1 Aralık 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

1 Aralık 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

günkü ordunun ileri gelen yüksek rutbelı subaylarından çoğu rus veya dönme Polonyalılardır. Romenyanın muhtemel olarak ta- kınacağı vaziyet de — Sovyet Yüksek Kumandanlığını düşündüren bir hu- sustur. Romanyanın hali hasırda 15 tümeni, başka bir tabirle. 230 bin as- keri vardır. Peyk kuvvetleri, Bulga- ristanın 11, Cekoslovakyanın 14 ve Oğu Almanya nın tümeni ite ta- mamlanmaktadır. İleri Hava Kuvveti Doğrudan doğruya Sovyet Savun- ma Bakanı Mareşal Zukof'un em- rinde olan uzun menzilli Sovyet Ha- va Kuvvetlerinden de bahsetmek ye- rinde olacaktır. Bu hava kuvveti dün— yanın en itefi uçaklarından T-39 Bad ger ve 1-37 Bison bombardıman u- cak]arı ile teçhiz edilmiştir. Krem linin atom silâhlarının en kuvvetli vasıtaları işte bu uçaklardır. Sovyet meseleleri mutehassısların— dan J.M. Mackintosh'a göre, "zama- nın kendileri lehinde ışledıgıne güve- nen Moskofların bir ani taarruza gı— rişmeleri dahi bir kumar olacaktır". Sovyetlerin gayesi "atom silâhları şantajı"dır. Bunu Batılı muhaliflerin birleşmesini Öönlemek, atom silâh- an bakımından — kuvvetli olduktan inancından elde edecekleri menfaat- leri durdurmak için kurnazca kullan- maktadırlar. Batılılar hayatlarının atom silâhlarına bağlı olduğuna ina- nıyorlar. Hür dünya memleketlerinin gözlerini dört açmalarının tam zama- nıdır. EMNİYET SANDIĞI 1956 yılı Tasarruf Hesaplar İkramiyeleri 450.000 Liradir. Çiftehavuzlar'da Bahçeli Evler Aparlman Daireleri Buhçelievler'de ARSALAR Ev, Apartman Dalresi ve Arsa'yı kazananlara (20.000) liraya kadar KREDİ Zengin PARA ikramiyeleri Aymeca İ yailem Siredileet AKİS, 1 ARALIK 1956 S P O R Olimpiyatlar Moda'dan Melburn'a ecen haftanın başında, Güreş ka- filemiz Melburn'a hareket et- mezden bir gün önce ıdarecıler Moda kampındaki — güreşçilere - "Çocuklar erken yatın, sabah saat 4'de kalkaca- ğız" demeye hazırlanırlarken, çocuk- lar onlara mühim bir haber verdiler: "İbrahim Zengin kamptan kaçtı!". Halbuki "yevmiye meselesi" halledil- miş degıl miydi ? O halde Zengin, bu müziği ve ahengi zengin oteldeki kamptan niçin kaçmıştı? Sebep basitti, gündüz yapılan fut- bol maçında dıger güreşçiler İbrahi- me "biraz fazla" şaka etmişlerdi. Her insanın şakaya tahammül derecesi de bir değildi. Işte İbrahim Zengin çan- tasını aldığı gibi Moda'ya veda et- mişti. Bereket dört koldan başlayan ara- ma çabuk netice verdi ve Zengin bu- lunarak kampa getirildi. file ertesi sabah adro ile -1 güreşçiye 11 idareci- hareket imkâ- nını buldu. Uzun, hem de çok uzun bir yolcu- luktan sonra Melburn'a varan güreş- çilerimiz "Türk Olimpiyat Kafilesi" olarak Avustralyada bulunan türkler ve Çanakkalede türklere karşı sa- vaşmış anzaklar tarafından hararet- le karşılandılar. Melburn'da türk güreşçilerini üzen- tek mesele, "kilo düşme"ydi. Avus- tralya'ya ayak basar basmaz hemen idmana, fin hamamına girmeğe baş- lanıldı. Ama müsabakalara pek az kaldığı halde gene de çoğunun birer ikişer kilo fazlası bulunuyordu. İlk tuş Emre'nin elburn'da — güreşçilerden — evvel idareciler — birbirile — kapıştılar. Beynelmilel Federasyonun seçimi, milletlerin bu sahadaki idari maçı hüviyetindeydi. Türk — Federasyonu Başkanı Vehbi Emre. sanki güreşçi- lerinin başarısına önderlik eder gibi, Federasyon seçiminde ilk muvaffaki- yeti kazandı. Fransız Roger Coulon başkan. Vehbi Emre ikinci başkan seçildi. Ruslar ise ancak üçüncü tur- a ve onbeşinci olarak federasyona girebildiler. Emre'nin başarısı ertesi gün de de- vam etti. Önce Jüri'ye dahil oldu. Sonra da Teknik Komite Başkanlı- ğına seçildi. Bunu güreşlerin 15 da- kikadan 12 dakikaya indirilmesi yo- lundaki türk tezinin büyük çoğun- lukla kabulü takip etti Şimdi zafer sırası kara saçlı kuv- vet ilâhlarına gelmişti. Sadece alkış ürriyet uğruna canlarını ortaya koyan ve hattâ seve seve verdik- lerine şahit olunan macarlar, hür dünyadan sadece “"alkış" toplama— ğa, Melburn'da da devam ettiler. Böylece ka- D İstanbulda Olimbiyat bayrağı Meş'ale de yanıyor Olimpiyat Komitesi "Olimpiyatlar sı- rasında sporcularla siyasetten konu- şulmayacağı" hakkında "sportif” bir karar vermişti. Buna rağmen parlak açılış töreninde onbinlerce insan to- pallayarak geçide katılan bir macar kız atletini, üç dört rekor sahibi şam pıyonlardan daha çok alkışladı. Bu, dogrudan doğruya macar milletine "siyasi" bir sempatinin izha- Yakışıkh Edinburgh Dükü "Onal— tıncı modern olimpiyatları açıyorum" der demez binlerce güvercin semanın maviliklerine yükselmiş, ardından da Avustralyalı atlet Clarke elinde O- limpiyat meşalesi ile stada girmişti. Ayni anda olimpiyatlara iştirak eden bir çok memlekette, bu arada İstan- bul Mithatpaşa- stadında da Olimpiyat bayrağı çekiliyor ve meşaleler ya- kılıyordu. acar kızının hararetle alkışlandığı geçit resmi ise "Olimpi- yat yemini"ni takiben başlamıştı. Doğu - Batı mücadelesi limpiyatlar butun mana ve hü- viyetiyle — "sportifti —ama, her spor müsabakasında dahi Doğu- 'Batı mücadelesi, çok d Amerikan - Rus çekişmesi şeklinde görülüyordu. Buna bir de Macar - Rus mücadelesi eklenmişti. Meselâ Olimpiyatların i- kinci gününde macar eskrimcileri sovyet sporcularını hezimete uğra- tınca, yalnız Melburn'da değil, Mittin hür nyada bir sevinç yükseldi. Bu- nu üçüncü gün rusların basketbolda da fransızlara 7.6-67 alt olmaları ta- kip etti. Hale meşhur ümitleri, çekiç- 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: