25 Ağustos 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

25 Ağustos 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene: 3, Cilt: VII, Sayı: 120 Rüzgârlı Sok. — Ovehan Kat: 3, P. K. 582 — Ankara 18992 (Yazı 15221 (are) Fiatı : 60 Kuruş Neşriyat Metin TOKER Müşaviri İmtiyaz Sahibi ve yazı işlerini fiilen idare eden Mes'ül Müdür : Yusuf Ziya ÂDEMHAN Umumt — Neşriyat —Müdürü Hamdi AVCIOĞLU Teknik — Sekreter — : M. Nevzat ÜNLÜ Karikatür Fotoğraf : Hüseyin EZER Osman ÖZCAN ASSOCIATED PRESS TÜRK HABERLER AJANSI k Klişe : ; Doğan Kilse ATELYESİ Müessese Müdürü OKER Abone Şartları: 3 aylık (12 nüsha) 6 lira 6 aylık (26 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) 24 lira İlan — Şartları 4 renkli arka kapak (Tana Sayfa): 850 lira Kapak içi 300 lira, metın sayfaları Santimi 4 Dizildiği ve — Basıldığı Yer : Rüzgarlı Matbaa — ANKARA Tel: 15221 Basıldığı tarih: 23.8.1956 Kapak resmimiz: Adlai Stevenson Temkinli bir mücadeleci Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları S yaşadığımız altı senenin teki tarafında kalan devirde bır gün, bugünkü Cumhurbaşkanı ve o gunku Mulıalefet lıderı Celâl Ba- yır insan hak v hü rrıyetlerının artık kanunlarla yok edildiğini be- yan ediyordu. Bu, elbette kı ilk bakışta isabetli' bir müşahede idi. Bir çok totalıter idarede, aslında insan hak ve hürriyetlerinin mu- hafazasına yaraması gereken ka- nunlar bunların ifnası, için kullanı- lıyordu ihtimal ki muhalefet lide- ri, belirttiği fikri oralardan almış- tı. Fakat işin derınıne ınıldıgınde, insan hak ve ka nunlarla -bazı şartlar altında- yok sokulan kütlelerin mukavemet ar- zusundan mahrum bulu nmaları lâ- zımdır. Zira asıl kaide, insan hak ve hürriyetle; inin kanunlarla değil, kanunsuzluklarla yok Iy göre anlayarak, ütec lara karşı mücadel etmeyecek in- bulunmasına sıkı sıkıya bağlıdır. Yoksa, en kötü maksad- rılacak, hürriyetle- ri tahdıt edici kanunlar, hukuka ve hakka inanmış hukukçuların e- linde kolaylıkla zararsız hale geti- rttir. Eğer batı dünyasında demok- ratik bir ıdare kurulabilmişse, bu- nun sebebi orada hürriyeti tahdit karılmamış ması her kanunun tatbikçileri ve üzerin- de tatbik edilen kütleler tarafından demokratik bir gözle görülmüş bu- lunmasıdır. İngılız, Fransız İskan- din. Am unlarım ka- rıştıracak olanlar oyle maddelere rastlayabilirler ki bunlar, öğleden sonra verecekleri hükmün emrini sabahleyin savcıdan alacak tıynet- te bir takım hakimlerin elinde dik- tatörlük silâhı haline gelebilir. Ni- tekim açıkça totaliter idareye ta- raftar göriinemeyen bir çok dik- rriy kısıcı kanunlarını geçırmeye çalışırken bahis maddeleri "oralarda da ö le diye mısal olarak gostermeği akıllılık mesele o madde- lerın şeklınde degıl ruhundadır ve büs karşısında gerekli mukavemeti göstermesin atı dünyasında adalet meka- nizmasının nasıl çalıştığı hu- susunda okunanlar insanı kolaylık- la şaşırtabilir. Kanlı katiller idam- larını bir takım usül cambazlıkla- Aramızda rı sayesinde senelerce uzatabilmek- tedirler. Suçlu oldukları yüzde yü katiyetle bilinen bazı kimsele de- lil kifayetsizliğinden avukatlarının mehar ellerini, kollarını sallayarak do- laşmaktadırlar. Suç işleyeceklerin- den endişe edilenler, hatta vatana hiyanet etmesinin muhtemel oldu- ğu sezilenler bir m prensipler ileri sürülerek başı boş bırak lmak mümkün değildir. Ama bata dün- yasında bir suçsuzu cezalandırmak, bir suçluyu cezalandırmamaktan çok daha vahim bir harekettir ve o yüzdendir ki vatandaşın hakları, fuzuli ge- lecek titizlik gösterilir. Kanunların demokratik tarzda anlanısı, işte budur. Hiç bir kanu n, ceza görmesini derpiş e z. Hu- kuk ise, açık şekilde yazılmamış suçlardan başka fiillerin — karine ile, maksad atfı ile, ilham ile, sezış ile, nihayet emir ile tecziye etme- yen ilmin adıdır. Cezanın ibret teş- kil eden kısmı, işin en mühim tara- fi değildir.. Mühim olan haklara olmaktan çıkar ve çöl kanunlarının şeklini alır f nsan hak ve hürriyetlerinin to- taliter ıdarelerde kanunlara daya hürriyetleri şimdiye kadar her yer- de bir takım süfli varlıkların al- çaklıklarına, şerefsizliklerine, kü- dan kaldırılmıştır. sini, nıyetı bu olan diktatör nam- başkalarının — nası bakmaksızın ifa etmezse kanunlar elbette ki zulüm aleti haline gelir. Cemiyetin yapıcağı şudur: Alçak- ları öyle bir lanete, öyle bir umu- mi nefrete mâruz bırakmak ki al- görünmekten çıksın; yani astar, yüzünden pahalı olsun! Bunlar an- lasınlar ki kazandan ne olursa ol- -sun ve hangi mevkii- işgal ederler- de etsinler sokakta yanlarından ge- çen herkes yuzlerıne tükürmek ar- zusu duymaktadır avemet, işte ferinde muvaffak olmuştur. Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: