27 Haziran 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 4

27 Haziran 1936 tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EDEBİYATA DAİR FIKRALAR VE DÜŞÜNCELER Hüseyin Siyrelin gençliğinde, zamanın meş" hur bir şairi ona yeni bir ygazelini okumuş. Siyrel bunda merkis kelimesinin kaliyesi olan pernis kelimesini anlıyamadığını söyleyince şair : — Amam Elendim, nasl bilmiyorsunuz ? Avrupalılar kral İanedanları azasile büyük asilamlelerine pernis derler | demiş. Meğer ecnebi bir dil bilmiyen bu şar eski harllerimizle gördüğü prens kelimesini böyle ialillur edermiş! İugün buna güleceği: miz gelir, Halbuki şimdi bizde, Garplten aldığı. miz kelimelerin bazılarını, güya eski harlleri mizle okuyarak telâlluzlarını beceremiş örmuşur gili kaslen talıril elaiydr Muyuz Ayrı ayrı âdetlere uyan Şarkla Carbin biri birle o karşılaştıkları zaman hasıl etikleri man sara bazan gülünç olur. « Taaddüdü zevecal» müçlüli sarıklı Mahmut Esa Elendi, Avrupaya ilk gidişinde kadile yibi kalın kumaş parçala” rından yapılmış yamalı bir bula taşıyordu. Bu, Merupalların merak, hayret ve istilzalarım celp ede dursun, bolçasını pek tabii bulan Mahmut Esat Elendi bu mazarların, bu tebessümlerin mânalarını görecek halde değildi. İste hepimizin ile kollarımızda böyle taşıdığımız Mahmut Esal Elendi bolçaları vardır. Buna başkaları güler, biz güldüklerini yöremez, görsek de kendimiz karlar tabii bulduğumuz bolhuçamız için alınmaz, « Acaba neye sülüs bu irili blm Cenap Şahabetlinin kardeşi, lisan mülehas- sm ve İsocasmı muharrir Ali Musrel, ölüm yala- ğında yalarken zavallı haremi : — Bey! Bizi böyle haybe hasıl barakip da mreye gidiyorsun diye ağlarmış. Ö zaman zavallı Ali Nusrei, dayanamaz, İalsiz Di bu sözü asli edermiş; — Haybe hasıl değil, Hanım, (asıl fecaal burada imiş gibi) Haibe e hasir.. Haibrü-hasirl,, Ahmet Haşimin ei arkadaşı İlemet Bedi hasta ve Yakup Kadri İsviçrede tedavide iken Yalıya Kemalin de hastalığı laberi gelin ee Alamet Haşimim müthiş kıskançlığı birden- bire İsveran ederek beyni dönmüş. Vücuduna düşmüş ve kendisini kemirerek bu arkadaşları- sn hepsinden evvel devirecek olan kurdu bil meyen zavallı şair, Ahmeti Bedis: — Monşer | diye bağırmış. hepiniz haslası- niz, hepinizin âsabınızı incelelecek bir gizli sebebiniz var da yalnız ben hasta değilim! d Allâme sandığımız ümmilerden o kadar ca- nimiz yanmış ki benim - vüzuhunu pek seve- rek sakladığım - bir askeri vesikam var'lır ki szanalıs hanesinde şu cümle yazılıdır : «Gazele muharriri: Okur yazar.» Yabancı üslelların nüluzu derhal kendini gösterir. Bir gün Ankarada, yağmur allında, kendi de ıslanarak, sokaktaki çimenleri hölü sw lamakta devam eden bir belediye bahçevanını pür rünce : «İşle bu Alman zihniyetinin tesirile diye düşündüm. “Toksa kendi manlığını göre serbesi bırakılan bir Türk balıçevanı bir türlü bu minasmz disipline uymak manlığına öremezıli. Zaman, mazideki içlimai mevki ve sınıl İark- larını tanımayan, kaldıran, bunları birleştiren bir camidir. Burada derviş Yunus Emre, lâkir Fu: züli, vezirin nedimi olan Nedim, Şeyhulizlam Yahya, Enderuni Vasıl ile vali Ziya Paşa hep aynı safta bir cemaat teşkil ederler, Lisan değişiyor ve onunla birlikle, hiç ha- berimiz olmadan, gülünç bulduğumuz şeyler değişiyor. İlk basılmış kitaplarımızın börinde, Türkçe bir Fransız grameri ve Fransızcadan Türkçeye bir lügalçe olan bir kitapla, şu sabil #Dui, Monsisurs kelimeleri mukabilinde: «Lel- beyk Sultanımls yazılıdır! Lİ Talâllur meselesi o kadar eliemmiyellidir ki bana hizmet eden köylü hademe, bahseiliği şey için syorele dedi mi, bunun çirkin olacağında benim hiç şüphem kalmıyor! Çok kere bir adamı haklı gösleren öleki- lerin baksızlığı, manlıklı güsleren ölekilerin manlıksızlığıdır. Yağ mülelekkir . geçinenlerin delevwuku, çek kere, ölekilerin ber lürlü ie lekkür hassasından büsbülün malırum oluşların- dan geliyor, b Gençliğin büyük bir mazereli cehaleli ve tecrübesirliğidir. Yaşlı ve tecrübeli bir adamda lena niyele delâlet edecek we şalısi menlnali

Bu sayıdan diğer sayfalar: