmıyan (Har 20) (Ceaevre) ye yaklaşınca biraz neşelendi ve birdenbire dedi ki : — Ben (Eka) ten hareket et meden evvel (Cenevrej emniyeti umumiye müdürü müsyü (Lemer) & telefon ettim. O benim saki. bir dostumdür. Madam (Goben) in bize mektr Hat Eaiyi Ka SAD Ge lireer yapytal Ü a aI B Ürineiğe TKİRAR Sküayü. Güüşeeee) hi he ManTiK çörmldee çe Te b Bir otomobil bir kızı çiğnedi Dün, — Mahmuipaya Rizapaşa yokuşunda feci bir oto- mobil kazası oldu ve bir genç M sevi kizi Slüm halinde haseki hat ıldı. Vaka. göyle | çivannda a Aya kasında oturan İtal gee yıkılarak ağır kan gelmeğe başlamıştır. yobil şoför Diran ismin- yar tırımlıştır. Şeför terkif edilmiştir. Avcılar azaldı Ervelce İstatbalda af bin avcı yarken gimdi bu imikdar. 1500 xe düşmüştür. Rarut Tnhisarı avcılığı teşvik için Baümürdeki yaz mevsi- minde şehrin dışında bir atış po> Tifonu yaptıracaktı in biç bulamıyacapı İnla, evet, ( Didarı efaın. kendini dalma cezbetmiş 'slan dildadesinin tahamürünü çek: Mektedir. İşte - Fanl Ahmed, cenelerle sabra. tahammül ettikten, sene derle fakru sarüret çektikten sonra bu Gldadesiyle vunlatyab. olmakı tan ümüdini kesmiştir. Ve ümidini kestiği içindir, ki damail Habib) * Fazıl Ahmed meb'ur olduktan #onra yazı yazmaz oldu. Yazık, ki edebiyat kaybe- Ahmed döstumuz bu defa Bay Kâzüm Şinasinin himmet ve delületiyle gür, mesir, hicviye Bötün asarını toplamış ve hepsini perakende kalmış olan eser lerini böyle toplamağa delâlet et biz de müleşekkiriz. Çönkü bu hafif gibi görünen inde öyle mu- öyle teşbihler gürler, hieriyel meseli mucibince, kendi ölçücüne Yi küçük (Volter) veya küçük (Anadol Franı) ir dehre büyük bir idtihra ve istihfaf İle bakan, fakat sonra dehre dalmağı, dehre Yüksekten bakmaktan daha faydalı gören bu şirin ve sevimli edıbi mizin bir cildde toplanmış küllüy. yatım, — bölüm müştakanı — ede Kitab Akşam kitaphanesi tara- fından — meşredilmiştir. - Fiati 80 kuruştur. zade sürette Cenevreye gitmekte olmalarına hayret etmekte idi. Madem, ki (Seli) yi ve arkadaşlı anı tevkif etmeğe gidiyorlardı, ber halde yanlarına birkaç Hoj nan cebinde buluna gemir gibi birşey çarpa, (Rü ürerinde kelepçe taşı- 'den değilim. Zaten ce. y kelepçeden daha ol bir ir, çönl cağımı işte tehlike Keşki (Eks) ten hareket ederken bunu söylese İdiniz de ben de rer rerimi alan iç Siz de özerinize silâh alan ldi. yle ozaman iş tehlikeli elarda.| İ Bu nasıl hafta? Erzincanda yerli malı buluna- madığı için merasim yapılamadı! Erzincan 13 (Hususi) — Ulu- | tutum ve artırım. baftası yurdun — her köşesinde parlak merasimle kutlulandı. Yerli mal- larımız ve bunları kullanmanın ökonomik ve ulusal faydaları balka, bilhassa, talebeye gös- | — Müayyen saatten 10 dakika terildi, anlatıldı. ' | evvel Maarif - ordusunun piş- darı mesabesinde olan Gazi Pa- ga ilkmektebi beşinci sınfı bü- yük bir ciddiyet ve intizamla 've önlerinde şerefli sancağımızı dalgalandıra dalgalandıra sert adımlarla zalona girdiler ve kendilerine gösterilen mahalde durdular. Bunu müteakib maarif mektel Talebelerin fısıltılarını işiti- yordum. Masa üzerinin ve sa- lonun bomboş olduğunu söylü- yordular. Evet yeni yetişen ve her şeyi bizden görecek olan bu sevimli yavrolara yerli ma- h diye ancak bu kadarcık eş- ya gösterildi | Bu aönük v yette merasim . yapılamıyacı düşünülerek bundan vaz geçil- di ve salondaki eşya memuri- 'na bırakılarak salondan çıkıldı. İşte Erzincanın Tasarruf haf Halbuki Erzincan bu ulusal yazifeyi yapamadı. Çünkü, Er- zincanda mevcudiyetinin ma- nasını berkese iyi anlatamıyan cemiyetlerden biride Mili İk- tasad. ve Tasarruf. Cemiyetir. Bu cemiyetin berkesce gayet basit bir şekilde bilinen mana sodur Birgün evvel tellâl bağızır. irtesi günü tasarruf baftası ve halkın çay, kahve içmiyerek ahlamur - iç: melerini bildirir, Hafta güni bir heyet teşekkül eder. Bele- diye salonuna Yerli Mallar ge- başlıyı tirilir. Birkaç hatib hazıruna nutuklar verir birkaç yüz re- gim aldırılır. Arzu edenler bir hafta müddetle salonu gezer. Hafta nibayetinde eşyalar sa- ö ğ hiplerine iade olunur. Salonun anahtarı da Belediyeye verilir. Artık ertesi seneye kadar ce miyetin işi yok gibidir. Bu seneye gelince; cemiye- Bay Ahmed birkaç ay tası L kasına teslim etmişti Fakat bu istifadan cemiyet âzasının ma- lümatı yoktu. Tasarruf hafta- ainın arifesi akşamına kadar 'ne yeni bir beyet tesbit edil- miş ve nede salonda - teşhir edilecek yerli mallar ihzar edil. mişti. Sergi salonu olarak bar Ban milli kütüphane salonuna haftanın başladığı gün sabah- leyin gittim. Üç metre tulde masa ortaya konulmuş, üze- rine' henüz birşey yerleştiril. memişt Sant onbir buçukta mektep- kilerpazarı sahibi Bay Kadri bir kısım kırtasiye ve birkaç tablo getirerek büyük —masanın baş tarafına koydu. Arkadan saatçi Bay Mehmed iki sepet deru- de muhtelif yerli mamulâtı eşya getirdi. Bunlarda masanın büyükçe bir kısınını işgal etti Tüccardan Bay Lâtif ve Saim de birkaç top kumaş getirdi- ler. Merasim sant 14 de baş- hıyacaktı. nomi tutum yedi günü kenti- mizde çok parlak ve canlı oldu. Bu canlılıkta kaymakan Bay Salâhattinin büyük değerli yar. dani oldu. İlk gün Halkevinde ulusal ökonomik maksad. ve Amaçlarını halka yaymak için aöylerler. verildi. — Neden — olacak ! — Rüverver kallanmak gayet nazik - bir iştir. Onu kulianması Jak. yanlış bir iş müşterinin için yay — Mühim bir haber yok. Bize tarif ettiğiniz közk sıka bir meza S girmemiştir. Töşkten “dışarıya da kimasc çıkmanıştır. — Peki biz burada yemek yer- ken herhangi bir Lâdise oluren 00 yapacağız ? Z hüsleeyi derbal gelib bire haber verirler. Bunun için hertür: arkadaş doğru gül lokantasına gi- tiler ve İokantanın İlk katma çıktılar. Boyu kasaca, toparlak vü- Catlu, fakat sağlam ve güçlü kuv. yetli bir adam bir köşede yalnız başına oturmakta idi. (Hano) Kikardojaun içerl çakmaği yakıb bana. İşaret vere: Sektir, — Öyle tte iyi. 'gren yemeğimizi diyi geçmekte idi. içıkları “da - ufukla Güneşin son kaybolmuz, e yedikleri kar İsn bolkonu da göle nazır bulur yordu. Göl üzerinde bir çok dallar dolaşıyor, bazı/ sandallarda musikl çalarak eğleniliyordu. ö (Rikardol, Her üçüde oturdular. (Hano) gağda solduki masalardaki birkap Aksarayda tutum haftası Amasyada Bele- diye işleri Elektrik geliyor, sokak- lar temizlenecek Amasya 20 (Hususi) - Güzel 've girin Amasyamız. şimdiye kadar çok ihmale uğramış, ba- kımsız kalmıştır. Amasya işik- sız, tozlu ve çöplü bir haldedir. Yeni Belediye reisi Bay Ce- lâl belediye bütçesinin çok dar olmasına rağmen Amasyayı bu balden kurtarmak- için ciddi emekler ve gayretler sarfet- mektedir. Bucümleden olarak Amasya pek yakında elektriğe kavuşa- caktır. Yolların'da tanzimi ve sokakların daha sık temizlen- mesi için tedbirler alınmakta; Refah alâmetleri bunlardır! Berlin 28 (A. A.) — Berlinin etrafında ve civarında — işliyen şimendiferler iki günlük Noel yortularına iki milyon 135 bin kişi taşımışlardır. Geçen yıl iki milyon 50 bin kişi nakletmiş- lerdi Üçüncü —günü — beş ei köylü ve kentlinin işti belediye alanında büyük hi ik yapıldı. Son gün orta okurda yerli mallarına aid fa- ideli bir piyes oynandı ve al- kışlandı. Resimler haftanın iki intibaımı tesbit ediyor. VHano) neş'eli görünmek dti yör, mütemadiyen gaka/ yapıyor, Tühaf sözler köylemek istiyordu. Amıma zihnca çok meşgul olduğu, endişe içinde bulunduğu ve bugün bu neş'enin ca'li olduğu anlaşılı. yordu. K gelen yemeklere hemen hiç elini sürmediği halde mütema- diyen arkadaşlarına * — Dostlarım, yi ananzaralı yerde, bu inzanın İştihi Diyordu. (Hano) böyle lâkayit ve şâka- c görünmek İt birdenbire elindek tabağının üzerine birakıverdi. Çönkü (Lemer) ona çu vunlü sormuştu. Madam (Dövre ) nin m herlerini demek hirmzlar çal miş onu abita ele geçirmiş öye e air Bu sual karşisında (Hana ) nın rengi bile sapsarı oldu, sordu, ki — Bunu “nereden öğrediniz, size kim söyledi ? Devamı var Haa ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: