August 25, 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

August 25, 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER ıçın yanında karısı, fotoğraf maki- ve iki valizi olduğu halde se- yahate çıkmıştı Mr Lewıs Londra'- ya vardığı saman burada Süveyş me- selesi denilen bir meseleyi halletmek üzere milletlerarası bir konferansın toplandıgım öğrendi. için kaçırılmaz fırsattı. Konferansta çekecegı birkaç — fotoğraf kendisini Detroit'te gunun adamı yapabilirdi. Ancak, bunun için, herşeyden önce, konferans salonuna girmek gereki- yordu. Detroit'li turist zaman kaybet- meden Londra'deki erikan Bü- yükelçiliğine — başvurdu. — Kendisine birkaç fotoğraf çekmek için izin ve- rilemez miydi? Elçiliktteki memurun verdıgı cevap hıç de ümit verici de- ği emura gore, Ingılızler, hele kendileri için İ n böyle milletlerarası konferanslarda, ciddi davranışlı ve bu gibi hafifliklere göz yummayan insanlardı. Bu bakımdan Mr. Lewis'in o kadar arzuladığı re- simleri çekmekte en ufak bir şansı bile yoktu. Bereket versin Mr. Lewis öyle ko- lay kolay maglubıyetı kabul edecek insanlardan değildi. Madeni ki kon- feransa ön kapıdan giremiyordu, ar- ka kapıdan girmek yolunu bulurdu. Ancak talihin garip bir oyunu Mr Lewis'e gene de ön kapıdan girmek fırsatını verdi. Mr. Lewis elçiliktteki memurdan cevabı alınca doğru bir otomobile at- lamış ve konferansın toplanacağı Lancaster House'a yollanmıştı. Elçi- likten ayrılmasından beş dakika bile geçmeden, bindiği otomobil Detroit'li turisti Lancester House'un kapısına yanaştırıyordu. Bu — sırada Fransız Dış İşleri Bakam M. Pineau aynı bi- nanın basamaklarını çıkmaya, İsveç Dış İşleri Bakanı Osten Unden de ay- nı kapının önünde otomobilinden in- meye hazırlanıyorlardı. Olayın bundan sonrasını Mr. Le- -ısm ağzından dinliyelim oföre para odemek fırsatını bulamamıştım ki üniformalı bir ka- vas otomobılın kapısını açtı ve "Gü- naydın Sir" dedi. Sonra birden ken- dimi binanın kapısı onunde buldum. Önüme bir teşrifatçı düşmüş, beni konferansın toplanacağı salona götü- rüyordu. Bir an tereddüt ettiğimi yoksa oturum başlamadan önce bırşey içmek mi istediğimi sordu. İşte o zaman bu a- damların beni delegelerden biri san- dıklarını anladım Teşrıfatçının ku- lağına, yavaşça; n Amerikalıyım, dedim. Teşrıfatçı, gayet nazik: An- lyorum Sir, diye cevap verdi. Aslın- da gene Aanlamamıştı. Başka çare kalmadığım görünce: Amerikalı de- lege filân degıl Amerikalı turistim, dedim. Bu nazi adamın suratının aldığı ifadeyi görmeliydiniz". İşte Süveyş meselesini bir hal t zına bağlamak maksadıyla Ingıltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devlet- lerinin teşebbüsüyle Londra'da ter- tiplenen milletlerarası konferans, ge- çen hafta, — toplantılarına, böyle bir karışıklık havası içinde başladı. Şu satırların yazıldığı sıralarda toplan- tılara katılan — devletlerin karşılıklı durumları belli olmuş bulunuyordu. Bu tutumlara bakarak, bu konferan- sın da diğer milletlerarası konfe- ranslardan pek farklı bir sonuca u- laşamayacağını ve Süveyş meselesi- nin bu toplantı sonunda da bir hal tarzına bağlanmış — olmaktan uzak kalacağım söylemek yanlış olmaya- caktır. Bir ip üzerindeki cambazlar Konferansın konuşmalarla geçen ilk günlerinden — sonra, taraflar, şu şekilde ikiye ayrılmış bulunuyor- İardı: Amerikan Dış İşleri Bakam Konferansın açılışından bir görünüş Bu kalabalık, bulutları dağıtabilecek mi? tarafından formüle edilen Batı plâ- nını destekleyen İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Türki- ye, Batı Almanya, Hollanda, Norveç, Danimarka, İsveç, Avustralya, İtal- e Yeni Zelanda ile konferansa katılmadığı halde —geçen pazar bir basın toplantısı yapan Nâsır'ın ağ- -ıyla kilidi plânım açıklayan Mısır'ı destekleyen Sovyet Rusya, Hindis- tan, Seylan ve Endon ndra konferansı, çalışmalarına, İngiltere Başbakanı Eden'in bır ko- nuşması ile başlamıştır. Eden'e gö- re, bu konferansın mevzuu "İkinci Cıhan Savaşından bu yana patlak veren en ciddi anlaşmazlık"ı hallet- mektedir. Bu —anlaşmazlığa bir hal çaresi bulmak, Süveyş kanalından a- zami istifade eden —devletler olmak sıfatıyla, Londra'da toplanan bütün devletlerin başlıca gayesi olmalıdır. Eden'in bu konuşmasından sonra, dört köşe masa etrafında toplanan delegeler, oy birliğiyle, — konferans başkanlığına Ingılız Dış İşleri Ba- kanı Selwyn Lloyd'u getirmişler ve bundan sonra da Şepı of'un ağzından açıklanan Rus görüşünü dinlemişler- dir. Bilindiği gibi Stalin sonrası devri- in ilk Dış İşleri Bakam Şepilof, Londra'da beynelmilel bir konferan- sa ilk defa olarak katılıyordu. Bu bakımdan konferansın arifesinde, a- çıklanacak Rus görüşü kadar Şepi- lof'un şahsiyeti de merak edilmektey- di. Tarafsız yorumculara göre Sovyet Dış İşleri Bakanı ilk imtihanında ba- şarı kazanmıştır. Şepilof, Londra'da, soğukkanlı ve uyanık bir müzakere- ci olarak kendim göstermiştir. Şepilof, sözlerine, Süveyş meselesi- nin beynelmilel bir konferansta hal- ledilmesi aleyhinde — olmadığını be- lirtmekle başlamıştır. Ancak bu feransın toplanacağı — yer, Şepilof'a göre, Londra değil Kahire olmalıydı. Bundan başka bu konferansa Süveyş kanalından istifade eden bütün dev- letler çağırılmış değillerdir. Sovyet Dış İşleri Bakanı hiç şüphesiz Ko- münist Çin Arap Devletleri ve De- mirperde gerisi — Devletlerini' de bu konferans masası etrafında görmek- ten, büyük memnunluk duyardı. Sovyet Dış İşleri Bakanı bundan sonra, konferansa katılacak devlet- lere hazırlık için yeter zaman bıra- kılmadıgından da şikayet etmiştir. Bü- akımla a Konfe- ransı, Şepılofa göre Süveyş mesele- sini halletmeye yetkili değildir ve bu konferans, olsa olsa, ilerde yapılacak daha geniş çanta bir konferansın ilk kademesi olabilir. Gerçekten Şepılof'un bu — sözleri Mısır Başbak anı Nâsır'ın geçen pa- zar günü yaptığı basın toplantısında söylediği sözlerden farksızdı. Şepilof, öyle anlaşılıyor ki, böyle konuşmakla hem Mısır'ı tatmin etmek, hem de meseleyı ilerde toplanacak daha ge- niş, bir konferansa havale ederek 0- rada daha başka meseleleri de ken- disi için daha elverişli şartlarla ele almak imkânını hazırlamak istiyor- du. AKİS, 25 AĞUSTOS 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: